2 çırağın aldıgı para
3 verilen para üstü
25 lira radyo için ödenen
30 etti
(3 kişinin 25 lirayı nasıl paylaştıklarından bahsedilmemiş,yanıltma noktası burası...)
radyo 8.33333333..... e geliyo kişi başı
3kişi düşünün. Para birleştirip bir radyo almaya
Gidiyorlar. Radyo 30 lira. Hepsi 10'ar lira koyup
radyoyu alıp gidiyor. Fakat sonra tezgahtar radyonun
indirime girdiğini ve 25 liraya düştüğünü hatırlıyor. Çırağına 5
lira verip, gidip para üstünü iade etmesini istiyor. Çırak 5 lirayı 3
kişiye bölüştüremeyeceğini düşünüp 2 lirayı cebine atıyor ve 3
lirayı 3 kişi arasında bölüştürüyor. Böylece radyoyu 9'ar liraya almış
oluyorlar.
Şimdi:
9x3=27
çırak da cebine 2 lira attı 27+2=29
peki geri kalan 1 liraya ne oldu?
9.6.2005 - Sevgili Sevgili...
Aşk içinde aşk için seslenişin en uygun biçimini bulduğum kanısındayım. Merhamet belki çok yüce bir şey ve muhtemel ki merhamet aşktan üstündür. Tapınmak... onun yüceliğine diyecek yok.
Belki tapınmadaki kesinlik ve keskinliğe aşk hiçbir zaman ulaşamayacaktır. Bütün diğer işlerle uğraşan bütün diğer insanlar gibi tapınanlar ve merhamet duyanlar da seslendikleri zaman mutlaka hissettikleri bir farkı dile getirmiş olurlar. Aşktaki sesleniş ise farksızlığı ve bir tür özdeşliği vurgulamalı her şeyden çok. Aşkın seslenişi sevgisi olandan sevgisi olanadır ancak. Çoğu kimsenin sandığı gibi seven taraftan sevilen tarafa doğru bir akış değildir. Sen benim sevgilimsen bunun mümkün kılan sadece benim senin sevgilin oluşumdan başkaca bir şey olmasa gerek. Bu yüzden sana seslenirken hep bir yankıya kulak verir gibi sayarım kendimi.
Neyi nasıl demişsem senin de bunu bana böyle söylemediğini düşündüğüm an sana ne bunu söyleyebilirim ve ne de boşluğa böyle söyleyebilirim. Benim sana gelişim senin bana doğru gelmenin öbür kanadı. Uçmak için iki kanadın birleştiği yere göğüs diyorlar, döş diyorlar, sine diyorlar. Çoklarının sine çak olduğu söylenir. Şimdiye dek sineden yoksun bir aşkı tanıyan hiç olmamış.
Aşk mı? Nereden bileyim aşk olduğunu? Aşk başlı başına bir vakıa ise onu diğer vakıalardan ayıran bir özelliği olmalı. Besbelli ki bu özellik tümleşmeden ibaret. 'Aşk gelince cümle eksikler biter' denildiğine göre gel de seninle seven ve sevilen ayrımına bir anlam vermeyelim borçluları ve alacaklıları onların alacak ve verecekleriyle pazarda bırakalım. Yurttaşlar yurtlarıyla ne halleri varsa görsün. Komutanlar komutlarını versin. Köleler boyun eğsin. İsterse bilginler bilgi kumkuması olarak, güzeller güzellikleriyle kasım kasım kasılarak dünyada kimseye yer bırakmasın.
Onların yerinde gözü olan kim? Biz değiliz. Biz ikimiz sadece aşkın unsurlarıyız. İki can ve bir canlıyız. Sana gel dediğim zaman, kendim gelmiş olmuyor muyum? Gel kainatta aşkı ilk ikimiz bulmuş olalım. Neden olmasın! Belki insanların yaygın olarak bildikleri şey sahiden aşk değildi. Bir tür ilginç sayrılıktı onlarınki. Neler yok ki? Çıldıranlar... canlarına kıyanlar... uzuvlarını kesip fırlatanlar... aşk sebebiyle feda oluş, feda ediş... Bütün bunlara bir anlam veremiyorum ben. Sen de vermiyorsan ve aşk ise vuku bulan, hiçbir şey ters gitmeyecek demektir. Aşkta her şey düzdür. Aşkla her şey düzelir. Düz değilse aşk değildir. Düzgünleştirmiyorsa aşk değildir. Haydi biraz daha samimi olalım: aşkın gözünün sahiden kör olduğunu itiraf edelim. Gözü kör olan aşk eğer hareket edecekse önü düz müdür, yoksa bayır mı nereden bilsin? Aşkın dışında duranların ters kabul ettikleri şeyleri aşk ters bilmez.
