Hayati guzel ve cekici kilan korkunun oldugunu,hayati degereli ve ozel kilanin ise ölum oldugunu bana bir kez daha hatirlatan ak sakalli,kafasinda kulahi,uzun ceketiyle ve her seyde gecmisten bir parca tanidik bir parca kendisinden ariyan yasli bir amcayla tanistim gecenlerde,
Onu hep carsida kahvede yada ara sokaklarda aniden karsimda gorunce,bazen bu sehrin sahibi oldugunu gulerekte olsa dusunurdum. Meragima yenilip mutlaka bu yasli dedeyle konusma firsati kollarken bir tas kahveile masasina gidip kahve ikram edip masasinda oturmak icin musade aldim. Tabiki bir gencin bu sekilde kendisine yakinlasmasi ilgilenmesi o yasli yuzunde ki derin cizgileri nasirlasmis goz bebeklerinde kucuk sevinc damlaciklari olustugunu gordgumde benide mutlu etti. Bahsettigim yasli dede aslinda turkler arasinda en eski ve en yanliz olan ali dede yani ali cakir idi. Kendisi 1933 dogumlu ve 1962 den beride hollandaya gelenlerden ilk turklerden biri, Ve hatta brabant bolgesinin onun degimiyle ilk turk insani. Sohbetimizin arasinda bazen kolay olarak dusunup gececegim cumleler olsada,dusunuldugu zaman hicte basit olmuyan bir omurun kisatilmis anilarla hafizadan nasil silindigine sahit olmaksa bir baska ic buruklugu yasatti bende, Dede zamanin nasil geciyor memnunmusun hayatindan? Diye sordugumda ilginc bir cevap almistim ali dededen. “bak ogul dedi ben brabant bolgesine ilk gelen turk yabancidim yanlizdim sonra burasi doldu simdi 3 yada 4 bin turk yasiyor ve aradan 45 yil gecti yine yanlizim “ dediginde koltuguna yaslandi usulca bir ah cekerek arkadaslarinin zaman icinde tek tek nasil olup gittigini ve eskilerin arasinda yanliz nasil kaldigini anlatti uzunca, bir yil calisma icin geldigi yerde bir omuru nasil tukttigini anlatiyordu, 27 yil bir is yerinde calisip emekli olmus ali dede. ilk is tecrubesi belcikada bir maden ocaginda olmus ama orda is kazasinda arkadasinin olumune sahit oldugundan o is yerinde fazla calisamadan illegal hollandaya gelmis, zamaninda, dedenin soylemiyle fakir ve cok geri hollandadadki isci eksikliginden dolayi oturumu calisma suresini bir gunde hic elini oynatmadana is yeri sayesinde aldigini anlatiyordu.
103 guldene bir hafta calisiyormus. Ali dede yasadiklarini anlatirken heycenlaniyor bazen bir cocuk gibi gulumsemelere kapilirken bazende zor gunlerin nasil asildigini yuzundeki o kati sonuk mimikleri ogle belirgin oluyorduki bir insanin uzakta yaslanmasina vatanindan uzaklarda yaslanmasina birazda olsa icim burkuluyordu dogrusu. Hollandadan memnun. geldiginede,burda bu kadar yasadigina ragmen hic pisman olmuyan yasli dede benim ikinci yurdum hollnda diye biliyor.. Ama bu soruyu burda dogmus cogu yabanci genclere sordugumda nedense cok sert ve net hollnadayi ret edebiliyorlardi. Gencler arasindaki bu kutuplasmanin mutlaka kultur ve uyum sorunundan kaynaklandigini biliyoruz ama ali dede ben bu uyum ve kultur sorununu 45 yil once astim diyerek aslinda olayin cok basit oldugunu.kendisine gore sorunu cozmustu. Cunku ali dede nin en guzel yontemi belkide en dogru olanidi.cunku o yasadigi yeri seviyordu. Evet sevgi belkide cogumuzda eksik olan bu ¡ Uysmamadaki,integredeki kulturel uzlasmadaki inanctaki idolojideki en buyuk engel buydu,,sevgi.. Yasadigi yeri sevmek yasadigi ulkenin insanini sevmek. havayi sagugu aciyi guzeli ve emegi sevmek yani hayati sevmek. Hepimizdeki bu sevgi eksikligi bizi kavgaya kirginliga kutuplasmaya kamplasmaya bazende icimizden bazilarini olume goturdu, Ama her dilde sevgi ayni heyecan degilmidir. Sevgi her dilde ve dinde ayni cosku mutluluk degilmidir? oturup geri yaslaninldiginda dedenin soyledigi gibi seveceksin yontemiyle olaylari cozmenin mumkun oldugunu gorebiliyorum. Belkide cok humanist bir yaklasim ama zaten amac mutluluksa toplumda,sevmek icin gec kalmadik demektir,..... Sevmeyi ogrenelim
bir umut BİR UMUT buz tutmuş kalbim sıcaklığınla eriyor içimde çiçekler açıyor yavaş yavaş solan kalbime yağmur oldun yar ışıklar sızıyor demir parmakların ardından
bir umut bekledim sönen mum ışığıma içimdeki zehrin yernine sevgin dağladı uçu verdi avuçlarımdan hüznün şarkısı dinsin gözyaşım açsın gonca güller
yağmurlara bıraktım göz yaşımı bedel ödedim gözyaşımı maziye eğer bu baharsa solmasın açan güller bitsin artık feryat isyanlar kavussun eller..........
Gül yüzünde bahar var anam Yaprağı yeşillenmiş dalların Gün doğarken bir kere daha Uçsuz bucaksız çöllerin üstünden Serinliğinde geçmişim
Korktuğumu bilirim dün Tenimde ürperti olduğunda gün Sığındığım gelir aklıma yamacına Koca dağımsın sen benim ana Eteklerinde gezmişim
Özlediğim çok şey oldu Gıptayla baktığım heves ettiğim En sonunda her seferinde yokluğun yüzünden Kendimi ezik hissettiğim Akşamın oluşu ezanla gelirken Koştura koştura doymaya geldiğimdin sen Bir gün olsun aç kalmadığımı bilirim Sensiz bir hiçmişim
Gül yüzünü güldüremedim belki Her ne kadar aydın olsam da gösteremedim belki Işığını almışım ki inan içimde saklı Yar dediklerim arasında senden kıymetlim olmadı ya Yarlığın da bende bütün aşklardan farklı Yar diye sevmişim
Cennet ayakların altına serile Anam diye demem anasın yeter buna Uğruna ben değil bin canım verile Can özünden bir tebessüm yeter bana Gün doğumundan ol şafaklar derile Ayağın altına atlas edip üstünden geçile Bin güzel söz bulup yetmeye nadidesi seçile Ömrüne ömür versem ödenmez hakkın Ak sütün gibi anam bir ömür içile Hakkından içmişim
Antalyanın en işlek caddesinde... Mendil satan kadın... Sokak ortasında dogum yaptı... Minik oglunun gözleri önünde... Bebegini etegine sardı... Dünya kadınlar günü bugün...
8 Mart 2007
Ne hazindir...ki... Takvimlerden bugün Dünya Kadınlar günü Gercek yaşanmış bir olay... Adı konmamış bebege hayırlı bir ömür diliyorum...
Güzel vatanımızda yapılan istatistiklere göre % 64 Kadınlar mutsuz... Bu rakam güney ve dogu; Anadoluya gidildikce daha da cogalıyor...
KADINLAR
Kadını azmanlaştırdılar Yırtarak iffetini analık duygularından Saldılar karanlık sokaklara Namus ve iffet ayaklar altında Ey kadın____ uyan bu gaflet uykusundan Atılmadan cöplüklere kalk ayaga Kutup yıldızı karanlık gecelerde kadın Kalk silkin benligine dön geri Agızlarda silinip atılan bir peçete olma Sakın! ! !
* * * Kadınlar Allah*ın emanetidir (*)
Saadetin güneşi merhametin timsali Başlarda taşınan bir güldür kadın Elmas degerinde zümrüt güzelliginde Sonsuz bütün haklar verildi iSLAMda sana Başörtüsüne özgürlük arayan kadın Ne hazindir Sen bir güne sığmazsın Eşitlikmi arıyorsun bu mümkün değil asla Analık duygularıyla sonsuzluga coşarsın Cünkü sen farklısın Bir erkegin şevkati anayı tutmaz Bir kadında erkegin cesareti bulunmaz Analık verilmiş bu ödül yeter sana Bir bütünün diger yarısı olan kadın
Şevkat süzülür gözlerinden Arı duru bal petegi yüreginden Sen bir kelebeksin nazlı azra kanatlı Sen sevginin ta kendisi Sende ummanlar saklı ................................KADIN Tarihin en nadide yerinde adın...
8 Mart 2007 / Kadınlar günü
Kadınlar Allah*ın emanetidir (*) Hadisi Şerif
Erkek kadın kadar şevkatli degil Kadın da erkek kadar mert degil...
Bu gercekler bir anlaşılsa,bu gün bu problemler yazılmazdı...
DÖNÜŞÜNDE DÖNÜŞÜNDE BELKİDE BULAMAYACAKSIN BENİ O ZAMAN BELKİDE ÇOK GEÇ OLACAK BEN DEN SANA: “SENİ BİR ÖMÜR SEVDİM VE HEP SEVECEĞİM AHİRETTE BİLE” VE BİRDE MEZARIM OLACAK İSYAN EDİP AĞLAYACAKSIN ISSIZ BİR ÇÖLDE YALNIZLIĞA İTİLMİŞ YAŞADIĞIM HAYATIM GİBİ YAPAYALNIZ MEZARIMI BULACAKSIN VE ÜZERİNDE GÜLLERİ KARANFİLLERİ BEN NASIL BİR DAMLA SEVGİYE HASRET OLARAK YAŞADIYSAM ONLARDA BİR DAMLA SUYA BİR DAMLA YAĞMURA HASRET AÇMADAN SOLMUŞ KURUMAYA YÜZ TUTMUŞ OLARAK BULACAKSIN ADETA BİR SONBAHAR BİR HAZAN MEVSİMİYLE KARŞILAŞACAKSIN KİMBİLİR BELKİ MEZARTAŞIM BİLE OLMAYACAK VEFALI BİR SEVDİĞİM OLMADIĞI GİBİ OLDUĞUN YERDE, MEZARIM BAŞINDA YIĞILIP KALACAKSIN HIÇKIRIKLARA BOĞULACAK YÜREĞİN NE ELİNDEN TUTANIN OLACAK NEDE GÖZYAŞINI SİLENİN BENDEN BAŞKA GERÇEK BİR SEVENİN OLMADIĞI GİBİ…
Yarın çok geç olabilir bitanem Geleceksen bu gün gel….
kalabalık şehirler içinden ayak sesleri duyulur yanlızlığa düşen bir tohum filizlenir evrende ilk ayak sesleriyle var olur tanyeli gözlerimize açtığımız an hayat başlar ilk seslenişi duymak isteriz kulağımızda zaman mekan dinlemez gönlümüz bir tohum düştü o ilk bakışla yaralıdır hayallerimiz hayaller var olan aşklar küle düner yaralıdır can evimiz eğilir başımız yansada gönlümüz çaresizlik içinde eğilsede başımız sevmekten yılmayız
sevginin önüne setler kurulsada sevmekten yılmayın
veda mektubu veda mektubu goğum günümde birtanem! gözyaşlarım mürekkebim yazıyorum yüreğime ayrılığın mektubunu başım dumalı yüreğim sızlıyor birgün gidersen yaşanmaz bu hayat diyorsun yaşamalısın sen güneş ay yıldızlar için
sigaramda savrulur ayrılığın acısı yanarsın yüreğimde volkan gibi en fazla yüreğinde acın sürer bir yıl herzaman serbet gibi içmişiz ayrılığın acısını asılmışız dar ağacında ölümü yaşayan mahküm gibi razı olmasada şu gönlüm ayrılığa bilesinki sevgin gerçek yaradan gibi
yağlı imlek boğazımda bekliyorum sandalyeme son tekmeyi vuracak celladı mağrur başıkışlarınla bakma ne olur vuracaksan vur son darbeyi beklerim yağlı imlekle.........
bitaneme BİTANEME yolumuz ayrı olsada bitanem andım olsun senden başkasını seversem suya yazılsa kaderim sevgin üstüne gül koklamam yanlız kalsamda sevginle yaşarım beş kuruş etmesede hayaller geçmiyor günler sensiz yanlış olsada seni sevmek imkansız da olsa bu aşkı yaşayacağım sensiz de geç kalınmış olsamda seveğim seni biliyorsun sende sevgimi hep direndim yalancı baharlara hep akıttım kendi kalemime gönlümü acemi şairim karşında açmadan solmasın sevdamız bu sefer yüreğim buldu gerçek aşkını yüreğime sığmıyor haykırışım çığlık çığlığa seni seviyorum diye sesleniyor imkansız olsada aşkımız son kurşunu vursanda yüreğime pişman değilim sevdiğime isyanımsa sana sensizliğin acısındandır oysa söz geçmiyor yüreğe kaç kez dağladım yüreğimi kaçkez özlemdim sonunda sana tutuldum ömrüm bitsede seni sevmekle kendimi bile bile soksam çıkmaza gel görki gönül ferman dinlemiyor işte bu yürek mahkum sevmek yasak olsa da kapına geldim kuru bir dalla ister yeşert ister kır at
çiçekmi sandın ayrılıkları yaşadık şiirlerde sen uzak diyarların prensi ben acı romanın diliyim ben suskun yüreklerin diliyim aramızda olsa dağlar denizler gel gayri aramızda uçurumlar olsa da gel senin ömrün kelebeğe eş olsa benim sevgim yüce dağlar çiçekmi sandın gönlümü ne bu aşk aşk ne bu sevda sevda kırılmış yürek kalır ardında işte o zaman ahım üstüne her an sevdamın üstüne şiir yazıyorsam aşkın tarifini bulamadığımdan sitem ediyorsam senin sevgini anlayamadığımdan nemliyse gözlerim her cevapsız soruları bilmediğimden ağıt yakıyorsam biten aşkımdan isyanımı ağladığımı bana sorma neden eğer özlüyorsam gözlerini seni erkeğim gibi sevdiğimden hep ağladım gidenlerin peşinden üzülme ağladığıma üzülme yıkılışıma ben sensizde yaşarım hasretini çeksem sıgaramdaki duman gibi özleyip nemlesede gözlerim ellerin ellerime kavuşmasada pişman değilim sevdiğime hatırla diyordun yüreksiz sevemez diye benim yüreğim senin ellerinde sevmemde sevilmemde senin ellerinde
YAŞARKEN ÖLENLERDENİM.. Bir yaşayan var,bir ölen insan.. İşte ben yaşarken ölenlerdenim! Bir ağlayan var,bir gülen insan.. İşte ben ağlarken gülenlerdenim!
