Meltem Balı Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkın ...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:42

    ve ben

    ...
    ve ben sensiz gecen her saniyeye ağlıyorum.
    eminim ki senden haber gelmeyecek bu gecede,
    ve ben her saniye tekrar ağlayacağım.
    ve ben her ağladığımda sana aşık olacağım,
    ben her aşık olduğumda sen ağlayacaksın...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:42

    Umut


    gözlerimi yumsam...
    havalansa
    kuşlar.
    uçurmalara takılıp
    ebemkuşağı bürünse.
    yerin en görkemli yüzü,
    giyinse pazen kesme
    çiçekli elbisesini.
    bitse bu bam telinden konçerto.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:42

    Yürekte esmek

    Meltem yeli gibi yürekte esmek
    Mehtaba dalarak yar ile sohbet,
    Dünyada yaşarken seninle olmak
    Elveda sevdiğim demeden yaşamak
    Ne güzel şey

    Gönlündeki sevgiyi sunabilmek
    El ele göz göze sahilde yürümek
    Sevgiyi sevenle paylaşabilmek
    Birlikte sonsuza seninle yürümek
    Ne güzel şey

    Seven gözlerinde aşkı hissetmek
    Yürek yangınında ısınabilmek
    Sevda meşalesini birlikte taşımak
    Son nefese kadar yar el ele kalmak
    Ne güzel şey

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:42

    gitmek...

    yokoluştur gitmek
    -varolmanın ta kendisi-...
    arkandan dökülür inciler,
    kelebeğin kanadındaki toz misali,
    rüzgarlar savururda,
    güneş açtığında yeller eser yerinde...
    önüne geçilmez bir seldir,
    yakar yıkar heryeri.
    güneş açsa da hep oradadır...

    yaradır gitmek.
    ufacık izi kalsa da iyileşir.
    ölümcüldür yara,
    izi geçsede, izi kalır hep yüreğinde...

    bir bebektir gitmek.
    soluk alır yaşar,yada soluksuz et parçası...

    hayattır gitmek.
    içinde kaybolur,
    yada sen içinde kaybolursun...

    ölümdür gitmek.
    vardığında huzur,
    yada sadece kemik takırtısı...

    şimdi zamanıdır gitmenin.
    demir almak vakti geldiğinde,
    -kalkmak istemese de-
    nice zincirler koparmıştırda,
    yine de ayrılmıştır limandan.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:41

    OYSA HİÇ SEVMEZDİM DÖKÜLEN YAPRAKLARI.



    SONBAHAR NEŞEYLE GELDİ BU SENE.
    OYSA HİÇ SEVMEZDİM DÖKÜLEN YAPRAKLARI.
    BİR HÜZÜN DUYARDIM BULUTLU GEÇEN GÜNLERDE.
    HAFİFTEN YAĞMUR ÇİSELER ÜZERİNE,
    RÜZGAR KAVURUP GEÇER TENİNİ
    VE TOPRAK KOKAR HAVADA
    OYSA ŞİMDİ HEPSİ BENİM İÇİN AYRI BİR GÜZELLİK.
    KURUYAN YAPRAKLAR BENİ ÜZMÜYOR,
    TEKRAR YEŞERECEĞİNİ BİLDİĞİM İÇİN.
    BULUTLU GÜNLER HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL,
    ARKASINDA GÜNEŞ OLDUĞU İÇİN.
    YAĞMURU SEVİYORUM, BEREKET OLDUĞU İÇİN.
    TOPRAĞI SEVİYORUM, TOPRAKTAN OLDUĞUM İÇİN.
    İNAN SENİN İÇİN SEVİYORUM BUNLARI
    VE SENİ TANITTIĞI İÇİN

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:40

    Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,çalınan birinin kalbiyse eğer...



    Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
    yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer..

    Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
    beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.....

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:39

    Hiç Ağladın Mı



    Hiç Ağladın Mı

    Çalan her telefonu ben diye açıp
    Kapattıktan sonra hiç ağladın mı
    Gördüğün her yüzde benden bir parça
    Arayıp yanıldığında hiç ağladın mı

    Umudu bağlayıp kahve falına
    Bez bağladın mı hiç ağaç dalına
    Gelen her gece çıksada sabaha
    Uyanıp yalnızlığına hiç ağladın mı

    Günleri günlere bir bir ekleyip
    Yılları yıllara hiç bağladın mı
    Hasretten saçına düşen akları
    Tel tel sayıpta hiç ağladın mı

    Ne gecen bellolur nede gündüzün
    Hiç farkı yok inan baharla güzün
    Eylül ayında gelen o buruk hüzün
    Bitermi bitmezmi diye hiç ağladdın mı

