F Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antoloji.com

  • milliyetçilik

    17.05.2005 - 15:54

    National Geographic Derneği ile IBM ortaklığında başlatılan Genografi Projesi'nin başına getirilen Dr. Spencer Wells'in, 'Türkiye'de Türk geni az' sözlerine, Türkiye'den uzmanlar da katıldı. Bu açıklamalara şaşırmadıklarını söyleyen uzmanlar, Türklerin genlerinin karışık olduğunu söyledi. Wells'in, 'Anadolu'da Türk dili ve kültürünün yayıldığını biliyoruz. Ancak veriler, Selçuklu ile Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen Türk geninin burada çok yayılmadığını gösteriyor. Türkiye, çok heterojen bir yer' açıklamasına yapılan yorumlar şöyle:

    Çünkü, Türkiye göç yolları üzerinde

    PROF. DR. ASLIHAN TOLUN (Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi) : 'Genetik olarak Anadolu yapısında olduğumuz 5 - 6 yıl önce çıktı. Birkaç yıl önce yabancılarla ortak olarak Türklerin genetik kökeni konulu bir araştırma yapmıştık. Orada da aynı sonuç çıkmıştı. Tükler çok heterojen. Bu aslında beklenen de bir sonuç. Çünkü Türkiye göç yolları üzerinde. Önemli olan insanların kültür birliğidir. Genetik köken, bu konuda ikinci planda. Türkler genetik bakımdan çevresindeki insanlara benziyor. Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslara benziyoruz. Ermenilere de, Araplara da biraz benziyoruz ama kendimize özgü bir yapımız var.'

    Genlerin karışık olması beklediğimiz bir şey

    DOÇ. DR. ÇEVİK TUFAN (Pamukkale Üniversitesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı ile Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Araştırma Uygulama Merkezi Öğretim Üyesi) : 'Haber çok şaşırtıcı değil. İnsan organizmasında birtakım genlerimiz kalıcı genler. Yani korunan genler. Korunan genler, her ırkta aynı fonksiyonu gören, insan organizmasında sabit görevleri olan genler. Bunların değişkenliğinden bahsetmiyorlar. Bizi belirleyen karakterleri bahsediyor haber. Bu da çok şaşırtıcı değil. Karışık olması beklediğimiz bir şey. Araştırmanın sonuçları da o yönde bulgu verecek. Bize araştırma yapmadan da sorsalar, Türk halkını gruplara ayırsak Avrupalılara, Afrikalılara, Amerikalılara, Uzakdoğu'ya benzeyen gruplara bölsek, sadece ve sadece Türk özellikleri taşıyor olacak bir grup bulamayacaktık. Bizim beklentilemizi doğrular yönde bir çalışma.'

    Dünyayla çok fazla haşır neşiriz

    PROF. DR. HAKAN ŞATIROĞLU (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi) : 'Heterojen bir yer olması çok doğal, biz göçmeniz. Biz, durduğumuz yerde durmamışız. Cinsel cazibe çok önemli. Türkler gerek erkekleri gerek kadınları göçmen oldukları için çok rahatlıkla kapalı kalmamışlar. Sürekli bir hoşgörü içinde bulundukları toplumda gen alıp vermişler, eş alıp vermişler. Bu konuda kapalı bir toplum değil. Osmanlı'nın da yapısında zaten o kadar güzel bir karışıklık vardır ki. Bu karışıklığa güzel diyorum, çünkü dünyayla çok fazla haşır neşiriz. Genlerimizin karışık olması doğal.'
    milliyet 17.05.2005

  • dehap

    27.01.2005 - 12:02

    asla türkiyedeki bütün kürtleri temsil etmeyen parti.
    kürt vatandaslarimizin sadece çok az bir kisminda destek almaktadir.
    dehap demek kürtler demek degildir.
    daha cok ab yanlisi abd destekcileri olabilir

