aslında çocukluğum olmadı ben hep bir kimlik savaşımında olamak zorunda kaldım sınıfsal ve etnik olarak çok sonradan bana kalan bir miras olduğunu öğrendim dedelerimden kalan bir baş kaldırı ne kadar doğru bilmiyorum ama hep bir yokluk ve sürgün yaşamım oldu olmayan çocukluğum gibi gençliğimde zindan köşlerinde diyarbakırda sonrasıda sakıncalı memur olarak hep kıyıda köşede küçücük kampetlerde geçti hep arkamdan bana bakan bir çift göz altında sürgünden sürgüne ve komedi tarzınıda evliliğim mehkeme kordorlarında taşındım durdum onunun üzerinde açtığım hiç bir dava nedense hiç bakılmadı ve sonuçlanmadı kırıldım kırlaştım belkide çok olgunlaştım ve çok derin sebeplerim oldu kan kusan gecelerim hep bir şeyi unutmadım inadına insan bir bana kalan bir yüfka sürgün,asi,kırdığından çok kırılan bir yürek,çok sevdim taşını toprağını emek, ter,kan,ektim toprağına taşına ben sevdim o hiç sevmedi sevgili NAZIM gibi sırtın dönüp gitsede mezar taşına yedi tepeli şehir misali? umut saklı mezrabotanın gök kuşaklarında, van gölünün deniz kokulu civanlarında,ve roza lüksenburgun çocukları dolaşır amed burçlarında,hala şemdinlide açar ters laleler isa aşkına,ve kız kulesine doğru bir simit iki umut olur.kimliksiz aşk kokan iki yüreğe.veselam ben bir kendimi becermemki anlatmayı.ılık bir meltem gibi kıyıdan kıya vuran bir yürek 13 sürgünden sonra nerliyim diyebilmek zor belki bu ülkenin sizden uzak olsun gerçeği unutmak istenen yok sayılan öteki var oldum var olacağım inadın yüreğiniz daraldığında küytü bir köşe sığınmak için.yada zindanda üç kibrit çöp,belkide baş ucunuzda çıkıvercek bir ters lale,ben hep sokakta gülen adam ne ürkek ne korkak kendi gibi garip öylesine insan gibi insan olmaya çalışan sıradan sürüyü sorgulayan.belkide bir ağaç kovuğunda sığınaktayım,belkide bir mahkum voltasında düşünce dansında yanı başınızda,yada dilovası çöplüğüne atılan bir yiğidi örten gazet parçasıyım,ama hep ordayım yanı başınızda.bir yudum özgürlük kokan bilirim kelepçeli eleri ısıtan bir bardak çay gibi.yada bir rüzgar sayın esip geçen,aslında anlatmak zordur ya en içten sevgiler
aslında çocukluğum olmadı ben hep bir kimlik savaşımında olamak zorunda kaldım sınıfsal ve etnik olarak çok sonradan bana kalan bir miras olduğunu öğrendim dedelerimden kalan bir baş kaldırı ne kadar doğru bilmiyorum ama hep bir yokluk ve sürgün yaşamım oldu olmayan çocukluğum gibi gençliğimde zindan köşlerinde diyarbakırda sonrasıda sakıncalı memur olarak hep kıyıda köşede küçücük kampetlerde geçti hep arkamdan bana bakan bir çift göz altında sürgünden sürgüne ve komedi tarzınıda evliliğim mehkeme kordorlarında taşındım durdum onunun üzerinde açtığım hiç bir dava nedense hiç bakılmadı ve sonuçlanmadı kırıldım kırlaştım belkide çok olgunlaştım ve çok derin sebeplerim oldu kan kusan gecelerim hep bir şeyi unutmadım inadına insan bir bana kalan bir yüfka sürgün,asi,kırdığından çok kırılan bir yürek,çok sevdim taşını toprağını emek, ter,kan,ektim toprağına taşına ben sevdim o hiç sevmedi sevgili NAZIM gibi sırtın dönüp gitsede mezar taşına yedi tepeli şehir misali? umut saklı mezrabotanın gök kuşaklarında, van gölünün deniz kokulu civanlarında,ve roza lüksenburgun çocukları dolaşır amed burçlarında,hala şemdinlide açar ters laleler isa aşkına,ve kız kulesine doğru bir simit iki umut olur.kimliksiz aşk kokan iki yüreğe.veselam ben bir kendimi becermemki anlatmayı.ılık bir meltem gibi kıyıdan kıya vuran bir yürek 13 sürgünden sonra nerliyim diyebilmek zor belki bu ülkenin sizden uzak olsun gerçeği unutmak istenen yok sayılan öteki var oldum var olacağım inadın yüreğiniz daraldığında küytü bir köşe sığınmak için.yada zindanda üç kibrit çöp,belkide baş ucunuzda çıkıvercek bir ters lale,ben hep sokakta gülen adam ne ürkek ne korkak kendi gibi garip öylesine insan gibi insan olmaya çalışan sıradan sürüyü sorgulayan.belkide bir ağaç kovuğunda sığınaktayım,belkide bir mahkum voltasında düşünce dansında yanı başınızda,yada dilovası çöplüğüne atılan bir yiğidi örten gazet parçasıyım,ama hep ordayım yanı başınızda.bir yudum özgürlük kokan bilirim kelepçeli eleri ısıtan bir bardak çay gibi.yada bir rüzgar sayın esip geçen,aslında anlatmak zordur ya en içten sevgiler