    Böyle olur aşığın bahtı karası
    Ölene dek sürer gönül yarası
    Ölüm kurtuluştur ondan alası
    Varmı yokmu diye hiç ağladın mı

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:39

    Ruhumu tüm kötülüklerden koruyan bu aydınlığın diğer adı



    Bir çift ela gözün çimen yeşiline çalan kıvrımlarında gördüm ilk; bir adamın
    bir kadını ancak bu kadar sevebileceğini... Gözlerine yansıyan bakışlarımda,
    bir adamın ancak bu kadar sevilebileceğini gördüğüm gibi...
    Kimse senin gözlerinle bakmamış bana, ben kimsenin gözlerinde yitip, o
    gözlerle seyre dalmamışım dünyayı; senden önce... Aşk; aşk olalı böyle bir
    hal, böyle bir duruş yakalamamış bir çift gözbebeğine cennet bahçelerinin
    gölgesi gibi inen, her biri yüreğimi tam da orta yerinden vuran
    kirpiklerde...
    Kokundan tanıdım seni... Yıllardır arayıp da bulamadığım o koku... Deniz
    kokusu kadar büyülü, yabani leylak kokusu kadar baştan çıkarıcı, bebek
    kokusu kadar saf, taze ekmek kokusu gibi sıcacık. Bir yandan da gibi'si
    olamayacak kadar tanımsız... Başım nasıl dönmez şimdi benim? Önüm sıra alıp
    gitmek varken bu kokuyu, arkamı dönüp de uzaklaşabilir miyim senden? Sana
    karışıp, kaybolmak, seninle bir olmak varken...
    Dudaklarımı yakıyor hasretinin buruk tadı... Ama o hasret ne de güzel
    acıtıyor biliyor musun... Ne de güzel sızlatıyor ince ince. Senin yarin;
    sabır eyliyorsa böylesi bir özlemi, bil ki canından çok seviyor seni. Bil ki
    vaktini saatini bekliyor vuslatların en güzelinin...
    Uykuların en derininde kıpırdanıyordur şimdi dudakların, kimbilir hangi
    ben'li rüyanın en tatlı yerinde belli belirsiz mırıldanıyorsundur sevdiğini.
    Bense uykusuz bir gecenin koynunda dört harf seçmişim alfabeden, ismin diye
    döndürür dururum dilimde. İsmin, susuzluktan ölsem bile içmeye kıyamadığım
    bir damla su...
    Sana kavuşacağım ana dek geçecek tüm saatler, kollarında olacağım zamana
    takvim dokumuş bütün günler nasıl adınla başlıyorsa, içime çektiğim her
    nefes de adınla doluyor bedenime... Verir vermez nefesimi, hızla içime
    çekiyorum yine, ya kaybolursa ismin bu odanın içinde? ! Ya ölürsem; hem de
    sırf bu yüzden? ...
    Güneş, ilk ışıklarını nice alemlerin üzerine yaymak, nice karanlıkları
    aydınlatmak için nazlı nazlı süzülürken ufuktan gökyüzüne doğru, benim güzel
    gözlü meleğim de salacak bakışlarını dünyamın üzerine ki anlayayım gecemin
    güne kavuştuğunu... Yaşamımın en büyük müjdesi, en büyük aşkı, duy bu
    dediklerimi: Her ne geldiyse başıma seni bilene dek; bin beterine razı
    olurdum yine; ödülün yine 'sen' olacağını bilsem. Ben talihsiz sanırken
    kendimi, meğerse ne büyük bir sınavdan geçiyormuşum! Meğerse diyetini en
    başından ödüyormuşum şimdiki mutluluğumun. Çok dua etmişim; bir o kadar da
    almışım demek ki, sevabım günahımdan çokmuş demek ki. Bilmem ki şimdi nasıl
    şükretmeli? ...
    Hem içimdesin; hem dışımdayım. Hem bendesin, hem sendeyim... Ruh ikizim,
    eşim, aşk metalinden bir ferman yazıyor parmağımda; sen diye sevip
    okşadığım... Hani bir gece, gül yaprakları arasında bana sunduğun, taktığım
    gibi parmağıma kazınmış sevda mühürün... Hiç korkmayasın bensiz kalmaktan,
    hiç korkmayasın ellerimi tutmak isteyip de dokunamamaktan. Öyle bir yazgı ki
    bu; öyle bir 'bir' olmak ki, bizi ayırmaya kimsenin gücü yetmez, biri ikiye
    bölmeye kimse cesaret edemez.
    Şu ömür dedikleri rüyanın içinde sen bulmuşsun ya beni, daha ne isterim ki
    hayattan? Başka ne için yaşanabilir ki bundan sonra? Sadece senin için; sen
    diye, seninle... Senin gülüşün, sesin, nefesin, tenin olmadan tutunamam
    artık hayata, çünkü bana kendini tertemiz aşkından süzüp de getirdin sen;
    onca pisliğin arasında can çekişirken bu yorgun dünya... 'İnsan' olan insan
    sevince, sevdası da 'sevda' oluyormuş demek; görmemişim ki senden önce...
    Yalanları, yamalı hırsları, küçük hesapları, sinsiliği; sahte aşkları ile
    kuşatıp her önüne gelene lütufmuşcasına dağıtanlara ibret olsan keşke;
    yüreğinin saflığıyla, dürüstlüğünle... 'Böylesi de varmış' dedirten
    yüreğinle, beni gerçek aşkın güzelliğine inandıran yüreğinle...
    Geçmişin tüm puslu izleri silindi gitti, dün de sensin bugün de. Yarın
    varsa, senin için var. Görür gibiyim gelecek günleri, bembeyaz; kollarında
    yaşlanıp giderken saçlarıma düşecek tel tel aklar gibi... Olmazı 'ol' deyişi
    ile olur kılan yüce tanrım yüzünü bana senin yüzünde göstermiş demek ki...
    Bu yüzden biliyorum ki, ne geri dönüşü vardır bu yolun, ne de sonu...
    Tüm kelimeler, senin dünya üzerindeki varlığını bildiğim gün yeni baştan
    vücut buldular, gerçek anlamlarına o zaman kavuştular. İşte bu yüzden
    'sevgilimsin', işte bu yüzden 'seni seviyorum'... İşte bu yüzden ruhumu tüm
    kötülüklerden koruyan bu aydınlığın diğer adı; 'aşkın sen hali'....

