YINE YAGMUR VAR DISARDA VE YINE SOKAKLAR BOMBOS YINE IZLIYORUM CAMDAN YAGMURU,KARANLIGI VE YANLIZLIGI.. AMA BU DEFA SEVEREK SEVILEREK DAHA BIR BASKA BAKIYORUM INSANLARA SENI SEVIYORUM,SENI COK SEVIYORUM...
YINE YAGMUR VAR DISARDA VE BENIM YÜREGIMDE COK YAKINIMDASIN BILIYORUM.. CARESIZ YÜREGIMIN EN DERININDESIN FAKAT BAGIRSAM SESIMI DUYARMISIN BILMIYORUM.. ARAMIZDA DAGLAR VE BITIP TÜKENMEYEN YOLLAR VARKEN; DUYARMISIN BENI SEVDIGIM..?
YINE YAGMUR VAR DISARDA VE BENIM GÖZLERIMDE BU DEFA NE ICIN AGLADIGIMI BILIYORUM DEMEK INSAN GÖNÜLDEN SEVINCE BÖYLE OLURMUS DIYORUM CÜNKÜ BU DEFA SENIN ICIN DAHA BIR BASKA AGLIYORUM..
YINE YAGMUR VAR DISARDA VE YINE ICIMDE FIRTINA BU DEFA SENIN ICIN KOPARTIYORUM FIRTINALARI SENI SEVDIGIM ICIN HAYATTA BANA VERILMIS EN GÜZEL ARMAGAN OLDUGUN ICIN BENIM OLDUGUN ICIN DAHA BIR BASKA YASIYORUM HAYATI SENIN ICIN BU HAYATIMDA EGER YASANMAYA DEGIYORSA BILKI HERSEY SENIN UGRUNA,SEVDIGIM
Bir daha seni dusunup, aglamayacagim.... Yanmayacagim sensizliyime.. Acitmayacagim kalbimi....... Alisacagim.......Soz verdim kendi-kendime. Senli anilarimla doldurup sensiz gunlerimi, sen varmissin gibi devam edecegim her seye. Hayellerim yoklugunu tamamlamayacak biliyorum. Aslinda soz verirken kendi-kendime, kendi-kendimi aldattigimi da biliyorum. Inan ki, beceremiyorum. Beynime hukum veren yuregime soz geciremiyorum. Seni unutmak kendi varligimi yok saymak gibi. Cunki, sen bendesin. Aglayan gozlerimde, gulen dudaklarimda, Sizlayan kalbimde - her seyimde sen varsin. Unuttukca seni degil, sensizliyi unutuyorum...! ! ! Belki sen de uzuluyorsun bilmem ama, bu ayriligi sen istedin. Bana sadece kabul etmek dustu. Imkansiz sandigim sensizliyi yasiyorum simdi. En garibi de ne biliyormusun? Seni seninle yasamadan, sensizliyi yasiyorum. Tipki yasamadan, olume gider gibi...! ! ! Bende kalan saf duygularla yasattigim bu sevgimi parcalanmis yuregimin sizlayan yarisinda saklayacagim. Biliyorum donmeyeceksin... Belki gelirsin diye yine umit baglarim...! ! !
Nefret ediyorum senden,seviyorum seni ben NEDEN? - bunu söyliyemicegim cüklü aglamaya basliyorum hemen! Dikkat etmeden ask yoluna düsersen kalbin i benim gibi kayip edersen, mergersem ask bir oyunmus oyunda senin gibi kazanan yokmus benim gibi kayip eden colmussssssss........... Göremiyorum,duyamiyorum,hisedemiyorum,baskasini sevemiyorum hergün yeniden senin dönmeni umuyorum.Sensiz bir hayata cesaret edemiyorum seni cilginca seviyorum sensizlikten cok korkuyorum! Lanet ediyorum ediyorum beni biraktin o güne sevioyrum,seviyorum ölesiyeeeeeeee mutlu,usun simdi DERYANIN´elerinde? ? ? sevebilir mi o seni benim gibi delicesine,mutlumusun ona askim,bebegim,melegim dedin´de? Koydun onu demek benim yerine,kalbini en derin yerine.... bense SEVIORUM koyamiyorum baskasini senin yaerine,seni bekliyor o zavali yüregim terk edilmis kalbim,aglayan su gözlerim. küstüm artik kaderime,dostluk ediyorum ecelimle geri dön bana birakmadan kenimi kara kuyulara ne olur dön,dön bana,dönnnnnnnnnnnnnnnnnn bebegim ben hep seni SEVECEGIMMM ÖLÜMÜNE KAFDAR SENI BAKLEYECEGIMMMMMMMMMM
Bu Gece Sensiz Sabahlayacağım Bu gece sensiz sabahlayacağım Yine sensizlikte sesini duyacağım Belki sessiz olacak gürültüsüz olacak Ama ben sana ağlayacağım Belki ellerim ellerini arayacak Yorgun gözlerim sabağı sensiz bulacak Belki elimde sigaram masamda içkim Senin hayalini yudumlayacağım Belki teninin hasreti bir kibrit alevi gibi yakarken bedenimi Göğsümden dudaklarıma bir isyan kabaracak Düşüncelerim bir bir yargılayacak benliğimi Belki sensiz uyurken ben Kendi kalemimim kendim kıracağım idamlık bir mahküm gibi Belki çaresizce bekleyeceğim O an ölümün soğuk nefesini duyacaksın dudaklarında Belki bir masum göz yaşı olacağım yanaklarında Hasretin açısı küstürsede türküleri Dilinden düşmeyen söz olacağım Sen tatlı rüyalar görürken Belki ben son nefesimi vereceğim vermiş olacağım
Bir gece dilim tutulmalı Ay gökteyken, Girdabına düşmeliyim yalnızlığın İhanetin adını bilmemeliyim Ya da uğramamalı yalanlar beynime. Zindandan mektuplar yazmalıyım Penceremde bir karanfil solmalı, İçimde tebessümler.. Bir yakın iklim olmalısın bana. Ah ederken, Gün görmemiş bir yıldız kaymalı. Seveceksem böyle sevmeliyim Yaşayacaksam böyle.. Başucumda kara bır kıtap bulunmalı Her sayfaya adımı yazmalıyım. Hayallerim gökte yıldızlaşırken, Lanet etmeliyim şansıma, tutunamayışıma Aklıma geldiğin anlardaki kahroluşuma Seveceksem böyle sevmeliyim, Kahrolacaksam böyle.. Bir başkası dediğinde dik olmalıyım Ya da yabancı birisi, senin için İçimin kan revanını görmemelisin. Fırtınalar koparken içimde, Dudaklarım süt liman olmalı Bilmemelisin yüreğimin ezikliğini Sevgimi darağacına asarken, Ellerim titrememeli Seveceksem böyle sevmeliyim
Bu yazdigim ne bir siir ne bir sarki Asla bilmeyecek kimse bu satirlari sana yazdigmi Belki sende bilmeyeceksin, okumayacaksin, görmeyeceksin Hayalimde sen hep bir hayal olarak kalacaksin Her aksam dinmeyen hasretinle dagiliyorum Bunun adina ask mi derler bilemiyorum
Haziran sicaginin ortasinda kar'in yagmasi imkansiz gelir ya insana Böyle imkansiz bizim askimiz bu dünya da Yalniz deniz ve daglara haykirabildim bu imkansiz aski Baska türlü olamaz çünkü bu ask sakincali, yasakli, zararli..
Daglar topraklara, deniz de sulara fisildamis olani biteni Bulutlar bile anlamis ve akitmis ikimiz için gözyaslarini sel gibi Yazilani silip, kaderi degistiremeyiz biz Ne faydasi olacak ki desem sana aski çiz Sadece boynumuzu kadere eyip yürümek Sevgimizi kalbimizden baska kimseye söylememek gerek
Ikimizde ayri yerlerde, belki yorgun, belki durgun mutlu olamiyacagiz Ama ben sana söz veriyorum mühürlü kaderim bunu yasatacagiz Bu imkansiz ask ben yasadikca benle yasayacak Ben olmayinca da bu iki çift göz hep sana bakip koruyacak
Ask' a inanmazdim, imkansiz dedikleri seylere gülüp geçerdim Sen bana askki ögrettin, imkansiz olsada Asil gerçek ask bizim imkansiz askimizdir, bunu hiç unutma...
Hayati guzel ve cekici kilan korkunun oldugunu,hayati degereli ve ozel kilanin ise ölum oldugunu bana bir kez daha hatirlatan ak sakalli,kafasinda kulahi,uzun ceketiyle ve her seyde gecmisten bir parca tanidik bir parca kendisinden ariyan yasli bir amcayla tanistim gecenlerde,
Onu hep carsida kahvede yada ara sokaklarda aniden karsimda gorunce,bazen bu sehrin sahibi oldugunu gulerekte olsa dusunurdum. Meragima yenilip mutlaka bu yasli dedeyle konusma firsati kollarken bir tas kahveile masasina gidip kahve ikram edip masasinda oturmak icin musade aldim. Tabiki bir gencin bu sekilde kendisine yakinlasmasi ilgilenmesi o yasli yuzunde ki derin cizgileri nasirlasmis goz bebeklerinde kucuk sevinc damlaciklari olustugunu gordgumde benide mutlu etti. Bahsettigim yasli dede aslinda turkler arasinda en eski ve en yanliz olan ali dede yani ali cakir idi. Kendisi 1933 dogumlu ve 1962 den beride hollandaya gelenlerden ilk turklerden biri, Ve hatta brabant bolgesinin onun degimiyle ilk turk insani. Sohbetimizin arasinda bazen kolay olarak dusunup gececegim cumleler olsada,dusunuldugu zaman hicte basit olmuyan bir omurun kisatilmis anilarla hafizadan nasil silindigine sahit olmaksa bir baska ic buruklugu yasatti bende, Dede zamanin nasil geciyor memnunmusun hayatindan? Diye sordugumda ilginc bir cevap almistim ali dededen. “bak ogul dedi ben brabant bolgesine ilk gelen turk yabancidim yanlizdim sonra burasi doldu simdi 3 yada 4 bin turk yasiyor ve aradan 45 yil gecti yine yanlizim “ dediginde koltuguna yaslandi usulca bir ah cekerek arkadaslarinin zaman icinde tek tek nasil olup gittigini ve eskilerin arasinda yanliz nasil kaldigini anlatti uzunca, bir yil calisma icin geldigi yerde bir omuru nasil tukttigini anlatiyordu, 27 yil bir is yerinde calisip emekli olmus ali dede. ilk is tecrubesi belcikada bir maden ocaginda olmus ama orda is kazasinda arkadasinin olumune sahit oldugundan o is yerinde fazla calisamadan illegal hollandaya gelmis, zamaninda, dedenin soylemiyle fakir ve cok geri hollandadadki isci eksikliginden dolayi oturumu calisma suresini bir gunde hic elini oynatmadana is yeri sayesinde aldigini anlatiyordu.
