Her gün bir yerden göçmek ne iyi..
Her gün bir yere konmak ne güzel..
Bulanmadan,donmadan akmak ne hoş..
Dünle beraber gitti cancağızım
ne kadar söz varsa düne ait..
Şimdi yeni şeyler söylemak lazım..(mevlana)
es selam.
bilemedik üzerimize konaklayan bu hüznün ne yaman bir gerçeklikten dem vurduğunu..okuma işni beceremedik..bu firakın ve öteye duyulan hasretin,yüreğimizi ıslatmasından bir pay çıkaramadık..yaşadıkta anı, anın altında saklı kalan bir hikmeti okuyamadık...çok yaraladık kalbimizi..ve sonrasında kabuk bağlamış yaralardan sessizce,gizlice akan o ince sızının rengine bakamadık..kan tutardı bizi..kabuslarımızdan kaçmaya çalışsakta yakalandık.. bir eüzübesmele ferahlığıyla kaldırdık uyuyan başımızı gafletten..cesaretimizin altında saklı kalan bir gizli korkaklığımız vardıda haberdar kılmadık kimseyi.
hep bir haldi işte yaşadığımız..bir lisanın diliyle konuşamadık..beceremedik..kelimeleri sahipsiz bıraktık..aşina kılınmıştık oysa..zamanın tanıdığı,aynanın sakladığı nice hallerimiz var..bunu bildik,bu bizdik..susmalarımız bir hal..ağlayışlarımız hal...dalıp gitmelerimiz..bulup yitmelerimiz..göçüp gitmelerimiz..bir deryanın içinde medet dilemelerimiz..lisanıhal..
ve son söz muhakkak ki..
elhamdülillahi ala külli hal..
.......
perde perde veralar, ışık başka, nur başka
bir anlık visal başka, kesiksiz huzur başka
renk,koku,ses ve şekil ötelerden haberci.
hayatmı bu sürdüğün kabuğundan ezberci?
yoksa göz,görüyorum sanmanın öksesi mi?
fezada dipsiz sukut,duyulmanın sesi mi?
Rabbim, Rabbim, Yüce Rab, âlemlerin Rabbi, sen!
Sana yönelsin diye icad eden kalbi, sen!
Senden uzaklık ateş, sana yakınlık ateş!
Azap var mı âlemde fikir çilesine eş..
çilenin sahibi...
....adın vuslat olmuş ömrümüzün her nefesine.
ve tüm besteler notalardan yoksun..tüm lügatler halden habersiz..ve dillerimiz lal..ve gözlerimizi ıslattık madem ki..
mademki saklı bahçemizde açan bir renksin.ve varsın..ordasın.. olmalısın.yakınsın..duasın..
.bekleyen biz, beklenen sen olmuşsun madem ki..ve madem ki..lütfuda hoş, kahrıda hoştur diye bilmek öğretildi bu cana..hiç şikayet etmek olurmu varlığına inandığımız bu yokluğuna..
kalbe düşünce çöl demek olurda leyla, mecnunu yol ile buluşturur..sus pus eylerde aklı, diğer bir ad ile anılır leyla..artık serap olur leyla..güzel olur..güzelde değilmiş oysa..bakınca göze fer,derde derman olur leyla..
uzaktır hep leyla..vuslattır..
basamak basamak bir zirveye varışa vesile olur leyla..
leyla candırda ilk önce..
sonra bir yabancı olurda, destanlaşır dillerde.
ve hu olur..mecnuna su,rahmet olur leyla..
