sana bugün bir abajur aldım: bir şeyin ucunda durur da yeşil chevrolet kapıları açık,Baltimore plakalı,usta işi teybinde Elton John'dan SACRIFICE biz sahile doğru yürümüşüz ayakizlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri periler birbirine düşman,pelerinler birbirine küs
sana bugün bir mektup yazdım: en çok en çok güllerden söz ettim saydam,renksiz,özgür güllerden bir gül olmak korkusundan nedenini hatırlamıyorum ama ağladım sağda solda yakılıp unutulmuş sönmüş sigaralar 'canım' diye başlanılıp yarım bırakılmış bir sürü kağıt parçası ruh parçası aşk parçası buğu parçası haz parçası paramparça içime paramparça bir kış gelmiş biliyor musun ben daima kışları saklanırım kan
kan ödüldür açıkçası sana bugün bir kurban kestim hala ağrıyor ve akıyor bileklerim gelip geçici bir seyahat üzerinde konuşulmamış bir sevgi karşılıklı hoyrat kullanılmış bedenler...
bugün sana bir abajur aldım,bir mektup yazdım ben bugün sana öldüm başkasına değil...
koskoca bir aralık ayını müzikle geçirmiştik sokaklarda elimizde şarap şişeleri adlarımızın yan yana olduğu kalpler kazımıştık ağaçlara modern çağın gereklerine inat romantiktik biz,birbirimizi seviyorduk bugün bir abajur aldım sana ve eve geldim yatağın hep sol tarafında yatardın sol taraftaki başucu sehpasına yerleştirdim onu bir ampul taktım sarı soft hep istediğin gibi ışığında bir mektup yazdım sana,teybte Elton John'dan SACRIFICE beni terkettiğini bildirdiğin o telefon konuşması gözlerinin gencecik mavisi birden başlayan,o telaşla bütün gece yağan yağmur geldi aklıma nedenini hatırlamıyorum ama ağladım yüzüme kapanan ellerin yüzümü yeryüzüne karşı perdeleyen ellerin o okyanus ellerin geldi aklıma,kaset sustu ve kapandı chevrolet'in kapıları
tuvalette sarıldım jilete,öptüm hasretle ampul patladı,bir anda alev aldı abajur kan ödüldür kanımı bu gece gezmeye dışarı çıkarttım tenler birbirine düşman,aşıklar birbirine küs nedenini hatırlamıyorum ama utandım utandım....
Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde El tutmak yol açıyor diye hesapsız susmalara Kaldırdık tüm tutuşmaları Yasak kelime oyunu yapmak Yalan söylemek mecburi Ve serbest ayyuka çıkmak Artık yağmur sonraları toprak kokmak yasak Tomurcuklanmak günah Ve bir insan gözü yüzünden yüz gün ard arda uyumamak Kimse ölmesin diye kimsenin aklında Her sevdalı verdiği sözü geri alacak Güneşi, ayı hatta hiçbir tabiat olayı Şahit gösterilmeyecek hiçbir sevdaya Ne deniyorsa ona atacak kalp Ve süresi yirmidört saate çıkarılacak Meskûn mahalde ağlamanın...
