Hani kaçta kaçı suydu bu dünyanın,,,,,,
niye kmlerce yol tepmek zorunda kalıyorum görebilmek için o zaman.......
Eyy gitmek için,, bakmamın kafi geldiği....!
Duy beni Duy ki ölümüm sudan olmasın........
Düşünceleriniz pozitif olsun, çünkü düşünceleriniz sözleriniz olur.
Sözleriniz pozitif olsun, çünkü sözleriniz davranışlarınız olur.
Davranışlarınız pozitif olsun, çünkü davranışlarınız alışkanlıklarınız olur.
Alışkanlıklarınız pozitif olsun, çünkü alışkanlıklarınız değerleriniz olur.
Değerleriniz pozitif olsun, çünkü değerleriniz KADERİNİZ olur.
işte budur.....
Sevdiğiniz kişiyi serbest bırakın”. Siz ne kadar sıkarsanız sıkın, hiç bir şeyi ya da hiç kimseyi zorla yanınızda tutamazsınız. Eğer tutuyorsanız, bu sevgi değil bu şeye ya da kişiye karşı geliştirdiğiniz bağımlılıktır. Sevgi sadece kişilere karşı değil aynı zamanda tüm nesneler için de geçerlidir, örneğin kimi şan / şöhreti sever onu yanında tutmak için herşeyi yapar, kimi parayı sever, kimi koltuğunu sever titrini korumak için herşeyi göze alır, kimi tutkulu bir aşıktır. Önemli olan sevginin yönlendirildiği kişi ya da nesne değildir, çünkü duygu nihayetinde baktığınızda neye yönlenirse yönlensin, aynıdır ve değişmez. hayatınızda sevginizi yönlendirdiğiniz şey her neyse, bu sözü ona göre düşünebilirsiniz. 'serbest bırakın'.... Bakın bu ne kadar zor bir şey! Gitmesine müsade etmek ne kadar zor! Özellikle de buna hazır değilsek. Neden mi? Gitmesine müsade etmek, risklidir, çünkü giden geri gelmeyebilir. Bu nedenle bunu kaldırabileceğinize dair bir özgüveniniz ve gücünüz olmalıdır. Ama eğer gitmesine müsade ettiğiniz şey ya da kimse geri geliyorsa, bilirsiniz ki o ve siz artık ayrılmaz bir bütün olmuşunuzdur. Bu, koltuk kavgasında da, kişiler arası ilişkilerde de, şan şöhrette de geçerlidir.
(2 Aynı zamanda “sevgi, karşısındakinin mutluluğunu istemektir”. Neden mi? Gidenin daha mutlu olacağı başka bir yer varsa, oraya gitmesine izin verirsiniz ve orada mutlu olsun istersiniz. Eğer gerçekten seviyorsanız, onun mutluluğu, sizin onun hayatınızdaki varlığından alacağınız mutluluğun önüne geçer. O mutlu olduğu için, onun adına sevinirsiniz. Onun mutluğu sizin mutluluğunuz olur.
Yani, sevdiğiniz bu şeyin gitmesine müsade etmeniz için duyacağınız güdü, “karşınızdakinin mutluluğu”dur. Bu durumda eğer serbest bıraktığınız size geri dönmüyorsa, bunu tercih ettiğini bilirsiniz ve bu kararın onun için daha iyi olduğunu bilir ve geri gelmesi için üstelemezsiniz. Ve ona iyi niyetinizi sunarak yolunuza devam edersiniz. Dikkat ederseniz, burada artık sadece vermek vardır, almak yoktur; burada artık “ben” yoktur, sadece “sen” vardır; burada tam ve kesin şefkat vardır, öfke ya da kin yoktur; hesap-kitap yoktur, sadece sevgi vardır.
Allah ruhuma merhamet edip bana sessizlik'in cennetinde dinlenebilmem için sağırlığı bahşedecek mi?
Bu evrende gidip tek başıma mutlu olabileceğim kuytu bir köşe yok mu?
Bu yeryüzünde konuşmadan kendi başına tapınan biri bulunmaz mı?