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:39

    Yakıyor

    Gözlerin, silahın namlusu gibi
    Soğuk ve kararlı
    Bakışlarınla, dokuzluk mermisin
    Yakıyor değdiğinde, düşlerime nazarın...

    Sevgisizliğin, kızgın çöller gibi
    Sıcak ve bunaltıcı
    Yangınınla, yüreğimi kül eden sebebimsin
    Yakıyor değdiğinde, düşlerime nazarın...

    Gülüşün, aldatıcı serap gibi
    Hayali ve yalan
    Sevgisizliğinle, kötülüğün adısın
    Yakıyor değdiğinde, düşlerime nazarın...

    Sarılışın, sert bir kaya gibi
    Cansız ve acımasız
    Kollarınla, duygusuz kuru dalsın
    Yakıyor değdiğinde, düşlerime nazarın...

    Hasretin, karanlık gece gibi
    Simsiyah ve umutsuz
    Zulmünle, çaresizliğin ortağısın
    Yakıyor değdiğinde, düşlerime nazarın...

    Sözlerin, rüzgarın gazabı gibi
    Hiddetli ve yıkıcı
    Konuştuklarında, yalan ve riyakarsın
    Yakıyor değdiğinde, düşlerime nazarın..

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:39

    ..... ve kendi icimde ikiye bölünüyorum...



    Sensizlik mi yoksa varligin mi? / simdi bunu dusundugum zamanlarimdayim. /
    Birini bir kefeye otekini oteki kefeye koyuyorum! / Peki ya hangisi agir
    basiyor? / Bilinmiyor... / Ikiside asili kaliyor yuregimde... / ve kendi
    icimde ikiye bölünüyorum! / yüregim kal diyor... mantigim git! / Birakip
    gitmek bu acilari cekmekten daha zor geliyor sanki... / Gözlerini özlemekten
    korkuyorum! / Ve ellerine hasretlikten... (ölebilirim sanki...) / yine de
    git diyor bir yanim! / Ama olmuyor... / yüregimin sesini kisip, / hic birsey
    hissetmiyorum gibi yapamiyorum!
    Nasil birsey bu...? / Sana dayanan bu yuregin, / Sensizlige dayanacak gücü
    yok mu? /Tutkulu olmak kötü... ucurumun önüne kadar geliyorum ama atamiyorum
    yuregimi! (yuregimdeki seni)

    Celiskilerime düstün simdi... / oysa tam da güvendim diyordum! / O olmali
    ! .. diyordum.

    Yanlis mi? / Yoksa... dogru mu? / Gercek mi? yalan mi? / hala
    yasanabilecek güzel seyler var mi? / güvenilecek yanlarin kaldi mi hala? /
    Düsündükce batiyorum...