kim bilebilirdiki sevgiye b akış açısının miladı olacaktı s özlerim insanların yalnızca düşünceleri sevilir diyebileceğim diğer yanlar fani ölümsüz olan ve şeklini kaybetmeyen düşüncelere sevgilerimle :))
tanıdık tı düşleri mavi çocukların gülüşleri düşleri mavi çocukların düşlerine gülüşlerimi yolladım hepsi bu hayatın sevgili sevimlilerimize sevgilerimle :))
mutlaka ortak yönleri olmalıydı bedenleri kendinden önce büyüyen çocukların :))
çılgın zamanlarda yaşamak bize kaldı ölümün acımasızlığı her zamankinden beter gidenler gelenler, düşenler ah zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar düştük yola, güzel şeyler bulmak umuduyla ışıklarıyla büyük şehirler yol oldu bize, iz sürdük yanlızlığa
kızz bastıbacak sende muhtıra veren bilmem ne cafe gurubunun içindeymişsin...takdir ettim valla meteliksiz ama yürekliymişin...bir doları hakettin görüşürsek vericem valla...seni bu azaptan kurtaracam........:P
isa kardeşim televizyonun ne alemde..? yarışıyom yarışmasınada galiba sen haklıydın 50 den sonrakı yarışlarda aynı soruda üçkere yanlış şıkkı işaretlersen aynı soru dördüncü kez sorulduğunda doğru şıkkı bulmak kolay oluyor. :))
abi bu kız meteliksiz kalmış...hırhızzzlık yapıyo.......benim adresimi çalmış......sonrada benimdir bu adres deyu kendini parçalıyo.......kızz bak o adres benim ama çok istiyosan gel komşum ol......:P
sevgi biryerlerdeydi elbet.. ama kayıptı.. isa ve penny adında iki masal çocuk, gizlemeden, çekincesiz bir iyimserlikle avuçlarında tuttukları sıcak yüreklerini... eklediler yüreğe.. bu işte bir dostluk var.. buldum işte..! !
isa bana fazladan bir iyimserliğiniz olduğunu söylese; verirmiydiniz acaba? dünya hali işte.. bazen karamsar bir hal çörekleniyor yüreğe.. neyse en azından dostlar var, diyesi bir gün işte.. :)
11.10.2005 - 19:46
çılgın zamanlarda yaşamak bize kaldı... ölümün acımasızlığı her zamankinden beter... gidenler gelenler, düşenler... ah zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar.. düştük yola, güzel şeyler bulmak umuduyla... ışıklarıyla büyük şehirler yol oldu bize, iz sürdük yanlızlığa...
ölümün olduğu gerçeklikte, yaşamımın düşsel bir sanrısıydın sen.... düşümde olabilecek kadar güzeldin ancak ve gerçek olamayacak kadar düşseldi herşey...
Güneşin doğduğu yerden bir umut getir bana... Hiç bitmesin ölene dek... Ona baktıkça huzur dolsun içime... Düşler sokağından bir umut getir... Hepimiz için....
Güzel, nadide ve bu gibi sıfatları bünyesinde barındıran; adı bir aklı evvel tarafından Akıl ve Zekâ Oyunları Grubu olarak konulan bir gruba sahibiz. Evet, sahibiz diyorum. Biz sahibiz; ama bu bize siz de dâhil olabilirsiniz. Yapacağınız öyle ahım şahım şeyler yok. Sadece; 1 tane ikametgah ilmuhaberi; bir tane nüfus kayır örneği; 1 tane nüfuz cüzdan fotokopisi, 1 tane sabıkanız olmadığına dair belge, 1 tane öğrenci olmadığınıza dair belge, 1 tane tapu kaydı, 1 ya da 1 den fazla sayıda bankadaki paranızı gösteren hesap kayıtlarının fotokopisi(leri) ve en son olarak da aylık kazancınızı gösteren belgeyi bize yollayın sizi hemen grubumza dâhil edelim. Peki, bu kadar zahmete katlandıktan sonra, grubumuzun size nasıl bir getirisi olacaktır. Bu saymakla bitmez; o yüzden ben de saymıyorum. Bize dâhil olmak isteyenleri(tabii yukarıdakileri belgeleri temin etmek ve bize ulaştırmak kaydıyla) http://gruplar.antoloji.com/akil-ve-zeka-oyunlari yönlendiriyoruz ve bize kolayca ulaşabiliyorlar. Grubun bir elemanı :)
seviyorum...neden niçin bilmiyorum...anlam vermeye yada örnek vermeye çalışsamda boştu...belkide beni düşlerinle gerçek yaptığın içindi yada beni, sanki tutup kolumdan bi yerlere ulaştırman,iyileştirmen bilmiyorum işte bir şeyler vardı ve bunun ne olduğunu bilmek umrumda bile değil...sen uyurken sana baktığımda anlıyorum aslında bunu ençok... şu an sen bilmiyrsun ama sana bakıyorum...sen uyuyorsun, belkide düşlerinde beni düşünüp gerçek olmamı,beni düşlediğini düşünüp gerçekliğimizde yaşamımızı sağlıyoruz birbirimizin... insanların aslında çokta mutlu olmaması gerektiğini anlıyorum sana bakınca...evet, insanları bi yerlerinden rahatsız edecek bişileri olmalı bunu görüyorum ve böyle olması gerektiğini düşünüyorum...ağlamalıyız acılar için, göz yaşı olmalı sevdamızda, onu sulamalı... şu an sen bilmiyorsun ama sana bakıyorum...sen uyuyorsun, hemde okadar güzel ki...bakıyorum, ve seni ne kadar sevdiğimi düşlüyorum sen uyurken...ve sevgimizi gerçek kılanda zaten bu... seni seviyorum çünkü, demiyeceğim hiç bir zaman...nedensiz seviyorum seni, bir nedenin olmadığı için, bir nedenim olmadığı için... sen uyuyorsun ve beni düşlüyorsun, bende sevdamı...ben gerçeğim....en az sana olan sevdam kadar... tatlı uykular...
