Haksızlık Önünde Egilmem Çünkü HakkımLa ßeraßer Gururumuda Kaybetmiş Olurum..ßen Tekim ßenim ßeyaz Sayfamda Kalemimde Silgimde SevdikLerimin dostlarımın ELinde.. Bir gün nefesim tükensede ruhum bedenimden ayrılsada hiç konuşa masamdan ben susacağım o zaman ışıklar sönecek karanlıklarda sadece ve sadece bir ışık görünecek dünyada kalbimde taşıdığım sevgi ve kurduğum dostluklar yalansız riyasız menfaatsiz kurduğum dostluklar karanlıklarımda aydınlığım olacak zaten dünyada aslında yaşarken karanlıkta değimliyiz ve sevgisizleşen dünyamızda menfaate dayanan dostluklarla kirlenmedi mi gel o zaman sanalda olsa daha yaşam bitmeden sevgiyi yayalım tüm insanlara yunusun, Mevlana nın yaktığı sevgi ateşini sönmesine izin vermeyelim dostluk şerbetinden içelim kanana kadar ne dersin sende benim gibi düşünüyorsan gerçekten bu sevgiyi ferdi olarak dünyaya yayabileceğini düşünüyorsan ve her insan bir filizdir diye düşünüyorsan beklerim
Sen aşkım Sen bebeğim Sen canım Sen içimde hasretiyle fırtınalar koparan Sen içimde sevgisiyle kentler inşaa eden Sen içimde gülüşüyle günler ve güneşler doğuran Sensiz olmuyor bu hayat
gözlerimdeki derin sessizlik ruhumdaki o sevgi götürür beni düne bir an gözgöze gelirim seninle sonra yine sensizlik hayat çekilmiyor inan sensiz varolunan her an gözlerim hep ufuklarda ellerim, ellerim hep seni istiyor bir yoklukta ve ben kulak veriyorum sessiz geceye yosun kokan denizler hep seni getiriyor bana gecenin kara gölgesinde hep seni görüyorum tekrar suskun gece seninle geçen seneler unutmak mümkün mü dinliyorum her melodide seni nafile, ne yapsam sen yoksun
Benim sabah keyfim yeni açmış bir gülü insanların gülücüklerine yerleştirmektir.
II.
Sana karlı bir günde geleyim saçımın beyazlığı ve paltomun ıslaklığıyla üşüyen dudaklarımı ısıt, tenimi kurula uzun bir şarkıda susalım farkında olmadan sobanın çıtırtılarına dalalım sana küçük törenlerimizde şarki söyleyeyim içki içelim güneşle başbaşa saçlarına dokunan tarağın hışırtısını dinleyeyim gözlerinin titreşimini yansıtsın aynalar bir gece şelalesi gibi damarlarıma akıp yankılan yüreğimde.
III.
Sana yağmurlu bir günde geleyim parkta ıslanalım birlikte gürültüler toprağın kokusunda erisin kentin görüntüsü değişirken bulutlarla duraksamadan parlayan gözlerin ve ıslaklığınla sar beni en koyu kızıllığında dudaklarının kıralım demir parmaklı pencereleri önlerine ortanca saksıları yerleştirelim ağız dolusu sobe diyelim dudaklarımıza.
IV.
Sana güneşli bir günde geleyim ışıklı yollara halılar serelim birlikte aşkınlığa yükselelim, okyanus sularının ortasında altın kumsallarıyla mücevher gibi parlayan adada, ben hep iskeleye demir atmış beyaz bir yelkenlinin düşünü gördüm tuzlu dudaklarını yakmak için sana kendi yaptığım güneşleri getireyim.
Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …? Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan, Sanki benim hiç senim olmamış gibi…
Bugün sardunyalarım da açmadı Belki de küskün renklere Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım Sensiz soluyorum anlayacağın Mavi mavi ölüyorum Duyuyor musun, orada mısın, Var mısın, yok musun? Bir tek şeyi unutma!
GÖNLÜMÜN SEVGİLİSİ Gönlümden yüreğime aktın bir kere sevdim de sevgimi sana veremedim. Neyazık ki ben yolu yarılamıştım sense yolun başındaydın. Olmazı aşkı yaşamıştım ben sende. Oysa o kadar istedimki seni seninle yaşamayı. Kimin ne dediğini duymadan aldırmadan seni seninle yaşamayı. Ama sen bende hiç olmadın ki. Hep bir adım uzaktın bana biliyordum kalbimin kapılarına zincir vurmuştum. Benim sevgim yetmedi yetemedi kalbini sevgiyle doldurmaya yada istemedin yada korktun sevdiğim beni sevmeye. Haklısın belki ya ben çok bencildim ya da çok sevdim. Biliyordum ki Yanlış bir zaman dilimindeydik ikimizde
Bebeklerim el emeği göz nuruydu benim, ellerimle emekler, gözlerimle nurlandırırdım... Yalnızdım alabildiğine engindi yalnızlığım.. Kirpiksiz bebeklerim olmalıydı, saçsız, ayakkabısız, bir denizkızına benzemeliydi bebeklerim; denizkızları özgürdü çünkü, küçük kırmızı valizlerine doldurdular mı inci tanelerini, gidebilirlerdi okyanuslarca, mutluluğun saklı olduğu o kovukları aramaya...
Bebeklerle bitmiyordu ki iş... Nazar boncuklu bir bilekliğin olmalıydı,gülen gözlerin.. Gülmesi ne zordur bilir misin o gözlerin.. Ailen gelir oturur gırtlağının üzerine.. Mutfakta elma sepetine girmiş ağlamaktasındır, Bugün daha az kavga etsinler diye sana öğretilmemiş duaları sıralarsın ardı ardına.. Küfredersin çocukluğuna.. Duygularına önem verilmeyen her çocuk gibi, yaşa bakalım sen de seninkini.... Bak fotoğrafın çekiliyor... Haydi,umuda el salla...
Ben farklı olacağım.. Ben gerçekten inanıyorum,inanılması insanlıkça zor olana... ben vereceğim canımı onların hepsine de göstereceğim olabilirliğini inancımın.. Sana dayanmadan hem de.. bak Allah güzel olanı erken alırsa yanına O'na sözüm yok ama, O da almasın beni senden biraz da korkuyorum bu baş dönmelerinden... Melankoliğim, biraz belki de komedyen, sen bakma bu şaşkın deli palyaçonun her lafına...
