Meltem Balı Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkın ...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    24.02.2007 - 16:28

    Merhaba karşılıksız eşsiz sevdiğim......

    Yalancılığın kol gezdiği,dürüstlüğün sadece sözlerde kaldığı mutluluğun bir tebesüm boyunca sürdüğü,aşkın ve sevginin imkansız gibi göründüğü şu dünyada hüzün vaktinde açan gülsün sen............
    'Sana ancak bir tebessüm kadar yakın olabildim sevdiceğim,bu gülüş esnasında içimde kopan fırtınanın ne kadar derin ne kadar kasvetli olduğunu anlayamassın sen...'Bir sevdaya kapılmanın ve bir hüznün çanları çalarken aşkı yakalamanın acısını içinde hissedebilir misin?
    Geceleri meçhullerde dolaşan sevdiğim........
    Sana bunları yazarken elimin titrediğini görebilir misin? ........
    Tabii ki göremezsin.Çünkü yanımda yoksun,ah bir yanımda olsanda; yüreğimin inceden inceye çırpınışını duyabilsen.........
    Yeter ki iste.Yeter ki senbir aşkı yüreğinde taşımaya hazır ol.Sen hazır olursan,bil ki; o zaman yollarına güller serer,seni sevinç gözyaşlarıyla karşılarım...................
    Eğer gelmezsen; boyun büker,çeker giderim.Alır,bir aşkı sırtlar giderim.....Bir sızı kalır içimde,TA DERİNLERDE......
    Bu aşka kimileri geçlik aşkı,kimileri heves der.
    Ama ben yine de seni sever ve yüreğimde saklarım.
    Ama birkez daha düşün.Bir aşkın matemini,bir yalnızlığın hüznünde boğmak zor gelir bana.Yanımda ol ve beni,'SONSUZ VE DİPSİZ UÇURUMUN KIYISINDA GEZEN ÜMİDİMİ KURTAR,GÖZYAŞLARINLA YEŞERT VE BANA HATIRA BIRAK...........
    Sevdanı yüreğime akıt............
    Tatlı bir zehir okşasın yüreğimi sonra bana bir kez 'MERHABA' DE...........
    Aşkımız yeşersin senin benim gözbebeklerimizde....
    Saçlarının her dalgalanışında her telde sana olan aşkım parlasın........
    GÜN BATIMINI İZLE BENİMLE...
    Yüreğim avuçlarında olsun.Kanatlanıp uçacak bir kuş gibi çırpınan yüreğim.Onu yüreğinle birleştir ve beraber göklere erişelim.....
    Kederin ulaşamayacağı,mutluluğun bırakamayacağı kadar uzak yıldızlara çıkalım.Aydınlık sarsın her yanımızı.............
    Elele cennete koşalım.AŞK bahçelerinde kimsenin ulaşamayacağı mutlulukları tadalım...
    VE MELEĞİM SARIL BANA,KORU BENİ KÖTÜLÜKLER YANAŞMASIN YANIMIZA...
    ŞİMDİ BİR ŞEYLER SÖYLE; MUTLU OLACAĞIZ DE;
    AMA SEN NE DERSEN DE,
    UNUTMA Kİ:
    UNUTAMAM, KALBİM SENİNLE...........

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    24.02.2007 - 16:23

    sen ağlama

    Kim bilir şimdi nerdesın,kimin yanındasın yanımda olman için neler vermezdım ki..ama olmadı işte biliyorum kalbin başkası için çarpıyor,bu benim canımı acıtsada her şeye ragmen seviyorum seni,geceleri uyuyamıyorum sadece senin mutlu olman için dua ediyorum,sen benim hayalimsin,senin canın yerine benim canım yansın sen hiç üzülme olur mu..
    ben seni gercekten sevmiştim,karsılık beklemeden,sadece sevmiştim.. ne diim elimden baska bişi gelmiyor..senin mutlu olduğunu hissetsem yeter bana..
    belki bir gün sende beni seversin die diil ben seni ölene dek sevdim..hala da seviyorum.inşallah sevdiğinle beraber mutlu olursun.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    24.02.2007 - 16:19