103 guldene bir hafta calisiyormus. Ali dede yasadiklarini anlatirken heycenlaniyor bazen bir cocuk gibi gulumsemelere kapilirken bazende zor gunlerin nasil asildigini yuzundeki o kati sonuk mimikleri ogle belirgin oluyorduki bir insanin uzakta yaslanmasina vatanindan uzaklarda yaslanmasina birazda olsa icim burkuluyordu dogrusu. Hollandadan memnun. geldiginede,burda bu kadar yasadigina ragmen hic pisman olmuyan yasli dede benim ikinci yurdum hollnda diye biliyor.. Ama bu soruyu burda dogmus cogu yabanci genclere sordugumda nedense cok sert ve net hollnadayi ret edebiliyorlardi. Gencler arasindaki bu kutuplasmanin mutlaka kultur ve uyum sorunundan kaynaklandigini biliyoruz ama ali dede ben bu uyum ve kultur sorununu 45 yil once astim diyerek aslinda olayin cok basit oldugunu.kendisine gore sorunu cozmustu. Cunku ali dede nin en guzel yontemi belkide en dogru olanidi.cunku o yasadigi yeri seviyordu. Evet sevgi belkide cogumuzda eksik olan bu ¡ Uysmamadaki,integredeki kulturel uzlasmadaki inanctaki idolojideki en buyuk engel buydu,,sevgi.. Yasadigi yeri sevmek yasadigi ulkenin insanini sevmek. havayi sagugu aciyi guzeli ve emegi sevmek yani hayati sevmek. Hepimizdeki bu sevgi eksikligi bizi kavgaya kirginliga kutuplasmaya kamplasmaya bazende icimizden bazilarini olume goturdu, Ama her dilde sevgi ayni heyecan degilmidir. Sevgi her dilde ve dinde ayni cosku mutluluk degilmidir? oturup geri yaslaninldiginda dedenin soyledigi gibi seveceksin yontemiyle olaylari cozmenin mumkun oldugunu gorebiliyorum. Belkide cok humanist bir yaklasim ama zaten amac mutluluksa toplumda,sevmek icin gec kalmadik demektir,..... Sevmeyi ogrenelim
Zamanın birinde bir oduncu, ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana raslamis. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an göz göze gelmiş. Yaradana olan aşkı -yılan bile olsa- yaratılana yansımış ve yılanı vurmaya kıyamamış. Yılan da duygulanmış, dile gelmiş.Ey insanoğlu, sen bana kıyamadın, ben de sana bir iyilik edeceğim demiş.Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş. Biraz sonra ağzında bir altın lira ile dönmüş ve oduncuya uzatmış. 'Bundan böyle ömür boyu sana her gün bir altın lira vereceğim.' Oduncu altını bozdurmuş ve evinde o gün şenlik olmuş. Hiç kimseye olan biteni anlatmamış, ailesi dahil.Herkes sadece oduncunun çok çalıştığı için durumunun düzeldiğini zannetmiş.Yıllar boyu her gün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile bulusmuş ve altınını almış. Gel zaman git zaman, oduncu ağır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş. Bir kaç gün geçince bolluğa alışmış evinde darlık başlamış. Oduncu oğlunu yanına çağırmış ve yılanın sırrını anlatmış. 'Git kör kuyunun başına ve oğlum olduğunu söyle, yılan sana altın verecek' demiş. Oğlu inanmamış ama gitmiş, yılan önce saklanmış, sonra ortaya çıkmış. Onun oduncunun oğlu olduğuna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın getirmiş. Oğlan önce inanmadığı hikayenin gerçek olduğunu görünce hırsa kapılmış, kimbilir daha ne kadar altın var kuyudan içeride demiş....Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyruğunu koparmış. Yılan da can havliyle dönüp oğlanı sokmuş ve öldürmüş. Akşam yaklaşıp da oğlu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatağından sürünerek bile olsa kalkmış. Kuyunun başına gitmiş ki oğlu cansız yatıyor. Yılan o arada görünmüş ki, kuyruğu yok ve kanlar içinde.. Oduncu durumu anlamış ve çok üzülmüş. Canının parçası oğlu yerde cansız, yıllardır velinimeti olan yılan yaralı... Hatalı olan oğlum olmalı demiş ve yılandan özür dilemiş. Tekrar dost olalım demiş... Yılan ise acı acı gülümsemiş. Çok isterdim ama...Sende bu evlat acısı..bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız
Bir insani hayatindan sonsuza kadar cikartmak zorunda kaldin mi hic? Hani ölmüs gibi, hani uzatsan da elini tutamayacagini bilmek gibi, her an kapindan iceri gülümseyerek girecegini bekleyip ama aslinda hic gelemeyecegini de bilmen gibi. Ne zor sey degil mi ölmedigini bilmek, ama ölmüs gibi ulasilmaz olmasi artik o insanin sana, ne kadar katlanilmaz bir gercek degil mi sen hala bu kadar sevgili iken? Özlemek, bu kadar özlemek,etini kemigini yakarcasina özlemek. Cok kötü degil mi? Bu kadar özleyip onu görememek, ona dokunamamak, onu isitememek, artik sonunun 'Pi' hali degil mi? Biliyorsun degil mi? Ne kadar umutsuz bir arayistir o, kalabalik caddede gecen binlerce yüze bakmak belki bir kez daha görebilmek icin o yüzü, belki biraz önce gecti bu kaldirimdan diye düsünmek, belki su an arkamda yürüyen insanlarin icinde bir yerde demek, belki su an üzerimdedir gözleri diye paranoyalar yasamak ne zordur degil mi? Ne kadar eritir insani fark etmeden. Sende biliyorsun degil mi bunlari.? Bir sinema koltugunda sende iki kisi gibi oturdun mu hic? Hic iki kisi gibi zevk aldin mi bir konserden yalniz basina. Güzel bir kafe kesfettiginde, güzel bir film seyrettiginde, güzel bir sarki dinlediginde güzellikleri oranynda eksik kaldıklarını hissettin mi paylasamadigin icin onunla. Bir barin kalabaliginda hic yarim vücudunla sallandin mi ortada? Hic iki kisilik beyninle yarim insan olabildin mi? Baktiginda aynana sadece yüzünün bir yarisini gördügün oldu mu hic? Sana hayatindaki en büyük yoksunlugu yasatandan nefret edemedigin zamanlar oldu mu hic? Gözünün icine baka baka kolunu bacagini kesen bir insanin yüzüne sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildigin zamanlar oldu mu hic? Hayatta inanligin bütün degerlerini altüst eden birisine ask siirleri yazabildin mi? Onu icinde korumanin seni yok etmek oldugu zamanlara feda oldun mu hic? Icinde aglayan cocuga umut sarkilari söyleyemedi? in, özlemini, susuzluğunu, açlığını gideremedigin zamanlar oldu mu hic? Kanayan yarasini gördügün ama merhem olamadigin zamanlar. Gücünün, hani o tanrisal gücünün bir cocugun aglamasini susturamayacak kadar oldugunu gördügün zamanlar oldu mu hic? Hiiiiiiic.... Hiic
Genç kız yine acılar içinde odasında yatıyordu. Henuz hayatının baharında ölümle yüz yüzeydi. Babası onu kurtarmak için gazetelere ilan vermiş, para teklif etmişti. Ama onun kalbinin teklemesi değil, kalbinin içindeki sızı ilgilendiriyordu. Sevdiği aklına geldi bir damla yaş daha döküldü gözlerinden. Ayrıldıklarından beri tam beş çile dolu yıl geçmişti. Aslında sevgilerinin arasına o kahrolası para girmişti. Hatırlıyorduda sevdiği ona birkeresinde: - Ben zengin değilim belki ama seni seven bir kalbim var. Sana sadece onu verebilirim, demişti.
Zaten sevgiye muhtaç birisi başka ne isteyebilirdiki. Kendisini sevmesi yeterdi.O en çok Saçlarının dökülmesine üzülüyordu. Çünkü sevdiği öpmüş koklamıştı saçlarını. Her dökülen saç yüreğine bir hançer olup saplanıyordu. Şimdi tek isteği sevdiğinin son anlarında yanında olmasıydı. Ne olurdu onu birkez daha görebilse, onu birkez daha koklayabilse.Bu düşünceler arasında uykuya daldı.
Babası heyecanlı bir şekilde kızının odasına girdi. ' Müjde kızım,kalp bulundu ' dediğinde kızının bir peri güzellliğinde, sevdiğinin özleminden ıslanmış yüzüne baktı ve çıktı odadan...
Genç kız, bir hafta sonra kendine geldiğinde sanki başka bir dünyadaydı. İçinde acaip bir his vardı. Sanki bu dünya ona çok farklı gelmişti. Aklına yine sevdiği geldi. Kalbi eskisinden daha hızlı atmaya başladı. Kalbi değişmişti ama sevdiğini eskisinden daha çok sever olmuştu.
