Gitmiştim.. Saçımdan tırnaklarıma kadar boylu boyunca bir gidiştim... Durakta beklemekle otobüse binmek arasındaki çırpınışları kaplıyordu aklım.. Aklım öyle sevimsizdir ki böyle zamanlarda, bulutlarla yerkabuğu arasında sıkışır kalırım.. Doyumsuz bir yolculuk şoku ardı ardına gözlerime saplanır..İki adımda bir kavşak serilir önüme. Karasızlık buhranı sonra... Her acının yürüdüğü söylence bir yol vardır.İşte kavşakları hep acıya ayarlanan gidişlerim bu söylenceye aldanır... Kandili kısık bir aydınlıkta zamanın geç kalmışlığında yolları birbirine düğümlerim... Günü ikiye böler acının kılıcı yüzüne yakışan rengi seçer, geceyi giyinir acının kanayan yarıklarından küçük adımlar geçer... Resmi sevinç, içi ezinç başlangıçla gözüm görmeye başlar. Dilim tatlanır, ceplerimde kıvranır ellerim.. Oysa yürek yeniktir hala.Bunu artık kim değiştirebilir. İnsan görebilirse erdiğini soğuk sokaklara sokulma vakti gelmiştir. Alnımdan su eksildiğinde, acıların kayaları küflendiğinde aynalara suretimin sığmadığı zamanlarda gözüme dokunacak bir göz olmadığında sırası gelmiştir çantayı sırtlamanın. o günden sonra bütün kent sokaklarında asit yağmurlarında tek başıma yürürüm. Yüzüm keskin bir mehtapta küskün bir kedi kadar kimsesiz, yüzüm kapalı tüller kadar sessiz...
Az evvel bütün ıışıkların ardına baktım yoktun! ! Bu kentte senin lisanını konuşuyorum aşk boyu.. Lisanım var inanıyorum öyleyse bu gözümü alan sessizlik neden? Bu sağır özlemin failini göster bana.. Her gün yüreğimi ipe götüren bir cellatı arıyorum.. Gözlerimi gösteriyorum kalabalığa gören yok mu? Peki tanıyan celladı mı? Bir yol daha uzadı önüme, kıyısında sıra sıra meşe kolyesi.. Her meşenin gövdesine bir kelime yazıp geçmşim o yoldan..S enden başka kim başarabilirdi ağaçlardan cümle kurmayı...Ve beklediğim oldu ağaçların yolun sonu denize çıktığı..Ben seni denizsizken bilirim... Gözlerindeki son damla maviyi ellerinle saklardın her seferinde.. Daha engelleri aramızdan söküp karşımıza almadan gittin... Deniz sıçradı üzerine, tuza, yakamoza aldanıp gittin! ! !
Ne zaman rüzgar saçılsa bir kadıın saçlarına, benim bungun ellerim ağlıyor şimdi.. Gel ben ölmekteyim... Caddelerde adımlarım boğuluyor, gözlerindeki surları katlime örüp durma! ! Rengi kokuşmuş yazlara mezarımı kazma! ! Naçar oturup ağladığım, güldüğüm çay bahçelerinde denizden donuk gözlü balıklar bakıyor bana.. Vapurların bir bir sana seferi yok.. Gözlerimdeki kayıp ilanlarına aldıran da.. İç bükey bir acıyla geldiğim kentte enkaz oldum.. Bana ayrılan kül bulutlarını soğuruyorum şimdi.. Kanat ve el gibi tutabilir mi bir başka eli ey deniz?
Bugün varlığımın infazına hükmettim.. Durgun bir denizle yanan bir kentin arasında kaldım.. Yamacıma yanaşan şu gemi son kavşağım olsun. İsimsiz olsun.. Eylüle açılıyor dalgalar.. Ah kalbim üzerine çullanacak yine sonbahar.. Sulara sok kanlı saçlarını.. El salla tren istasyonuna, kıyıdaki cam kırıklarını damıt.. Olsa olsa bir sevgiden düşmüştür bu acı.. Peki neden ben oldum bu acının sarnıcı?
SADECE SENİ SEVMEK İCİN YAŞIYORUM BEN gittin... dudağıma çocuksu suskunluğumla asla doyamadığım öpücüklerinden birini kondurup gittin.daha bir kaç dakika önce gözlerimde varlığınla alevlenen yaşam sevinçinin yerine, boyun eğmiş donuk ve daha şimdiden hasretinle kavrulmuş bir karablığa birakıp gittin.. dolmuştu artık zaman... yüreğimdeki kum saatini o göz açıp kapayıncaya kadar geçen senden sanki asırlarca tükenmek bilmeyen 'sessizliğe' tersyüz aderek gittin..içimde günlerdir yokluğunla zayıflamış kalbi kupkuru kalmış aşk çocugunun sevginle emzirme sarhoşluguyla delirdiğim şu üç saatin içindeki yüzlerce 'an'ı 'anıya'dönüştürerek...önce gözlerim öksüz kaldı yokluğunda sonra nefesinin o bugulu sıcaklıgından... Hayat, çok eskilerden gelen sonsuz bir ritüel gibi bir gelenek gibi tekrar tekrar ederdi etrafımızda umrumuzda olmadan...tenim dudaklarını özlerdi..göümldükçe düşlerin o büyülü uykusuna AŞKININ kalbimdeki ilahi melodisi calınırdı kulaklarıma birden...karanlıktan korkan bir çocugun teselli ıslığı gibi bölerdi sesin, suskunlugumu, bütün korkularımı...hayatın içinde seni barındırdıgı her karesinde uzun uzun soluklar alarak, o günlük, o sıradan ayrıntılarını alabildiğince büyütüp, içinde kaybolarak seviyorum seni.. seni sevmek yalnızlıgın soğuk kollarından biraz olsun sıyrılıp nefes alabilmek..seni sevmek herşey.. uykumda öpüyorum seni doyana kadar...korkmadan ağlıyorum seninle seni seyrediyorum kokunu taa içime çekiyorum..solgun düşlerimi yüzünde ki o kutsal ışıkla aydınlatan sonsuz meleğim.sana neyi anlatayım? Ruhumu yaktıktan sonra şimdide damarlarımda dolaşan sensizliğin etimi yakan acısını mı? o acıyı uyutsun diye sığındığım uykulardaki soğuk rüyalarımı mı? yoksullugumu ve kimsesizliğimi harç yapıp içine doldurdugum o derin, o sonsuz çatlakların altında 'SEN' diye her gece koynuna girdiğim o zamansız ölümlerimi mi? Gözlerinden özgürlüğe akan mavi nehirlerde boğuldum.sakın bana sensizlikten bahsetme... seni kaybetme korkusu öyle işlemiştiki hücrelerime yataktan doğruldugum anda bu korkuyla acılırdı gözlerim. 'SADECE SENİ SEVMEK İÇİN YAŞIYORUM BEN'.. ne olur beni içine al.Hayatımdan çekilmek ve ömrümü sana vermek istiyorum.ömrümü senin yaşamanı, senin içinde kaybolmayı, yalnız ama yalnız 'SEN' olmayı istiyorum
Kadın: Tanrının oğluna benzer biri girdi odama ağzındaki nar yaktı ağzımın içini ceylan bakışlı civan bir defacık daha öp ve yüzyıl sonra bırak beni.
Erkek: Çölden çıkmışa benzer yeni yeten oğlan yeniyetme oğlana benzerim ben de ve sen her çeşit yemiş veren bir bahçesin. Yemezden önce nasıl yutkunursa oğlan yemeye kanmazsa nasıl ben de öyleyim seninle sevişirken.
Kadın: Meyvaları toplanan ağaç nasıl hafiflerse yeni çiçekler gövertirse nasıl ben de öyleyim sen gövdeme tırmanırken ılık güneş altındayım, bellenmiş ve sulanmış... Tekrar gel, sana daha güzel yemişler sunayım.
Erkek: Artık karanlığı seviyorum Akşam Yıldızım soyunup koynuma girersin ya gündelik kaygılardan soyunur dünya, Uzak ve yumuşak uzayında uydun olurum döne döne, kutuplarını öpe okşaya döner başım... Ve esriyip uyuyakalırım senin bağlarında.
Kadın: Hem Martımsın hem çiftçikuşum bacakların batık kentte iki yosunlu sütun bir lüfersin oynaşan içimde karaballı harup bacak arandaki meyva - hele göğsün ne güzel başakları sararmış kızıl bir ova,
Erkek: Senin bacakların da ılık Yennar yağmuruyla keki ve sistari kokan toprak ki serin denizine açılan iki sıradağdır onlar üstüme hoş yorgunluklar çöker sana kulaç atmaktan.