  • 11 eylül

    27.01.2005 - 10:59

    daha da ilginici için:

    http://www.geocities.com/shongar/20dolar.htm

  • 11 eylül

    27.01.2005 - 10:49

    çok çok ilginç...

    http://www.neiu.edu/~ayjamess/hmmm.htm#main

    super animasyonun ingilizce bilmeyenlere ozeti olarak:
    pentagon saldiri alaninda hic bir ucak parcasi yok, kanatlarin kirilmis olmasi gerekmez miydi? ucak kazalarinda oldugu gibi yerde yaniklar vb olmasi gerekmez miydi? eger ucak o kadar alcaldiysa jet itisinden yoldaki araclarin etkilenmis, devrilmis falan olmalari gerekmez miydi?
    -ucak pentagonun 3-4 katmanini da delecek kadar guclu degildi, nasi bir kac katmanda hasar e o katmanlarda 2-3 metre capinda delikler var?
    -ucagi ucurdugu soylenen terorist ucus okulu yetkililerine gore adam gibi ucamiyordu, o zaman nasil 60 tonluk ucagi yerden 1 metre yukseklikte ucurup pentagon'a dalabildi?
    -ucagin gelisini goren tum guvenlik kameralarinin kasetleri (bir ozel otel ve petrol istasyonu dahil) fbi tarafindan alelacele, saldiridan dakikalar sonra toplatildi ve basina hic gosterilmedi, neden? (ayrica denildigine gore otel calisanlari teybi izlemisler dehset icinde)
    -pentagonun kendi guvenlik kamerasinda gorunen cismin bir boeing 757 ile boyut olarak alakasi yok, niye?
    -havaalani radarinda boeing 757 nin saldiridan 45 dakika once kaybolmus, eger gerckten carpmadiysa koca ucak, yakit ve yolcular nereye kayboldu? ve pentagona carpan ucagin radarda bir ordu jeti gibi hizli ve manevra kabiliyetli olmasi biraz garip degil mi?
    -ayrica carpan seyin bir jet ucagindan cok fuze ya da ufak (8-12 kisilik) bir ucak oluguna inanan yuzlerce tanik olmasi durumu karistirmiyor mu?

  • sağ ve sol

    25.01.2005 - 13:31

    Maalesef ülkemizde Sağ-Sol ayrımı tamamen kültüreldir. Elit-Seçkinci, görece dinsiz/dinle ilgili olmayan, kozmopolit bir yaşam tarzını seçenler Solcu, geleneksel, görece dindar veyahut kırsal kökenli/köylü/çiftçi kimseler de Sağcı sayılıyor.

  • hz.muhammed

    24.01.2005 - 15:26

    25 yaşından 50 yaşına kadar sadece, kendisinde 15 yaş büyük olan Hz.Hatice ile evli kalmıştır.
    Hz.Hatice vefat ettikten sonra 3 yıl evlenmemiştir.
    53 yaşından sonra Bedir (624) , Uhud (625) , Hendek (627) savaşlarına katılmış, yaralanmıştır.

  • kızılderililer

    11.01.2005 - 17:23

    bu mektup 'duwarmish' kyzylderililerinin reisi seattle tarafyndan 'washington'daki büyük ba?kan' a yani 1853-1857 yyllary arasyndaki amerikan cumhurba?kany franklin pierce'ye ithafen yazylmy?:

    'washington'daki büyük ba?kan bizden topraklarymyzy satyn almak istedi?ini bildiren bir mektup yollamy?. dostluktan söz etmi? büyük ba?kan... ama biz sizin, dostlu?umuza ihtiyacynyz olmady?yny biliriz.

    gökyüzünü nasyl satyn alabilirsiniz?
    ya da satabilirsiniz?
    ya topraklaryn sycakly?yny?
    a?zymdan çykan sözler yyldyzlara benzer, büyük ba?kan, hiç sönmezler. bu yüzden söyleyeceklerime güveniniz.

