Yıkılan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin bayrağı Kırmızı zemin üzerinde sol üst köşede yer alan Sarı Orak-Çekiç sembolü ve bir sarı yıldızdan meydana geliyordu.
Orak-çekiçin kaynagını biliyoruz. Komünist Enternasyonal öncesinde partilerin enternasyonal bir amblemi yoktu. Bu Ekim Devrimi(1917) ’nin ardından Bolşeviklerle birlikte ortaya çıktı ve sonrasında Komünist Enternasyonal’le birlikte genelleşti. Bolşeviklerin komünist ismini resmen de benimsemeleri, Komünist Enternasyonal kuruluşuna denk düşüyor. Orak-çekiç amblemini benimserlerken neler tartıştılar, bunu nasıl anlamlandırdılar ve hangi temel esaslara bagladılar, bunu şu an için çok somut olarak bilmiyoruz.
Yine de bu türden bir amblemin benimsenmesinin somut nedenleri konusunda bazı noktalar yeterince açık. Orak-çekiç, devrimin zaferinin ve sosyalizmin başarıyla inşasının temel bir koşulu olarak İşçi sınıfı ile Köylülügün ittifakını simgeliyor...
Beyaz zemin üzerindeki ortalanmış koyu kırmızı haçtan oluşur. Bayraktaki haç, iskandivav ülkelerinin(isveç,norveç,danimarka,finlandiya) bayraklarındaki iskandinav haçı değil, ortalanmış Aziz George 'un haçıdır.
İlk defa 1191 'de Aziz George 'un bayrağı olarak kullanılan bu bayrak, 1278'de Britanya'daki İngiltere ülkesinin bayrağı olarak kabul edilmiştir.
Bu çarpılarla, haçlarla dolu mavi-kırmızı-beyaz bayrak bizim ülkemizde 'İngiliz bayrağı' diye bilinir.Ama yanlıştır.Çünkü Büyük britanya(birleşik krallık) ile İngiltere farklı şeylerdir.
Birlesik Krallık bayrağı; ilk versiyonu İskoç Krali 4. james'in 1606'da İngiltere krali (1. james) olmasiyla ortaya cikar:
Bu versiyon İskoc bayrağı (mavi uzerine beyaz çapraz haç) ile ingiliz bayraginin (beyaz uzerine kırmızı haç) üstüste bindirilmesinden ibarettir, adina da 'union flag' denir. (o siralarda ingiltere'yle coktan birlestigi icin galler'in ejderhasi bu bayrakta yer almiyor) .
Sonraları 1801'de Büyük britanya ile İrlanda birlestiginde İrlanda bayragini da (beyaz uzerine kirmizi capraz hac) union flag'e dahil etmek icap eder, ortaya bugünku bayrak çıkar.
Güney irlanda 1921'de bagimsizliğını kazanmasına rağmen bayraga mudahale edilmez, bugune kadar şeklini muhafaza eder.
Union jack'teki jack'in geminin pruvasinda yer alan bayrak diregi anlamina gelen 'jack staff''tan geldigi dusunuluyor, birlesik krallik donanmasinin gemileri tabi sozkonusu gemiler. son olarak 1908'de parlamento'nun verdigi 'Union jack milli bayrak kabul edilmistir' karariyla da terim resmileşir, 'union flag' kullanimdan tümüyle kalkar.
1908'den sonra Ayan meclisi'ne, 1919 mart'ında da Tevfik paşa'nın yerine Sadrazamlığa getirilmiş; aynı zamanda Hariciye vekilliği yapmış Osmanlı devlet adamı.
Kuvayi Milliyeyi dağıtmak için Kuvayi İnzibatiye'yi kurmuştur.
Vahdettin'in çeşitli nedenlerden dolayı hiç sevmediği, fakat İngiliz hayranlığı nedeniyle sadrazam yaptığı kişidir.
1853'te istanbul'da doğmuş, 6 ekim 1923'te nice/fransa'da ölmüştür.
ABD, Türkiye'nin stratejik bor madenine 'özel' ilgi gösteriyor. ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Taylor'ın, Ankara ziyaretinde, 'kapalı kapılar ardında' bor madeni ve özelleştirme yasasını görüştüğü bildirildi.
Taylor bor için gelmiş
Geçtiğimiz Ocak ayında Türkiye'ye ani bir ziyarette bulunan ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Taylor'ın Dodge&Cox ve Rio Tinto Holding'in eski yönetim kurulu üyesi olduğu ve Türkiye'ye bor madenleri için geldiği ortaya çıktı.
Uluslararası firmaların gözü nükleer teknolojiden, bilgisayar ve silah sanayiine kadar pekçok alanda kullanılan ve dünya bor rezervinin yüzde 70'ine sahip Türkiye üzerinde.
Türkiye ziyaretinde, kapalı kapılar ardında hükümet yetkilileriyle görüşen ve özelleştirme yasasıyla yakından ilgilenen ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Taylor'ın ziyaretinin arkasında bor madenlerinin yattığı ortaya çıktı.
Hükümetteki görevinden önce dünya bor piyasasına egemen olan Dodge&Cox ve Rio Tinto Holding'in yönetim kurulu üyesi ve bu şirketlerin sermaye ilişkilerini kontrol eden kişi olan Taylor'ın ziyaretinin arkasında bor lobilerinin istekleri yatıyor. Dünya bor rezervinin yüzde 70'ine sahip Türkiye'nin yıllık ihracat geliri sadece 250 milyon dolar.
Yasa el altında bekliyor
Taylor ocak ayında Türkiye'ye yaptığı ani ziyaretinde ilk görüşmesini özelleştirmeden sorumlu Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu ile yapmıştı. Karakoyunlu tarafından hazırlanan ve Özelleştirme Yasa Tasarısı yasalaşırsa, özelleştirmenin önündeki tüm hukuki engeller kalkacak; hemen ardından da, zaten el altında hazır bekletilen Maden Yasası'nın gündeme gelmesi ve 'bor'un devlet eliyle işletilen stratejik maden olmadığı' iddia edilerek özelleştirilmesi bekleniyor. Son yıllarda yapılan çalışmalar, bor mineralinin bir yakıt ve enerji hammaddesi olarak kullanılabileceğini ortaya koyarken, uluslararası tekeller de hesaplarını buna göre yapıyor. Bor lobilerinin yerli işbirlikçileri, Taylor'ın ani ziyaretini 'ABD'nin Türkiye'ye verdiği önemin göstergesi' olarak lanse ettiler.
Borda uluslararası ağ
Borun devletleştirildiği 1978 yılından önce Rio Tinto, Türk Borax adlı firması aracılığıyla, Türkiye'deki bor madenlerinin yüzde 80'ini işletirken, bugün ise Anatolia Mineral Development Ltd. eliyle Türkiye'deki altın, gümüş, bakır, çinko aramasını da elinde bulunduruyor. Merkezi Avustralya'da bulunan Rio Tinto Ltd.'nin bir alt kuruluşu da Türkiye'nin, özellikle Bergama köylülerinin yakından tanıdığı eski adıyla Eurogold olan Normandy şirketi.
ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Taylor, şimdiki görevinden önce Dodge&Cox adlı şirkette, Yönetim Kurulu üyesi idi. Dünya çapında bir tekel olan şirketler grubunda 'para ve sermaye ilişkilerini kontrol etmek' gibi önemli bir görevi olan Taylor, bu görevinden 13 Mart 2001 tarihinde istifa etti. Ancak, Taylor'ın söz konusu çok uluslu şirketlerle ilişkilerinin devam ettiği belirtiliyor. Taylor'ın yöneticilik yaptığı Dodge&Cox'un, dolayısıyla Rio Tinto'nun Rohm&haas, Ford, General Motors ve Motorola ile de ortaklık ilişkileri var.