    Her nekadar bu askta mantigimi kullanmak istemesem de, / her seferinde
    mantigimi cikariyorsun karsima / Yine de deymez, bitirilmemeli birseyler!
    / zaten ne zaman bitirmeyi düsünsem; sevgimle karsi karsiya geliyorum! /
    .....................................
    Sana bir sans daha veriyorum. /Yasayip görecegim! / Artik düsünmüyorum
    gecmiste olanlari / Tek yapabildigim; / gelecegin guzel seylerle ‘gelmesi’ni
    dilemek! / Ve dilegimin kabul olmasini ‘seninle’ beklemek...

    Kendi kurallarimdan vazgecerek; sana vazgecilmezligini kanitliyorum! / bir
    kez daha anliyorum seni nasil sevdigimi! / ve bilmeni istiyorum! /
    Risklerden korkmuyorum! / cünkü seni severek hayatimdaki en büyük riski
    aliyorum!

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:38

    Mutluluk Oyunu...

    Gece bulur bizi
    Sessizliğiyle çoktan çöktü şehre
    Şimdi gözlerinde uyku
    Rüya gözlerinde perde
    Başlasın mutluluk oyunu

    Sen yine prens ol
    Bende senin hizmetkarın
    Taç olsun saçlarına yıldızlar
    Hem bak onlar gibi ışıl ışıl zaten
    Sanki gökten bir nur inmiş
    Gözlerine konmuşlar
    Hele o güzel dudaklarına gülücükler
    Ne de güzel yakışmışlar

    Hadi emret prenseim
    Nedir yüzündeki hüzün
    Yoksa yolunamı çıktı devler
    Alıp kılıcımı atılayım mı üstlerine
    Nasılsa yenerim onları ve
    Geldikleri yere giderler

    Söyle prensim
    Dile benden canımı
    Gözünde bir damla olmasın
    Sen üzülme ne olur
    Hem bak biliyormusun
    Bu gece bir yıldız daha kayacak
    Sen bir gülüversen hele
    Yıldızlar gözlerini nasılda kıskanacak
    Sağanak olacak ışıltıları
    Bir bir saçlarına konacak

    Sen benim prensimsin
    Damarımda kan, aldığım nefesimsin
    Koca bir saray yaptım gönlüme biliyormusun
    Ve süsledim bahçesini sevdanın en güzel çiçeğiyle
    Umutlardan ördüm uçan halını
    Sihirli lambadan attım cini koydum rüyalarını
    Okşarsın azcık ve dilediğince yaşarsın hayatını

    Hadi be prensim
    Bir gülücük yetecek sabaha
    Kıskanacak yıldızlar, kaybolacaklar
    Neşen rüzgar olacak gülüversen
    Kara bulutlar ülkenden savrulacak
    Bak! Güneş bile bekliyor huzuruna çıkmayı
    Bir gülüversen hele
    Sabah çiçekleri artık hiç unutmayacak açmayı

    Yaz bir ferman prensim
    De ki doğ güneş
    De ki ol sabah
    Atlas olayım yoluna
    Serilerim ayağına

    Hadi prensim
    Saat dokuz oldu
    Güneş nerdeyse tepeyi buldu
    Söylemiyor bak şarkısını bülbül
    O da benim gibi
    Gülleri bırakıp pencerene kondu.........

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:34

    Tutki artık çalan parçalarda ismin geçmesin.


    Tutki yazılan şiirler,seni anmasın,

    ama olmuyorki....

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:33

    Çok eski bir sevgiliye sırf yüreğinde beni duysun diye..SUSTUM:(



    Ayrılıklarda gururun, saygının
    şaşkınım yitişine..
    Yaşamdan öğrendiğim,
    ne olursa olsun
    bir şey eksiliyorsa,
    kötü kokular saçıyorsa
    yok zorlamanın yararı..
    Devam edilirse sonuç
    felaketce bir kopuş...
    Oysa ayrılıklar da
    başlangıçlar gibi sessiz olmalı...
    .
    Araya ötekiler girdiyse,
    yalanlarla grileştiyse mavi,
    üşümeye başlayan ruhların
    ne ilacı vardır,ne de hekimi...
    Buz gibi olduysa yürek
    yararı yoktur geri dönüşün...
    Bir şans daha denirse de
    sonuç titreme nöbetleri..
    .
    Niçinlerde dolanmanlar,
    öfke, kin, intikam büyütmeler,
    suçlamalarla seslenmeler,
    daha da yaralar ayrılıkları....
    Yaşanmışları güzelliğince,
    olduğunca bırakmak varken
    kirletmek neden, niye? ? ? ?
    Bir zamanlar
    “sevdiğim, her şeyim” dediğinde
    kara bir leke kalmak
    hem de kendinin sürdüğü bir leke
    verilen bir hak mı
    kime ve niye? ? ?
    Yaşanılan, yaşatılan
    güzel, doyumsuz anlar,
    bir suçsa, hataysa
    tek kişilik değildi
    İşlenirken oysa...
    .
    Tükenişe girildiyse
    vazgeçmek gerek saygıyla
    bir zamanlar “vazgeçilmezim” denilenden,
    daha da karartmadan maviyi
    sunulan güvenle verilmiş
    imkansızların anısına....
    .
    Yaşam defteri sonlanınca,
    beden üşüyüp, yorulduğunda,
    ruh nasıl tertemiz,beyazlar içinde
    bırakıp onu gidiyorsa,
    onur, grur zedelenmeden
    suçlamaya girmeden,
    lekesiz ve sessizce
    olmalı ayrılıklar da....

