Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatılmamışsa, iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir. İnsanlar kötü olmak yerine daha çok iyidir ve gerçekte sorun bu değildir. Ancak insanlar bir şeyin farkında değillerdir, şu erdem ya da kusur denilen şeyin; en umut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini sanan ve böylece kendine öldürme hakkını tanıyan cehalettir. Katilin ruhu kördür ve insan her türlü sağduyudan yoksunsa güzel aşk ve gerçek iyilik diye bir şey olamaz.
“Her şey ilkel toplumların oluşmasıyla başladı, öncesine kadar doğa ve Tanrı'nın yasaları hâkimdi dünyaya. O harikulade, eski dünyaya! Ardından kılıçlar çekildi ve savaşlar başladı; türlü zorbalık ve hilelerle kazandıklarını belirttikleri toprak parçaklarına "vatan” dediler. Bir süre sonra insanlar, birbirlerinden korktukları için birbirlerine bağlanmaya başladılar ve “millet” oluştu. Devlet başkanları henüz on sekiz-on dokuz yaşlarında gençlerin yüzlerini boyadı ve onları savaşa gönderdi; onlara artık birer “asker” olduklarından ve salt şans eseri üzerinde doğdukları toprak parçası için tanımadıkları akranlarını öldürmeleri gerektiğinden bahsettiler.
Bütün bunların ardındaki iğrençliğin gizlenmesi için bazı şeyler kutsanmak zorundaydı ve bunun sonucunda “din” dediler mesela, ancak kendi “hukuk"larını Tanrı'nın söz ve yasalarından önde tutmaktan çekinmediler ya da "ahlak” dediklerinde kastettikleri şey, sadece kendi çıkarları doğrultusunda, insanların mutlu ya da özgür olmalarını engellemekti.
Bu insanlar birlik ve beraberlik içinde yaşadıklarını söylemelerine rağmen, hırsızların mesela ciddi bir azınlığı temsil etmesine karşın türlü korunma yöntemleri için harcamalar yapmadan duramadılar. Ve aynı iki yüzlü insanlar, doğruları söyleyen adam ve kadınları önce öldürüp, sonra filmlerini çektiler ya da üniversitelerde ders olarak okuttular. Kendi paralarıyla aldıkları otomobillerle birbirlerini öldürüp, çocuklarını dört duvar arasında büyüttüler. Gün boyunca sevmedikleri işte çalışıp, güvenmeye çalıştıkları insanlarla aynı evde mutsuz oldular. Onlar anlamadılar, onlar bilmediler''
Nostalghia ( Nostalji)1983 Sovyet-İtalyan ortak yapımı bir Tarkovski filmidir.
Film, ülkesini terk etmiş ve vatan özlemi duyan bir entelektüelin hikâyesini anlatır
3. Cannes Film Festivali'nde yaratıcı sinema dalında ödül almıştır.
Film üç karakter üzerine kurulu deli (Domenico) Euginia ve yazar..(Andrey)
Deli Domenico filmde Andrey'in öteki benini yansıtır.
Tarkovsky'nin izledikten sonra hislerini "hasta bir adamin kendi rontgenine bakmasi gibi." diye tarif ettigi filmdir.
Tarkovsky sineması içinde tasavvufu barındırır..Bütün duygularımızın bir bütün olduğundan kendi yakınlarımızın yanında bile kısıtlandığımızdan ve nostaljinin bir bütün olduğundan bahseder..
Deli Domenico'nun efsane tiradları vardır..
''dünyanın ilerlemesini istiyorsanız el ele vermeliyiz. sözüm ona sağlıklıları sözüm ona hastalarla karıştırmalıyız. siz sağlıklı olanlar. sağlığınız ne anlama geliyor? insanoğlunun bütün gözleri içine daldığımız çukura bakıyor. özgürlük faydasızdır eğer gözlerimizin içine bakmaya, yemeye, içmeye ve bizimle yatmaya cesaretiniz varsa. dünyayı yıkıntının eşiğine getirenler sözüm ona sağlıklı olanlardır.. gerçekliğin içinde veya hayalimde değilken ben nerdeyim? işte yeni anlaşmam: geceleri güneşli olmalı ve ağustos karlı. büyük şeyler sona erer küçük şeylerse baki kalır. toplum böylesine parçalanmaktansa yeniden bir araya gelmeli. sadece doğaya bak ve hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin. bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz. hayatın ana temellerine geri dönmeliyiz. suları kirletmeden. deli bir adam size kendinizden utanmanızı söylüyorsa ne biçim bir dünyadır burası''
şu an ne dinliyorum
07.08.2017 - 10:03alıntı kitap cümleleri
07.08.2017 - 09:16Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatılmamışsa, iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir. İnsanlar kötü olmak yerine daha çok iyidir ve gerçekte sorun bu değildir. Ancak insanlar bir şeyin farkında değillerdir, şu erdem ya da kusur denilen şeyin; en umut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini sanan ve böylece kendine öldürme hakkını tanıyan cehalettir. Katilin ruhu kördür ve insan her türlü sağduyudan yoksunsa güzel aşk ve gerçek iyilik diye bir şey olamaz.
Camus/Veba
günaydın
07.08.2017 - 09:11.....Camus ...Evet ''bellek'' susmuyor..
Bana Bir Şarkı Söyle
06.08.2017 - 16:47şu an ne dinliyorum
06.08.2017 - 16:25Hüzünlü Bahçe
06.08.2017 - 15:53Füruğ Ferruhzad.