Devlet Denetim Elemanları Derneği (DENETDE) 'nin 'Denetim' adlı dergisinde Ortakları ve kontrolündeki diğer şirketlerle dünyanın maden pazarını elinde bulunduran, adeta bir ağ gibi her tarafa kollarını uzatan Rio Tinto, bu özelliğinden dolayı Avustralya'da 'Rio Tinto Ahtapotu' diye adlandırılıyor.
RİO TİNTO AHTAPOTU
Rio Tinto'nun kuruluş hikayesi 1873'lere dayanıyor. Rio Tinto Limitedíin ortaklık yapısı oldukça ilginç. Şu anda Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı bankaların neredeyse tamamının hissesi bulunuyor. Chase Manhattan ile J.P. Morgan'ın birleştiği, Citicorpíun, Salomon Smith Barney, Citibank ve ABN Amro'ya sahip olduğu, HSBC'nin de aynı sermaye grubundan olduğu dikkate alındığında cenderenin boyutları anlaşılıyor. Bunların dışında kalan Deutchebank, Alman firması olmasına rağmen sözkonusu bankalarla birlikte hareket ediyor. Bu da finans sektöründe rekabetin olmadığını gösteriyor.
DÜNYANIN EN KALİTELİ ALTINI BERGAMA'DA
Normandy Madencilik A.Ş. Yönetim Kurulu görevli üyesi Orhan Güçkan, İzmir 3. İdare Mahkemesi'nin, Bergama
Ovacık altın madeniyle ilgili Sağlık Bakanlığı'nın verdiği 1 yıllık deneme üretimi iznine ilişkin yürütmenin durdurulması kararına saygılı olduklarını söyledi. Dünya genelinde 800'ün üzerinde altın madeni işletmesinin faaliyet gösterdiğini ifade eden Orhan Güçkan, Bergama'daki madenlerinin bunlar içinde en iyisi olduğunu söyledi.
Güçkan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Gümüşhane'de görünür altın rezervimiz 12 ton, Bergama'da ise 24 ton olmak üzere Normandy Madencilik'in toplam 36 ton altın rezervi var. Toplumla anlaşıp ikna ederek, bu engelleri aşacağız.'
(1 mart 2002-yeni şafak)
Uzaya gönderilen ilk uydu olan Sputnik 1 ve Sputnik 2 de de Türk kaynaklarından elde edilen bor kullanılmıştır. 1970lerde bütün isletme hakklari Etibank a devredilmiş ama o zamandan beride dogru dürüst yararlanamamıştır Turkiye.Osmanlı zamanında bile Almanlar Eskişehir bolgesiyle ilgilenmiş, oradaki rezevleri hükümete 10 milyon ton olarak göstermiş, ama Etibank zamanında yapılan ölçumlerde 700 milyon tonun uzerinde rezervin oldugu görülmüştür.
Türkiye Eskişehir Kırkada dünyanın en büyük rezervinin (%63) bulunduğu bir maden, ilaç, tarım, detarjan, asit, porselen ve cam sanayinde aktif olarak kullanılmasına rağmen dünya payının sadece %11 Türkiye'nin elinde...
Tarihi yapıları, köklü geçmişi ile bugünlere gelen Anadolu Medeniyetleri Müzesi 19 Nisan 1997 tarihinde İsviçre'nin Lozan kentinde 68 Müze arasında birinci seçilerek 'Yılın Müzesi' ünvanını elde etmiştir.
Farsça asıllı olduğu kabul edilen cevşen kelimesi sözlükte, 'zırh, savaş elbisesi' anlamına gelmektedir. Terim olarak Şii kaynaklarında Ehl-i beyt tarikiyle Hz. Peygambere isnat edilip, Cevşen-i Kebir ve Cevşen-i Sağır denilen iki duanın ortak adıdır.
Cevşen-i Kebir:
Anlatıldığına göre Asr-i saadette cereyan eden savaşların birinde (bir rivayette Uhud’da) muharebenin kızıştığı ve üzerindeki zırhın kendisini fazlasıyla sıktığı bir sırada, Hz.Peygamber ellerini açarak Allah’a dua etmiş, bunun üzerine gök kapıları açılarak Cebrail gelmiş ve, 'Ya Resulullah, Rabbin sana selam ediyor ve üzerindeki zırhı çıkarıp bu duayı okumanı istiyor. Bu dua hem sana hem de ümmetine zırhtan daha sağlam bir emniyet sağlayacaktır' demiştir.
Olayla ilgili Şii kaynaklarına göre Allah Cevşen-i Kebiri dünyayı yaratmadan 50 bin yıl önce arşa yazmıştır. Bu duayı okuyan veya yazılı olarak üzerinde bulunduran kimse, dünyada her türlü beladan, afet, hastalık, yangın ve soygundan korunduğu gibi Allah ile kendisi arasında perde kalmaz ve bütün istekleri yerine getirilir. Cevşen-i Kebir ile Allah’a münacatta bulunan kimseye, Bedir şehidleri derecesinde 900 bin şehid sevabı verilir. Bu duayı kefeninin üzerine yazan mümin ise azap görmez.
Onu okuyan kimse, dört semavi kitabı okumuş gibi olur, her harfi için kendine Cennette iki ev ile iki zevce verilir, ayrıca insan ve cinlerden olan bütün müminlerinki kadar sevap kazanır, asla Cehenneme girmez. Cebrail, Hz.Peygamberden duayı kâfirlere öğretmemesini, sadece mümin ve takva sahibi kişilere tâlim etmesini istemiştir. Kefenlere de yazılmış, Cevşen-i Kebir özellikle Şii dünyasında oldukça rağbet görmüş, gerek müstakil olarak gerekse çeşitli dua mecmuaları içinde birçok defa basılmıştır Cevşenin Şii dünyasında bu derece rağbet görmesinde, Ehl-i beyt tarikiyle rivâyet edilmiş olmasının yanında, faziletleriyle ilgili haberlerin de büyük etkisi olmuştur. Dua, Şia bölgelerinde özel matbaalarca kefen üzerine yazılmakta ve cenazenin kefenlenmesinde kullanılmaktadır.
Cevşen-i Kebir Türkiye’deki bazı Sünni müslümanlar arasında da ilgiyle karşılanmıştır. Duayı, A. Z. Gümüşhanevi, tarikatla ilgili Mecmuatül-ahzab adlı eserinde nakletmiş, daha sonra özellikle Risale-i Nur cemaati tarafından müstakil olarak birçok defa basılmış ve Türkçe’ye de tercümeleri yapılmıştır. Ayrıca Şii kaynaklarında zikredilen metinle bu eserlerdeki metin arasında bazı eksiklik veya fazlalıklar göze çarpmaktadır. Cevşen-i Kebir diye bilinen ve Musa el-Kazımdan itibaren imamlar yoluyla Hz. Peygambere nispet edilmiş bir hadis olarak rivayet edilen, yaklaşık 15 sayfalık metnin sahih olması mümkün görünmemektedir. Zira bu metin, bilinen bir olayı, bir kıssayı veya tarihi bir vakayı anlatan, hafızada tutulması kolay metinlerden farklı olarak, her kelime ve cümlesinin büyük bir titizlikle raptedilip tekrarlanması, Hz. Peygamberden alınıp rivayet edilmesi imkansız denecek kadar güçtür.
Duanın Sünni hadis mecmualarında yer almaması, ayrıca Şii hadis külliyatının ana kaynağı durumundaki Kütüb-i erbeada da bulunmaması, sadece dua mecmuaları gibi ikinci derecede kitaplarda mevcut olması da bu görüşü desteklemektedir.