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:33

    Martı olsam da gelsem omzuna konsam, o zaman bakar mısın gözlerimin içine?



    Hiç görmediğim şehre yazıldı tüm bunlar... Ne şairim ben ne de aşık...
    Sessiz sedasızım bugün, belki denizsizliğimdendir. Hiç kızmadım şehir sana,
    köpürecek dalgalarımın yokluğundandır. Sabahları martı sesi, akşamları vapur
    düdüğü nedir diye sorma, bilmem cahilliğime ver... Simitimi balıklarla
    paylaşmadım ben hiç, cimriliğimden mi? ..Simitim oldu da balığım var mıydı?
    Hiç görmediğim şehre yazıldı bunlar, yosun kokusu nedir hiç tanımadan.
    Okuyarak tanıdım seni, senin el yazınla... Görmeden gönül verdim,
    densizliğime ver. Hayatımda hiç balıkçılara selam vermişliğim yokken, sana
    selam vermiş bulundum; hoşgör. Uzak şehir, senin tüm sokakların denize
    çıkarken, benim tüm sokaklarım sana çıkar oldu... Sen farkında mısın bilmem,
    farkında olsan da söylemezsin ya... Hiç tekneye binmedim ki ben, ondan mıdır
    beni hor görmen? Yokluğun, yoksulluğum olmaya başlayınca anladım, hayalinle
    varlıklıyım. Oysa sen varlığımdan habersiz... Sen bensizlikte kalabalık, ben
    sensizlikte en tenha. Hiç görmediğim şehre yazıldı bunlar, ne kadar uzakta
    da olsa hergün daha yakın olduğum... Hiç görmediğim için mi seni böyle
    'canımın içi' olman? Söyle ey şehir, hiç görmediğin için mi beni böyle kolay
    kandırman?
    Aynanın sırları dökülür mü balık olsam, martı olsam? ... Martı olsam da
    gelsem omzuna konsam, o zaman bakar mısın gözlerimin içine?

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:32

    Çok eski bir sevgiliye sırf yüreğinde beni duysun diye..


    gidiyordun..
    elim kolum bağlıydı
    daha önce de olduğu gibi sadece sustum
    konuşacak bişey olmadığından değil
    söyleyeceklerimi bildiğinden sustum..
    benden aldıkların vardı
    umutlarım,heyecanlarım ve derler ya hani en güzel yıllarım
    ama üzülmüyorum o güzel yıllar seninle daha da güzel oldular
    her şeyin bir sonu var biliyorum
    gitmelisin kal diyemem
    seviyorum seni evet
    ama artık tüm geceler sadece benim..
    beraber izlediğimiz tüm filmler
    içimizi sızlatan tüm şarkılar senin olsun sevgilim..
    giderken bana öyle bir emanet bıraktın ki
    taşımak çok zor
    sen yaparsın diyeceksin biliyorum..
    söz verdim bir kez sana
    başarmak zorundayım
    bir gün otobüs garları seni bana tekrar getirdiğinde
    aynı bulacaksın beni
    söz verdiğim gibi başım hep dik olacak
    EMANETİN ONURUMDUR BİLİYORUM
    SENİ SEVİYORUM....