Kadın: Hırçın ve sevecen bir denizsin susuyorum içtikçe suyun tuzludur senin - sırtında kavuşmayan kollarım çırpınan iki kürek bitanem! soluğun kışkırtıcı rüzgâr doluverince yelkenlerime başıboş savrulurum senin şahane denizinde.
Erkek: Turunç bahçende sevişmeler ne güzel bir sevdaçiçeğiyiz birleşince ikimiz ah bu yıldızlar! ... gecenin bu kokusu... Sevgilim, caniçim! Tut ve bırakma beni tut ve bırakma tut ve öylece ver o yumuşak tatlı pembe incirini.
'Sessizce pencereyi tıklatıyor gümüşay kanatlı gece yarı-aralık ağzında dişleri ışıldıyor ve yağmuru çağırmaktan dudakları çatlayan kadın aşkın kollarında soluk alıyor inleyişlerle... Gece, lacivert parmakuçları tutuşuyor tenimizde gece, sedef nakışlı çarşaf üstümüzde gece, sevişiyor çiçeklerin alnında çiğ tanecikleriyle - Bir ışık yanıyor sönüyor yanıyor uzakta dönüyor ikisi, dünya ve hepsi.'
Kadın. Sen vakitler ecesi n'olursun bitme bitme güzelim gece.
Erkek: Bitsin sevgilim ve yenisi başlasın bir başka aşkla birlikte.
senı seviyorum yüreğim paramparça olmuş,ruhum ise hala sende bu karanlık gecede gönlüm kan ağlıyor seni kimler aldı benden kimler uzaklaştırdı ellerini ellerimden artık sözlerinde yabancılık hissediyorum derin gözlerin aklıma geliyor dudagımda hala o günün tadı var sende ise soguk rüzgarlar esiyor senden vazgeçmek mümkün deil senı unutmak mümkün deil gecelerim gözyaşlarıyla dolmuş senı kırmak asla istememiştim yoksun bu gece yanımda-dudagımda özlüyor senı bu küçük kalbim gözyaşlarım acı veriyor bana unutamıyorum senı
dokunulamaz balıklara. çünkü tutabilmek için bir balığı, gövdesini sıkıştırmalı. gövdesi tutulan balıkların çabucak kesilir soluğu. körpe ve iyi niyetli olsa da, çırpınarak kovar balık, kendi için açılmış her avucu. balık ancak bakarak bilenlerin, görmekle yetinenlerin dostu.
durduk balıkla yan yana.
ancak yan yana durulabilir bir balıkla. karşısına geçip telaşını durdurmaya çalışacağına... arkasına geçip kuyruğunun dalgasında hırpalanacağına... üstünde altında dolaşıp balığı şaşırtacağına... sadece yan yana durulabilir bir balıkla. böylece bakabilirsin balığın neye baktığına.
Meçhul bir tercihse aşkın kumarı Sevenler vermeli en son kararı Aşk için atılsın oyunun zarı Ya bize gülecek ya da hicrana Ne kararsızlığa meyil vermeli Ne de aşk için ipe un sermeli Kalpler birbirine destek vermeli Yardım edilmeli yuva kurana Cana tak etse de kara hasretler Hiç ayrılmamalı kemikten,etler Zaten hep engeldir korkunç suretler Ne mutlu aşka zor yoldan varana Dedikodu,kem söz yıldırmamalı Gülüp geçmeli hiç aldırmamalı Mutluluğa elem doldurmamalı Kulak vermeli hal hatır sorana Kolay edinseydi bir bahtiyarlık Yıllar yılı hüküm sürmezdi darlık Çileler içinden çıkan her varlık Ödüldür,sırtına yükü vurana
Dün gece şarkılarda dinledim seni Hepsinde sen vardın seni gördüm, hayalini Sanki yanımda oturup tutmuştun ellerimi Nağmeler arasında aradım gözlerinin rengini Dinledikçe şarkıları sana olan özlemimi Daha da artırdı güftelerin o eşsiz güzelliği Buğulanan gözlerimi sildiğim o mendilimi, Melekler getirsin gör sana olan sevgimi İçtiğim biranın yudumunda aradım teselliyi Sanki birlikte kaldırıyorduk kadehimi Geldim diyordun yanıma uzatıyordun ellerini Olsam da sevginle sarhoş unutamadım seni Daha da çok özledim seni ve gözlerini Nağmelerle coştuğum bu eşsiz geceyi Yıldızlarla paylaştım sabaha kadar sevgini Sevginle kor olmuş bu zavallı yüreğimi Atabilsem mavi denizlere unutabilsem seni Sen gemini vurdun sahile, kustun bana sevgini Coştun ırmak gibi çağladın, akıttın yüreğini Dinledim hep ah ederek, hüzün dolu sevgini Bense kördüğüm olan dilimde ki bu heceyi Söyleyemiyorum asla seni ne çok sevdiğimi Unutmak kolay mı sandın böylesine bir sevgiyi Özleminle yoğrulmuş bu yaralı yüreğimi Ne şarkılar teselli etti nede güftelerin güzelliği Dün gece şarkılarda dinledimse seni Meleklerle paylaştım sana olan sevgimi.
Gözlerinin hasretinde yüregim bosluklarda sesini arıyor...Yankılansa sesin odama ve gözlerin geceme yıldız misali düşse yeter bana..Baska bir sey istemiyorum....Bir tek gülüsün tüm acılarıma iyi gelecek kadar güzel..Ve seninle yasayacagımız güzel günler tüm hayatıma bedel..Bos duvarlara ismini söylüyorum ve seni yıldızlara soruyorum acaba neler yaptı diye...Vurulmusum sana,gözlerine yanıyorum bir alev topu giibi..Hasretin sanki volkan gibi kösebaslarinda patlıyor..Sensiz düsüncelere dalsam her fikrim kör kursunlara ispat ediyor...Gözlerinden mahrum gecelerim katrana boyanıyor...Ucurtmalarimi senden haber alır mi diye omuzlarımdan kaldırdım..Yüregimi göcmen kuslarla sana yolladim..Bos gelmeyeceklerdi biliyorum...Yüregini ve gözlerini bırakacaklardı avuclarıma...
Acıların yarınlarda müjde kokan ciceklerdi..Düsünsene karların altındaki citlenbikleri...Aylarca toprakla kar arasında kalırlar..Ama içlerinde hicbir zaman umutsuzluguna yenilmezler.Yaprakları hazani andırsa da icindeki umutlarını sererler dudaklarına..Bahar oldu mu nazlı bir gelin gibi günesin koynuna girerler.. Tüm umutlarını günesle sevda kokan yüreklere sererler...Aynı o misal sende hicbirseye yenilmeyeceksin..Yarınlarını bahar addedip icindeki sevgi yapraklarını yüregime sunacaksin..Her yapragıda ölümüne sevdanin naif durusunu, yalnızlıga karsi dik baslılıgını ve acılara karsı metanetini görecegim..Gördükce sımsıkı saracagım seni..Bırakmayacagim seni acıların kollarına...Bu kadar kolay pes etmeyecektik fani yaralarımıza...İyilesmesi yılları sürecek acılarına ben her gün nefesimle merhem olacagim..Yavas yavas iyileseceksin...her güneste sana umutları bırakacagim ve gözlerin dünden daha iyi parlıyorsa o zaman daha cok saracagim iyilesmen icin...Tüm acılarina ben kefilim..Yeter ki sen mutluluklara gülümse.