Soğuk ve pis otel odalarından başka şehirlere göçler, dönüşler, dönüşün verdiği ıstıraplar, ıstırapların verdiği göz yaşları, ucuz muayenehaneler, muayenehanede dökülen göz yaşlarının ardından bıraktığı gibi bulduğu küçük odasının yatağında kaçıncı defa okuduğunu hatırlamadığı kitabın satıraralarında kendi hayatına dair repliklerin altını çizerken, pc de çalan pinkfloyd’a rağmen dökülen göz yaşları, kitabın üzerindeki mürekkepleri dağıtırdı…”Umut, bir yolun dönemecinde var hızla koşarken, birden yertişen kurşunla yere serilivermektir” cümlesinin altını çizerken, o 11. kattan neden hala atlamadığını geçiriverirdi aklından. -Neden atlamıyorum ki? Belkide karlı dağların ardında henüz yere serilmemiş hiç bilmediği bir umut vardı. Bambaşka bir şehirde, farklı iki çift gözden dökülen aynı acı, aynı umutsuzluğun umudu. Belkide onun henüz yere serilmemiş umuduydu kendisi. Düşsel bir gerçekliğin içinde yere serilmemiş umutları hayal ederken bile kaç tanesinin aslında çoktan yıkıldığının farkındaydı... Esasen umut, bazen yok olmaktır. Bazen o yoklukta kaybolmak, kaybolmuş başka bir umutla yeşertmekti… İki umutsuzun yapabilecekleri ise tahmin bile edilemezdi, birbirini çeker bulur ve baştan yaratırdı…Bambaşka bir insan yapardı… Öyle ki o insanı gördüğünde düşünmeksizin onun umutsuzluğunda kaybolmak, beraber yok olmayı dilemek en büyük huzurdu belkide…
21.05.2007 - 22:25
sana bugün bir abajur aldım:
bir şeyin ucunda durur da yeşil chevrolet
kapıları açık,Baltimore plakalı,usta işi
teybinde Elton John'dan SACRIFICE
biz sahile doğru yürümüşüz
ayakizlerimizde ölüp erimiş peri pelerinleri
periler birbirine düşman,pelerinler birbirine küs
sana bugün bir mektup yazdım:
en çok
en çok güllerden söz ettim
saydam,renksiz,özgür güllerden
bir gül olmak korkusundan
nedenini hatırlamıyorum ama ağladım
sağda solda yakılıp unutulmuş sönmüş sigaralar
'canım' diye başlanılıp
yarım bırakılmış bir sürü kağıt parçası
ruh parçası
aşk parçası
buğu parçası
haz parçası
paramparça içime paramparça bir kış gelmiş
biliyor musun ben daima kışları saklanırım kan
kan ödüldür açıkçası
sana bugün bir kurban kestim
hala ağrıyor ve akıyor bileklerim
gelip geçici bir seyahat
üzerinde konuşulmamış bir sevgi
karşılıklı hoyrat kullanılmış bedenler...
