Ben her gün istikamet gereği bir mezarlığın önünden geçerek işime gidiyorum..ve ne rastlantıdır ki iş dönüşü bambaşka farklı bir yoldan eve dönerken de başka bir mezarlığın önünden geçiyorum..Ve ben hergün bu yol güzergahında, gidiş ve dönüşte yani başlangıç ve bitişte ölümün soluğunu,nefes alışını ensemde,yüreğimde ve beynimde hissediyorum..Ve ben her başlangıç ve her bitişte bu kadar ölümü görürken nasıl oluyor da bazı insanların hiç ölmeyecekmiş,yokolmayacakmış gibi hırsla ve kinle yaşama pençe atmış olduklarını düşünüp hayretler içinde kalıyorum..nasıl oluyor da bir gün yokolacaklarını bile bile bu kadar kötü olabiliyorlar? ..bu kadar acımasız ve bu kadar adi? ...aslında yanıtını biliyorum...Bir de ölüm bana mezarlıkların önünden geçerken radyoyu kısan taksi şoförlerine gülmeyi anımsatıyor..Ulan belki o ölü o müziği duymak istiyor..buna sen niye karar veriyorsun..müzik ruhun gıdası değil mi lan? ? diyesim geliyor..ölü hakları bildirgesini hazırlamak istiyorum..madde bir:her ölünün hakları vardır..örneğin müzik ruhun gıdası olduğundan ölülerin müzik duyma hakları gaspedilmemelidir..gibi.. Mesela ben öldüğüm zaman biri gelse mezarın başına ve sevdiğim şarkıları çalsa dünyanın en mutlu insanı pardon ölüsü olurum beee...vasiyetim budur... :))))
İnanılmaz güzel bir akıl ve onun uzantısı olan gözlem gücü..Kitaplarında yapmış olduğu tasvirlerden büyülendiğim ve çok kıskandığım bir genç yazar..Ben yazamam böyle dedirtecek kadar beni kıskandırıyor..Onun kelime dağarcığının binde birine sahip olmayan aklıevvellerin kendilerine yakışır basit cümlelerle Elif Şafak'ı eleştirme haddini kendilerinde bulmalarını ise tıpkı bir komedi şov,stand up veya herhangibir güldürüymüşcesine kahkahalarla okuyorum...Alkışladığım ve şapka çıkardığım bir yazar..
Bu ülke için çok fazla zeki bir insandı...bu ülke insanının silkinip kendine gelmesi konusunda çok sarsıcı inanılmaz güzel öyküler ve taşlamalar içeren yazılar yazdı..bizi bize anlattı...öyküler...üretken..ama biliyor musunuz kimse üstüne alınmadı :)))
aşkın olduğunu ve olmadığını anlatan bir film..aşk iki kişilik mi? ? yoksa tek kişilik mi? ? cevabı orada yok..ama düşündürüyor en azından..tutku olmadan olmaz...ve insanlar köpekten daha köpek bazen..çoğunlukla..sıkça...belki de her zaman...kimbilir...evet...
popüler insanların çıkartılarak,ezbere eğitimin çok beyefendi bir şekilde dikte ettirilme şekli...ulan mehmet ağar bile çıkartıldı bee...gençlere bir katilin bakışı....abbas güçlü ile kuşbakışı...
Hem aşk hem de nefret gibi..hem siyah hem de beyaz...Nefreti öğreten ve aşkı aratan şehir..herkese aşkı aratıyor..kimi kendini satıyor bunun için,kendini kaybediyor..kimiyse azalmamak için her geçen gün kendi içinde kaybolan bir meczuba dönüşüyor..
Türkler ne demekse,ingilizler,kürtler ne demekse ermeniler de o..Tıpkı sevdiğim diğer insanlar gibi onlar da...Halkların kardeşliği demek..eşitlik demek,yeryüzünde birlikte ve kardeşçe yaşamak demek..
Üzerinde aklı eren veya ermeyen herkesin birşeyler konuştuğu,dünya üzerindeki milyarlarca insanın konuştuğu,şiirler,şarkılar,roman ve öyküler,tiyatrolar,sinemalar,cinayetler,...Bu kadar çok konuşulan bir kelime yok gibi geliyor..hakkında bu kadar çok şey yazılan,çizilen başka bir kelime yok gibi geliyor..Ama kendisi var mı? ? bir ütopya mı? ? kim kaybetti? kim buldu? ? Varsa nerede? yoksa neden bu kadar konuşuluyor? ? Sanki çözülmemiş bir sır aşk..Bir düğüm..kuyuya atılmış ama kırk akıllı çıkaramamış gibi sanki..Görenler var ama daha sonra 'yok aslında görmemişiz' diyorlar mutlaka...Kimsenin ispatlayamadığı,aydınlatamadığı bir cinayet; henüz çözülmemiş bir denklem; aşk, bence tecavüzcü coşkun! ...
sonsuz yalnızlığın paylaşılmak zorundalığı ve olmazsa olmaz yollarından biri...kendini arama ve bulma sanatı..delirmemek için tutunmak zorunda olduğun en önemli dallardan biri...hırçın ve azgın nehire uzatılan bir çiçekli dal parçası..