Bir gece ansızın uyandı uykusundan kalbi çok hızlı atıyordu. Bu durum sürekli böyle devam etti.Doktora gitti, durumunu anlattı. doktor: - Bir aya kalmaz geçer, demişti. Ama aradan aylar geçmesine rağmen durum aynıydı.
Birgün bahçeye çıktı Çiçekleri seviyordu. Kırmızı güllerin yanına gitti. Kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. En çok kırmızı gülleri severdi. Çünkü sevdiği ona benzediğini söylerdi hep. Birden kapı çaldı. Kapıyı açtı kimse yoktu. Yere baktı bir mektup vardı ve onaydı. Mektubu açtı ve kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. Bu onun kokusuydu. Koltuğuna zarzor oturabildi. Zarfın içinden mektubu titreyen ellerle çıkardı ve okumaya başladı: ' Sevdiğim, bugün sevdamızın altıncı yılı. Seni hep sevdim. Seninle ayrılmak zorunda kaldığımızdan beri, bir kalbe iki sevginin sığmayacağını bildiğimden ne birini sevdim ne de evlendim. Her günüm çile ve azapla geçti. Hergün sana şiirler yazdım, hergün şiirlerimi okudum ve hergün ağladım. Tam beş yıl boyunca hergün yazdım, okudum, ağladım. Birgün önüme bir fırsat çıktı. Bu fırsatı reddedip kendime daha fazla haksızlık edemezdim. Belki seni unuturum diye senden çok uzaklara gittim. Ama şimdi seni daha çok özlüyorum. Her gece yanına geliyorum o masum yüzünü okşuyor yanaklarına öpücükler konduruyorum, sen uyanıyorsun benim geldiğimi anladığını sanıyorum ama sen o tatlı uykuna geri dönüyorsun. Sevdiğim hep ben geldim senin yanına artık sen gel olurmu. Kırmızı güllerimize iyi bak. Ve artık unutma içinde seni senden daha çok seven bir kalbin var artık. Ona iyi bak olurmu. Kırmızı güllere ve kalbimize iyi bak. Seni yanıma gelene kadar bekleyeceğim sevdiğim Hoşçakal...'
Adı Gül'dü Gülleri severdi en çok Güldü mü güller açardı gül yüzünde Güllerle bölüşürdü yalnızlığını Hep gül beklerdi sevdiğinden Bir de 'gül mevsimini' takvimlerden Bir gül kokusuna Bir de 'gül reçeline' dayanamazdı Hep güller kurutmuştu Hayatının en hazin sayfalarında Hep gülerek büyütmüştü sevdasını Ve her sabah Bir gül gibi bırakırdı tebessümünü sofraya Tıpkı sımsıcak bir ekmek gibi Ahşap bir evin avlusunda Mis kokulu gülleri derlerdi Ve bütün sırlarını sadece güllere söylerdi Ne zaman bir haksızlık görse Kanayan bir gül gibi Ahh bu dünyada Gülü gülle tartsalar derdi
Ne okur ne yazardı Ağlasa gülleri sular Gülse gülleri okşardı Ama ne zaman içli bir şarkı duysa Güllere bakar uzun uzun dalardı
İşte öyle bir çiçekti Şiirimin ucunda gülden bir kalemdi İşte o kadın Benim annemdi.
Bir bilseniz Ne güller yeşertti hayatın dikenlerinden Dökerek gözyaşını Ve şimdi O güller süslüyor onun mezar taşını...
Rabbim Bir insan koy kalbime Ama o insan senin de sevdigin olsun
Ve bana öyle bir insan sevdir ki O insanin kalbi Seninle sevisen bir mabed olsun. Beni öyle bir insanla bulustur ki benden önce Onunla bulusmus olan sen olasin
Onunla el ele tutustugumuzda Ikimizin uzerinde Senin elin olsun
Bana öyle gözler göster ki Ben o gözlerden sana bakayim
Bana öyle bir sevgili ver ki O gözler cennete acilan iki pencere olsun
Onunla oyle bir yolda yürüyelim ki Kilavuzumuz sen olasin ey Rabbim
Oyle bir sevgili verki bana Ona sarildigimda kainat bize baksin Birbirine sarilsin
Sevgimiz kurtla kuzulari baristirsin Bize bakip seytan Adem'e secde etsin Günah sevap ugruna kendini feda etsin Olüler birer birer uyansin sevgimizle
Bize öyle bir sevgili ver ki Rabbim! Sevgimizde Muhammed sevilsin
Oyle sevelimki birbirimizi Hz. Hatice göklerden bize seslensin Ve desin ki
'Bak ya Muhammed bak su sevgililere onlar bizde... bizde onlardayiz.
Bak Askimiz birkez daha yasaniyor yer yüzünde.. Allah Askimizi öyLe cok seviyorki binlerce insana yasatiyor
Antalyanın en işlek caddesinde... Mendil satan kadın... Sokak ortasında dogum yaptı... Minik oglunun gözleri önünde... Bebegini etegine sardı... Dünya kadınlar günü bugün...
8 Mart 2007
Ne hazindir...ki... Takvimlerden bugün Dünya Kadınlar günü Gercek yaşanmış bir olay... Adı konmamış bebege hayırlı bir ömür diliyorum...
Güzel vatanımızda yapılan istatistiklere göre % 64 Kadınlar mutsuz... Bu rakam güney ve dogu; Anadoluya gidildikce daha da cogalıyor...
KADINLAR
Kadını azmanlaştırdılar Yırtarak iffetini analık duygularından Saldılar karanlık sokaklara Namus ve iffet ayaklar altında Ey kadın____ uyan bu gaflet uykusundan Atılmadan cöplüklere kalk ayaga Kutup yıldızı karanlık gecelerde kadın Kalk silkin benligine dön geri Agızlarda silinip atılan bir peçete olma Sakın! ! !
* * * Kadınlar Allah*ın emanetidir (*)
Saadetin güneşi merhametin timsali Başlarda taşınan bir güldür kadın Elmas degerinde zümrüt güzelliginde Sonsuz bütün haklar verildi iSLAMda sana Başörtüsüne özgürlük arayan kadın Ne hazindir Sen bir güne sığmazsın Eşitlikmi arıyorsun bu mümkün değil asla Analık duygularıyla sonsuzluga coşarsın Cünkü sen farklısın Bir erkegin şevkati anayı tutmaz Bir kadında erkegin cesareti bulunmaz Analık verilmiş bu ödül yeter sana Bir bütünün diger yarısı olan kadın
Şevkat süzülür gözlerinden Arı duru bal petegi yüreginden Sen bir kelebeksin nazlı azra kanatlı Sen sevginin ta kendisi Sende ummanlar saklı ................................KADIN Tarihin en nadide yerinde adın...
8 Mart 2007 / Kadınlar günü
Kadınlar Allah*ın emanetidir (*) Hadisi Şerif
Erkek kadın kadar şevkatli degil Kadın da erkek kadar mert degil...
Bu gercekler bir anlaşılsa,bu gün bu problemler yazılmazdı...
Gül yüzünde bahar var anam Yaprağı yeşillenmiş dalların Gün doğarken bir kere daha Uçsuz bucaksız çöllerin üstünden Serinliğinde geçmişim
Korktuğumu bilirim dün Tenimde ürperti olduğunda gün Sığındığım gelir aklıma yamacına Koca dağımsın sen benim ana Eteklerinde gezmişim
Özlediğim çok şey oldu Gıptayla baktığım heves ettiğim En sonunda her seferinde yokluğun yüzünden Kendimi ezik hissettiğim Akşamın oluşu ezanla gelirken Koştura koştura doymaya geldiğimdin sen Bir gün olsun aç kalmadığımı bilirim Sensiz bir hiçmişim
Gül yüzünü güldüremedim belki Her ne kadar aydın olsam da gösteremedim belki Işığını almışım ki inan içimde saklı Yar dediklerim arasında senden kıymetlim olmadı ya Yarlığın da bende bütün aşklardan farklı Yar diye sevmişim
Cennet ayakların altına serile Anam diye demem anasın yeter buna Uğruna ben değil bin canım verile Can özünden bir tebessüm yeter bana Gün doğumundan ol şafaklar derile Ayağın altına atlas edip üstünden geçile Bin güzel söz bulup yetmeye nadidesi seçile Ömrüne ömür versem ödenmez hakkın Ak sütün gibi anam bir ömür içile Hakkından içmişim
bir umut BİR UMUT buz tutmuş kalbim sıcaklığınla eriyor içimde çiçekler açıyor yavaş yavaş solan kalbime yağmur oldun yar ışıklar sızıyor demir parmakların ardından
bir umut bekledim sönen mum ışığıma içimdeki zehrin yernine sevgin dağladı uçu verdi avuçlarımdan hüznün şarkısı dinsin gözyaşım açsın gonca güller
yağmurlara bıraktım göz yaşımı bedel ödedim gözyaşımı maziye eğer bu baharsa solmasın açan güller bitsin artık feryat isyanlar kavussun eller..........