    Sevildiğin Kadar Sevilirsin

    Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer.
    Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
    Bir gün yalan söyleyeceksen eğer,
    Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
    Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
    Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
    Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
    Güneşin seni ışıttığı kadar sıcak
    Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
    Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü
    Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin
    İşte budur hayat!
    İşte budur yaşamak!
    Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
    Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
    Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
    Her şey sende gizli
    Yerin seni çektiği kadar ağırsın
    Kanatların çırpındığı kadar hafif...
    Kalbin attığı kadar canlısın
    Gözlerin uzağı gördüğü kadar genç...
    Sevdiklerin kadar iyisin.
    Nefret ettiklerin kadar kötü...
    Ne renk olursa olsun kaşın gözün
    Karşındakinin gördüğü rengin...
    Yaşadıklarını kar saymaz.
    Yaşadığın kadar yakınsın sonuna
    Ne kadar yaşarsan yaşa
    Sevdiğin kadar ömrün...
    Gülebildiğin kadar mutlu ol üzülme
    Bil ki ağladığın kadar güleceksin
    Sakın bitti sanma her şeyi
    Sevdiğin kadar sevileceksin
    Çiçek sulandığı kadar güzeldir
    Bebek ağladığı kadar bebek
    Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
    Ve her şeyi öğrenebildiğin kadar bilirsin
    Bunu da öğrenki; SEVILDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN! ...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    24.02.2007 - 16:05

    AŞKIMA ELVEDA
    seni ne çok sevdim ben.ne çok gözyaşı döktüm senin için geceleri sen yatağında meleklerin kanatlarıyla uçarken ben penceremin önünde senin rüyana girmek için dua ederdim.bir bakışına bir dudak titreşine gülüşüne ulaşmak için dünyanın bütün çiçeklerini önne sererdim.
    şiirler şarkılar sevgiler içinde tutuşan bir ateş yangımında senin için kül kesildim.adına yanlızlık dedim.sen beni bilmedin.beni tanımadın beni sevmedin.bu bir ölümdü bu bir fermandı.yaşamak mümkün değil.yanlızlık yanlızlık karanlık kapılarıyla üstüme kapandı.yankısı döndü dolaştı senin kapıların bana kapalı.kendi sesim bana ulaştı anladımki beni hiç duymayacaksın.
    sana sitem edemem,sana kırılamam,bir tek dileğim var senden son bir tek isteğim oda mutlu olaman mutlu ol sevdiğim,biriciğim,aşkım,nereye kime gidersen gityeterki sen mutlu ol.kendine iyi bak.çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım yanında san bakacak ben olmayacağım.istesemde istemesemde.sevdim bir zamanlar seni,hala seviyorum ve benden sonrada mutlu olmanı istiyorum.olurda birgün dönersem seniiyi bulmak istiyorum.yaşanılan paylaşılan güzel şeyler hatrına sana yürekten mutluluklar diliyorumve ben birdaha seni sevmemek üzere bana seni sevmiyorum demeni bekliyorum.keşke böyle yaşanmasaydı herşey.keşke döndüre bilseydik zamanı geriye.gitmesen olmazmı? bitmesek olmazmı? senden kalan boşluğu kimile doldururum bilmiyorum.sen hayatıma renk katan sen hayatımdaki nedensin peki ozaman senin istediğin gibi olsun git.git ama sakın arkana bakma.ozaman dayanaman seni bırakamam.
    gün olur seni unuta bilmek için bu şehirlerden çok uzaklara gitmek istiyorum.sokaklar parklar seni hatırlatmasın diye.gün olur anlıyorum senden ve bu şehirdnen kaşmanın faydasızlığını.çünkü biliyorum nereye gitsem benimle geleceksinyada gittiğim her yerde senden birşeyler olacak.sen unuttun fakat unutulmadın.bense unutulduğumu biliyorum.fakat unutamıyorum.inan unutabildiğim gün seni yeniden ve daha çok sevmeye başlıyacam.sen hiç kendini böyle gereksiz,böyle değersiz hissettinmi.ayrılık ölüm kadar acı ve soğuk.aynalara bakıyorum aynada gördüğümben değilim.yokluğun bedeli çok ağır sevgilim.düne kadar en yücesini yaşadım mutluluğun,ayaklarımın altında kayır gidiyordu toprak.güneşkadar yakındı aşk.bıraktın birden bire kanatlarım kesildi.şimdi hiç birşeyim.oysa herşey nekadar güzeldi yönümü yolumu şaşırdım.sen bensiz nasılsın bilmiyorum rahatmısın mutlumusun, bukadar çabuk beni unuturmusun.? ...nasıl birden mazi olursun.
    düne kadar aşkı içtiğim,dudaklarında yüreğimi erittiğim,uğruna yaşamayı göze aldığım nerdesin,kimlerlesin,ben burada terk edip gittiğin yerdeyim.
    sevinçlerim hayallerim,umutlarım,renkli dünyam elveda.elveda yaşamak,yaşamın anlamı elveda.kimse farkında değil yokluğunun.sensiz ne hallerdeyim kimse bilmiyor.anlamıyor yitip giden bir aşkın kederi.sen seçtin bu yolu.bana ise sadece bu yollda ölmek kalır.yeterki sen üzülme
    ELVEDA SEVGİLİMMM..

