İHANET BİR BEBEĞİN BAKIŞI KADAR MASUMDU SEVGİM BİR CEYLANIN GÖZLRİ KADAR GÜZEL UMUT VARDI İÇİMDE ASKA DAİR HEP BİR SEVGİ ARKAMA DÖNÜP BAKMAK İSTEMİYORUM İHANETİN CANIMI ACITIYOR YİNEDE SUSUYORUM SUSMALIYIM İÇİMDEKİ SENİ HAYKIRMAK İSTEMİYORUM HER SEFERİNDE İHANETİNİ GÖRMEK, ÇALINAN ZAMANIN ACISINI YASAMAK İSTEMİYORUM BİR HAİN GIBI VURDUN BENİ SIRTIMDAN VE BEN SENİN VURULACAGIN GUNU BEKLİCEM BİR CUKUR KAZDIM MASUM SEVGIMIN İHANETİNE AMA CUKURU KAPAMADIM SENINDE İHANETE UGRADIGIN GUNU BEKLICEM
şiirlerim:yüzlerce sevgim:sonsuz aşkım:ebedi kalbim:kırık sözlerim:özlem bebekliğimi hatırlayamam çocukluğumu yaşadım özlemlerle hiç bebeklerim olmadı mısırlar püskül verene kadar mısır koçanım benim nazlı bebeğim ağlardık nazlı bebeğimle beraber bebeğimin gözyaşları sütten benim ise kor ateş asi bir kız vardı işte o benim dostlarım yere düştüğümde dizlerim kanadığında her çocuk gibi koşup anama sığınmak isterdim saçımı okşalıcak gözyaşımı silecek anam nerde ah anam ahh sende isterdin yanımda olabilmek saçımı okşalayıp bağrına basıp ağlama kızım demek toprakları, otları okşalardın kızın yerine anam işlten güçten kızının uyduğunuda göremezdin bilirim anam gözyaşlarınla öpüp okşamalarını yokluğun göbeğinde asi kız yakalanmı imkansız aşka ismi olmayan aşkın peşinden milyonlarca gözyaşı dökmüş asi kız yüreğini:sevdiğine gözyaşını:içine hayellerini:şiirlerine seni:kalbine asi kızı:mezara gömdüm
son durak uyuya kalmışım, son durakta farklettim, bütün özlemlerimin iki durak önce indiğini sonra otobüsten inerken farkettim herseyin cok gec oldugunu ve son durakta oldugumu yürüyüp parktaki banka oturdugumda farkettim tek varlıgı olan yanlızlıgımı otobüste unuttugumu tesbihi cıkarıp salamaya basladıgımda farkettim sabrımın bile sabırsız oldugunu cakmagımı cıkarıp yakmak üzereyken farkettim sigaramın bile olmadığını
ama biliyomusun bitanem seni hiç unutmadıgımı farkettim ceketim iç cebindeki ağlamaklı gülü görünce ve sana dogru yürüdüğümde farkettim bir mezarlıkta oldugumu sensizliğimin tam ortasında oldugumu ve senin mezarını görünce farkettim neden burda olduğumu ve seni göremedğimde farkettim seni hiç bulamadığımı ve senin hiç olmadığını bitanem...
YAŞARKEN ÖLENLERDENİM.. Bir yaşayan var,bir ölen insan.. İşte ben yaşarken ölenlerdenim! Bir ağlayan var,bir gülen insan.. İşte ben ağlarken gülenlerdenim!
Bilirim ati dünden karanlık.. Ama yinede umut örenlerdenim! Kim demiş rüyalar ah gerçek olsa.. Ben her gece kabus görenlerdenim! !
seni sen olduğun için değil benim olduğum için seviyorum seni aşık olduğum için değil aşkın olduğum için özlüyorum yolunu bir gün gelirsin diye değil sensiz olduğum için gözlüyorum
bunlar bence pek önemli değil bensiz olduğunu bende biliyorum güzel gözlerim artık nemli değil... gözyaşımı kendim siliyorum... bunlar da pek önemli değil ben sende tükendim biliyorum
kalbim artık yerinde değil ben onu sende biliyorum? yaram çok da derinde değil kanımı elime siliyorum... kimse benim derdimde değil
kimse benim derdimde değil bunu artık bende biliyorum ama sevmek elimde değil! seni neden sevdim bilmiyorum inan sevmek elimde değil! ...
önce kendimi seviyorum...
' vazgeçtim vazgeçmekten... '
kime yazdığımı biliyorum kimin okuduğu umurumda bile değil! neden yazdığımı biliyorum nasıl okunduğu umrumda bile değil....
Sakla Gülüşünü
kaderimde vardı belkide senden ayrılmak ya da kaderimde yoktu senle yaşamak... kazanamadığım şeyleri bile kaybettim...bulmuştum seni kaybomamış olsan bile... tekrar bulamayacağım şeyleri de kaybettim... tekrar bulduğumdaysa tekrar kaybetme korkusu ile yüz yüze tedirgindim.. kaybetmeye mahkum olduğumu anladım hüriyetimi kaybettiğimde... oysa bulduğumda ne kaar sevinmiştim gökte ararken yerde bulduğum yıldızları kıskandıran ulaşılmaz güzelliğini... bil ki kaybedecek hiç bir şeyi olmayanlar kazandıklarında sevinmezler... seni kaybetmekten korkuyordum seni hiç kazanmadığımı anladım.. seni bir daha görememekten korkuyordum seni son defa gördüğümü anladım...ilk görüşte aşk son görüşte biter mi sanıyorsun! belki de belki bir gün tekrar bulabilirim umuduyla yaşamaktı sensiz yaşamak... ve sonu yine sensiz bir ölümdü sensiz yaşanan mutlulukların ve acıların... kaybetmekten o kadar canım yandı ki artık kazanmak istemiyorum.. oysa kaybedeceğim daha çok şey var.. bil ki bir şeyler kaybetmeden bir şeyler kazanmak imkansız...ne kazandığımı hep kaybettiğimde anladım...bilmiyorum.. belki de değerini bilemedim sahip olduğum değerlerin... ne kadar kolaydı ama kaybetmek kazanmak için o kadar çalışmamıza rağmen... şimdi kaybettiklerim kim bilir nerdedir? kim bulursa onun olsun o ulaşılmaz düşlerim... kim ağlarsa onun olsun o yitip giden gülüşlerim... ama sen sakla gülüşünü.. sen gülünce yüzünde güller açardı ve güzelliğini gören gözler ağlayarak kaçardı... sakla gülüşünü ve nereye sakladığını da unut kaybettiğim sevinçlerin ve mutlulukların hatrına... bana gülümsemediği ve hep ağlattığı için sen de gülümseme hayata... unutma seni unutmamak için kaldım hayatta... yoksa bir ölüm kaldı yaşamadığım şu dünyada.. hep yşadım çareli ve çaresiz.. seni sevdim seveli hepten çaresiz... ayrılıklar yaşadım süreli ya da süresiz.. seni gördüm göreli hepten süresiz... hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
Ölü Öldükten Sonra
sen gittin gideli her şey üstüme üstüme geliyor doğru yolu aramaktansa içimden yanlış yapmak geliyor belki de aşk buydu sana duyduğum hisleri ne ben başkasına ne de başkası bana duydu
inan bana bu dünyada ki hiç kimse sana layık değil sen hayatımda ilk ve son defa yaşadığım duygular yaşattın bana gerçek aşk ölümsüz değil ne yaşadığımı anlatamam sana
yalan da olsa aşk denen o ölümlülerin yaşadığı ölümsüz duyguyu gerçekten yaşattın bana ve sonra ben öldüm ne yaşadığımı anlatamadan sana...
Sevmeye Sebep
dalıp gidiyorum... bir düşüncedir aldı beni özlemeye karar versem sevmekte kararsızım seni kara diyorum yani vermnek mi almak mı? yoksa vere vere sonunda karasız kalmak mı? beni unutmayanlar belki seni hatırlar ilk kez senin için yazıldı bu satırlar dalıp gidiyorum bir düşüncedir aldı beni unutmaya kararlıyım sevmekte karasızım seni karar diyorum yani vermek mi almakı mı? yoksa vere vere son anda kararsız kalmak mı?
bil ki unutamayacağım için seveceğim seni bir gün unutursan da böyle hatırla beni aşkı unutmayanlar bil ki seni hatırlar bir tek senin için yazıldı bu satırlar sen olmasaydın seda yazamazdım yani sevmek için bir sebep vardır ya hani... ben unutamayacağım için seviyorum seni ama unutan unutmuş sen de unut gitsin beni bana vuran vurmuş sen vursan ne olur? ama sevdim seni... sen de gitme ne olur...
Sensiz Ölmek Kaldı
kendi halime bıraktılar beni deli gibi seviyorum diye seni bak ne hale koydu hayat beni yerime koymak istemem seni
yanıp söndüm küle döndün ben git beni bu halde görme sen yıkıldım harabeye döndüm ben biliyorum saraylara layıksın sen
öleceğimi söyleyemem sana bu kadar uzakken hayat bana uzaktan bakmak isterim sana bu kadar yakınken ölüm bana
yıllar götürürken beni benden bir şey kaldı mı sana senden? hayat koparırken seni benden sensiz ölmek kaldı bana senden
hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
Sönmez Yürek 2006
? ? ? bütün hayatımı sana etsem feda yaşamana değmez ki bu hayat seda gece oldu yine burda kesildi ses seda orda geceler sabaha kadar mı seda?
bu meçhul hayatım sana olsun feda ölmek için yaşamaya değmez seda bir gece vakti sana sensiz etsem veda kavuşamayanlar ayrılır mı ki seda?
bu meçhul hayat sana olsun feda bil ki senin için ölmeye değer seda gece oldu yine burda ne ses ne seda, her gece sabaha kadar mıdır seda?
bir gün unutmayı unutsan bile seni unutmayanlarla hatırla beni bil ki beni özlemediğini bile bile unutacak olsaydım sevmezdim seni
Gülüşün Senden Güzel
toz pembe hayaller kurarken şimdi karanlık bir gecede seni düşünüyorum bir gülüşüne ömrümü verirken şimdi karanlık bir gecede sana ağlıyorum
gülüşün kadar uzun ömürlü değilsin seni bana sevdiren sen değilsin seni bana sevdiren o gülen gözlerin tebessümünde olmasa sen bir hiçsin her şeyini kaybetsen bile gözlerin hep gülümsesin sen gülümsediğin sürece güzelsin hep ağlatsanda beni gözyaşıma inat yine gülümsemelisin gülünce ne kadar güzel olduğunu bilemezsin ne kadar güzel olsanda gülüşün kadar ulaşılmaz değilsin gözlerin hep gülmeli seni seven incitmeden sevmeli bütün çocuklar gülmeyi senden öğrenmeli ama hiç kimse senin gibi gülmemeli kimse uğrunda ölerek seni incitmemeli ölürken bile gözlerin gülmeli
azraile bile gülümsemelisin kim bilir belki onu da kendine aşık edersin!
beni ettiğin gibi...
Sevmek
çok sevdim ama hiç sevilmedim ben senin kadar sevilmedim hep aldandım ama hiç aldatmadım kendimden başkasını aldatmadım
Kilit
' kime açsam bu derdimi adına aşk diyorlar kime söylesem adını ONU UNUT diyorlar... '
bir uyku ki sorma gitsin balıklama dalarım düşlere yorgan yok ki kavga bitsin somurtkan bakarım gülüşlere
bir düş ki yorma gitsin kimse inanmaz gördüğüme uyanamam ki güzel bitsin döner uykularım kördüğüme
bir hata ki sorma gitsin pişman oldum kendime geldiğime ARTIK BENİ UNUTALIM GİTSİN sensiz nokta koydum geleceğime
bir aşk ki sorma gitsin senden çok alıştım sensizliğime yüreğimde aşka kilitsin... açmaya çalışıyorum sensizliğime
hep böyle kal! ... seni unutmak değil hep böyle hatırlamak istiyorum sen beni unutsanda ben seni unutmadan sevmek istiyorum
ben seviyorken seni UNUTMAMAYA YEMİNLİ sen unutuyorsun beni! SEVMEMEYE YEMİNLİ
hoşçakal! ...
sen de biliyorsun ki gerçekleşme ihtimali olmayan bir ihtimal senle aşkımız dostluktan öte sevgiye gidemeyecek arkadaşlığımız...
hoşçakal hoşçakal diyemediğim! ...
bir yıl sonra bende benden ve senden hiç bir eser kalmayacak...
HOŞÇAKAL...
Güzellerden Güzel Bir Güzele
gençliğin nerde senin güselliğini al da gel bana yeniden doğarsan bir çocuk gibi masum o zaman gel de bana... aramızda dağlar yok aramızda sıra dağlar yok aramızda beş yaş fark var gençliğin nerde güzelim kaça sattın o diri göğüslerini nerde harcadın o paha biçilmez servetini kimden almıştın o güzel gözlerini şimdi kim aldı gitti senden ulaşılmaz denilen o güzelliğini?