Kartalın pençesinin avının göğsünü yakalması gibi yürekleri kavrayan sessizlik.....O sessizlik gözyaşlarının ve feryatların üstüne çıkar,yüceliğiyle talihsizliğe daha fazla saygı ve ıstırap katar; o sessizlik ruhların dağların tepesinden uçurumların dibine düşmesine neden olur.0 sessizlik fırtınanın gelmekte olduğunu ilan eder.V e fırtına gemez,çünkü sessizlik fırtınadanda güçlüdür.....
Bunun üzerine Almitra, 'Bize sevgiden bahset...' dedi.
Ve o basini kaldirdi, insanlara bakti.
Üzerlerine sinen derin dinginligi duyumsadi.
Ve yüksek bir sesle konusmaya basladi:
'Sevgi çizi çagirinca, onu takip edin,
Yollari sarp ve dik olsa da...
Ve kanatlari açildiginda, birakin kendinizi,
Telekleri arasinda sakli kiliç, sizi yaralasa da...
Ve sizinle konustugunda, ona inanin,
Kuzey rüzgarinin bir bahçeyi harap edisi gibi,
Sesi tüm hayallerinizi darmadagin etse de...
Çünkü sevgi sizi yücelttigi gibi, çarmiha da gerer.
Sizi büyüttügü ölçüde, budayabilir de...
En yükseklere uzanip, Günes'le
titresen en hassas dallarinizi oksasa da,
Köklerinize de inecek, ve onlari sarsacaktir,
Topraga tutunmaya çalistiklarinda...
Misir biçen disliler gibi sizi kendine çeker;
Çiplak birakana kadar döver, harmanlar;
Kabuklarinizi, çöplerinizi ayiklar, eler...
Bembeyaz olana kadar ögütür sizi;
Esneklesene kadar yogurur;
Ve Tanri'nin Ilahi sofrasina ekmek olasiniz diye,
Sizi kendi kutsal atesine savurur...
Sevgi bütün bunlari,
Kalbinizin sirlarini bulasiniz diye yapar,
Ve bu bilis, Hayat'in kalbinin bir cüzzünü yaratir...
Ancak korkunun kiskacinda,
Salt sevginin huzurunu ve hazzini ararsaniz,
O zaman örtün çiplakliginizi,
Ve sevginin harman yerine adim atin...
Adim atin, kahkahalarin tümünün olmadigi,
Sadece gülebileceginiz mevsimsiz dünyaya,
Ve aglayin, ama tüm gözyaslarinizla degil...
Sevgi hiçbirsey sunmaz, sadece kendisini,
Hiçbir sey kabul etmez, kendinde olandan gayri...
Sevgi sahip çikmaz, sahiplenilmez de;
Çünkü sevgi, sevgi için yeterlidir, tümüyle...
Ve sanmayin yön verebilirsiniz sevginin akisina,
Çünkü sevgi, yolunu kendi çizer,
sizi deger buldugunda...
Sevgi bir sey istemez, tamamlanmaktan baska...
Fakat seviyorsaniz ve ihtiyaçlarin arzulari varsa,
Birakin bunlar sizin de arzulariniz olsun...
Erimek ve akmak,geceye sarkilar sunan bir dere misali,
Sefkatin fazlasinin verdigi aciyi bilip,
Kendi sevgi anlayisinla yaralanmak,
Ve kanamak, yine de istekle ve coskuyla...
Safak vakti kanatlanmis bir gönülle uyanmak,
Ve bir sevgi gününe daha, tesekkürle uzanmak...
Sessizce çekilmek ögle vakti, sevginin vecdini duymak,
Aksamin çöküsüyle de, eve huzurla dönmek...
Ve uyumak, kalbinde sevgiliye bir dua,
Ve dudaklarinda bir sükür sarkisiyla...'
Sen ki eyvan ağıtlarda sürekli ve ahşap bir gülümseme gibi durdun;
Gözlerin bozkırdan devşirme,yolların bozgundan derlenmiş
Karanlık yolcusu turnaların ve kurdun
Ey hüzünlere reaya olan derviş!