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    24.02.2007 - 15:45

    Bir gül olmak isterdim,
    dalımdan koptuğum an
    yalnız senin için kopayım
    ve yalnız senin avuçlarında solayım diye bir tanem...

    Seni ne kadar sevdiğimi öğrenmek istersen yere düşen yağmur damlalarını tutmaya çalış, tutabildiklerin senin sevgin tutamadıklarınsa benim sana olan sevgimdir...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    24.02.2007 - 15:43

    hüzünlerdi dökülen
    Yorgun kanatlarınla bir akşam üstü
    Özlem bulutlarından süzülüver içime.
    Sen gideli menekşeler bahara küstü,
    Ne gün doğdu, ne yıldız gülümsedi geceme.



    Dalında kurudu ümidin goncaları
    Sevdaya alkış tutan elleri kader kırdı.
    Bir türlü bulamadım o dörtlü yoncaları
    Aşkın mutlulukları; çözülmeyen bir sırdı.



    Şarkılar, hep tek yanlı aşklar için ağladı.
    Hüzünlerdi dökülen tamburların telinden
    Gönül mangalında ateşler kül bağladı
    Sağlam bentler yıkıldı ihanetin selinden.



    Çalmadın bir daha gönül kapısını,
    Gülmedin sabahıma pembe şafaklar gibi.
    Bir kenara fırlattın aşkımın tapusunu
    Yüreğime saplandın keskin bıçaklar gibi...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    24.02.2007 - 15:30

    BU KADAR SEVEBİLİR MİSİNİZ?

    Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri tıpta okuyordu,
    öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere
    daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse
    bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları
    biraz zaman aldı ama sonunda başardılar. İkisi de her sabah otobüse
    bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında. Delikanlı arkadaşında kaldığı için
    o duraktan binmişti otobüse, kız ise ablasında.... Sırf birbirilerini
    görebilmek için, her sabah erkenden evlerinden çıkıp, şehrin öbür ucundaki o
    durağa, onların durağına geldiklerini, gülerek itiraf ettiler bir süre
    sonra...

    Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem de çok mutlu...
    Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki
    yürekleri ve elleri hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın sonunu zor getirdikleri
    günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir mimar olduklarında da hep
    mutluydular. Zaman aşımına uğrayan, alışkanlıklara yenik düşen, banka
    hesabında para kalmadığı için ya da tam tersine o hesabı daha da kabarık
    hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren sevgilerden değildi onlarınki...
    Günler günleri, yıllar yılları kovaladıkça sevgileri de büyüdü, büyüdü...
    Tek eksikleri çocuklarının olmamasıydı. Zorlu bir tedavi sürecine rağman
    çocuk sahibi olmayınca, 'bütün mutlulukların bizim olmasını beklemek,
    bencillik olur' diyerek devam ettiler hayatlarına. Çocuk yerine, sevgilerini
    büyüttüler... 'Senin için ölürüm' derdi kadın, sımsıkı sarılıp adama ve adam
    'Hayır, ben senin için ölürüm' diye yanıt verirdi hep...

    Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not görürdü kadın, 'Bir tanem,
    kütüphanenin ikinci rafına bak....' Kütüphanenin ikinci rafında başka bir
    not olurdu, 'Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok sevdiğimi sakın
    unutma' Mutfaktaki masadan, salondaki dolaba sevgi dolu notları okuya okuya
    koşturan kadın, sonunda kimi zaman bir demet çiçek, kimi zaman en sevdiği
    çikolatalar, kimi zaman da pahalı armağanlarla karşılaşırdı... Aldığı
    hediyenin ne olduğu önemli değildi zaten....

    Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne kadar yoğun olursa olsun hep
    birbirlerine ayıracak zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların
    ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar verdiler. Adam, hastaneden
    ayrıldı ve muayenehanesinde hasta kabul etmeye başladı. Kadın da mimarlık
    bürosunu kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı. Artık daha fazla
    beraber olabiliyorlardı. Bir gün sahilde dolaşırken, harap durumda bir ev
    gördü kadın, üzerinde 'satılık' levhası asılı olan. 'Ne dersin, bu evi
    alalım mı? ' dedi adama. 'Bu viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız.
    Projeyi kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan, martıları kahvaltıya davet
    edeceğimiz bir deniz evi yapalım burayı...' 'Sen istersin de ben hiç hayır
    diyebilirmiyim? ' diye yanıt verdi adam. 'Amerika'daki tıp kongresinden döner
    dönmez ararım emlakçıyı... Kaç para olursa olsun, burası bizimdir artık....'

    Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde, ayrılmaları zor oldu
    adam Amerika'ya giderken. Her gün, her saat konuştular telefonla. Gözyaşları
    içinde kucaklaştılar havaalanında. Fakat birkaç gün sonra, kocasında bir
    tuhaflık olduğunu fark etti kadın. Eskisi kadar mutlu görünmüyor,
    konuşmaktan kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için, sahildeki evi hatırlattı ve
    çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç beklemediği bir cevap aldı: 'Canım, o ev
    bizim bütçemizi aşıyor. Sen en iyisi o evi unut...'

    Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha da acı, daha da
    çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi bu beklenmedik misafiri. Derdini
    söylemesi için yalvardı adama, 'Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur
    anlat' diye dil döktü boş yere... Yıllardır sevdiği adam, duyarsız ve
    sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki. Ona ulaşmaya çalıştıkça, beton
    duvarlara çarpıyordu kadın, her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği...

    Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının birlikte geçtiği
    arkadaşına dert yanarken, 'Artık dayanamıyorum, sana söylemek zorundayım'
    diye sözünü kesti arkadaşı. 'O, seni aldatıyor. İş yerimin tam karşısındaki
    restoranda genç bir kadınla yemek yiyor her öğlen. Sonra sarmaş dolaş
    biniyorlar arabaya....'

    'Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları' diye bağırdı kadın. Onca
    yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla suçladı.... Ertesi gün, öğle vakti
    o restoranın hemen karşısında bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının
    sadece masal olduğunu anladı... Kocasının eskiden aynı hastanede çalıştığı
    genç çocuk doktorunu tanıdı hemen. Bazen evlerinde ağırladıkları kadına
    nasıl sarıldığını gördü adamın...

    Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen ağlayarak, bazen ona
    sımsıkı sarılıp bazen de yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi. İnkar
    etmedi adam. Zamanla duyguların değişebildiği, insanların orta yaşa
    geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir şeyler geveledi ağzında ve bavulunu
    alıp gitti evden. Kapıdan çıkarken, 'son bir kez kucaklamak isterim seni'
    diyecek oldu ama kadın, 'defol' dedi nefretle...

    İlk celsede boşandılar... Modern bir aşk hikayesinin böyle son bulmasına
    kimse inanamadı. Arkadaşlarının desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın.
    Adamın, sevgilisiyle birlikte Amerika'ya yerleştiğini öğrendi. Bazen yalnız
    kaldığında, onu hala sevdiğini hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın
    yerini, en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması için dua
    ediyordu.

    Aradan bir yıl geçti... Her şeyin ilacı olduğu söylenen zaman bile,
    kadının derdine çare olamamıştı. Bir sabah, ısrarla çalan zilin sesiyle
    uyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o kadını gördü. 'Sen, buraya ne yüzle
    geliyorsun' diye bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. 'Lütfen, içeri girmeme
    izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor.' dedi genç kadın. Kanepeye ilişti ve
    zor duyulan bir sesle konuşmaya başladı: 'Hiçbir şey göründüğü gibi değil
    aslında. Çok üzgünüm ama o bir saat önce öldü. Geçen yıl Amerika'daki kongre
    sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir senelik ömrü kaldığını. Buna
    dayanamayacağını, hep söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini
    biliyordu. Seni kendinden uzaklaştırmak için, benden sevgilisi rolünü
    oynamamı istedi. Ailesine de haber vermedi. Birlikte Amerika'ya
    yerleştiğimiz yalanını yaydı. Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının
    karşısında bir ev tutmuştu. Tedavi görüyor ve kurtulacağına inanıyordu ama
    olmadı. Gece fenalaşmış, bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. Sana bu
    kutuyu vermemi istedi...' Gözlerinden akan yaşları durduramayacağını
    biliyordu kadın. Hemen oracıkta ölmek istiyordu. Eline tutuşturulan kutuyu
    açmayı neden sonra akıl edebildi. İtinayla katlanmış bir sürü kağıt
    duruyordu kutuda. İlk kağıtta, 'Lütfen bütün notları sırayla oku bir tanem'
    diyordu... Sırayla okudu; 'Seni çok sevdim', 'Seni sevmekten hiç
    vazgeçmedim', 'Senin için ölürüm derdin hep, doğru söylediğini bilirdim.'
    'Fakat benim için ölmeni istemedim' 'Şimdi bana söz vermeni istiyorum.'
    'Benim için yaşayacaksın, anlaştık mı? ' son kağıdı eline alırken, kutuda bir
    anahtar olduğunu gördü kadın... Ve son kağıtta şunlar yazılıydı:

    'Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre yaptırdım. Kocaman terasta
    martılarla kahvaltı ederken, ben hep seni izliyor olacağım....'

Toplam 559 mesaj bulundu