Devran
yorgun uykusunda bir terörist biraz önce uyumuş arkadaşı biraz ilerde
ondan önce vurulmuş silahı yok elinde artık kaçmakdan yorulmuş bir arkadaşı cezaevinde bugün son isteği sorulmuş keder var yaşlı gözlerinde bugün asılan amca oğluymuş karısı kan ağlıyor viran şehrinde bugün yetim bir bebe doğurmuş anası ağıt yakıyor bir dağ köyünde kardeşi ' abim nerde! diye soruyormuş
yorgun uykusunda bir militan biraz önce uyumuş arkadaşı az ilerde o, ondan önce vurulmuş...
Son Defa
yaşamayı denedim ölmeyi hiç denemedim sensizken o ölümsüz acıları yenmedim yorgun kalbim dünden beri ondan kırık boynumda ip boğazımda bir hıçkırık ölmeyi denedim ama hayatı yenemedim korkularımla yüzleşmeyi hiç denemedim sensizim o günden beri kalbim kırık boynumda ip boğazımda bir hıçıkırık
bir şans tanı bana öldürmek istersen beni bir şans verdim işte sana vur gözlerinle beni
son günlerde kafam büsbütün karıştı çünkü işini bilmeyen herkes işime karıştı bir gün bir kitap alır okursun belki beni ama bil ki hiç bir kitap anlatamaz seni bir gün olsun... ansızın karşıma çık... istersen o gün tut kafama kurşun sık sadece göreyim seni istersen bakma bana vur git sonra bakmaya doyamadan sana!
bunu çok görme bana son defa göreyim seni kör olup geleyim sana görmek istersen beni! ...
Kemikli Eller
kaç sigara bu kemikli ellerde küle dönmüştür kaçaktır bir kaçı vaktinden önce sönmüştür
bu eller ömür boyu boy boy mezarlar kazmıştır ve dizeler boyu ölüm kalım şiirleri yazmıştır
ele avuca sığmazlar verince halkla el ele... dolaşırken esrar dolu cigara elden ele..
kenetlenir bir birbirine birden bire beş parmak bilek gibi bilek ister onları birbirinden koparmak
el ayak çekildikten sonra bir el tatikte bekler uyurken el kadar çocuklar ve çam beşikte bebekler
evlat hakkını elde etmek için el açarsa el oğluna! ... baba hakkını helal etmez öz oğluna...
kemikli ellere düşer zulmun açtığı yaraları sarmak.. yenilmişliğin zaferine işaret ederse iki parmak! ...
İnsanlara Hasretim
çeperi kanlı bir kurşunun gölgesindeyim kör bir kurşun gibi asidir nefretim ben başı dumanlı dağların bestesiyim şimdi biliyor musun nerdeyim? ... uyuklayan bir çakalın inindeyim korkmuyorum, korkma kendimde değilim azrailin kucağında ölümün pençesindeyim yaşıyorum korkma, ama yaralı gibiyim ıssız bir eylül sabahının gecesindeyim çakal açtır birazdan kalkar doğrulur dostum yok ki elinden tuta gideyim kimbilir, belkide karnını benimle doyurur bizi bizden ayıran o ince çizgideyim duyarsan bir gün öldüğümü bil ki o çakalın midesindeyim duyarsan bir gün bu dağlardan göçtüğümü bil ki kanlar içerinde cesedim daha soracak olursan böyledir ahvalim bildiğin gibi İNSANLARA HASRETİM!
seni sen olduğun için değil benim olduğum için seviyorum seni aşık olduğum için değil aşkın olduğum için özlüyorum yolunu bir gün gelirsin diye değil sensiz olduğum için gözlüyorum
bunlar bence pek önemli değil bensiz olduğunu bende biliyorum güzel gözlerim artık nemli değil... gözyaşımı kendim siliyorum... bunlar da pek önemli değil ben sende tükendim biliyorum
kalbim artık yerinde değil ben onu sende biliyorum? yaram çok da derinde değil kanımı elime siliyorum... kimse benim derdimde değil
kimse benim derdimde değil bunu artık bende biliyorum ama sevmek elimde değil! seni neden sevdim bilmiyorum inan sevmek elimde değil! ...
önce kendimi seviyorum...
Sönmez Yürek 2007 Veda Mektubu
' vazgeçtim vazgeçmekten... '
kime yazdığımı biliyorum kimin okuduğu umurumda bile değil! neden yazdığımı biliyorum nasıl okunduğu umrumda bile değil....
Sakla Gülüşünü
kaderimde vardı belkide senden ayrılmak ya da kaderimde yoktu senle yaşamak... kazanamadığım şeyleri bile kaybettim...bulmuştum seni kaybomamış olsan bile... tekrar bulamayacağım şeyleri de kaybettim... tekrar bulduğumdaysa tekrar kaybetme korkusu ile yüz yüze tedirgindim.. kaybetmeye mahkum olduğumu anladım hüriyetimi kaybettiğimde... oysa bulduğumda ne kaar sevinmiştim gökte ararken yerde bulduğum yıldızları kıskandıran ulaşılmaz güzelliğini... bil ki kaybedecek hiç bir şeyi olmayanlar kazandıklarında sevinmezler... seni kaybetmekten korkuyordum seni hiç kazanmadığımı anladım.. seni bir daha görememekten korkuyordum seni son defa gördüğümü anladım...ilk görüşte aşk son görüşte biter mi sanıyorsun! belki de belki bir gün tekrar bulabilirim umuduyla yaşamaktı sensiz yaşamak... ve sonu yine sensiz bir ölümdü sensiz yaşanan mutlulukların ve acıların... kaybetmekten o kadar canım yandı ki artık kazanmak istemiyorum.. oysa kaybedeceğim daha çok şey var.. bil ki bir şeyler kaybetmeden bir şeyler kazanmak imkansız...ne kazandığımı hep kaybettiğimde anladım...bilmiyorum.. belki de değerini bilemedim sahip olduğum değerlerin... ne kadar kolaydı ama kaybetmek kazanmak için o kadar çalışmamıza rağmen... şimdi kaybettiklerim kim bilir nerdedir? kim bulursa onun olsun o ulaşılmaz düşlerim... kim ağlarsa onun olsun o yitip giden gülüşlerim... ama sen sakla gülüşünü.. sen gülünce yüzünde güller açardı ve güzelliğini gören gözler ağlayarak kaçardı... sakla gülüşünü ve nereye sakladığını da unut kaybettiğim sevinçlerin ve mutlulukların hatrına... bana gülümsemediği ve hep ağlattığı için sen de gülümseme hayata... unutma seni unutmamak için kaldım hayatta... yoksa bir ölüm kaldı yaşamadığım şu dünyada.. hep yşadım çareli ve çaresiz.. seni sevdim seveli hepten çaresiz... ayrılıklar yaşadım süreli ya da süresiz.. seni gördüm göreli hepten süresiz... hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
sen gittin gideli her şey üstüme üstüme geliyor doğru yolu aramaktansa içimden yanlış yapmak geliyor belki de aşk buydu sana duyduğum hisleri ne ben başkasına ne de başkası bana duydu
inan bana bu dünyada ki hiç kimse sana layık değil sen hayatımda ilk ve son defa yaşadığım duygular yaşattın bana gerçek aşk ölümsüz değil ne yaşadığımı anlatamam sana
yalan da olsa aşk denen o ölümlülerin yaşadığı ölümsüz duyguyu gerçekten yaşattın bana ve sonra ben öldüm ne yaşadığımı anlatamadan sana...
Sevmeye Sebep
dalıp gidiyorum... bir düşüncedir aldı beni özlemeye karar versem sevmekte kararsızım seni kara diyorum yani vermnek mi almak mı? yoksa vere vere sonunda karasız kalmak mı? beni unutmayanlar belki seni hatırlar ilk kez senin için yazıldı bu satırlar dalıp gidiyorum bir düşüncedir aldı beni unutmaya kararlıyım sevmekte karasızım seni karar diyorum yani vermek mi almakı mı? yoksa vere vere son anda kararsız kalmak mı?
bil ki unutamayacağım için seveceğim seni bir gün unutursan da böyle hatırla beni aşkı unutmayanlar bil ki seni hatırlar bir tek senin için yazıldı bu satırlar sen olmasaydın seda yazamazdım yani sevmek için bir sebep vardır ya hani... ben unutamayacağım için seviyorum seni ama unutan unutmuş sen de unut gitsin beni bana vuran vurmuş sen vursan ne olur? ama sevdim seni... sen de gitme ne olur...
Sensiz Ölmek Kaldı
kendi halime bıraktılar beni deli gibi seviyorum diye seni bak ne hale koydu hayat beni yerime koymak istemem seni
yanıp söndüm küle döndün ben git beni bu halde görme sen yıkıldım harabeye döndüm ben biliyorum saraylara layıksın sen
öleceğimi söyleyemem sana bu kadar uzakken hayat bana uzaktan bakmak isterim sana bu kadar yakınken ölüm bana
yıllar götürürken beni benden bir şey kaldı mı sana senden? hayat koparırken seni benden sensiz ölmek kaldı bana senden
hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
bütün hayatımı sana etsem feda yaşamana değmez ki bu hayat seda gece oldu yine burda kesildi ses seda orda geceler sabaha kadar mı seda?
bu meçhul hayatım sana olsun feda ölmek için yaşamaya değmez seda bir gece vakti sana sensiz etsem veda kavuşamayanlar ayrılır mı ki seda?
bu meçhul hayat sana olsun feda bil ki senin için ölmeye değer seda gece oldu yine burda ne ses ne seda, her gece sabaha kadar mıdır seda?
bir gün unutmayı unutsan bile seni unutmayanlarla hatırla beni bil ki beni özlemediğini bile bile unutacak olsaydım sevmezdim seni
Gülüşün Senden Güzel
toz pembe hayaller kurarken şimdi karanlık bir gecede seni düşünüyorum bir gülüşüne ömrümü verirken şimdi karanlık bir gecede sana ağlıyorum
gülüşün kadar uzun ömürlü değilsin seni bana sevdiren sen değilsin seni bana sevdiren o gülen gözlerin tebessümünde olmasa sen bir hiçsin her şeyini kaybetsen bile gözlerin hep gülümsesin sen gülümsediğin sürece güzelsin hep ağlatsanda beni gözyaşıma inat yine gülümsemelisin gülünce ne kadar güzel olduğunu bilemezsin ne kadar güzel olsanda gülüşün kadar ulaşılmaz değilsin gözlerin hep gülmeli seni seven incitmeden sevmeli bütün çocuklar gülmeyi senden öğrenmeli ama hiç kimse senin gibi gülmemeli kimse uğrunda ölerek seni incitmemeli ölürken bile gözlerin gülmeli
azraile bile gülümsemelisin kim bilir belki onu da kendine aşık edersin!
beni ettiğin gibi...
Sevmek
çok sevdim ama hiç sevilmedim ben senin kadar sevilmedim hep aldandım ama hiç aldatmadım kendimden başkasını aldatmadım
Kilit
' kime açsam bu derdimi adına aşk diyorlar kime söylesem adını ONU UNUT diyorlar... '
bir uyku ki sorma gitsin balıklama dalarım düşlere yorgan yok ki kavga bitsin somurtkan bakarım gülüşlere
bir düş ki yorma gitsin kimse inanmaz gördüğüme uyanamam ki güzel bitsin döner uykularım kördüğüme
bir hata ki sorma gitsin pişman oldum kendime geldiğime ARTIK BENİ UNUTALIM GİTSİN sensiz nokta koydum geleceğime
bir aşk ki sorma gitsin senden çok alıştım sensizliğime yüreğimde aşka kilitsin... açmaya çalışıyorum sensizliğime
hep böyle kal! ... seni unutmak değil hep böyle hatırlamak istiyorum sen beni unutsanda ben seni unutmadan sevmek istiyorum
ben seviyorken seni UNUTMAMAYA YEMİNLİ sen unutuyorsun beni! SEVMEMEYE YEMİNLİ
hoşçakal! ...
sen de biliyorsun ki gerçekleşme ihtimali olmayan bir ihtimal senle aşkımız dostluktan öte sevgiye gidemeyecek arkadaşlığımız...
hoşçakal hoşçakal diyemediğim! ...
bir yıl sonra bende benden ve senden hiç bir eser kalmayacak...
HOŞÇAKAL...
Güzellerden Güzel Bir Güzele
gençliğin nerde senin güselliğini al da gel bana yeniden doğarsan bir çocuk gibi masum o zaman gel de bana... aramızda dağlar yok aramızda sıra dağlar yok aramızda beş yaş fark var gençliğin nerde güzelim kaça sattın o diri göğüslerini nerde harcadın o paha biçilmez servetini kimden almıştın o güzel gözlerini şimdi kim aldı gitti senden ulaşılmaz denilen o güzelliğini?
Devran
yorgun uykusunda bir terörist biraz önce uyumuş arkadaşı biraz ilerde
ondan önce vurulmuş silahı yok elinde artık kaçmakdan yorulmuş bir arkadaşı cezaevinde bugün son isteği sorulmuş keder var yaşlı gözlerinde bugün asılan amca oğluymuş karısı kan ağlıyor viran şehrinde bugün yetim bir bebe doğurmuş anası ağıt yakıyor bir dağ köyünde kardeşi ' abim nerde! diye soruyormuş
yorgun uykusunda bir militan biraz önce uyumuş arkadaşı az ilerde o, ondan önce vurulmuş...
