Af silgisiyle sil cümle hataları, ve kusurlar dostlarına karşı kozun olmasın... Sinirine sınır çiz,öfkeyle yükselen dozun olmasın..
Kalıbın gibi,kalbini de temiz tut,dikkat kalbinde yosun tutmasın... Özü alınan ve benliği çalınan gençlere iyi bak,iyice bak,içlerinde senin de oğlun kızın olmasın..
Eğer dava adamıysan şunu bil ki,itileceksin,atılacaksın,yakılacaksın, darlanacaksın,horlanacaksın,
bütün bunlardan dolayı Rahman'ın tecelligahı olan yüreğinde sızın olmasın..
İdeal insan eliyle,yüzüyle güzel olduğu kadar kalbiyle ve özüyle de güzeldir..
İdeal müslüman,hiç kimseyi kırmaz,incitmez,itmez,horlamaz,ayıplamaz, kollar ve himaye eder...
İdeal insan,eline,diline,servetinle,malına,velhasıl her haline dikkat eder. .korkmaz,cesurdur,yılmaz kahramandır..o,yaratılışıyla olduğu kadar, yaşayışıyla da yamandır..
İdeal müslüman,EN GÜZELE(sallallahu aleyhi ve sellem) e güzel bir ümmed olmak için bakar, güzel görür,güzel düşünür,güzel yaşar,Hakka ve hakikata yürür..
Kelimelerin ağırlığı tek tek dilime çöktüğünde, kalemın emri ile yazmaya başladım. Söz nerde başlayacak nerde bitecek inanın bende bilmiyorum. Konuşan yüreğim mi yoksa nefsim mi onu da bilmiyorum.
Yüreğimle iyi geçiniyoruz da nefsim için aynı şeyleri söyleyemiyeceğim. Ey nefis nedir senden çektiğim. Sürekli bir şeyleri yapmam için bana emrediyorsun. Hep benden önce konuşuyor, kafamı karıştırıyorsun. Ne olur bu akşam bir defa olsun sus. Sükut lehçesini bu gece kullansan olmaz mı? Müsade edersen bu gece yüreğimle dertleşeceğim.
Gecenin demini aldığı şu saatlerde yüreğimi dinlemek istiyorum. Belki de yüreğimle helalleşmek istiyorum.
Aynı bedende yaşıyoruz. İyisiyle, kötüsüyle sen benim yüreğimsin. Sana çok çektirdim biliyorum. Arkası gelmeyen dertlerimi, sıkıntılarımı hep sana yükledim. Dağların bile çekmeye katlanmadığı nice yükün altına girdin de bana mısın demedin. Ayrılığın acısını, vuslatın sevincini hep seninle yaşadım.
Can dediklerim canımı yaktılar, alev olup sen yandın hep…
Yar dediklerim yaramı kanattıklarında, kan olup sen aktın her defasında…
Oysa küçücüktün. Küçük ve titrek… Çok hakkın geçti bana…
Benim en iyi arkadaşlarım; gece, gözyaşı ve yatağımdı. Biz bir araya geldiğimiz de halimize hep sen şahitlik ettin. Yolcu ettiğim bir günün ardından geceye sığındığımda sen vardın yanımda. Gece tüm şefkatiyle sardığında beni, kelamım hep gözyaşı oldu. Kelimelerin bile uyuduğu bir anda başka lisana ne hacetti ki. Muhabbetimiz esnasında dökülen her kelime yanağımı ıslatırken, ruhumu teselli etmek yatağıma düşerdi her defasında. Alnımdan öperken beni ‘’buda geçecek, aldırma gönül’’der teselli ederdi.
Oysa sonradan öğrendim. Benim dostlarla muhabbetim derdime derman, gönlüme ferman olurken sen çok acı çekiyormuşsun. Özür dilerim. Midesi yananın değil yüreği yananın ağladığını geç fark ettim. Ben derdime ağlıyordum, sen bana ağlıyordun. Ben günah ateşinde yanarken sen bana su oluyordun. Her canım yandığında sende benimle yanıyormuşsun. Bilemedim. Ne olur affet beni. Söz bundan sonra seni üzmeyeceğim. Sahibine layık bir yürek taşımaya söz veriyorum.