Düşlerinde bir orman yeşilinin en canlısı Hani o yüzüne yayılıveren gülüşün en tatlısı Kollarıma dolan sevginin sardıkça sarmalanası en mutlu günlere basım yapan davetiyenin matbaası herşeyin olmak için cebinde yaşayan bir yaramaz sincapsa adım küçük zincirimi dola eline sonra sor bakalım yüreğine Çatılmış kaşlarının kalp krizinde mi kaldım Gülen kirpiklerinden gülyüzüne mi aktım...
Gerçek olan birşey varsa ve bildiğim Seni deli gibi sevdiğimdir.. Ve kelimelerin bile az geldiği yerde ölüm gibi birşeyken hasretin Gülümseyebilmektir erdemin gölgesi... Kendisine lafım yok Yaptırımı deli ediyor özleminin.. Yankısı sağır eden bir vadiye Çığlık çığlığa düşen yokluk Virajı alabilirsem ne ala Alamazsam..
bir yudum çayda iki damla can bir kaşığa sarılıp birlikte döndükçe sarhoş su damlası dudaklarda yarım şeker tadı muhabbet kuşu deliliğinde anlamsız şarkılar.. sen sevdalı bir gecede getir bana seni..
mola verdin mi pınar başlarında sıcak bir yaz günü terledin mi ve coşkulu akan bir pınarın sesinde yıkadın mı ellerini gölgesinde güzel ağaçların.. önce, serinliği ateşi tatmış elleri hisseder insanın içersin bir yudumda kana kana dinmeyen bir pınardır, sevin..
bir düş ülkesinin mecnun masalı bu; yorgun, soluk soluğa gözlerinde ateşe bakar bir de geride kalan yollara değerdi yaşamaya ömür boyu eteklerinden kopup geliyor her şey nice dağların tepesinde rüzgar..
sevgi, perisini buldu yorgun bir kelebek düşü hep bildiğin, aramadığın doğduğun dünden beri içimde özgür ve güçlü kanatlı rüyalarda vardın inanmadığım ülkelerin keşfedilmemiş prensesi..
uyku esir alır, yorgunluğa eziliriz.. hak ediyorsun herşeyi sevda dalı ikincil bir yaşam sunsun yeniden gelseydim derler ben de geldim şansımla, şansım bir tek sensin...
mutluluk ağacımda sevinç çiçeğimdin.. aldın, verdin ve beni yendin paylaştığın sevgi sardı yüreğimin yüreğinde evi vardı
iki şımarık çiçek dileğinde ifadeler.. ellerini serbest bırak zorlama sakın hiçbir şeye ne ürk ne de beklenti say, yazmayı sevdiğim kadar kalbine yaslanıp dinlemeyi...
bana sen, canı anlat kuş kalbinin sevincini kıpırtıları ve sarsıntıları ürkmeden, beklentisiz bilerek, özgür ve rahat...
esaretiyle mutlanma çabası ellerin içeriği içten hisleri iletmekten ötesi kelimelerin kıpırtılar bir sevgiyi anlatır daha saçlarından söz etmemişsem gözlerinden bile...
yürek ürkütmez ki, bu bir sevgi paylaşımı bizim kelimelerimiz.. söylemekten ürke ürke mapuslarda tükettiğimiz.. çizgisini bilir dilimiz öyleyse korkma, söylemeliyiz..
sen temiz bir bahar havası, ve sırtımı yasladığım söğüt ağacı öyle sızıları var ki yüreğimin, varlığın yenerken hoyrat ve zalim..
kader, keder... istenmeyen misafirler. yetiştirip büyüttüler bizi hüznün kollarında onlar gitsin duyarsız sevgisiz insanlara sevgiyi öğretsin...........
Gel omuzu üşümüş gecelerime Sessizce çekilen kadife tüylü Yumuşacık bir battaniye ol.. Sabahları yeni kesilmiş taze İç organları gibi kanayan Sırılsıklam gözlerime günaydın Bitmek bilmeyen anlamsızlığıma Giyotin gibi inen cellat ol.. Koşulsuz zorlamasız ayıpsız Rahat ve özgür bir gazete olayım ben de Düşünceni okuduğun Yokluğundan solgun Renkli sayfalarıma dokun Kendini bul bende..
Az önce sensizliğin saldırısına uğradım Kalbim kanıyor bak ama sakın korkma Arkamda sakladığım birkaç küçük zaman Dilimleyip sepete koydum biraz hasretle karışık Biraz çaresizlikle.. Şelaleye çıkıyor bu nehir sandala gerek yok Tutun omzuma olması gerektiği gibi Söğüt dalı niyetine..
Soğuk düşlerinin kapısını aralayan benim Aç gözlerini alabildiğine aç ama Kulak ver mırıltıdaki ninniye Sevdayı tekrarlıyor ve güveni Uykunun kucağındaki Masum bebişe..
Az önce verdiğim sözü hatırladım Kağıdı buruşturup saklama huyum gibi Yüzünü saklayışım uykunda Ve severken saçlarını Bir aynada Aksi gülen yüzünün..
Kucağıma çektiğim dizlerim tesellisi yokluğunun Ve badem gözlerin yerine bir boşluk yakalar gözlerimi Ellerim bir kış mevsimi rüzgarı Sen yoksun Gökkuşağı unutmuş renklerini.. Şimdi heryere ve herşeye hakim gri Bir fırçanın ucunda Tüm dünyayı Acımadan Hasretine boyuyor...