çiçekmi sandın ayrılıkları yaşadık şiirlerde sen uzak diyarların prensi ben acı romanın diliyim ben suskun yüreklerin diliyim aramızda olsa dağlar denizler gel gayri aramızda uçurumlar olsa da gel senin ömrün kelebeğe eş olsa benim sevgim yüce dağlar çiçekmi sandın gönlümü ne bu aşk aşk ne bu sevda sevda kırılmış yürek kalır ardında işte o zaman ahım üstüne her an sevdamın üstüne şiir yazıyorsam aşkın tarifini bulamadığımdan sitem ediyorsam senin sevgini anlayamadığımdan nemliyse gözlerim her cevapsız soruları bilmediğimden ağıt yakıyorsam biten aşkımdan isyanımı ağladığımı bana sorma neden eğer özlüyorsam gözlerini seni erkeğim gibi sevdiğimden hep ağladım gidenlerin peşinden üzülme ağladığıma üzülme yıkılışıma ben sensizde yaşarım hasretini çeksem sıgaramdaki duman gibi özleyip nemlesede gözlerim ellerin ellerime kavuşmasada pişman değilim sevdiğime hatırla diyordun yüreksiz sevemez diye benim yüreğim senin ellerinde sevmemde sevilmemde senin ellerinde
bitaneme BİTANEME yolumuz ayrı olsada bitanem andım olsun senden başkasını seversem suya yazılsa kaderim sevgin üstüne gül koklamam yanlız kalsamda sevginle yaşarım beş kuruş etmesede hayaller geçmiyor günler sensiz yanlış olsada seni sevmek imkansız da olsa bu aşkı yaşayacağım sensiz de geç kalınmış olsamda seveğim seni biliyorsun sende sevgimi hep direndim yalancı baharlara hep akıttım kendi kalemime gönlümü acemi şairim karşında açmadan solmasın sevdamız bu sefer yüreğim buldu gerçek aşkını yüreğime sığmıyor haykırışım çığlık çığlığa seni seviyorum diye sesleniyor imkansız olsada aşkımız son kurşunu vursanda yüreğime pişman değilim sevdiğime isyanımsa sana sensizliğin acısındandır oysa söz geçmiyor yüreğe kaç kez dağladım yüreğimi kaçkez özlemdim sonunda sana tutuldum ömrüm bitsede seni sevmekle kendimi bile bile soksam çıkmaza gel görki gönül ferman dinlemiyor işte bu yürek mahkum sevmek yasak olsa da kapına geldim kuru bir dalla ister yeşert ister kır at
veda mektubu veda mektubu goğum günümde birtanem! gözyaşlarım mürekkebim yazıyorum yüreğime ayrılığın mektubunu başım dumalı yüreğim sızlıyor birgün gidersen yaşanmaz bu hayat diyorsun yaşamalısın sen güneş ay yıldızlar için
sigaramda savrulur ayrılığın acısı yanarsın yüreğimde volkan gibi en fazla yüreğinde acın sürer bir yıl herzaman serbet gibi içmişiz ayrılığın acısını asılmışız dar ağacında ölümü yaşayan mahküm gibi razı olmasada şu gönlüm ayrılığa bilesinki sevgin gerçek yaradan gibi
yağlı imlek boğazımda bekliyorum sandalyeme son tekmeyi vuracak celladı mağrur başıkışlarınla bakma ne olur vuracaksan vur son darbeyi beklerim yağlı imlekle.........
kalabalık şehirler içinden ayak sesleri duyulur yanlızlığa düşen bir tohum filizlenir evrende ilk ayak sesleriyle var olur tanyeli gözlerimize açtığımız an hayat başlar ilk seslenişi duymak isteriz kulağımızda zaman mekan dinlemez gönlümüz bir tohum düştü o ilk bakışla yaralıdır hayallerimiz hayaller var olan aşklar küle düner yaralıdır can evimiz eğilir başımız yansada gönlümüz çaresizlik içinde eğilsede başımız sevmekten yılmayız
sevginin önüne setler kurulsada sevmekten yılmayın
DÖNÜŞÜNDE DÖNÜŞÜNDE BELKİDE BULAMAYACAKSIN BENİ O ZAMAN BELKİDE ÇOK GEÇ OLACAK BEN DEN SANA: “SENİ BİR ÖMÜR SEVDİM VE HEP SEVECEĞİM AHİRETTE BİLE” VE BİRDE MEZARIM OLACAK İSYAN EDİP AĞLAYACAKSIN ISSIZ BİR ÇÖLDE YALNIZLIĞA İTİLMİŞ YAŞADIĞIM HAYATIM GİBİ YAPAYALNIZ MEZARIMI BULACAKSIN VE ÜZERİNDE GÜLLERİ KARANFİLLERİ BEN NASIL BİR DAMLA SEVGİYE HASRET OLARAK YAŞADIYSAM ONLARDA BİR DAMLA SUYA BİR DAMLA YAĞMURA HASRET AÇMADAN SOLMUŞ KURUMAYA YÜZ TUTMUŞ OLARAK BULACAKSIN ADETA BİR SONBAHAR BİR HAZAN MEVSİMİYLE KARŞILAŞACAKSIN KİMBİLİR BELKİ MEZARTAŞIM BİLE OLMAYACAK VEFALI BİR SEVDİĞİM OLMADIĞI GİBİ OLDUĞUN YERDE, MEZARIM BAŞINDA YIĞILIP KALACAKSIN HIÇKIRIKLARA BOĞULACAK YÜREĞİN NE ELİNDEN TUTANIN OLACAK NEDE GÖZYAŞINI SİLENİN BENDEN BAŞKA GERÇEK BİR SEVENİN OLMADIĞI GİBİ…
Yarın çok geç olabilir bitanem Geleceksen bu gün gel….
10.03.2007 - 13:13
SENIN ICIN..
YINE YAGMUR VAR DISARDA
VE YINE SOKAKLAR BOMBOS
YINE IZLIYORUM CAMDAN YAGMURU,KARANLIGI
VE YANLIZLIGI..
AMA BU DEFA SEVEREK SEVILEREK
DAHA BIR BASKA BAKIYORUM INSANLARA
SENI SEVIYORUM,SENI COK SEVIYORUM...
YINE YAGMUR VAR DISARDA
VE BENIM YÜREGIMDE
COK YAKINIMDASIN BILIYORUM..
CARESIZ YÜREGIMIN EN DERININDESIN FAKAT BAGIRSAM SESIMI DUYARMISIN BILMIYORUM..
ARAMIZDA DAGLAR VE BITIP TÜKENMEYEN YOLLAR VARKEN; DUYARMISIN BENI SEVDIGIM..?
YINE YAGMUR VAR DISARDA
VE BENIM GÖZLERIMDE
BU DEFA NE ICIN AGLADIGIMI BILIYORUM
DEMEK INSAN GÖNÜLDEN SEVINCE
BÖYLE OLURMUS DIYORUM
CÜNKÜ BU DEFA SENIN ICIN
DAHA BIR BASKA AGLIYORUM..
YINE YAGMUR VAR DISARDA
VE YINE ICIMDE FIRTINA
BU DEFA SENIN ICIN KOPARTIYORUM FIRTINALARI
SENI SEVDIGIM ICIN
HAYATTA BANA VERILMIS EN GÜZEL ARMAGAN
OLDUGUN ICIN
BENIM OLDUGUN ICIN
DAHA BIR BASKA YASIYORUM HAYATI
SENIN ICIN
BU HAYATIMDA EGER YASANMAYA DEGIYORSA BILKI HERSEY SENIN UGRUNA,SEVDIGIM
10.03.2007 - 13:11
Bu seni anarak yazdigim son satirlarim.! ! ! ! !
Bir daha seni dusunup, aglamayacagim.... Yanmayacagim sensizliyime..
Acitmayacagim kalbimi....... Alisacagim.......Soz verdim kendi-kendime.
Senli anilarimla doldurup sensiz gunlerimi,
sen varmissin gibi devam edecegim her seye.
Hayellerim yoklugunu tamamlamayacak biliyorum.
Aslinda soz verirken kendi-kendime, kendi-kendimi aldattigimi da biliyorum.
Inan ki, beceremiyorum. Beynime hukum veren yuregime soz geciremiyorum.
Seni unutmak kendi varligimi yok saymak gibi.
Cunki, sen bendesin. Aglayan gozlerimde, gulen dudaklarimda,
Sizlayan kalbimde - her seyimde sen varsin.
Unuttukca seni degil, sensizliyi unutuyorum...! ! !
Belki sen de uzuluyorsun bilmem ama, bu ayriligi sen istedin.
Bana sadece kabul etmek dustu. Imkansiz sandigim sensizliyi yasiyorum simdi.
En garibi de ne biliyormusun?
Seni seninle yasamadan, sensizliyi yasiyorum.
Tipki yasamadan, olume gider gibi...! ! !
Bende kalan saf duygularla yasattigim bu sevgimi
parcalanmis yuregimin sizlayan yarisinda saklayacagim.
Biliyorum donmeyeceksin...
Belki gelirsin diye yine umit baglarim...! ! !
10.03.2007 - 13:09
DÖN BEBEGİM
Nefret ediyorum senden,seviyorum seni ben NEDEN?
- bunu söyliyemicegim cüklü aglamaya basliyorum hemen! Dikkat etmeden ask
yoluna düsersen kalbin i benim gibi kayip edersen, mergersem ask bir oyunmus
oyunda senin gibi kazanan yokmus benim gibi kayip eden
colmussssssss...........
Göremiyorum,duyamiyorum,hisedemiyorum,baskasini sevemiyorum hergün yeniden
senin dönmeni umuyorum.Sensiz bir hayata cesaret edemiyorum seni cilginca
seviyorum sensizlikten cok korkuyorum!
Lanet ediyorum ediyorum beni biraktin o güne sevioyrum,seviyorum
ölesiyeeeeeeee
mutlu,usun simdi DERYANIN´elerinde? ? ?
sevebilir mi o seni benim gibi delicesine,mutlumusun ona
askim,bebegim,melegim dedin´de?