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:32

    Hiç görmediğim şehre yazıldı tüm bunlar... Ne şairim ben ne de aşık...
    Sessiz sedasızım bugün, belki denizsizliğimdendir. Hiç kızmadım şehir sana,
    köpürecek dalgalarımın yokluğundandır. Sabahları martı sesi, akşamları vapur
    düdüğü nedir diye sorma, bilmem cahilliğime ver... Simitimi balıklarla
    paylaşmadım ben hiç, cimriliğimden mi? ..Simitim oldu da balığım var mıydı?
    Hiç görmediğim şehre yazıldı bunlar, yosun kokusu nedir hiç tanımadan.
    Okuyarak tanıdım seni, senin el yazınla... Görmeden gönül verdim,
    densizliğime ver. Hayatımda hiç balıkçılara selam vermişliğim yokken, sana
    selam vermiş bulundum; hoşgör. Uzak şehir, senin tüm sokakların denize
    çıkarken, benim tüm sokaklarım sana çıkar oldu... Sen farkında mısın bilmem,
    farkında olsan da söylemezsin ya... Hiç tekneye binmedim ki ben, ondan mıdır
    beni hor görmen? Yokluğun, yoksulluğum olmaya başlayınca anladım, hayalinle
    varlıklıyım. Oysa sen varlığımdan habersiz... Sen bensizlikte kalabalık, ben
    sensizlikte en tenha. Hiç görmediğim şehre yazıldı bunlar, ne kadar uzakta
    da olsa hergün daha yakın olduğum... Hiç görmediğim için mi seni böyle
    'canımın içi' olman? Söyle ey şehir, hiç görmediğin için mi beni böyle kolay
    kandırman?
    Aynanın sırları dökülür mü balık olsam, martı olsam? ... Martı olsam da
    gelsem omzuna konsam, o zaman bakar mısın gözlerimin içine?

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:32

    YOK EDİCİ SEVDAMSIN! ...
    Sensizlik mi beni böylesine parçalara bölen...
    Yoksa seni bulup da sendeyken senden olamamak mı?
    Beni binlerce bana bölen çok şey var belki. Ve sen o çok şeylerden birisin. Senin yalnızlığın, senin acıların, senin özlemin, senin hasretin, senin sevdaların ve senin kendin...
    Beni parçalara bölensin. Beni parçalara ayıransın…
    Parçalarımı alıp götüren kırıntılarını bana bırakansın. Sen benim bir parçamsın!
    Kahrolası saatlerde bile zamanın durduğunu hissettim, sen olunca… Dakikalarca, saniyenin, belki de yetişemediğimiz anlarında seni yaşadım ben… Zamanı durduran ben miydim, yoksa gelişinle beni okyanuslara sürükleyen sen miydin?
    Zamanlar karanlıktı, imkansızdı, zamanlar dardı, aykırıydı, zamanlar durmuş ya da kaybolmuştu, zamanlar seninleydi…
    Sen; seni, seninle ayrılığında, özleminde, hasretinde, tatlısıyla, acısıyla, hüznüyle, neşesiyle, bir küs, bir barışık, uçsuz bucaksız yaşadıklarımdın…
    Sonuna kadar gelmek istedim. Tutamadın elimden. Daha doğrusu zaten yoktun ki. Olman bile önemli değildi…
    Ben zaten bir yerlerden sana gelmişim, seni bulmuşum. Senin gönlüne istenmeden de çoktan girmişim bile…
    Biliyorum sen belki gözlerimde arıyorsun kendini ama ben kalbindeyim be. Kalbe girenin de göze gelme, geriye dönme isteği artık yoktu. Seni sana verdim. Seni sende yaşıyorum artık…
    Benden kendini istesen de artık ödünç te olsa veremem.
    Sandın ki cevaplar beklerim senden. Evet' lerle, hayır'ları bile dondurdun dilinde uzun uzadıya konuşmaları saklayıp tükettin onları. Oysa o anda onların söylenmesi gerekiyordu. O anda hayır'la evet arasında bir secim yapmak gerekiyordu…
    Sense sadece bakıp gözlerime, hatta kaçırırcasına gözlerini suskunluğa vurdun her şeyi. Her şey zamanın da güzel ve zamanın da anlamlı. O ani kaçırdıktan sonra yaşamanın bir anlamı yok ki. Belki de bütün tatlar ilk yudumda gizli. Ve biz ise hep son demlerimizin, son yudumlarımızın güzel ve kalıcı olmasına alıştık sanki…
    Değil, evet değil…
    Senden cevaplar değildi aradığım. Senden beni anlamandı, bana bir şeyler vermeni bekleyen biri değildim…
    Değilim…
    Senden bir şeyler isteyen bir insan da değilim…
    Olamam da…
    Belki, belki bir şeylerin istenmesini bekleyen bir insan olabilirim...
    Ancak bu kadar işte.
    Sende yasadığım yoğunlukları sen hep başkalarında arayabilirsin. Sende bulduğumu sen benim dışımdaki yüzlerde de arayabilirsin…
    İnan kilometrelerce uzaksın ama sen ise yaban eller gibi duruyordun. Tüm bunlar gerçeğin ötesinde değildi ama bunları düş kılan senden başkası da değildi.
    Evet, yok edici sevdam...
    Sen artik bende oldun…
    Benden...
    Anlıyor musun?
    Çıkarıp atmak istesem de unutmak istesem de yapamıyorum çünkü nereye dönsem nereye baksam ya seninle ilgili ya da seni hatırlatan ya da senden bir şey mutlaka karşıma çıkıyor…
    Buna evet gücüm yetmiyor buna… Sevdaya hiç yetmiyor…
    Sen bende olmasan, sevdayla çizilmeseydin yüreğime, sen içime Allah'ımın eliyle yazılmasaydın, sever miydim seni? İster miydim, bekler, yoluna düşer miydim?
    İnsanların olmadığı yerde bekliyorum seni hep. Çünkü insanların son bulduğu yerde başlıyordum ben…
    Ve iste...
    Anla artık anlayabilirsen! …
    Sen benim bir parçamsın! ...
    Yok edici sevdamsın! ...
    Ama şimdi yoksun işte yok! ...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:32