Burda böyle oturmuş seni beklerken ben; en çok da gülüşünü özlüyorum.Verilen sözler gibi,elimde saatlerine uyarak içtiğim sigaram,an be an büyüyen özlemin,gittikçe çoğalarak içime dolan sevgin ve en büyük fırtınalara göğüs gerebilen kararlı gözlerininin ışığıyla yolumu bularak; dibine düştüğüm mağarada bir seni bekliyorum.. Bir seni.. Bir tutabilsem ellerini cennetin,bu cehenneme minnettar kalacağım; sırf güzelliklerin aslında gördüğümden kat kat daha göz kamaştırıcı olduğunu bana öğrettiği için.Ateşte eli yanmayan biri baharın serin esintisinin kıymetini ne kadar anlayabilir ki..An geçmiyor ki bir zebani elindeki çatalı ruhuma batırmaya çalışmasın,an içinde seni görüyorum; göz kırpıyorsun,bitecek,az kaldı,birkaç gün içinde cennetime alacağım seni,biraz daha sabır diyorsun..Bense oturmuş dua ediyorum.Bize gerekli olan tek şey.. Biraz daha sabır.. Burada böyle oturmuş seni özlerken ben; hayata binbir anlam yüklüyorum.O hayatın içinde sen olana kadar “anlamın” anlamından haberi olmayan,boşlukta bir bayrak gibi sürüklenen zamanlardan farksız,içi boş ve çürük bir ceviz misali yeşilden uzak,nefessiz başıboş dolaşan sele kapılmış bir sandalye gibi giden ömrüm; senli günlere adım attığından beri belki de son nefesini vermekteyken, hayat öpücüğüyle gözlerini açıp, ciğerlerindeki suyu şiir hızında dışarı atarak, yerine oksijen yakıcılığında bir seni doldurdu... Bir seni.... Biliyorum meraktasın,senin özleminle dolu olan saatlerimin dışarıdan bakılınca nelerle oyalandığını,nereye baktığımı,ne yediğimi ne içtiğimi,ne giydiğimi ne gördüğümü önemsiyorsun..Sana açıyorum gözlerimi her sabah,avucuma doldurup yüzüme çarpıyorum seni,üstüm başım seninle ıslanıyor.Sana bakarak seninle tarıyorum saçlarımı.Seni hazırlayıp masalarda seni içiyorum kana kana,sıcaklığın damarlarımda geziyor.Seni okuyorum her satırında sayfaları mis gibi sen kokan kitabımın..Aynı sayfanın sokaklarında dolanıyorum, kitap elimde ölüyor her satırından sen doğuyorsun..Her filmin başrolünde seni izliyorum,camdan bakarken dışarıda koşuşturan tüm insanlar sen oluyorsun..Parmaklarım neye dokunsa bir seni hissediyor,havada binlece molekül bir seni haykırıyor.Uyku ile uyanıklık arası bir senin adın dudaklarımda,uykuya dalınca bir senin gözlerinin sevgi dolu ışığı rüyalarımda..Her anımı seninle dolduruyorum..Yaşamın diğer adı senin varlığınsa eğer,ölüm benden çok uzakta bir değer artık..Ben her adımımda yaşanası bir çiçek kokluyorum,yüzümü güneşe dönüp bir seni bekliyorum.. Bir seni...
Anlatamadığım gösteremediğim O kadar sevgi var ki yüreğimde Çok ağır geliyor artık Sana olan tüm hislerim Korkularım Aşkım Sevgim ve özlemim Hepsini birden yaşamak Hissetmek ve tam anlamıyla gösterememek Çok ağır geliyor yüreğime Hepsini bir anda yaşıyorum Korkuyorum İçine girdiğim derin denizden Korkuyorum kaybolup gitmekten Çünkü aşkınla hergün daha fazla derinleşiyor deniz Korkuyorum senin birgün kaybolup gitmenden Seviyorum Hayatımda sevmediğim kadar Sensiz yaşayamayacağımı bilecek kadar Özlüyorum Gecenin karanlığında bir başımayım sanki Uykularım düzensiz ve Uykuya dalabildiğimde sen varsın rüyalarımda Her günümde her saatimde her anımda sen varsın Dudaklarımda kalbimde beynimde senin adın Bedenimde senin izin Kulaklarımda senin sesin Burnumda senin kokun var Seninle nefes alıyorum Seninle gökyüzünün güzelliğini gördüm Seninle çiçeklerin kokusunu duydum Sen olmadığında gene eskisi gibi Güzel olan hiçbirşeyi hissedemeyeceğim Ben seninle varım Korkuyorum gitmenden Seviyorum seni tüm kalbimle Özlüyorum seni tüm benliğimle Ne olur aşkım çabuk ol
İçimde bir hüzün var Nedenini bilmediğim Belki de bilmek istemediğim Zor olanı yaşamak mı Yaşamı zorlaştırmak mı yaptığım? Doğruyu bulmak adına Yaşıyorum kaderin verdiklerini Verilenler kaderimin doğrusu mu Yoksa doğru olan mı yaşadıklarım? Gizli bir aşk bu, imkansız olan Sözlerle başlayıp hislerime yansıyan İmkansız olan aşk mı Yoksa aşkın gizi mi bunu imkansız kılan?
Yağmur yağıyordu bir bahar akşamında. Ve ben seni düşlüyordum.. Balkondan uzattığım bedenim ıslandıkça, Ağlıyordum, çünkü seni hatırlatıyordu yağmur..
Sokağa çıktım, şemsiye almadan, Islanıyordum, şehrimin dar sokaklarında.. Gidiyordum, nereye gittiğimi bilmeden, Ama biliyordum sana ulaşacağımı, umuyordum...
Yağmur güzel değildi belki, senin kadar, Ama seviyordum, sebepsiz bir şekilde.. Tıpkı seni sevdiğim gibi... Gökyüzüne baktım o an, göremedim yıldızları.. Kaybettim onlarıda senin gibi..
Ağlıyordum, bir bahar akşamında, Sebebini bilmeden ağlıyordum... Rahatlatıyordu çünkü ağlamak beni, Tıpkı seni gördüğüm anki gibi..
Yağmuru dinliyordum, bir bahar akşamında, Ağzından çıkan her sözü dinlemem gibi... Huzur veriyordu çünkü bana, Sebepsiz ve nedensiz dinliyordum..
Yağmura benzetiyordum seni, herşeyinle.. Yağmurla gelen herşeyi veriyordun bana, Yalnızca birşeyi veremiyordun, yağmur gibi, Bir benim olmayı beceremiyordun....
Güneş sönmedi, Sen sönmedin.. Sen Güneştin; Bilmedim, bilmedin sende, Onlarda bilmediler. Onlar dediğim, Bizi bilenler..
Sen gittin sonra aramızdan, Karanlıkta kaldık, anladık değerini Ruhumuzu aydınlattığını. Ve anladım Güneş olduğunu Anladın sende, onlarda anladılar. Ama geç kaldık, Hemde çok geç...
Bilmem hatırlar mısın? Nasılda utanırdım seninle konuştuğumda. Ellerim, ayaklarım birbirine dolanırdı. Her yüzüne baktığımda, gülerdin..