bugün sana bir abajur aldım,bir mektup yazdım
ben bugün sana öldüm başkasına değil...
koskoca bir aralık ayını müzikle geçirmiştik
sokaklarda elimizde şarap şişeleri
adlarımızın yan yana olduğu kalpler kazımıştık ağaçlara
modern çağın gereklerine inat
romantiktik biz,birbirimizi seviyorduk
bugün bir abajur aldım sana ve eve geldim
yatağın hep sol tarafında yatardın
sol taraftaki başucu sehpasına yerleştirdim onu
bir ampul taktım sarı soft hep istediğin gibi
ışığında bir mektup yazdım sana,teybte Elton John'dan SACRIFICE
beni terkettiğini bildirdiğin o telefon konuşması
gözlerinin gencecik mavisi
birden başlayan,o telaşla bütün gece yağan yağmur geldi aklıma
nedenini hatırlamıyorum ama ağladım
yüzüme kapanan ellerin
yüzümü yeryüzüne karşı perdeleyen ellerin
o okyanus ellerin geldi aklıma,kaset sustu ve kapandı chevrolet'in kapıları
tuvalette sarıldım jilete,öptüm hasretle
ampul patladı,bir anda alev aldı abajur
kan ödüldür
kanımı bu gece gezmeye dışarı çıkarttım
tenler birbirine düşman,aşıklar birbirine küs
nedenini hatırlamıyorum ama utandım
utandım....
07.02.2007 - 02:51
Ortalıklarda yok...lakin ümitliyiz geleceğinden... :))
05.10.2006 - 20:17
Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
El tutmak yol açıyor diye hesapsız susmalara
Kaldırdık tüm tutuşmaları
Yasak kelime oyunu yapmak
Yalan söylemek mecburi
Ve serbest ayyuka çıkmak
Artık yağmur sonraları toprak kokmak yasak
Tomurcuklanmak günah
Ve bir insan gözü yüzünden yüz gün ard arda uyumamak
Kimse ölmesin diye kimsenin aklında
Her sevdalı verdiği sözü geri alacak
Güneşi, ayı hatta hiçbir tabiat olayı
Şahit gösterilmeyecek hiçbir sevdaya
Ne deniyorsa ona atacak kalp
Ve süresi yirmidört saate çıkarılacak
Meskûn mahalde ağlamanın...
17.07.2006 - 22:50
iki saattir bir şiiri arıyorum.günün anlam ve ehemmiyetine uygunluğundan değil,canım buraya yazmayı çektiği için.uçurtmalı bir şiirdi..bulamadım..:(
seni tanımak güzel şey yazıp,iyi ki doğmuşsun deyip,boynumu büküp gideyim bari:S
K
29.04.2006 - 22:26
kim bilebilirdiki sevgiye b akış açısının miladı olacaktı s özlerim insanların yalnızca düşünceleri sevilir diyebileceğim diğer yanlar fani ölümsüz olan ve şeklini kaybetmeyen düşüncelere sevgilerimle :))
tanıdık tı düşleri mavi çocukların gülüşleri düşleri mavi çocukların düşlerine gülüşlerimi yolladım hepsi bu hayatın sevgili sevimlilerimize sevgilerimle :))
mutlaka ortak yönleri olmalıydı bedenleri kendinden önce büyüyen çocukların :))
17.02.2006 - 09:10
çılgın zamanlarda yaşamak bize kaldı
ölümün acımasızlığı her zamankinden beter
gidenler gelenler, düşenler
ah zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar
düştük yola, güzel şeyler bulmak umuduyla
ışıklarıyla büyük şehirler yol oldu bize, iz sürdük yanlızlığa
30.01.2006 - 18:30
bilhanın koruyucu meleği ;)
27.01.2006 - 17:26
kızz bastıbacak sende muhtıra veren bilmem ne cafe gurubunun içindeymişsin...takdir ettim valla meteliksiz ama yürekliymişin...bir doları hakettin görüşürsek vericem valla...seni bu azaptan kurtaracam........:P
16.01.2006 - 03:20
isa kardeşim televizyonun ne alemde..?