    havanyn taze kokusuna
    suyun pyryltysyna
    sahip olmayan biri onu nasyl satabilir?
    kutsaldyr bu topraklar benim için ve ulusum için...
    ya?mur sonrasy y?yltyly her çam yapra?y
    denizi kucaklayan kumsallar
    karanlyk ormanlaryn koynundaki sis
    ?akyyan böcekler...
    ve bilin ki:
    kyzylderili adamyn anylary
    a?açlaryn özsuyunda saklydyr. toprak bizim anamyzdyr.

    bilesiniz ki;

    derelerin ve yrmaklaryn içinden geçen sular, sadece su de?ildir.
    atalarymyzyn kanydyr o.
    babalarynyn mezaryny geride byrakyr beyaz adam. topra?y çocuklaryndan çalar.
    açly?yn dünyayy saracak beyaz adam ve ardynda koskoca bir çöl byrakacaksyn.
    sabahyn sisi da?laryn karnyndan do?an güne?i görür ve kaçar.
    demir at (lokomotif) , öldürüp çürümeye byrakty?ynyz binlerce buffalodan nasyl kyymetli olabilir?
    nasyl? anlamyyorum.
    hayvanlar insanlary byraksa, insanlar ruhlarynyn yalnyzly?yndan ölmez mi?
    hayvanlaryn ba?yna gelen, insanyn da ba?yna gelecektir.
    topra?yn ba?yna gelen, o?ullarynyn da ba?yna gelecek...
    çocuklarynyza bizim ö?retti?imiz ?eyleri ö?retin.
    toprak bizim anamyzdyr.
    ve topra?a tükürülmez.
    toprak insana de?il, insan topra?a aittir.

    insan hayat dokusunun içindeki bir liftir sadece...

    beyaz adam neyi satyn almak istiyor?
    gökyüzü ve topraklaryn sycakly?yny my?
    ko?an antiloplaryn çabuklu?unu mu?
    biz size bunlary nasyl satabiliriz?
    ve siz nasyl satyn alabilirsiniz?

    bir ka?yt parçasyny imzalady?ymyz ve beyaz adama verdi?imiz için her ?eyi yapabilece?ini mi zanneder beyaz adam? havanyn tazeli?ine ve suyun pyryltysyna sahip de?ilsek, bunu nasyl satabiliriz size? son buffalo da öldü?ünde onlary tekrar nasyl satyn alabilirsiniz? beyaz adam geçici bir iktidardyr ve o kendini her ?ey zannetmektedir. bir insan annesine sahip olabilir mi?

    günlerimizin kalan kysmyny nerede geçirece?imiz önemli de?il. çocuklarymyz babalaryny gururlary kyrylmy? gördüler. sava?çylarymyz utandyryldylar. yenilgiler sonrasy kendilerini içkiye ve yeme?e verdiler. bu yolla vücutlaryny uyu?turuyorlar. bir kaç ky? ömrümüzün kaldy?y bu topraklarda yakynda matemimizi tutacak tek bir ki?i bile kalmayacak. ama niye a?layayym? insanlar denizdeki dalgalar gibi gelip geçerler. biz gidiyoruz, ama beyaz adamyn da bir gün ke?fedece?i ?eyi bugünden biliyoruz. hepimiz ayny büyük ruhtan geliyoruz. beyazlar da bir gün bu topraklardan gidecektir. belki de bütün yrklardan daha çabuk. yataklarynyzy zehirlemeye devam edin. ve bir gece kendi çöplerinizde bo?ulacaksynyz. bu kader bizim için ?u anda bilinmezdir. fakat biliyoruz ki baty?ynyzda her tarafa parlak bir y?yk yayacaksynyz.

    bütün buffalolar öldürüldükten, yaban atlary ehlile?tirildikten, ormanyn en gizli kö?elerine kadar dünya insan kokusu ile doldu?unda, sevimli tepenin görüntüsü konu?an tellerle kirletildikten sonra, bir bakacaksynyz ki gökteki kartallar yok olmu?. hyzly ko?an taylara elveda demi?siniz. bu ne demektir biliyor musunuz? bu ya?amyn sonu ve sadece daha fazla hayatta kalmanyn ba?langycydyr...