Gül bahçesi yetiştirmenin yolu bahçedeki tüm çirkinlikleri temizlemekten geçermiş. Yabani otlar, taşlar, dikenleri ayıklamaktan. Bende yüreğimin toprağına zarar veren tüm kirli duyguları temizlemekle işe başlayacağım. Rabbimin bu yürekte görmek istediği tüm duyguları yeşerteceğim. Fideleri inançla ekip, sabırla sulayacağım. Çiçek açmalarını tam bir tevekkül ile bekleyecek, acele etmeyeceğim. Dalında açan çiçek ne olursa olsun kanaat edeceğim. Ha kırmızı gül, ha beyaz karanfil…Söz itiraz etmeyeceğim.
Böylesi bir hal üzere yaşarsam inanıyorum ki seni eskisi kadar üzmeyeceğim. Hakkına girmekten Allaha sığınırım.Bu bedende yaşadığımız sürede dost kalalım olmaz mı?
Unutma sen bana Rabbimin bir emanetisin. Ruhlar alemin de başlayıp, anne rahminde devam eden bir yolculuğun son durağındayız. Yarın ahiret de bana şahitlik edeceksin. O büyük huzura iki dost olarak çıkmaya ne dersin? Hakkını helal et yüreğim…
25.06.2009 - 21:07
İlim meclisinde aradım, kıldım taleb,
İlim en geridedir, illa edeb, illa edeb.
Setreder ayıbını insanın hep:
Ne güzel elbiseymiş esvab-ı edeb.
Gönül ehli arasında aradım, kıldım taleb,
Her hüner makbul imiş: illa edeb, illa edeb.
Edeb bir tâc imiş nûr-u Hüda’dan
Giy ol tacı, emin ol her beladan
22.10.2008 - 09:00
İDEAL İNSAN VE MÜSLÜMAN olmak isteyen sen kardesim..
Bunları aklına tutmayı çalış inşallah..
Güneş gibi aşıkar olan Hak ve hakikatlere karşı sözün olmasın...
Başkasının malında,mülkünde,koltuğunda,saadetine gözün olmasın...
Aynaya baktığında 'kör olsaydım da görmeseydım '
diye hayıflanacağın yüzün olmasın...
Hırsla,kinle,kibirle ve ihtirasla tutuşturulmuş alevlerde közün olmasın...
Ana kuçağındaki bir bebek gibi gülümse hayata ve özünde,sözünde,
yüzünde hüzün olmasın...
Kibirlenme,gururlanma,büyükleme,çatık kaşlı,dik burunlu pozun olmasın...
Af silgisiyle sil cümle hataları, ve kusurlar dostlarına karşı kozun olmasın...
Sinirine sınır çiz,öfkeyle yükselen dozun olmasın..
Kalıbın gibi,kalbini de temiz tut,dikkat kalbinde yosun tutmasın...
Özü alınan ve benliği çalınan gençlere iyi bak,iyice bak,içlerinde
senin de oğlun kızın olmasın..
Eğer dava adamıysan şunu bil ki,itileceksin,atılacaksın,yakılacaksın,
darlanacaksın,horlanacaksın,
bütün bunlardan dolayı Rahman'ın tecelligahı olan yüreğinde sızın olmasın..
İdeal insan eliyle,yüzüyle güzel olduğu kadar kalbiyle ve özüyle de güzeldir..
İdeal müslüman,hiç kimseyi kırmaz,incitmez,itmez,horlamaz,ayıplamaz,
kollar ve himaye eder...
İdeal insan,eline,diline,servetinle,malına,velhasıl her haline dikkat eder.
.korkmaz,cesurdur,yılmaz kahramandır..o,yaratılışıyla olduğu kadar,
yaşayışıyla da yamandır..
İdeal müslüman,EN GÜZELE(sallallahu aleyhi ve sellem) e güzel bir ümmed
olmak için bakar,
güzel görür,güzel düşünür,güzel yaşar,Hakka ve hakikata yürür..
21.10.2008 - 17:25
Kelimelerin ağırlığı tek tek dilime çöktüğünde, kalemın emri ile yazmaya başladım.