Bilirim ati dünden karanlık.. Ama yinede umut örenlerdenim! Kim demiş rüyalar ah gerçek olsa.. Ben her gece kabus görenlerdenim! !
son durak uyuya kalmışım, son durakta farklettim, bütün özlemlerimin iki durak önce indiğini sonra otobüsten inerken farkettim herseyin cok gec oldugunu ve son durakta oldugumu yürüyüp parktaki banka oturdugumda farkettim tek varlıgı olan yanlızlıgımı otobüste unuttugumu tesbihi cıkarıp salamaya basladıgımda farkettim sabrımın bile sabırsız oldugunu cakmagımı cıkarıp yakmak üzereyken farkettim sigaramın bile olmadığını
ama biliyomusun bitanem seni hiç unutmadıgımı farkettim ceketim iç cebindeki ağlamaklı gülü görünce ve sana dogru yürüdüğümde farkettim bir mezarlıkta oldugumu sensizliğimin tam ortasında oldugumu ve senin mezarını görünce farkettim neden burda olduğumu ve seni göremedğimde farkettim seni hiç bulamadığımı ve senin hiç olmadığını bitanem...
şiirlerim:yüzlerce sevgim:sonsuz aşkım:ebedi kalbim:kırık sözlerim:özlem bebekliğimi hatırlayamam çocukluğumu yaşadım özlemlerle hiç bebeklerim olmadı mısırlar püskül verene kadar mısır koçanım benim nazlı bebeğim ağlardık nazlı bebeğimle beraber bebeğimin gözyaşları sütten benim ise kor ateş asi bir kız vardı işte o benim dostlarım yere düştüğümde dizlerim kanadığında her çocuk gibi koşup anama sığınmak isterdim saçımı okşalıcak gözyaşımı silecek anam nerde ah anam ahh sende isterdin yanımda olabilmek saçımı okşalayıp bağrına basıp ağlama kızım demek toprakları, otları okşalardın kızın yerine anam işlten güçten kızının uyduğunuda göremezdin bilirim anam gözyaşlarınla öpüp okşamalarını yokluğun göbeğinde asi kız yakalanmı imkansız aşka ismi olmayan aşkın peşinden milyonlarca gözyaşı dökmüş asi kız yüreğini:sevdiğine gözyaşını:içine hayellerini:şiirlerine seni:kalbine asi kızı:mezara gömdüm
Aldanma namerdin tatlı sözüne Nice mertler gördüm dilden habersiz Bırak suretini sen bak özüne Şeyda bülbül gördüm gülden habersiz
Kimi yolda yürür yolu sapıtır Kimi dala konar dalı kurutur Kimi hayallerle bizi avutur Çok yoldaşlar gördüm yoldan habersiz
Dinlesen sözleri zehirden acı Hacı geçinir de bilmez miracı Zakkumdan öz diye almış ilacı Arılar gördüm ben baldan habersiz
Ağlayıp sızlasak artık nafile Tarihi çevirsek geçmez ki ele Bir garip milletiz düşmüşüz dile Gonca çiçek açar daldan habersiz
Serdari sözlerdir mazide kalan Düşmüssen bulunmaz kapını çalan Gariban görmedim dünyada gülen Gardaşlar gördüm ben halden habersiz ILIK RÜZGAR (İstanbul, Bayan, 39) 6.3.2007 14:22
İHANET BİR BEBEĞİN BAKIŞI KADAR MASUMDU SEVGİM BİR CEYLANIN GÖZLRİ KADAR GÜZEL UMUT VARDI İÇİMDE ASKA DAİR HEP BİR SEVGİ ARKAMA DÖNÜP BAKMAK İSTEMİYORUM İHANETİN CANIMI ACITIYOR YİNEDE SUSUYORUM SUSMALIYIM İÇİMDEKİ SENİ HAYKIRMAK İSTEMİYORUM HER SEFERİNDE İHANETİNİ GÖRMEK, ÇALINAN ZAMANIN ACISINI YASAMAK İSTEMİYORUM BİR HAİN GIBI VURDUN BENİ SIRTIMDAN VE BEN SENİN VURULACAGIN GUNU BEKLİCEM BİR CUKUR KAZDIM MASUM SEVGIMIN İHANETİNE AMA CUKURU KAPAMADIM SENINDE İHANETE UGRADIGIN GUNU BEKLICEM
Sana Bir Şiir Yazzam Beni Anlarmısın? Sana bir şiir yazsam beni anlar mısın?
Sana bir şiir yazsam beni anlar mısın? Yazdığım her kelimede benden bir parça olsa Her satırında bir anı koksa Ve kelime aralarına sıkıştırdığım özlem seni bulsa Onu alır da sinende saklar mısın?
Sana bir şiir yazsam beni duyar mısın? Seslensem kaf dağının ardından Masal olsam bir satırında yani ve Bir sonrakinde küçük bir öykü gibi sokulsam Ruyalarına girecek bir çiçek olsam bir satırında Bir satırında zümrüd-ü anka olsam kanatlansam Uçsam da gelsem bir satırında yanına Ve girsem bir satırında koynuna O satırdan hemen sonra beni Sıcağınla sarar mısın?
Sana bir şiir yazsam bana bakar mısın? Bakar da o kaf dağının ardındaki beni görür müsün? Gördüğün yüzde bir damla acı görecek olsan O acıyla sende benim için ve benim gibi üzülür müsün?
seni sen olduğun için değil benim olduğum için seviyorum seni aşık olduğum için değil aşkın olduğum için özlüyorum yolunu bir gün gelirsin diye değil sensiz olduğum için gözlüyorum
bunlar bence pek önemli değil bensiz olduğunu bende biliyorum güzel gözlerim artık nemli değil... gözyaşımı kendim siliyorum... bunlar da pek önemli değil ben sende tükendim biliyorum
kalbim artık yerinde değil ben onu sende biliyorum? yaram çok da derinde değil kanımı elime siliyorum... kimse benim derdimde değil
kimse benim derdimde değil bunu artık bende biliyorum ama sevmek elimde değil! seni neden sevdim bilmiyorum inan sevmek elimde değil! ...
önce kendimi seviyorum...
Sönmez Yürek 2007 Veda Mektubu
' vazgeçtim vazgeçmekten... '
kime yazdığımı biliyorum kimin okuduğu umurumda bile değil! neden yazdığımı biliyorum nasıl okunduğu umrumda bile değil....
Sakla Gülüşünü
kaderimde vardı belkide senden ayrılmak ya da kaderimde yoktu senle yaşamak... kazanamadığım şeyleri bile kaybettim...bulmuştum seni kaybomamış olsan bile... tekrar bulamayacağım şeyleri de kaybettim... tekrar bulduğumdaysa tekrar kaybetme korkusu ile yüz yüze tedirgindim.. kaybetmeye mahkum olduğumu anladım hüriyetimi kaybettiğimde... oysa bulduğumda ne kaar sevinmiştim gökte ararken yerde bulduğum yıldızları kıskandıran ulaşılmaz güzelliğini... bil ki kaybedecek hiç bir şeyi olmayanlar kazandıklarında sevinmezler... seni kaybetmekten korkuyordum seni hiç kazanmadığımı anladım.. seni bir daha görememekten korkuyordum seni son defa gördüğümü anladım...ilk görüşte aşk son görüşte biter mi sanıyorsun! belki de belki bir gün tekrar bulabilirim umuduyla yaşamaktı sensiz yaşamak... ve sonu yine sensiz bir ölümdü sensiz yaşanan mutlulukların ve acıların... kaybetmekten o kadar canım yandı ki artık kazanmak istemiyorum.. oysa kaybedeceğim daha çok şey var.. bil ki bir şeyler kaybetmeden bir şeyler kazanmak imkansız...ne kazandığımı hep kaybettiğimde anladım...bilmiyorum.. belki de değerini bilemedim sahip olduğum değerlerin... ne kadar kolaydı ama kaybetmek kazanmak için o kadar çalışmamıza rağmen... şimdi kaybettiklerim kim bilir nerdedir? kim bulursa onun olsun o ulaşılmaz düşlerim... kim ağlarsa onun olsun o yitip giden gülüşlerim... ama sen sakla gülüşünü.. sen gülünce yüzünde güller açardı ve güzelliğini gören gözler ağlayarak kaçardı... sakla gülüşünü ve nereye sakladığını da unut kaybettiğim sevinçlerin ve mutlulukların hatrına... bana gülümsemediği ve hep ağlattığı için sen de gülümseme hayata... unutma seni unutmamak için kaldım hayatta... yoksa bir ölüm kaldı yaşamadığım şu dünyada.. hep yşadım çareli ve çaresiz.. seni sevdim seveli hepten çaresiz... ayrılıklar yaşadım süreli ya da süresiz.. seni gördüm göreli hepten süresiz... hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
sen gittin gideli her şey üstüme üstüme geliyor doğru yolu aramaktansa içimden yanlış yapmak geliyor belki de aşk buydu sana duyduğum hisleri ne ben başkasına ne de başkası bana duydu
inan bana bu dünyada ki hiç kimse sana layık değil sen hayatımda ilk ve son defa yaşadığım duygular yaşattın bana gerçek aşk ölümsüz değil ne yaşadığımı anlatamam sana
yalan da olsa aşk denen o ölümlülerin yaşadığı ölümsüz duyguyu gerçekten yaşattın bana ve sonra ben öldüm ne yaşadığımı anlatamadan sana...
Sevmeye Sebep
dalıp gidiyorum... bir düşüncedir aldı beni özlemeye karar versem sevmekte kararsızım seni kara diyorum yani vermnek mi almak mı? yoksa vere vere sonunda karasız kalmak mı? beni unutmayanlar belki seni hatırlar ilk kez senin için yazıldı bu satırlar dalıp gidiyorum bir düşüncedir aldı beni unutmaya kararlıyım sevmekte karasızım seni karar diyorum yani vermek mi almakı mı? yoksa vere vere son anda kararsız kalmak mı?
bil ki unutamayacağım için seveceğim seni bir gün unutursan da böyle hatırla beni aşkı unutmayanlar bil ki seni hatırlar bir tek senin için yazıldı bu satırlar sen olmasaydın seda yazamazdım yani sevmek için bir sebep vardır ya hani... ben unutamayacağım için seviyorum seni ama unutan unutmuş sen de unut gitsin beni bana vuran vurmuş sen vursan ne olur? ama sevdim seni... sen de gitme ne olur...
Sensiz Ölmek Kaldı
kendi halime bıraktılar beni deli gibi seviyorum diye seni bak ne hale koydu hayat beni yerime koymak istemem seni
yanıp söndüm küle döndün ben git beni bu halde görme sen yıkıldım harabeye döndüm ben biliyorum saraylara layıksın sen
öleceğimi söyleyemem sana bu kadar uzakken hayat bana uzaktan bakmak isterim sana bu kadar yakınken ölüm bana
yıllar götürürken beni benden bir şey kaldı mı sana senden? hayat koparırken seni benden sensiz ölmek kaldı bana senden
hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
bütün hayatımı sana etsem feda yaşamana değmez ki bu hayat seda gece oldu yine burda kesildi ses seda orda geceler sabaha kadar mı seda?
bu meçhul hayatım sana olsun feda ölmek için yaşamaya değmez seda bir gece vakti sana sensiz etsem veda kavuşamayanlar ayrılır mı ki seda?
bu meçhul hayat sana olsun feda bil ki senin için ölmeye değer seda gece oldu yine burda ne ses ne seda, her gece sabaha kadar mıdır seda?
bir gün unutmayı unutsan bile seni unutmayanlarla hatırla beni bil ki beni özlemediğini bile bile unutacak olsaydım sevmezdim seni
Gülüşün Senden Güzel
toz pembe hayaller kurarken şimdi karanlık bir gecede seni düşünüyorum bir gülüşüne ömrümü verirken şimdi karanlık bir gecede sana ağlıyorum
gülüşün kadar uzun ömürlü değilsin seni bana sevdiren sen değilsin seni bana sevdiren o gülen gözlerin tebessümünde olmasa sen bir hiçsin her şeyini kaybetsen bile gözlerin hep gülümsesin sen gülümsediğin sürece güzelsin hep ağlatsanda beni gözyaşıma inat yine gülümsemelisin gülünce ne kadar güzel olduğunu bilemezsin ne kadar güzel olsanda gülüşün kadar ulaşılmaz değilsin gözlerin hep gülmeli seni seven incitmeden sevmeli bütün çocuklar gülmeyi senden öğrenmeli ama hiç kimse senin gibi gülmemeli kimse uğrunda ölerek seni incitmemeli ölürken bile gözlerin gülmeli
azraile bile gülümsemelisin kim bilir belki onu da kendine aşık edersin!
beni ettiğin gibi...