Adı aşk olan her ne ise maddiyat alanına girmeyen, nesneler dünyasında karşılığı bulunmayan bir şey midir? Yoksa çocuklara ayıp olduğu öğretilen şeyden başka bir şey değil midir aşk? Elbette ikincisi. Aşkı hiçbir zaman o iç bayıltan yumrulardan, yumuşaklıklardan, ıslaklıklardan, tüylerden, tomurcuklanmalardan koparmaya, ayrı tutmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Evet. Evet. Evet. Aşk bilhassa üremeye ilişkindir. Yani çoğalmaya, büyümeye, daha fazlasına gidilemeyecek derecede eksiksizleşmeye...
Aşk insanlar arasında ve insanlar içindir. Çünkü aşkın halleri ve insanın halleri birbiriyle örtüşür. Her ikisi de tende ve tenden başlamak zorundadır. Hem aşk, hem de insan tende çakılıp kalmadığı takdirde kendisi olabilir. İnsandan gayrı canlıların tozlaşmasını, çiftleşmesini aşktan arındırabilirsiniz. Çünkü gayrı canlıların üremesi türlerinin devamından başka bir anlam taşımaz. İnsanlar ise aşk ile birbirlerini üretirler. Kendilerini çoğaltırlar ve büyürler.
İşte bu sebepten ötürüdür ki 'Ey sevgili! ' demem ben; 'sevgili sevgili ' derim. Sevdikçe söylerim, söyledikçe severim. Sevildikçe söylerim, söyledikçe sevilirim. Sevdiğimi söylerim, söylediğimi severim. İşkence altında benim ifademi almak mümkün olmaz. İfademi çünkü çoktan sevgili sevgili almıştır.
uyduruk bi film...
vizyona girdiği dönemde de uyduruktu
şimdi de uyduruk
eğer iyi bi film yapmak istiyosan filmin içine böyle büyük bi süpris koymıcan yoksa seyirci kaybedersin
ne oldu
sonunu önceden öğrenen ya da tahmin edenler filmi izlemedi bile...
yarışma
15.01.2006 - 01:542 çırağın aldıgı para
3 verilen para üstü
25 lira radyo için ödenen
30 etti
(3 kişinin 25 lirayı nasıl paylaştıklarından bahsedilmemiş,yanıltma noktası burası...)
radyo 8.33333333..... e geliyo kişi başı
3kişi düşünün. Para birleştirip bir radyo almaya
Gidiyorlar. Radyo 30 lira. Hepsi 10'ar lira koyup
radyoyu alıp gidiyor. Fakat sonra tezgahtar radyonun
indirime girdiğini ve 25 liraya düştüğünü hatırlıyor. Çırağına 5
lira verip, gidip para üstünü iade etmesini istiyor. Çırak 5 lirayı 3
kişiye bölüştüremeyeceğini düşünüp 2 lirayı cebine atıyor ve 3
lirayı 3 kişi arasında bölüştürüyor. Böylece radyoyu 9'ar liraya almış
oluyorlar.
Şimdi:
9x3=27
çırak da cebine 2 lira attı 27+2=29
peki geri kalan 1 liraya ne oldu?
köpek
15.01.2006 - 01:40dinazor gibi mi?
tutku
15.01.2006 - 01:35ne acı ki çogu tutkulardır insanı büyük hatalara sürükleyen...
bilgi yarışmaları
15.01.2006 - 01:31hem aynı soruyu aynı yarışmadan üst üste 2 veya 3 kez sormaslar...anlaşılan sen 5 den öte zor gidiyon atmaca.))
bilgi yarışmaları
15.01.2006 - 01:29şifre verim mi kardeş yarış fazladan... ''50 kere üst üste yarışınca neler oluyo gör''
kaybolmak
15.01.2006 - 01:28''önüme çıkan bütün yollar yürünebilir... kaybolmuş olabilirmiyim acaba''
diye bir söz okudum ki gönlün hangi perdesinden vurur bilinmez...
meşguliyet
15.01.2006 - 01:25avunmaktan öte değildir dünya insanının gayesi...ümid olunan nar-ı aşkla yanmak olsun insanın tek meşguliyeti...