Cevşen sahih değildir
Cevşenin faziletleriyle ilgili olarak nakledilenlere gelince, Allah’ın insana verdiği imkan ve yetenekler, ona tanıdığı haklar ve yüklediği görevler karşısında kişinin bir duayı okumakla dünya ve ahiretin bütün kötülüklerinden korunup mutluluğa erişmesi, İslamiyet açısından, hatta bütün semavi dinler bakımından mümkün değildir. Ayrıca her bölümünde tevhidi vurgulayan ve yoğun kudsi duygularla örülmüş bulunan bir duanın iman etmeyenler tarafından okunmasının ne anlamı var ki, Cebrail bu konuda Hz. Peygamberi uyarmış olsun. Kaldı ki bu dua, herkesin vakıf olabileceği bir açıklıkla literatüre geçtiğine göre, gizli tutulması da fiilen imkansızdır. (Cevşen maddesi s.462-464)
Diyanet Ansiklopedisi’ndeki bu bilgiye göre, Cevşen duasının Ehl-i sünnet kaynaklarında bulunmaması ve fazileti ile ilgili rivayetlerin İslamiyet inançlarına aykırı bulunması, Şiilerce muteber kabul edilen Kütüb-i erbeada bulunmaması da, bunun sahih olmadığını göstermektedir.
Bu duayı üstünde taşıyanın asla Cehenneme girmemesi de, ilim ile bağdaşmayan bir ifadedir. Çünkü hepsinden kıymetli olan Mushaf’ı [Kur’an-ı kerimi] bile üstünde taşıyan kâfir, Cehennemden kurtulamaz.
Kefene mübarek isimlerin, yazıların yazılmasını, irin, kan gibi necasetin içine bulaşacağı için, Ehl-i sünnet âlimleri uygun bulmamıştır.
Şiiler, Cevşeni savaşlarda kullanmışlarsa da, bir faydasını görmemişlerdir. Mesela Irak-İran harbinde ölen Iraklı Şii askerlerle, İranlı Şii askerlerin üstlerinde cevşen duası bulunmuştur. Ayrıca üzerinde cevşen olduğu halde kaza geçiren çok kimse görülmüştür.
(www.dinibilgiler.org)
Taoizmin başlıca öğretisi,ebedi, mistik bir üstün varlıkla ilgilidir. Taoizm’e göre bu alem mevcut olan (yang) la mevcut olmayan (ying) in birleşmesinden meydana gelmiştir. Bazı kaynaklara göre Tao, Tanrı’ nın sembolleştirilmiş varlığı olarak anılmaktadır.
Taoizmin temeli mistik panteizmdir. Tao,dünyayı yöneten sebeptir. O görülmeye,işitilmeyen, kavranılması mümkün olmayan bir yaratıcı prensip olarak algılanmaktadır. Bir başka açıdan Tao göğün ve yerin kaynağı, yaratıcı ve yaşatıcı kavramdır. Hiçbir şeye muhtaç değildir.
Taoizme göre insan ancak manevi yönüyle insandır. Bunun için Tao rehber olarak kabul edilmelidir. Taoizmin temel prensibi iyilere karşı iyilik yapmak, iyilik yapmayanlara karşı yine iyilik yapmak, böylece her şeyin iyi olmasını sağlamak olarak özetlenebilir. Taoizmde dini inancın büyüklüğü mutlak sükunet ve rahatlık içinde dünyaya sırt çeviren bir hayat tarzıyla mümkündür...
-Basit bir hayat yaşayarak tutumlu olmak
-Mütevazi olmak,nefsini gurur ve kibirden uzaklaştırmak
-Bütün canlılara karşı merhametli olmak.
Taoizm de bu ahlaki ilkelerin gerçekleşmesi için gösterişten uzak olmak,başkalarını düşünmek, yumuşak huylu olmalıdır.
Dinin taraftar sayısı yaklaşık 95 milyon.
® kuran'da, numarasız besmeleler dahil 6346(19x334) ayet vardır. bu sayının rakamları 6+3+4+6= 19 'dur.
® ilk vahyedilen 96. sure sondan 19. suredir.
® besmele, 9. surenin başında bulunmaz; fakat bu kayıp besmele 19 sure sonra, iki besmele'ye sahip 27. surenin 30. ayetinde tamamlanır. böylece kuran'daki besmele tekrarları 114 (19x6) olmaktadır.
® besmele'deki her kelimenin kuran boyunca tekrarlanma sayıları hep 19'un katlarıdır:
isim 19 kere 19 x 1
allah 2698 kere 19 x 142
rahman 57 kere 19 x 3
rahim 114 kere 19 x 6
dikkat ederseniz çarpım faktörlerinin toplamı olan 152 sayısı da 19x8 dir.
® kuran'da, allah'ın yaklaşık 400 adet isim ve sıfatı bulunur. bunlardan sadece 4 tanesinin sayısal (ebced) değeri 19'un tam katıdır ve bunların hepsi besmele'deki kelimelerin tekrar sayılarına denk gelmektedir:
vahid (tek) 19
zulfadlil aziym (büyük lütuf sahibi) 2698
mecid (yüce) 57
cami (toplayan ve yayan) 114
® 'allah' kelimesinin geçtiği tüm ayetlerin numarasını tekrarsız olarak toplarsanız, toplam: 118123 (19x6217) .
® son kelimesi 'allah' olan biricik sure 82. sure olup 'allah' kelimesi 19. ayettedir. ve bu, sondan 19. 'allah' kelimesidir. (bu sure 19 ayete sahip ilk suredir.)
® başlangıç harfli ilk surenin 2:1 ayetiyle başlangıç harfli son sure, 68:1 arasında 5263 (19x277) ayet vardır.
® bu iki sure arasında yer alan grupta 38 adet başlangıç harfsiz sure mevcuttur.
® yine bu grupta başlangıç harfli ve başlangıç harfsiz surelerin 19 değişen grubu vardır.
® bu grupta, 'allah' sözcüğü 2641 (19x139) kez geçer.
® bu grubun dışında kalan surelerdeki 57 'allah' kelimesinin ayet ve sure numaraları tekrarsız olarak toplandığında 2432 (19x128) elde edilir.
® başlangıç harf kombinezonlarının 19 tanesi bağımsız birer ayettir.
® allah için kullanılan 'wahdehu' kelimesinin ayet ve sure numaralarını (7:70; 39:45; 40:12,84; 60:4) tekrarsız olarak toplarsanız sonuç 361 (19x19) dir.
® kuran'da geçen tüm tam sayıları tekrarsız olarak toplayınız. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 19, 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 99, 100, 200, 300, 1000, 2000, 3000, 5000, 50000, 100000. bu 30 tam sayının toplamı 162146 (19x8534) dir.
® kuran, bu 30 tam sayıya ek olarak 8 kesirli sayı içerir: 1/10, 1/8, 1/6, 1/5, 1/4, 1/3, 1/2, 2/3. demek ki, 30 tanesi tam sayı ve 8 tanesi kesirli sayı olmak üzere kuran'da 38 (19x2) adet sayı bulunur.
® her suredeki ayetlerin toplam sayısından sonra o suredeki ayetlerin numaralarını tek tek yanyana yazarak kuran boyunca bunu sürdürürsek elde edeceğimiz 12692 rakamlı uzun sayı 19'un tam katıdır. rakamların sayısı olan 12692 sayısı da 19'un tam katıdır.