    biz karde?lerininkinden ne kadar farkly olursa olsun her insanin istedi?i gibi ya?amasyny savunuruz. e?er biz teklifinizi kabul edersek, bu sadece yeni topraklary güvence altyna almak için olacaktyr ve orada son günlerimizi rahat ve huzurlu geçirebiliriz belki...

    size bu topraklarymyzy satty?ymyz zaman, siz onu bizim sevdi?imiz gibi seviniz, onunla bizim ilgilendi?imiz gibi ilgileniniz. ve onu bugün buldu?unuz gibi hatyrlayynyz. bu topraklary ve üzerindeki canlylary çocuklarynyz için koruyunuz. çünkü bu dünya kutsaldyr. beyaz adam bile ortak kaderimizden kaçamaz, belki biz hepimiz karde?iz.

    bunu zaman gösterecek.'

  • avrupa birliği

    11.01.2005 - 16:55

    Yapılan referandumlar sonucunda Avrupa Birliği'ne girmeyi reddeden ülke halkları, bu kararı alırlarken basit 'kokoreç edebiyatı' ile kandırılmadılar.

    Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün 'Ne mutlu Türk'üm diyene' sözüyle yıllardır birbirine kenetlenen insanımız, Avrupa Birliği'ne üyelik süreci içinde mevcut bütün değerlerini sorgulayacak. Brüksel'den yönetilince, Atatürkçülük diye bir görüş kalmayacak. Öğrencilerimiz sabahları 'Türk'üm, doğruyum, çalışkanım...' diye başlayan andı söylemeyecek.
    Bu konuların hepsi tesadüfen 13 Kasım tarihli İngiliz Economist dergisinde yer almış. Avrupa Birliği'yle başlatılacak ve asgari 2014'e kadar sürecek olan müzakere süreci boyunca, bizden Kürt devletinin kurulmasına, ülkemizde isteyenin istediği dili konuşmasına, isteyenin Türk olmadığını istediği biçimde ilan edip, ırkının propagandasını yapmasına razı olmamız istenecek. Economist'e göre artık 'Türk' olmakla değil, 'Türkiyeli' olmakla övüneceğiz. Muhtemelen de, 'Ne mutlu Türk'üm diyene' yerine 'Ne mutlu Türkiyeliyim diyene' ya da 'Ne mutlu Avrupalıyım diyene' diyeceğiz.
    Kokoreçten de, sokak satıcılarından da vazgeçebiliriz. Ama, sabahları öğrencilerimizin 'Türkiyeliyim, doğruyum, çalışkanım, yasam... Avrupa'yı ve halklarını özümden çok sevmektir' demelerini ne kadar kabullenebiliriz?
    Brüksel Zirvesi Sonuç Bildirisi'nin Türkiye başlıklı bölümünde yer alan 23. madde müzakerelerin yalnız Türkiye'yle değil, diğer devletlerle de yapılabileceğini öngörüyor. Yani, müzakereler sırasında Türkiye birkaç devlete bölünürse veya güneydoğu bölgesinde bir Kürt devleti kurulursa, yeni bir karara gerek olmaksızın onlarla da müzakere yapılacak. İşte, bize başarı diye yutturulmaya çalışılan bildirgede, hükümetin kabul ettiği bu.
    Brüksel Zirvesi Sonuç Bildirisi'nin Dışişleri bakanlığı tarafından yapılan tercümesinde de bazı hatalar var. En iyisi, İngilizce asıl metni okumak. Asıl metin, Avrupa Birliği'nin internet sayfasının en başındaki 'Presidency Conclusions' bölümünde var. Bakın, bildiride herkesin gördüğü Güney Kıbrıs, Ege sorunu, müzakerelerin açık uçlu ve sonuçlarının garanti edilmemesi dışında ilginç neler var:
    Müzakere edilecek konularda Avrupa Birliği üyelerinin tümünün ve aday ülkenin oybirliği gerekecek. Yani, 'veto' hakkının kullanılması ve Türkiye'nin tehdit edilmesi için daha çok imkan var.
    Müzakereler sonrasında, uzun geçiş süreleri, alt düzenlemeler, sürekli tedbirler öngörülebilir. Bunlar arasında, serbest dolaşım, tarım ve yapısal politikalar da (bu, daha ne eklerseniz eklersiniz demektir) var. Ayrıca, isteyen her ülkenin katılımdan sonra bile, bize istediği kısıtlamayı uygulayabileceğinden bahsediliyor. Bu, Avrupa Birliği'nin ruhuna aykırı ve bizim için 'rezalet'.
    Hükümetin iddia ettiğinin aksine, müzakerelerin askıya alınması için üye devletlerin üçte birinin talebi ve nitelikli çoğunluğunun kararı gerekmiyor. Bu husus sadece, özgürlük, insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin devamlı bir biçimde ihlal edilmesi halinde söz konusu oluyor. Yani, bu madde 'ordumuz' için özel olarak konmuş.