Bilmem hatırlar mısın? Korkardım sevgimi söylemeye. Korkardım çünkü, ters bir yanıt almaktan. Her Aşk dediğinde, susardım..
Bilmem hatırlar mısın? Seninle konuşmak için can atardım. Gözlerine dalar, kendimden geçerdim. Her zor anımda, üzülürdün..
Bilmem hatırlar mısın? Konuşurduk bahar akşamlarında,. Konu her defasında sevdaya dönerdi. Her biz dediğinde, ağlardım..
Bilmem hatırlar mısın? Sıcak yaz akşamlarında beraberdik. Yan yanaydı hep ruhlarımız, geceye inat. Her konuşmamda, susardın..
Bilmem hatırlar mısın? Hiç konuşamadık seninle sevgimizi. Oysa o kadar açıktı ki herşey. Her yakınlaşmamızda, kaçardım..
Bilmem hatırlar mısın? Hep beraber olucaktık seninle. Bu son olacaktı, ikimiz içinde. Her ayrılık dediğimde, kızardın..
Bilmem hatırlar mısın? Beni son defa ve habersiz terk ettiğinde. Nasıl yandı yüreğim ve nasıl haykırdım gecelere. Elimde olmadan nasıl isyan ettim; hayata, kadere, sevgiye. Oysa ne senin suçundu bu habersiz elveda; nede hayatın, sevginin. Tamamiyle kendi keşkemdi bu haykırış, kendi pişmanlığım. Bir kere bile seni seviyorum diyememiştim sana. İçimde kilitlendi kaldı, son ayrılık haberinle. Bilmem hatırlar mısın? Ben hatırlıyorum, zaten hiç unutamadım ki...
Şafaklarda güneş olur, doğarım saçlarına, kızıl sarısı renklerimle okşarım tel tel. sabahın ilk rüzgarlarına biner gelirimde, tenine siner ürpertirim bedenini ılgıt ılgıt. günaydın derim sana,pencerene konan serçelerden, şarkılar fısıldarım aşka dair, anlamasan da sen; beni unutmak kolay değil...ben unutmadıkça!
Yollarına taş olurum, toprak olurum; utanmam, toz duman olur yapışırımda gidemezsin bensiz bir yere. sofrana ekmek olurum, bardağında su! ! ! fark etmez, yağmur olur ıslatırım seni; sindirerek içime. damla damla sevişirim, sen hissetmesen de, kaçtıkça benden,daha çok yaklaşırım ben sana! beni unutmak kolay değil...ben yaşadıkça.
Gecelerine örtü olurum incecik,sararım seni! dolunayda gülerim, yıldızlarda öperim; bilmesen de? uykularında rüya, rüyalarında yine ben..hep ben... alaca karanlıklarda ferin olur yanarımda görürsün, yere serdiğin döşek, başını koyduğun yastıktır sevdam. uyusanda,uyansanda gözbebeklerinde yüreğim; nöbetçin, beni unutmak kolay değil....ben ölmedikçe
05.04.2007 - 14:03
Haksızlık Önünde Egilmem Çünkü HakkımLa ßeraßer Gururumuda Kaybetmiş Olurum..ßen Tekim ßenim ßeyaz Sayfamda Kalemimde Silgimde SevdikLerimin dostlarımın ELinde..
Bir gün nefesim tükensede ruhum bedenimden ayrılsada hiç konuşa masamdan ben susacağım o zaman ışıklar sönecek karanlıklarda sadece ve sadece bir ışık görünecek dünyada kalbimde taşıdığım sevgi ve kurduğum dostluklar yalansız riyasız menfaatsiz kurduğum dostluklar karanlıklarımda aydınlığım olacak zaten dünyada aslında yaşarken karanlıkta değimliyiz ve sevgisizleşen dünyamızda menfaate dayanan dostluklarla kirlenmedi mi gel o zaman sanalda olsa daha yaşam bitmeden sevgiyi yayalım tüm insanlara yunusun, Mevlana nın yaktığı sevgi ateşini sönmesine izin vermeyelim dostluk şerbetinden içelim kanana kadar ne dersin sende benim gibi düşünüyorsan gerçekten bu sevgiyi ferdi olarak dünyaya yayabileceğini düşünüyorsan ve her insan bir filizdir diye düşünüyorsan beklerim
05.04.2007 - 14:02
Aşkım
Sen aşkım
Sen bebeğim
Sen canım
Sen içimde hasretiyle fırtınalar koparan
Sen içimde sevgisiyle kentler inşaa eden
Sen içimde gülüşüyle günler ve güneşler doğuran
Sensiz olmuyor bu hayat
02.04.2007 - 12:21
sevmedin mi hiç
beni hiç sevmedin mi
yanlızken özlemedin mi
sesimi hiç duymadın mı
bırakıp giderken
tertemiz sevgime layık değilsin
beni terkedip nasıl gidersin
benden başkasını nasıl seversin
sevdiysen eger kahpesin
demek ki sözlerin yalandı
yalandı kohrolası gözlerin
beni yıkan sen degilsin
senle geçen günlerim
lanet olsun ki bana
senin için agladım
hatta diz çöküp yalvardım
degermiydi be degermiydi
senin ugruna
30.03.2007 - 17:40
Dün Gece
Çelik testereyle kestim suları
Yıkadım duvara astım suları...
Düşümde düşüme girdim dün gece
Buluta yaslandım ışığı tuttum.
Seni hatırladım, seni unuttum
Kendimi kendime sordum dün gece
Topladım yolları eyledim yumak
Musalladan gayri görmedim durak...
Durmadan düşünüp durdum dün gece
Toprağı boyadım otlar ağladı
Oturdum kalkmadım atlar ağladı...
Tuttum yorgunluğu yordum dün gece
Dertler gecikince gidip yokladım
Yırtık bohçalarda umut sakladım
Kırgınlık bağını kırdım dün gece
Şişelerde mahkum çiçek kokusu
Yağdı yüreğime renk renk korkusu...
Yok yere yokluğu vurdum dün gece
Ay doğdu gölgeler çöktü üstüme
Hicran alev alev aktı üstüme.
Gözümü yollarda gördüm dün gece
Aydınlığa koştum karanlık çıktı
Her sevgi, her vefa bir anlık çıktı...