Sevmek
çok sevdim ama hiç sevilmedim ben senin kadar sevilmedim hep aldandım ama hiç aldatmadım kendimden başkasını aldatmadım
Kilit
' kime açsam bu derdimi adına aşk diyorlar kime söylesem adını ONU UNUT diyorlar... '
bir uyku ki sorma gitsin balıklama dalarım düşlere yorgan yok ki kavga bitsin somurtkan bakarım gülüşlere
bir düş ki yorma gitsin kimse inanmaz gördüğüme uyanamam ki güzel bitsin döner uykularım kördüğüme
bir hata ki sorma gitsin pişman oldum kendime geldiğime ARTIK BENİ UNUTALIM GİTSİN sensiz nokta koydum geleceğime
bir aşk ki sorma gitsin senden çok alıştım sensizliğime yüreğimde aşka kilitsin... açmaya çalışıyorum sensizliğime
hep böyle kal! ... seni unutmak değil hep böyle hatırlamak istiyorum sen beni unutsanda ben seni unutmadan sevmek istiyorum
ben seviyorken seni UNUTMAMAYA YEMİNLİ sen unutuyorsun beni! SEVMEMEYE YEMİNLİ
hoşçakal! ...
sen de biliyorsun ki gerçekleşme ihtimali olmayan bir ihtimal senle aşkımız dostluktan öte sevgiye gidemeyecek arkadaşlığımız...
hoşçakal hoşçakal diyemediğim! ...
bir yıl sonra bende benden ve senden hiç bir eser kalmayacak...
HOŞÇAKAL...
Güzellerden Güzel Bir Güzele
gençliğin nerde senin güselliğini al da gel bana yeniden doğarsan bir çocuk gibi masum o zaman gel de bana... aramızda dağlar yok aramızda sıra dağlar yok aramızda beş yaş fark var gençliğin nerde güzelim kaça sattın o diri göğüslerini nerde harcadın o paha biçilmez servetini kimden almıştın o güzel gözlerini şimdi kim aldı gitti senden ulaşılmaz denilen o güzelliğini?
Devran
yorgun uykusunda bir terörist biraz önce uyumuş arkadaşı biraz ilerde
ondan önce vurulmuş silahı yok elinde artık kaçmakdan yorulmuş bir arkadaşı cezaevinde bugün son isteği sorulmuş keder var yaşlı gözlerinde bugün asılan amca oğluymuş karısı kan ağlıyor viran şehrinde bugün yetim bir bebe doğurmuş anası ağıt yakıyor bir dağ köyünde kardeşi ' abim nerde! diye soruyormuş
yorgun uykusunda bir militan biraz önce uyumuş arkadaşı az ilerde o, ondan önce vurulmuş...
Son Defa
yaşamayı denedim ölmeyi hiç denemedim sensizken o ölümsüz acıları yenmedim yorgun kalbim dünden beri ondan kırık boynumda ip boğazımda bir hıçkırık ölmeyi denedim ama hayatı yenemedim korkularımla yüzleşmeyi hiç denemedim sensizim o günden beri kalbim kırık boynumda ip boğazımda bir hıçıkırık
bir şans tanı bana öldürmek istersen beni bir şans verdim işte sana vur gözlerinle beni
son günlerde kafam büsbütün karıştı çünkü işini bilmeyen herkes işime karıştı bir gün bir kitap alır okursun belki beni ama bil ki hiç bir kitap anlatamaz seni bir gün olsun... ansızın karşıma çık... istersen o gün tut kafama kurşun sık sadece göreyim seni istersen bakma bana vur git sonra bakmaya doyamadan sana!
bunu çok görme bana son defa göreyim seni kör olup geleyim sana görmek istersen beni! ...
Kemikli Eller
kaç sigara bu kemikli ellerde küle dönmüştür kaçaktır bir kaçı vaktinden önce sönmüştür
bu eller ömür boyu boy boy mezarlar kazmıştır ve dizeler boyu ölüm kalım şiirleri yazmıştır
ele avuca sığmazlar verince halkla el ele... dolaşırken esrar dolu cigara elden ele..
kenetlenir bir birbirine birden bire beş parmak bilek gibi bilek ister onları birbirinden koparmak
el ayak çekildikten sonra bir el tatikte bekler uyurken el kadar çocuklar ve çam beşikte bebekler
evlat hakkını elde etmek için el açarsa el oğluna! ... baba hakkını helal etmez öz oğluna...
kemikli ellere düşer zulmun açtığı yaraları sarmak.. yenilmişliğin zaferine işaret ederse iki parmak! ...
İnsanlara Hasretim
çeperi kanlı bir kurşunun gölgesindeyim kör bir kurşun gibi asidir nefretim ben başı dumanlı dağların bestesiyim şimdi biliyor musun nerdeyim? ... uyuklayan bir çakalın inindeyim korkmuyorum, korkma kendimde değilim azrailin kucağında ölümün pençesindeyim yaşıyorum korkma, ama yaralı gibiyim ıssız bir eylül sabahının gecesindeyim çakal açtır birazdan kalkar doğrulur dostum yok ki elinden tuta gideyim kimbilir, belkide karnını benimle doyurur bizi bizden ayıran o ince çizgideyim duyarsan bir gün öldüğümü bil ki o çakalın midesindeyim duyarsan bir gün bu dağlardan göçtüğümü bil ki kanlar içerinde cesedim daha soracak olursan böyledir ahvalim bildiğin gibi İNSANLARA HASRETİM! ILIK RÜZGAR (İstanbul, Bayan, 39) 6.3.2007 12:39
hakkıımda hiç bir şey bilmeyen insanların hakkımda söyledikleri hakkında söyleyeceğim tek bir şey var: hakkımda hiç bir şey bilmeyen insanların hakkımda ne düşündüğü umrumda bile değil.... ILIK RÜZGAR (İstanbul, Bayan, 39) 6.3.2007 12:35
Mutluluğu hissetebiliyorum Mutluluğu hissedebiliyorum Acı içinde kıvranışımı Ve sonu Beni bekleyen Duyabiliyorum sözcükleri İğneleyen Biliyorum Gerekeni Gerekmemesi gerekeni Olmaması gerekmekte olanı Olacakları Aitlik Kendini..hissetmemek Nasıl Bırakmak Nereye Neyle Zaman doldu Geriye.. Dönüş.. Başladı..
seni sen olduğun için değil benim olduğum için seviyorum seni aşık olduğum için değil aşkın olduğum için özlüyorum yolunu bir gün gelirsin diye değil sensiz olduğum için gözlüyorum
bunlar bence pek önemli değil bensiz olduğunu bende biliyorum güzel gözlerim artık nemli değil... gözyaşımı kendim siliyorum... bunlar da pek önemli değil ben sende tükendim biliyorum
kalbim artık yerinde değil ben onu sende biliyorum? yaram çok da derinde değil kanımı elime siliyorum... kimse benim derdimde değil
kimse benim derdimde değil bunu artık bende biliyorum ama sevmek elimde değil! seni neden sevdim bilmiyorum inan sevmek elimde değil! ...
önce kendimi seviyorum...
' vazgeçtim vazgeçmekten... '
kime yazdığımı biliyorum kimin okuduğu umurumda bile değil! neden yazdığımı biliyorum nasıl okunduğu umrumda bile değil....
Sakla Gülüşünü
kaderimde vardı belkide senden ayrılmak ya da kaderimde yoktu senle yaşamak... kazanamadığım şeyleri bile kaybettim...bulmuştum seni kaybomamış olsan bile... tekrar bulamayacağım şeyleri de kaybettim... tekrar bulduğumdaysa tekrar kaybetme korkusu ile yüz yüze tedirgindim.. kaybetmeye mahkum olduğumu anladım hüriyetimi kaybettiğimde... oysa bulduğumda ne kaar sevinmiştim gökte ararken yerde bulduğum yıldızları kıskandıran ulaşılmaz güzelliğini... bil ki kaybedecek hiç bir şeyi olmayanlar kazandıklarında sevinmezler... seni kaybetmekten korkuyordum seni hiç kazanmadığımı anladım.. seni bir daha görememekten korkuyordum seni son defa gördüğümü anladım...ilk görüşte aşk son görüşte biter mi sanıyorsun! belki de belki bir gün tekrar bulabilirim umuduyla yaşamaktı sensiz yaşamak... ve sonu yine sensiz bir ölümdü sensiz yaşanan mutlulukların ve acıların... kaybetmekten o kadar canım yandı ki artık kazanmak istemiyorum.. oysa kaybedeceğim daha çok şey var.. bil ki bir şeyler kaybetmeden bir şeyler kazanmak imkansız...ne kazandığımı hep kaybettiğimde anladım...bilmiyorum.. belki de değerini bilemedim sahip olduğum değerlerin... ne kadar kolaydı ama kaybetmek kazanmak için o kadar çalışmamıza rağmen... şimdi kaybettiklerim kim bilir nerdedir? kim bulursa onun olsun o ulaşılmaz düşlerim... kim ağlarsa onun olsun o yitip giden gülüşlerim... ama sen sakla gülüşünü.. sen gülünce yüzünde güller açardı ve güzelliğini gören gözler ağlayarak kaçardı... sakla gülüşünü ve nereye sakladığını da unut kaybettiğim sevinçlerin ve mutlulukların hatrına... bana gülümsemediği ve hep ağlattığı için sen de gülümseme hayata... unutma seni unutmamak için kaldım hayatta... yoksa bir ölüm kaldı yaşamadığım şu dünyada.. hep yşadım çareli ve çaresiz.. seni sevdim seveli hepten çaresiz... ayrılıklar yaşadım süreli ya da süresiz.. seni gördüm göreli hepten süresiz... hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
Ölü Öldükten Sonra
sen gittin gideli her şey üstüme üstüme geliyor doğru yolu aramaktansa içimden yanlış yapmak geliyor belki de aşk buydu sana duyduğum hisleri ne ben başkasına ne de başkası bana duydu
inan bana bu dünyada ki hiç kimse sana layık değil sen hayatımda ilk ve son defa yaşadığım duygular yaşattın bana gerçek aşk ölümsüz değil ne yaşadığımı anlatamam sana
yalan da olsa aşk denen o ölümlülerin yaşadığı ölümsüz duyguyu gerçekten yaşattın bana ve sonra ben öldüm ne yaşadığımı anlatamadan sana...
Sevmeye Sebep
dalıp gidiyorum... bir düşüncedir aldı beni özlemeye karar versem sevmekte kararsızım seni kara diyorum yani vermnek mi almak mı? yoksa vere vere sonunda karasız kalmak mı? beni unutmayanlar belki seni hatırlar ilk kez senin için yazıldı bu satırlar dalıp gidiyorum bir düşüncedir aldı beni unutmaya kararlıyım sevmekte karasızım seni karar diyorum yani vermek mi almakı mı? yoksa vere vere son anda kararsız kalmak mı?
bil ki unutamayacağım için seveceğim seni bir gün unutursan da böyle hatırla beni aşkı unutmayanlar bil ki seni hatırlar bir tek senin için yazıldı bu satırlar sen olmasaydın seda yazamazdım yani sevmek için bir sebep vardır ya hani... ben unutamayacağım için seviyorum seni ama unutan unutmuş sen de unut gitsin beni bana vuran vurmuş sen vursan ne olur? ama sevdim seni... sen de gitme ne olur...