Son Defa
yaşamayı denedim ölmeyi hiç denemedim sensizken o ölümsüz acıları yenmedim yorgun kalbim dünden beri ondan kırık boynumda ip boğazımda bir hıçkırık ölmeyi denedim ama hayatı yenemedim korkularımla yüzleşmeyi hiç denemedim sensizim o günden beri kalbim kırık boynumda ip boğazımda bir hıçıkırık
bir şans tanı bana öldürmek istersen beni bir şans verdim işte sana vur gözlerinle beni
son günlerde kafam büsbütün karıştı çünkü işini bilmeyen herkes işime karıştı bir gün bir kitap alır okursun belki beni ama bil ki hiç bir kitap anlatamaz seni bir gün olsun... ansızın karşıma çık... istersen o gün tut kafama kurşun sık sadece göreyim seni istersen bakma bana vur git sonra bakmaya doyamadan sana!
bunu çok görme bana son defa göreyim seni kör olup geleyim sana görmek istersen beni! ...
Kemikli Eller
kaç sigara bu kemikli ellerde küle dönmüştür kaçaktır bir kaçı vaktinden önce sönmüştür
bu eller ömür boyu boy boy mezarlar kazmıştır ve dizeler boyu ölüm kalım şiirleri yazmıştır
ele avuca sığmazlar verince halkla el ele... dolaşırken esrar dolu cigara elden ele..
kenetlenir bir birbirine birden bire beş parmak bilek gibi bilek ister onları birbirinden koparmak
el ayak çekildikten sonra bir el tatikte bekler uyurken el kadar çocuklar ve çam beşikte bebekler
evlat hakkını elde etmek için el açarsa el oğluna! ... baba hakkını helal etmez öz oğluna...
kemikli ellere düşer zulmun açtığı yaraları sarmak.. yenilmişliğin zaferine işaret ederse iki parmak! ...
İnsanlara Hasretim
çeperi kanlı bir kurşunun gölgesindeyim kör bir kurşun gibi asidir nefretim ben başı dumanlı dağların bestesiyim şimdi biliyor musun nerdeyim? ... uyuklayan bir çakalın inindeyim korkmuyorum, korkma kendimde değilim azrailin kucağında ölümün pençesindeyim yaşıyorum korkma, ama yaralı gibiyim ıssız bir eylül sabahının gecesindeyim çakal açtır birazdan kalkar doğrulur dostum yok ki elinden tuta gideyim kimbilir, belkide karnını benimle doyurur bizi bizden ayıran o ince çizgideyim duyarsan bir gün öldüğümü bil ki o çakalın midesindeyim duyarsan bir gün bu dağlardan göçtüğümü bil ki kanlar içerinde cesedim daha soracak olursan böyledir ahvalim bildiğin gibi İNSANLARA HASRETİM!
hakkıımda hiç bir şey bilmeyen insanların hakkımda söyledikleri hakkında söyleyeceğim tek bir şey var: hakkımda hiç bir şey bilmeyen insanların hakkımda ne düşündüğü umrumda bile değil....
Sana Bir Şiir Yazzam Beni Anlarmısın? Sana bir şiir yazsam beni anlar mısın?
Sana bir şiir yazsam beni anlar mısın? Yazdığım her kelimede benden bir parça olsa Her satırında bir anı koksa Ve kelime aralarına sıkıştırdığım özlem seni bulsa Onu alır da sinende saklar mısın?
Sana bir şiir yazsam beni duyar mısın? Seslensem kaf dağının ardından Masal olsam bir satırında yani ve Bir sonrakinde küçük bir öykü gibi sokulsam Ruyalarına girecek bir çiçek olsam bir satırında Bir satırında zümrüd-ü anka olsam kanatlansam Uçsam da gelsem bir satırında yanına Ve girsem bir satırında koynuna O satırdan hemen sonra beni Sıcağınla sarar mısın?
Sana bir şiir yazsam bana bakar mısın? Bakar da o kaf dağının ardındaki beni görür müsün? Gördüğün yüzde bir damla acı görecek olsan O acıyla sende benim için ve benim gibi üzülür müsün?
Acıyı görmek mi istiyorsun? Gözlerime bak! Dudaklarımda söyleyemediğim sana ait duyguları, Bana her fırsatta bıraktığın yokluğunun acısını fark edeceksin. O zaman anlayacaksın acının sende ne kadar masum durduğunu.
Ayrı yetişmiş güllerin birbirine hasreti gibi, Umutla kurudum sensiz. Ve sen hiç gözlerime bakıp beni sevdiğini söyleyemedin. Oysa sırf bu kelime için kurduğum hayallerdi beni hayatta tutan Bir boşluktan içeri girdim her gece, Senli düşlerden sensiz karanlıklara süzülür gibi.
Ellerin nasıldı? Küçük müydüler? ve parmakların ince uzun mu? Parmaklarını parmaklarımın arasında hissedip, Seninle sahil boyu denizi hiç fark etmeden bir birimize bakıp yürüyemedik. Gözlerinin yeşilinde geleceğe dair hayaller kuramadan, sadece umut ettim gözlerini görebilmeyi. Ve o gözlerinde ki ışıltıyla karanlık gecelerime yol göstermeni istedim.
Acıyı görmek mi istiyorsun. Gözlerime bak! Ve yaşanmamış boşa geçen anların hüzünlü şiir'ini oku, Kirpiklerinden sıyrılıp yanaklarına düşen dizelerimde.
Bensiz yattığın o yataklarda benli hayaller kurma artık. Sabahlara merhaba derken beni seven bir şair var deyip gurur duy sadece. Ve hiç bilme o şairin senin için her gün defalarca öldüğünü. Ve bil ki insan sevdiğiyle beraber olacak mahşerde. Tek avuntum bu şimdilik.
Dünyada olamadığım anları mahşere bıraktım ben, Ben seni bu dünyalık mı sevdim sandın? Ölüm'müş,terk edilişmiş umurumda değil,gelme istersen. Nasılsa bir gün hayat biletimi kestiğinde, Kavuşma vakti olacak benim için ölüm. Dudaklarımda ki acı tat? Yoksa acı bir tebessüm mü olacak sana ulaşmayı beklemek? Ne yazık hiç bilemeyeceğim.
Acıyı görmek mi istiyorsun? Gözlerime bak! Sen uzakta çok uzakta Bensiz bir yaşamın anlamsız günlerini yaşamaktasın, Benim gibi.
Seni seviyorum, Gerçeğin ta kendisi bu iki kelime, Sırf dudaklardan çıkması istenen değil de İçimde taa içimde senin için atan bir kalbin feryadı, Haykırışı bu sevdiğim. Sana ulaşamasam da, Biliyorum ki zavallı kalbim Sana ait her şeyi saklıyor en gizli yerlerinde Kanlı ve uykusuz gözyaşlarımın Her gece aynalardan süzülmesi gibi acı veriyor uzaklarda oluşun.
Biliyorum beni sevdiğini Acıyı tattığını da benden uzaklarda Ama hiç bana sana ait bir şeyi vermedin? Acı tek taraflı olsaydı, Ne yürek dayanırdı ne yaşamın bir anlamı olurdu. Ama yokluk kötü sevdiğim. Bir beden olmak isteyen yüreklerde ayrı ayrı yaşamak kötü.
Sana her fırsatta koşmak isterken beni durdurmaların, Yüzüne hasret kaldığım günlerde Beni ısrarla kırışlarını hiç anlamış değilim. Eminim yine okuyunca bu şiirimi büzeceksin dudaklarını Ve eminim ağlayacaksın. Ağlamak seni ben yapar sevdiğim Ve beni sen yapanda içimde senin için yanan bir kalple yaşamak. Her gün Üsküdar’da oturup kendimi dinlerim Oysa konuşan sendin hep benimle, Ne martıların vapurlara takılışı, Ne işportacıların bağırışıydı fark ettiğim. Ben denizi seyrederken gözlerinde boğulmayı sevdim. Yosun tuttu gözyaşlarım sensizliğin dalgalarında. Gözlerim ve ben her Üsküdar’a inişimizde Bir gün seninle bir bankta oturup Sadece ve sadece hiç konuşmadan gözlerine bakmak istedik.
Kaç zamandır bir hüzün dolaşıyor odamda. Duvarlar bir şeyler söylüyor sanki Adım adım yok oluşumu izliyorum Her batan güneşin karanlığı getirmesiyle. Sabahlara kadar uykusuz gözlerimle uzaklara, karanlıklara bakıyorum mütemediyen Kayan her yıldızda tek bir şey diliyorum? Ve Senin için yalvardığım namazlarda secdeye kapanıp Rabbime ettiğim dualarım, Tuttuğum dilekle aynı olması ve sonra umudumu yitirmeden Rabbimin bir bildiği var deyip Kabul olmadığında dualarımın Tekrar tekrar yalvarmalarım.
Seni okyanusların diplerinde Bir midyenin içinde ki İnciyi görme ihtimalimin olmadığı gibi kabul ettim aşkım Ve seni hiç ulaşılamayacak dağların zirvesinde Koklayamayacağım bir çiçek olduğunu fark ettiğimde Tek bir şey düşündüm?
Dokunamadan tenine, Öpemeden öpülesi dudaklarını mahşere erteledim vuslatı. Ben o kargaşada ne yaparım bilmem ama İnsan mahşerde sevdiğiyle beraberdir derler Seni seviyorum meleğim.
Acımasız olan ne sensin ne de ben, Bize gümüş tepsiyle sunulan hüzünlü bir hayat sadece Ve kabul etmesi zor olan bu ayrılıklara katlanmak sanırım. İnsan yaşamın değerini Yüzü ve kalbi güldüğünde anlıyor Anlıyor ki ölüm sadece toprağa girmek değil Ve nefesi kesilene kadar yaşadığı her şeyin Gözlerinin önünden geçmesi değil. Ölüm sensizliğin sadece yaşarken verilen cezası sevdiğim.
Seni bulduğumda sevgi anlam kazandı Her anımsadığımda yaşamamım oldu gülüşlerin Hiç tükenmedi içimde senin için yanan ateş Ve ben o ateşle yanmayı, Sırf seni sevmek olduğu için İnan bana çok sevdim.
Oysa Eğer yanımda olsaydın Yaşama daha bir sıkı sarılacaktım.. Şimdi ölüm ne anlam taşıyor? Yaşamak ne anlam? Hiç anlayamayacağım Sensiz bedenim toprağa girmedikçe buda sana yazılmış şiirlerrin en güzelilidir benim yüreğimde
Sevmeyi Unutalı Asırlar Oldu... Tekrar Denemeye Kalkma Ey Gönül... Dur Yine Aldanırsın... Yine Harap Olursun... Hani Kendine Bir Sözün Vardı.... Bundan Sonra Kimse İçin Kendini Mahvetmeyecektin.... Ama Yine Olmadı Beceremedin Değilmi.... Birine Kapılmaya Başladın...bile....! ! !
Gelmeyeceğini bilerek beklerken çocukluğumu düşündüm. Ayakkabısız bayram sabahlarını ayakkabım olmasa da bayramı nasıl beklediğimi sevinçlerle hüzünlerin aslında kardeş olduğunu çok küçükken öğrendim. Kaybederken kazanmasını da senin yokluğunda seni yaşarken belki de hiçbir zaman hissedemeyeceğimi duyguların içinde mutlu olduğumu da görüyorum. Göz yaşlarımın her tanesinde midye kabuğundan çıkmış incileri görüyorum. Gururlanıyorum kendimle. Ayrılıktan zaferle çıkmak buna denir işte. Hasretin acısından gurur kolyesi yapmak budur işte. “Sevda zor gelmez” diyorlar zora gelmeyen sevdanın adını değiştirsinler. Ben zoru seçtim. Kolay olan senin karşında diz çökmekti. Kolay olan aşkın kolyesi olmaktı. Ben ayrılığın hükümdarı olmayı seçtim. Her şeyi verdim diye gururumu da veremezdim ya… Kapanmayan yaralar içinde var bu dünya! Senin yaşadığın şehirde bende yaşıyorum. Gelmeyeceğini bile bile beklemek yormuyor beni. Nasılsa zaman sen olsan da geçiyor olmasan da gidenin yeri dolmasa da güneş yeniden doğuyor. Senden sakladığım dirençli yanımı sergiliyorum şimdi. Bitmiş aşklar sokağında geziye çıkarken ayak izlerimi takip ediyorum. Aşk, sen varken de güzeldi yokluğun da güzel. Ben ayakkabısız çocukluktan hazineler çıkarmış adamım. Ben yalınayak geçen yazların, cam kırıklarıyla en harika tatilleri yapmış çocuğum.Hiç oyuncağım olmadı… O yüzden, bende hiç kimsenin oyuncağı olmadım olmayacağım...