Hüzün Yılı
15.01.2006 - 01:19gün olur ki
''takdir-i ilahi
cilve-i rabbani ''
dedirten onlarca olay gelir insanın başına...hüzün insanın bahanesidir.
dilenci
15.01.2006 - 01:17kim oldugu önemli değil...eğer beklediğimden fazla kazanmışsam,fazlasının bi kısmını paylaşrım
zaga
15.01.2006 - 01:07her zamanki gibi istediğim programı izleyemiyorum ama zaga dan ses geliyo.))
hakkı hocamın sesi arkada.
kar tanesi
15.01.2006 - 00:57yalnız olanı severim çoğu zaman
tek bir kar tanesinin nereye düşeceğinin belli olmaması bile onu güzel kılmaya değer.
hayatta kalmak
15.01.2006 - 00:30milyarlarca insan hayatta olduguna göre gayet sıradan bişi olsagerek
ismet özel
15.01.2006 - 00:20Siyah Gözlerine Beni de Götür
9.6.2005 - Sevgili Sevgili...
Aşk içinde aşk için seslenişin en uygun biçimini bulduğum kanısındayım. Merhamet belki çok yüce bir şey ve muhtemel ki merhamet aşktan üstündür. Tapınmak... onun yüceliğine diyecek yok.
Belki tapınmadaki kesinlik ve keskinliğe aşk hiçbir zaman ulaşamayacaktır. Bütün diğer işlerle uğraşan bütün diğer insanlar gibi tapınanlar ve merhamet duyanlar da seslendikleri zaman mutlaka hissettikleri bir farkı dile getirmiş olurlar. Aşktaki sesleniş ise farksızlığı ve bir tür özdeşliği vurgulamalı her şeyden çok. Aşkın seslenişi sevgisi olandan sevgisi olanadır ancak. Çoğu kimsenin sandığı gibi seven taraftan sevilen tarafa doğru bir akış değildir. Sen benim sevgilimsen bunun mümkün kılan sadece benim senin sevgilin oluşumdan başkaca bir şey olmasa gerek. Bu yüzden sana seslenirken hep bir yankıya kulak verir gibi sayarım kendimi.
Neyi nasıl demişsem senin de bunu bana böyle söylemediğini düşündüğüm an sana ne bunu söyleyebilirim ve ne de boşluğa böyle söyleyebilirim. Benim sana gelişim senin bana doğru gelmenin öbür kanadı. Uçmak için iki kanadın birleştiği yere göğüs diyorlar, döş diyorlar, sine diyorlar. Çoklarının sine çak olduğu söylenir. Şimdiye dek sineden yoksun bir aşkı tanıyan hiç olmamış.
Aşk mı? Nereden bileyim aşk olduğunu? Aşk başlı başına bir vakıa ise onu diğer vakıalardan ayıran bir özelliği olmalı. Besbelli ki bu özellik tümleşmeden ibaret. 'Aşk gelince cümle eksikler biter' denildiğine göre gel de seninle seven ve sevilen ayrımına bir anlam vermeyelim borçluları ve alacaklıları onların alacak ve verecekleriyle pazarda bırakalım. Yurttaşlar yurtlarıyla ne halleri varsa görsün. Komutanlar komutlarını versin. Köleler boyun eğsin. İsterse bilginler bilgi kumkuması olarak, güzeller güzellikleriyle kasım kasım kasılarak dünyada kimseye yer bırakmasın.