Güç-bela ben bana vardım dün gece
Dosta şiir yazdım 'hatıra' dedim
Belki bir dost gele otura dedim
Gönlümü toprağa serdim dün gece
30.03.2007 - 17:27
SUSKUN GECE- Suskun Kader
gözlerimdeki derin sessizlik
ruhumdaki o sevgi
götürür beni düne
bir an gözgöze gelirim seninle
sonra
yine sensizlik
hayat çekilmiyor inan
sensiz varolunan her an
gözlerim hep ufuklarda
ellerim, ellerim hep seni istiyor
bir yoklukta
ve ben kulak veriyorum sessiz geceye
yosun kokan denizler
hep seni getiriyor bana
gecenin kara gölgesinde hep seni görüyorum
tekrar suskun gece
seninle geçen seneler
unutmak mümkün mü
dinliyorum
her melodide seni
nafile, ne yapsam sen yoksun
30.03.2007 - 17:19
Sana Geliyorum
I.
Benim sabah keyfim
yeni açmış bir gülü
insanların gülücüklerine yerleştirmektir.
II.
Sana karlı bir günde geleyim
saçımın beyazlığı ve paltomun ıslaklığıyla
üşüyen dudaklarımı ısıt, tenimi kurula
uzun bir şarkıda susalım farkında olmadan
sobanın çıtırtılarına dalalım
sana küçük törenlerimizde şarki söyleyeyim
içki içelim güneşle başbaşa
saçlarına dokunan tarağın hışırtısını dinleyeyim
gözlerinin titreşimini yansıtsın aynalar
bir gece şelalesi gibi
damarlarıma akıp yankılan yüreğimde.
III.
Sana yağmurlu bir günde geleyim
parkta ıslanalım birlikte
gürültüler toprağın kokusunda erisin
kentin görüntüsü değişirken bulutlarla
duraksamadan parlayan gözlerin
ve ıslaklığınla sar beni
en koyu kızıllığında dudaklarının
kıralım demir parmaklı pencereleri
önlerine ortanca saksıları yerleştirelim
ağız dolusu sobe diyelim dudaklarımıza.
IV.
Sana güneşli bir günde geleyim
ışıklı yollara halılar serelim
birlikte aşkınlığa yükselelim,
okyanus sularının ortasında altın kumsallarıyla
mücevher gibi parlayan adada,
ben hep iskeleye demir atmış
beyaz bir yelkenlinin düşünü gördüm
tuzlu dudaklarını yakmak için
sana kendi yaptığım güneşleri getireyim.
30.03.2007 - 17:14
Hayat dostum
Karanlık başlayıp güneş açtığında
Sessizlik matemi yaklaştığında
Baş başa geceyle kucaklaştığında
Sanki hayat dostum benim geceler
Terk edip gidince herkes evine
Hevesmiyim ben matemin neyine
Buluşurum hüzünlerle ben yine
Sanki hayat dostum benim geceler
Kağıtla kaleme yetiyor gücüm
Sabah olmayınca dinmiyor acım
Merhemim kremim yoktur ilacım
Sanki hayat dostum benim geceler
Başımda bir duman yükselir yüce
Cehennem çukurun dan derindir gece
Feryatla ağlamak ona eğlence
Sanki hayat dostum benim geceler
Çağırsam da gelen olmaz yanıma
Sabaha dek yeter tatlı çanıma
Bana bumu miras soracağım anama
Sanki hayat dostum benim geceler
Uyuyup kalırım köşe başında
Elbisem ıslanır çise yaşında
Uyuduk ca kabus gördüm düşümde
Sanki hayat dostum benim geceler
Poyraz vurup dumanım çekmiyor
Uzuyor geceler şafak sökmüyor
Bir gecede bin kez belim büküyor
Sanki hayat dostum benim geceler
30.03.2007 - 16:35
Aşk benim hiç Senim olmamış
Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …?
Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan,
Sanki benim hiç senim olmamış gibi…
30.03.2007 - 16:31
Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum
Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak....
30.03.2007 - 16:02
GÖNLÜMÜN SEVGİLİSİ
Gönlümden yüreğime aktın bir kere sevdim de sevgimi sana veremedim.
Neyazık ki ben yolu yarılamıştım sense yolun başındaydın.
Olmazı aşkı yaşamıştım ben sende.
Oysa o kadar istedimki seni seninle yaşamayı.
Kimin ne dediğini duymadan aldırmadan seni seninle yaşamayı.
Ama sen bende hiç olmadın ki.
Hep bir adım uzaktın bana biliyordum kalbimin kapılarına zincir vurmuştum.
Benim sevgim yetmedi yetemedi kalbini sevgiyle doldurmaya yada istemedin yada korktun sevdiğim beni sevmeye.
Haklısın belki ya ben çok bencildim ya da çok sevdim.
Biliyordum ki
Yanlış bir zaman
dilimindeydik ikimizde
30.03.2007 - 15:52
Bebeklerim el emeği göz nuruydu benim,
ellerimle emekler, gözlerimle nurlandırırdım...
Yalnızdım alabildiğine engindi yalnızlığım..
Kirpiksiz bebeklerim olmalıydı,
saçsız, ayakkabısız, bir denizkızına benzemeliydi bebeklerim;
denizkızları özgürdü çünkü,
küçük kırmızı valizlerine doldurdular mı inci tanelerini,
gidebilirlerdi okyanuslarca,
mutluluğun saklı olduğu o kovukları aramaya...
Bebeklerle bitmiyordu ki iş...
Nazar boncuklu bir bilekliğin olmalıydı,gülen gözlerin..
Gülmesi ne zordur bilir misin o gözlerin..
Ailen gelir oturur gırtlağının üzerine..
Mutfakta elma sepetine girmiş ağlamaktasındır,
Bugün daha az kavga etsinler diye
sana öğretilmemiş duaları sıralarsın ardı ardına..
Küfredersin çocukluğuna..
Duygularına önem verilmeyen her çocuk gibi,
yaşa bakalım sen de seninkini....
Bak fotoğrafın çekiliyor...
Haydi,umuda el salla...
Ben farklı olacağım..
Ben gerçekten inanıyorum,inanılması insanlıkça zor olana...
ben vereceğim canımı onların hepsine de göstereceğim olabilirliğini inancımın..