Bir papatya tarlasi düsün.. Ilkbahar ayi.. Ve sen, onun yanindan gecen yolda yürüyorsun... Ve o papatya tarlasinda bir papatya dikkatini ceker Binlercesinden birisidir ama sen, onun yanina gidersin Onda seni ceken bir seyler vardir O papatyayi oldugu yerden koparirsin Sadece senin olsun istersin, sadece senin Ölecegini düsünmeden. Ve gidersin o tarladan Icindeki siddetin durduramadigi bir bencillik ama bir o kadar güzel ve hapsedici Iste bu TUTKU Yine o tarlanin kenarindaki yolda yürüyorsundur Yine milyonlarcasi arasinda bir tanesi seni ceker Yaklasirsin, yanina gidersin o papatyanin Gözlerin baskasini görmez olur o an Onun icin herseyi yapmak istersin Dokunmak istersin Dokunamazsin, orda, onunla ölmek istersin Ama birden hafif bir rüzgar eser ve bir baska güzel cicek kokusu gelir burnuna Dayanamazsin onun kokusuna Unutturur herseyi bir anda ve o kokunun geldigi yöne gidersin O papatya orda kalmistir, yüreginin bir kenarinda Paylasilmamistir bi cok sey Unutulmaz belki ama geri de dönülmez ona Iste bu ASK Yine o yoldasin Papatya tarlasinin yanindan gecen.. Ve yine bir papatya Milyonlarcasinin icinde seni ceker Gidersin yanina Orda kalakalirsin O hic ölmesin diye her seyi yaparsin Tüm gücünle onunla olmak istersin Oradan seni koparacak hic bir güc olmadigina inanirsin Ve orda onunla ölene kadar birlikte kalirsin Iste bu da SEVGI VE SENİ ÇOK SEVİYORUM
Ben birkaç dörtlükle seslenmek istiyorum yüreği pırıl pırıl sevgiyi temel edinmiş saygı ve dostluk hayranı güzel yürekli bir insan saygılarımı sun uyorum bu şiirim armağanımdır
Gönülde sevgiyle harmanlanmış Bir dost selamını almazmısınız Bu dost yürekten sizi anmış Bir dost selamını almazmısınız
Güneş battı hava karanlık Rüzgar eser yürekte bir anlık Muhtaçtır sevgiye bütün insanlık Bir dost selamını almazmısınız
Coşkunoğlu gönlünde olmasın zar Dağın etrafı çiçek başındada kar Nerde kaldı esmedi ılık rüzgar Bir dost selamını almazmısınız
Anladım! ... Sen açık denizlerde pupa yelken, bense hala limandayım... geç kalmışım sana, bir kez neylersin. Anladım sen hep kaçırdığım trenler gibisin, bir türlü hareket saatine yetişemedigim. Anladım belki de ben en son trenim yada bir trende en son vagon. Yüreginde yerim yoksa bu yüzden belki, yani sana hep geç kalma meselesi... bu yüzden o yürek bana yaban hep.. hep yabancı.. hep gurbet el. Bu yüzden yalnızlıklarımın sebebisin kimbilir. Ah bu sana geç kalmalar yok mu.. yok mu bu sana kavuşamamalar, hangi zaman aracına binsem ben şimdi, binsem de kavuşsam sana ey yar. Ve hatta geçsem bir kaç fersah senin önüne. Geçsemde biraz da sen acısan en incecik yerinden.. biraz da sen kanasan yüreginden, biraz da sen umarsız ve çaresiz kalsan böyle benim gibi. Biraz da sen o kavuşamamanın acısını içinde taşısan, içini burksan, biraz da senin içinde coğalıp dursa o hicran. Ne diyeyim ey yar! ... Şimdi ne söyleyeyim, ne anlatayım sana bu ayrılıktan yana, bu yokluğundan yana. Gün gün içimde büyür durur öylece işte Bu kadar kısa mı olurmuş bir sevdanın ömrü, bu kadar kısa mı daha yaşanmadan. Bir çift sözle avunurmuymuş bir yürek, ki artık o bir çift sözde yok.. Susmuşsun, suskunsun, konuşmuyorsun, elimde degil bu. İnadım inat bir kaçmalardasın, korkup saklanmalardasın. Hangi Denizdesin söylede bileyim, hangi denizsin yada... koşup durduğum.. kavuşamadığım... hangi deniz: martıların yurt edindigi... hangi deniz: dalga dalga ve kıyısız... Hangi denizsin coşkusu bende kalan. Deniz hüznü benim olan. Adresini ver... neredesin bileyim... yerin yurdun nere çıkıp geleyim.. bu yürek kalmasın sensiz Artık hiçbir denize açılmaz bu yürek.. yelken açmaz hiçbir engine... hiçbir koya uğramaz, hal hatır sormaz denizce... denizlerin dilince.. Ve hatta küser bütün denizlere sırf senin için... küser bir daha konuşmaz... belki bir tutam gök maviye bile dönüp bakmaz inan... belki sen saklısın diye o mavide. Şimdi ben başımı hangi taşlara vurayım, hangi kör bıçakla deşeyim yaramı... kalbimin ortasına kaç kurşun sıkayım.. Şimdi ben alıp başımı hangi diyarlara gideyim denizsiz... hangi sularla avutayım kendimi kıyısız. Şimdi ben neyleyim... söyle ey yar... Ne sevincim var şimdi ne mutluluğum... kalakaldım öyle tutunmasız.. Bula bula ömürsüz bir sevdayı mı koydun önüme... Bula bula alıp başını gitmelerimi.. Şimdi açık denizlerde olsan ne çıkar... düşmez peşine bu yürek bir daha... yelken açmaz asla içinde sen olduğun sularda. Bütün rüzgarlara söyledim... tersine esecekler bundan böyle... ve hatta bütün sular tersine akacaklar... dalgalar tersine.. yollar tersine.. Tersine tersine gidecegim... inadım inat vaz geçmeyecegim... Artık sen benim Deniz im degilsin... sana gelmeyecegim.... bekleme boşuna beni ey yar.. degişmez bu karar.
Cok seyler goturdu zaman benden cooook.. ne hayaller gomdurdu sokak kenarlarina, ne sevdalar yazdirdi bir kaldirim tasina.. ve ne umutlar baglatti koku kurumus ve ucu kirilmis dallara. Sevda rengi bir baska gorunuyordu gozume, taaki o gun benden sonsuza dek uzaklastigini ogrenince.. Bir kursundu sanki sozlerin, beynimden amansizca vurdu acimadan, gozunu kirpmadan yuregime isledigim herbir seyi teker teker yoldu. Bir maziydi beni ayakta tutan bir kac aninin tatli hatiri vardi onca guzel ve masum olan ve icinde seni sakladigim dunyama arka cikan. Bir bakis.. gozlerinin icindeki o kucucuk isilti.. kimse anliyamaz iste bunlari kimse asamaz iste ikimizin gectigi o zorlu yollari. Simdi gidiyorum buralardan inan buna.. ALLAH sahidimdir ki ne bundan sonra yuzum gulecek nede bir sevinc dogacak mapuslara dusmus karanlik gonlumun o soguk odalarinda. Sen beni iki kez oldurdun, iki kez aldin bu cani bu bedenden..herseyi bagladigim o incecik koprunun uzerinden iki kez yurumeme zorladin beni sen… Bak simdi ne oldu, belkide istedigin buydu, belki bu senin icin en kolay kurtulustu.. bir merminin ucundamiydi bizim sevdamiz.. bir gurultudemi gizliydi onca animiz.. dokulen goz yaslari ne cabuk kurudu ve gonlumuzde acan.. acmasina musade ettigimiz onca sevda rengi cicek bu kadar cabukmu soldu.. Bir kalemmiydi bizi ebediyen susturan, yoksa bir parca kagitmiydi soz sahibi olup hakkimizda idam karari alan. Biz seninle ne gonul mahkemelerinden gecip ne idamlar gormustuk.. yilmak yok diye birbirimizi ayakta tutmustuk.. bir bakisa gizliyebiliyorduk tum soylenemesi gerekenleri.. bir dokunusun ardinda yataklik yapmistik gozlerimize SIMSIKI tutunmus iki damlacik goz yasini. Bizi boylecesine uzaklastiran gercekten o kagit parcasimiydi, kalemimizi kiran, acimasizca sevdamizin tam ortasinda bir hancer sapliyan bir cift evet yada bir cift imzamiydi.. nelere gogus germistik biz, ne imzalarin hakkindan gelmistik. Biz birbirimizi gercekten sevmistik, olum bile ugramiyordu yanimiza cunki viz geldigini bildiginden.. kan bile akmiyordu o gece vucudumun o bes yerinden.. neden biliyormusun.. Cunki damarlarimda sen, kanimda sen, canimda sen,, omrumde sen vardin.. bir koruyucuydun bana.. benim en masum yanimdin sen.. en el deymemislerimi emanet ettigim tek insandin sen.. Sen, sen benim emanetime ihanetlik ettip, sen beni kendi ellerinle oldurup kendi ellerinde defneden yine sen.. Bundan sonra senler bitti, benler zaten coktan tukenmeye yuz tutmustu.. Hatirla:” SOLMUS BIR CICEK TEKRAR DIRILMEZ” Iste bu sozler, bu gece, aksam vakti surelerinde.. Benlere en son noktayi koyanlar olmustu.. Ben artik.. ne kendimi zamana.. nede zamani akisina.. nede kalmiyan senleri sana emanet edebiliyorum..