Kadın her sabah olduğu gibi o günde beyaz değnegi ve el yordamı ile otobüse binmisti. Soför:-Soldan üçüncü sira bos hanimefendi, dedi.Kadın 32 yaşında güzel bir bayandı ve eşi oldukça yakışıklı bir kara subayı idi. Bundan bir kaç ay önce yanlış bir teşhis sonucu gerçekleştirilen ameliyatla gözlerini kaybetmisti genç kadın ve asla göremeyecekti.Kocası ameliyattan sonra aci gerçegi ögrenince yıkılmış ve kendi kendine bir söz vermisti. Asla karısını yalnız
bırakmayacak,ona sonuna kadar destek olacak, kendi ayakları üzerinde durana kadar cesaret verecekti.Günler geçiyordu. Kadin her geçen gün kendini daha kötü hissediyor,çok sevdigi kocasina yük oldugunu düşünüyordu.Eşinin bu içine kapanık, karamsar hali kocayı çok
üzüyordu.Bir an önce bir seyler yapmasi gerekiyordu, karısı günden
güne kendi içine kapanık dünyasında kayboluyordu.Bütün gün düşündü
koca, nasıl yardım edebilirim güzeller güzeli eşime diye.Birden aklına eşinin eski işi geldi. Geri dönmesini isteyecekti.Ama bunu ona nasıl söyleyecekti, çünkü artık çok kırılgan
ve neşesizdi.Bütün cesaretini toplayarak akşam karısına konuyu açti. Karısı dehşetle gözlerini açtı; -Ben bunu nasıl yaparım ben körüm, diye bağırdı.Kocası onadestek olacağını, her sabah kendisinin işe bırakacağını ve akşamları da iş çıkışında alacağını ve ona çok güvendiğini söyledi. Çünkü eşini tanıyordu ve bunu başarabileceğini biliyordu.Kadın büyük
bir umutsuzlukla kabul etti çünkü eşini çok seviyordu ve onu kırmak istemiyordu.Her sabah eşini isine bırakıyor ve akşamları da alıyordu fedakar koca.Günler böyle ilerledi, karısı eskisinden biraz daha iyiydi. Fakat kocasi daha fazlasini istiyordu, kendisine söz
vermişti sonuna kadar gidecekti.Aksam karısına: - Artik işe kendin gidip gelmelisin,
dedi.Kadın şaşırmıştı. Bunu asla yapamayacağını söyledi. Kocası ısrar edince onu yine kıramadı ve bütün cesaretini topladi. Bunu kendisi de istiyordu ama o kadar güveni yoktu. Sabahları kadın artık otobüs durağına kendisi gidiyor, otobüsüne biniyor ve otobüsten inerek
işine gidebiliyordu.Günler günleri kovaladi, hiç bir problem yoktu. Yine bir gün otobüse binerken,şoför: -Sizi kıskanıyorum, Hanımefendi dedi.Kadın kendisine söylenip söylenmedigini anlayamadan, neden diye sordu.Soför: -Çünkü her sabah sizin arkanızdan bir kara
subayı genç adam otobüse biniyor ve bütün yol boyunca sevgi ile size
bakıyor, otobüsten indikten sonra yeşil ışıkta yolun karşısına geçmenizi bekliyor siz binaya
girdikten sonra arkanızdan öpücük yollayıp size her gün sevgiyle el
sallıyor, dedi.
HERKESIN BU KADAR SEVMESI VE SEVILMESI, HEPSINDEN DE ÖNEMLISI BÖYLE BIR SEVGIYI HAK EDECEK İNSANI BULMASI DILEGIYLE....
artık geceleri yaşar oldum sayende hani demiştin ya tek bir damlana kıyamam... hani sevmiştin ya acıtmıycak şekilde benim kanayan yaralarımın tek kanatanı oldun... bilmem ihanet edermisin sevgimize bilmem kıyarmısın kalbimdeki saflığıma sevgi istedin aşkı serdim ayaklarına çocuk kalbimin inadına ama sen duymadın ufak tefek ve çılgınca çığlıklarımı duymadın çünkü beni bir zaman dinlemedin bana korkak yürekler değil cesaret dolu sevdalar lazım Senden vazgeçiyorum Yolun açık olsun... Güneşin sofrasında umarım yanmazsın... :)))
Adın kalp mi her neyse Yeter artık DUR. Atma... Taşıyamıyorum ritmini, sığmıyorsun göğsüme anlasana. Git bu bedenden Ben yorgunum. Bırak uyuyayım biraz...
Yordu beni olur olmaz atışların. Hep büyüktün, hep kocamandın Hiç durmadan birilerini aldın içine Bana hiç sormadın
Tek yaptığın Değişken ritimlerle atmak oldu
Senin sesini dinliyorum görmüyor musun? Evet! Kalp misin nesin... Seni dinliyorum.
Heyyy sen Acı verme bana
Sen de mi dar geliyorsun sol yanıma yoksa?
Onun için miydi beni boğmaların...
Hadi
Var git yoluna
Git ki sensiz nasıl yaşanır öğreneyim, Git ki yarım bıraktığım mutluluk oyununa kaldığım yerden, bu kez sen olmadan devam edeyim...
Bir gün masal âlemindeydim bir gün korkunç bir kâbusun içine girdim. Beni bana sormaya sözcük yok. Hepsini tükettim. Sildim buruşturup çöpe attım bir daha da bulamadım. Kaçmak istemiyorum pes etmek yok direnmek istiyorum hayata bağlanabileceğim ne kadar ince çizgi varsa hepsine tutunmak istiyorum ama o sağlam güç yokken yapamıyorum. Sıfır noktasına gelmek istemiyorum. Çok sevdiğim, çok sevildiğimi bildiğim kişilerin GİT ARTIK demesi değil bu hikâyenin sonu… Hayır, bu olmamalı. Ben gidemem ki o yürekten. Bir kar tanesi bir yağmur damlası olur yağarım şehrine. Toz olur düşerim omuzlarına. Saçlarında aklanırım belki. Yürüdüğü yollarda yürürüm kim bilir… Ama ben ondan gitmem… GİDEMEM.
Her şey karma karışık. Belki de ben karamsarım. Aydınlığı beğenmeyip karanlıktan korkan ben her şeyin sebebiyim. Göz pınarlarından süzülen yaş olmak isterken sıktığın yumruğun kenetlenen dişlerinin sorumlusu BEN… Koskoca evrende önüne sunulan değerleri görmeyen acı çektiğini sanıp acı nedir bilmeyen ben bencilim. Ama verdiğim sözü unutmadım MÜKEMMELİM, HARİKAYIM, KENDİMİ SEVİYORUM bunlar silinmedi lügatimden. Asla silinmeyecek. Sen de öyle. Kocaman uçsuz bucaksız denizlere yelken açan SEN, sen gitmedin benden. Bitmedin bende. Demir attığın her limanda umut karşılayacak seni. Dokunacak omzuna benim yerime, yapma be kaptan diyecek. Döndür rotanı masmavi sulara, gitme bitirme seni bekleyen buruk yürekleri diyecek. Ve ben biliyorum ki o kaptan asla rotasını şaşırmayacak. Kocaman bir dalga kadar büyük yüreğine daha çok dalgalar ekecek. Durgun denizlerde yol alırken daha çok dalacak gözü enginlere. Gelecek gittiği yerden.
Yazımı kışa çevirdin Bak gözümde yaşa Leylam Viran oldu evim yurdum Ne söylesem boşa Leylam Mevlam ayrılık vermesin Gökte uçan kuşa Leylam Aşkınla yaktın sinemi Aldın gittin benden beni Viran eyledin hanemi Çaldın taştan taşa Leylam Viran eyledin hanemi Vurdun taştan taşa Leylam Böyle kader böyle zulüm Gelir gali başa Leylam
Aşkın kolları var mı? Sımsıcak saran, ihanet etmeyen! Değer kıymet bilen...
Aşkın adresi var mı? Caddesi, sokağı, numarası olan! Kaldırımda yürüyen insanları? Veyahut günahları...
Aşk ne demek? Nasıl şey aşkı tarif etmek? Duyguları hissetmek. Bazen de çekip gitmek. Bazen beklemek! ... Bazen özlemek! ... Bazen Kabullenmek! Bu mudur Aşk? insana her zorluğu aştıran. Bu mudur kısmetinde var olan? Aşktır, insanın canını yakan. Gündüzleri dolaştıran, Geceleri kabuslaştıran. Aşktır, hayallere yelken açan! Kavuşmak mı titretir bacakları? Dokunmak mı soğutur elleri? Sevmek mi dondurur bu bedeni? Aşktır, uçuran, çocuklaştıran bu kalbi...
Kaç kere umut sofrasına oturup, her seferinde boynunu bükerek sessizce aç kalktın? Uslanmadın mı! Sen ne zaman bu konuda hayal kursan gerçekler o hızla kaçtı senden. Umutsuz yaşamak nedir hala öğrenemedin! Ne kaldı ki, hayal ediyorsun? Dokunduğun yürek artık çok değişti kabul et. Gri ve ışıklı bir gecenin pencerene dolmasına izin verseydin aylar önce, görecektin aşkın seni nasıl da yaktığını.Güçlüyüm deme! Gücün bitti artık. O, artık çok uzaklarda aşk şarkıları söylüyor ellere.Başka başka tenlere dokundukça gökkuşağı açtırıyor yüreklerde.Yedi mevsimin solgun tüm çiçekleri bizim yanı başımıza çöreklendi anla artık! Gitmeliyiz. Her çalan telefonda büyüyüp - küçülme dayanamıyorum! Yok etmeyi bilmek gerek kendine gel: Öleceğim.Uyurken bile hızla çarpan hallerinden usandım artık.Kopup gidecekmişsin gibi geliyor benden. Gözlerimle belirsiz bir biçimde bir araya gelişlerin de canımı sıkıyor. Olur olmadık zamanlarda ağıtlar yakmak hiç hoş değil. Müzik bile dinleyemez oldum sayende; tansiyonumu yükseltecek kadar gümbürdeyip dengemi bozuyorsun. Kişisel denklerimi dahi alt üst ettin..Gecenin kör vaktinde, yangınını gevezelikle geçiştirmek için tüm enerjimi harcıyorum.Ne zoruma! Tozu yerinden oynatmak başımıza bela açacak.Bizim aşk kalemiz yıkıldı.Kapat bu sayfayı; kanadını kırasım geliyor!
06.03.2007 - 14:25
ölüm ve ben
ÖLÜMÜN ÜRPERTİCİ KARANLIĞINA GÖMÜLMÜŞ GİDİYORUM,
HAYATTAN KOPMUŞUM ARTIK HER GEÇEN GÜN ERİYORUM,
NE BİR TUTAN VAR ELLERİMDEN NE BİR GİTME DİYEN,
SESSİZCE GELDİĞİM BU HAYATTAN SESSİZCE AYRILIYORUM,
BEN BEN DEĞİLİM ARTIK KARANLIĞIMDA KAYBOLDUM,
GERİDE KALAN SADECE YAŞAYAMADIĞIM MUTLULUĞUM,
BEN ÖLÜMÜ DEĞİL ÖLÜM OLDU BENİ SEÇEN,
SESSİZCE GELDİĞİM BU HAYATTAN SESSİZCE AYRILIYORUM
ElVeDa hAyAt...
06.03.2007 - 14:22
Sen Sen Ol
Aldanma namerdin tatlı sözüne
Nice mertler gördüm dilden habersiz
Bırak suretini sen bak özüne
Şeyda bülbül gördüm gülden habersiz
Kimi yolda yürür yolu sapıtır
Kimi dala konar dalı kurutur
Kimi hayallerle bizi avutur
Çok yoldaşlar gördüm yoldan habersiz
Dinlesen sözleri zehirden acı
Hacı geçinir de bilmez miracı
Zakkumdan öz diye almış ilacı
Arılar gördüm ben baldan habersiz
Ağlayıp sızlasak artık nafile
Tarihi çevirsek geçmez ki ele
Bir garip milletiz düşmüşüz dile
Gonca çiçek açar daldan habersiz
Serdari sözlerdir mazide kalan
Düşmüssen bulunmaz kapını çalan
Gariban görmedim dünyada gülen
Gardaşlar gördüm ben halden habersiz
06.03.2007 - 14:21
İHANET
BİR BEBEĞİN BAKIŞI KADAR MASUMDU SEVGİM
BİR CEYLANIN GÖZLRİ KADAR GÜZEL
UMUT VARDI İÇİMDE ASKA DAİR HEP BİR SEVGİ
ARKAMA DÖNÜP BAKMAK İSTEMİYORUM
İHANETİN CANIMI ACITIYOR
YİNEDE SUSUYORUM SUSMALIYIM
İÇİMDEKİ SENİ HAYKIRMAK İSTEMİYORUM
HER SEFERİNDE İHANETİNİ GÖRMEK,
ÇALINAN ZAMANIN ACISINI YASAMAK İSTEMİYORUM
BİR HAİN GIBI VURDUN BENİ SIRTIMDAN
VE BEN SENİN VURULACAGIN GUNU BEKLİCEM
BİR CUKUR KAZDIM MASUM SEVGIMIN İHANETİNE
AMA CUKURU KAPAMADIM SENINDE İHANETE UGRADIGIN GUNU BEKLICEM
06.03.2007 - 14:19
ASİ KIZ
asi kız
------
şiirlerim:yüzlerce
sevgim:sonsuz
aşkım:ebedi
kalbim:kırık
sözlerim:özlem
bebekliğimi hatırlayamam
çocukluğumu yaşadım özlemlerle
hiç bebeklerim olmadı
mısırlar püskül verene kadar
mısır koçanım benim nazlı bebeğim
ağlardık nazlı bebeğimle beraber
bebeğimin gözyaşları sütten
benim ise kor ateş
asi bir kız vardı
işte o benim dostlarım
yere düştüğümde dizlerim kanadığında
her çocuk gibi koşup anama sığınmak isterdim
saçımı okşalıcak gözyaşımı silecek anam nerde
ah anam ahh sende isterdin yanımda olabilmek
saçımı okşalayıp bağrına basıp ağlama kızım demek
toprakları, otları okşalardın kızın yerine anam
işlten güçten kızının uyduğunuda göremezdin
bilirim anam gözyaşlarınla öpüp okşamalarını
yokluğun göbeğinde asi kız
yakalanmı imkansız aşka
ismi olmayan aşkın peşinden
milyonlarca gözyaşı dökmüş
asi kız
yüreğini:sevdiğine
gözyaşını:içine
hayellerini:şiirlerine
seni:kalbine
asi kızı:mezara gömdüm
06.03.2007 - 14:18
son durak
uyuya kalmışım, son durakta farklettim,
bütün özlemlerimin iki durak önce indiğini
sonra otobüsten inerken farkettim
herseyin cok gec oldugunu ve son durakta oldugumu
yürüyüp parktaki banka oturdugumda farkettim
tek varlıgı olan yanlızlıgımı otobüste unuttugumu
tesbihi cıkarıp salamaya basladıgımda farkettim
sabrımın bile sabırsız oldugunu
cakmagımı cıkarıp yakmak üzereyken farkettim
sigaramın bile olmadığını
ama biliyomusun bitanem seni hiç unutmadıgımı farkettim
ceketim iç cebindeki ağlamaklı gülü görünce
ve sana dogru yürüdüğümde farkettim
bir mezarlıkta oldugumu
sensizliğimin tam ortasında oldugumu
ve senin mezarını görünce farkettim
neden burda olduğumu
ve seni göremedğimde farkettim
seni hiç bulamadığımı ve senin hiç olmadığını
bitanem...