Kıyıda köşede kalmış müzikler
06.08.2017 - 15:29beyin fırtınası estirmek
06.08.2017 - 15:25“Her şey ilkel toplumların oluşmasıyla başladı, öncesine kadar doğa ve Tanrı'nın yasaları hâkimdi dünyaya. O harikulade, eski dünyaya! Ardından kılıçlar çekildi ve savaşlar başladı; türlü zorbalık ve hilelerle kazandıklarını belirttikleri toprak parçaklarına "vatan” dediler. Bir süre sonra insanlar, birbirlerinden korktukları için birbirlerine bağlanmaya başladılar ve “millet” oluştu. Devlet başkanları henüz on sekiz-on dokuz yaşlarında gençlerin yüzlerini boyadı ve onları savaşa gönderdi; onlara artık birer “asker” olduklarından ve salt şans eseri üzerinde doğdukları toprak parçası için tanımadıkları akranlarını öldürmeleri gerektiğinden bahsettiler.
Bütün bunların ardındaki iğrençliğin gizlenmesi için bazı şeyler kutsanmak zorundaydı ve bunun sonucunda “din” dediler mesela, ancak kendi “hukuk"larını Tanrı'nın söz ve yasalarından önde tutmaktan çekinmediler ya da "ahlak” dediklerinde kastettikleri şey, sadece kendi çıkarları doğrultusunda, insanların mutlu ya da özgür olmalarını engellemekti.
Bu insanlar birlik ve beraberlik içinde yaşadıklarını söylemelerine rağmen, hırsızların mesela ciddi bir azınlığı temsil etmesine karşın türlü korunma yöntemleri için harcamalar yapmadan duramadılar. Ve aynı iki yüzlü insanlar, doğruları söyleyen adam ve kadınları önce öldürüp, sonra filmlerini çektiler ya da üniversitelerde ders olarak okuttular. Kendi paralarıyla aldıkları otomobillerle birbirlerini öldürüp, çocuklarını dört duvar arasında büyüttüler. Gün boyunca sevmedikleri işte çalışıp, güvenmeye çalıştıkları insanlarla aynı evde mutsuz oldular. Onlar anlamadılar, onlar bilmediler''
(alıntı)
naftalin kokulu şarkılar
06.08.2017 - 11:26tek bir cümle
05.08.2017 - 23:57"Kutsal buldum sonunda aklımın düzensizliğini.''
Kendi Kendime Dedim ki
05.08.2017 - 23:39Aykırı bir ritimsin..
Kıyıda köşede kalmış müzikler
05.08.2017 - 23:15Paralel evrendeki dedem!
Kıyıda köşede kalmış müzikler
05.08.2017 - 22:48Tanrılar katındayken..
kült film
05.08.2017 - 15:57Nostalghia ( Nostalji)1983 Sovyet-İtalyan ortak yapımı bir Tarkovski filmidir.
Film, ülkesini terk etmiş ve vatan özlemi duyan bir entelektüelin hikâyesini anlatır
3. Cannes Film Festivali'nde yaratıcı sinema dalında ödül almıştır.
Film üç karakter üzerine kurulu deli (Domenico) Euginia ve yazar..(Andrey)
Deli Domenico filmde Andrey'in öteki benini yansıtır.
Tarkovsky'nin izledikten sonra hislerini "hasta bir adamin kendi rontgenine bakmasi gibi." diye tarif ettigi filmdir.
Tarkovsky sineması içinde tasavvufu barındırır..Bütün duygularımızın bir bütün olduğundan kendi yakınlarımızın yanında bile kısıtlandığımızdan ve nostaljinin bir bütün olduğundan bahseder..
Deli Domenico'nun efsane tiradları vardır..
''dünyanın ilerlemesini istiyorsanız el ele vermeliyiz. sözüm ona sağlıklıları sözüm ona hastalarla karıştırmalıyız. siz sağlıklı olanlar. sağlığınız ne anlama geliyor? insanoğlunun bütün gözleri içine daldığımız çukura bakıyor. özgürlük faydasızdır eğer gözlerimizin içine bakmaya, yemeye, içmeye ve bizimle yatmaya cesaretiniz varsa. dünyayı yıkıntının eşiğine getirenler sözüm ona sağlıklı olanlardır.. gerçekliğin içinde veya hayalimde değilken ben nerdeyim? işte yeni anlaşmam: geceleri güneşli olmalı ve ağustos karlı. büyük şeyler sona erer küçük şeylerse baki kalır. toplum böylesine parçalanmaktansa yeniden bir araya gelmeli. sadece doğaya bak ve hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin. bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz. hayatın ana temellerine geri dönmeliyiz. suları kirletmeden. deli bir adam size kendinizden utanmanızı söylüyorsa ne biçim bir dünyadır burası''
İzleyin..izlettirin:)
kült film
05.08.2017 - 15:05özlü sözler
05.08.2017 - 14:16“Bir dünya istemek ateş, o dünyayı elde etmek dumandır.”
Çingene Atasözü
Anna Ahmatova
05.08.2017 - 12:17“taş bir sözcük düştü parçalandı / henüz yaşayan göğsümde
zararı yok, ben zaten hazırdım"
charles bukowski
05.08.2017 - 12:13“Zaman unutturmaz, uyuşturur.”
sataşma
05.08.2017 - 11:57................var öğretmenim.
Kelebek kozasından kaçıp, müziğin kayığında sarhoş,
elinde bir avuç kum,
yaşlı gözlerimize atıyor şu köylü çocuk..:)
Kıyıda köşede kalmış müzikler
05.08.2017 - 11:21R.E.M.
04.08.2017 - 20:03uyumsuzluk
04.08.2017 - 18:42...........evrenin çekim yasasıdır..
uyumsuzluk
04.08.2017 - 17:29.......taşlarıyla kırıldı mahremiyet..
değer vermek
04.08.2017 - 15:18Gel demiş sultanımız..duyduk..uyandık ...geldik..gelmez miyiz..! :)
(alıntı)
Toplam 1414 mesaj bulundu