Acının vergisini verdin,gülün haracını ödedin
Hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra…
Tarlalarda uzar gider al kısrak
Gökçe çiçek tozar durur sılalarda…
Oysa ölüm bir uçtan bir uca bir uzun kervansaraydır ki;
Savrulur günü saati gelince,yıkılır yırtıla yırtıla…
Zaman mı? değil zaman akan zaman değil mesafelerdir: Biz yeni bir hayatın acemileriyiz Bütün bildiklerimiz yeniden biçimleniyor Şiirimiz aşkımız yeniden Son kötü günleri yaşıyoruz belki İl ...
deniz
01.02.2008 - 14:42Hani kaçta kaçı suydu bu dünyanın,,,,,,
niye kmlerce yol tepmek zorunda kalıyorum görebilmek için o zaman.......
Eyy gitmek için,, bakmamın kafi geldiği....!
Duy beni Duy ki ölümüm sudan olmasın........
icra
01.02.2008 - 01:55Ben seni beklerken mi? ......
Varsınn gelsin ne çıkar........
incelik
01.02.2008 - 01:48iyidir! ...
olmadığındanmıdır nedir?
ya evde yoksan
01.02.2008 - 01:46gerisim-geri.....
Unut gitsin
01.02.2008 - 01:41Bütün kötü ve kötü bildiklerini; iyiler hernasılsa zaten hatırlanmaz......
Eved eved sen yeterki unut,o nasılsa kendiliğinden gidiverir......
aşk
01.02.2008 - 01:34Kavuşamazsın AŞK olur.......
önemsiz
16.10.2007 - 13:00ondan gayrı herbişi............
uğur ışılak
12.09.2007 - 12:23hottirihanzonun teki yaaaa.
kadere rıza
06.04.2007 - 10:16Bırak günleri dilediğini yapsın,
Razı ol hükmederse kader,,,
Baki değil dünyadaki zorluklar,
Gecelerin müsibeti sabrını taşırmasın.....
İ.Ş
kurban
06.04.2007 - 10:14Kap bohçanı alda gel kurbanın olam,kurtar beni buralardan neolurrrrrrr....
bağırmak
03.04.2007 - 10:33Her yaygara biraz anırmayı,her anırma biraz eşşekliği ifade edio sanırım...
vesaire
30.03.2007 - 11:16O asıldır,gerisi vesaire....
nedir'de yazı yazmak
17.02.2007 - 12:23Diğer yazılara atıfta bulunuyomuşum pehhhh.sizde işinize geleni alın o zaman.millet küfrübassın bişe yok değilmiiiiiiii
MANTIK EVLİLİĞİ
17.02.2007 - 10:08Evliliğin Mntığımı olur yaaaaaaaa? ? ?
sevgi
16.02.2007 - 13:51'sevdiğinizi serbestttttt bırakınnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn......'
sessizlik
10.02.2007 - 12:23İsmi anıldığında orda olmayan,,,,,,,sana nede çok benziyor diil mi? :((
pozitif düşünce
02.02.2007 - 11:01Düşünceleriniz pozitif olsun, çünkü düşünceleriniz sözleriniz olur.
Sözleriniz pozitif olsun, çünkü sözleriniz davranışlarınız olur.
Davranışlarınız pozitif olsun, çünkü davranışlarınız alışkanlıklarınız olur.
Alışkanlıklarınız pozitif olsun, çünkü alışkanlıklarınız değerleriniz olur.
Değerleriniz pozitif olsun, çünkü değerleriniz KADERİNİZ olur.
pide
02.02.2007 - 10:59KİM Ooooooo?
HACIBEY :)))
sevgi
23.01.2007 - 14:59işte budur.....