06.03.2007 - 14:16
YAŞARKEN ÖLENLERDENİM..
Bir yaşayan var,bir ölen insan..
İşte ben yaşarken ölenlerdenim!
Bir ağlayan var,bir gülen insan..
İşte ben ağlarken gülenlerdenim!
Bilirim ati dünden karanlık..
Ama yinede umut örenlerdenim!
Kim demiş rüyalar ah gerçek olsa..
Ben her gece kabus görenlerdenim! !
06.03.2007 - 12:44
Ben Sende Tükendim
seni sen olduğun için değil
benim olduğum için seviyorum
seni aşık olduğum için değil
aşkın olduğum için özlüyorum
yolunu bir gün gelirsin diye değil
sensiz olduğum için gözlüyorum
bunlar bence pek önemli değil
bensiz olduğunu bende biliyorum
güzel gözlerim artık nemli değil...
gözyaşımı kendim siliyorum...
bunlar da pek önemli değil
ben sende tükendim biliyorum
kalbim artık yerinde değil
ben onu sende biliyorum?
yaram çok da derinde değil
kanımı elime siliyorum...
kimse benim derdimde değil
kimse benim derdimde değil
bunu artık bende biliyorum
ama sevmek elimde değil!
seni neden sevdim bilmiyorum
inan sevmek elimde değil! ...
önce kendimi seviyorum...
' vazgeçtim vazgeçmekten... '
kime yazdığımı biliyorum
kimin okuduğu umurumda bile değil!
neden yazdığımı biliyorum
nasıl okunduğu umrumda bile değil....
Sakla Gülüşünü
kaderimde vardı belkide senden ayrılmak ya da kaderimde yoktu senle yaşamak... kazanamadığım şeyleri bile kaybettim...bulmuştum seni kaybomamış olsan bile... tekrar bulamayacağım şeyleri de kaybettim...
tekrar bulduğumdaysa tekrar kaybetme korkusu ile yüz yüze tedirgindim..
kaybetmeye mahkum olduğumu anladım hüriyetimi kaybettiğimde...
oysa bulduğumda ne kaar sevinmiştim gökte ararken yerde bulduğum yıldızları kıskandıran ulaşılmaz güzelliğini...
bil ki kaybedecek hiç bir şeyi olmayanlar kazandıklarında sevinmezler...
seni kaybetmekten korkuyordum seni hiç kazanmadığımı anladım.. seni bir daha görememekten korkuyordum seni son defa gördüğümü anladım...ilk görüşte aşk son görüşte biter mi sanıyorsun!
belki de belki bir gün tekrar bulabilirim umuduyla yaşamaktı sensiz yaşamak...
ve sonu yine sensiz bir ölümdü sensiz yaşanan mutlulukların ve acıların...
kaybetmekten o kadar canım yandı ki artık kazanmak istemiyorum..
oysa kaybedeceğim daha çok şey var.. bil ki bir şeyler kaybetmeden bir şeyler kazanmak imkansız...ne kazandığımı hep kaybettiğimde anladım...bilmiyorum.. belki de değerini bilemedim sahip olduğum değerlerin...
ne kadar kolaydı ama kaybetmek kazanmak için o kadar çalışmamıza rağmen... şimdi kaybettiklerim kim bilir nerdedir?
kim bulursa onun olsun o ulaşılmaz düşlerim... kim ağlarsa onun olsun o yitip giden gülüşlerim...
ama sen sakla gülüşünü.. sen gülünce yüzünde güller açardı ve güzelliğini gören gözler ağlayarak kaçardı...
sakla gülüşünü ve nereye sakladığını da unut kaybettiğim sevinçlerin ve mutlulukların hatrına...
bana gülümsemediği ve hep ağlattığı için sen de gülümseme hayata...
unutma seni unutmamak için kaldım hayatta...
yoksa bir ölüm kaldı yaşamadığım şu dünyada..
hep yşadım çareli ve çaresiz.. seni sevdim seveli hepten çaresiz...
ayrılıklar yaşadım süreli ya da süresiz..
seni gördüm göreli hepten süresiz...
hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
Ölü Öldükten Sonra
sen gittin gideli
her şey üstüme üstüme geliyor
doğru yolu aramaktansa
içimden yanlış yapmak geliyor
belki de aşk buydu
sana duyduğum hisleri
ne ben başkasına
ne de başkası bana duydu
inan bana bu dünyada ki
hiç kimse sana layık değil
sen hayatımda ilk ve son defa
yaşadığım duygular yaşattın bana
gerçek aşk ölümsüz değil
ne yaşadığımı anlatamam sana
yalan da olsa aşk denen
o ölümlülerin yaşadığı
ölümsüz duyguyu
gerçekten yaşattın bana
ve sonra ben öldüm
ne yaşadığımı anlatamadan sana...
Sevmeye Sebep
dalıp gidiyorum... bir düşüncedir aldı beni
özlemeye karar versem sevmekte kararsızım seni
kara diyorum yani vermnek mi almak mı?
yoksa vere vere sonunda karasız kalmak mı?
beni unutmayanlar belki seni hatırlar
ilk kez senin için yazıldı bu satırlar
dalıp gidiyorum bir düşüncedir aldı beni
unutmaya kararlıyım sevmekte karasızım seni
karar diyorum yani vermek mi almakı mı?
yoksa vere vere son anda kararsız kalmak mı?
bil ki unutamayacağım için seveceğim seni
bir gün unutursan da böyle hatırla beni
aşkı unutmayanlar bil ki seni hatırlar
bir tek senin için yazıldı bu satırlar
sen olmasaydın seda yazamazdım yani
sevmek için bir sebep vardır ya hani...
ben unutamayacağım için seviyorum seni
ama unutan unutmuş sen de unut gitsin beni
bana vuran vurmuş sen vursan ne olur?
ama sevdim seni... sen de gitme ne olur...
Sensiz Ölmek Kaldı
kendi halime bıraktılar beni
deli gibi seviyorum diye seni
bak ne hale koydu hayat beni
yerime koymak istemem seni
yanıp söndüm küle döndün ben
git beni bu halde görme sen
yıkıldım harabeye döndüm ben
biliyorum saraylara layıksın sen
öleceğimi söyleyemem sana
bu kadar uzakken hayat bana
uzaktan bakmak isterim sana
bu kadar yakınken ölüm bana
yıllar götürürken beni benden
bir şey kaldı mı sana senden?
hayat koparırken seni benden
sensiz ölmek kaldı bana senden
hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
Sönmez Yürek 2006
? ? ?
bütün hayatımı sana etsem feda
yaşamana değmez ki bu hayat seda
gece oldu yine burda kesildi ses seda
orda geceler sabaha kadar mı seda?
bu meçhul hayatım sana olsun feda
ölmek için yaşamaya değmez seda
bir gece vakti sana sensiz etsem veda
kavuşamayanlar ayrılır mı ki seda?
bu meçhul hayat sana olsun feda
bil ki senin için ölmeye değer seda
gece oldu yine burda ne ses ne seda,
her gece sabaha kadar mıdır seda?
bir gün unutmayı unutsan bile
seni unutmayanlarla hatırla beni
bil ki beni özlemediğini bile bile
unutacak olsaydım sevmezdim seni
Gülüşün Senden Güzel
toz pembe hayaller kurarken
şimdi karanlık bir gecede seni düşünüyorum
bir gülüşüne ömrümü verirken
şimdi karanlık bir gecede sana ağlıyorum
gülüşün kadar uzun ömürlü değilsin
seni bana sevdiren sen değilsin
seni bana sevdiren o gülen gözlerin
tebessümünde olmasa sen bir hiçsin
her şeyini kaybetsen bile gözlerin hep gülümsesin
sen gülümsediğin sürece güzelsin
hep ağlatsanda beni
gözyaşıma inat yine gülümsemelisin
gülünce ne kadar güzel olduğunu bilemezsin
ne kadar güzel olsanda
gülüşün kadar ulaşılmaz değilsin
gözlerin hep gülmeli
seni seven incitmeden sevmeli
bütün çocuklar gülmeyi senden öğrenmeli
ama hiç kimse senin gibi gülmemeli
kimse uğrunda ölerek
seni incitmemeli
ölürken bile gözlerin gülmeli
azraile bile gülümsemelisin
kim bilir
belki onu da kendine aşık edersin!
beni ettiğin gibi...
Sevmek
çok sevdim ama hiç sevilmedim
ben senin kadar sevilmedim
hep aldandım ama hiç aldatmadım
kendimden başkasını aldatmadım
Kilit
' kime açsam bu derdimi
adına aşk diyorlar
kime söylesem adını
ONU UNUT diyorlar... '
bir uyku ki sorma gitsin
balıklama dalarım düşlere
yorgan yok ki kavga bitsin
somurtkan bakarım gülüşlere
bir düş ki yorma gitsin
kimse inanmaz gördüğüme
uyanamam ki güzel bitsin
döner uykularım kördüğüme
bir hata ki sorma gitsin
pişman oldum kendime geldiğime
ARTIK BENİ UNUTALIM GİTSİN
sensiz nokta koydum geleceğime
bir aşk ki sorma gitsin
senden çok alıştım sensizliğime
yüreğimde aşka kilitsin...
açmaya çalışıyorum sensizliğime
hoşçakal! ...
ellerinden tutamadığım
gözlerine bakamadığım
bakmaya doyamadığım
doya doya saramadığım
hep böyle kal! ...
seni unutmak değil
hep böyle hatırlamak istiyorum
sen beni unutsanda
ben seni unutmadan sevmek istiyorum
ben seviyorken seni
UNUTMAMAYA YEMİNLİ
sen unutuyorsun beni!
SEVMEMEYE YEMİNLİ
hoşçakal! ...
sen de biliyorsun ki
gerçekleşme ihtimali olmayan
bir ihtimal senle aşkımız
dostluktan öte sevgiye
gidemeyecek arkadaşlığımız...
hoşçakal hoşçakal diyemediğim! ...
bir yıl sonra
bende benden ve senden
hiç bir eser kalmayacak...
HOŞÇAKAL...
Güzellerden Güzel Bir Güzele
gençliğin nerde senin
güselliğini al da gel bana
yeniden doğarsan bir çocuk gibi masum
o zaman gel de bana...
aramızda dağlar yok
aramızda sıra dağlar yok
aramızda beş yaş fark var
gençliğin nerde güzelim
kaça sattın o diri göğüslerini
nerde harcadın o paha biçilmez servetini
kimden almıştın o güzel gözlerini
şimdi kim aldı gitti senden
ulaşılmaz denilen o güzelliğini?
Devran
yorgun uykusunda bir terörist
biraz önce uyumuş
arkadaşı biraz ilerde
ondan önce vurulmuş
silahı yok elinde
artık kaçmakdan yorulmuş
bir arkadaşı cezaevinde
bugün son isteği sorulmuş
keder var yaşlı gözlerinde
bugün asılan amca oğluymuş
karısı kan ağlıyor viran şehrinde
bugün yetim bir bebe doğurmuş
anası ağıt yakıyor bir dağ köyünde
kardeşi ' abim nerde! diye soruyormuş
yorgun uykusunda bir militan
biraz önce uyumuş
arkadaşı az ilerde
o, ondan önce vurulmuş...