  • din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri

    01.11.2004 - 10:23

    Türkiyede 'din kültürü ve alak bilgisini' değil, sadece 'İslamiyetin sünni yorumu'nu öğreten ders.

  • melih aşık

    07.09.2004 - 17:27

    Milliyet gazetesinin en eski yazarlarından...Üstad.

  • deniz gezmiş

    02.09.2004 - 12:10

    ' Bilmeyenler, menfatleri geregi bilmek istemeyenler veya Türkiye'de Amerikan emperyalizmi yoktur diyenler iyi dinlesinler:
    Bu tarihi savunmada söyleyecegimiz bir kaç söz kulaklarına küpe olsun.Mevkiler, kürsüler, menfaatler ve başkalarına yaranmalar, bilimi ve gerçekleri engellemeye, doguları susturmaya yeterli degildir.Insanlık tarihi, nice yıkılmaz sanılan tahtları yerlebir etmiştir.Gercegin ve o ugurda verilen kutsal kavgaların yıkamıyacagı, ezemiyecegi ve alt edemiyacegi hiç bir şey tasavvur edilemez.Bizler dışarda hayatımızı ortaya koyarak, hiç bir menfaat beklemeden, gözümüzü kırpmadan nasıl mücadele ettiysek,bu savunmada da görevimizi yapacak ve bilmek istemyenlere Amerikan emperyalizminin varlıgını belgelerle ispatlayacagız. Buna ragmen belli zümre ve kişiler, bildiklerini yine yapmaya devamedecek.Bunu da çok iyi biliyor ve haykırıyoruz.Bizler ölsekde, kalsak da bu kavga devam edecektir.Iki kere ikinin dört olduguna nasıl inanıyorsak, Amerikan emperyalizmi ve uşaklarının alt edilecegine de öyle inanıyoruz.
    Türkiye Halkı bu kavgadan alnı açık ve muzaffer çıkacaktır.'..Ama bu defa kurtuluş savaşımızda sorulması unutulmuş bütün hesaplar, bugünkülerle beraber mutlaka sorulacaktır. (..)
    Amerikan Emperyalizmi, patronlar, agalar, onların emrindeki uşaklar dinleyiniz.Kurtuluşa kanla, ateşle varılacaktır.talan ettiginiz vatan, esaretinizden mutlaka kurtulacaktır..Geri kalmamızın, sefaletimizin sebebi sizlersiniz.Menfaatiniz için yaptıgınız antlaşma ve ittifaklarla Türkiye halkını esaret altına soktunuz.
    Bu kavga otuz beş milyon nüfuslu Türkiye Halkının bagımsızlık ve kurtuluş kavgasıdır. '
    -Deniz GEZMİŞ (Toplu savunmadan)