Sen bad'î sâba. Sen bir menekşe. Dökülürsün, dillerden hece hece. Arzunun yollarında, bir bilmece. Sen, rüzgarın kızı, Sil gözlerindeki hüznü. Değersin bin cihana. Endamına boyuna. Savrulan saçlarına. Pamuk ellerin, dokunsun her bir tene. Ilık nefesin, savrulsun rüzgarla. Bin çiçek açsın, göğsündeki veranda. Sen kural tanımaz, manolya. Açıl, saçıl. Tak, takıştır. Yolunda heba olanlara, aldırma. Çık güneşin yanına. Bu güzellik, sana verilmiş, Başkasına inanma. Kalbinde bir yer aç, beni sakla. Ölümsüz sanma güzelliğini, aldanma! Es rüzgarın kızı. Savrul, dağıt, toz et, yok et! Ama yine de, beni anılarında Saklı tut...
Sen üzülme Ben savaşıyorum kendimle Yok etmek için seni Başaracagım seni silmeyi Sen üzülme Senlede sensizde sevmeyecegim seni Yüregimle birlikte Senide yok edecegim Sen üzülme sevdigim Unutacagım seni Son nefeste olsa bile Unutacagım seni Sen üzülme sevdigim Aramıyacagım seni Benim sevdigim gibi seni Sende seversin birini Benim sevgimin binde birini Sev sevil sevdigince
Üzgünüm seninle olamayacagım için Üzgünüm Yanyana uyuyamayacağım için Üzgünüm beraber kavaltı yapamayacağımız için İşten eve dönüşünü görmeyecem için Okadar çok Üzgünümki bir evlat veremeyecegim için Üzğünüm seninle yaşamı paylaşmıyacağım için Üzğünüm canım seni sensiz seveceğim için
Yüreğimin ta derinindesin İçimin içinde yürektesin Çıkarıp atamıyor yok edemiyor Bu yürek seni Gitsen yüreğimden yaban ellere Yok olsan var olmasan yüregimde Sevmekten vaz geçmiyorki Bu yürek seni
Hak etmediğini bilmek bile degiştirmediki fikrini Dinlemiyor söz geçmiyor yüregime Bırakıp gitsen yaban ellere Kızıyor kızıyorum kendime Yok edemedigim için seni yazacak gün gelecek bu yürek yok edicek seni Gün gelecek biticek sana Duydugum yogun sevgi
Tek dileyim var hiç bir seven ayrı kalmasın yüreginden yüregiyle birlikte Yaşasın beden Ayrı kalmasın yürekler Bedenden Uzak yaşamasınlar Ruh ve yürekleri
Bir güneş yanaşıyor ufuklarıma Açıyor kapılarını İniyor yolcuları tek tek ışıl ışıl Bir tek sen olmuyorsun içlerinde Benim beklediğim sen.. İşte o an ben, Henüz hareket etmiş olan gecenin arkasına asılıp Seni özlemeye gidiyorum....
Bir bulut yanaşıyor gözlerime Açıyor kapılarını İniyor yolcuları tek tek damla damla Bir tek sen olmuyorsun içlerinde Benim beklediğim sen.. İşte o an ben hüzün gemilerine binip Senı özlemeye gidiyorum....
Bir rüzgar yanaşıyor yüreğime Açıyor kapılarını İniyor yolcuları tek tek efil efil Bir tek sen olmuyorsun içlerinde Benim beklediğim sen.. İşte o an ben içimdeki fırtınaya tutunup Seni özlemeye gidiyorum....
Bir gece yanaşıyor düşlerime Açıyor kapılarını İniyor yolcuları tek tek renk renk Bir tek sen olmuyorsun içlerinde Benim beklediğim sen.. İşte o an ben, kabusların içine karışıp Seni özlemeye gidiyorum....
Geldiğinde yoksam eğer İnmiyorsam ellerine yanaşan dokunuşlardan Bil ki seni özlemeye gitmişim....
Issızlığın, yalnızlığın en koyulaştığı anda, küçücük bir kağıda yazdığımız kısa, ama ümitvar bir yazıyı, yüreğe benzer bir taşa bağlayıp birbirimizin camından içeri atabilmeliyiz...
şartlar ne olursa olsun... yaşanılanlar ne olursa olsun o taş penceremizin camını kırmalı...
29.08.2007 - 22:21
Gitmiştim.. Saçımdan tırnaklarıma kadar boylu boyunca bir gidiştim...
Durakta beklemekle otobüse binmek arasındaki çırpınışları kaplıyordu aklım.. Aklım öyle sevimsizdir ki böyle zamanlarda, bulutlarla yerkabuğu arasında sıkışır kalırım.. Doyumsuz bir yolculuk şoku ardı ardına gözlerime saplanır..İki adımda bir kavşak serilir önüme. Karasızlık buhranı sonra... Her acının yürüdüğü söylence bir yol vardır.İşte kavşakları hep acıya ayarlanan gidişlerim bu söylenceye aldanır... Kandili kısık bir aydınlıkta zamanın geç kalmışlığında yolları birbirine düğümlerim... Günü ikiye böler acının kılıcı yüzüne yakışan rengi seçer, geceyi giyinir acının kanayan yarıklarından küçük adımlar geçer... Resmi sevinç, içi ezinç başlangıçla gözüm görmeye başlar. Dilim tatlanır, ceplerimde kıvranır ellerim.. Oysa yürek yeniktir hala.Bunu artık kim değiştirebilir. İnsan görebilirse erdiğini soğuk sokaklara sokulma vakti gelmiştir. Alnımdan su eksildiğinde, acıların kayaları küflendiğinde aynalara suretimin sığmadığı zamanlarda gözüme dokunacak bir göz olmadığında sırası gelmiştir çantayı sırtlamanın. o günden sonra bütün kent sokaklarında asit yağmurlarında tek başıma yürürüm. Yüzüm keskin bir mehtapta küskün bir kedi kadar kimsesiz, yüzüm kapalı tüller kadar sessiz...
Az evvel bütün ıışıkların ardına baktım yoktun! !
Bu kentte senin lisanını konuşuyorum aşk boyu.. Lisanım var inanıyorum öyleyse bu gözümü alan sessizlik neden? Bu sağır özlemin failini göster bana.. Her gün yüreğimi ipe götüren bir cellatı arıyorum..
Gözlerimi gösteriyorum kalabalığa gören yok mu? Peki tanıyan celladı mı? Bir yol daha uzadı önüme, kıyısında sıra sıra meşe kolyesi.. Her meşenin gövdesine bir kelime yazıp geçmşim o yoldan..S enden başka kim başarabilirdi ağaçlardan cümle kurmayı...Ve beklediğim oldu ağaçların yolun sonu denize çıktığı..Ben seni denizsizken bilirim... Gözlerindeki son damla maviyi ellerinle saklardın her seferinde.. Daha engelleri aramızdan söküp karşımıza almadan gittin... Deniz sıçradı üzerine, tuza, yakamoza aldanıp gittin! ! !
Ne zaman rüzgar saçılsa bir kadıın saçlarına, benim bungun ellerim ağlıyor şimdi.. Gel ben ölmekteyim... Caddelerde adımlarım boğuluyor, gözlerindeki surları katlime örüp durma! ! Rengi kokuşmuş yazlara mezarımı kazma! ! Naçar oturup ağladığım, güldüğüm çay bahçelerinde denizden donuk gözlü balıklar bakıyor bana.. Vapurların bir bir sana seferi yok.. Gözlerimdeki kayıp ilanlarına aldıran da.. İç bükey bir acıyla geldiğim kentte enkaz oldum.. Bana ayrılan kül bulutlarını soğuruyorum şimdi.. Kanat ve el gibi tutabilir mi bir başka eli ey deniz?
Bugün varlığımın infazına hükmettim.. Durgun bir denizle yanan bir kentin arasında kaldım.. Yamacıma yanaşan şu gemi son kavşağım olsun. İsimsiz olsun.. Eylüle açılıyor dalgalar.. Ah kalbim üzerine çullanacak yine sonbahar.. Sulara sok kanlı saçlarını.. El salla tren istasyonuna, kıyıdaki cam kırıklarını damıt.. Olsa olsa bir sevgiden düşmüştür bu acı.. Peki neden ben oldum bu acının sarnıcı?