Son Defa
yaşamayı denedim ölmeyi hiç denemedim
sensizken o ölümsüz acıları yenmedim
yorgun kalbim dünden beri ondan kırık
boynumda ip boğazımda bir hıçkırık
ölmeyi denedim ama hayatı yenemedim
korkularımla yüzleşmeyi hiç denemedim
sensizim o günden beri kalbim kırık
boynumda ip boğazımda bir hıçıkırık
bir şans tanı bana öldürmek istersen beni
bir şans verdim işte sana vur gözlerinle beni
son günlerde kafam büsbütün karıştı
çünkü işini bilmeyen herkes işime karıştı
bir gün bir kitap alır okursun belki beni
ama bil ki hiç bir kitap anlatamaz seni
bir gün olsun... ansızın karşıma çık...
istersen o gün tut kafama kurşun sık
sadece göreyim seni istersen bakma bana
vur git sonra bakmaya doyamadan sana!
bunu çok görme bana son defa göreyim seni
kör olup geleyim sana görmek istersen beni! ...
Kemikli Eller
kaç sigara bu kemikli ellerde küle dönmüştür
kaçaktır bir kaçı vaktinden önce sönmüştür
bu eller ömür boyu boy boy mezarlar kazmıştır
ve dizeler boyu ölüm kalım şiirleri yazmıştır
ele avuca sığmazlar verince halkla el ele...
dolaşırken esrar dolu cigara elden ele..
kenetlenir bir birbirine birden bire beş parmak
bilek gibi bilek ister onları birbirinden koparmak
el ayak çekildikten sonra bir el tatikte bekler
uyurken el kadar çocuklar ve çam beşikte bebekler
evlat hakkını elde etmek için el açarsa el oğluna! ...
baba hakkını helal etmez öz oğluna...
kemikli ellere düşer zulmun açtığı yaraları sarmak..
yenilmişliğin zaferine işaret ederse iki parmak! ...
İnsanlara Hasretim
çeperi kanlı bir kurşunun gölgesindeyim
kör bir kurşun gibi asidir nefretim
ben başı dumanlı dağların bestesiyim
şimdi biliyor musun nerdeyim? ...
uyuklayan bir çakalın inindeyim
korkmuyorum, korkma kendimde değilim
azrailin kucağında ölümün pençesindeyim
yaşıyorum korkma, ama yaralı gibiyim
ıssız bir eylül sabahının gecesindeyim
çakal açtır birazdan kalkar doğrulur
dostum yok ki elinden tuta gideyim
kimbilir, belkide karnını benimle doyurur
bizi bizden ayıran o ince çizgideyim
duyarsan bir gün öldüğümü
bil ki o çakalın midesindeyim
duyarsan bir gün bu dağlardan göçtüğümü
bil ki kanlar içerinde cesedim
daha soracak olursan böyledir ahvalim
bildiğin gibi İNSANLARA HASRETİM!
06.03.2007 - 12:39
Ben Sende Tükendim
.
seni sen olduğun için değil
benim olduğum için seviyorum
seni aşık olduğum için değil
aşkın olduğum için özlüyorum
yolunu bir gün gelirsin diye değil
sensiz olduğum için gözlüyorum
bunlar bence pek önemli değil
bensiz olduğunu bende biliyorum
güzel gözlerim artık nemli değil...
gözyaşımı kendim siliyorum...
bunlar da pek önemli değil
ben sende tükendim biliyorum
kalbim artık yerinde değil
ben onu sende biliyorum?
yaram çok da derinde değil
kanımı elime siliyorum...
kimse benim derdimde değil
kimse benim derdimde değil
bunu artık bende biliyorum
ama sevmek elimde değil!
seni neden sevdim bilmiyorum
inan sevmek elimde değil! ...
önce kendimi seviyorum...
Sönmez Yürek 2007
Veda Mektubu
' vazgeçtim vazgeçmekten... '
kime yazdığımı biliyorum
kimin okuduğu umurumda bile değil!
neden yazdığımı biliyorum
nasıl okunduğu umrumda bile değil....
Sakla Gülüşünü
kaderimde vardı belkide senden ayrılmak ya da kaderimde yoktu senle yaşamak... kazanamadığım şeyleri bile kaybettim...bulmuştum seni kaybomamış olsan bile... tekrar bulamayacağım şeyleri de kaybettim...
tekrar bulduğumdaysa tekrar kaybetme korkusu ile yüz yüze tedirgindim..
kaybetmeye mahkum olduğumu anladım hüriyetimi kaybettiğimde...
oysa bulduğumda ne kaar sevinmiştim gökte ararken yerde bulduğum yıldızları kıskandıran ulaşılmaz güzelliğini...
bil ki kaybedecek hiç bir şeyi olmayanlar kazandıklarında sevinmezler...
seni kaybetmekten korkuyordum seni hiç kazanmadığımı anladım.. seni bir daha görememekten korkuyordum seni son defa gördüğümü anladım...ilk görüşte aşk son görüşte biter mi sanıyorsun!
belki de belki bir gün tekrar bulabilirim umuduyla yaşamaktı sensiz yaşamak...
ve sonu yine sensiz bir ölümdü sensiz yaşanan mutlulukların ve acıların...
kaybetmekten o kadar canım yandı ki artık kazanmak istemiyorum..
oysa kaybedeceğim daha çok şey var.. bil ki bir şeyler kaybetmeden bir şeyler kazanmak imkansız...ne kazandığımı hep kaybettiğimde anladım...bilmiyorum.. belki de değerini bilemedim sahip olduğum değerlerin...
ne kadar kolaydı ama kaybetmek kazanmak için o kadar çalışmamıza rağmen... şimdi kaybettiklerim kim bilir nerdedir?
kim bulursa onun olsun o ulaşılmaz düşlerim... kim ağlarsa onun olsun o yitip giden gülüşlerim...
ama sen sakla gülüşünü.. sen gülünce yüzünde güller açardı ve güzelliğini gören gözler ağlayarak kaçardı...
sakla gülüşünü ve nereye sakladığını da unut kaybettiğim sevinçlerin ve mutlulukların hatrına...
bana gülümsemediği ve hep ağlattığı için sen de gülümseme hayata...
unutma seni unutmamak için kaldım hayatta...
yoksa bir ölüm kaldı yaşamadığım şu dünyada..
hep yşadım çareli ve çaresiz.. seni sevdim seveli hepten çaresiz...
ayrılıklar yaşadım süreli ya da süresiz..
seni gördüm göreli hepten süresiz...
hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
sen gittin gideli
her şey üstüme üstüme geliyor
doğru yolu aramaktansa
içimden yanlış yapmak geliyor
belki de aşk buydu
sana duyduğum hisleri
ne ben başkasına
ne de başkası bana duydu
inan bana bu dünyada ki
hiç kimse sana layık değil
sen hayatımda ilk ve son defa
yaşadığım duygular yaşattın bana
gerçek aşk ölümsüz değil
ne yaşadığımı anlatamam sana
yalan da olsa aşk denen
o ölümlülerin yaşadığı
ölümsüz duyguyu
gerçekten yaşattın bana
ve sonra ben öldüm
ne yaşadığımı anlatamadan sana...
Sevmeye Sebep
dalıp gidiyorum... bir düşüncedir aldı beni
özlemeye karar versem sevmekte kararsızım seni
kara diyorum yani vermnek mi almak mı?
yoksa vere vere sonunda karasız kalmak mı?
beni unutmayanlar belki seni hatırlar
ilk kez senin için yazıldı bu satırlar
dalıp gidiyorum bir düşüncedir aldı beni
unutmaya kararlıyım sevmekte karasızım seni
karar diyorum yani vermek mi almakı mı?
yoksa vere vere son anda kararsız kalmak mı?
bil ki unutamayacağım için seveceğim seni
bir gün unutursan da böyle hatırla beni
aşkı unutmayanlar bil ki seni hatırlar
bir tek senin için yazıldı bu satırlar
sen olmasaydın seda yazamazdım yani
sevmek için bir sebep vardır ya hani...
ben unutamayacağım için seviyorum seni
ama unutan unutmuş sen de unut gitsin beni
bana vuran vurmuş sen vursan ne olur?
ama sevdim seni... sen de gitme ne olur...
Sensiz Ölmek Kaldı
kendi halime bıraktılar beni
deli gibi seviyorum diye seni
bak ne hale koydu hayat beni
yerime koymak istemem seni
yanıp söndüm küle döndün ben
git beni bu halde görme sen
yıkıldım harabeye döndüm ben
biliyorum saraylara layıksın sen
öleceğimi söyleyemem sana
bu kadar uzakken hayat bana
uzaktan bakmak isterim sana
bu kadar yakınken ölüm bana
yıllar götürürken beni benden
bir şey kaldı mı sana senden?
hayat koparırken seni benden
sensiz ölmek kaldı bana senden
hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
bütün hayatımı sana etsem feda
yaşamana değmez ki bu hayat seda
gece oldu yine burda kesildi ses seda
orda geceler sabaha kadar mı seda?
bu meçhul hayatım sana olsun feda
ölmek için yaşamaya değmez seda
bir gece vakti sana sensiz etsem veda
kavuşamayanlar ayrılır mı ki seda?
bu meçhul hayat sana olsun feda
bil ki senin için ölmeye değer seda
gece oldu yine burda ne ses ne seda,
her gece sabaha kadar mıdır seda?
bir gün unutmayı unutsan bile
seni unutmayanlarla hatırla beni
bil ki beni özlemediğini bile bile
unutacak olsaydım sevmezdim seni
Gülüşün Senden Güzel
toz pembe hayaller kurarken
şimdi karanlık bir gecede seni düşünüyorum
bir gülüşüne ömrümü verirken
şimdi karanlık bir gecede sana ağlıyorum
gülüşün kadar uzun ömürlü değilsin
seni bana sevdiren sen değilsin
seni bana sevdiren o gülen gözlerin
tebessümünde olmasa sen bir hiçsin
her şeyini kaybetsen bile gözlerin hep gülümsesin
sen gülümsediğin sürece güzelsin
hep ağlatsanda beni
gözyaşıma inat yine gülümsemelisin
gülünce ne kadar güzel olduğunu bilemezsin
ne kadar güzel olsanda
gülüşün kadar ulaşılmaz değilsin
gözlerin hep gülmeli
seni seven incitmeden sevmeli
bütün çocuklar gülmeyi senden öğrenmeli
ama hiç kimse senin gibi gülmemeli
kimse uğrunda ölerek
seni incitmemeli
ölürken bile gözlerin gülmeli
azraile bile gülümsemelisin
kim bilir
belki onu da kendine aşık edersin!
beni ettiğin gibi...
Sevmek
çok sevdim ama hiç sevilmedim
ben senin kadar sevilmedim
hep aldandım ama hiç aldatmadım
kendimden başkasını aldatmadım
Kilit
' kime açsam bu derdimi
adına aşk diyorlar
kime söylesem adını
ONU UNUT diyorlar... '
bir uyku ki sorma gitsin
balıklama dalarım düşlere
yorgan yok ki kavga bitsin
somurtkan bakarım gülüşlere
bir düş ki yorma gitsin
kimse inanmaz gördüğüme
uyanamam ki güzel bitsin
döner uykularım kördüğüme
bir hata ki sorma gitsin
pişman oldum kendime geldiğime
ARTIK BENİ UNUTALIM GİTSİN
sensiz nokta koydum geleceğime
bir aşk ki sorma gitsin
senden çok alıştım sensizliğime
yüreğimde aşka kilitsin...
açmaya çalışıyorum sensizliğime
hoşçakal! ...
ellerinden tutamadığım
gözlerine bakamadığım
bakmaya doyamadığım
doya doya saramadığım
hep böyle kal! ...
seni unutmak değil
hep böyle hatırlamak istiyorum
sen beni unutsanda
ben seni unutmadan sevmek istiyorum
ben seviyorken seni
UNUTMAMAYA YEMİNLİ
sen unutuyorsun beni!
SEVMEMEYE YEMİNLİ
hoşçakal! ...
sen de biliyorsun ki
gerçekleşme ihtimali olmayan
bir ihtimal senle aşkımız
dostluktan öte sevgiye
gidemeyecek arkadaşlığımız...
hoşçakal hoşçakal diyemediğim! ...
bir yıl sonra
bende benden ve senden
hiç bir eser kalmayacak...
HOŞÇAKAL...
Güzellerden Güzel Bir Güzele
gençliğin nerde senin
güselliğini al da gel bana
yeniden doğarsan bir çocuk gibi masum
o zaman gel de bana...
aramızda dağlar yok
aramızda sıra dağlar yok
aramızda beş yaş fark var
gençliğin nerde güzelim
kaça sattın o diri göğüslerini
nerde harcadın o paha biçilmez servetini
kimden almıştın o güzel gözlerini
şimdi kim aldı gitti senden
ulaşılmaz denilen o güzelliğini?
Devran
yorgun uykusunda bir terörist
biraz önce uyumuş
arkadaşı biraz ilerde
ondan önce vurulmuş
silahı yok elinde
artık kaçmakdan yorulmuş
bir arkadaşı cezaevinde
bugün son isteği sorulmuş
keder var yaşlı gözlerinde
bugün asılan amca oğluymuş
karısı kan ağlıyor viran şehrinde
bugün yetim bir bebe doğurmuş
anası ağıt yakıyor bir dağ köyünde
kardeşi ' abim nerde! diye soruyormuş
yorgun uykusunda bir militan
biraz önce uyumuş
arkadaşı az ilerde
o, ondan önce vurulmuş...