Sensiz Ölmek Kaldı
kendi halime bıraktılar beni deli gibi seviyorum diye seni bak ne hale koydu hayat beni yerime koymak istemem seni
yanıp söndüm küle döndün ben git beni bu halde görme sen yıkıldım harabeye döndüm ben biliyorum saraylara layıksın sen
öleceğimi söyleyemem sana bu kadar uzakken hayat bana uzaktan bakmak isterim sana bu kadar yakınken ölüm bana
yıllar götürürken beni benden bir şey kaldı mı sana senden? hayat koparırken seni benden sensiz ölmek kaldı bana senden
hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
Sönmez Yürek 2006
? ? ? bütün hayatımı sana etsem feda yaşamana değmez ki bu hayat seda gece oldu yine burda kesildi ses seda orda geceler sabaha kadar mı seda?
bu meçhul hayatım sana olsun feda ölmek için yaşamaya değmez seda bir gece vakti sana sensiz etsem veda kavuşamayanlar ayrılır mı ki seda?
bu meçhul hayat sana olsun feda bil ki senin için ölmeye değer seda gece oldu yine burda ne ses ne seda, her gece sabaha kadar mıdır seda?
bir gün unutmayı unutsan bile seni unutmayanlarla hatırla beni bil ki beni özlemediğini bile bile unutacak olsaydım sevmezdim seni
Gülüşün Senden Güzel
toz pembe hayaller kurarken şimdi karanlık bir gecede seni düşünüyorum bir gülüşüne ömrümü verirken şimdi karanlık bir gecede sana ağlıyorum
gülüşün kadar uzun ömürlü değilsin seni bana sevdiren sen değilsin seni bana sevdiren o gülen gözlerin tebessümünde olmasa sen bir hiçsin her şeyini kaybetsen bile gözlerin hep gülümsesin sen gülümsediğin sürece güzelsin hep ağlatsanda beni gözyaşıma inat yine gülümsemelisin gülünce ne kadar güzel olduğunu bilemezsin ne kadar güzel olsanda gülüşün kadar ulaşılmaz değilsin gözlerin hep gülmeli seni seven incitmeden sevmeli bütün çocuklar gülmeyi senden öğrenmeli ama hiç kimse senin gibi gülmemeli kimse uğrunda ölerek seni incitmemeli ölürken bile gözlerin gülmeli
azraile bile gülümsemelisin kim bilir belki onu da kendine aşık edersin!
beni ettiğin gibi...
Sevmek
çok sevdim ama hiç sevilmedim ben senin kadar sevilmedim hep aldandım ama hiç aldatmadım kendimden başkasını aldatmadım
Kilit
' kime açsam bu derdimi adına aşk diyorlar kime söylesem adını ONU UNUT diyorlar... '
bir uyku ki sorma gitsin balıklama dalarım düşlere yorgan yok ki kavga bitsin somurtkan bakarım gülüşlere
bir düş ki yorma gitsin kimse inanmaz gördüğüme uyanamam ki güzel bitsin döner uykularım kördüğüme
bir hata ki sorma gitsin pişman oldum kendime geldiğime ARTIK BENİ UNUTALIM GİTSİN sensiz nokta koydum geleceğime
bir aşk ki sorma gitsin senden çok alıştım sensizliğime yüreğimde aşka kilitsin... açmaya çalışıyorum sensizliğime
hep böyle kal! ... seni unutmak değil hep böyle hatırlamak istiyorum sen beni unutsanda ben seni unutmadan sevmek istiyorum
ben seviyorken seni UNUTMAMAYA YEMİNLİ sen unutuyorsun beni! SEVMEMEYE YEMİNLİ
hoşçakal! ...
sen de biliyorsun ki gerçekleşme ihtimali olmayan bir ihtimal senle aşkımız dostluktan öte sevgiye gidemeyecek arkadaşlığımız...
hoşçakal hoşçakal diyemediğim! ...
bir yıl sonra bende benden ve senden hiç bir eser kalmayacak...
HOŞÇAKAL...
Güzellerden Güzel Bir Güzele
gençliğin nerde senin güselliğini al da gel bana yeniden doğarsan bir çocuk gibi masum o zaman gel de bana... aramızda dağlar yok aramızda sıra dağlar yok aramızda beş yaş fark var gençliğin nerde güzelim kaça sattın o diri göğüslerini nerde harcadın o paha biçilmez servetini kimden almıştın o güzel gözlerini şimdi kim aldı gitti senden ulaşılmaz denilen o güzelliğini?
Devran
yorgun uykusunda bir terörist biraz önce uyumuş arkadaşı biraz ilerde
ondan önce vurulmuş silahı yok elinde artık kaçmakdan yorulmuş bir arkadaşı cezaevinde bugün son isteği sorulmuş keder var yaşlı gözlerinde bugün asılan amca oğluymuş karısı kan ağlıyor viran şehrinde bugün yetim bir bebe doğurmuş anası ağıt yakıyor bir dağ köyünde kardeşi ' abim nerde! diye soruyormuş
yorgun uykusunda bir militan biraz önce uyumuş arkadaşı az ilerde o, ondan önce vurulmuş...
Son Defa
yaşamayı denedim ölmeyi hiç denemedim sensizken o ölümsüz acıları yenmedim yorgun kalbim dünden beri ondan kırık boynumda ip boğazımda bir hıçkırık ölmeyi denedim ama hayatı yenemedim korkularımla yüzleşmeyi hiç denemedim sensizim o günden beri kalbim kırık boynumda ip boğazımda bir hıçıkırık
bir şans tanı bana öldürmek istersen beni bir şans verdim işte sana vur gözlerinle beni
son günlerde kafam büsbütün karıştı çünkü işini bilmeyen herkes işime karıştı bir gün bir kitap alır okursun belki beni ama bil ki hiç bir kitap anlatamaz seni bir gün olsun... ansızın karşıma çık... istersen o gün tut kafama kurşun sık sadece göreyim seni istersen bakma bana vur git sonra bakmaya doyamadan sana!
bunu çok görme bana son defa göreyim seni kör olup geleyim sana görmek istersen beni! ...
Kemikli Eller
kaç sigara bu kemikli ellerde küle dönmüştür kaçaktır bir kaçı vaktinden önce sönmüştür
bu eller ömür boyu boy boy mezarlar kazmıştır ve dizeler boyu ölüm kalım şiirleri yazmıştır
ele avuca sığmazlar verince halkla el ele... dolaşırken esrar dolu cigara elden ele..
kenetlenir bir birbirine birden bire beş parmak bilek gibi bilek ister onları birbirinden koparmak
el ayak çekildikten sonra bir el tatikte bekler uyurken el kadar çocuklar ve çam beşikte bebekler
evlat hakkını elde etmek için el açarsa el oğluna! ... baba hakkını helal etmez öz oğluna...
kemikli ellere düşer zulmun açtığı yaraları sarmak.. yenilmişliğin zaferine işaret ederse iki parmak! ...
İnsanlara Hasretim
çeperi kanlı bir kurşunun gölgesindeyim kör bir kurşun gibi asidir nefretim ben başı dumanlı dağların bestesiyim şimdi biliyor musun nerdeyim? ... uyuklayan bir çakalın inindeyim korkmuyorum, korkma kendimde değilim azrailin kucağında ölümün pençesindeyim yaşıyorum korkma, ama yaralı gibiyim ıssız bir eylül sabahının gecesindeyim çakal açtır birazdan kalkar doğrulur dostum yok ki elinden tuta gideyim kimbilir, belkide karnını benimle doyurur bizi bizden ayıran o ince çizgideyim duyarsan bir gün öldüğümü bil ki o çakalın midesindeyim duyarsan bir gün bu dağlardan göçtüğümü bil ki kanlar içerinde cesedim daha soracak olursan böyledir ahvalim bildiğin gibi İNSANLARA HASRETİM!
artık geceleri yaşar oldum sayende hani demiştin ya tek bir damlana kıyamam... hani sevmiştin ya acıtmıycak şekilde benim kanayan yaralarımın tek kanatanı oldun... bilmem ihanet edermisin sevgimize bilmem kıyarmısın kalbimdeki saflığıma sevgi istedin aşkı serdim ayaklarına çocuk kalbimin inadına ama sen duymadın ufak tefek ve çılgınca çığlıklarımı duymadın çünkü beni bir zaman dinlemedin bana korkak yürekler değil cesaret dolu sevdalar lazım Senden vazgeçiyorum Yolun açık olsun... Güneşin sofrasında umarım yanmazsın... :)))
Kadın her sabah olduğu gibi o günde beyaz değnegi ve el yordamı ile otobüse binmisti. Soför:-Soldan üçüncü sira bos hanimefendi, dedi.Kadın 32 yaşında güzel bir bayandı ve eşi oldukça yakışıklı bir kara subayı idi. Bundan bir kaç ay önce yanlış bir teşhis sonucu gerçekleştirilen ameliyatla gözlerini kaybetmisti genç kadın ve asla göremeyecekti.Kocası ameliyattan sonra aci gerçegi ögrenince yıkılmış ve kendi kendine bir söz vermisti. Asla karısını yalnız
bırakmayacak,ona sonuna kadar destek olacak, kendi ayakları üzerinde durana kadar cesaret verecekti.Günler geçiyordu. Kadin her geçen gün kendini daha kötü hissediyor,çok sevdigi kocasina yük oldugunu düşünüyordu.Eşinin bu içine kapanık, karamsar hali kocayı çok
üzüyordu.Bir an önce bir seyler yapmasi gerekiyordu, karısı günden
güne kendi içine kapanık dünyasında kayboluyordu.Bütün gün düşündü
koca, nasıl yardım edebilirim güzeller güzeli eşime diye.Birden aklına eşinin eski işi geldi. Geri dönmesini isteyecekti.Ama bunu ona nasıl söyleyecekti, çünkü artık çok kırılgan
ve neşesizdi.Bütün cesaretini toplayarak akşam karısına konuyu açti. Karısı dehşetle gözlerini açtı; -Ben bunu nasıl yaparım ben körüm, diye bağırdı.Kocası onadestek olacağını, her sabah kendisinin işe bırakacağını ve akşamları da iş çıkışında alacağını ve ona çok güvendiğini söyledi. Çünkü eşini tanıyordu ve bunu başarabileceğini biliyordu.Kadın büyük
bir umutsuzlukla kabul etti çünkü eşini çok seviyordu ve onu kırmak istemiyordu.Her sabah eşini isine bırakıyor ve akşamları da alıyordu fedakar koca.Günler böyle ilerledi, karısı eskisinden biraz daha iyiydi. Fakat kocasi daha fazlasini istiyordu, kendisine söz
vermişti sonuna kadar gidecekti.Aksam karısına: - Artik işe kendin gidip gelmelisin,
dedi.Kadın şaşırmıştı. Bunu asla yapamayacağını söyledi. Kocası ısrar edince onu yine kıramadı ve bütün cesaretini topladi. Bunu kendisi de istiyordu ama o kadar güveni yoktu. Sabahları kadın artık otobüs durağına kendisi gidiyor, otobüsüne biniyor ve otobüsten inerek
işine gidebiliyordu.Günler günleri kovaladi, hiç bir problem yoktu. Yine bir gün otobüse binerken,şoför: -Sizi kıskanıyorum, Hanımefendi dedi.Kadın kendisine söylenip söylenmedigini anlayamadan, neden diye sordu.Soför: -Çünkü her sabah sizin arkanızdan bir kara
subayı genç adam otobüse biniyor ve bütün yol boyunca sevgi ile size
bakıyor, otobüsten indikten sonra yeşil ışıkta yolun karşısına geçmenizi bekliyor siz binaya
girdikten sonra arkanızdan öpücük yollayıp size her gün sevgiyle el
sallıyor, dedi.
HERKESIN BU KADAR SEVMESI VE SEVILMESI, HEPSINDEN DE ÖNEMLISI BÖYLE BIR SEVGIYI HAK EDECEK İNSANI BULMASI DILEGIYLE....
12.04.2007 - 21:15
Sevmeyi Ögrenelim
Hayati guzel ve cekici kilan korkunun oldugunu,hayati degereli ve ozel kilanin ise ölum oldugunu bana bir kez daha hatirlatan ak sakalli,kafasinda kulahi,uzun ceketiyle ve her seyde gecmisten bir parca tanidik bir parca kendisinden ariyan yasli bir amcayla tanistim gecenlerde,
Onu hep carsida kahvede yada ara sokaklarda aniden karsimda gorunce,bazen bu sehrin sahibi oldugunu gulerekte olsa dusunurdum.
Meragima yenilip mutlaka bu yasli dedeyle konusma firsati kollarken bir tas kahveile masasina gidip kahve ikram edip masasinda oturmak icin musade aldim.
Tabiki bir gencin bu sekilde kendisine yakinlasmasi ilgilenmesi o yasli yuzunde ki derin cizgileri nasirlasmis goz bebeklerinde kucuk sevinc damlaciklari olustugunu gordgumde benide mutlu etti.
Bahsettigim yasli dede aslinda turkler arasinda en eski ve en yanliz olan ali dede yani ali cakir idi.
Kendisi 1933 dogumlu ve 1962 den beride hollandaya gelenlerden ilk turklerden biri,
Ve hatta brabant bolgesinin onun degimiyle ilk turk insani.
Sohbetimizin arasinda bazen kolay olarak dusunup gececegim cumleler olsada,dusunuldugu zaman hicte basit olmuyan bir omurun kisatilmis anilarla hafizadan nasil silindigine sahit olmaksa bir baska ic buruklugu yasatti bende,
Dede zamanin nasil geciyor memnunmusun hayatindan? Diye sordugumda ilginc bir cevap almistim ali dededen.