Sana dayanmadan hem de..
bak Allah güzel olanı erken alırsa yanına O'na sözüm yok ama,
O da almasın beni senden
biraz da korkuyorum bu baş dönmelerinden...
Melankoliğim, biraz belki de komedyen,
sen bakma bu şaşkın deli palyaçonun her lafına...
Düşlerinde bir orman yeşilinin en canlısı
Hani o yüzüne yayılıveren gülüşün en tatlısı
Kollarıma dolan sevginin sardıkça sarmalanası
en mutlu günlere basım yapan davetiyenin matbaası
herşeyin olmak için
cebinde yaşayan bir yaramaz sincapsa adım
küçük zincirimi dola eline sonra sor bakalım yüreğine
Çatılmış kaşlarının kalp krizinde mi kaldım
Gülen kirpiklerinden gülyüzüne mi aktım...
Gerçek olan birşey varsa ve bildiğim
Seni deli gibi sevdiğimdir..
Ve kelimelerin bile az geldiği yerde ölüm gibi birşeyken hasretin
Gülümseyebilmektir erdemin gölgesi...
Kendisine lafım yok
Yaptırımı deli ediyor özleminin..
Yankısı sağır eden bir vadiye
Çığlık çığlığa düşen yokluk
Virajı alabilirsem ne ala
Alamazsam..
Aaaaşkıım papucu yarııım...
Çık dışarıııyaaa oynayalııım....
30.03.2007 - 15:47
bir yudum
çayda iki damla can
bir kaşığa sarılıp birlikte
döndükçe sarhoş su damlası
dudaklarda yarım şeker tadı
muhabbet kuşu deliliğinde
anlamsız şarkılar..
sen sevdalı bir gecede
getir bana seni..
mola verdin mi pınar başlarında
sıcak bir yaz günü terledin mi
ve coşkulu akan bir pınarın
sesinde yıkadın mı ellerini
gölgesinde güzel ağaçların..
önce, serinliği ateşi tatmış
elleri hisseder insanın
içersin bir yudumda kana kana
dinmeyen bir pınardır, sevin..
bir düş ülkesinin
mecnun masalı bu;
yorgun, soluk soluğa
gözlerinde ateşe bakar
bir de geride kalan yollara
değerdi yaşamaya ömür boyu
eteklerinden kopup geliyor her şey
nice dağların tepesinde rüzgar..
sevgi, perisini buldu
yorgun bir kelebek düşü
hep bildiğin, aramadığın
doğduğun dünden beri
içimde özgür ve güçlü
kanatlı rüyalarda vardın
inanmadığım ülkelerin
keşfedilmemiş prensesi..
uyku esir alır,
yorgunluğa eziliriz..
hak ediyorsun herşeyi
sevda dalı
ikincil bir yaşam sunsun
yeniden gelseydim derler
ben de geldim şansımla,
şansım bir tek sensin...
mutluluk ağacımda
sevinç çiçeğimdin..
aldın, verdin ve beni yendin
paylaştığın sevgi sardı
yüreğimin yüreğinde evi vardı
iki şımarık çiçek
dileğinde ifadeler..
ellerini serbest bırak
zorlama sakın hiçbir şeye
ne ürk ne de beklenti say,
yazmayı sevdiğim kadar
kalbine yaslanıp dinlemeyi...
bana sen, canı anlat
kuş kalbinin sevincini
kıpırtıları ve sarsıntıları
ürkmeden, beklentisiz
bilerek, özgür ve rahat...
esaretiyle mutlanma çabası ellerin
içeriği içten hisleri
iletmekten ötesi kelimelerin
kıpırtılar bir sevgiyi anlatır
daha saçlarından söz etmemişsem
gözlerinden bile...
yürek ürkütmez ki,
bu bir sevgi paylaşımı
bizim kelimelerimiz..
söylemekten ürke ürke
mapuslarda tükettiğimiz..
çizgisini bilir dilimiz
öyleyse korkma, söylemeliyiz..
sen temiz bir bahar havası,
ve sırtımı yasladığım söğüt ağacı
öyle sızıları var ki yüreğimin,
varlığın yenerken hoyrat ve zalim..
kader, keder...
istenmeyen misafirler.
yetiştirip büyüttüler bizi
hüznün kollarında
onlar gitsin
duyarsız sevgisiz insanlara
sevgiyi öğretsin...........
30.03.2007 - 15:06
Kuşlar vardır,cana benzer havalarda
Soğuksa kar,baharsa yaprak;
Bir başına büyür toprakta ömrümüz,
Güneşle yeşil elleriyle çıplak;
-Uslu ayaklarla başlamış yolculuk-
Yürünmez öyle,bazen durulur,
Ve iner erenler katına yorgunluk;
Kapanır sükun üzre kitaplar.
Nefeslerle sürüp giden yaşamımız
Bir su kenarına gelir durur;
Ekmekten,saraptan öte nimetler vardır;
Yürünmez öyle hep,bazen susulur.
30.03.2007 - 15:05
Gel omuzu üşümüş gecelerime
Sessizce çekilen kadife tüylü
Yumuşacık bir battaniye ol..
Sabahları yeni kesilmiş taze
İç organları gibi kanayan
Sırılsıklam gözlerime günaydın
Bitmek bilmeyen anlamsızlığıma
Giyotin gibi inen cellat ol..
Koşulsuz zorlamasız ayıpsız
Rahat ve özgür bir gazete olayım ben de
Düşünceni okuduğun
Yokluğundan solgun
Renkli sayfalarıma dokun
Kendini bul bende..
30.03.2007 - 15:02
Az önce sensizliğin saldırısına uğradım
Kalbim kanıyor bak ama sakın korkma
Arkamda sakladığım birkaç küçük zaman
Dilimleyip sepete koydum biraz hasretle karışık
Biraz çaresizlikle..
Şelaleye çıkıyor bu nehir sandala gerek yok
Tutun omzuma olması gerektiği gibi
Söğüt dalı niyetine..
Soğuk düşlerinin kapısını aralayan benim
Aç gözlerini alabildiğine aç ama
Kulak ver mırıltıdaki ninniye
Sevdayı tekrarlıyor ve güveni
Uykunun kucağındaki
Masum bebişe..
Az önce verdiğim sözü hatırladım
Kağıdı buruşturup saklama huyum gibi
Yüzünü saklayışım uykunda
Ve severken saçlarını
Bir aynada
Aksi gülen yüzünün..