Koydun onu demek benim yerine,kalbini en derin yerine....
bense SEVIORUM koyamiyorum baskasini senin yaerine,seni bekliyor o zavali
yüregim terk edilmis kalbim,aglayan su gözlerim.
küstüm artik kaderime,dostluk ediyorum ecelimle geri dön bana birakmadan
kenimi kara kuyulara ne olur dön,dön bana,dönnnnnnnnnnnnnnnnnn bebegim ben
hep seni SEVECEGIMMM ÖLÜMÜNE KAFDAR SENI BAKLEYECEGIMMMMMMMMMM
10.03.2007 - 13:08
Bu Gece Sensiz Sabahlayacağım
Bu gece sensiz sabahlayacağım
Yine sensizlikte sesini duyacağım
Belki sessiz olacak gürültüsüz olacak
Ama ben sana ağlayacağım
Belki ellerim ellerini arayacak
Yorgun gözlerim sabağı sensiz bulacak
Belki elimde sigaram masamda içkim
Senin hayalini yudumlayacağım
Belki teninin hasreti bir kibrit alevi gibi yakarken bedenimi
Göğsümden dudaklarıma bir isyan kabaracak
Düşüncelerim bir bir yargılayacak benliğimi
Belki sensiz uyurken ben
Kendi kalemimim kendim kıracağım idamlık bir mahküm gibi
Belki çaresizce bekleyeceğim
O an ölümün soğuk nefesini duyacaksın dudaklarında
Belki bir masum göz yaşı olacağım yanaklarında
Hasretin açısı küstürsede türküleri
Dilinden düşmeyen söz olacağım
Sen tatlı rüyalar görürken
Belki ben son nefesimi vereceğim vermiş olacağım
10.03.2007 - 13:08
SeveCekSem Boyle Sevmeliyim!
Bir gece dilim tutulmalı
Ay gökteyken,
Girdabına düşmeliyim yalnızlığın
İhanetin adını bilmemeliyim
Ya da uğramamalı yalanlar beynime.
Zindandan mektuplar yazmalıyım
Penceremde bir karanfil solmalı,
İçimde tebessümler..
Bir yakın iklim olmalısın bana.
Ah ederken,
Gün görmemiş bir yıldız kaymalı.
Seveceksem böyle sevmeliyim
Yaşayacaksam böyle..
Başucumda kara bır kıtap bulunmalı
Her sayfaya adımı yazmalıyım.
Hayallerim gökte yıldızlaşırken,
Lanet etmeliyim şansıma, tutunamayışıma
Aklıma geldiğin anlardaki kahroluşuma
Seveceksem böyle sevmeliyim,
Kahrolacaksam böyle..
Bir başkası dediğinde dik olmalıyım
Ya da yabancı birisi, senin için
İçimin kan revanını görmemelisin.
Fırtınalar koparken içimde,
Dudaklarım süt liman olmalı
Bilmemelisin yüreğimin ezikliğini
Sevgimi darağacına asarken,
Ellerim titrememeli
Seveceksem böyle sevmeliyim
10.03.2007 - 13:07
imkansiz Ask
Bu yazdigim ne bir siir ne bir sarki
Asla bilmeyecek kimse bu satirlari sana yazdigmi
Belki sende bilmeyeceksin, okumayacaksin, görmeyeceksin
Hayalimde sen hep bir hayal olarak kalacaksin
Her aksam dinmeyen hasretinle dagiliyorum
Bunun adina ask mi derler bilemiyorum
Haziran sicaginin ortasinda kar'in yagmasi imkansiz gelir ya insana
Böyle imkansiz bizim askimiz bu dünya da
Yalniz deniz ve daglara haykirabildim bu imkansiz aski
Baska türlü olamaz çünkü bu ask sakincali, yasakli, zararli..
Daglar topraklara, deniz de sulara fisildamis olani biteni
Bulutlar bile anlamis ve akitmis ikimiz için gözyaslarini sel gibi
Yazilani silip, kaderi degistiremeyiz biz
Ne faydasi olacak ki desem sana aski çiz
Sadece boynumuzu kadere eyip yürümek
Sevgimizi kalbimizden baska kimseye söylememek gerek
Ikimizde ayri yerlerde, belki yorgun, belki durgun mutlu olamiyacagiz
Ama ben sana söz veriyorum mühürlü kaderim bunu yasatacagiz
Bu imkansiz ask ben yasadikca benle yasayacak
Ben olmayinca da bu iki çift göz hep sana bakip koruyacak
Ask' a inanmazdim, imkansiz dedikleri seylere gülüp geçerdim
Sen bana askki ögrettin, imkansiz olsada
Asil gerçek ask bizim imkansiz askimizdir, bunu hiç unutma...
10.03.2007 - 13:05
Sevmeyi Ögrenelim
Hayati guzel ve cekici kilan korkunun oldugunu,hayati degereli ve ozel kilanin ise ölum oldugunu bana bir kez daha hatirlatan ak sakalli,kafasinda kulahi,uzun ceketiyle ve her seyde gecmisten bir parca tanidik bir parca kendisinden ariyan yasli bir amcayla tanistim gecenlerde,
Onu hep carsida kahvede yada ara sokaklarda aniden karsimda gorunce,bazen bu sehrin sahibi oldugunu gulerekte olsa dusunurdum.
Meragima yenilip mutlaka bu yasli dedeyle konusma firsati kollarken bir tas kahveile masasina gidip kahve ikram edip masasinda oturmak icin musade aldim.
Tabiki bir gencin bu sekilde kendisine yakinlasmasi ilgilenmesi o yasli yuzunde ki derin cizgileri nasirlasmis goz bebeklerinde kucuk sevinc damlaciklari olustugunu gordgumde benide mutlu etti.
Bahsettigim yasli dede aslinda turkler arasinda en eski ve en yanliz olan ali dede yani ali cakir idi.
Kendisi 1933 dogumlu ve 1962 den beride hollandaya gelenlerden ilk turklerden biri,
Ve hatta brabant bolgesinin onun degimiyle ilk turk insani.
Sohbetimizin arasinda bazen kolay olarak dusunup gececegim cumleler olsada,dusunuldugu zaman hicte basit olmuyan bir omurun kisatilmis anilarla hafizadan nasil silindigine sahit olmaksa bir baska ic buruklugu yasatti bende,
Dede zamanin nasil geciyor memnunmusun hayatindan? Diye sordugumda ilginc bir cevap almistim ali dededen.
“bak ogul dedi ben brabant bolgesine ilk gelen turk yabancidim yanlizdim sonra burasi doldu simdi 3 yada 4 bin turk yasiyor ve aradan 45 yil gecti yine yanlizim “ dediginde koltuguna yaslandi usulca bir ah cekerek arkadaslarinin zaman icinde tek tek nasil olup gittigini ve eskilerin arasinda yanliz nasil kaldigini anlatti uzunca,
bir yil calisma icin geldigi yerde bir omuru nasil tukttigini anlatiyordu,
27 yil bir is yerinde calisip emekli olmus ali dede.
ilk is tecrubesi belcikada bir maden ocaginda olmus ama orda is kazasinda arkadasinin olumune sahit oldugundan o is yerinde fazla calisamadan illegal hollandaya gelmis,
zamaninda, dedenin soylemiyle fakir ve cok geri hollandadadki isci eksikliginden dolayi oturumu calisma suresini bir gunde hic elini oynatmadana is yeri sayesinde aldigini anlatiyordu.
103 guldene bir hafta calisiyormus.
Ali dede yasadiklarini anlatirken heycenlaniyor bazen bir cocuk gibi gulumsemelere kapilirken bazende zor gunlerin nasil asildigini yuzundeki o kati sonuk mimikleri ogle belirgin oluyorduki bir insanin uzakta yaslanmasina vatanindan uzaklarda yaslanmasina birazda olsa icim burkuluyordu dogrusu.
Hollandadan memnun. geldiginede,burda bu kadar yasadigina ragmen hic pisman olmuyan yasli dede benim ikinci yurdum hollnda diye biliyor..
Ama bu soruyu burda dogmus cogu yabanci genclere sordugumda nedense cok sert ve net hollnadayi ret edebiliyorlardi.
Gencler arasindaki bu kutuplasmanin mutlaka kultur ve uyum sorunundan kaynaklandigini biliyoruz ama ali dede ben bu uyum ve kultur sorununu 45 yil once astim diyerek aslinda olayin cok basit oldugunu.kendisine gore sorunu cozmustu.
Cunku ali dede nin en guzel yontemi belkide en dogru olanidi.cunku o yasadigi yeri seviyordu.
Evet sevgi belkide cogumuzda eksik olan bu ¡
Uysmamadaki,integredeki kulturel uzlasmadaki inanctaki idolojideki en buyuk engel buydu,,sevgi..
Yasadigi yeri sevmek yasadigi ulkenin insanini sevmek.
havayi sagugu aciyi guzeli ve emegi sevmek yani hayati sevmek.
Hepimizdeki bu sevgi eksikligi bizi kavgaya kirginliga kutuplasmaya kamplasmaya bazende icimizden bazilarini olume goturdu,
Ama her dilde sevgi ayni heyecan degilmidir.
Sevgi her dilde ve dinde ayni cosku mutluluk degilmidir?
oturup geri yaslaninldiginda dedenin soyledigi gibi seveceksin yontemiyle olaylari cozmenin mumkun oldugunu gorebiliyorum.
Belkide cok humanist bir yaklasim ama zaten amac mutluluksa toplumda,sevmek icin gec kalmadik demektir,.....
Sevmeyi ogrenelim
10.03.2007 - 13:04
Acılar..
Zamanın birinde bir oduncu, ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana
raslamis. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an
göz göze gelmiş. Yaradana olan aşkı -yılan bile olsa- yaratılana yansımış ve yılanı vurmaya kıyamamış. Yılan da duygulanmış, dile gelmiş.Ey insanoğlu, sen bana kıyamadın, ben de sana bir iyilik edeceğim demiş.Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş.
Biraz sonra ağzında bir altın lira ile dönmüş ve oduncuya uzatmış.
'Bundan böyle ömür boyu sana her gün bir altın lira vereceğim.'
Oduncu altını bozdurmuş ve evinde o gün şenlik olmuş. Hiç kimseye olan biteni anlatmamış, ailesi dahil.Herkes sadece oduncunun çok çalıştığı için durumunun düzeldiğini zannetmiş.Yıllar boyu her gün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile bulusmuş ve altınını almış.