İnsan olmayı,sevgiyi,mücadeleyi,kendini insanlığa adamayı,yokluğu; ve haince haksızca arkadan vurulmayı...gözyaşı ve hüznü...yürek yangınını...ve O'na yapılanlar adına utanç duymayı; ve faşizme karşı yılmadan mücadele etmenin ne kadar önemli olduğunu; ayakkabısının altını onaramayacak kadar insanlık için kendini unutmayı; korkusuzluk ve vatan aşkını....bir off çeksem karşıki dağlar yıkılır türküsünü....sarı gelin'i...bütün güzel türküleri; bir büyük aşkı...sevdayı...inançların uğrunda ölümü bile göze almayı....şerefli ve namuslu kocaman bir hayatı..koskocaman bir yüreği...koskocaman..içinde halkların kardeşliğini ve yılmazlığı barındıran koskocaman güzel ve sıcak bir yüreği.... Ve en önemlisi bu yabanıllık içinde,bu insanlıkdışılık içinde ürkekleşen güvercini...doğruları savunduğu için vahşetin içinden kovulan o beyaz güvercini...kovulmak ne güzel demeyi....iyi ki kovdular beni demeyi...çünkü onlar gibi olmaktansa kovulmayı binlerce kez tercih ederdim demeyi....beyaz güvercin olmayı....bembeyaz...ve koskocaman...
ölüm
07.04.2007 - 03:27Ben her gün istikamet gereği bir mezarlığın önünden geçerek işime gidiyorum..ve ne rastlantıdır ki iş dönüşü bambaşka farklı bir yoldan eve dönerken de başka bir mezarlığın önünden geçiyorum..Ve ben hergün bu yol güzergahında, gidiş ve dönüşte yani başlangıç ve bitişte ölümün soluğunu,nefes alışını ensemde,yüreğimde ve beynimde hissediyorum..Ve ben her başlangıç ve her bitişte bu kadar ölümü görürken nasıl oluyor da bazı insanların hiç ölmeyecekmiş,yokolmayacakmış gibi hırsla ve kinle yaşama pençe atmış olduklarını düşünüp hayretler içinde kalıyorum..nasıl oluyor da bir gün yokolacaklarını bile bile bu kadar kötü olabiliyorlar? ..bu kadar acımasız ve bu kadar adi? ...aslında yanıtını biliyorum...Bir de ölüm bana mezarlıkların önünden geçerken radyoyu kısan taksi şoförlerine gülmeyi anımsatıyor..Ulan belki o ölü o müziği duymak istiyor..buna sen niye karar veriyorsun..müzik ruhun gıdası değil mi lan? ? diyesim geliyor..ölü hakları bildirgesini hazırlamak istiyorum..madde bir:her ölünün hakları vardır..örneğin müzik ruhun gıdası olduğundan ölülerin müzik duyma hakları gaspedilmemelidir..gibi.. Mesela ben öldüğüm zaman biri gelse mezarın başına ve sevdiğim şarkıları çalsa dünyanın en mutlu insanı pardon ölüsü olurum beee...vasiyetim budur... :))))
elif şafak
07.04.2007 - 03:19İnanılmaz güzel bir akıl ve onun uzantısı olan gözlem gücü..Kitaplarında yapmış olduğu tasvirlerden büyülendiğim ve çok kıskandığım bir genç yazar..Ben yazamam böyle dedirtecek kadar beni kıskandırıyor..Onun kelime dağarcığının binde birine sahip olmayan aklıevvellerin kendilerine yakışır basit cümlelerle Elif Şafak'ı eleştirme haddini kendilerinde bulmalarını ise tıpkı bir komedi şov,stand up veya herhangibir güldürüymüşcesine kahkahalarla okuyorum...Alkışladığım ve şapka çıkardığım bir yazar..
aziz nesin
07.04.2007 - 03:13Bu ülke için çok fazla zeki bir insandı...bu ülke insanının silkinip kendine gelmesi konusunda çok sarsıcı inanılmaz güzel öyküler ve taşlamalar içeren yazılar yazdı..bizi bize anlattı...öyküler...üretken..ama biliyor musunuz kimse üstüne alınmadı :)))
amores perros
07.04.2007 - 03:00aşkın olduğunu ve olmadığını anlatan bir film..aşk iki kişilik mi? ? yoksa tek kişilik mi? ? cevabı orada yok..ama düşündürüyor en azından..tutku olmadan olmaz...ve insanlar köpekten daha köpek bazen..çoğunlukla..sıkça...belki de her zaman...kimbilir...evet...