  • sosyalizm

    02.09.2004 - 11:54

    1.Türkiye İşçi Partisi genel başkanı Aybar’in ölümünden sonra derlenen yazılarının yer aldığı “ Marksizm ve Sosyalizm Uzerine Düşünceler ” adlı kitabın başlangıcında Yaşar Kemal şunları yazıyor:
    “Tepeden inme, yani piramidik kuruluşlarla yönetilen ülkelerde sosyalizm ne adla olursa olsun yaşayamaz diyordu Aybar:’ Sosyalizm ithal edilemez, ihraç da
    edilemez. Sosyalizmi ancak o ülkenin emekçileri kurabilirler. Her şeyi onlar ürettikleri gibi kendi
    sosyalizmlerine onlar karar verebilir, sosyalizmlerini de onlar kurabilirler.’ Onların yerine sosyalizmi
    kuran öncüler, görüldüğü gibi, önce devlet kapitalizmini yaratırlar, ondan sonra da bir sömürücü
    durumuna düşen bürokrasiyi yaratırlar. Ve emekçiler adına, sözümona işçi diktatoryası, onunla birlikte de bürokrasiye dayanan işçi diktatoryası. Sonunda emeğin insanca paylaşımı yerine kapitalist
    sömürüden daha beter bürokrasi ve kişi diktatoryası..”

  • sosyalizm

    02.09.2004 - 11:43

    İslam'a aykırı olan şey sosyalizm değildir, 'Diyalektik materyalizm'dir.

    Konuya Kuran'dan ve hadislerden yola çıkarak girmek gerekmektedir özellikle. karşımıza çıkan anahtar söylemler:
    *Mülk allahındır.
    *Komşusu açken tok yatan bizden değildir.

    Daha pek çok örnek verilebilecek olmakla birlikte bir de Hz.ömer'in hilafet döneminden bir anekdot:
    Hz. Ömer bir iftara davet edilir. Ev sahibi önüne bir kase içinde bal şerbeti koyar. 'Bu nedir? ' der halife. Ev sahibi de 'Bal şerbeti efendim. sizin için saklamıştık' halife hemen doğrulur yerinden ve der ki, 'Ne zaman ki ekonomik durumu en düşük düzeyde olan bir müslüman da bu bal şerbetini içecek duruma gelir, ben de o zaman içerim bal şerbetini' (ya da bu anlama gelecek birşey der)

    Bu bağlamda, İslam tarihinden bir şahıs çıkmaktadır karşımıza. Sahabeden EBU ZERR.
    Ebu Zerr Mekke dışında yaşayan bir kabileye mensuptur ve o zamanki anlayışa göre düşük bir kasttandır. Hatta müslüman olmdan önce hırsızdır. Mekke'ye gelip de müslüman olunca yalnız ve aşağı tabakaya mensup olduğundan dolayı koruyucusu da olmadığı için müşriklerden büyük işkenceler görmüştür. Bu şahıs için peygamberin 'Yalnız yaşar Yalnız ölür' diye de bir hadisi vardır. Bu bir tesbittir aslında. Aristokrasi ve soyluluk karşısında hep aykırı kalmış ve peygamberden sonra yönetici elitle de uyuşamamıştır. Yalnız başına yaşamıştır.

    Ebu Zerr daha İslam devleti'nin kurumsallaşmaya başladığı dört halife devrinde biraz da sosyal tabakasından gelen psikolojik yapısıyla muhalefete başlamıştır. Örneğin devlet büyüyünce devletin bir hazinesi olması gerekmiş ve Beytul Mal denen 'devlet hazinesi' kurulmuştur. Ebu Zerr ise buna kökten karşı çıkmıştır. Zira 'Mülk Allah'ındır' ve Allah da ümmete bahşetmiştir.