    Bu Şehrin Sokakları

    bu şehrin sokakları
    sensizken öyle yabancı ki bana

    nerdeyim?
    kayboluyorum
    sensiz bu şehrin sokaklarında

    korkuyorum
    üşüyorum
    sesin çınlıyor kulaklarımda
    seni seviyorum
    güne hep böyle başlıyorum

    içimdeki yangını
    söndürmek için
    seni arıyorum
    yoksun
    biliyorum

    20.03.2007 03:48

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:31

    Belki Bir Gün

    seni seviyorum
    seni özlüyorum
    seni istiyorum
    ve artık seni
    senle başlayan herşeyi
    hayal ediyorum
    bu aşkın sonu yok demiştim sana
    yok sevdiğim
    bıraktığın yangınında
    özleminde
    sonu yok
    büyüyor sevdan her bir hücremde
    yüreğine sağlık sevdiğim
    sevgiyi bana öğrettiğin için

    biz kavuşamadık yar
    kimbilir
    belki bir gün
    hayallerimiz kavuşur

    20.03.2007 02:58

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:31

    ****Bir S E N****

    ruhumdu
    ruh eşimdi
    en keyifli anlarım
    en doğru kararım
    yaşadığıma şükrettirendi
    beni anlayandı
    bensiz olamayandı
    bana bir şey olsa
    canı benden çok yanandı
    bekleyenim
    özleyenim
    kıskançlığımdı
    aramazsa delirdiğim
    görmezsem çıldırdığım prensimdi
    şikayet etmeyenim
    beni hep beğenenim
    akıl verenimdi
    hayat ortağımdı
    gözleriyle beni mest eden
    bakışıyla eriten
    aşk şarkılarını dilime bağlayandı
    aklımı alanım
    canıma can katanım
    yarınım
    dünüm
    bugünümdü

    vazgeçilmezim
    herşeyim
    yarimdi
    gülüşüyle başımı döndürendi
    bana yüreğini verendi
    sevgiyi öğretendi
    kolumdu
    kanadımdı
    her bir yanım
    attığım adımdı
    o benim erkeğim
    o benim nefesimdi
    ölürcesine sevdiğim
    uğruna adaklar adadığım
    dilekler dilediğim
    tek duamdı yarimdi

    suyumdu
    aşımdı
    açlığım
    tokluğum
    susuzluğumdu
    uykusuzluğumdu
    hayallerimdeki tek dünyaydı
    gününüm aydınlığı
    hoyrat gecelerimin tek ışığı
    damarımdaki kanım
    yüreğimdeki tek hayat atışıydı
    söylemekten hiç bıkmadığım
    dilimdeki melodiydi
    en mutlu rüyalarım
    en mutlu anlarım
    en mutlu dünlerimin tek sahibiydi
    kalbimdeki ince sızım

    gerçeğim
    doğrum
    herşeyimdi
    deli deli esen rüzgarım
    sağnak yağan yağmurum
    sesim
    sessizliğim
    umudumdu
    hiç bitmeyecek yolumdu
    öncemdi
    sonramdı
    bilinmezim
    şu anımdı
    hep yanımda olanımdı
    korkusuzluğum
    sonsuzluğum
    sığınağım
    tek huzurum
    yalnız olmadığım tek cansın

    Sen 'Prensim'sin
    sen yaşama sebebimsin


    20.03.2007 04:18

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:31

    Kara GÖZLERİNDE BENİDE GÖTÜR

    Kat gözyaşlarına,
    kara gözlerinde beni de götür
    İster öldür,
    istersen süründür,
    Razıyım senden gelsin ecel,
    ister kardeş,
    istersen sevgili ol
    istersen yedi yabancı bir el,
    Koma beni yadellerde,
    Yalvarırım,
    al götür,
    götür beni de,
    gittiğin, o, uzak iklimlere,

    ...............................................İster,
    ...............................................baştan başa bele beni, kanatan dikenlere,
    ...............................................İstersen yarim ol,
    ...............................................bele beni,
    ...............................................o kan kırmızı güllere,

    İster ilahi yap,
    söyleneyim dillerde, bin bir gece,
    İstersen raks bir şarkı yap,
    okundukça matem olup düşeyim,
    kanayan tüm gönüllere,

    ...............................................Sevdim seni be güzelim,
    ...............................................elbet,
    ...............................................bunu allah biliyor,
    ...............................................Söyle be sevgili,
    ...............................................bir başka hangi yar sen kadar seviliyor?