® kuran'ın ilk suresi anahtar'ın yapısındaki matematiksel sisteme bir kaç örnek verelim. sure numarası olan 1 rakamından sonra ayetlerinin numarasını sırasıyla yanyana koyarak elde edeceğiniz 11234567 sayısı 19' un tam katıdır. ayet numaraları yerine bu ayetlerdeki harflerin sayısını yanyana koyduğunuzda oluşan 119171211191843 sayısı da 19'un tam katıdır. ayetlerin harf sayısından sonra ebced değerlerini yerleştirirseniz elde edeceğiniz 38 rakamlı 11978617581126181124119836181072436009 sayısı da 19'un katıdır. bu sayıya her ayetin numarasını da yerleştirirsek 111978621758131261841124151983661810727436009 sayısını elde ederiz ve bu da 19'un tam katıdır. anahtar suresinin numarasından sonra toplam ayet sayısını, toplam harf sayısını ve toplam ebced değerini yanyana yazdığınızda elde edeceğiniz 1713910143 sayısı da 19'un tam katıdır....
® 29 surenin başında 14 harften oluşan 14 değişik harf kombinezonu bulunur. 29+14+14 = 57 (19x3)
® q harfi ile başlayan iki sureõde q harflerini sayalım. 50. surede 57 ve 42. surede de 57 olmak üzere toplam 114 (19x6) q harfi vardır. 50. surenin 45 ayeti vardır. bunları toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir. 42. surenin 53 ayeti vardır. bunları da toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir. 50. surenin ilk ayetinde kuran için kullanılan 'mecid' isminin ebced değeri o sure içindeki q'ların sayısına eşit olup 57'dir. q suresindeki q'ların geçtiği ayetlerin numarasını topladığınızda toplam 798 (19x42) dir. 42 sayısı ise q harfi ile başlayan diğer surenin numarasıdır. kuran'da numarası 19 olan tüm ayetlerdeki q harflerinin toplam sayısı 76 (19x4) 'tür. kuran boyunca lut peygamberin halkının 'qavm-i lut' diye adlandırılması ve sadece bu surede bunun yerine, içinde 'q' harfi bulunmayan 'ihvani lut' şeklinde adlandırılması dikkat çekicidir (50:13) .
® n (nun) harfi sadece 68. surenin başında bulunur. bu suredeki n'lerin sayısı 133 (19x7) dir. n (nun) harfine sahip yunus peygamberin ismi, sadece bu surede 'n' harfine sahip olmayan 'sahibil hut' yani 'balık adamı' ifadesiyle geçer (68:48) . nitekim 21:87 ayeti yunus peygamberi 'zan-nun' yani 'n harfine sahip kişi' diye tanımlayarak, nun suresindeki farklı isimlendirilmesine dikkatimizi çekmektedir.
® ss (sad) harfi üç surenin başında bulunur. 7., 19. ve 38. surelerde ss harfi toplam 152 (19x3) kez tekrarlanır. bu matematiksel sistemle 7:69 ayetindeki 'bastatan' kelimesinin 'ss' (sad) harfiyle değil 's' (sin) harfiyle yazılması gerektiği ortaya çıktı. bir çok kuran nüshasında yanlış olarak yazılan bu kelimenin en eski kufi nüshalardan olan taşkent nüshasında, 'sin' harfiyle yazılmış olması, 19 kodlu matematiksel sistemi doğrular ve kuran'ın insanlar tarafından değil, matematiksel sistemle harfi harfine allah tarafından korunduğunu kesin şekilde kanıtlar (15:9) .
® 36. sure y ve s harfleriyle başlar ve bu iki harfin bu suredeki toplam tekrar sayısı 285'tir, yani 19x15.
® 'a.s.q. harflerinin toplam sayısı 209'dur, yani 19x11
® 19. sure beş harf ile başlar, yani k, h, y, a' ve ss. bu beş harfin bu suredeki toplamı 798'dir, yani 19x42.
® hh. m. harfleriyle başlayan 7 surede bu iki harfin toplam tekrar sayısı 2417 olup 19x113õtür.
® h, t.h, t.s ve t.s.m. başlangıçları, bir iç içe kilitlenme sistemiyle beş sureyi birbirine bağlamaktadır. bu sureler 19, 20, 26, 27 ve 28 noludur. bu harflerin beş suredeki toplam tekrarlanma sayısı 1767'dir, yani 19x93.
® 'bunlar, kuran'ın mucizeleridir' ifadesi sekiz surenin başında geçer ve hepsinde istisnasız başlangıç harflerinden sonra gelir.
® kuran'ın temel mesajı allah'ın birliğidir. nitekim allah'ın vahid (bir) isminin ebced değeri 19'dur
Rauf Orbay 1881 yılında İstanbul'da doğdu. Milli Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçtiğinde imparatorluğun hemen her yanına ün salmış milli kahramanlardan biriydi. Bahriye Mektebi'ni bitirmiş, Balkan Savaşı sırasındaki deniz savaşlarında büyük başarılar göstermiş ve bu nedenle 'Hamidiye Kahramanı' ünvanını kazanmıştı. İzzet Paşa kabinesinde Bahriye nazırlığı yaptı, bütün bu parlak başarıların sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş belgesi olan Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kaldı. Malta sürgününden dönen Rauf Orbay 1921'de Ankara'ya gittiğinde kendisine Nafia vekilliği verildi. Bakanlıktan ayrıldığı yıl Meclis ikinci başkanlığına seçildi, 1922-1923 arasında bir kaç ay Başbakanlık yaptı. 1924'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulduğunda Rauf Orbay, daha önce İkinci Grupta başlattığı muhalefetini bu toplulukta sürdürmeyi daha uygun buldu. 1942-1944 yılları arasında Türkiye'nin Londra büyükelçisi oldu. Rauf Orbay 1964 yılında öldü.
4 eylül 1919 Sivas Kongresinde, daha 1 yıl önce Atatürk ve arkadaşları 'Manda ve himaye kabul edilemez' demişlerdi. Ancak İngilizler ve Osmanlı yönetimindeki işbirlikçileri tarafından Ağustos 1920de imzalandı.
Üzerinde 10 Ağustos 1920 tarihi olan lakin Türkiye(Ankara-TBMM-Atatürk) hükümetinin asla tanımadigi ve reddettiği, Britanya imparatorlugu, Fransa, İtalya, Japonya, Ermenistan, Belcika, Yunanistan, Polonya, Portekiz, Romanya, Çekoslavakya ve Osmanli İmparatorluğu arasında imzalanan sözde barış(!) antlaşması.
sscb bayrağı
18.06.2004 - 11:45Yıkılan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin bayrağı Kırmızı zemin üzerinde sol üst köşede yer alan Sarı Orak-Çekiç sembolü ve bir sarı yıldızdan meydana geliyordu.
Orak-çekiçin kaynagını biliyoruz. Komünist Enternasyonal öncesinde partilerin enternasyonal bir amblemi yoktu. Bu Ekim Devrimi(1917) ’nin ardından Bolşeviklerle birlikte ortaya çıktı ve sonrasında Komünist Enternasyonal’le birlikte genelleşti. Bolşeviklerin komünist ismini resmen de benimsemeleri, Komünist Enternasyonal kuruluşuna denk düşüyor. Orak-çekiç amblemini benimserlerken neler tartıştılar, bunu nasıl anlamlandırdılar ve hangi temel esaslara bagladılar, bunu şu an için çok somut olarak bilmiyoruz.
Yine de bu türden bir amblemin benimsenmesinin somut nedenleri konusunda bazı noktalar yeterince açık. Orak-çekiç, devrimin zaferinin ve sosyalizmin başarıyla inşasının temel bir koşulu olarak İşçi sınıfı ile Köylülügün ittifakını simgeliyor...
ingiltere bayrağı
18.06.2004 - 11:00Beyaz zemin üzerindeki ortalanmış koyu kırmızı haçtan oluşur. Bayraktaki haç, iskandivav ülkelerinin(isveç,norveç,danimarka,finlandiya) bayraklarındaki iskandinav haçı değil, ortalanmış Aziz George 'un haçıdır.