“bak ogul dedi ben brabant bolgesine ilk gelen turk yabancidim yanlizdim sonra burasi doldu simdi 3 yada 4 bin turk yasiyor ve aradan 45 yil gecti yine yanlizim “ dediginde koltuguna yaslandi usulca bir ah cekerek arkadaslarinin zaman icinde tek tek nasil olup gittigini ve eskilerin arasinda yanliz nasil kaldigini anlatti uzunca,
bir yil calisma icin geldigi yerde bir omuru nasil tukttigini anlatiyordu,
27 yil bir is yerinde calisip emekli olmus ali dede.
ilk is tecrubesi belcikada bir maden ocaginda olmus ama orda is kazasinda arkadasinin olumune sahit oldugundan o is yerinde fazla calisamadan illegal hollandaya gelmis,
zamaninda, dedenin soylemiyle fakir ve cok geri hollandadadki isci eksikliginden dolayi oturumu calisma suresini bir gunde hic elini oynatmadana is yeri sayesinde aldigini anlatiyordu.
103 guldene bir hafta calisiyormus.
Ali dede yasadiklarini anlatirken heycenlaniyor bazen bir cocuk gibi gulumsemelere kapilirken bazende zor gunlerin nasil asildigini yuzundeki o kati sonuk mimikleri ogle belirgin oluyorduki bir insanin uzakta yaslanmasina vatanindan uzaklarda yaslanmasina birazda olsa icim burkuluyordu dogrusu.
Hollandadan memnun. geldiginede,burda bu kadar yasadigina ragmen hic pisman olmuyan yasli dede benim ikinci yurdum hollnda diye biliyor..
Ama bu soruyu burda dogmus cogu yabanci genclere sordugumda nedense cok sert ve net hollnadayi ret edebiliyorlardi.
Gencler arasindaki bu kutuplasmanin mutlaka kultur ve uyum sorunundan kaynaklandigini biliyoruz ama ali dede ben bu uyum ve kultur sorununu 45 yil once astim diyerek aslinda olayin cok basit oldugunu.kendisine gore sorunu cozmustu.
Cunku ali dede nin en guzel yontemi belkide en dogru olanidi.cunku o yasadigi yeri seviyordu.
Evet sevgi belkide cogumuzda eksik olan bu ¡
Uysmamadaki,integredeki kulturel uzlasmadaki inanctaki idolojideki en buyuk engel buydu,,sevgi..
Yasadigi yeri sevmek yasadigi ulkenin insanini sevmek.
havayi sagugu aciyi guzeli ve emegi sevmek yani hayati sevmek.
Hepimizdeki bu sevgi eksikligi bizi kavgaya kirginliga kutuplasmaya kamplasmaya bazende icimizden bazilarini olume goturdu,
Ama her dilde sevgi ayni heyecan degilmidir.
Sevgi her dilde ve dinde ayni cosku mutluluk degilmidir?
oturup geri yaslaninldiginda dedenin soyledigi gibi seveceksin yontemiyle olaylari cozmenin mumkun oldugunu gorebiliyorum.
Belkide cok humanist bir yaklasim ama zaten amac mutluluksa toplumda,sevmek icin gec kalmadik demektir,.....
Sevmeyi ogrenelim
12.04.2007 - 21:15
bir umut
BİR UMUT
buz tutmuş kalbim sıcaklığınla eriyor
içimde çiçekler açıyor yavaş yavaş
solan kalbime yağmur oldun yar
ışıklar sızıyor demir parmakların ardından
bir umut bekledim sönen mum ışığıma
içimdeki zehrin yernine sevgin dağladı
uçu verdi avuçlarımdan hüznün şarkısı
dinsin gözyaşım açsın gonca güller
yağmurlara bıraktım göz yaşımı
bedel ödedim gözyaşımı maziye
eğer bu baharsa solmasın açan güller
bitsin artık feryat isyanlar kavussun eller..........
seni hep seveceğim sen sevdiğin sürece...
12.04.2007 - 21:15
Bekle papatya
Bir çay demleyip geleyim
Sarı zaman başlamadan
Ne olur ölmeyeyim
Bekle papatya
Daha çok var bahara
Elinin bittiği yere kadar say
Parmakların olmasa da
Bekle papatya
Önce bir gökkuşağı getireyim
Üç renk olsun içinde
Ama mavi en üstte
Bekle papatya
Önce baharlar gelsin elime
Sonra açarsın sen
İstediğin yerde
Bir sonsuzluğun vardı
Adı: rüzgar kaçağı saçların
İki kere yağmur
Üç kere güneş
Bir ses açılıverirdi
Papatya göbeğinden sarı
Bir kere bahar
Dört kere erguvan
Parmakların dökülürdü sıcak yaza doğru
(serçelerin uslu adı)
kıyıda kumla oynayan çocuk misali
dört kere anne
beş kere çilekli dondurma
bir kahkahayı muştulardı sözlerin
serin bir çınar gölgesinde demli çay kıvamında
iki kere umut
bir kere aşk
“mavi hüzünlü bir renktir” diyor tüm yalnızlar
oysa bir bilseler seni
üç kere gökkuşağı
üç kere koyu mavi
Bir kırmızı kazağın kolundan
Dökülmüş elin
Beş parmağın zamanı.
Ve Beş parmağın neşeli dağınıklığı
Ucunda toparlıyor bütün anılarını.
Ah, biliyorum,
Kimse inanmaz buna ama
Kırmızı tırnaklar adsızlığı
Yavaşça okşuyor
Gururlu bir papatya tarlasını
Sen,
Papatya tarihinin baş yazıcısı
Sarı, beyaz ülkenin aklında tek kalan
Bir avuç rüzgar
Ve taç yapraklar.
Bak tüm bir zamanın özeti
Yere dökülen yapraklar
Yaşıyor, yaşamıyor, yaşıyor...
Hepsi aklımın zamanından.
Kahkahasının arkasına saklanmış
Bir peri.
Takılır kalır zaman
Gülüşlerinin sevincine.
Nedir gülüşünün sonsuzluğu ey peri?
Bir okyanusun çocukluğunu andıran sevincin
Koyu mudur deniz kızı mavisinden?
Bak gülüyorsun okyanusa
Oynuyorsunuz kardeş kardeş
Önüm
sevinç
Arkam
mavi
Sağım
gelecek
Solum
düş
Sobe!
Çocuksun sen papatya
Adı hep çocuk kalacak gülüşünle
Öptüğün zaman
Dokunduğun okyanus.
Bak camdaki yağmur damlasında
Boğulup gittin yine!
Bilirim içinde vakitsiz bir sonbahar
Ah! O uçurumların en derini
Düştün sen yine kendine
Kelebekler anımsar mı
Gökkuşağının adını?
Yoksa uçup giderler mi?
Arıların tutsak olduğu
Güneşin bal rengi saçlarına.
Nerden gelir adının ilk harfi?
Kelebek hafızası
Yoksa arı sevdası mı?
Adın nedir ey okyanus diyorum?
Küçük bir el, bir papatya kopartıyor
O yemyeşil uçurumdan.
mutfakta bir kadın
kahvaltı hazırlıyor benim için
çay yapmış tomurcuklu.
Kokusu öpüyor duvarları
ve yalnızlıklar dökülüyor yerlere
geçen mayıs badanacının kazıyamadığı.
Açıyorum gözlerimi usulca
Ekmek pişiyor fırında
Buğday tarlası olmuş ev,
Sarı başak muziplik.
“aman yakma ekmekleri” diyorum kadına
“daha portakal reçeli süreceğiz tüm bir yaşama”
kutup yıldızı kahkahası geliyor
kuzeyin en kuzeyinden.
Radyoyu açıyor kadın
sezen aksu serçeliği kanatlarında
Bir bardak çay getiriyor
“aman dikkat et
dökülmesin papatyalar
ellerinin sessizliğinden”
Gülüyor kadın,
“iki şeker koydum
senin sevdiğin gibi”
Elimde bir bardak çay,
Karıştırıyorum anıları
Sapı yüzün işlemeli
bir papatyayla.
Usulca eriyorum bende
Güneyin en güneyinden
Bir ebruli pazar kahvaltısında
Mevsimleri sayıyorum bir bir
...İlkbahar,sonbahar,
ve sonra yalnızlığın tersten yazılışı
Duvarlarda bir kurşuni kendim
bitmeyen bir sonbahar misafir odasında
Biliyorum daha çok var bahara,
papatyalar adlarını bilmiyorlar daha
12.04.2007 - 21:14
gelip gelecek mi zaman
ellerinin bilgeliğinden?
biliyorum henüz vakti değil küçük kız
bahsetmek için zamandan ve ölümden.
Zaten durmaz ki gülüşünde
Ve hiç yakışmaz gözlerine
acının keskin usturası.
Kayboldu mu kedin?
Bebeğin yemek yemiyor mu?
Yoksa öpmüyor mu Allah baba alnından
Sen rüyalarına sarılmadan?
Korkma
gülüşün tutacak seni
Zaman akıp giderken,
Ellerinin papatya bilgeliğinden.
Herkes kendinden sever seni
sadece annendir
senden sever seni
12.04.2007 - 21:14
Gül Yüzünde Baharsın Anam
Gül yüzünde bahar var anam
Yaprağı yeşillenmiş dalların
Gün doğarken bir kere daha
Uçsuz bucaksız çöllerin üstünden
Serinliğinde geçmişim
Korktuğumu bilirim dün
Tenimde ürperti olduğunda gün
Sığındığım gelir aklıma yamacına
Koca dağımsın sen benim ana
Eteklerinde gezmişim
Özlediğim çok şey oldu
Gıptayla baktığım heves ettiğim
En sonunda her seferinde yokluğun yüzünden
Kendimi ezik hissettiğim
Akşamın oluşu ezanla gelirken
Koştura koştura doymaya geldiğimdin sen
Bir gün olsun aç kalmadığımı bilirim
Sensiz bir hiçmişim
Gül yüzünü güldüremedim belki
Her ne kadar aydın olsam da gösteremedim belki
Işığını almışım ki inan içimde saklı
Yar dediklerim arasında senden kıymetlim olmadı ya
Yarlığın da bende bütün aşklardan farklı
Yar diye sevmişim
Cennet ayakların altına serile
Anam diye demem anasın yeter buna
Uğruna ben değil bin canım verile
Can özünden bir tebessüm yeter bana
Gün doğumundan ol şafaklar derile
Ayağın altına atlas edip üstünden geçile
Bin güzel söz bulup yetmeye nadidesi seçile
Ömrüne ömür versem ödenmez hakkın
Ak sütün gibi anam bir ömür içile
Hakkından içmişim
Ali Akar
12.04.2007 - 21:13
Bu Aşk ikimiz içindi
Bir yağlı boya tablosunda / El-ele tutuşamayan / İki sevgili resmiydik
Bu aşkın içinde
Güvercinler gizliydi.
Bu aşk mutlaka
Sonsuza dek gitmeliydi.
Bir yağlı boya tablosunda
El-ele tutuşamayan
İki sevgili resmiydik.
Bir porte çizgisinde
Sen kalın do,
Ben ince mi
Uzaktık birlikte söylenirken bile.
Aynı heykeltıraşın ellerinde
Farklı hallerde şekillendik.
Didindik yakın yaşamak için
Ve ayrıldık
Bir satıcının elleriyle.
Bu aşkın içinde
Zeytin dalları gizliydi.
Bu aşk;
Başkalarınca yaşanır gibi değil,
Yalnızca
Seninle benim içindi
12.04.2007 - 21:13
♥ Mutsuz KADIN
.
Antalyanın en işlek caddesinde...
Mendil satan kadın...
Sokak ortasında dogum yaptı...
Minik oglunun gözleri önünde...
Bebegini etegine sardı...
Dünya kadınlar günü bugün...
8 Mart 2007
Ne hazindir...ki... Takvimlerden bugün Dünya Kadınlar günü
Gercek yaşanmış bir olay... Adı konmamış bebege hayırlı bir ömür diliyorum...
Güzel vatanımızda yapılan istatistiklere göre % 64 Kadınlar mutsuz...
Bu rakam güney ve dogu; Anadoluya gidildikce daha da cogalıyor...
KADINLAR
Kadını azmanlaştırdılar
Yırtarak iffetini analık duygularından
Saldılar karanlık sokaklara
Namus ve iffet ayaklar altında
Ey kadın____ uyan bu gaflet uykusundan
Atılmadan cöplüklere kalk ayaga
Kutup yıldızı karanlık gecelerde kadın
Kalk silkin benligine dön geri
Agızlarda silinip atılan bir peçete olma
Sakın! ! !
* * *
Kadınlar Allah*ın emanetidir (*)
Saadetin güneşi merhametin timsali
Başlarda taşınan bir güldür kadın
Elmas degerinde zümrüt güzelliginde
Sonsuz bütün haklar verildi iSLAMda sana
Başörtüsüne özgürlük arayan kadın
Ne hazindir
Sen bir güne sığmazsın
Eşitlikmi arıyorsun bu mümkün değil asla
Analık duygularıyla sonsuzluga coşarsın
Cünkü sen farklısın
Bir erkegin şevkati anayı tutmaz
Bir kadında erkegin cesareti bulunmaz
Analık verilmiş bu ödül yeter sana
Bir bütünün diger yarısı olan kadın
Şevkat süzülür gözlerinden
Arı duru bal petegi yüreginden
Sen bir kelebeksin nazlı azra kanatlı
Sen sevginin ta kendisi
Sende ummanlar saklı
................................KADIN
Tarihin en nadide yerinde adın...
8 Mart 2007 / Kadınlar günü
Kadınlar Allah*ın emanetidir (*) Hadisi Şerif
Erkek kadın kadar şevkatli degil
Kadın da erkek kadar mert degil...