29.08.2007 - 22:20
SADECE SENİ SEVMEK İCİN YAŞIYORUM BEN
gittin...
dudağıma çocuksu suskunluğumla asla doyamadığım öpücüklerinden birini kondurup gittin.daha bir kaç dakika önce gözlerimde varlığınla alevlenen yaşam sevinçinin yerine, boyun eğmiş donuk ve daha şimdiden hasretinle kavrulmuş bir karablığa birakıp gittin..
dolmuştu artık zaman...
yüreğimdeki kum saatini o göz açıp kapayıncaya kadar geçen senden sanki asırlarca tükenmek bilmeyen 'sessizliğe' tersyüz aderek gittin..içimde günlerdir yokluğunla zayıflamış kalbi kupkuru kalmış aşk çocugunun sevginle emzirme sarhoşluguyla delirdiğim şu üç saatin içindeki yüzlerce 'an'ı 'anıya'dönüştürerek...önce gözlerim öksüz kaldı yokluğunda sonra nefesinin o bugulu sıcaklıgından...
Hayat, çok eskilerden gelen sonsuz bir ritüel gibi bir gelenek gibi tekrar tekrar ederdi etrafımızda umrumuzda olmadan...tenim dudaklarını özlerdi..göümldükçe düşlerin o büyülü uykusuna AŞKININ kalbimdeki ilahi melodisi calınırdı kulaklarıma birden...karanlıktan korkan bir çocugun teselli ıslığı gibi bölerdi sesin, suskunlugumu, bütün korkularımı...hayatın içinde seni barındırdıgı her karesinde uzun uzun soluklar alarak, o günlük, o sıradan ayrıntılarını alabildiğince büyütüp, içinde kaybolarak seviyorum seni..
seni sevmek yalnızlıgın soğuk kollarından biraz olsun sıyrılıp nefes alabilmek..seni sevmek herşey..
uykumda öpüyorum seni doyana kadar...korkmadan ağlıyorum seninle seni seyrediyorum kokunu taa içime çekiyorum..solgun düşlerimi yüzünde ki o kutsal ışıkla aydınlatan sonsuz meleğim.sana neyi anlatayım? Ruhumu yaktıktan sonra şimdide damarlarımda dolaşan sensizliğin etimi yakan acısını mı? o acıyı uyutsun diye sığındığım uykulardaki soğuk rüyalarımı mı? yoksullugumu ve kimsesizliğimi harç yapıp içine doldurdugum o derin, o sonsuz çatlakların altında 'SEN' diye her gece koynuna girdiğim o zamansız ölümlerimi mi? Gözlerinden özgürlüğe akan mavi nehirlerde boğuldum.sakın bana sensizlikten bahsetme...
seni kaybetme korkusu öyle işlemiştiki hücrelerime yataktan doğruldugum anda bu korkuyla acılırdı gözlerim.
'SADECE SENİ SEVMEK İÇİN YAŞIYORUM BEN'..
ne olur beni içine al.Hayatımdan çekilmek ve ömrümü sana vermek istiyorum.ömrümü senin yaşamanı, senin içinde kaybolmayı, yalnız ama yalnız 'SEN' olmayı istiyorum
29.08.2007 - 22:13
Kadın:
Tanrının oğluna benzer biri girdi odama
ağzındaki nar yaktı ağzımın içini
ceylan bakışlı civan
bir defacık daha öp ve yüzyıl sonra bırak beni.
Erkek:
Çölden çıkmışa benzer yeni yeten oğlan
yeniyetme oğlana benzerim ben de
ve sen her çeşit yemiş veren bir bahçesin.
Yemezden önce nasıl yutkunursa oğlan
yemeye kanmazsa nasıl
ben de öyleyim seninle sevişirken.
Kadın:
Meyvaları toplanan ağaç nasıl hafiflerse
yeni çiçekler gövertirse nasıl
ben de öyleyim sen gövdeme tırmanırken
ılık güneş altındayım, bellenmiş ve sulanmış...
Tekrar gel, sana daha güzel
yemişler sunayım.
Erkek:
Artık karanlığı seviyorum Akşam Yıldızım
soyunup koynuma girersin ya
gündelik kaygılardan soyunur dünya,
Uzak ve yumuşak uzayında
uydun olurum döne döne, kutuplarını öpe okşaya
döner başım... Ve esriyip
uyuyakalırım senin bağlarında.
Kadın:
Hem Martımsın hem çiftçikuşum
bacakların batık kentte iki yosunlu sütun
bir lüfersin oynaşan içimde
karaballı harup bacak arandaki meyva -
hele göğsün ne güzel
başakları sararmış kızıl bir ova,
Erkek:
Senin bacakların da ılık Yennar yağmuruyla
keki ve sistari kokan toprak
ki serin denizine açılan iki sıradağdır onlar
üstüme hoş yorgunluklar çöker sana kulaç atmaktan.
Kadın:
Hırçın ve sevecen bir denizsin
susuyorum içtikçe suyun tuzludur senin -
sırtında kavuşmayan kollarım çırpınan iki kürek
bitanem! soluğun kışkırtıcı rüzgâr
doluverince yelkenlerime başıboş savrulurum
senin şahane denizinde.
Erkek:
Turunç bahçende sevişmeler ne güzel
bir sevdaçiçeğiyiz birleşince ikimiz
ah bu yıldızlar! ... gecenin bu kokusu...
Sevgilim, caniçim! Tut ve bırakma beni
tut ve bırakma tut ve
öylece ver o yumuşak tatlı pembe incirini.
'Sessizce pencereyi tıklatıyor gümüşay kanatlı gece
yarı-aralık ağzında dişleri ışıldıyor
ve yağmuru çağırmaktan dudakları çatlayan kadın
aşkın kollarında soluk alıyor inleyişlerle...
Gece, lacivert parmakuçları tutuşuyor tenimizde
gece, sedef nakışlı çarşaf üstümüzde
gece, sevişiyor çiçeklerin alnında çiğ tanecikleriyle -
Bir ışık yanıyor sönüyor yanıyor uzakta
dönüyor ikisi, dünya ve hepsi.'
Kadın.
Sen vakitler ecesi n'olursun bitme
bitme güzelim gece.
Erkek:
Bitsin sevgilim ve yenisi başlasın
bir başka aşkla birlikte.
29.08.2007 - 22:12
senı seviyorum
yüreğim paramparça olmuş,ruhum ise hala sende
bu karanlık gecede gönlüm kan ağlıyor
seni kimler aldı benden
kimler uzaklaştırdı ellerini ellerimden
artık sözlerinde yabancılık hissediyorum
derin gözlerin aklıma geliyor
dudagımda hala o günün tadı var
sende ise soguk rüzgarlar esiyor
senden vazgeçmek mümkün deil
senı unutmak mümkün deil
gecelerim gözyaşlarıyla dolmuş
senı kırmak asla istememiştim
yoksun bu gece yanımda-dudagımda
özlüyor senı bu küçük kalbim
gözyaşlarım acı veriyor bana unutamıyorum senı
29.08.2007 - 22:11
Defterime bir Ağustos çiziyorum
buyur ediyorum bir ırnağı odama.
Saçlarım ve dudaklarım
hep ıslak.
Dünyayla çektilirilmiş
hiç resmim yok.
Aldırmadan, acımadan, utanmadan
kocaman, yüksek duvarlar ördüler dört yanıma
İşte oturuyorum şimdi umutsuz
bu yazgı kemiriyor beynimi, başka şey yok aklımda;
yapacak neler vardı aklımda.
Ah, duvarları örerken nasıl görmedim onları?
Ne sesini duydum örücülerin, ne gürültüsünü.
Çıt çıkarmadan kapamışlar bana dünya kapılarını
Rüyalarında geleceğim bazen
beklenmedik bir konuk gibi uzaktan.
Sokakta bırakma beni
kapıyı sürgüleme üstümden.
Usulca gireceğim. Otuaracağım ses çıkarmadan,
gözlerimi dikeceğim seni görmek için karanlıkta.
Sana bakmaya doyunca
bir öpücük konduracak ve çıkıp gideceğim.
Bu yağmuru getirdim sana
kaderimi, bir de elveda mı
kalbimi getirdim, hasretinden
çırılçıplak kalmış vuslatımı
getirdim, gurbetimi bir de...
Kalbinden başka yerde arama
hasretimi de, gurbetimi de...