Söz nerde başlayacak nerde bitecek inanın bende bilmiyorum.
Konuşan yüreğim mi yoksa nefsim mi onu da bilmiyorum.
Yüreğimle iyi geçiniyoruz da nefsim için aynı şeyleri söyleyemiyeceğim.
Ey nefis nedir senden çektiğim.
Sürekli bir şeyleri yapmam için bana emrediyorsun.
Hep benden önce konuşuyor, kafamı karıştırıyorsun.
Ne olur bu akşam bir defa olsun sus.
Sükut lehçesini bu gece kullansan olmaz mı?
Müsade edersen bu gece yüreğimle dertleşeceğim.
Gecenin demini aldığı şu saatlerde yüreğimi dinlemek istiyorum.
Belki de yüreğimle helalleşmek istiyorum.
Aynı bedende yaşıyoruz. İyisiyle, kötüsüyle sen benim yüreğimsin.
Sana çok çektirdim biliyorum.
Arkası gelmeyen dertlerimi, sıkıntılarımı hep sana yükledim.
Dağların bile çekmeye katlanmadığı nice yükün altına girdin de bana mısın demedin.
Ayrılığın acısını, vuslatın sevincini hep seninle yaşadım.
Can dediklerim canımı yaktılar, alev olup sen yandın hep…
Yar dediklerim yaramı kanattıklarında, kan olup sen aktın her defasında…
Oysa küçücüktün. Küçük ve titrek… Çok hakkın geçti bana…
Benim en iyi arkadaşlarım; gece, gözyaşı ve yatağımdı.
Biz bir araya geldiğimiz de halimize hep sen şahitlik ettin.
Yolcu ettiğim bir günün ardından geceye sığındığımda sen vardın yanımda.
Gece tüm şefkatiyle sardığında beni, kelamım hep gözyaşı oldu.
Kelimelerin bile uyuduğu bir anda başka lisana ne hacetti ki.
Muhabbetimiz esnasında dökülen her kelime yanağımı ıslatırken, ruhumu teselli etmek
yatağıma düşerdi her defasında.
Alnımdan öperken beni ‘’buda geçecek, aldırma gönül’’der teselli ederdi.
Oysa sonradan öğrendim.
Benim dostlarla muhabbetim derdime derman,
gönlüme ferman olurken sen çok acı çekiyormuşsun.
Özür dilerim. Midesi yananın değil yüreği yananın ağladığını geç fark ettim.
Ben derdime ağlıyordum, sen bana ağlıyordun.
Ben günah ateşinde yanarken sen bana su oluyordun.
Her canım yandığında sende benimle yanıyormuşsun. Bilemedim.
Ne olur affet beni.
Söz bundan sonra seni üzmeyeceğim. Sahibine layık bir yürek taşımaya söz veriyorum.
Gül bahçesi yetiştirmenin yolu bahçedeki tüm çirkinlikleri temizlemekten geçermiş.
Yabani otlar, taşlar, dikenleri ayıklamaktan.
Bende yüreğimin toprağına zarar veren tüm kirli duyguları temizlemekle işe başlayacağım.
Rabbimin bu yürekte görmek istediği tüm duyguları yeşerteceğim.
Fideleri inançla ekip, sabırla sulayacağım.
Çiçek açmalarını tam bir tevekkül ile bekleyecek, acele etmeyeceğim.
Dalında açan çiçek ne olursa olsun kanaat edeceğim.
Ha kırmızı gül, ha beyaz karanfil…Söz itiraz etmeyeceğim.
Böylesi bir hal üzere yaşarsam inanıyorum ki seni eskisi kadar üzmeyeceğim.
Hakkına girmekten Allaha sığınırım.Bu bedende yaşadığımız sürede dost kalalım olmaz mı?
Unutma sen bana Rabbimin bir emanetisin.
Ruhlar alemin de başlayıp, anne rahminde devam eden bir yolculuğun son durağındayız.
Yarın ahiret de bana şahitlik edeceksin.
O büyük huzura iki dost olarak çıkmaya ne dersin?
Hakkını helal et yüreğim…
Toplam 3 mesaj bulundu