Sevdiğiniz kişiyi serbest bırakın”. Siz ne kadar sıkarsanız sıkın, hiç bir şeyi ya da hiç kimseyi zorla yanınızda tutamazsınız. Eğer tutuyorsanız, bu sevgi değil bu şeye ya da kişiye karşı geliştirdiğiniz bağımlılıktır. Sevgi sadece kişilere karşı değil aynı zamanda tüm nesneler için de geçerlidir, örneğin kimi şan / şöhreti sever onu yanında tutmak için herşeyi yapar, kimi parayı sever, kimi koltuğunu sever titrini korumak için herşeyi göze alır, kimi tutkulu bir aşıktır. Önemli olan sevginin yönlendirildiği kişi ya da nesne değildir, çünkü duygu nihayetinde baktığınızda neye yönlenirse yönlensin, aynıdır ve değişmez. hayatınızda sevginizi yönlendirdiğiniz şey her neyse, bu sözü ona göre düşünebilirsiniz. 'serbest bırakın'.... Bakın bu ne kadar zor bir şey! Gitmesine müsade etmek ne kadar zor! Özellikle de buna hazır değilsek. Neden mi? Gitmesine müsade etmek, risklidir, çünkü giden geri gelmeyebilir. Bu nedenle bunu kaldırabileceğinize dair bir özgüveniniz ve gücünüz olmalıdır. Ama eğer gitmesine müsade ettiğiniz şey ya da kimse geri geliyorsa, bilirsiniz ki o ve siz artık ayrılmaz bir bütün olmuşunuzdur. Bu, koltuk kavgasında da, kişiler arası ilişkilerde de, şan şöhrette de geçerlidir.
(2 Aynı zamanda “sevgi, karşısındakinin mutluluğunu istemektir”. Neden mi? Gidenin daha mutlu olacağı başka bir yer varsa, oraya gitmesine izin verirsiniz ve orada mutlu olsun istersiniz. Eğer gerçekten seviyorsanız, onun mutluluğu, sizin onun hayatınızdaki varlığından alacağınız mutluluğun önüne geçer. O mutlu olduğu için, onun adına sevinirsiniz. Onun mutluğu sizin mutluluğunuz olur.
Yani, sevdiğiniz bu şeyin gitmesine müsade etmeniz için duyacağınız güdü, “karşınızdakinin mutluluğu”dur. Bu durumda eğer serbest bıraktığınız size geri dönmüyorsa, bunu tercih ettiğini bilirsiniz ve bu kararın onun için daha iyi olduğunu bilir ve geri gelmesi için üstelemezsiniz. Ve ona iyi niyetinizi sunarak yolunuza devam edersiniz. Dikkat ederseniz, burada artık sadece vermek vardır, almak yoktur; burada artık “ben” yoktur, sadece “sen” vardır; burada tam ve kesin şefkat vardır, öfke ya da kin yoktur; hesap-kitap yoktur, sadece sevgi vardır.
sessizlik
26.09.2006 - 19:30Allah ruhuma merhamet edip bana sessizlik'in cennetinde dinlenebilmem için sağırlığı bahşedecek mi?
Bu evrende gidip tek başıma mutlu olabileceğim kuytu bir köşe yok mu?
Bu yeryüzünde konuşmadan kendi başına tapınan biri bulunmaz mı?
sessizlik
22.09.2006 - 13:30Kartalın pençesinin avının göğsünü yakalması gibi yürekleri kavrayan sessizlik.....O sessizlik gözyaşlarının ve feryatların üstüne çıkar,yüceliğiyle talihsizliğe daha fazla saygı ve ıstırap katar; o sessizlik ruhların dağların tepesinden uçurumların dibine düşmesine neden olur.0 sessizlik fırtınanın gelmekte olduğunu ilan eder.V e fırtına gemez,çünkü sessizlik fırtınadanda güçlüdür.....
ada
16.08.2006 - 15:53ahhhh ahhhh sevgili dostum Zverkov! ! ! ! ! ! !
'Ne gelen var ne giden'...........
sevgi
16.06.2006 - 12:34SEVGI
Bunun üzerine Almitra, 'Bize sevgiden bahset...' dedi.
Ve o basini kaldirdi, insanlara bakti.
Üzerlerine sinen derin dinginligi duyumsadi.