Bu gercekler bir anlaşılsa,bu gün bu problemler yazılmazdı...
Fatima Humeyra Kavak
12.04.2007 - 21:12
BAYRAMIN OLSUN
YÜREĞİMDE SEVDAN GÖZÜMDE YAŞLAR
BİTERMİŞ DEMEK BİR GÜN ANILAR
NE KADAR DA SEVSEM BOOOOŞ DEMEK AŞKLAR
GİDİYORUM İŞTE BAYRAMIN OLSUN...
BÜTÜN MUTLULUKLAR SENİNLE OLSUN
HÜZÜNLER BİTANEM, ZATEN DOSTUM
YETER ARTIK ÜZÜLME BEN NOKTA KOYDUM
GİDİYORUM İŞTE BAYRAMIN OLSUN....
BAHARLAR SENİN AÇSIN ÇİÇEKLER
ÖTÜŞÜSÜN BÜLBÜL UÇSUN KELEBEKLER
BEN HA VARIM HA YOKUM GİTSEM NE ÇIKAR
GİDİYORUM İŞTE BAYRAMIN OLSUN....
'hergünün bayram hergünün bahar tadında olsun bitanem' bana yüreğime damlayan gözyaşlarım yeter onlar bana bayram onlar bana bahar demek.....
12.04.2007 - 21:12
DÖNÜŞÜNDE
DÖNÜŞÜNDE BELKİDE BULAMAYACAKSIN BENİ
O ZAMAN BELKİDE ÇOK GEÇ OLACAK
BEN DEN SANA:
“SENİ BİR ÖMÜR SEVDİM
VE HEP SEVECEĞİM AHİRETTE BİLE”
VE BİRDE MEZARIM OLACAK
İSYAN EDİP AĞLAYACAKSIN
ISSIZ BİR ÇÖLDE YALNIZLIĞA İTİLMİŞ
YAŞADIĞIM HAYATIM GİBİ YAPAYALNIZ
MEZARIMI BULACAKSIN
VE ÜZERİNDE GÜLLERİ KARANFİLLERİ
BEN NASIL BİR DAMLA SEVGİYE
HASRET OLARAK YAŞADIYSAM
ONLARDA BİR DAMLA SUYA
BİR DAMLA YAĞMURA HASRET
AÇMADAN SOLMUŞ
KURUMAYA YÜZ TUTMUŞ OLARAK BULACAKSIN
ADETA BİR SONBAHAR
BİR HAZAN MEVSİMİYLE KARŞILAŞACAKSIN
KİMBİLİR BELKİ MEZARTAŞIM BİLE OLMAYACAK
VEFALI BİR SEVDİĞİM OLMADIĞI GİBİ
OLDUĞUN YERDE,
MEZARIM BAŞINDA YIĞILIP KALACAKSIN
HIÇKIRIKLARA BOĞULACAK YÜREĞİN
NE ELİNDEN TUTANIN OLACAK
NEDE GÖZYAŞINI SİLENİN
BENDEN BAŞKA GERÇEK BİR SEVENİN OLMADIĞI GİBİ…
Yarın çok geç olabilir bitanem
Geleceksen bu gün gel….
12.04.2007 - 21:12
yaralıdır hayallerimiz
YARALIDIR HAYELLERİMİZ
kalabalık şehirler içinden
ayak sesleri duyulur
yanlızlığa düşen bir tohum filizlenir
evrende
ilk ayak sesleriyle var olur tanyeli
gözlerimize açtığımız an hayat başlar
ilk seslenişi duymak isteriz kulağımızda
zaman mekan dinlemez gönlümüz
bir tohum düştü o ilk bakışla
yaralıdır hayallerimiz
hayaller
var olan aşklar küle düner yaralıdır can evimiz
eğilir başımız yansada gönlümüz çaresizlik içinde
eğilsede başımız sevmekten yılmayız
sevginin önüne setler kurulsada sevmekten yılmayın
12.04.2007 - 21:12
veda mektubu
veda mektubu goğum günümde
birtanem!
gözyaşlarım mürekkebim
yazıyorum yüreğime ayrılığın mektubunu
başım dumalı yüreğim sızlıyor
birgün gidersen yaşanmaz bu hayat diyorsun
yaşamalısın sen güneş ay yıldızlar için
sigaramda savrulur ayrılığın acısı
yanarsın yüreğimde volkan gibi
en fazla yüreğinde acın sürer bir yıl
herzaman serbet gibi içmişiz ayrılığın acısını
asılmışız dar ağacında ölümü yaşayan mahküm gibi
razı olmasada şu gönlüm ayrılığa
bilesinki sevgin gerçek yaradan gibi
yağlı imlek boğazımda bekliyorum
sandalyeme son tekmeyi vuracak celladı
mağrur başıkışlarınla bakma ne olur
vuracaksan vur son darbeyi
beklerim yağlı imlekle.........
tükendim artık kimseyi anlayamıyorum.........
12.04.2007 - 21:11
bitaneme
BİTANEME
yolumuz ayrı olsada bitanem
andım olsun
senden başkasını seversem
suya yazılsa kaderim
sevgin üstüne gül koklamam
yanlız kalsamda
sevginle yaşarım
beş kuruş etmesede hayaller
geçmiyor günler sensiz
yanlış olsada seni sevmek
imkansız da olsa
bu aşkı yaşayacağım sensiz de
geç kalınmış olsamda seveğim seni
biliyorsun sende sevgimi
hep direndim yalancı baharlara
hep akıttım kendi kalemime gönlümü
acemi şairim karşında
açmadan solmasın sevdamız
bu sefer yüreğim buldu gerçek aşkını
yüreğime sığmıyor haykırışım
çığlık çığlığa seni seviyorum diye sesleniyor
imkansız olsada aşkımız
son kurşunu vursanda yüreğime
pişman değilim sevdiğime
isyanımsa sana sensizliğin acısındandır
oysa söz geçmiyor yüreğe
kaç kez dağladım yüreğimi
kaçkez özlemdim
sonunda sana tutuldum
ömrüm bitsede seni sevmekle
kendimi bile bile soksam çıkmaza
gel görki gönül ferman dinlemiyor
işte bu yürek mahkum
sevmek yasak olsa da
kapına geldim kuru bir dalla
ister yeşert ister kır at
12.04.2007 - 21:11
çiçekmi sandın
ayrılıkları yaşadık şiirlerde
sen uzak diyarların prensi
ben acı romanın diliyim
ben suskun yüreklerin diliyim
aramızda olsa dağlar denizler gel gayri
aramızda uçurumlar olsa da gel
senin ömrün kelebeğe eş olsa
benim sevgim yüce dağlar
çiçekmi sandın gönlümü
ne bu aşk aşk ne bu sevda sevda
kırılmış yürek kalır ardında
işte o zaman ahım üstüne
her an sevdamın üstüne şiir yazıyorsam
aşkın tarifini bulamadığımdan
sitem ediyorsam senin sevgini anlayamadığımdan
nemliyse gözlerim her cevapsız soruları bilmediğimden
ağıt yakıyorsam biten aşkımdan
isyanımı ağladığımı bana sorma neden
eğer özlüyorsam gözlerini
seni erkeğim gibi sevdiğimden
hep ağladım gidenlerin peşinden
üzülme ağladığıma
üzülme yıkılışıma
ben sensizde yaşarım
hasretini çeksem sıgaramdaki duman gibi
özleyip nemlesede gözlerim
ellerin ellerime kavuşmasada
pişman değilim sevdiğime
hatırla diyordun yüreksiz sevemez diye
benim yüreğim senin ellerinde
sevmemde sevilmemde senin ellerinde
12.04.2007 - 21:08
YAŞARKEN ÖLENLERDENİM..
Bir yaşayan var,bir ölen insan..
İşte ben yaşarken ölenlerdenim!
Bir ağlayan var,bir gülen insan..
İşte ben ağlarken gülenlerdenim!
Bilirim ati dünden karanlık..
Ama yinede umut örenlerdenim!
Kim demiş rüyalar ah gerçek olsa..
Ben her gece kabus görenlerdenim! !
12.04.2007 - 21:08
son durak
uyuya kalmışım, son durakta farklettim,
bütün özlemlerimin iki durak önce indiğini
sonra otobüsten inerken farkettim
herseyin cok gec oldugunu ve son durakta oldugumu
yürüyüp parktaki banka oturdugumda farkettim
tek varlıgı olan yanlızlıgımı otobüste unuttugumu
tesbihi cıkarıp salamaya basladıgımda farkettim
sabrımın bile sabırsız oldugunu
cakmagımı cıkarıp yakmak üzereyken farkettim
sigaramın bile olmadığını
ama biliyomusun bitanem seni hiç unutmadıgımı farkettim
ceketim iç cebindeki ağlamaklı gülü görünce
ve sana dogru yürüdüğümde farkettim
bir mezarlıkta oldugumu
sensizliğimin tam ortasında oldugumu
ve senin mezarını görünce farkettim
neden burda olduğumu
ve seni göremedğimde farkettim
seni hiç bulamadığımı ve senin hiç olmadığını
bitanem...
12.04.2007 - 21:08
ASİ KIZ
asi kız
-
şiirlerim:yüzlerce
sevgim:sonsuz
aşkım:ebedi
kalbim:kırık
sözlerim:özlem
bebekliğimi hatırlayamam
çocukluğumu yaşadım özlemlerle
hiç bebeklerim olmadı
mısırlar püskül verene kadar
mısır koçanım benim nazlı bebeğim
ağlardık nazlı bebeğimle beraber
bebeğimin gözyaşları sütten
benim ise kor ateş
asi bir kız vardı
işte o benim dostlarım
yere düştüğümde dizlerim kanadığında
her çocuk gibi koşup anama sığınmak isterdim
saçımı okşalıcak gözyaşımı silecek anam nerde
ah anam ahh sende isterdin yanımda olabilmek
saçımı okşalayıp bağrına basıp ağlama kızım demek
toprakları, otları okşalardın kızın yerine anam
işlten güçten kızının uyduğunuda göremezdin
bilirim anam gözyaşlarınla öpüp okşamalarını
yokluğun göbeğinde asi kız
yakalanmı imkansız aşka
ismi olmayan aşkın peşinden
milyonlarca gözyaşı dökmüş
asi kız
yüreğini:sevdiğine
gözyaşını:içine
hayellerini:şiirlerine
seni:kalbine
asi kızı:mezara gömdüm
12.04.2007 - 21:08
Sen Sen Ol
Aldanma namerdin tatlı sözüne
Nice mertler gördüm dilden habersiz
Bırak suretini sen bak özüne
Şeyda bülbül gördüm gülden habersiz
Kimi yolda yürür yolu sapıtır
Kimi dala konar dalı kurutur
Kimi hayallerle bizi avutur
Çok yoldaşlar gördüm yoldan habersiz
Dinlesen sözleri zehirden acı
Hacı geçinir de bilmez miracı
Zakkumdan öz diye almış ilacı
Arılar gördüm ben baldan habersiz
Ağlayıp sızlasak artık nafile
Tarihi çevirsek geçmez ki ele
Bir garip milletiz düşmüşüz dile
Gonca çiçek açar daldan habersiz
Serdari sözlerdir mazide kalan
Düşmüssen bulunmaz kapını çalan
Gariban görmedim dünyada gülen
Gardaşlar gördüm ben halden habersiz
ILIK RÜZGAR (İstanbul, Bayan, 39)
6.3.2007 14:22
İHANET
BİR BEBEĞİN BAKIŞI KADAR MASUMDU SEVGİM
BİR CEYLANIN GÖZLRİ KADAR GÜZEL
UMUT VARDI İÇİMDE ASKA DAİR HEP BİR SEVGİ
ARKAMA DÖNÜP BAKMAK İSTEMİYORUM
İHANETİN CANIMI ACITIYOR
YİNEDE SUSUYORUM SUSMALIYIM
İÇİMDEKİ SENİ HAYKIRMAK İSTEMİYORUM
HER SEFERİNDE İHANETİNİ GÖRMEK,
ÇALINAN ZAMANIN ACISINI YASAMAK İSTEMİYORUM
BİR HAİN GIBI VURDUN BENİ SIRTIMDAN
VE BEN SENİN VURULACAGIN GUNU BEKLİCEM
BİR CUKUR KAZDIM MASUM SEVGIMIN İHANETİNE
AMA CUKURU KAPAMADIM SENINDE İHANETE UGRADIGIN GUNU BEKLICEM
12.04.2007 - 21:07
ölüm ve ben
ÖLÜMÜN ÜRPERTİCİ KARANLIĞINA GÖMÜLMÜŞ GİDİYORUM,
HAYATTAN KOPMUŞUM ARTIK HER GEÇEN GÜN ERİYORUM,
NE BİR TUTAN VAR ELLERİMDEN NE BİR GİTME DİYEN,
SESSİZCE GELDİĞİM BU HAYATTAN SESSİZCE AYRILIYORUM,
BEN BEN DEĞİLİM ARTIK KARANLIĞIMDA KAYBOLDUM,
GERİDE KALAN SADECE YAŞAYAMADIĞIM MUTLULUĞUM,
BEN ÖLÜMÜ DEĞİL ÖLÜM OLDU BENİ SEÇEN,
SESSİZCE GELDİĞİM BU HAYATTAN SESSİZCE AYRILIYORUM
ElVeDa hAyAt...