29.08.2007 - 22:09
Dokunmadım hiç bu balığa.
dokunulamaz balıklara. çünkü tutabilmek için bir balığı,
gövdesini sıkıştırmalı. gövdesi tutulan balıkların
çabucak kesilir soluğu.
körpe ve iyi niyetli olsa da, çırpınarak kovar balık,
kendi için açılmış her avucu.
balık ancak bakarak bilenlerin,
görmekle yetinenlerin dostu.
durduk balıkla yan yana.
ancak yan yana durulabilir bir balıkla.
karşısına geçip telaşını durdurmaya çalışacağına...
arkasına geçip kuyruğunun dalgasında hırpalanacağına...
üstünde altında dolaşıp balığı şaşırtacağına...
sadece yan yana durulabilir bir balıkla.
böylece bakabilirsin balığın neye baktığına.
ne o sana dalarak ne sen ona, çoğalarak yan yana
29.08.2007 - 22:07
Meçhul bir tercihse aşkın kumarı
Sevenler vermeli en son kararı
Aşk için atılsın oyunun zarı
Ya bize gülecek ya da hicrana
Ne kararsızlığa meyil vermeli
Ne de aşk için ipe un sermeli
Kalpler birbirine destek vermeli
Yardım edilmeli yuva kurana
Cana tak etse de kara hasretler
Hiç ayrılmamalı kemikten,etler
Zaten hep engeldir korkunç suretler
Ne mutlu aşka zor yoldan varana
Dedikodu,kem söz yıldırmamalı
Gülüp geçmeli hiç aldırmamalı
Mutluluğa elem doldurmamalı
Kulak vermeli hal hatır sorana
Kolay edinseydi bir bahtiyarlık
Yıllar yılı hüküm sürmezdi darlık
Çileler içinden çıkan her varlık
Ödüldür,sırtına yükü vurana
29.08.2007 - 22:06
Dün gece şarkılarda dinledim seni
Hepsinde sen vardın seni gördüm, hayalini
Sanki yanımda oturup tutmuştun ellerimi
Nağmeler arasında aradım gözlerinin rengini
Dinledikçe şarkıları sana olan özlemimi
Daha da artırdı güftelerin o eşsiz güzelliği
Buğulanan gözlerimi sildiğim o mendilimi,
Melekler getirsin gör sana olan sevgimi
İçtiğim biranın yudumunda aradım teselliyi
Sanki birlikte kaldırıyorduk kadehimi
Geldim diyordun yanıma uzatıyordun ellerini
Olsam da sevginle sarhoş unutamadım seni
Daha da çok özledim seni ve gözlerini
Nağmelerle coştuğum bu eşsiz geceyi
Yıldızlarla paylaştım sabaha kadar sevgini
Sevginle kor olmuş bu zavallı yüreğimi
Atabilsem mavi denizlere unutabilsem seni
Sen gemini vurdun sahile, kustun bana sevgini
Coştun ırmak gibi çağladın, akıttın yüreğini
Dinledim hep ah ederek, hüzün dolu sevgini
Bense kördüğüm olan dilimde ki bu heceyi
Söyleyemiyorum asla seni ne çok sevdiğimi
Unutmak kolay mı sandın böylesine bir sevgiyi
Özleminle yoğrulmuş bu yaralı yüreğimi
Ne şarkılar teselli etti nede güftelerin güzelliği
Dün gece şarkılarda dinledimse seni
Meleklerle paylaştım sana olan sevgimi.
29.08.2007 - 22:04
Zamanın yalnızlığındaki uyanış ve
Sensizlikteki özleyişti bana kalan...
Ne kadar da yalnızdı zaman
Gökten iniyordu kıvrımlar
Bir paganini esiyordu usuldan
Neydi ki uyanış!
Uzakta
Bilmem kaç Işın yılı ötede
Boynu bükük bir yasemen gölgelenmekte
Öyle çok yalnızdıki zaman
Sen yokken yokluğuma hiç acımadım
Bir şarkı işledi yüreğime tel tel
Delirmeler devamladı parsellerinde
Gün mü doğmuş sensiz sabaha
Sorsamıydım neyin kanıtıydı sensizlik
Sorgulasamıydım yoksul geceyi
Neydi ki sensizlik!
İniyormuydu sarplarından eteklerine
Bir delişmen çığlık...
Nedir ki senden yayılan rüzgar
Gök mü karanlığa sığınmada
Yoksa gecemi dökmekte ışınımlarını
Dokunuş tenime ıpıslak
Sürünmede kokun düşlerime
Bir ürperiş titremekte içimde
Neydi ki arayış!
Uzansa düşlerim kumsalına
İğne oyası çekilse kuytularına
Bir gergef yerleşse benliğimize
İnim inim sıralansa duyumsalarımız
Üşüsem yakamoz özleyişlerinde
Vursam yansımalarına mehtabın
İnse merkür büyük ayı tutsaklığından
Neydi ki özleyiş!
Dalga boyunda ıramadayken sevda
Fısıltısımı kemane akortları
Vokalde bir şarkı örülürken
Zirvesinde dumanmıdır okyanus
İncelmekte sağanakları duygunun
Erim erim erimekte ateş
Sarmakta titreyişleri arzuhalimi
Kırmakta kalemi sevda
Neydi ki tükeniş!
Bir boynu bükük gülümsememi
Yoksa ardı sıra aksakmı arzular
Çok mu yağdı sevda üstlerine
Çok mu indi çiy düşsellerine
Öyleyse
Neydi ki uyanış!
Elle tutulur ümit mi sardı beklemlerini
Yoksa bir tokatmı indi düş gezginlerine
Bilinmezlerden bir ilahi okundu da
Belli belirsizliklerle
Örs dövülmelerindeyken hayat
Duymazlıktan mı geldi aymaz yanım
29.08.2007 - 22:04
Gözlerinin hasretinde yüregim bosluklarda sesini arıyor...Yankılansa sesin odama ve gözlerin geceme yıldız misali düşse yeter bana..Baska bir sey istemiyorum....Bir tek gülüsün tüm acılarıma iyi gelecek kadar güzel..Ve seninle yasayacagımız güzel günler tüm hayatıma bedel..Bos duvarlara ismini söylüyorum ve seni yıldızlara soruyorum acaba neler yaptı diye...Vurulmusum sana,gözlerine yanıyorum bir alev topu giibi..Hasretin sanki volkan gibi kösebaslarinda patlıyor..Sensiz düsüncelere dalsam her fikrim kör kursunlara ispat ediyor...Gözlerinden mahrum gecelerim katrana boyanıyor...Ucurtmalarimi senden haber alır mi diye omuzlarımdan kaldırdım..Yüregimi göcmen kuslarla sana yolladim..Bos gelmeyeceklerdi biliyorum...Yüregini ve gözlerini bırakacaklardı avuclarıma...
Acıların yarınlarda müjde kokan ciceklerdi..Düsünsene karların altındaki citlenbikleri...Aylarca toprakla kar arasında kalırlar..Ama içlerinde hicbir zaman umutsuzluguna yenilmezler.Yaprakları hazani andırsa da icindeki umutlarını sererler dudaklarına..Bahar oldu mu nazlı bir gelin gibi günesin koynuna girerler.. Tüm umutlarını günesle sevda kokan yüreklere sererler...Aynı o misal sende hicbirseye yenilmeyeceksin..Yarınlarını bahar addedip icindeki sevgi yapraklarını yüregime sunacaksin..Her yapragıda ölümüne sevdanin naif durusunu, yalnızlıga karsi dik baslılıgını ve acılara karsı metanetini görecegim..Gördükce sımsıkı saracagım seni..Bırakmayacagim seni acıların kollarına...Bu kadar kolay pes etmeyecektik fani yaralarımıza...İyilesmesi yılları sürecek acılarına ben her gün nefesimle merhem olacagim..Yavas yavas iyileseceksin...her güneste sana umutları bırakacagim ve gözlerin dünden daha iyi parlıyorsa o zaman daha cok saracagim iyilesmen icin...Tüm acılarina ben kefilim..Yeter ki sen mutluluklara gülümse.
29.08.2007 - 22:03
Bir papatya tarlasi düsün..
Ilkbahar ayi..
Ve sen, onun yanindan gecen yolda yürüyorsun...