    İslam devleti ele geçen tüm malı müminler arasında eşit olarak dağıtmalıdır. Hazine kurup da ümmetin eşit hak sahibi olduğu ekonomik değeri istiflemek İslam inancı ile bağdaşmamaktadır ona göre. Kendisi halife Osman döneminde Şam'da yaşamaktadır ve muhalif tavrı malumdur. Şam valisi Muaviye denemek kastı ile olsa gerek ikibin altın gönderir kendine. O da bu altınları hemen çevresindeki insanlara dağıtır.

    bakınız: ebu zerr

  • yaşar nuri öztürk

    25.08.2004 - 16:00

    Halkın Yükseliş Hareketi'nin lideri.Medya izin verirse geleceğin Başbakanı.

  • adidas

    23.08.2004 - 14:25

    Adolf (Adi) Dassler isminde bir Alman Yahudi tarafından kurulmuştur.
    1936 yılında Jesse Ovens Münih Olimpiyatlarında bir altın madalya aldığında 'Dassler' marka bir ayakkabı giyiyordu.
    1948 yılında firma 'Adidas' ismini almıştır.
    Adolf'tan bir yıl sonra kardeşi Rudolf Dassler PUMA adlı firmayı kurmuştur.

    Tahmin edildiği gibi yahudi Adolf, Hitler'i pek sevmediği için adını ADİ olarak değiştirtmiştir.

  • beşiktaş

    23.08.2004 - 14:19

    Bu sezon ilk 3 e bile giremeyecek takım.

  • galatasaray

    23.08.2004 - 14:18

    2004-2005 Süper Lig Şampiyonu. Aha buraya yazıyorum!

  • fenerbahçe

    23.08.2004 - 14:15

    Falcı Büyücü Kulübü

    bakınız:
    http://www.galatasaray.com/i/glr/040822c3b3/sl202.jpg

  • anti-kapitalizm

    23.08.2004 - 14:08

    bakınız: sosyalizm.

  • mesnevi

    23.08.2004 - 10:19

    Orijinal el yazması hali, Konya Mevlana Türbesi'nde bulunur.

  • hz.ali

    23.08.2004 - 09:57

    -Hz.Muhammed'in amca oğlu.
    -Kızı Hz.Fatma'nın eşi. Damadı.

  • hz.ali

    23.08.2004 - 09:53

    Kabe’de doğmuş olan tek kişidir.

    Annesi adını, “Arslan” anlamına gelen “Esed” veya “Haydar” koymak isterse de Hz.Muhammed’in isteğiyle “Ali” konur. Diğer adlarsa ona lakap olarak verilir. Daha sonraları bu lakaplara, “Allah rızasını kazanmış” anlamına gelen “Murtazâ” da eklenir. Künyeleri “Ebü’l-Hasan”la “toprak babası” anlamına gelen “Ebü’t-Turâb”tır. Bu son künyeyi kendisine Hz. Muhammed verdiğinden, Ali genellikle bu künyesini yeğlemiştir.

    Hz. Muhammed, Hz.Ali beş yaşındayken yanına alarak bakımını üstlenir. Bu durum 18. yaşına dek sürer. Böylece Hz.Ali’yi Peygamber Muhammed eğitmiş, kişiliğini kazanmasına yardımcı olmuştur. Halk deyimiyle Hz.Ali, Peygamber’in “çarkından çıkmış”tır

  • bayrak

    20.08.2004 - 14:13

    Hz.Muhammed hicretin 1. senesinde Şam'dan dönmekte olan Kureyş kervanına karşı gönderdiği Hazreti Hamza komutasındaki otuz kişilik kuvvete bayrak şeklindeki sembolü ilk defa kendi elleriyle bir mızrağin ucuna BEYAZ bir bez baglayarak askerlerden Ebü Mersed'in eline verdi. Liva ül Beyda ismiyle anılan bu bayrak, Hayber Gazasına kadar kullanıldı. Hayber'den sonra Raye denilen SİYAH bir bayrak kullanıldı.

  • hz.ali

    20.08.2004 - 13:57

    Hz.Muhammed'in amcasının oğlu. Ebu Talip'in oğlu.

Toplam 1733 mesaj bulundu