12.04.2007 - 21:05
Kolay olmamalı Mucize
Yüreğin yüreğime değmeli
Sözlerin zamanı yenmeli
Ve kolay olmamalı,
Hiçbir mucize,
Eğer aşksa getireceği…
12.04.2007 - 21:05
Sana Bir Şiir Yazzam Beni Anlarmısın?
Sana bir şiir yazsam beni anlar mısın?
Sana bir şiir yazsam beni anlar mısın?
Yazdığım her kelimede benden bir parça olsa
Her satırında bir anı koksa
Ve kelime aralarına sıkıştırdığım özlem seni bulsa
Onu alır da sinende saklar mısın?
Sana bir şiir yazsam beni duyar mısın?
Seslensem kaf dağının ardından
Masal olsam bir satırında yani ve
Bir sonrakinde küçük bir öykü gibi sokulsam
Ruyalarına girecek bir çiçek olsam bir satırında
Bir satırında zümrüd-ü anka olsam kanatlansam
Uçsam da gelsem bir satırında yanına
Ve girsem bir satırında koynuna
O satırdan hemen sonra beni
Sıcağınla sarar mısın?
Sana bir şiir yazsam bana bakar mısın?
Bakar da o kaf dağının ardındaki beni görür müsün?
Gördüğün yüzde bir damla acı görecek olsan
O acıyla sende benim için ve benim gibi üzülür müsün?
Sana bir şiir yazsam beni anlar mısın?
12.04.2007 - 21:04
Ben Sende Tükendim
.
seni sen olduğun için değil
benim olduğum için seviyorum
seni aşık olduğum için değil
aşkın olduğum için özlüyorum
yolunu bir gün gelirsin diye değil
sensiz olduğum için gözlüyorum
bunlar bence pek önemli değil
bensiz olduğunu bende biliyorum
güzel gözlerim artık nemli değil...
gözyaşımı kendim siliyorum...
bunlar da pek önemli değil
ben sende tükendim biliyorum
kalbim artık yerinde değil
ben onu sende biliyorum?
yaram çok da derinde değil
kanımı elime siliyorum...
kimse benim derdimde değil
kimse benim derdimde değil
bunu artık bende biliyorum
ama sevmek elimde değil!
seni neden sevdim bilmiyorum
inan sevmek elimde değil! ...
önce kendimi seviyorum...
Sönmez Yürek 2007
Veda Mektubu
' vazgeçtim vazgeçmekten... '
kime yazdığımı biliyorum
kimin okuduğu umurumda bile değil!
neden yazdığımı biliyorum
nasıl okunduğu umrumda bile değil....
Sakla Gülüşünü
kaderimde vardı belkide senden ayrılmak ya da kaderimde yoktu senle yaşamak... kazanamadığım şeyleri bile kaybettim...bulmuştum seni kaybomamış olsan bile... tekrar bulamayacağım şeyleri de kaybettim...
tekrar bulduğumdaysa tekrar kaybetme korkusu ile yüz yüze tedirgindim..
kaybetmeye mahkum olduğumu anladım hüriyetimi kaybettiğimde...
oysa bulduğumda ne kaar sevinmiştim gökte ararken yerde bulduğum yıldızları kıskandıran ulaşılmaz güzelliğini...
bil ki kaybedecek hiç bir şeyi olmayanlar kazandıklarında sevinmezler...
seni kaybetmekten korkuyordum seni hiç kazanmadığımı anladım.. seni bir daha görememekten korkuyordum seni son defa gördüğümü anladım...ilk görüşte aşk son görüşte biter mi sanıyorsun!
belki de belki bir gün tekrar bulabilirim umuduyla yaşamaktı sensiz yaşamak...
ve sonu yine sensiz bir ölümdü sensiz yaşanan mutlulukların ve acıların...
kaybetmekten o kadar canım yandı ki artık kazanmak istemiyorum..
oysa kaybedeceğim daha çok şey var.. bil ki bir şeyler kaybetmeden bir şeyler kazanmak imkansız...ne kazandığımı hep kaybettiğimde anladım...bilmiyorum.. belki de değerini bilemedim sahip olduğum değerlerin...
ne kadar kolaydı ama kaybetmek kazanmak için o kadar çalışmamıza rağmen... şimdi kaybettiklerim kim bilir nerdedir?
kim bulursa onun olsun o ulaşılmaz düşlerim... kim ağlarsa onun olsun o yitip giden gülüşlerim...
ama sen sakla gülüşünü.. sen gülünce yüzünde güller açardı ve güzelliğini gören gözler ağlayarak kaçardı...
sakla gülüşünü ve nereye sakladığını da unut kaybettiğim sevinçlerin ve mutlulukların hatrına...
bana gülümsemediği ve hep ağlattığı için sen de gülümseme hayata...
unutma seni unutmamak için kaldım hayatta...
yoksa bir ölüm kaldı yaşamadığım şu dünyada..
hep yşadım çareli ve çaresiz.. seni sevdim seveli hepten çaresiz...
ayrılıklar yaşadım süreli ya da süresiz..
seni gördüm göreli hepten süresiz...
hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
sen gittin gideli
her şey üstüme üstüme geliyor
doğru yolu aramaktansa
içimden yanlış yapmak geliyor
belki de aşk buydu
sana duyduğum hisleri
ne ben başkasına
ne de başkası bana duydu
inan bana bu dünyada ki
hiç kimse sana layık değil
sen hayatımda ilk ve son defa
yaşadığım duygular yaşattın bana
gerçek aşk ölümsüz değil
ne yaşadığımı anlatamam sana
yalan da olsa aşk denen
o ölümlülerin yaşadığı
ölümsüz duyguyu
gerçekten yaşattın bana
ve sonra ben öldüm
ne yaşadığımı anlatamadan sana...
Sevmeye Sebep
dalıp gidiyorum... bir düşüncedir aldı beni
özlemeye karar versem sevmekte kararsızım seni
kara diyorum yani vermnek mi almak mı?
yoksa vere vere sonunda karasız kalmak mı?
beni unutmayanlar belki seni hatırlar
ilk kez senin için yazıldı bu satırlar
dalıp gidiyorum bir düşüncedir aldı beni
unutmaya kararlıyım sevmekte karasızım seni
karar diyorum yani vermek mi almakı mı?
yoksa vere vere son anda kararsız kalmak mı?
bil ki unutamayacağım için seveceğim seni
bir gün unutursan da böyle hatırla beni
aşkı unutmayanlar bil ki seni hatırlar
bir tek senin için yazıldı bu satırlar
sen olmasaydın seda yazamazdım yani
sevmek için bir sebep vardır ya hani...
ben unutamayacağım için seviyorum seni
ama unutan unutmuş sen de unut gitsin beni
bana vuran vurmuş sen vursan ne olur?
ama sevdim seni... sen de gitme ne olur...
Sensiz Ölmek Kaldı
kendi halime bıraktılar beni
deli gibi seviyorum diye seni
bak ne hale koydu hayat beni
yerime koymak istemem seni
yanıp söndüm küle döndün ben
git beni bu halde görme sen
yıkıldım harabeye döndüm ben
biliyorum saraylara layıksın sen
öleceğimi söyleyemem sana
bu kadar uzakken hayat bana
uzaktan bakmak isterim sana
bu kadar yakınken ölüm bana
yıllar götürürken beni benden
bir şey kaldı mı sana senden?
hayat koparırken seni benden
sensiz ölmek kaldı bana senden
hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
bütün hayatımı sana etsem feda
yaşamana değmez ki bu hayat seda
gece oldu yine burda kesildi ses seda
orda geceler sabaha kadar mı seda?
bu meçhul hayatım sana olsun feda
ölmek için yaşamaya değmez seda
bir gece vakti sana sensiz etsem veda
kavuşamayanlar ayrılır mı ki seda?
bu meçhul hayat sana olsun feda
bil ki senin için ölmeye değer seda
gece oldu yine burda ne ses ne seda,
her gece sabaha kadar mıdır seda?
bir gün unutmayı unutsan bile
seni unutmayanlarla hatırla beni
bil ki beni özlemediğini bile bile
unutacak olsaydım sevmezdim seni
Gülüşün Senden Güzel
toz pembe hayaller kurarken
şimdi karanlık bir gecede seni düşünüyorum
bir gülüşüne ömrümü verirken
şimdi karanlık bir gecede sana ağlıyorum
gülüşün kadar uzun ömürlü değilsin
seni bana sevdiren sen değilsin
seni bana sevdiren o gülen gözlerin
tebessümünde olmasa sen bir hiçsin
her şeyini kaybetsen bile gözlerin hep gülümsesin
sen gülümsediğin sürece güzelsin
hep ağlatsanda beni
gözyaşıma inat yine gülümsemelisin
gülünce ne kadar güzel olduğunu bilemezsin
ne kadar güzel olsanda
gülüşün kadar ulaşılmaz değilsin
gözlerin hep gülmeli
seni seven incitmeden sevmeli
bütün çocuklar gülmeyi senden öğrenmeli
ama hiç kimse senin gibi gülmemeli
kimse uğrunda ölerek
seni incitmemeli
ölürken bile gözlerin gülmeli
azraile bile gülümsemelisin
kim bilir
belki onu da kendine aşık edersin!
beni ettiğin gibi...
Sevmek
çok sevdim ama hiç sevilmedim
ben senin kadar sevilmedim
hep aldandım ama hiç aldatmadım
kendimden başkasını aldatmadım
Kilit
' kime açsam bu derdimi
adına aşk diyorlar
kime söylesem adını
ONU UNUT diyorlar... '
bir uyku ki sorma gitsin
balıklama dalarım düşlere
yorgan yok ki kavga bitsin
somurtkan bakarım gülüşlere
bir düş ki yorma gitsin
kimse inanmaz gördüğüme
uyanamam ki güzel bitsin
döner uykularım kördüğüme
bir hata ki sorma gitsin
pişman oldum kendime geldiğime
ARTIK BENİ UNUTALIM GİTSİN
sensiz nokta koydum geleceğime
bir aşk ki sorma gitsin
senden çok alıştım sensizliğime
yüreğimde aşka kilitsin...
açmaya çalışıyorum sensizliğime
hoşçakal! ...
ellerinden tutamadığım
gözlerine bakamadığım
bakmaya doyamadığım
doya doya saramadığım
hep böyle kal! ...
seni unutmak değil
hep böyle hatırlamak istiyorum
sen beni unutsanda
ben seni unutmadan sevmek istiyorum
ben seviyorken seni
UNUTMAMAYA YEMİNLİ
sen unutuyorsun beni!
SEVMEMEYE YEMİNLİ
hoşçakal! ...
sen de biliyorsun ki
gerçekleşme ihtimali olmayan
bir ihtimal senle aşkımız
dostluktan öte sevgiye
gidemeyecek arkadaşlığımız...
hoşçakal hoşçakal diyemediğim! ...
bir yıl sonra
bende benden ve senden
hiç bir eser kalmayacak...
HOŞÇAKAL...
Güzellerden Güzel Bir Güzele
gençliğin nerde senin
güselliğini al da gel bana
yeniden doğarsan bir çocuk gibi masum
o zaman gel de bana...
aramızda dağlar yok
aramızda sıra dağlar yok
aramızda beş yaş fark var
gençliğin nerde güzelim
kaça sattın o diri göğüslerini
nerde harcadın o paha biçilmez servetini
kimden almıştın o güzel gözlerini
şimdi kim aldı gitti senden
ulaşılmaz denilen o güzelliğini?
Devran
yorgun uykusunda bir terörist
biraz önce uyumuş
arkadaşı biraz ilerde
ondan önce vurulmuş
silahı yok elinde
artık kaçmakdan yorulmuş
bir arkadaşı cezaevinde
bugün son isteği sorulmuş
keder var yaşlı gözlerinde
bugün asılan amca oğluymuş
karısı kan ağlıyor viran şehrinde
bugün yetim bir bebe doğurmuş
anası ağıt yakıyor bir dağ köyünde
kardeşi ' abim nerde! diye soruyormuş
yorgun uykusunda bir militan
biraz önce uyumuş
arkadaşı az ilerde
o, ondan önce vurulmuş...
Son Defa
yaşamayı denedim ölmeyi hiç denemedim
sensizken o ölümsüz acıları yenmedim
yorgun kalbim dünden beri ondan kırık
boynumda ip boğazımda bir hıçkırık
ölmeyi denedim ama hayatı yenemedim
korkularımla yüzleşmeyi hiç denemedim
sensizim o günden beri kalbim kırık
boynumda ip boğazımda bir hıçıkırık
bir şans tanı bana öldürmek istersen beni
bir şans verdim işte sana vur gözlerinle beni
son günlerde kafam büsbütün karıştı
çünkü işini bilmeyen herkes işime karıştı
bir gün bir kitap alır okursun belki beni
ama bil ki hiç bir kitap anlatamaz seni
bir gün olsun... ansızın karşıma çık...
istersen o gün tut kafama kurşun sık
sadece göreyim seni istersen bakma bana
vur git sonra bakmaya doyamadan sana!
bunu çok görme bana son defa göreyim seni
kör olup geleyim sana görmek istersen beni! ...