30.03.2007 - 15:01
Kucağıma çektiğim dizlerim tesellisi yokluğunun
Ve badem gözlerin yerine bir boşluk yakalar gözlerimi
Ellerim bir kış mevsimi rüzgarı
Sen yoksun
Gökkuşağı unutmuş renklerini..
Şimdi heryere ve herşeye hakim gri
Bir fırçanın ucunda
Tüm dünyayı
Acımadan
Hasretine boyuyor...
30.03.2007 - 14:55
Burda böyle oturmuş seni beklerken ben; en çok da gülüşünü özlüyorum.Verilen sözler gibi,elimde saatlerine uyarak içtiğim sigaram,an be an büyüyen özlemin,gittikçe çoğalarak içime dolan sevgin ve en büyük fırtınalara göğüs gerebilen kararlı gözlerininin ışığıyla yolumu bularak; dibine düştüğüm mağarada bir seni bekliyorum..
Bir seni..
Bir tutabilsem ellerini cennetin,bu cehenneme minnettar kalacağım; sırf güzelliklerin aslında gördüğümden kat kat daha göz kamaştırıcı olduğunu bana öğrettiği için.Ateşte eli yanmayan biri baharın serin esintisinin kıymetini ne kadar anlayabilir ki..An geçmiyor ki bir zebani elindeki çatalı ruhuma batırmaya çalışmasın,an içinde seni görüyorum; göz kırpıyorsun,bitecek,az kaldı,birkaç gün içinde cennetime alacağım seni,biraz daha sabır diyorsun..Bense oturmuş dua ediyorum.Bize gerekli olan tek şey..
Biraz daha sabır..
Burada böyle oturmuş seni özlerken ben; hayata binbir anlam yüklüyorum.O hayatın içinde sen olana kadar “anlamın” anlamından haberi olmayan,boşlukta bir bayrak gibi sürüklenen zamanlardan farksız,içi boş ve çürük bir ceviz misali yeşilden uzak,nefessiz başıboş dolaşan sele kapılmış bir sandalye gibi giden ömrüm; senli günlere adım attığından beri belki de son nefesini vermekteyken, hayat öpücüğüyle gözlerini açıp, ciğerlerindeki suyu şiir hızında dışarı atarak, yerine oksijen yakıcılığında bir seni doldurdu...
Bir seni....
Biliyorum meraktasın,senin özleminle dolu olan saatlerimin dışarıdan bakılınca nelerle oyalandığını,nereye baktığımı,ne yediğimi ne içtiğimi,ne giydiğimi ne gördüğümü önemsiyorsun..Sana açıyorum gözlerimi her sabah,avucuma doldurup yüzüme çarpıyorum seni,üstüm başım seninle ıslanıyor.Sana bakarak seninle tarıyorum saçlarımı.Seni hazırlayıp masalarda seni içiyorum kana kana,sıcaklığın damarlarımda geziyor.Seni okuyorum her satırında sayfaları mis gibi sen kokan kitabımın..Aynı sayfanın sokaklarında dolanıyorum,
kitap elimde ölüyor her satırından sen doğuyorsun..Her filmin başrolünde seni izliyorum,camdan bakarken dışarıda koşuşturan tüm insanlar sen oluyorsun..Parmaklarım neye dokunsa bir seni hissediyor,havada binlece molekül bir seni haykırıyor.Uyku ile uyanıklık arası bir senin adın dudaklarımda,uykuya dalınca bir senin gözlerinin sevgi dolu ışığı rüyalarımda..Her anımı seninle dolduruyorum..Yaşamın diğer adı senin varlığınsa eğer,ölüm benden çok uzakta bir değer artık..Ben her adımımda yaşanası bir çiçek kokluyorum,yüzümü güneşe dönüp bir seni bekliyorum..
Bir seni...
30.03.2007 - 12:52
Anlatamıyorum
Anlatamadığım gösteremediğim
O kadar sevgi var ki yüreğimde
Çok ağır geliyor artık
Sana olan tüm hislerim
Korkularım
Aşkım
Sevgim ve özlemim
Hepsini birden yaşamak
Hissetmek ve tam anlamıyla gösterememek
Çok ağır geliyor yüreğime
Hepsini bir anda yaşıyorum
Korkuyorum
İçine girdiğim derin denizden
Korkuyorum kaybolup gitmekten
Çünkü aşkınla hergün daha fazla derinleşiyor deniz
Korkuyorum senin birgün kaybolup gitmenden
Seviyorum
Hayatımda sevmediğim kadar
Sensiz yaşayamayacağımı bilecek kadar
Özlüyorum
Gecenin karanlığında bir başımayım sanki
Uykularım düzensiz ve
Uykuya dalabildiğimde sen varsın rüyalarımda
Her günümde her saatimde her anımda sen varsın
Dudaklarımda kalbimde beynimde senin adın
Bedenimde senin izin
Kulaklarımda senin sesin
Burnumda senin kokun var
Seninle nefes alıyorum
Seninle gökyüzünün güzelliğini gördüm
Seninle çiçeklerin kokusunu duydum
Sen olmadığında gene eskisi gibi
Güzel olan hiçbirşeyi hissedemeyeceğim
Ben seninle varım
Korkuyorum gitmenden
Seviyorum seni tüm kalbimle
Özlüyorum seni tüm benliğimle
Ne olur aşkım çabuk ol
Çünkü sensiz yaşayamıyorum.
30.03.2007 - 12:50
İmkansız Aşk
İçimde bir hüzün var
Nedenini bilmediğim
Belki de bilmek istemediğim
Zor olanı yaşamak mı
Yaşamı zorlaştırmak mı yaptığım?
Doğruyu bulmak adına
Yaşıyorum kaderin verdiklerini
Verilenler kaderimin doğrusu mu
Yoksa doğru olan mı yaşadıklarım?
Gizli bir aşk bu, imkansız olan
Sözlerle başlayıp hislerime yansıyan
İmkansız olan aşk mı
Yoksa aşkın gizi mi bunu imkansız kılan?
30.03.2007 - 12:49
Ben Hiçkimseyim
Herkes gibi davranma bana,
Yanlış yaparsın, ama anlayamazsın.
Anlam veremezsin, tepkisiz tepkilerime.