Ey derviş ondan bana ne getirdin
Asanın izini taşıyan diyardan,ince bir ah getirdin
Bir sabır getirdin hırkanın kokusuyla
Ve ben;
Ben sandım ki sendin O
Ne güzelde benziyormuş uzaktan gölgen,
O’nu ne çok anlatıyor
Vuslatı arzulayan sendeki gözler..
hani bir yanı vardır ya insanın..hani bir sesiz kenti..
yok yok,hani seslerin içinde boğulduğu o kalabalık şehri..hani içinden nice çağlayanlara bir enginlik arar ya insan..hani tüm siyahlarına rağmen kendi renkleriyle boyar ya düşlerini..hani deriz ya..her şeyin içinde bir şeyiz nihayetinde..her şeyi Barındıranın bir şeyi..
hani ilk önce..ilk..en önce, kelime ve anlam öğretildi ya insana..
yani öğretildiği ve tanıtıldığı kadarız.ikram edildiği kadar biliyoruz..
ve insan..
tüm büyümüş yanlarına rağmen, içindeki çocuğun bir gamze tebessümüyle yeniden oyunlar oynmayı becerir ya..
hani diyorum düşüşlerimiz,düşlerimiz varya.
bulup bulup yitirmelerimiz..aksak ruhumuzla bir dilenciye eşlik etmelerimiz...hani kaybedişlerimiz..yada kendimizi köşelerde yitirmelerimiz..bunlar,onlar,şunlar,hepsi..
hissetiklerimiz ve yaşadıklarımız kadardır..
yaptıklarımız ve yapacaklarımız vardı..
amel kadar ecir....
bulmak içinmi çıktık bu yola..?
bulupta yitirmemek için mi?
verilen sözün..o ilk sözün sırrına ermek için mi saldık ruhumuzu..?
hani derler ya; bulanlar daima arıyanlardır..ümit ile..
Ey hüznün ötesinden içime bakan melal
Ey ömrümü bir bahtın ucunda yakan melal
Ey damar damar öfke, pıhtı pıhtı kan melal
Ey gönlünü bir damla suya bırakan melal
Ey dünyama ırmaklar misali akan melal
Esrik bakışlarını ayırma gözlerimden
kelimeleri cümlesiz bırakarak başlar bu öze dönüş denilen şey....özde yaşamak sözde olmadığına ispat istemez..çünkü özün tanıttığı asıl olandır..ve sözler özünü tanımış bir insanda anlamını yitirir..açıklamaya gerek duyulmayan bir yaşam şekli..o zaman özü sözü bir olmaz mı insanın..olur tabiki..özününe dönenlerden olmak ümidiyle..
Dînî bir kavram olarak 'inzâr'; Cenâb-ı Allah´ın, peygamberleri aracılığıyla kullarını uyarması onları kötü akibetten sakındırmasıdır. 'İnzâr' görevini ifa etmeleri sebebiyle peygamberlere de 'nezîr-münzir' denir.
Resulullah (s.a.s) ´in, risalet görevine (İslâm´a tebliğ) ilk defa 'inzâr'la başlamış olduğunu da Cenâb-ı Hakk´ın: 'Ey örtüye bürünen! Kalk inzâr et' (el-Müddessir, 74/12) buyruğundan öğreniyoruz. Bundan sonra Peygamber (s.a.s) ,'inzâr' görevine başlamış ve 'Sen ilk olarak en yakın hısımlarını inzâr et! ' (es-Şuarâ, 26/214) emri uyarınca önce yakın hısımlarını uyarmıştır.
...ne kalmıştı bu sancılı ruhtan geriye..hiç deyipte geçmemeliyim..oysa hiçliği tanıdığım anda başlıyordu tüm gerçeklerle savaşım..ve benki kalem karartısına sığmayan öykülerin kahramanı sözverdim kendime direneceğim..bir enkazdan kurtulan çocuk gibi yeniden açıldı hayat pencerem..dışarda ağır bi koku..kana boyalı caddeler..kendimi vurmuştum bana yakışır diye..şimdi pusuda gözlerim..mevsim bahar olsun ve ben yeniden dirileceğim..
Kelimeyle değil, cümleyle düşündüğümü fark ettim ben. Muhal farz bile olsa 'Her şeyi özetleyecek bir cümle' tutkum, mana biriminin cümle olmasından. karmaşık cümlelerle konuşmayı sevmem, öyle düşünmemden. Başka türlü anlatamıyorum, bu yüzden mazurum ben.
..
Yazılıp da bırakılmış; bilinç kendine bile hırsız, kim bilir bazıları hatırlanmışta sonradan unutulmuş bunca cümleyi bir yerlerden bulup da çıkarmam. Burada böyle bir kapı açmam.