İlk defa 1191 'de Aziz George 'un bayrağı olarak kullanılan bu bayrak, 1278'de Britanya'daki İngiltere ülkesinin bayrağı olarak kabul edilmiştir.
büyük britanya bayrağı
18.06.2004 - 10:58Bu çarpılarla, haçlarla dolu mavi-kırmızı-beyaz bayrak bizim ülkemizde 'İngiliz bayrağı' diye bilinir.Ama yanlıştır.Çünkü Büyük britanya(birleşik krallık) ile İngiltere farklı şeylerdir.
büyük britanya bayrağı
18.06.2004 - 10:55Birlesik Krallık bayrağı; ilk versiyonu İskoç Krali 4. james'in 1606'da İngiltere krali (1. james) olmasiyla ortaya cikar:
Bu versiyon İskoc bayrağı (mavi uzerine beyaz çapraz haç) ile ingiliz bayraginin (beyaz uzerine kırmızı haç) üstüste bindirilmesinden ibarettir, adina da 'union flag' denir. (o siralarda ingiltere'yle coktan birlestigi icin galler'in ejderhasi bu bayrakta yer almiyor) .
Sonraları 1801'de Büyük britanya ile İrlanda birlestiginde İrlanda bayragini da (beyaz uzerine kirmizi capraz hac) union flag'e dahil etmek icap eder, ortaya bugünku bayrak çıkar.
Güney irlanda 1921'de bagimsizliğını kazanmasına rağmen bayraga mudahale edilmez, bugune kadar şeklini muhafaza eder.
Union jack'teki jack'in geminin pruvasinda yer alan bayrak diregi anlamina gelen 'jack staff''tan geldigi dusunuluyor, birlesik krallik donanmasinin gemileri tabi sozkonusu gemiler. son olarak 1908'de parlamento'nun verdigi 'Union jack milli bayrak kabul edilmistir' karariyla da terim resmileşir, 'union flag' kullanimdan tümüyle kalkar.
büyük britanya bayrağı
18.06.2004 - 10:50Tam adı 'Büyük britanya ve kuzey irlanda birleşik krallığı' olan İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda'dan oluşan ülkenin bayrağıdır.
küba bayrağı
18.06.2004 - 10:45üç yatay mavi çizgi, adanın üç bölgesini ifade ediyor: Batı, orta, doğu. Ayrıca bilim, erdem ve güzellik anlamına geldiği de söyleniyor.
2 yatay beyaz çizgi Adaleti ve İyiliği temsil ediyor.
Kırmızı eşkenar üçgen de insanın üç hakkını temsil ediyor: Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik.
Üçgenin ortasındaki yıldız da egemenliği ve bağımsızlığı anlatıyor.Ayrıca sosyalizmin sembolü.
damat ferit paşa
18.06.2004 - 10:361908'den sonra Ayan meclisi'ne, 1919 mart'ında da Tevfik paşa'nın yerine Sadrazamlığa getirilmiş; aynı zamanda Hariciye vekilliği yapmış Osmanlı devlet adamı.
Kuvayi Milliyeyi dağıtmak için Kuvayi İnzibatiye'yi kurmuştur.
Vahdettin'in çeşitli nedenlerden dolayı hiç sevmediği, fakat İngiliz hayranlığı nedeniyle sadrazam yaptığı kişidir.
1853'te istanbul'da doğmuş, 6 ekim 1923'te nice/fransa'da ölmüştür.
bor madeni
18.06.2004 - 10:25KAPALI KAPILAR ARDINDA
ABD, Türkiye'nin stratejik bor madenine 'özel' ilgi gösteriyor. ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Taylor'ın, Ankara ziyaretinde, 'kapalı kapılar ardında' bor madeni ve özelleştirme yasasını görüştüğü bildirildi.
Taylor bor için gelmiş
Geçtiğimiz Ocak ayında Türkiye'ye ani bir ziyarette bulunan ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Taylor'ın Dodge&Cox ve Rio Tinto Holding'in eski yönetim kurulu üyesi olduğu ve Türkiye'ye bor madenleri için geldiği ortaya çıktı.
Uluslararası firmaların gözü nükleer teknolojiden, bilgisayar ve silah sanayiine kadar pekçok alanda kullanılan ve dünya bor rezervinin yüzde 70'ine sahip Türkiye üzerinde.
Türkiye ziyaretinde, kapalı kapılar ardında hükümet yetkilileriyle görüşen ve özelleştirme yasasıyla yakından ilgilenen ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Taylor'ın ziyaretinin arkasında bor madenlerinin yattığı ortaya çıktı.
Hükümetteki görevinden önce dünya bor piyasasına egemen olan Dodge&Cox ve Rio Tinto Holding'in yönetim kurulu üyesi ve bu şirketlerin sermaye ilişkilerini kontrol eden kişi olan Taylor'ın ziyaretinin arkasında bor lobilerinin istekleri yatıyor. Dünya bor rezervinin yüzde 70'ine sahip Türkiye'nin yıllık ihracat geliri sadece 250 milyon dolar.
Yasa el altında bekliyor
Taylor ocak ayında Türkiye'ye yaptığı ani ziyaretinde ilk görüşmesini özelleştirmeden sorumlu Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu ile yapmıştı. Karakoyunlu tarafından hazırlanan ve Özelleştirme Yasa Tasarısı yasalaşırsa, özelleştirmenin önündeki tüm hukuki engeller kalkacak; hemen ardından da, zaten el altında hazır bekletilen Maden Yasası'nın gündeme gelmesi ve 'bor'un devlet eliyle işletilen stratejik maden olmadığı' iddia edilerek özelleştirilmesi bekleniyor. Son yıllarda yapılan çalışmalar, bor mineralinin bir yakıt ve enerji hammaddesi olarak kullanılabileceğini ortaya koyarken, uluslararası tekeller de hesaplarını buna göre yapıyor. Bor lobilerinin yerli işbirlikçileri, Taylor'ın ani ziyaretini 'ABD'nin Türkiye'ye verdiği önemin göstergesi' olarak lanse ettiler.
Borda uluslararası ağ
Borun devletleştirildiği 1978 yılından önce Rio Tinto, Türk Borax adlı firması aracılığıyla, Türkiye'deki bor madenlerinin yüzde 80'ini işletirken, bugün ise Anatolia Mineral Development Ltd. eliyle Türkiye'deki altın, gümüş, bakır, çinko aramasını da elinde bulunduruyor. Merkezi Avustralya'da bulunan Rio Tinto Ltd.'nin bir alt kuruluşu da Türkiye'nin, özellikle Bergama köylülerinin yakından tanıdığı eski adıyla Eurogold olan Normandy şirketi.
ABD Hazine Bakan Yardımcısı John Taylor, şimdiki görevinden önce Dodge&Cox adlı şirkette, Yönetim Kurulu üyesi idi. Dünya çapında bir tekel olan şirketler grubunda 'para ve sermaye ilişkilerini kontrol etmek' gibi önemli bir görevi olan Taylor, bu görevinden 13 Mart 2001 tarihinde istifa etti. Ancak, Taylor'ın söz konusu çok uluslu şirketlerle ilişkilerinin devam ettiği belirtiliyor. Taylor'ın yöneticilik yaptığı Dodge&Cox'un, dolayısıyla Rio Tinto'nun Rohm&haas, Ford, General Motors ve Motorola ile de ortaklık ilişkileri var.
Devlet Denetim Elemanları Derneği (DENETDE) 'nin 'Denetim' adlı dergisinde Ortakları ve kontrolündeki diğer şirketlerle dünyanın maden pazarını elinde bulunduran, adeta bir ağ gibi her tarafa kollarını uzatan Rio Tinto, bu özelliğinden dolayı Avustralya'da 'Rio Tinto Ahtapotu' diye adlandırılıyor.