Ve yüksek bir sesle konusmaya basladi:
'Sevgi çizi çagirinca, onu takip edin,
Yollari sarp ve dik olsa da...
Ve kanatlari açildiginda, birakin kendinizi,
Telekleri arasinda sakli kiliç, sizi yaralasa da...
Ve sizinle konustugunda, ona inanin,
Kuzey rüzgarinin bir bahçeyi harap edisi gibi,
Sesi tüm hayallerinizi darmadagin etse de...
Çünkü sevgi sizi yücelttigi gibi, çarmiha da gerer.
Sizi büyüttügü ölçüde, budayabilir de...
En yükseklere uzanip, Günes'le
titresen en hassas dallarinizi oksasa da,
Köklerinize de inecek, ve onlari sarsacaktir,
Topraga tutunmaya çalistiklarinda...
Misir biçen disliler gibi sizi kendine çeker;
Çiplak birakana kadar döver, harmanlar;
Kabuklarinizi, çöplerinizi ayiklar, eler...
Bembeyaz olana kadar ögütür sizi;
Esneklesene kadar yogurur;
Ve Tanri'nin Ilahi sofrasina ekmek olasiniz diye,
Sizi kendi kutsal atesine savurur...
Sevgi bütün bunlari,
Kalbinizin sirlarini bulasiniz diye yapar,
Ve bu bilis, Hayat'in kalbinin bir cüzzünü yaratir...
Ancak korkunun kiskacinda,
Salt sevginin huzurunu ve hazzini ararsaniz,
O zaman örtün çiplakliginizi,
Ve sevginin harman yerine adim atin...
Adim atin, kahkahalarin tümünün olmadigi,
Sadece gülebileceginiz mevsimsiz dünyaya,
Ve aglayin, ama tüm gözyaslarinizla degil...
Sevgi hiçbirsey sunmaz, sadece kendisini,
Hiçbir sey kabul etmez, kendinde olandan gayri...
Sevgi sahip çikmaz, sahiplenilmez de;
Çünkü sevgi, sevgi için yeterlidir, tümüyle...
Sevdiginizde, 'Tanri benim kalbimde,' yerine,
Söyle deyin, 'Ben kalbindeyim Tanri'nin...'
Ve sanmayin yön verebilirsiniz sevginin akisina,
Çünkü sevgi, yolunu kendi çizer,
sizi deger buldugunda...
Sevgi bir sey istemez, tamamlanmaktan baska...
Fakat seviyorsaniz ve ihtiyaçlarin arzulari varsa,
Birakin bunlar sizin de arzulariniz olsun...
Erimek ve akmak,geceye sarkilar sunan bir dere misali,
Sefkatin fazlasinin verdigi aciyi bilip,
Kendi sevgi anlayisinla yaralanmak,
Ve kanamak, yine de istekle ve coskuyla...
Safak vakti kanatlanmis bir gönülle uyanmak,
Ve bir sevgi gününe daha, tesekkürle uzanmak...
Sessizce çekilmek ögle vakti, sevginin vecdini duymak,
Aksamin çöküsüyle de, eve huzurla dönmek...
Ve uyumak, kalbinde sevgiliye bir dua,
Ve dudaklarinda bir sükür sarkisiyla...'
ölüm
03.06.2006 - 12:01Sırası Gelince
Acının vergisini verdik,gülün haracını ödedik
Hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra…
Sen ki eyvan ağıtlarda sürekli ve ahşap bir gülümseme gibi durdun;
Gözlerin bozkırdan devşirme,yolların bozgundan derlenmiş
Karanlık yolcusu turnaların ve kurdun
Ey hüzünlere reaya olan derviş!
Acının vergisini verdin,gülün haracını ödedin
Hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra…
Tarlalarda uzar gider al kısrak
Gökçe çiçek tozar durur sılalarda…
Oysa ölüm bir uçtan bir uca bir uzun kervansaraydır ki;
Savrulur günü saati gelince,yıkılır yırtıla yırtıla…
HİLMİ YAVUZ
Toplam 62 mesaj bulundu