Cümle Kapısı: Kalbin Kapısı
Sonra, sebebi malum sırrı meçhul, yani bana muamma, tutup bu kapıyı kapatmam.
Nazan bekiroğlu..
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak:
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.
......
Zambaklar en ıssız yerlerde açar,
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur,
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
......
olurda gün gelir yabancı kılınır her yüz sana..dost bildiğin can değil, o gün ağyar olur sana..bir yabancı gibi bakınırsında aynaya..gördüğün sen bile ağlar, ağyar olur zatına..
tüm renkleriyle,toprağına yansıyan ışığıyla..çölündeki sıcaklık ve susuzlukla..insanıyla..dili ve kültürüyle...ilmi ve cihatıyla...sanatı ve mimarisiyle..hayatın kalbine doğru ses veren çağrısıyla..tarihiyle,izleriyle,bulunduğu konum itibariyle illede yaşamak ve görmek istediğim yer..yön...yönüm.
dün
14.07.2007 - 14:17Her gün bir yerden göçmek ne iyi..
Her gün bir yere konmak ne güzel..
Bulanmadan,donmadan akmak ne hoş..
Dünle beraber gitti cancağızım
ne kadar söz varsa düne ait..
Şimdi yeni şeyler söylemak lazım..(mevlana)
es selam.
hâl
25.06.2007 - 11:22bilemedik üzerimize konaklayan bu hüznün ne yaman bir gerçeklikten dem vurduğunu..okuma işni beceremedik..bu firakın ve öteye duyulan hasretin,yüreğimizi ıslatmasından bir pay çıkaramadık..yaşadıkta anı, anın altında saklı kalan bir hikmeti okuyamadık...çok yaraladık kalbimizi..ve sonrasında kabuk bağlamış yaralardan sessizce,gizlice akan o ince sızının rengine bakamadık..kan tutardı bizi..kabuslarımızdan kaçmaya çalışsakta yakalandık.. bir eüzübesmele ferahlığıyla kaldırdık uyuyan başımızı gafletten..cesaretimizin altında saklı kalan bir gizli korkaklığımız vardıda haberdar kılmadık kimseyi.
hep bir haldi işte yaşadığımız..bir lisanın diliyle konuşamadık..beceremedik..kelimeleri sahipsiz bıraktık..aşina kılınmıştık oysa..zamanın tanıdığı,aynanın sakladığı nice hallerimiz var..bunu bildik,bu bizdik..susmalarımız bir hal..ağlayışlarımız hal...dalıp gitmelerimiz..bulup yitmelerimiz..göçüp gitmelerimiz..bir deryanın içinde medet dilemelerimiz..lisanıhal..
ve son söz muhakkak ki..
elhamdülillahi ala külli hal..
perdeler
22.06.2007 - 10:24.......
perde perde veralar, ışık başka, nur başka
bir anlık visal başka, kesiksiz huzur başka
renk,koku,ses ve şekil ötelerden haberci.
hayatmı bu sürdüğün kabuğundan ezberci?
yoksa göz,görüyorum sanmanın öksesi mi?
fezada dipsiz sukut,duyulmanın sesi mi?
Rabbim, Rabbim, Yüce Rab, âlemlerin Rabbi, sen!
Sana yönelsin diye icad eden kalbi, sen!
Senden uzaklık ateş, sana yakınlık ateş!
Azap var mı âlemde fikir çilesine eş..
çilenin sahibi...
bağdat
20.06.2007 - 15:32kanıyor...
Madem ki
20.06.2007 - 11:48....adın vuslat olmuş ömrümüzün her nefesine.
ve tüm besteler notalardan yoksun..tüm lügatler halden habersiz..ve dillerimiz lal..ve gözlerimizi ıslattık madem ki..
mademki saklı bahçemizde açan bir renksin.ve varsın..ordasın.. olmalısın.yakınsın..duasın..
.bekleyen biz, beklenen sen olmuşsun madem ki..ve madem ki..lütfuda hoş, kahrıda hoştur diye bilmek öğretildi bu cana..hiç şikayet etmek olurmu varlığına inandığımız bu yokluğuna..