    Seviyorsam seni ey yar,
    sanma ki,
    sanma ki bu gönlüm yetimdir,
    Ölsem de yalvarmam bil,
    Bil ki,
    bil ki aşkım, asaletimdir,

    ...............................................Bil ki sevgilim,
    ...............................................Leyla bile sevilmedi sen kadar,
    ...............................................Söyle sevgili,
    ...............................................var mı ki sen gibi ölümüne sevilen bir başka yar?
    ...............................................Sen ki,
    ...............................................uğruna can alınıp da, can verilensin,
    ...............................................Sen ki,
    ...............................................ölümüne sevilensin,
    ...............................................Söyle sevgili,
    ...............................................düşmeden toprağa ser'im,
    ...............................................Bir kerecik olsun,
    ...............................................bir kerecik olsun sevgilim,
    ...............................................sen de beni,
    ...............................................benim seni sevdiğim kadar,SEVEBİLİR Mİ SİN?

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:30

    Sadece Gelsen! ..........

    Sadece gelsen
    Sadece uzattığın elini versen de
    Tutup seni kanatlanıp uçursam
    Seni senden bile çok uzaklara kaçırsam

    Sadece gelsen sen
    Nereye diye sormasan hiç
    Adımların gittiği yer zor olmasa
    O adımlar sonunda korku bizi bulmasa

    Sen sadece gelsen
    Öylesine ve sadece yürüsen
    Aklımda bir şey yok sen de de olmasa
    Aklıma aklındakiler dolsa ve sen hiç gitmesen

    Sadece gelsen
    Gülümsesen ordan ve
    Yanı başındayken küçücük bir buse
    Uzaklardayken kocaman bir özlem olsan

    Sadece gelsen de hani
    Rüzgarla yan yana olsan savursan
    Sende olanı yedi düvele korkmadan duyursan
    Ve kocaman bir ateş olsan da yaksan kavursan

    Gelsen sadece
    Sadece sevsen
    Sadece sevsen
    Sadece sevsen de kendini de sevdirsen

    10/03/2007.............................................Saat:13:03

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:30

    Hüzünbaz Şiirler 3

    sayamadığım tüm günbatımlarını,
    sensiz sırılsıklam olduğum yağmurları
    ayaz gecelerde yokluğuna titreyişlerimi,
    nasıl sonlandırıp,af dileyeceksin?
    ey bahar sandığım zemheri yüzlüm,
    yüzlerce sevebilme olasılığı varken:
    binlece fersah uzaklaştın benden,
    biliyorsun bir ayağımız cukurda artık,
    sayamadığım baharlar geçip giderken,
    sanmaki sadece benden yılları çaldın..
    bir köşeye çekilip ağlarken utanıyorum,
    ağlamaktan değil bilesin,hep kaybetmekten..,
    ah birtanem kaç bahar geçecek böyle,
    umarsız zindan gecelere mahkumken,
    yaralayan yüreğine hep isyan mı edeyim
    zamansız acılar içimi yakıp kavururken
    bahar sandığım seni mi bekleyeceğim?
    bu hep son şiirimdir diyorum isyan kokan,
    her an içimde senle cenk ediyorum,
    ne ben unutuyorum dört mevsim seni..
    nede sen unutturuyorsun kendini,
    kandırıpta kendimi son şiirim demiyorum,
    bu sevda yaktıkça yüreğimi ve beni,
    dört mevsim yazacağım isyanlarımı,
    taki her mevsim bahara dönene dek..
    çünkü seni canımdan çok seviyorum..

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    10.04.2007 - 14:30

    Yasak bana

    En güzel hayaller içinde
    Gitme kal demeni düşlemek

    Bin umutla sayarken cümlelerini
    Sevgiyle olanını duymak

    Işıltısını görmek
    Gözümün önünden gitmeyen yüzünün

    Dizlerinde uyumak
    Yorgun ömrümün ağırlığını atarcasına

    Sarılmak kollarınla
    Dünyadan kaçarcasına

    Sen yoksan
    Yaşamak diyorsan
    Bu hayat
    Yasak bana

Toplam 1039 mesaj bulundu