Son Defa
yaşamayı denedim ölmeyi hiç denemedim
sensizken o ölümsüz acıları yenmedim
yorgun kalbim dünden beri ondan kırık
boynumda ip boğazımda bir hıçkırık
ölmeyi denedim ama hayatı yenemedim
korkularımla yüzleşmeyi hiç denemedim
sensizim o günden beri kalbim kırık
boynumda ip boğazımda bir hıçıkırık
bir şans tanı bana öldürmek istersen beni
bir şans verdim işte sana vur gözlerinle beni
son günlerde kafam büsbütün karıştı
çünkü işini bilmeyen herkes işime karıştı
bir gün bir kitap alır okursun belki beni
ama bil ki hiç bir kitap anlatamaz seni
bir gün olsun... ansızın karşıma çık...
istersen o gün tut kafama kurşun sık
sadece göreyim seni istersen bakma bana
vur git sonra bakmaya doyamadan sana!
bunu çok görme bana son defa göreyim seni
kör olup geleyim sana görmek istersen beni! ...
Kemikli Eller
kaç sigara bu kemikli ellerde küle dönmüştür
kaçaktır bir kaçı vaktinden önce sönmüştür
bu eller ömür boyu boy boy mezarlar kazmıştır
ve dizeler boyu ölüm kalım şiirleri yazmıştır
ele avuca sığmazlar verince halkla el ele...
dolaşırken esrar dolu cigara elden ele..
kenetlenir bir birbirine birden bire beş parmak
bilek gibi bilek ister onları birbirinden koparmak
el ayak çekildikten sonra bir el tatikte bekler
uyurken el kadar çocuklar ve çam beşikte bebekler
evlat hakkını elde etmek için el açarsa el oğluna! ...
baba hakkını helal etmez öz oğluna...
kemikli ellere düşer zulmun açtığı yaraları sarmak..
yenilmişliğin zaferine işaret ederse iki parmak! ...
İnsanlara Hasretim
çeperi kanlı bir kurşunun gölgesindeyim
kör bir kurşun gibi asidir nefretim
ben başı dumanlı dağların bestesiyim
şimdi biliyor musun nerdeyim? ...
uyuklayan bir çakalın inindeyim
korkmuyorum, korkma kendimde değilim
azrailin kucağında ölümün pençesindeyim
yaşıyorum korkma, ama yaralı gibiyim
ıssız bir eylül sabahının gecesindeyim
çakal açtır birazdan kalkar doğrulur
dostum yok ki elinden tuta gideyim
kimbilir, belkide karnını benimle doyurur
bizi bizden ayıran o ince çizgideyim
duyarsan bir gün öldüğümü
bil ki o çakalın midesindeyim
duyarsan bir gün bu dağlardan göçtüğümü
bil ki kanlar içerinde cesedim
daha soracak olursan böyledir ahvalim
bildiğin gibi İNSANLARA HASRETİM!
06.03.2007 - 12:35
hakkıımda hiç bir şey bilmeyen insanların hakkımda söyledikleri hakkında söyleyeceğim tek bir şey var: hakkımda hiç bir şey bilmeyen insanların hakkımda ne düşündüğü umrumda bile değil....
06.03.2007 - 10:40
Mutluluğu hissetebiliyorum
Mutluluğu hissedebiliyorum
Acı içinde kıvranışımı
Ve sonu
Beni bekleyen
Duyabiliyorum sözcükleri
İğneleyen
Biliyorum
Gerekeni
Gerekmemesi gerekeni
Olmaması gerekmekte olanı
Olacakları
Aitlik
Kendini..hissetmemek
Nasıl
Bırakmak
Nereye
Neyle
Zaman doldu
Geriye..
Dönüş..
Başladı..
06.03.2007 - 10:34
Sana Bir Şiir Yazzam Beni Anlarmısın?
Sana bir şiir yazsam beni anlar mısın?
Sana bir şiir yazsam beni anlar mısın?
Yazdığım her kelimede benden bir parça olsa
Her satırında bir anı koksa
Ve kelime aralarına sıkıştırdığım özlem seni bulsa
Onu alır da sinende saklar mısın?
Sana bir şiir yazsam beni duyar mısın?
Seslensem kaf dağının ardından
Masal olsam bir satırında yani ve
Bir sonrakinde küçük bir öykü gibi sokulsam
Ruyalarına girecek bir çiçek olsam bir satırında
Bir satırında zümrüd-ü anka olsam kanatlansam
Uçsam da gelsem bir satırında yanına
Ve girsem bir satırında koynuna
O satırdan hemen sonra beni
Sıcağınla sarar mısın?
Sana bir şiir yazsam bana bakar mısın?
Bakar da o kaf dağının ardındaki beni görür müsün?
Gördüğün yüzde bir damla acı görecek olsan
O acıyla sende benim için ve benim gibi üzülür müsün?
Sana bir şiir yazsam beni anlar mısın?
03.03.2007 - 14:27
Kolay olmamalı Mucize
Yüreğin yüreğime değmeli
Sözlerin zamanı yenmeli
Ve kolay olmamalı,
Hiçbir mucize,
Eğer aşksa getireceği…
03.03.2007 - 14:21
Acıyı görmek mi istiyorsun?
Gözlerime bak!
Dudaklarımda söyleyemediğim sana ait duyguları,
Bana her fırsatta bıraktığın yokluğunun acısını fark edeceksin.
O zaman anlayacaksın acının sende ne kadar masum durduğunu.
Ayrı yetişmiş güllerin birbirine hasreti gibi,
Umutla kurudum sensiz.
Ve sen hiç gözlerime bakıp beni sevdiğini söyleyemedin.
Oysa sırf bu kelime için kurduğum hayallerdi beni hayatta tutan
Bir boşluktan içeri girdim her gece,
Senli düşlerden sensiz karanlıklara süzülür gibi.
Ellerin nasıldı? Küçük müydüler? ve parmakların ince uzun mu?
Parmaklarını parmaklarımın arasında hissedip,
Seninle sahil boyu denizi hiç fark etmeden bir birimize bakıp yürüyemedik.
Gözlerinin yeşilinde geleceğe dair hayaller kuramadan,
sadece umut ettim gözlerini görebilmeyi.
Ve o gözlerinde ki ışıltıyla karanlık gecelerime yol göstermeni istedim.
Acıyı görmek mi istiyorsun.
Gözlerime bak!
Ve yaşanmamış boşa geçen anların hüzünlü şiir'ini oku,
Kirpiklerinden sıyrılıp yanaklarına düşen dizelerimde.
Bensiz yattığın o yataklarda benli hayaller kurma artık.
Sabahlara merhaba derken beni seven bir şair var deyip gurur duy sadece.
Ve hiç bilme o şairin senin için her gün defalarca öldüğünü.
Ve bil ki insan sevdiğiyle beraber olacak mahşerde.
Tek avuntum bu şimdilik.
Dünyada olamadığım anları mahşere bıraktım ben,
Ben seni bu dünyalık mı sevdim sandın?
Ölüm'müş,terk edilişmiş umurumda değil,gelme istersen.
Nasılsa bir gün hayat biletimi kestiğinde,
Kavuşma vakti olacak benim için ölüm.
Dudaklarımda ki acı tat?
Yoksa acı bir tebessüm mü olacak sana ulaşmayı beklemek?
Ne yazık hiç bilemeyeceğim.
Acıyı görmek mi istiyorsun?
Gözlerime bak!
Sen uzakta çok uzakta
Bensiz bir yaşamın anlamsız günlerini yaşamaktasın,
Benim gibi.
Seni seviyorum,
Gerçeğin ta kendisi bu iki kelime,
Sırf dudaklardan çıkması istenen değil de
İçimde taa içimde senin için atan bir kalbin feryadı,
Haykırışı bu sevdiğim.
Sana ulaşamasam da,
Biliyorum ki zavallı kalbim
Sana ait her şeyi saklıyor en gizli yerlerinde
Kanlı ve uykusuz gözyaşlarımın
Her gece aynalardan süzülmesi gibi acı veriyor uzaklarda oluşun.
Biliyorum beni sevdiğini
Acıyı tattığını da benden uzaklarda
Ama hiç bana sana ait bir şeyi vermedin?
Acı tek taraflı olsaydı,
Ne yürek dayanırdı ne yaşamın bir anlamı olurdu.
Ama yokluk kötü sevdiğim.
Bir beden olmak isteyen yüreklerde ayrı ayrı yaşamak kötü.
Sana her fırsatta koşmak isterken beni durdurmaların,
Yüzüne hasret kaldığım günlerde
Beni ısrarla kırışlarını hiç anlamış değilim.
Eminim yine okuyunca bu şiirimi büzeceksin dudaklarını
Ve eminim ağlayacaksın.
Ağlamak seni ben yapar sevdiğim
Ve beni sen yapanda içimde senin için yanan bir kalple yaşamak.
Her gün Üsküdar’da oturup kendimi dinlerim
Oysa konuşan sendin hep benimle,
Ne martıların vapurlara takılışı,
Ne işportacıların bağırışıydı fark ettiğim.
Ben denizi seyrederken gözlerinde boğulmayı sevdim.
Yosun tuttu gözyaşlarım sensizliğin dalgalarında.
Gözlerim ve ben her Üsküdar’a inişimizde
Bir gün seninle bir bankta oturup
Sadece ve sadece hiç konuşmadan gözlerine bakmak istedik.
Kaç zamandır bir hüzün dolaşıyor odamda.
Duvarlar bir şeyler söylüyor sanki
Adım adım yok oluşumu izliyorum
Her batan güneşin karanlığı getirmesiyle.
Sabahlara kadar uykusuz gözlerimle uzaklara,
karanlıklara bakıyorum mütemediyen
Kayan her yıldızda tek bir şey diliyorum?
Ve Senin için yalvardığım namazlarda secdeye kapanıp
Rabbime ettiğim dualarım,
Tuttuğum dilekle aynı olması ve sonra umudumu yitirmeden
Rabbimin bir bildiği var deyip
Kabul olmadığında dualarımın
Tekrar tekrar yalvarmalarım.
Seni okyanusların diplerinde
Bir midyenin içinde ki
İnciyi görme ihtimalimin olmadığı gibi kabul ettim aşkım
Ve seni hiç ulaşılamayacak dağların zirvesinde
Koklayamayacağım bir çiçek olduğunu fark ettiğimde
Tek bir şey düşündüm?
Dokunamadan tenine,
Öpemeden öpülesi dudaklarını mahşere erteledim vuslatı.
Ben o kargaşada ne yaparım bilmem ama
İnsan mahşerde sevdiğiyle beraberdir derler
Seni seviyorum meleğim.
Acımasız olan ne sensin ne de ben,
Bize gümüş tepsiyle sunulan hüzünlü bir hayat sadece
Ve kabul etmesi zor olan bu ayrılıklara katlanmak sanırım.
İnsan yaşamın değerini
Yüzü ve kalbi güldüğünde anlıyor
Anlıyor ki ölüm sadece toprağa girmek değil
Ve nefesi kesilene kadar yaşadığı her şeyin
Gözlerinin önünden geçmesi değil.
Ölüm sensizliğin sadece yaşarken verilen cezası sevdiğim.
Seni bulduğumda sevgi anlam kazandı
Her anımsadığımda yaşamamım oldu gülüşlerin
Hiç tükenmedi içimde senin için yanan ateş
Ve ben o ateşle yanmayı,
Sırf seni sevmek olduğu için
İnan bana çok sevdim.
Oysa
Eğer yanımda olsaydın
Yaşama daha bir sıkı sarılacaktım..
Şimdi ölüm ne anlam taşıyor?
Yaşamak ne anlam?
Hiç anlayamayacağım
Sensiz bedenim toprağa girmedikçe
buda sana yazılmış şiirlerrin en güzelilidir benim yüreğimde
03.03.2007 - 14:21
Sevmeyi Unutalı Asırlar Oldu...
Tekrar Denemeye Kalkma Ey Gönül...
Dur Yine Aldanırsın...
Yine Harap Olursun...
Hani Kendine Bir Sözün Vardı....
Bundan Sonra Kimse İçin Kendini Mahvetmeyecektin....
Ama Yine Olmadı Beceremedin Değilmi....
Birine Kapılmaya Başladın...bile....! ! !
03.03.2007 - 14:20
Gelmeyeceğini bilerek beklerken çocukluğumu düşündüm. Ayakkabısız
bayram sabahlarını ayakkabım olmasa da bayramı nasıl beklediğimi sevinçlerle
hüzünlerin aslında kardeş olduğunu çok küçükken öğrendim. Kaybederken
kazanmasını da senin yokluğunda seni yaşarken belki de hiçbir zaman
hissedemeyeceğimi duyguların içinde mutlu olduğumu da görüyorum. Göz
yaşlarımın her tanesinde midye kabuğundan çıkmış incileri görüyorum.