agatha christie
07.04.2007 - 02:57gerizekalı ve atmasyon kadın romancı! ...ona baktıkça çok umutlu oluyorum..öyleyse ben de varım.. :))))))
B.B. King
07.04.2007 - 02:55stand by me! ...yaşama sevinci veren şarkı...
abbas güçlü ile genç bakış
07.04.2007 - 02:45popüler insanların çıkartılarak,ezbere eğitimin çok beyefendi bir şekilde dikte ettirilme şekli...ulan mehmet ağar bile çıkartıldı bee...gençlere bir katilin bakışı....abbas güçlü ile kuşbakışı...
istanbul
07.04.2007 - 00:00Hem aşk hem de nefret gibi..hem siyah hem de beyaz...Nefreti öğreten ve aşkı aratan şehir..herkese aşkı aratıyor..kimi kendini satıyor bunun için,kendini kaybediyor..kimiyse azalmamak için her geçen gün kendi içinde kaybolan bir meczuba dönüşüyor..
üç şey
06.04.2007 - 23:56Düş ve gerçek..ve ikisinin ortasındaki o ince çizgi..düş,gerçek ve çizgi..
ermeniler
06.04.2007 - 23:55Türkler ne demekse,ingilizler,kürtler ne demekse ermeniler de o..Tıpkı sevdiğim diğer insanlar gibi onlar da...Halkların kardeşliği demek..eşitlik demek,yeryüzünde birlikte ve kardeşçe yaşamak demek..
aşk
06.04.2007 - 23:50Üzerinde aklı eren veya ermeyen herkesin birşeyler konuştuğu,dünya üzerindeki milyarlarca insanın konuştuğu,şiirler,şarkılar,roman ve öyküler,tiyatrolar,sinemalar,cinayetler,...Bu kadar çok konuşulan bir kelime yok gibi geliyor..hakkında bu kadar çok şey yazılan,çizilen başka bir kelime yok gibi geliyor..Ama kendisi var mı? ? bir ütopya mı? ? kim kaybetti? kim buldu? ? Varsa nerede? yoksa neden bu kadar konuşuluyor? ? Sanki çözülmemiş bir sır aşk..Bir düğüm..kuyuya atılmış ama kırk akıllı çıkaramamış gibi sanki..Görenler var ama daha sonra 'yok aslında görmemişiz' diyorlar mutlaka...Kimsenin ispatlayamadığı,aydınlatamadığı bir cinayet; henüz çözülmemiş bir denklem; aşk, bence tecavüzcü coşkun! ...
edebiyat
06.04.2007 - 00:22sonsuz yalnızlığın paylaşılmak zorundalığı ve olmazsa olmaz yollarından biri...kendini arama ve bulma sanatı..delirmemek için tutunmak zorunda olduğun en önemli dallardan biri...hırçın ve azgın nehire uzatılan bir çiçekli dal parçası..
Hrant Dink
06.04.2007 - 00:01İnsan olmayı,sevgiyi,mücadeleyi,kendini insanlığa adamayı,yokluğu; ve haince haksızca arkadan vurulmayı...gözyaşı ve hüznü...yürek yangınını...ve O'na yapılanlar adına utanç duymayı; ve faşizme karşı yılmadan mücadele etmenin ne kadar önemli olduğunu; ayakkabısının altını onaramayacak kadar insanlık için kendini unutmayı; korkusuzluk ve vatan aşkını....bir off çeksem karşıki dağlar yıkılır türküsünü....sarı gelin'i...bütün güzel türküleri; bir büyük aşkı...sevdayı...inançların uğrunda ölümü bile göze almayı....şerefli ve namuslu kocaman bir hayatı..koskocaman bir yüreği...koskocaman..içinde halkların kardeşliğini ve yılmazlığı barındıran koskocaman güzel ve sıcak bir yüreği.... Ve en önemlisi bu yabanıllık içinde,bu insanlıkdışılık içinde ürkekleşen güvercini...doğruları savunduğu için vahşetin içinden kovulan o beyaz güvercini...kovulmak ne güzel demeyi....iyi ki kovdular beni demeyi...çünkü onlar gibi olmaktansa kovulmayı binlerce kez tercih ederdim demeyi....beyaz güvercin olmayı....bembeyaz...ve koskocaman...
Toplam 13 mesaj bulundu