yarışıyom yarışmasınada galiba sen haklıydın 50 den sonrakı yarışlarda aynı soruda üçkere yanlış şıkkı işaretlersen aynı soru dördüncü kez sorulduğunda doğru şıkkı bulmak kolay oluyor. :))
buda çok cuzel
14.01.2006 - 22:20
abi bu kız meteliksiz kalmış...hırhızzzlık yapıyo.......benim adresimi çalmış......sonrada benimdir bu adres deyu kendini parçalıyo.......kızz bak o adres benim ama çok istiyosan gel komşum ol......:P
12.01.2006 - 01:23
len kızım ne diye yasakladın mesaj bölümünü? tamam yauu sarmalar çok güzeldi, becerikli kızdır vesselam diyeyim bari.. :)
23.11.2005 - 20:52
patron yaw :)
18.10.2005 - 09:13
sevgi biryerlerdeydi elbet.. ama kayıptı.. isa ve penny adında iki masal çocuk, gizlemeden, çekincesiz bir iyimserlikle avuçlarında tuttukları sıcak yüreklerini... eklediler yüreğe.. bu işte bir dostluk var.. buldum işte..! !
12.10.2005 - 13:51
isa bana fazladan bir iyimserliğiniz olduğunu söylese; verirmiydiniz acaba? dünya hali işte.. bazen karamsar bir hal çörekleniyor yüreğe.. neyse en azından dostlar var, diyesi bir gün işte.. :)
11.10.2005 - 19:46
çılgın zamanlarda yaşamak bize kaldı...
ölümün acımasızlığı her zamankinden beter...
gidenler gelenler, düşenler...
ah zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar..
düştük yola, güzel şeyler bulmak umuduyla...
ışıklarıyla büyük şehirler yol oldu bize, iz sürdük yanlızlığa...
06.10.2005 - 11:12
ölümün olduğu gerçeklikte, yaşamımın düşsel bir sanrısıydın sen....
düşümde olabilecek kadar güzeldin ancak ve gerçek olamayacak kadar düşseldi herşey...
20.09.2005 - 16:22
Güneşin doğduğu yerden bir umut getir bana...
Hiç bitmesin ölene dek...
Ona baktıkça huzur dolsun içime...
Düşler sokağından bir umut getir...
Hepimiz için....
20.09.2005 - 15:52
DUYURU
Güzel, nadide ve bu gibi sıfatları bünyesinde barındıran; adı bir aklı evvel tarafından Akıl ve Zekâ Oyunları Grubu olarak konulan bir gruba sahibiz.
Evet, sahibiz diyorum. Biz sahibiz; ama bu bize siz de dâhil olabilirsiniz. Yapacağınız öyle ahım şahım şeyler yok. Sadece; 1 tane ikametgah ilmuhaberi; bir tane nüfus kayır örneği; 1 tane nüfuz cüzdan fotokopisi, 1 tane sabıkanız olmadığına dair belge, 1 tane öğrenci olmadığınıza dair belge, 1 tane tapu kaydı, 1 ya da 1 den fazla sayıda bankadaki paranızı gösteren hesap kayıtlarının fotokopisi(leri) ve en son olarak da aylık kazancınızı gösteren belgeyi bize yollayın sizi hemen grubumza dâhil edelim.
Peki, bu kadar zahmete katlandıktan sonra, grubumuzun size nasıl bir getirisi olacaktır. Bu saymakla bitmez; o yüzden ben de saymıyorum.
Bize dâhil olmak isteyenleri(tabii yukarıdakileri belgeleri temin etmek ve bize ulaştırmak kaydıyla) http://gruplar.antoloji.com/akil-ve-zeka-oyunlari
yönlendiriyoruz ve bize kolayca ulaşabiliyorlar.