Hakkı göğüsleyenler
20.06.2007 - 10:05çeçen mücahitler...
muhabbet
19.06.2007 - 16:02..muhabbetin demine eş bir sıcaklıkta olmalı, çayın rengide..
leyla
19.06.2007 - 15:20kalbe düşünce çöl demek olurda leyla, mecnunu yol ile buluşturur..sus pus eylerde aklı, diğer bir ad ile anılır leyla..artık serap olur leyla..güzel olur..güzelde değilmiş oysa..bakınca göze fer,derde derman olur leyla..
uzaktır hep leyla..vuslattır..
basamak basamak bir zirveye varışa vesile olur leyla..
leyla candırda ilk önce..
sonra bir yabancı olurda, destanlaşır dillerde.
ve hu olur..mecnuna su,rahmet olur leyla..
derviş
19.06.2007 - 14:52Ey derviş ondan bana ne getirdin
Asanın izini taşıyan diyardan,ince bir ah getirdin
Bir sabır getirdin hırkanın kokusuyla
Ve ben;
Ben sandım ki sendin O
Ne güzelde benziyormuş uzaktan gölgen,
O’nu ne çok anlatıyor
Vuslatı arzulayan sendeki gözler..
hani
19.06.2007 - 14:42hani bir yanı vardır ya insanın..hani bir sesiz kenti..
yok yok,hani seslerin içinde boğulduğu o kalabalık şehri..hani içinden nice çağlayanlara bir enginlik arar ya insan..hani tüm siyahlarına rağmen kendi renkleriyle boyar ya düşlerini..hani deriz ya..her şeyin içinde bir şeyiz nihayetinde..her şeyi Barındıranın bir şeyi..
hani ilk önce..ilk..en önce, kelime ve anlam öğretildi ya insana..
yani öğretildiği ve tanıtıldığı kadarız.ikram edildiği kadar biliyoruz..
ve insan..
tüm büyümüş yanlarına rağmen, içindeki çocuğun bir gamze tebessümüyle yeniden oyunlar oynmayı becerir ya..
hani diyorum düşüşlerimiz,düşlerimiz varya.
bulup bulup yitirmelerimiz..aksak ruhumuzla bir dilenciye eşlik etmelerimiz...hani kaybedişlerimiz..yada kendimizi köşelerde yitirmelerimiz..bunlar,onlar,şunlar,hepsi..
hissetiklerimiz ve yaşadıklarımız kadardır..
yaptıklarımız ve yapacaklarımız vardı..
amel kadar ecir....
bulmak içinmi çıktık bu yola..?
bulupta yitirmemek için mi?
verilen sözün..o ilk sözün sırrına ermek için mi saldık ruhumuzu..?
hani derler ya; bulanlar daima arıyanlardır..ümit ile..
nurullah genç
19.06.2007 - 14:14Terkediyorum uykuda gülümseyen kuşları
Şehrayin siliniyor ufkumdan; gün dönüyor
Ey dünyama ırmaklar misali akan melal
Yakındır, gökyüzünde açması çiçeklerin
Kaktüslerin bahara erişmesi yakındır
Ayırma gözlerimden esrik bakışlarını
Esrik bakışlarını ayırma gözlerimden
Ey hüznün ötesinden içime bakan melal
Ey ömrümü bir bahtın ucunda yakan melal
Ey damar damar öfke, pıhtı pıhtı kan melal
Ey gönlünü bir damla suya bırakan melal
Ey dünyama ırmaklar misali akan melal
Esrik bakışlarını ayırma gözlerimden
özde yaşamak
19.06.2007 - 14:10kelimeleri cümlesiz bırakarak başlar bu öze dönüş denilen şey....özde yaşamak sözde olmadığına ispat istemez..çünkü özün tanıttığı asıl olandır..ve sözler özünü tanımış bir insanda anlamını yitirir..açıklamaya gerek duyulmayan bir yaşam şekli..o zaman özü sözü bir olmaz mı insanın..olur tabiki..özününe dönenlerden olmak ümidiyle..
inzar
19.06.2007 - 14:03Dînî bir kavram olarak 'inzâr'; Cenâb-ı Allah´ın, peygamberleri aracılığıyla kullarını uyarması onları kötü akibetten sakındırmasıdır. 'İnzâr' görevini ifa etmeleri sebebiyle peygamberlere de 'nezîr-münzir' denir.