Gel zaman git zaman, oduncu ağır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş. Bir kaç gün geçince bolluğa alışmış evinde darlık başlamış. Oduncu oğlunu yanına çağırmış ve yılanın sırrını anlatmış.
'Git kör kuyunun başına ve oğlum olduğunu söyle, yılan sana altın verecek'
demiş. Oğlu inanmamış ama gitmiş, yılan önce saklanmış, sonra ortaya çıkmış.
Onun oduncunun oğlu olduğuna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın
getirmiş. Oğlan önce inanmadığı hikayenin gerçek olduğunu görünce hırsa kapılmış, kimbilir daha ne kadar altın var kuyudan içeride demiş....Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyruğunu koparmış. Yılan da can havliyle dönüp oğlanı sokmuş ve öldürmüş.
Akşam yaklaşıp da oğlu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatağından sürünerek bile olsa kalkmış.
Kuyunun başına gitmiş ki oğlu cansız yatıyor. Yılan o arada görünmüş ki, kuyruğu yok ve kanlar içinde..
Oduncu durumu anlamış ve çok üzülmüş. Canının parçası oğlu yerde cansız, yıllardır velinimeti olan yılan yaralı...
Hatalı olan oğlum olmalı demiş ve yılandan özür dilemiş. Tekrar dost olalım
demiş...
Yılan ise acı acı gülümsemiş. Çok isterdim ama...Sende bu evlat acısı..bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayız
10.03.2007 - 13:00
Hiçç Hiçç? ?
Bir insani hayatindan sonsuza kadar cikartmak zorunda kaldin mi hic?
Hani ölmüs gibi, hani uzatsan da elini tutamayacagini bilmek gibi,
her an kapindan iceri gülümseyerek girecegini bekleyip ama aslinda hic gelemeyecegini de bilmen gibi. Ne zor sey degil mi ölmedigini bilmek, ama ölmüs gibi ulasilmaz olmasi artik o insanin sana, ne kadar katlanilmaz bir gercek degil mi
sen hala bu kadar sevgili iken? Özlemek, bu kadar özlemek,etini kemigini yakarcasina özlemek. Cok kötü degil mi? Bu kadar özleyip onu görememek, ona dokunamamak, onu isitememek, artik sonunun 'Pi' hali degil mi? Biliyorsun degil mi? Ne kadar umutsuz bir arayistir o, kalabalik caddede gecen binlerce yüze bakmak belki bir kez daha görebilmek icin o yüzü, belki biraz önce gecti bu kaldirimdan diye düsünmek,
belki su an arkamda yürüyen insanlarin icinde bir yerde demek, belki su an üzerimdedir gözleri diye paranoyalar yasamak ne zordur degil mi?
Ne kadar eritir insani fark etmeden. Sende biliyorsun degil mi bunlari.?
Bir sinema koltugunda sende iki kisi gibi oturdun mu hic? Hic iki kisi gibi zevk aldin mi bir konserden yalniz basina. Güzel bir kafe kesfettiginde, güzel bir film seyrettiginde, güzel bir sarki dinlediginde güzellikleri oranynda eksik kaldıklarını hissettin mi paylasamadigin icin onunla. Bir barin kalabaliginda hic yarim vücudunla sallandin mi ortada? Hic iki kisilik beyninle yarim insan olabildin mi? Baktiginda aynana sadece yüzünün bir yarisini gördügün oldu mu hic? Sana hayatindaki en büyük yoksunlugu yasatandan nefret edemedigin zamanlar oldu mu hic? Gözünün icine baka baka kolunu bacagini kesen bir insanin yüzüne sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildigin zamanlar oldu mu hic? Hayatta inanligin bütün degerlerini altüst eden birisine ask siirleri yazabildin mi? Onu icinde korumanin seni yok etmek oldugu zamanlara feda oldun mu hic? Icinde aglayan cocuga umut sarkilari söyleyemedi? in, özlemini, susuzluğunu, açlığını gideremedigin zamanlar oldu mu hic? Kanayan yarasini gördügün ama merhem olamadigin zamanlar. Gücünün, hani o tanrisal gücünün bir cocugun aglamasini susturamayacak kadar oldugunu gördügün zamanlar oldu mu hic?
Hiiiiiiic.... Hiic
10.03.2007 - 12:57
ÖLÜMSÜZ AŞK
Genç kız yine acılar içinde odasında yatıyordu. Henuz hayatının baharında ölümle yüz yüzeydi. Babası onu kurtarmak için gazetelere ilan vermiş, para teklif etmişti. Ama onun kalbinin teklemesi değil, kalbinin içindeki sızı ilgilendiriyordu. Sevdiği aklına geldi bir damla yaş daha döküldü gözlerinden. Ayrıldıklarından beri tam beş çile dolu yıl geçmişti. Aslında sevgilerinin arasına o kahrolası para girmişti. Hatırlıyorduda sevdiği ona birkeresinde:
- Ben zengin değilim belki ama seni seven bir kalbim var. Sana sadece onu verebilirim, demişti.
Zaten sevgiye muhtaç birisi başka ne isteyebilirdiki. Kendisini sevmesi yeterdi.O en çok Saçlarının dökülmesine üzülüyordu. Çünkü sevdiği öpmüş koklamıştı saçlarını. Her dökülen saç yüreğine bir hançer olup saplanıyordu. Şimdi tek isteği sevdiğinin son anlarında yanında olmasıydı. Ne olurdu onu birkez daha görebilse, onu birkez daha koklayabilse.Bu düşünceler arasında uykuya daldı.
Babası heyecanlı bir şekilde kızının odasına girdi. ' Müjde kızım,kalp bulundu ' dediğinde kızının bir peri güzellliğinde, sevdiğinin özleminden ıslanmış yüzüne baktı ve çıktı odadan...
Genç kız, bir hafta sonra kendine geldiğinde sanki başka bir dünyadaydı. İçinde acaip bir his vardı. Sanki bu dünya ona çok farklı gelmişti. Aklına yine sevdiği geldi. Kalbi eskisinden daha hızlı atmaya başladı. Kalbi değişmişti ama sevdiğini eskisinden daha çok sever olmuştu.
Bir gece ansızın uyandı uykusundan kalbi çok hızlı atıyordu. Bu durum sürekli böyle devam etti.Doktora gitti, durumunu anlattı. doktor:
- Bir aya kalmaz geçer, demişti.
Ama aradan aylar geçmesine rağmen durum aynıydı.
Birgün bahçeye çıktı Çiçekleri seviyordu. Kırmızı güllerin yanına gitti. Kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. En çok kırmızı gülleri severdi. Çünkü sevdiği ona benzediğini söylerdi hep. Birden kapı çaldı. Kapıyı açtı kimse yoktu. Yere baktı bir mektup vardı ve onaydı. Mektubu açtı ve kalbi hızlı hızlı atmaya başladı. Bu onun kokusuydu. Koltuğuna zarzor oturabildi. Zarfın içinden mektubu titreyen ellerle çıkardı ve okumaya başladı:
' Sevdiğim, bugün sevdamızın altıncı yılı. Seni hep sevdim. Seninle ayrılmak zorunda kaldığımızdan beri, bir kalbe iki sevginin sığmayacağını bildiğimden ne birini sevdim ne de evlendim. Her günüm çile ve azapla geçti. Hergün sana şiirler yazdım, hergün şiirlerimi okudum ve hergün ağladım. Tam beş yıl boyunca hergün yazdım, okudum, ağladım. Birgün önüme bir fırsat çıktı. Bu fırsatı reddedip kendime daha fazla haksızlık edemezdim. Belki seni unuturum diye senden çok uzaklara gittim. Ama şimdi seni daha çok özlüyorum. Her gece yanına geliyorum o masum yüzünü okşuyor yanaklarına öpücükler konduruyorum, sen uyanıyorsun benim geldiğimi anladığını sanıyorum ama sen o tatlı uykuna geri dönüyorsun. Sevdiğim hep ben geldim senin yanına artık sen gel olurmu. Kırmızı güllerimize iyi bak. Ve artık unutma içinde seni senden daha çok seven bir kalbin var artık. Ona iyi bak olurmu. Kırmızı güllere ve kalbimize iyi bak. Seni yanıma gelene kadar bekleyeceğim sevdiğim Hoşçakal...'
10.03.2007 - 12:56
ADI GÜL'DÜ!
Adı Gül'dü
Gülleri severdi en çok
Güldü mü güller açardı gül yüzünde
Güllerle bölüşürdü yalnızlığını
Hep gül beklerdi sevdiğinden
Bir de 'gül mevsimini' takvimlerden
Bir gül kokusuna
Bir de 'gül reçeline' dayanamazdı
Hep güller kurutmuştu
Hayatının en hazin sayfalarında
Hep gülerek büyütmüştü sevdasını
Ve her sabah
Bir gül gibi bırakırdı tebessümünü sofraya
Tıpkı sımsıcak bir ekmek gibi
Ahşap bir evin avlusunda
Mis kokulu gülleri derlerdi
Ve bütün sırlarını sadece güllere söylerdi
Ne zaman bir haksızlık görse
Kanayan bir gül gibi
Ahh bu dünyada
Gülü gülle tartsalar derdi
Ne okur ne yazardı
Ağlasa gülleri sular
Gülse gülleri okşardı
Ama ne zaman içli bir şarkı duysa
Güllere bakar uzun uzun dalardı
İşte öyle bir çiçekti
Şiirimin ucunda gülden bir kalemdi
İşte o kadın
Benim annemdi.
Bir bilseniz
Ne güller yeşertti hayatın dikenlerinden
Dökerek gözyaşını
Ve şimdi
O güller süslüyor onun mezar taşını...