RİO TİNTO AHTAPOTU
Rio Tinto'nun kuruluş hikayesi 1873'lere dayanıyor. Rio Tinto Limitedíin ortaklık yapısı oldukça ilginç. Şu anda Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı bankaların neredeyse tamamının hissesi bulunuyor. Chase Manhattan ile J.P. Morgan'ın birleştiği, Citicorpíun, Salomon Smith Barney, Citibank ve ABN Amro'ya sahip olduğu, HSBC'nin de aynı sermaye grubundan olduğu dikkate alındığında cenderenin boyutları anlaşılıyor. Bunların dışında kalan Deutchebank, Alman firması olmasına rağmen sözkonusu bankalarla birlikte hareket ediyor. Bu da finans sektöründe rekabetin olmadığını gösteriyor.
DÜNYANIN EN KALİTELİ ALTINI BERGAMA'DA
Normandy Madencilik A.Ş. Yönetim Kurulu görevli üyesi Orhan Güçkan, İzmir 3. İdare Mahkemesi'nin, Bergama
Ovacık altın madeniyle ilgili Sağlık Bakanlığı'nın verdiği 1 yıllık deneme üretimi iznine ilişkin yürütmenin durdurulması kararına saygılı olduklarını söyledi. Dünya genelinde 800'ün üzerinde altın madeni işletmesinin faaliyet gösterdiğini ifade eden Orhan Güçkan, Bergama'daki madenlerinin bunlar içinde en iyisi olduğunu söyledi.
Güçkan, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Gümüşhane'de görünür altın rezervimiz 12 ton, Bergama'da ise 24 ton olmak üzere Normandy Madencilik'in toplam 36 ton altın rezervi var. Toplumla anlaşıp ikna ederek, bu engelleri aşacağız.'
(1 mart 2002-yeni şafak)
bor madeni
18.06.2004 - 10:17Uzaya gönderilen ilk uydu olan Sputnik 1 ve Sputnik 2 de de Türk kaynaklarından elde edilen bor kullanılmıştır. 1970lerde bütün isletme hakklari Etibank a devredilmiş ama o zamandan beride dogru dürüst yararlanamamıştır Turkiye.Osmanlı zamanında bile Almanlar Eskişehir bolgesiyle ilgilenmiş, oradaki rezevleri hükümete 10 milyon ton olarak göstermiş, ama Etibank zamanında yapılan ölçumlerde 700 milyon tonun uzerinde rezervin oldugu görülmüştür.
bor madeni
18.06.2004 - 10:13En büyük rezervin bizde olmasına karşın işlemeyi beceremeyip devamlı ihraç ettiğimiz bir maden.
bor madeni
18.06.2004 - 10:12Türkiye Eskişehir Kırkada dünyanın en büyük rezervinin (%63) bulunduğu bir maden, ilaç, tarım, detarjan, asit, porselen ve cam sanayinde aktif olarak kullanılmasına rağmen dünya payının sadece %11 Türkiye'nin elinde...
anadolu medeniyetleri müzesi
18.06.2004 - 10:09Müzede Milattan önce 8000 den kalma (yontma taş, cilalı taş..) aletlerin yanı sıra Frigler, Urartular, Hitilere ait kalıntılar da yer alır.
anadolu medeniyetleri müzesi
18.06.2004 - 10:04Tarihi yapıları, köklü geçmişi ile bugünlere gelen Anadolu Medeniyetleri Müzesi 19 Nisan 1997 tarihinde İsviçre'nin Lozan kentinde 68 Müze arasında birinci seçilerek 'Yılın Müzesi' ünvanını elde etmiştir.
cevşen
18.06.2004 - 10:02Diyanet Ansiklopedisinin Cevşen maddesinde özetle diyor ki:
Farsça asıllı olduğu kabul edilen cevşen kelimesi sözlükte, 'zırh, savaş elbisesi' anlamına gelmektedir. Terim olarak Şii kaynaklarında Ehl-i beyt tarikiyle Hz. Peygambere isnat edilip, Cevşen-i Kebir ve Cevşen-i Sağır denilen iki duanın ortak adıdır.
Cevşen-i Kebir:
Anlatıldığına göre Asr-i saadette cereyan eden savaşların birinde (bir rivayette Uhud’da) muharebenin kızıştığı ve üzerindeki zırhın kendisini fazlasıyla sıktığı bir sırada, Hz.Peygamber ellerini açarak Allah’a dua etmiş, bunun üzerine gök kapıları açılarak Cebrail gelmiş ve, 'Ya Resulullah, Rabbin sana selam ediyor ve üzerindeki zırhı çıkarıp bu duayı okumanı istiyor. Bu dua hem sana hem de ümmetine zırhtan daha sağlam bir emniyet sağlayacaktır' demiştir.
Olayla ilgili Şii kaynaklarına göre Allah Cevşen-i Kebiri dünyayı yaratmadan 50 bin yıl önce arşa yazmıştır. Bu duayı okuyan veya yazılı olarak üzerinde bulunduran kimse, dünyada her türlü beladan, afet, hastalık, yangın ve soygundan korunduğu gibi Allah ile kendisi arasında perde kalmaz ve bütün istekleri yerine getirilir. Cevşen-i Kebir ile Allah’a münacatta bulunan kimseye, Bedir şehidleri derecesinde 900 bin şehid sevabı verilir. Bu duayı kefeninin üzerine yazan mümin ise azap görmez.
Onu okuyan kimse, dört semavi kitabı okumuş gibi olur, her harfi için kendine Cennette iki ev ile iki zevce verilir, ayrıca insan ve cinlerden olan bütün müminlerinki kadar sevap kazanır, asla Cehenneme girmez. Cebrail, Hz.Peygamberden duayı kâfirlere öğretmemesini, sadece mümin ve takva sahibi kişilere tâlim etmesini istemiştir. Kefenlere de yazılmış, Cevşen-i Kebir özellikle Şii dünyasında oldukça rağbet görmüş, gerek müstakil olarak gerekse çeşitli dua mecmuaları içinde birçok defa basılmıştır Cevşenin Şii dünyasında bu derece rağbet görmesinde, Ehl-i beyt tarikiyle rivâyet edilmiş olmasının yanında, faziletleriyle ilgili haberlerin de büyük etkisi olmuştur. Dua, Şia bölgelerinde özel matbaalarca kefen üzerine yazılmakta ve cenazenin kefenlenmesinde kullanılmaktadır.
Cevşen-i Kebir Türkiye’deki bazı Sünni müslümanlar arasında da ilgiyle karşılanmıştır. Duayı, A. Z. Gümüşhanevi, tarikatla ilgili Mecmuatül-ahzab adlı eserinde nakletmiş, daha sonra özellikle Risale-i Nur cemaati tarafından müstakil olarak birçok defa basılmış ve Türkçe’ye de tercümeleri yapılmıştır. Ayrıca Şii kaynaklarında zikredilen metinle bu eserlerdeki metin arasında bazı eksiklik veya fazlalıklar göze çarpmaktadır. Cevşen-i Kebir diye bilinen ve Musa el-Kazımdan itibaren imamlar yoluyla Hz. Peygambere nispet edilmiş bir hadis olarak rivayet edilen, yaklaşık 15 sayfalık metnin sahih olması mümkün görünmemektedir. Zira bu metin, bilinen bir olayı, bir kıssayı veya tarihi bir vakayı anlatan, hafızada tutulması kolay metinlerden farklı olarak, her kelime ve cümlesinin büyük bir titizlikle raptedilip tekrarlanması, Hz. Peygamberden alınıp rivayet edilmesi imkansız denecek kadar güçtür.