Ve o papatya tarlasinda bir papatya dikkatini ceker
Binlercesinden birisidir ama sen, onun yanina gidersin
Onda seni ceken bir seyler vardir
O papatyayi oldugu yerden koparirsin
Sadece senin olsun istersin, sadece senin
Ölecegini düsünmeden. Ve gidersin o tarladan
Icindeki siddetin durduramadigi bir bencillik ama bir o kadar güzel ve hapsedici
Iste bu TUTKU
Yine o tarlanin kenarindaki yolda yürüyorsundur
Yine milyonlarcasi arasinda bir tanesi seni ceker
Yaklasirsin, yanina gidersin o papatyanin
Gözlerin baskasini görmez olur o an
Onun icin herseyi yapmak istersin
Dokunmak istersin
Dokunamazsin, orda, onunla ölmek istersin
Ama birden hafif bir rüzgar eser ve bir baska güzel cicek kokusu gelir burnuna
Dayanamazsin onun kokusuna
Unutturur herseyi bir anda ve o kokunun geldigi yöne gidersin
O papatya orda kalmistir, yüreginin bir kenarinda
Paylasilmamistir bi cok sey
Unutulmaz belki ama geri de dönülmez ona
Iste bu ASK
Yine o yoldasin
Papatya tarlasinin yanindan gecen..
Ve yine bir papatya
Milyonlarcasinin icinde seni ceker
Gidersin yanina Orda kalakalirsin
O hic ölmesin diye her seyi yaparsin
Tüm gücünle onunla olmak istersin
Oradan seni koparacak hic bir güc olmadigina inanirsin
Ve orda onunla ölene kadar birlikte kalirsin
Iste bu da SEVGI
VE
SENİ ÇOK SEVİYORUM
29.08.2007 - 20:28
Ben birkaç dörtlükle seslenmek istiyorum yüreği pırıl pırıl sevgiyi temel edinmiş saygı ve dostluk hayranı güzel yürekli bir insan saygılarımı sun uyorum bu şiirim armağanımdır
Gönülde sevgiyle harmanlanmış
Bir dost selamını almazmısınız
Bu dost yürekten sizi anmış
Bir dost selamını almazmısınız
Güneş battı hava karanlık
Rüzgar eser yürekte bir anlık
Muhtaçtır sevgiye bütün insanlık
Bir dost selamını almazmısınız
Coşkunoğlu gönlünde olmasın zar
Dağın etrafı çiçek başındada kar
Nerde kaldı esmedi ılık rüzgar
Bir dost selamını almazmısınız
28.08.2007 - 14:12
Anladım! ...
Sen açık denizlerde pupa yelken, bense hala limandayım... geç kalmışım sana, bir kez neylersin.
Anladım sen hep kaçırdığım trenler gibisin, bir türlü hareket saatine yetişemedigim.
Anladım belki de ben en son trenim yada bir trende en son vagon.
Yüreginde yerim yoksa bu yüzden belki, yani sana hep geç kalma meselesi... bu yüzden o yürek bana yaban hep.. hep yabancı.. hep gurbet el. Bu yüzden yalnızlıklarımın sebebisin kimbilir.
Ah bu sana geç kalmalar yok mu.. yok mu bu sana kavuşamamalar, hangi zaman aracına binsem ben şimdi, binsem de kavuşsam sana ey yar. Ve hatta geçsem bir kaç fersah senin önüne. Geçsemde biraz da sen acısan en incecik yerinden.. biraz da sen kanasan yüreginden, biraz da sen umarsız ve çaresiz kalsan böyle benim gibi.
Biraz da sen o kavuşamamanın acısını içinde taşısan, içini burksan, biraz da senin içinde coğalıp dursa o hicran.
Ne diyeyim ey yar! ...
Şimdi ne söyleyeyim, ne anlatayım sana bu ayrılıktan yana, bu yokluğundan yana. Gün gün içimde büyür durur öylece işte
Bu kadar kısa mı olurmuş bir sevdanın ömrü, bu kadar kısa mı daha yaşanmadan. Bir çift sözle avunurmuymuş bir yürek, ki artık o bir çift sözde yok.. Susmuşsun, suskunsun, konuşmuyorsun, elimde degil bu. İnadım inat bir kaçmalardasın, korkup saklanmalardasın.
Hangi Denizdesin söylede bileyim, hangi denizsin yada... koşup durduğum.. kavuşamadığım... hangi deniz: martıların yurt edindigi... hangi deniz: dalga dalga ve kıyısız... Hangi denizsin coşkusu bende kalan. Deniz hüznü benim olan.
Adresini ver... neredesin bileyim... yerin yurdun nere çıkıp geleyim.. bu yürek kalmasın sensiz
Artık hiçbir denize açılmaz bu yürek.. yelken açmaz hiçbir engine... hiçbir koya uğramaz, hal hatır sormaz denizce... denizlerin dilince.. Ve hatta küser bütün denizlere sırf senin için... küser bir daha konuşmaz... belki bir tutam gök maviye bile dönüp bakmaz inan... belki sen saklısın diye o mavide.
Şimdi ben başımı hangi taşlara vurayım, hangi kör bıçakla deşeyim yaramı... kalbimin ortasına kaç kurşun sıkayım..
Şimdi ben alıp başımı hangi diyarlara gideyim denizsiz... hangi sularla avutayım kendimi kıyısız.
Şimdi ben neyleyim... söyle ey yar...
Ne sevincim var şimdi ne mutluluğum... kalakaldım öyle tutunmasız..
Bula bula ömürsüz bir sevdayı mı koydun önüme...
Bula bula alıp başını gitmelerimi..
Şimdi açık denizlerde olsan ne çıkar... düşmez peşine bu yürek bir daha... yelken açmaz asla içinde sen olduğun sularda.
Bütün rüzgarlara söyledim... tersine esecekler bundan böyle... ve hatta bütün sular tersine akacaklar... dalgalar tersine..
yollar tersine..
Tersine tersine gidecegim... inadım inat vaz geçmeyecegim...
Artık sen benim Deniz im degilsin... sana gelmeyecegim.... bekleme boşuna beni ey yar.. degişmez bu karar.
28.08.2007 - 14:10
Cok seyler goturdu zaman benden cooook.. ne hayaller gomdurdu sokak kenarlarina, ne sevdalar yazdirdi bir kaldirim tasina.. ve ne umutlar baglatti koku kurumus ve ucu kirilmis dallara. Sevda rengi bir baska gorunuyordu gozume, taaki o gun benden sonsuza dek uzaklastigini ogrenince..
Bir kursundu sanki sozlerin, beynimden amansizca vurdu acimadan, gozunu kirpmadan yuregime isledigim herbir seyi teker teker yoldu.
Bir maziydi beni ayakta tutan bir kac aninin tatli hatiri vardi onca guzel ve masum olan ve icinde seni sakladigim dunyama arka cikan.
Bir bakis.. gozlerinin icindeki o kucucuk isilti.. kimse anliyamaz iste bunlari kimse asamaz iste ikimizin gectigi o zorlu yollari. Simdi gidiyorum buralardan inan buna.. ALLAH sahidimdir ki ne bundan sonra yuzum gulecek nede bir sevinc dogacak mapuslara dusmus karanlik gonlumun o soguk odalarinda.
Sen beni iki kez oldurdun, iki kez aldin bu cani bu bedenden..herseyi bagladigim o incecik koprunun uzerinden iki kez yurumeme zorladin beni sen…
Bak simdi ne oldu, belkide istedigin buydu, belki bu senin icin en kolay kurtulustu.. bir merminin ucundamiydi bizim sevdamiz.. bir gurultudemi gizliydi onca animiz.. dokulen goz yaslari ne cabuk kurudu ve gonlumuzde acan.. acmasina musade ettigimiz onca sevda rengi cicek bu kadar cabukmu soldu..
Bir kalemmiydi bizi ebediyen susturan, yoksa bir parca kagitmiydi soz sahibi olup hakkimizda idam karari alan.
Biz seninle ne gonul mahkemelerinden gecip ne idamlar gormustuk.. yilmak yok diye birbirimizi ayakta tutmustuk.. bir bakisa gizliyebiliyorduk tum soylenemesi gerekenleri.. bir dokunusun ardinda yataklik yapmistik gozlerimize SIMSIKI tutunmus iki damlacik goz yasini.
Bizi boylecesine uzaklastiran gercekten o kagit parcasimiydi, kalemimizi kiran, acimasizca sevdamizin tam ortasinda bir hancer sapliyan bir cift evet yada bir cift imzamiydi.. nelere gogus germistik biz, ne imzalarin hakkindan gelmistik. Biz birbirimizi gercekten sevmistik, olum bile ugramiyordu yanimiza cunki viz geldigini bildiginden.. kan bile akmiyordu o gece vucudumun o bes yerinden.. neden biliyormusun..