10.03.2007 - 12:55
Aşk Duası
Rabbim
Bir insan koy kalbime
Ama o insan senin de
sevdigin olsun
Ve bana öyle bir insan sevdir ki
O insanin kalbi Seninle sevisen bir mabed olsun.
Beni öyle bir insanla bulustur ki benden önce
Onunla bulusmus olan sen olasin
Onunla el ele tutustugumuzda
Ikimizin uzerinde Senin elin olsun
Bana öyle gözler göster ki
Ben o gözlerden sana bakayim
Bana öyle bir sevgili ver ki
O gözler cennete acilan iki pencere olsun
Onunla oyle bir yolda yürüyelim ki
Kilavuzumuz sen olasin ey Rabbim
Oyle bir sevgili verki bana
Ona sarildigimda kainat bize baksin
Birbirine sarilsin
Sevgimiz kurtla kuzulari baristirsin
Bize bakip seytan Adem'e secde etsin
Günah sevap ugruna kendini feda etsin
Olüler birer birer uyansin sevgimizle
Bize öyle bir sevgili ver ki Rabbim!
Sevgimizde Muhammed sevilsin
Oyle sevelimki birbirimizi
Hz. Hatice göklerden bize seslensin
Ve desin ki
'Bak ya Muhammed bak su sevgililere onlar bizde... bizde onlardayiz.
Bak Askimiz birkez daha yasaniyor yer yüzünde..
Allah Askimizi öyLe cok seviyorki binlerce insana yasatiyor
10.03.2007 - 12:16
- ♥ Mutsuz KADIN
.
Antalyanın en işlek caddesinde...
Mendil satan kadın...
Sokak ortasında dogum yaptı...
Minik oglunun gözleri önünde...
Bebegini etegine sardı...
Dünya kadınlar günü bugün...
8 Mart 2007
Ne hazindir...ki... Takvimlerden bugün Dünya Kadınlar günü
Gercek yaşanmış bir olay... Adı konmamış bebege hayırlı bir ömür diliyorum...
Güzel vatanımızda yapılan istatistiklere göre % 64 Kadınlar mutsuz...
Bu rakam güney ve dogu; Anadoluya gidildikce daha da cogalıyor...
KADINLAR
Kadını azmanlaştırdılar
Yırtarak iffetini analık duygularından
Saldılar karanlık sokaklara
Namus ve iffet ayaklar altında
Ey kadın____ uyan bu gaflet uykusundan
Atılmadan cöplüklere kalk ayaga
Kutup yıldızı karanlık gecelerde kadın
Kalk silkin benligine dön geri
Agızlarda silinip atılan bir peçete olma
Sakın! ! !
* * *
Kadınlar Allah*ın emanetidir (*)
Saadetin güneşi merhametin timsali
Başlarda taşınan bir güldür kadın
Elmas degerinde zümrüt güzelliginde
Sonsuz bütün haklar verildi iSLAMda sana
Başörtüsüne özgürlük arayan kadın
Ne hazindir
Sen bir güne sığmazsın
Eşitlikmi arıyorsun bu mümkün değil asla
Analık duygularıyla sonsuzluga coşarsın
Cünkü sen farklısın
Bir erkegin şevkati anayı tutmaz
Bir kadında erkegin cesareti bulunmaz
Analık verilmiş bu ödül yeter sana
Bir bütünün diger yarısı olan kadın
Şevkat süzülür gözlerinden
Arı duru bal petegi yüreginden
Sen bir kelebeksin nazlı azra kanatlı
Sen sevginin ta kendisi
Sende ummanlar saklı
................................KADIN
Tarihin en nadide yerinde adın...
8 Mart 2007 / Kadınlar günü
Kadınlar Allah*ın emanetidir (*) Hadisi Şerif
Erkek kadın kadar şevkatli degil
Kadın da erkek kadar mert degil...
Bu gercekler bir anlaşılsa,bu gün bu problemler yazılmazdı...
Fatima Humeyra Kavak
09.03.2007 - 15:25
Bu Aşk ikimiz içindi
Bir yağlı boya tablosunda / El-ele tutuşamayan / İki sevgili resmiydik
Bu aşkın içinde
Güvercinler gizliydi.
Bu aşk mutlaka
Sonsuza dek gitmeliydi.
Bir yağlı boya tablosunda
El-ele tutuşamayan
İki sevgili resmiydik.
Bir porte çizgisinde
Sen kalın do,
Ben ince mi
Uzaktık birlikte söylenirken bile.
Aynı heykeltıraşın ellerinde
Farklı hallerde şekillendik.
Didindik yakın yaşamak için
Ve ayrıldık
Bir satıcının elleriyle.
Bu aşkın içinde
Zeytin dalları gizliydi.
Bu aşk;
Başkalarınca yaşanır gibi değil,
Yalnızca
Seninle benim içindi
09.03.2007 - 15:23
Gül Yüzünde Baharsın Anam
Gül yüzünde bahar var anam
Yaprağı yeşillenmiş dalların
Gün doğarken bir kere daha
Uçsuz bucaksız çöllerin üstünden
Serinliğinde geçmişim
Korktuğumu bilirim dün
Tenimde ürperti olduğunda gün
Sığındığım gelir aklıma yamacına
Koca dağımsın sen benim ana
Eteklerinde gezmişim
Özlediğim çok şey oldu
Gıptayla baktığım heves ettiğim
En sonunda her seferinde yokluğun yüzünden
Kendimi ezik hissettiğim
Akşamın oluşu ezanla gelirken
Koştura koştura doymaya geldiğimdin sen
Bir gün olsun aç kalmadığımı bilirim
Sensiz bir hiçmişim
Gül yüzünü güldüremedim belki
Her ne kadar aydın olsam da gösteremedim belki
Işığını almışım ki inan içimde saklı
Yar dediklerim arasında senden kıymetlim olmadı ya
Yarlığın da bende bütün aşklardan farklı
Yar diye sevmişim
Cennet ayakların altına serile
Anam diye demem anasın yeter buna
Uğruna ben değil bin canım verile
Can özünden bir tebessüm yeter bana
Gün doğumundan ol şafaklar derile
Ayağın altına atlas edip üstünden geçile
Bin güzel söz bulup yetmeye nadidesi seçile
Ömrüne ömür versem ödenmez hakkın
Ak sütün gibi anam bir ömür içile
Hakkından içmişim
Ali Akar
06.03.2007 - 14:50
gelip gelecek mi zaman
ellerinin bilgeliğinden?
biliyorum henüz vakti değil küçük kız
bahsetmek için zamandan ve ölümden.
Zaten durmaz ki gülüşünde
Ve hiç yakışmaz gözlerine
acının keskin usturası.
Kayboldu mu kedin?
Bebeğin yemek yemiyor mu?
Yoksa öpmüyor mu Allah baba alnından
Sen rüyalarına sarılmadan?
Korkma
gülüşün tutacak seni
Zaman akıp giderken,
Ellerinin papatya bilgeliğinden.
Herkes kendinden sever seni
sadece annendir
senden sever seni
06.03.2007 - 14:47
Bekle papatya
Bir çay demleyip geleyim
Sarı zaman başlamadan
Ne olur ölmeyeyim
Bekle papatya
Daha çok var bahara
Elinin bittiği yere kadar say
Parmakların olmasa da
Bekle papatya
Önce bir gökkuşağı getireyim
Üç renk olsun içinde
Ama mavi en üstte
Bekle papatya
Önce baharlar gelsin elime
Sonra açarsın sen
İstediğin yerde
Bir sonsuzluğun vardı
Adı: rüzgar kaçağı saçların
İki kere yağmur
Üç kere güneş
Bir ses açılıverirdi
Papatya göbeğinden sarı
Bir kere bahar
Dört kere erguvan
Parmakların dökülürdü sıcak yaza doğru
(serçelerin uslu adı)
kıyıda kumla oynayan çocuk misali
dört kere anne
beş kere çilekli dondurma
bir kahkahayı muştulardı sözlerin
serin bir çınar gölgesinde demli çay kıvamında
iki kere umut
bir kere aşk
“mavi hüzünlü bir renktir” diyor tüm yalnızlar
oysa bir bilseler seni
üç kere gökkuşağı
üç kere koyu mavi
Bir kırmızı kazağın kolundan
Dökülmüş elin
Beş parmağın zamanı.
Ve Beş parmağın neşeli dağınıklığı
Ucunda toparlıyor bütün anılarını.
Ah, biliyorum,
Kimse inanmaz buna ama
Kırmızı tırnaklar adsızlığı
Yavaşça okşuyor
Gururlu bir papatya tarlasını
Sen,
Papatya tarihinin baş yazıcısı
Sarı, beyaz ülkenin aklında tek kalan
Bir avuç rüzgar
Ve taç yapraklar.
Bak tüm bir zamanın özeti
Yere dökülen yapraklar
Yaşıyor, yaşamıyor, yaşıyor...
Hepsi aklımın zamanından.
Kahkahasının arkasına saklanmış
Bir peri.
Takılır kalır zaman
Gülüşlerinin sevincine.
Nedir gülüşünün sonsuzluğu ey peri?
Bir okyanusun çocukluğunu andıran sevincin
Koyu mudur deniz kızı mavisinden?
Bak gülüyorsun okyanusa
Oynuyorsunuz kardeş kardeş
Önüm
sevinç
Arkam
mavi
Sağım
gelecek
Solum
düş
Sobe!
Çocuksun sen papatya
Adı hep çocuk kalacak gülüşünle
Öptüğün zaman
Dokunduğun okyanus.
Bak camdaki yağmur damlasında
Boğulup gittin yine!
Bilirim içinde vakitsiz bir sonbahar
Ah! O uçurumların en derini
Düştün sen yine kendine
Kelebekler anımsar mı
Gökkuşağının adını?
Yoksa uçup giderler mi?
Arıların tutsak olduğu
Güneşin bal rengi saçlarına.
Nerden gelir adının ilk harfi?