Duanın Sünni hadis mecmualarında yer almaması, ayrıca Şii hadis külliyatının ana kaynağı durumundaki Kütüb-i erbeada da bulunmaması, sadece dua mecmuaları gibi ikinci derecede kitaplarda mevcut olması da bu görüşü desteklemektedir.
Cevşen sahih değildir
Cevşenin faziletleriyle ilgili olarak nakledilenlere gelince, Allah’ın insana verdiği imkan ve yetenekler, ona tanıdığı haklar ve yüklediği görevler karşısında kişinin bir duayı okumakla dünya ve ahiretin bütün kötülüklerinden korunup mutluluğa erişmesi, İslamiyet açısından, hatta bütün semavi dinler bakımından mümkün değildir. Ayrıca her bölümünde tevhidi vurgulayan ve yoğun kudsi duygularla örülmüş bulunan bir duanın iman etmeyenler tarafından okunmasının ne anlamı var ki, Cebrail bu konuda Hz. Peygamberi uyarmış olsun. Kaldı ki bu dua, herkesin vakıf olabileceği bir açıklıkla literatüre geçtiğine göre, gizli tutulması da fiilen imkansızdır. (Cevşen maddesi s.462-464)
Diyanet Ansiklopedisi’ndeki bu bilgiye göre, Cevşen duasının Ehl-i sünnet kaynaklarında bulunmaması ve fazileti ile ilgili rivayetlerin İslamiyet inançlarına aykırı bulunması, Şiilerce muteber kabul edilen Kütüb-i erbeada bulunmaması da, bunun sahih olmadığını göstermektedir.
Bu duayı üstünde taşıyanın asla Cehenneme girmemesi de, ilim ile bağdaşmayan bir ifadedir. Çünkü hepsinden kıymetli olan Mushaf’ı [Kur’an-ı kerimi] bile üstünde taşıyan kâfir, Cehennemden kurtulamaz.
Kefene mübarek isimlerin, yazıların yazılmasını, irin, kan gibi necasetin içine bulaşacağı için, Ehl-i sünnet âlimleri uygun bulmamıştır.
Şiiler, Cevşeni savaşlarda kullanmışlarsa da, bir faydasını görmemişlerdir. Mesela Irak-İran harbinde ölen Iraklı Şii askerlerle, İranlı Şii askerlerin üstlerinde cevşen duası bulunmuştur. Ayrıca üzerinde cevşen olduğu halde kaza geçiren çok kimse görülmüştür.
(www.dinibilgiler.org)
taoizm (taoculuk)
18.06.2004 - 09:50Taoizmin başlıca öğretisi,ebedi, mistik bir üstün varlıkla ilgilidir. Taoizm’e göre bu alem mevcut olan (yang) la mevcut olmayan (ying) in birleşmesinden meydana gelmiştir. Bazı kaynaklara göre Tao, Tanrı’ nın sembolleştirilmiş varlığı olarak anılmaktadır.
Taoizmin temeli mistik panteizmdir. Tao,dünyayı yöneten sebeptir. O görülmeye,işitilmeyen, kavranılması mümkün olmayan bir yaratıcı prensip olarak algılanmaktadır. Bir başka açıdan Tao göğün ve yerin kaynağı, yaratıcı ve yaşatıcı kavramdır. Hiçbir şeye muhtaç değildir.
Taoizme göre insan ancak manevi yönüyle insandır. Bunun için Tao rehber olarak kabul edilmelidir. Taoizmin temel prensibi iyilere karşı iyilik yapmak, iyilik yapmayanlara karşı yine iyilik yapmak, böylece her şeyin iyi olmasını sağlamak olarak özetlenebilir. Taoizmde dini inancın büyüklüğü mutlak sükunet ve rahatlık içinde dünyaya sırt çeviren bir hayat tarzıyla mümkündür...
-Basit bir hayat yaşayarak tutumlu olmak
-Mütevazi olmak,nefsini gurur ve kibirden uzaklaştırmak
-Bütün canlılara karşı merhametli olmak.
Taoizm de bu ahlaki ilkelerin gerçekleşmesi için gösterişten uzak olmak,başkalarını düşünmek, yumuşak huylu olmalıdır.
Dinin taraftar sayısı yaklaşık 95 milyon.
taoizm (taoculuk)
18.06.2004 - 09:46Lao Tzu tarafindan temeli atılmış din.
19 mucizesi
18.06.2004 - 09:30kuran 114 (19x6) sureden oluşur.
® kuran'da, numarasız besmeleler dahil 6346(19x334) ayet vardır. bu sayının rakamları 6+3+4+6= 19 'dur.
® ilk vahyedilen 96. sure sondan 19. suredir.
® besmele, 9. surenin başında bulunmaz; fakat bu kayıp besmele 19 sure sonra, iki besmele'ye sahip 27. surenin 30. ayetinde tamamlanır. böylece kuran'daki besmele tekrarları 114 (19x6) olmaktadır.
® kayıp besmele'yi tamamlayan besmele'nin sure ve ayet numaralarının toplamı 19'un katıdır. 27+30=57
® besmele'deki her kelimenin kuran boyunca tekrarlanma sayıları hep 19'un katlarıdır:
isim 19 kere 19 x 1
allah 2698 kere 19 x 142
rahman 57 kere 19 x 3
rahim 114 kere 19 x 6
dikkat ederseniz çarpım faktörlerinin toplamı olan 152 sayısı da 19x8 dir.
® kuran'da, allah'ın yaklaşık 400 adet isim ve sıfatı bulunur. bunlardan sadece 4 tanesinin sayısal (ebced) değeri 19'un tam katıdır ve bunların hepsi besmele'deki kelimelerin tekrar sayılarına denk gelmektedir:
vahid (tek) 19
zulfadlil aziym (büyük lütuf sahibi) 2698
mecid (yüce) 57
cami (toplayan ve yayan) 114
® 'allah' kelimesinin geçtiği tüm ayetlerin numarasını tekrarsız olarak toplarsanız, toplam: 118123 (19x6217) .
® son kelimesi 'allah' olan biricik sure 82. sure olup 'allah' kelimesi 19. ayettedir. ve bu, sondan 19. 'allah' kelimesidir. (bu sure 19 ayete sahip ilk suredir.)
® başlangıç harfli ilk surenin 2:1 ayetiyle başlangıç harfli son sure, 68:1 arasında 5263 (19x277) ayet vardır.
® bu iki sure arasında yer alan grupta 38 adet başlangıç harfsiz sure mevcuttur.
® yine bu grupta başlangıç harfli ve başlangıç harfsiz surelerin 19 değişen grubu vardır.
® bu grupta, 'allah' sözcüğü 2641 (19x139) kez geçer.
® bu grubun dışında kalan surelerdeki 57 'allah' kelimesinin ayet ve sure numaraları tekrarsız olarak toplandığında 2432 (19x128) elde edilir.
® başlangıç harf kombinezonlarının 19 tanesi bağımsız birer ayettir.
® allah için kullanılan 'wahdehu' kelimesinin ayet ve sure numaralarını (7:70; 39:45; 40:12,84; 60:4) tekrarsız olarak toplarsanız sonuç 361 (19x19) dir.
® kuran'da geçen tüm tam sayıları tekrarsız olarak toplayınız. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 19, 20, 30, 40, 50, 60, 70, 80, 99, 100, 200, 300, 1000, 2000, 3000, 5000, 50000, 100000. bu 30 tam sayının toplamı 162146 (19x8534) dir.
® kuran, bu 30 tam sayıya ek olarak 8 kesirli sayı içerir: 1/10, 1/8, 1/6, 1/5, 1/4, 1/3, 1/2, 2/3. demek ki, 30 tanesi tam sayı ve 8 tanesi kesirli sayı olmak üzere kuran'da 38 (19x2) adet sayı bulunur.