Onların yerinde gözü olan kim? Biz değiliz. Biz ikimiz sadece aşkın unsurlarıyız. İki can ve bir canlıyız. Sana gel dediğim zaman, kendim gelmiş olmuyor muyum? Gel kainatta aşkı ilk ikimiz bulmuş olalım. Neden olmasın! Belki insanların yaygın olarak bildikleri şey sahiden aşk değildi. Bir tür ilginç sayrılıktı onlarınki. Neler yok ki? Çıldıranlar... canlarına kıyanlar... uzuvlarını kesip fırlatanlar... aşk sebebiyle feda oluş, feda ediş... Bütün bunlara bir anlam veremiyorum ben. Sen de vermiyorsan ve aşk ise vuku bulan, hiçbir şey ters gitmeyecek demektir. Aşkta her şey düzdür. Aşkla her şey düzelir. Düz değilse aşk değildir. Düzgünleştirmiyorsa aşk değildir. Haydi biraz daha samimi olalım: aşkın gözünün sahiden kör olduğunu itiraf edelim. Gözü kör olan aşk eğer hareket edecekse önü düz müdür, yoksa bayır mı nereden bilsin? Aşkın dışında duranların ters kabul ettikleri şeyleri aşk ters bilmez.
Adı aşk olan her ne ise maddiyat alanına girmeyen, nesneler dünyasında karşılığı bulunmayan bir şey midir? Yoksa çocuklara ayıp olduğu öğretilen şeyden başka bir şey değil midir aşk? Elbette ikincisi. Aşkı hiçbir zaman o iç bayıltan yumrulardan, yumuşaklıklardan, ıslaklıklardan, tüylerden, tomurcuklanmalardan koparmaya, ayrı tutmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Evet. Evet. Evet. Aşk bilhassa üremeye ilişkindir. Yani çoğalmaya, büyümeye, daha fazlasına gidilemeyecek derecede eksiksizleşmeye...
Aşk insanlar arasında ve insanlar içindir. Çünkü aşkın halleri ve insanın halleri birbiriyle örtüşür. Her ikisi de tende ve tenden başlamak zorundadır. Hem aşk, hem de insan tende çakılıp kalmadığı takdirde kendisi olabilir. İnsandan gayrı canlıların tozlaşmasını, çiftleşmesini aşktan arındırabilirsiniz. Çünkü gayrı canlıların üremesi türlerinin devamından başka bir anlam taşımaz. İnsanlar ise aşk ile birbirlerini üretirler. Kendilerini çoğaltırlar ve büyürler.
İşte bu sebepten ötürüdür ki 'Ey sevgili! ' demem ben; 'sevgili sevgili ' derim. Sevdikçe söylerim, söyledikçe severim. Sevildikçe söylerim, söyledikçe sevilirim. Sevdiğimi söylerim, söylediğimi severim. İşkence altında benim ifademi almak mümkün olmaz. İfademi çünkü çoktan sevgili sevgili almıştır.
bilgi yarışmaları
14.01.2006 - 22:10şifre istediğin anla eşzamanlı geliyodu ya...
yemek tarifleri
14.01.2006 - 22:07benimkiler pişme aşamasını atlatırsa çok güzel oluyo ama.))
sevgili
14.01.2006 - 22:03yok gecer geçer
daha ikinci kes yaprak saracam bu gün...bi öncekini zayi ettik.)
nerdesin
14.01.2006 - 22:02www.bilgiyarismasi.com a gir düşeş
sıkı sorular var
büyük randevu
14.01.2006 - 22:01öhöm öhöm
sefgilim geliyo yarın sabah...
yaprak sarması
14.01.2006 - 22:00sonra da yakarım:((
sorumluluk
14.01.2006 - 21:49alışkanlıklarımızın ne kadarını sorumluluklarımız oluşturuyor bunun da farkında olmak gerek...
pilav
14.01.2006 - 21:38ne pilavı ve neliydi düşeş?
yaprak sarması
14.01.2006 - 21:27güzel yapıyorum güsel
6. his
14.01.2006 - 21:25uyduruk bi film...
vizyona girdiği dönemde de uyduruktu
şimdi de uyduruk
eğer iyi bi film yapmak istiyosan filmin içine böyle büyük bi süpris koymıcan yoksa seyirci kaybedersin
ne oldu
sonunu önceden öğrenen ya da tahmin edenler filmi izlemedi bile...
sevgi
14.01.2006 - 20:37yanına gittiğim zaman ilgiden beni öldürecek kadar yakın biri.))
(ikisi de.)
Toplam 1615 mesaj bulundu