Kelebek hafızası
Yoksa arı sevdası mı?
Adın nedir ey okyanus diyorum?
Küçük bir el, bir papatya kopartıyor
O yemyeşil uçurumdan.
mutfakta bir kadın
kahvaltı hazırlıyor benim için
çay yapmış tomurcuklu.
Kokusu öpüyor duvarları
ve yalnızlıklar dökülüyor yerlere
geçen mayıs badanacının kazıyamadığı.
Açıyorum gözlerimi usulca
Ekmek pişiyor fırında
Buğday tarlası olmuş ev,
Sarı başak muziplik.
“aman yakma ekmekleri” diyorum kadına
“daha portakal reçeli süreceğiz tüm bir yaşama”
kutup yıldızı kahkahası geliyor
kuzeyin en kuzeyinden.
Radyoyu açıyor kadın
sezen aksu serçeliği kanatlarında
Bir bardak çay getiriyor
“aman dikkat et
dökülmesin papatyalar
ellerinin sessizliğinden”
Gülüyor kadın,
“iki şeker koydum
senin sevdiğin gibi”
Elimde bir bardak çay,
Karıştırıyorum anıları
Sapı yüzün işlemeli
bir papatyayla.
Usulca eriyorum bende
Güneyin en güneyinden
Bir ebruli pazar kahvaltısında
Mevsimleri sayıyorum bir bir
...İlkbahar,sonbahar,
ve sonra yalnızlığın tersten yazılışı
Duvarlarda bir kurşuni kendim
bitmeyen bir sonbahar misafir odasında
Biliyorum daha çok var bahara,
papatyalar adlarını bilmiyorlar daha
06.03.2007 - 14:39
bir umut
BİR UMUT
buz tutmuş kalbim sıcaklığınla eriyor
içimde çiçekler açıyor yavaş yavaş
solan kalbime yağmur oldun yar
ışıklar sızıyor demir parmakların ardından
bir umut bekledim sönen mum ışığıma
içimdeki zehrin yernine sevgin dağladı
uçu verdi avuçlarımdan hüznün şarkısı
dinsin gözyaşım açsın gonca güller
yağmurlara bıraktım göz yaşımı
bedel ödedim gözyaşımı maziye
eğer bu baharsa solmasın açan güller
bitsin artık feryat isyanlar kavussun eller..........
seni hep seveceğim sen sevdiğin sürece...
06.03.2007 - 14:37
çiçekmi sandın
ayrılıkları yaşadık şiirlerde
sen uzak diyarların prensi
ben acı romanın diliyim
ben suskun yüreklerin diliyim
aramızda olsa dağlar denizler gel gayri
aramızda uçurumlar olsa da gel
senin ömrün kelebeğe eş olsa
benim sevgim yüce dağlar
çiçekmi sandın gönlümü
ne bu aşk aşk ne bu sevda sevda
kırılmış yürek kalır ardında
işte o zaman ahım üstüne
her an sevdamın üstüne şiir yazıyorsam
aşkın tarifini bulamadığımdan
sitem ediyorsam senin sevgini anlayamadığımdan
nemliyse gözlerim her cevapsız soruları bilmediğimden
ağıt yakıyorsam biten aşkımdan
isyanımı ağladığımı bana sorma neden
eğer özlüyorsam gözlerini
seni erkeğim gibi sevdiğimden
hep ağladım gidenlerin peşinden
üzülme ağladığıma
üzülme yıkılışıma
ben sensizde yaşarım
hasretini çeksem sıgaramdaki duman gibi
özleyip nemlesede gözlerim
ellerin ellerime kavuşmasada
pişman değilim sevdiğime
hatırla diyordun yüreksiz sevemez diye
benim yüreğim senin ellerinde
sevmemde sevilmemde senin ellerinde
06.03.2007 - 14:35
bitaneme
BİTANEME
yolumuz ayrı olsada bitanem
andım olsun
senden başkasını seversem
suya yazılsa kaderim
sevgin üstüne gül koklamam
yanlız kalsamda
sevginle yaşarım
beş kuruş etmesede hayaller
geçmiyor günler sensiz
yanlış olsada seni sevmek
imkansız da olsa
bu aşkı yaşayacağım sensiz de
geç kalınmış olsamda seveğim seni
biliyorsun sende sevgimi
hep direndim yalancı baharlara
hep akıttım kendi kalemime gönlümü
acemi şairim karşında
açmadan solmasın sevdamız
bu sefer yüreğim buldu gerçek aşkını
yüreğime sığmıyor haykırışım
çığlık çığlığa seni seviyorum diye sesleniyor
imkansız olsada aşkımız
son kurşunu vursanda yüreğime
pişman değilim sevdiğime
isyanımsa sana sensizliğin acısındandır
oysa söz geçmiyor yüreğe
kaç kez dağladım yüreğimi
kaçkez özlemdim
sonunda sana tutuldum
ömrüm bitsede seni sevmekle
kendimi bile bile soksam çıkmaza
gel görki gönül ferman dinlemiyor
işte bu yürek mahkum
sevmek yasak olsa da
kapına geldim kuru bir dalla
ister yeşert ister kır at
06.03.2007 - 14:33
veda mektubu
veda mektubu goğum günümde
birtanem!
gözyaşlarım mürekkebim
yazıyorum yüreğime ayrılığın mektubunu
başım dumalı yüreğim sızlıyor
birgün gidersen yaşanmaz bu hayat diyorsun
yaşamalısın sen güneş ay yıldızlar için
sigaramda savrulur ayrılığın acısı
yanarsın yüreğimde volkan gibi
en fazla yüreğinde acın sürer bir yıl
herzaman serbet gibi içmişiz ayrılığın acısını
asılmışız dar ağacında ölümü yaşayan mahküm gibi
razı olmasada şu gönlüm ayrılığa
bilesinki sevgin gerçek yaradan gibi
yağlı imlek boğazımda bekliyorum
sandalyeme son tekmeyi vuracak celladı
mağrur başıkışlarınla bakma ne olur
vuracaksan vur son darbeyi
beklerim yağlı imlekle.........
tükendim artık kimseyi anlayamıyorum.........
06.03.2007 - 14:31
yaralıdır hayallerimiz
YARALIDIR HAYELLERİMİZ
kalabalık şehirler içinden
ayak sesleri duyulur
yanlızlığa düşen bir tohum filizlenir
evrende
ilk ayak sesleriyle var olur tanyeli
gözlerimize açtığımız an hayat başlar
ilk seslenişi duymak isteriz kulağımızda
zaman mekan dinlemez gönlümüz
bir tohum düştü o ilk bakışla
yaralıdır hayallerimiz
hayaller
var olan aşklar küle düner yaralıdır can evimiz
eğilir başımız yansada gönlümüz çaresizlik içinde
eğilsede başımız sevmekten yılmayız
sevginin önüne setler kurulsada sevmekten yılmayın
06.03.2007 - 14:29
DÖNÜŞÜNDE
DÖNÜŞÜNDE BELKİDE BULAMAYACAKSIN BENİ
O ZAMAN BELKİDE ÇOK GEÇ OLACAK
BEN DEN SANA:
“SENİ BİR ÖMÜR SEVDİM
VE HEP SEVECEĞİM AHİRETTE BİLE”
VE BİRDE MEZARIM OLACAK
İSYAN EDİP AĞLAYACAKSIN
ISSIZ BİR ÇÖLDE YALNIZLIĞA İTİLMİŞ
YAŞADIĞIM HAYATIM GİBİ YAPAYALNIZ
MEZARIMI BULACAKSIN
VE ÜZERİNDE GÜLLERİ KARANFİLLERİ
BEN NASIL BİR DAMLA SEVGİYE
HASRET OLARAK YAŞADIYSAM
ONLARDA BİR DAMLA SUYA
BİR DAMLA YAĞMURA HASRET
AÇMADAN SOLMUŞ
KURUMAYA YÜZ TUTMUŞ OLARAK BULACAKSIN
ADETA BİR SONBAHAR
BİR HAZAN MEVSİMİYLE KARŞILAŞACAKSIN
KİMBİLİR BELKİ MEZARTAŞIM BİLE OLMAYACAK
VEFALI BİR SEVDİĞİM OLMADIĞI GİBİ
OLDUĞUN YERDE,
MEZARIM BAŞINDA YIĞILIP KALACAKSIN
HIÇKIRIKLARA BOĞULACAK YÜREĞİN
NE ELİNDEN TUTANIN OLACAK
NEDE GÖZYAŞINI SİLENİN
BENDEN BAŞKA GERÇEK BİR SEVENİN OLMADIĞI GİBİ…
Yarın çok geç olabilir bitanem
Geleceksen bu gün gel….
06.03.2007 - 14:27
BAYRAMIN OLSUN
YÜREĞİMDE SEVDAN GÖZÜMDE YAŞLAR
BİTERMİŞ DEMEK BİR GÜN ANILAR
NE KADAR DA SEVSEM BOOOOŞ DEMEK AŞKLAR
GİDİYORUM İŞTE BAYRAMIN OLSUN...
BÜTÜN MUTLULUKLAR SENİNLE OLSUN
HÜZÜNLER BİTANEM, ZATEN DOSTUM
YETER ARTIK ÜZÜLME BEN NOKTA KOYDUM
GİDİYORUM İŞTE BAYRAMIN OLSUN....
BAHARLAR SENİN AÇSIN ÇİÇEKLER
ÖTÜŞÜSÜN BÜLBÜL UÇSUN KELEBEKLER
BEN HA VARIM HA YOKUM GİTSEM NE ÇIKAR
GİDİYORUM İŞTE BAYRAMIN OLSUN....
'hergünün bayram hergünün bahar tadında olsun bitanem' bana yüreğime damlayan gözyaşlarım yeter onlar bana bayram onlar bana bahar demek.....
Toplam 559 mesaj bulundu