® her suredeki ayetlerin toplam sayısından sonra o suredeki ayetlerin numaralarını tek tek yanyana yazarak kuran boyunca bunu sürdürürsek elde edeceğimiz 12692 rakamlı uzun sayı 19'un tam katıdır. rakamların sayısı olan 12692 sayısı da 19'un tam katıdır.
® kuran'ın ilk suresi anahtar'ın yapısındaki matematiksel sisteme bir kaç örnek verelim. sure numarası olan 1 rakamından sonra ayetlerinin numarasını sırasıyla yanyana koyarak elde edeceğiniz 11234567 sayısı 19' un tam katıdır. ayet numaraları yerine bu ayetlerdeki harflerin sayısını yanyana koyduğunuzda oluşan 119171211191843 sayısı da 19'un tam katıdır. ayetlerin harf sayısından sonra ebced değerlerini yerleştirirseniz elde edeceğiniz 38 rakamlı 11978617581126181124119836181072436009 sayısı da 19'un katıdır. bu sayıya her ayetin numarasını da yerleştirirsek 111978621758131261841124151983661810727436009 sayısını elde ederiz ve bu da 19'un tam katıdır. anahtar suresinin numarasından sonra toplam ayet sayısını, toplam harf sayısını ve toplam ebced değerini yanyana yazdığınızda elde edeceğiniz 1713910143 sayısı da 19'un tam katıdır....
® 29 surenin başında 14 harften oluşan 14 değişik harf kombinezonu bulunur. 29+14+14 = 57 (19x3)
® q harfi ile başlayan iki sureõde q harflerini sayalım. 50. surede 57 ve 42. surede de 57 olmak üzere toplam 114 (19x6) q harfi vardır. 50. surenin 45 ayeti vardır. bunları toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir. 42. surenin 53 ayeti vardır. bunları da toplarsanız sonuç 95 (19x5) tir. 50. surenin ilk ayetinde kuran için kullanılan 'mecid' isminin ebced değeri o sure içindeki q'ların sayısına eşit olup 57'dir. q suresindeki q'ların geçtiği ayetlerin numarasını topladığınızda toplam 798 (19x42) dir. 42 sayısı ise q harfi ile başlayan diğer surenin numarasıdır. kuran'da numarası 19 olan tüm ayetlerdeki q harflerinin toplam sayısı 76 (19x4) 'tür. kuran boyunca lut peygamberin halkının 'qavm-i lut' diye adlandırılması ve sadece bu surede bunun yerine, içinde 'q' harfi bulunmayan 'ihvani lut' şeklinde adlandırılması dikkat çekicidir (50:13) .
® n (nun) harfi sadece 68. surenin başında bulunur. bu suredeki n'lerin sayısı 133 (19x7) dir. n (nun) harfine sahip yunus peygamberin ismi, sadece bu surede 'n' harfine sahip olmayan 'sahibil hut' yani 'balık adamı' ifadesiyle geçer (68:48) . nitekim 21:87 ayeti yunus peygamberi 'zan-nun' yani 'n harfine sahip kişi' diye tanımlayarak, nun suresindeki farklı isimlendirilmesine dikkatimizi çekmektedir.
® ss (sad) harfi üç surenin başında bulunur. 7., 19. ve 38. surelerde ss harfi toplam 152 (19x3) kez tekrarlanır. bu matematiksel sistemle 7:69 ayetindeki 'bastatan' kelimesinin 'ss' (sad) harfiyle değil 's' (sin) harfiyle yazılması gerektiği ortaya çıktı. bir çok kuran nüshasında yanlış olarak yazılan bu kelimenin en eski kufi nüshalardan olan taşkent nüshasında, 'sin' harfiyle yazılmış olması, 19 kodlu matematiksel sistemi doğrular ve kuran'ın insanlar tarafından değil, matematiksel sistemle harfi harfine allah tarafından korunduğunu kesin şekilde kanıtlar (15:9) .
® 36. sure y ve s harfleriyle başlar ve bu iki harfin bu suredeki toplam tekrar sayısı 285'tir, yani 19x15.
® 'a.s.q. harflerinin toplam sayısı 209'dur, yani 19x11
® 19. sure beş harf ile başlar, yani k, h, y, a' ve ss. bu beş harfin bu suredeki toplamı 798'dir, yani 19x42.
® hh. m. harfleriyle başlayan 7 surede bu iki harfin toplam tekrar sayısı 2417 olup 19x113õtür.
® h, t.h, t.s ve t.s.m. başlangıçları, bir iç içe kilitlenme sistemiyle beş sureyi birbirine bağlamaktadır. bu sureler 19, 20, 26, 27 ve 28 noludur. bu harflerin beş suredeki toplam tekrarlanma sayısı 1767'dir, yani 19x93.
® 'bunlar, kuran'ın mucizeleridir' ifadesi sekiz surenin başında geçer ve hepsinde istisnasız başlangıç harflerinden sonra gelir.
® kuran'ın temel mesajı allah'ın birliğidir. nitekim allah'ın vahid (bir) isminin ebced değeri 19'dur
ğayril mağdubi aleyhim
18.06.2004 - 09:27sanırım, '...gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! 'anlamına gelen cümle.
Fatiha suresinin son cümlesi.'Veleddalin amin' diye bitirilir...
galatasaray
17.06.2004 - 17:32Avrupa kupası kazanan İLK ve TEK Türk takımı.
rauf orbay
17.06.2004 - 16:40Rauf Orbay 1881 yılında İstanbul'da doğdu. Milli Mücadele'ye katılmak üzere Anadolu'ya geçtiğinde imparatorluğun hemen her yanına ün salmış milli kahramanlardan biriydi. Bahriye Mektebi'ni bitirmiş, Balkan Savaşı sırasındaki deniz savaşlarında büyük başarılar göstermiş ve bu nedenle 'Hamidiye Kahramanı' ünvanını kazanmıştı. İzzet Paşa kabinesinde Bahriye nazırlığı yaptı, bütün bu parlak başarıların sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş belgesi olan Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kaldı. Malta sürgününden dönen Rauf Orbay 1921'de Ankara'ya gittiğinde kendisine Nafia vekilliği verildi. Bakanlıktan ayrıldığı yıl Meclis ikinci başkanlığına seçildi, 1922-1923 arasında bir kaç ay Başbakanlık yaptı. 1924'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulduğunda Rauf Orbay, daha önce İkinci Grupta başlattığı muhalefetini bu toplulukta sürdürmeyi daha uygun buldu. 1942-1944 yılları arasında Türkiye'nin Londra büyükelçisi oldu. Rauf Orbay 1964 yılında öldü.
sevr antlaşması
17.06.2004 - 15:114 eylül 1919 Sivas Kongresinde, daha 1 yıl önce Atatürk ve arkadaşları 'Manda ve himaye kabul edilemez' demişlerdi. Ancak İngilizler ve Osmanlı yönetimindeki işbirlikçileri tarafından Ağustos 1920de imzalandı.
sevr antlaşması
17.06.2004 - 15:06İngilizlerin Osmanlı'yı demokratikleştirme isteklerinin ürünü. Bakınız:ABD,Bush,Irak savaşı...
sevr antlaşması
17.06.2004 - 15:04Üzerinde 10 Ağustos 1920 tarihi olan lakin Türkiye(Ankara-TBMM-Atatürk) hükümetinin asla tanımadigi ve reddettiği, Britanya imparatorlugu, Fransa, İtalya, Japonya, Ermenistan, Belcika, Yunanistan, Polonya, Portekiz, Romanya, Çekoslavakya ve Osmanli İmparatorluğu arasında imzalanan sözde barış(!) antlaşması.
selçuk demirelli
17.06.2004 - 14:412.pop starın galibi.
Toplam 1733 mesaj bulundu