Çünkü ben farklı denizlerde yüzmeyi severim.
Farka, fark atmayı severim.
Anlamsızca bakmanı isterim yüzüme.
Sevmem tanınmayı, kıyıda yalnız başıma,
Yalnızca seninle kalmak isterim her fırsatta...
Herkes gibi davranma bana,
Bilmessin, sana nasıl şekil verdiğimi.
Daha önce aldığın, sonuçları alamazsın,
Tabu olmuş, basit ve sıradan hareketlerden.
Tabuları, yıkmayı severim...
Çünkü bilirsin sevmem sıradan olmayı.
Akıl alma, beni benden başka kimse bilmez,
Dedim ya! sevmem tanınmayı, severim yalnızlığı..
Herkes gibi davranma bana,
Ben daha öncekilerden farklıyım.
Dedim ya! herkes gibi davranma bana,
Ben herkes değilim güzelim, ben hiçkimseyim...
30.03.2007 - 12:47
Bahar Yağmuru
Yağmur yağıyordu bir bahar akşamında.
Ve ben seni düşlüyordum..
Balkondan uzattığım bedenim ıslandıkça,
Ağlıyordum, çünkü seni hatırlatıyordu yağmur..
Sokağa çıktım, şemsiye almadan,
Islanıyordum, şehrimin dar sokaklarında..
Gidiyordum, nereye gittiğimi bilmeden,
Ama biliyordum sana ulaşacağımı, umuyordum...
Yağmur güzel değildi belki, senin kadar,
Ama seviyordum, sebepsiz bir şekilde..
Tıpkı seni sevdiğim gibi...
Gökyüzüne baktım o an, göremedim yıldızları..
Kaybettim onlarıda senin gibi..
Ağlıyordum, bir bahar akşamında,
Sebebini bilmeden ağlıyordum...
Rahatlatıyordu çünkü ağlamak beni,
Tıpkı seni gördüğüm anki gibi..
Yağmuru dinliyordum, bir bahar akşamında,
Ağzından çıkan her sözü dinlemem gibi...
Huzur veriyordu çünkü bana,
Sebepsiz ve nedensiz dinliyordum..
Yağmura benzetiyordum seni, herşeyinle..
Yağmurla gelen herşeyi veriyordun bana,
Yalnızca birşeyi veremiyordun, yağmur gibi,
Bir benim olmayı beceremiyordun....
30.03.2007 - 12:43
Bilmedim, Bilmedin, Bilmediler
Güneş sönmedi,
Sen sönmedin..
Sen Güneştin;
Bilmedim, bilmedin sende,
Onlarda bilmediler.
Onlar dediğim,
Bizi bilenler..
Sen gittin sonra aramızdan,
Karanlıkta kaldık, anladık değerini
Ruhumuzu aydınlattığını.
Ve anladım Güneş olduğunu
Anladın sende, onlarda anladılar.
Ama geç kaldık,
Hemde çok geç...
30.03.2007 - 12:42
Bilmem Hatırlar mısın?
Bilmem hatırlar mısın?
Nasılda utanırdım seninle konuştuğumda.
Ellerim, ayaklarım birbirine dolanırdı.
Her yüzüne baktığımda, gülerdin..
Bilmem hatırlar mısın?
Korkardım sevgimi söylemeye.
Korkardım çünkü, ters bir yanıt almaktan.
Her Aşk dediğinde, susardım..
Bilmem hatırlar mısın?
Seninle konuşmak için can atardım.
Gözlerine dalar, kendimden geçerdim.
Her zor anımda, üzülürdün..
Bilmem hatırlar mısın?
Konuşurduk bahar akşamlarında,.
Konu her defasında sevdaya dönerdi.
Her biz dediğinde, ağlardım..
Bilmem hatırlar mısın?
Sıcak yaz akşamlarında beraberdik.
Yan yanaydı hep ruhlarımız, geceye inat.
Her konuşmamda, susardın..
Bilmem hatırlar mısın?
Hiç konuşamadık seninle sevgimizi.
Oysa o kadar açıktı ki herşey.
Her yakınlaşmamızda, kaçardım..
Bilmem hatırlar mısın?
Hep beraber olucaktık seninle.
Bu son olacaktı, ikimiz içinde.
Her ayrılık dediğimde, kızardın..
Bilmem hatırlar mısın?
Beni son defa ve habersiz terk ettiğinde.
Nasıl yandı yüreğim ve nasıl haykırdım gecelere.
Elimde olmadan nasıl isyan ettim; hayata, kadere, sevgiye.
Oysa ne senin suçundu bu habersiz elveda; nede hayatın, sevginin.
Tamamiyle kendi keşkemdi bu haykırış, kendi pişmanlığım.
Bir kere bile seni seviyorum diyememiştim sana.
İçimde kilitlendi kaldı, son ayrılık haberinle.
Bilmem hatırlar mısın?
Ben hatırlıyorum, zaten hiç unutamadım ki...
30.03.2007 - 12:39
Beni Unutmak Kolay Değil
Şafaklarda güneş olur, doğarım saçlarına,
kızıl sarısı renklerimle okşarım tel tel.
sabahın ilk rüzgarlarına biner gelirimde,
tenine siner ürpertirim bedenini ılgıt ılgıt.
günaydın derim sana,pencerene konan serçelerden,
şarkılar fısıldarım aşka dair, anlamasan da sen;
beni unutmak kolay değil...ben unutmadıkça!
Yollarına taş olurum, toprak olurum; utanmam,
toz duman olur yapışırımda gidemezsin bensiz bir yere.
sofrana ekmek olurum, bardağında su! ! ! fark etmez,
yağmur olur ıslatırım seni; sindirerek içime.
damla damla sevişirim, sen hissetmesen de,
kaçtıkça benden,daha çok yaklaşırım ben sana!
beni unutmak kolay değil...ben yaşadıkça.
Gecelerine örtü olurum incecik,sararım seni!
dolunayda gülerim, yıldızlarda öperim; bilmesen de?
uykularında rüya, rüyalarında yine ben..hep ben...
alaca karanlıklarda ferin olur yanarımda görürsün,
yere serdiğin döşek, başını koyduğun yastıktır sevdam.
uyusanda,uyansanda gözbebeklerinde yüreğim; nöbetçin,
beni unutmak kolay değil....ben ölmedikçe
Toplam 559 mesaj bulundu