Gururlanıyorum kendimle. Ayrılıktan zaferle çıkmak buna denir işte. Hasretin
acısından gurur kolyesi yapmak budur işte. “Sevda zor gelmez” diyorlar zora
gelmeyen sevdanın adını değiştirsinler. Ben zoru seçtim. Kolay olan senin
karşında diz çökmekti. Kolay olan aşkın kolyesi olmaktı. Ben ayrılığın
hükümdarı olmayı seçtim. Her şeyi verdim diye gururumu da veremezdim ya…
Kapanmayan yaralar içinde var bu dünya! Senin yaşadığın şehirde bende
yaşıyorum. Gelmeyeceğini bile bile beklemek yormuyor beni. Nasılsa zaman sen
olsan da geçiyor olmasan da gidenin yeri dolmasa da güneş yeniden doğuyor.
Senden sakladığım dirençli yanımı sergiliyorum şimdi. Bitmiş aşklar sokağında
geziye çıkarken ayak izlerimi takip ediyorum. Aşk, sen varken de güzeldi
yokluğun da güzel. Ben ayakkabısız çocukluktan hazineler çıkarmış adamım.
Ben yalınayak geçen yazların, cam kırıklarıyla en harika tatilleri yapmış
çocuğum.Hiç oyuncağım olmadı… O yüzden, bende hiç kimsenin oyuncağı
olmadım olmayacağım...
03.03.2007 - 14:16
Sevgiyi Hakedecek İnsanı Bulmak
--
Kadın her sabah olduğu gibi o günde beyaz değnegi ve el yordamı ile otobüse binmisti. Soför:-Soldan üçüncü sira bos hanimefendi, dedi.Kadın 32 yaşında güzel bir bayandı ve eşi oldukça yakışıklı bir kara subayı idi. Bundan bir kaç ay önce yanlış bir teşhis sonucu gerçekleştirilen ameliyatla gözlerini kaybetmisti genç kadın ve asla göremeyecekti.Kocası ameliyattan sonra aci gerçegi ögrenince yıkılmış ve kendi kendine bir söz vermisti. Asla karısını yalnız
bırakmayacak,ona sonuna kadar destek olacak, kendi ayakları üzerinde durana kadar cesaret verecekti.Günler geçiyordu. Kadin her geçen gün kendini daha kötü hissediyor,çok sevdigi kocasina yük oldugunu düşünüyordu.Eşinin bu içine kapanık, karamsar hali kocayı çok
üzüyordu.Bir an önce bir seyler yapmasi gerekiyordu, karısı günden
güne kendi içine kapanık dünyasında kayboluyordu.Bütün gün düşündü
koca, nasıl yardım edebilirim güzeller güzeli eşime diye.Birden aklına eşinin eski işi geldi. Geri dönmesini isteyecekti.Ama bunu ona nasıl söyleyecekti, çünkü artık çok kırılgan
ve neşesizdi.Bütün cesaretini toplayarak akşam karısına konuyu açti. Karısı dehşetle gözlerini açtı; -Ben bunu nasıl yaparım ben körüm, diye bağırdı.Kocası onadestek olacağını, her sabah kendisinin işe bırakacağını ve akşamları da iş çıkışında alacağını ve ona çok güvendiğini söyledi. Çünkü eşini tanıyordu ve bunu başarabileceğini biliyordu.Kadın büyük
bir umutsuzlukla kabul etti çünkü eşini çok seviyordu ve onu kırmak istemiyordu.Her sabah eşini isine bırakıyor ve akşamları da alıyordu fedakar koca.Günler böyle ilerledi, karısı eskisinden biraz daha iyiydi. Fakat kocasi daha fazlasini istiyordu, kendisine söz
vermişti sonuna kadar gidecekti.Aksam karısına: - Artik işe kendin gidip gelmelisin,
dedi.Kadın şaşırmıştı. Bunu asla yapamayacağını söyledi. Kocası ısrar edince onu yine kıramadı ve bütün cesaretini topladi. Bunu kendisi de istiyordu ama o kadar güveni yoktu. Sabahları kadın artık otobüs durağına kendisi gidiyor, otobüsüne biniyor ve otobüsten inerek
işine gidebiliyordu.Günler günleri kovaladi, hiç bir problem yoktu. Yine bir gün otobüse binerken,şoför: -Sizi kıskanıyorum, Hanımefendi dedi.Kadın kendisine söylenip söylenmedigini anlayamadan, neden diye sordu.Soför: -Çünkü her sabah sizin arkanızdan bir kara
subayı genç adam otobüse biniyor ve bütün yol boyunca sevgi ile size
bakıyor, otobüsten indikten sonra yeşil ışıkta yolun karşısına geçmenizi bekliyor siz binaya
girdikten sonra arkanızdan öpücük yollayıp size her gün sevgiyle el
sallıyor, dedi.
HERKESIN BU KADAR SEVMESI VE SEVILMESI, HEPSINDEN DE ÖNEMLISI BÖYLE BIR SEVGIYI HAK EDECEK İNSANI BULMASI DILEGIYLE....
03.03.2007 - 14:15
artık geceleri yaşar oldum sayende
hani demiştin ya tek bir damlana kıyamam...
hani sevmiştin ya acıtmıycak şekilde
benim kanayan yaralarımın tek kanatanı oldun...
bilmem ihanet edermisin sevgimize
bilmem kıyarmısın kalbimdeki saflığıma
sevgi istedin aşkı serdim ayaklarına
çocuk kalbimin inadına
ama sen duymadın
ufak tefek ve çılgınca çığlıklarımı
duymadın çünkü beni bir zaman dinlemedin
bana korkak yürekler değil
cesaret dolu sevdalar lazım
Senden vazgeçiyorum
Yolun açık olsun...
Güneşin sofrasında
umarım yanmazsın... :)))
03.03.2007 - 14:14
Adın kalp mi her neyse
Yeter artık DUR.
Atma...
Taşıyamıyorum ritmini, sığmıyorsun göğsüme anlasana.
Git bu bedenden
Ben yorgunum.
Bırak uyuyayım biraz...
Yordu beni olur olmaz atışların.
Hep büyüktün, hep kocamandın
Hiç durmadan birilerini aldın içine
Bana hiç sormadın
Tek yaptığın Değişken ritimlerle atmak oldu
Senin sesini dinliyorum görmüyor musun?
Evet! Kalp misin nesin...
Seni dinliyorum.
Heyyy sen
Acı verme bana
Sen de mi dar geliyorsun sol yanıma yoksa?
Onun için miydi beni boğmaların...
Hadi
Var git yoluna
Git ki sensiz nasıl yaşanır öğreneyim,
Git ki yarım bıraktığım mutluluk oyununa kaldığım yerden, bu kez sen olmadan devam edeyim...
hadi git! ! !
Git
03.03.2007 - 14:14
Bir gün masal âlemindeydim bir gün korkunç bir kâbusun içine girdim. Beni bana sormaya sözcük yok. Hepsini tükettim. Sildim buruşturup çöpe attım bir daha da bulamadım. Kaçmak istemiyorum pes etmek yok direnmek istiyorum hayata bağlanabileceğim ne kadar ince çizgi varsa hepsine tutunmak istiyorum ama o sağlam güç yokken yapamıyorum. Sıfır noktasına gelmek istemiyorum. Çok sevdiğim, çok sevildiğimi bildiğim kişilerin GİT ARTIK demesi değil bu hikâyenin sonu… Hayır, bu olmamalı. Ben gidemem ki o yürekten. Bir kar tanesi bir yağmur damlası olur yağarım şehrine. Toz olur düşerim omuzlarına. Saçlarında aklanırım belki. Yürüdüğü yollarda yürürüm kim bilir… Ama ben ondan gitmem… GİDEMEM.
Her şey karma karışık. Belki de ben karamsarım. Aydınlığı beğenmeyip karanlıktan korkan ben her şeyin sebebiyim. Göz pınarlarından süzülen yaş olmak isterken sıktığın yumruğun kenetlenen dişlerinin sorumlusu BEN… Koskoca evrende önüne sunulan değerleri görmeyen acı çektiğini sanıp acı nedir bilmeyen ben bencilim. Ama verdiğim sözü unutmadım MÜKEMMELİM, HARİKAYIM, KENDİMİ SEVİYORUM bunlar silinmedi lügatimden. Asla silinmeyecek. Sen de öyle. Kocaman uçsuz bucaksız denizlere yelken açan SEN, sen gitmedin benden. Bitmedin bende. Demir attığın her limanda umut karşılayacak seni. Dokunacak omzuna benim yerime, yapma be kaptan diyecek. Döndür rotanı masmavi sulara, gitme bitirme seni bekleyen buruk yürekleri diyecek. Ve ben biliyorum ki o kaptan asla rotasını şaşırmayacak. Kocaman bir dalga kadar büyük yüreğine daha çok dalgalar ekecek. Durgun denizlerde yol alırken daha çok dalacak gözü enginlere. Gelecek gittiği yerden.
Ben geldim GİTMİYORUM! Diyecek….
03.03.2007 - 14:11
Ne küsmeyi bilirsin,ne de barışmayı..
Sevgin kavganla bir gelir..
Ne susmayı bilirsin,ne de tartışmayı..
Ölüm ecelden önce gelir..
Bırak hep böyle kalsın
Bu ateş uzak yansın
Bir araya gelirsek
Sen beni yıpratırsın..
Gel desen..Gücüm yetmez
Yıllar seni yüzüme vurur..
Arsız gönlüm acılardan utanmaz
Yine sana aşık olur..
Ne benle olabildin,ne bensiz kalabildin..
Aşk içinde aşkı öldürdün..
Ne vazgeçtin kendinden,ne kendin olabildin..
Hergün canımdan can tükettin..
03.03.2007 - 14:11
Yazımı kışa çevirdin
Bak gözümde yaşa Leylam
Viran oldu evim yurdum
Ne söylesem boşa Leylam
Mevlam ayrılık vermesin
Gökte uçan kuşa Leylam
Aşkınla yaktın sinemi
Aldın gittin benden beni
Viran eyledin hanemi
Çaldın taştan taşa Leylam
Viran eyledin hanemi
Vurdun taştan taşa Leylam
Böyle kader böyle zulüm
Gelir gali başa Leylam
03.03.2007 - 14:10
Aşkın kolları var mı?
Sımsıcak saran, ihanet etmeyen!
Değer kıymet bilen...
Aşkın adresi var mı?
Caddesi, sokağı, numarası olan!
Kaldırımda yürüyen insanları?
Veyahut günahları...
Aşk ne demek?
Nasıl şey aşkı tarif etmek?
Duyguları hissetmek.
Bazen de çekip gitmek.
Bazen beklemek! ...
Bazen özlemek! ...
Bazen Kabullenmek!
Bu mudur Aşk?
insana her zorluğu aştıran.
Bu mudur kısmetinde var olan?
Aşktır, insanın canını yakan.
Gündüzleri dolaştıran,
Geceleri kabuslaştıran.
Aşktır, hayallere yelken açan!
Kavuşmak mı titretir bacakları?
Dokunmak mı soğutur elleri?
Sevmek mi dondurur bu bedeni?
Aşktır, uçuran, çocuklaştıran bu kalbi...
03.03.2007 - 14:07
Göğsümde Uyu (Aşkım)
Uyu yarim uyu
Göğsümde uyu
Nefes bile almam
Göğsümde uyu
Ben senin için
Sen benim için
Yaratılmışız
Seni kocaman öpüyorum
Yar dur beni dinle ne olur gitme
Sana ben aşkımı kalbimi verdim
Aşkım ölümüne kadar yanındayım
Aşkım ölümden sonra yanındayım
'Biliyormusun seni her an içimde hissediyorum aşkım'
03.03.2007 - 14:06
Yüreğimin Kanadını Kırasım Geldi
Ah! Benim hercai yüreğim..
Vazgeç bu sevdadan.
Kaç kere umut sofrasına oturup, her seferinde boynunu bükerek sessizce aç kalktın? Uslanmadın mı! Sen ne zaman bu konuda hayal kursan gerçekler o hızla kaçtı senden. Umutsuz yaşamak nedir hala öğrenemedin! Ne kaldı ki, hayal ediyorsun?
Dokunduğun yürek artık çok değişti kabul et. Gri ve ışıklı bir gecenin pencerene dolmasına izin verseydin aylar önce, görecektin aşkın seni nasıl da yaktığını.Güçlüyüm deme! Gücün bitti artık. O, artık çok uzaklarda aşk şarkıları söylüyor ellere.Başka başka tenlere dokundukça gökkuşağı açtırıyor yüreklerde.Yedi mevsimin solgun tüm çiçekleri bizim yanı başımıza çöreklendi anla artık! Gitmeliyiz.
Her çalan telefonda büyüyüp - küçülme dayanamıyorum! Yok etmeyi bilmek gerek kendine gel: Öleceğim.Uyurken bile hızla çarpan hallerinden usandım artık.Kopup gidecekmişsin gibi geliyor benden.
Gözlerimle belirsiz bir biçimde bir araya gelişlerin de canımı sıkıyor. Olur olmadık zamanlarda ağıtlar yakmak hiç hoş değil. Müzik bile dinleyemez oldum sayende; tansiyonumu yükseltecek kadar gümbürdeyip dengemi bozuyorsun. Kişisel denklerimi dahi alt üst ettin..Gecenin kör vaktinde, yangınını gevezelikle geçiştirmek için tüm enerjimi harcıyorum.Ne zoruma!
Tozu yerinden oynatmak başımıza bela açacak.Bizim aşk kalemiz yıkıldı.Kapat bu sayfayı; kanadını kırasım geliyor!
Toplam 559 mesaj bulundu