Grubun bir elemanı :)
03.09.2005 - 02:22
seviyorum...neden niçin bilmiyorum...anlam vermeye yada örnek vermeye çalışsamda boştu...belkide beni düşlerinle gerçek yaptığın içindi yada beni, sanki tutup kolumdan bi yerlere ulaştırman,iyileştirmen bilmiyorum işte bir şeyler vardı ve bunun ne olduğunu bilmek umrumda bile değil...sen uyurken sana baktığımda anlıyorum aslında bunu ençok...
şu an sen bilmiyrsun ama sana bakıyorum...sen uyuyorsun, belkide düşlerinde beni düşünüp gerçek olmamı,beni düşlediğini düşünüp gerçekliğimizde yaşamımızı sağlıyoruz birbirimizin...
insanların aslında çokta mutlu olmaması gerektiğini anlıyorum sana bakınca...evet, insanları bi yerlerinden rahatsız edecek bişileri olmalı bunu görüyorum ve böyle olması gerektiğini düşünüyorum...ağlamalıyız acılar için, göz yaşı olmalı sevdamızda, onu sulamalı...
şu an sen bilmiyorsun ama sana bakıyorum...sen uyuyorsun, hemde okadar güzel ki...bakıyorum, ve seni ne kadar sevdiğimi düşlüyorum sen uyurken...ve sevgimizi gerçek kılanda zaten bu...
seni seviyorum çünkü, demiyeceğim hiç bir zaman...nedensiz seviyorum seni, bir nedenin olmadığı için, bir nedenim olmadığı için...
sen uyuyorsun ve beni düşlüyorsun, bende sevdamı...ben gerçeğim....en az sana olan sevdam kadar...
tatlı uykular...
02.09.2005 - 13:38
La ilahe illel aşk...
16.08.2005 - 14:22
küçük kurbağa, küçük kurbağa, kuyruğun nerede?
kuyruğum yok, kuyruğum yok, yüzerim derede
hu vak vak vak, hu vak vak vak
.))
16.08.2005 - 10:56
Soğuk ve pis otel odalarından başka şehirlere göçler, dönüşler, dönüşün verdiği ıstıraplar, ıstırapların verdiği göz yaşları, ucuz muayenehaneler, muayenehanede dökülen göz yaşlarının ardından bıraktığı gibi bulduğu küçük odasının yatağında kaçıncı defa okuduğunu hatırlamadığı kitabın satıraralarında kendi hayatına dair repliklerin altını çizerken, pc de çalan pinkfloyd’a rağmen dökülen göz yaşları, kitabın üzerindeki mürekkepleri dağıtırdı…”Umut, bir yolun dönemecinde var hızla koşarken, birden yertişen kurşunla yere serilivermektir” cümlesinin altını çizerken, o 11. kattan neden hala atlamadığını geçiriverirdi aklından.
-Neden atlamıyorum ki?
Belkide karlı dağların ardında henüz yere serilmemiş hiç bilmediği bir umut vardı. Bambaşka bir şehirde, farklı iki çift gözden dökülen aynı acı, aynı umutsuzluğun umudu. Belkide onun henüz yere serilmemiş umuduydu kendisi. Düşsel bir gerçekliğin içinde yere serilmemiş umutları hayal ederken bile kaç tanesinin aslında çoktan yıkıldığının farkındaydı...
Esasen umut, bazen yok olmaktır. Bazen o yoklukta kaybolmak, kaybolmuş başka bir umutla yeşertmekti… İki umutsuzun yapabilecekleri ise tahmin bile edilemezdi, birbirini çeker bulur ve baştan yaratırdı…Bambaşka bir insan yapardı… Öyle ki o insanı gördüğünde düşünmeksizin onun umutsuzluğunda kaybolmak, beraber yok olmayı dilemek en büyük huzurdu belkide…
__________________________________
En büyük huzuru buldum seninle… Seni Seviyorum……
01.08.2005 - 01:54
temmuz onyediden beri kutlamayı hep bir şekilde unuttuğum insan..kusuruna bakma bu dağınık adamın..aklım başka yerlerde kaldı da..iyiki doğdun..
26.07.2005 - 03:39
hoşbulmuş
Toplam 76 mesaj bulundu