Resulullah (s.a.s) ´in, risalet görevine (İslâm´a tebliğ) ilk defa 'inzâr'la başlamış olduğunu da Cenâb-ı Hakk´ın: 'Ey örtüye bürünen! Kalk inzâr et' (el-Müddessir, 74/12) buyruğundan öğreniyoruz. Bundan sonra Peygamber (s.a.s) ,'inzâr' görevine başlamış ve 'Sen ilk olarak en yakın hısımlarını inzâr et! ' (es-Şuarâ, 26/214) emri uyarınca önce yakın hısımlarını uyarmıştır.
siyah
15.06.2007 - 17:11..tüm allı morlu yanlarına rağmen en belirgin noktasıdır insanın..
ve
15.06.2007 - 17:08...ne kalmıştı bu sancılı ruhtan geriye..hiç deyipte geçmemeliyim..oysa hiçliği tanıdığım anda başlıyordu tüm gerçeklerle savaşım..ve benki kalem karartısına sığmayan öykülerin kahramanı sözverdim kendime direneceğim..bir enkazdan kurtulan çocuk gibi yeniden açıldı hayat pencerem..dışarda ağır bi koku..kana boyalı caddeler..kendimi vurmuştum bana yakışır diye..şimdi pusuda gözlerim..mevsim bahar olsun ve ben yeniden dirileceğim..
cümle
15.06.2007 - 17:03Kelimeyle değil, cümleyle düşündüğümü fark ettim ben. Muhal farz bile olsa 'Her şeyi özetleyecek bir cümle' tutkum, mana biriminin cümle olmasından. karmaşık cümlelerle konuşmayı sevmem, öyle düşünmemden. Başka türlü anlatamıyorum, bu yüzden mazurum ben.
..
Yazılıp da bırakılmış; bilinç kendine bile hırsız, kim bilir bazıları hatırlanmışta sonradan unutulmuş bunca cümleyi bir yerlerden bulup da çıkarmam. Burada böyle bir kapı açmam.
Cümle Kapısı: Kalbin Kapısı
Sonra, sebebi malum sırrı meçhul, yani bana muamma, tutup bu kapıyı kapatmam.
Nazan bekiroğlu..
avuç
15.06.2007 - 16:58avuç arasında saklı kalan ve henüz vakti dolmamış dualar vardır..
aciz
15.06.2007 - 16:54Bütün sözlerden fasihim..
Bir Senin şemalini vasfetmekten aciz..
sabır
14.06.2007 - 16:12Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak:
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.
......
ıssız
14.06.2007 - 16:10Zambaklar en ıssız yerlerde açar,
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur,
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
......
ağyar
14.06.2007 - 14:15olurda gün gelir yabancı kılınır her yüz sana..dost bildiğin can değil, o gün ağyar olur sana..bir yabancı gibi bakınırsında aynaya..gördüğün sen bile ağlar, ağyar olur zatına..
istanbul
14.06.2007 - 14:06şah ı gülistan..
sende şiir,sende gazel,sende nur,sende aşk,sende iz..
bekleyen,beklenen sen..
fatih sen..
fetih sen..
müjde sen..
ille sen.. illede sen..
zaman
14.06.2007 - 11:22..bilirim senle aklanacak anlım ve kayıt ettiklerinle yargılanacak canım..
doğu
14.06.2007 - 11:16tüm renkleriyle,toprağına yansıyan ışığıyla..çölündeki sıcaklık ve susuzlukla..insanıyla..dili ve kültürüyle...ilmi ve cihatıyla...sanatı ve mimarisiyle..hayatın kalbine doğru ses veren çağrısıyla..tarihiyle,izleriyle,bulunduğu konum itibariyle illede yaşamak ve görmek istediğim yer..yön...yönüm.
Toplam 66 mesaj bulundu