Cunki damarlarimda sen, kanimda sen, canimda sen,, omrumde sen vardin.. bir koruyucuydun bana.. benim en masum yanimdin sen.. en el deymemislerimi emanet ettigim tek insandin sen..
Sen, sen benim emanetime ihanetlik ettip, sen beni kendi ellerinle oldurup kendi ellerinde defneden yine sen..
Bundan sonra senler bitti, benler zaten coktan tukenmeye yuz tutmustu.. Hatirla:” SOLMUS BIR CICEK TEKRAR DIRILMEZ”
Iste bu sozler, bu gece, aksam vakti surelerinde.. Benlere en son noktayi koyanlar olmustu..
Ben artik.. ne kendimi zamana.. nede zamani akisina.. nede kalmiyan senleri sana emanet edebiliyorum..
Esen kal..! ! !
15.08.2007 - 18:35
_____________@@__@_@@@_____
_____________@__@@_____@_____
____________@@_@__@_____@_____
___________@@@_____@@___@@@@@_____
__________@@@@______@@_@____@@_____
_________@@@@_______@@______@_@_____
_________@@@@_______@_______@_____
_________@@@@@_____@_______@_____
__________@@@@@____@______@_____
___________@@@@@@@______@_____
__@@@_________@@@@@_@_____
@@@@@@@________@@_____
_@@@@@@@_______@_____
__@@@@@@_______@@_____
___@@_____@_____@_____
____@______@____@_____@_@@_____
_______@@@@_@__@@_@_@@@@@_____
_____@@@@@@_@_@@__@@@@@@@_____
____@@@@@@@__@@______@@@@@_____
____@@@@@_____@_________@@@_____
____@@_________@__________@_____
_____@_________@_____
_______________@_____
____________@_@_____
_____________@@_@_____
______________@@_____
______________@_____
YÜREĞİNİZDEKİ SEVGİ GÜLLERİ HİÇ SOLMASIN
15.08.2007 - 18:14
Sen bad'î sâba.
Sen bir menekşe.
Dökülürsün, dillerden hece hece.
Arzunun yollarında, bir bilmece.
Sen, rüzgarın kızı,
Sil gözlerindeki hüznü.
Değersin bin cihana.
Endamına boyuna.
Savrulan saçlarına.
Pamuk ellerin, dokunsun her bir tene.
Ilık nefesin, savrulsun rüzgarla.
Bin çiçek açsın, göğsündeki veranda.
Sen kural tanımaz, manolya.
Açıl, saçıl.
Tak, takıştır.
Yolunda heba olanlara, aldırma.
Çık güneşin yanına.
Bu güzellik, sana verilmiş,
Başkasına inanma.
Kalbinde bir yer aç, beni sakla.
Ölümsüz sanma güzelliğini, aldanma!
Es rüzgarın kızı.
Savrul, dağıt, toz et, yok et!
Ama yine de, beni anılarında
Saklı tut...
Nurdane Diken
14.08.2007 - 14:17
Üzülme
Sen üzülme
Ben savaşıyorum kendimle
Yok etmek için seni
Başaracagım seni silmeyi
Sen üzülme
Senlede sensizde sevmeyecegim seni
Yüregimle birlikte
Senide yok edecegim
Sen üzülme sevdigim
Unutacagım seni
Son nefeste olsa bile
Unutacagım seni
Sen üzülme sevdigim
Aramıyacagım seni
Benim sevdigim gibi seni
Sende seversin birini
Benim sevgimin binde birini
Sev sevil sevdigince
14.08.2007 - 14:17
Üzgünüm
Üzgünüm
seninle olamayacagım için
Üzgünüm
Yanyana uyuyamayacağım için
Üzgünüm
beraber kavaltı yapamayacağımız için
İşten eve dönüşünü görmeyecem için
Okadar çok
Üzgünümki
bir evlat veremeyecegim için
Üzğünüm
seninle yaşamı paylaşmıyacağım için
Üzğünüm
canım seni sensiz seveceğim için
14.08.2007 - 14:15
Yoldaşın mutluluk olsun
Mutluluk yoldaşın gönlün sevgiyle dolsun
İçimde bir burukluk gözlerinde nem
Ne gündüzü belli nede gecesi
Sevip sevileceğin birini bulursun
Çünki sen sevgi dolusun
Neden sevilmez seven yürek
Yüregi sancıyor patlayacak gibi sanki
Irmak misali
Gözlerinden akıyor akıyor yaşlar
Sevilmedigi için kederde
Ahı daglar yıkar feryadı yürek daglar
Yinede dilekleri hep sevdigine
Çünki sen sevgi dolusun sevgiyi hak ediyorsun
Her daim
14.08.2007 - 14:15
Yunuslar
Yunuslar dans ediyor kıyıya yakın
Uzatsam elimi dokunacagım sanki
Dalgalar vursada sahile
Güneş ısıtsada benligimi
Yalnızım yeryüzünde şimdi
Yunuslar dans etsede sahilde
Mutlu degilim nedense
Yüregim engin olsa bile
Yüreği olmayan tüketiyor beni
Deli divaneyim şimdi
Yalnızım yeryüzünde yek başıma
Yalnızım yanlız parlement renginde
Yunusları izlesemde kum taneleriyle
Mutlu edemediler beni
Dalgalar gelsede yanıma
çaglayarak
Unutturamadılar yalnızlıgımı
Dans etselerde sahilde
Yedi yunus çok güzel vals yapsa bile
Yalnızım yeryüzünde
Yağmur yağsa bile unutturamadılar
O büyük yalnızlıgımı derinde olan
14.08.2007 - 14:14
Yüregimin ta derinindesin
Yüreğimin ta derinindesin
İçimin içinde yürektesin
Çıkarıp atamıyor yok edemiyor
Bu yürek seni
Gitsen yüreğimden yaban ellere
Yok olsan var olmasan yüregimde
Sevmekten vaz geçmiyorki
Bu yürek seni
Hak etmediğini bilmek bile degiştirmediki fikrini
Dinlemiyor söz geçmiyor yüregime
Bırakıp gitsen yaban ellere
Kızıyor kızıyorum kendime
Yok edemedigim için seni
yazacak gün gelecek
bu yürek yok edicek seni
Gün gelecek biticek sana
Duydugum yogun sevgi
14.08.2007 - 14:12
Yüregin
Tek dileyim var
hiç bir seven
ayrı kalmasın
yüreginden
yüregiyle birlikte
Yaşasın beden
Ayrı kalmasın yürekler
Bedenden
Uzak yaşamasınlar
Ruh ve yürekleri
14.08.2007 - 13:48
Seni Özlemeye Gidiyorum
Bir güneş yanaşıyor ufuklarıma
Açıyor kapılarını
İniyor yolcuları tek tek ışıl ışıl
Bir tek sen olmuyorsun içlerinde
Benim beklediğim sen..
İşte o an ben,
Henüz hareket etmiş olan gecenin arkasına asılıp
Seni özlemeye gidiyorum....
Bir bulut yanaşıyor gözlerime
Açıyor kapılarını
İniyor yolcuları tek tek damla damla
Bir tek sen olmuyorsun içlerinde
Benim beklediğim sen..
İşte o an ben hüzün gemilerine binip
Senı özlemeye gidiyorum....
Bir rüzgar yanaşıyor yüreğime
Açıyor kapılarını
İniyor yolcuları tek tek efil efil
Bir tek sen olmuyorsun içlerinde
Benim beklediğim sen..
İşte o an ben içimdeki fırtınaya tutunup
Seni özlemeye gidiyorum....
Bir gece yanaşıyor düşlerime
Açıyor kapılarını
İniyor yolcuları tek tek renk renk
Bir tek sen olmuyorsun içlerinde
Benim beklediğim sen..
İşte o an ben, kabusların içine karışıp
Seni özlemeye gidiyorum....
Geldiğinde yoksam eğer
İnmiyorsam ellerine yanaşan dokunuşlardan
Bil ki
seni özlemeye gitmişim....
ne zaman dönerim bilmem............
14.08.2007 - 13:47
Issızlığın,
yalnızlığın
en koyulaştığı anda,
küçücük bir kağıda yazdığımız kısa,
ama ümitvar bir yazıyı,
yüreğe benzer bir taşa bağlayıp
birbirimizin camından içeri atabilmeliyiz...
şartlar ne olursa olsun...
yaşanılanlar ne olursa olsun
o taş penceremizin camını kırmalı...
Toplam 1039 mesaj bulundu