Kemikli Eller
kaç sigara bu kemikli ellerde küle dönmüştür
kaçaktır bir kaçı vaktinden önce sönmüştür
bu eller ömür boyu boy boy mezarlar kazmıştır
ve dizeler boyu ölüm kalım şiirleri yazmıştır
ele avuca sığmazlar verince halkla el ele...
dolaşırken esrar dolu cigara elden ele..
kenetlenir bir birbirine birden bire beş parmak
bilek gibi bilek ister onları birbirinden koparmak
el ayak çekildikten sonra bir el tatikte bekler
uyurken el kadar çocuklar ve çam beşikte bebekler
evlat hakkını elde etmek için el açarsa el oğluna! ...
baba hakkını helal etmez öz oğluna...
kemikli ellere düşer zulmun açtığı yaraları sarmak..
yenilmişliğin zaferine işaret ederse iki parmak! ...
İnsanlara Hasretim
çeperi kanlı bir kurşunun gölgesindeyim
kör bir kurşun gibi asidir nefretim
ben başı dumanlı dağların bestesiyim
şimdi biliyor musun nerdeyim? ...
uyuklayan bir çakalın inindeyim
korkmuyorum, korkma kendimde değilim
azrailin kucağında ölümün pençesindeyim
yaşıyorum korkma, ama yaralı gibiyim
ıssız bir eylül sabahının gecesindeyim
çakal açtır birazdan kalkar doğrulur
dostum yok ki elinden tuta gideyim
kimbilir, belkide karnını benimle doyurur
bizi bizden ayıran o ince çizgideyim
duyarsan bir gün öldüğümü
bil ki o çakalın midesindeyim
duyarsan bir gün bu dağlardan göçtüğümü
bil ki kanlar içerinde cesedim
daha soracak olursan böyledir ahvalim
bildiğin gibi İNSANLARA HASRETİM!
ILIK RÜZGAR (İstanbul, Bayan, 39)
6.3.2007 12:39
hakkıımda hiç bir şey bilmeyen insanların hakkımda söyledikleri hakkında söyleyeceğim tek bir şey var: hakkımda hiç bir şey bilmeyen insanların hakkımda ne düşündüğü umrumda bile değil....
ILIK RÜZGAR (İstanbul, Bayan, 39)
6.3.2007 12:35
Mutluluğu hissetebiliyorum
Mutluluğu hissedebiliyorum
Acı içinde kıvranışımı
Ve sonu
Beni bekleyen
Duyabiliyorum sözcükleri
İğneleyen
Biliyorum
Gerekeni
Gerekmemesi gerekeni
Olmaması gerekmekte olanı
Olacakları
Aitlik
Kendini..hissetmemek
Nasıl
Bırakmak
Nereye
Neyle
Zaman doldu
Geriye..
Dönüş..
Başladı..
12.04.2007 - 21:04
Ben Sende Tükendim
seni sen olduğun için değil
benim olduğum için seviyorum
seni aşık olduğum için değil
aşkın olduğum için özlüyorum
yolunu bir gün gelirsin diye değil
sensiz olduğum için gözlüyorum
bunlar bence pek önemli değil
bensiz olduğunu bende biliyorum
güzel gözlerim artık nemli değil...
gözyaşımı kendim siliyorum...
bunlar da pek önemli değil
ben sende tükendim biliyorum
kalbim artık yerinde değil
ben onu sende biliyorum?
yaram çok da derinde değil
kanımı elime siliyorum...
kimse benim derdimde değil
kimse benim derdimde değil
bunu artık bende biliyorum
ama sevmek elimde değil!
seni neden sevdim bilmiyorum
inan sevmek elimde değil! ...
önce kendimi seviyorum...
' vazgeçtim vazgeçmekten... '
kime yazdığımı biliyorum
kimin okuduğu umurumda bile değil!
neden yazdığımı biliyorum
nasıl okunduğu umrumda bile değil....
Sakla Gülüşünü
kaderimde vardı belkide senden ayrılmak ya da kaderimde yoktu senle yaşamak... kazanamadığım şeyleri bile kaybettim...bulmuştum seni kaybomamış olsan bile... tekrar bulamayacağım şeyleri de kaybettim...
tekrar bulduğumdaysa tekrar kaybetme korkusu ile yüz yüze tedirgindim..
kaybetmeye mahkum olduğumu anladım hüriyetimi kaybettiğimde...
oysa bulduğumda ne kaar sevinmiştim gökte ararken yerde bulduğum yıldızları kıskandıran ulaşılmaz güzelliğini...
bil ki kaybedecek hiç bir şeyi olmayanlar kazandıklarında sevinmezler...
seni kaybetmekten korkuyordum seni hiç kazanmadığımı anladım.. seni bir daha görememekten korkuyordum seni son defa gördüğümü anladım...ilk görüşte aşk son görüşte biter mi sanıyorsun!
belki de belki bir gün tekrar bulabilirim umuduyla yaşamaktı sensiz yaşamak...
ve sonu yine sensiz bir ölümdü sensiz yaşanan mutlulukların ve acıların...
kaybetmekten o kadar canım yandı ki artık kazanmak istemiyorum..
oysa kaybedeceğim daha çok şey var.. bil ki bir şeyler kaybetmeden bir şeyler kazanmak imkansız...ne kazandığımı hep kaybettiğimde anladım...bilmiyorum.. belki de değerini bilemedim sahip olduğum değerlerin...
ne kadar kolaydı ama kaybetmek kazanmak için o kadar çalışmamıza rağmen... şimdi kaybettiklerim kim bilir nerdedir?
kim bulursa onun olsun o ulaşılmaz düşlerim... kim ağlarsa onun olsun o yitip giden gülüşlerim...
ama sen sakla gülüşünü.. sen gülünce yüzünde güller açardı ve güzelliğini gören gözler ağlayarak kaçardı...
sakla gülüşünü ve nereye sakladığını da unut kaybettiğim sevinçlerin ve mutlulukların hatrına...
bana gülümsemediği ve hep ağlattığı için sen de gülümseme hayata...
unutma seni unutmamak için kaldım hayatta...
yoksa bir ölüm kaldı yaşamadığım şu dünyada..
hep yşadım çareli ve çaresiz.. seni sevdim seveli hepten çaresiz...
ayrılıklar yaşadım süreli ya da süresiz..
seni gördüm göreli hepten süresiz...
hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
Ölü Öldükten Sonra
sen gittin gideli
her şey üstüme üstüme geliyor
doğru yolu aramaktansa
içimden yanlış yapmak geliyor
belki de aşk buydu
sana duyduğum hisleri
ne ben başkasına
ne de başkası bana duydu
inan bana bu dünyada ki
hiç kimse sana layık değil
sen hayatımda ilk ve son defa
yaşadığım duygular yaşattın bana
gerçek aşk ölümsüz değil
ne yaşadığımı anlatamam sana
yalan da olsa aşk denen
o ölümlülerin yaşadığı
ölümsüz duyguyu
gerçekten yaşattın bana
ve sonra ben öldüm
ne yaşadığımı anlatamadan sana...
Sevmeye Sebep
dalıp gidiyorum... bir düşüncedir aldı beni
özlemeye karar versem sevmekte kararsızım seni
kara diyorum yani vermnek mi almak mı?
yoksa vere vere sonunda karasız kalmak mı?
beni unutmayanlar belki seni hatırlar
ilk kez senin için yazıldı bu satırlar
dalıp gidiyorum bir düşüncedir aldı beni
unutmaya kararlıyım sevmekte karasızım seni
karar diyorum yani vermek mi almakı mı?
yoksa vere vere son anda kararsız kalmak mı?
bil ki unutamayacağım için seveceğim seni
bir gün unutursan da böyle hatırla beni
aşkı unutmayanlar bil ki seni hatırlar
bir tek senin için yazıldı bu satırlar
sen olmasaydın seda yazamazdım yani
sevmek için bir sebep vardır ya hani...
ben unutamayacağım için seviyorum seni
ama unutan unutmuş sen de unut gitsin beni
bana vuran vurmuş sen vursan ne olur?
ama sevdim seni... sen de gitme ne olur...
Sensiz Ölmek Kaldı
kendi halime bıraktılar beni
deli gibi seviyorum diye seni
bak ne hale koydu hayat beni
yerime koymak istemem seni
yanıp söndüm küle döndün ben
git beni bu halde görme sen
yıkıldım harabeye döndüm ben
biliyorum saraylara layıksın sen
öleceğimi söyleyemem sana
bu kadar uzakken hayat bana
uzaktan bakmak isterim sana
bu kadar yakınken ölüm bana
yıllar götürürken beni benden
bir şey kaldı mı sana senden?
hayat koparırken seni benden
sensiz ölmek kaldı bana senden
hoşçakal hoşçakal diyemediğim...
Sönmez Yürek 2006
? ? ?
bütün hayatımı sana etsem feda
yaşamana değmez ki bu hayat seda
gece oldu yine burda kesildi ses seda
orda geceler sabaha kadar mı seda?
bu meçhul hayatım sana olsun feda
ölmek için yaşamaya değmez seda
bir gece vakti sana sensiz etsem veda
kavuşamayanlar ayrılır mı ki seda?
bu meçhul hayat sana olsun feda
bil ki senin için ölmeye değer seda
gece oldu yine burda ne ses ne seda,
her gece sabaha kadar mıdır seda?
bir gün unutmayı unutsan bile
seni unutmayanlarla hatırla beni
bil ki beni özlemediğini bile bile
unutacak olsaydım sevmezdim seni
Gülüşün Senden Güzel
toz pembe hayaller kurarken
şimdi karanlık bir gecede seni düşünüyorum
bir gülüşüne ömrümü verirken
şimdi karanlık bir gecede sana ağlıyorum
gülüşün kadar uzun ömürlü değilsin
seni bana sevdiren sen değilsin
seni bana sevdiren o gülen gözlerin
tebessümünde olmasa sen bir hiçsin
her şeyini kaybetsen bile gözlerin hep gülümsesin
sen gülümsediğin sürece güzelsin
hep ağlatsanda beni
gözyaşıma inat yine gülümsemelisin
gülünce ne kadar güzel olduğunu bilemezsin
ne kadar güzel olsanda
gülüşün kadar ulaşılmaz değilsin
gözlerin hep gülmeli
seni seven incitmeden sevmeli
bütün çocuklar gülmeyi senden öğrenmeli
ama hiç kimse senin gibi gülmemeli
kimse uğrunda ölerek
seni incitmemeli
ölürken bile gözlerin gülmeli
azraile bile gülümsemelisin
kim bilir
belki onu da kendine aşık edersin!
beni ettiğin gibi...
Sevmek
çok sevdim ama hiç sevilmedim
ben senin kadar sevilmedim
hep aldandım ama hiç aldatmadım
kendimden başkasını aldatmadım
Kilit
' kime açsam bu derdimi
adına aşk diyorlar
kime söylesem adını
ONU UNUT diyorlar... '
bir uyku ki sorma gitsin
balıklama dalarım düşlere
yorgan yok ki kavga bitsin
somurtkan bakarım gülüşlere
bir düş ki yorma gitsin
kimse inanmaz gördüğüme
uyanamam ki güzel bitsin
döner uykularım kördüğüme
bir hata ki sorma gitsin
pişman oldum kendime geldiğime
ARTIK BENİ UNUTALIM GİTSİN
sensiz nokta koydum geleceğime
bir aşk ki sorma gitsin
senden çok alıştım sensizliğime
yüreğimde aşka kilitsin...
açmaya çalışıyorum sensizliğime
hoşçakal! ...
ellerinden tutamadığım
gözlerine bakamadığım
bakmaya doyamadığım
doya doya saramadığım
hep böyle kal! ...
seni unutmak değil
hep böyle hatırlamak istiyorum
sen beni unutsanda
ben seni unutmadan sevmek istiyorum
ben seviyorken seni
UNUTMAMAYA YEMİNLİ
sen unutuyorsun beni!
SEVMEMEYE YEMİNLİ
hoşçakal! ...
sen de biliyorsun ki
gerçekleşme ihtimali olmayan
bir ihtimal senle aşkımız
dostluktan öte sevgiye
gidemeyecek arkadaşlığımız...
hoşçakal hoşçakal diyemediğim! ...
bir yıl sonra
bende benden ve senden
hiç bir eser kalmayacak...
HOŞÇAKAL...
Güzellerden Güzel Bir Güzele
gençliğin nerde senin
güselliğini al da gel bana
yeniden doğarsan bir çocuk gibi masum
o zaman gel de bana...
aramızda dağlar yok
aramızda sıra dağlar yok
aramızda beş yaş fark var
gençliğin nerde güzelim
kaça sattın o diri göğüslerini
nerde harcadın o paha biçilmez servetini
kimden almıştın o güzel gözlerini
şimdi kim aldı gitti senden
ulaşılmaz denilen o güzelliğini?
Devran
yorgun uykusunda bir terörist
biraz önce uyumuş
arkadaşı biraz ilerde
ondan önce vurulmuş
silahı yok elinde
artık kaçmakdan yorulmuş
bir arkadaşı cezaevinde
bugün son isteği sorulmuş
keder var yaşlı gözlerinde
bugün asılan amca oğluymuş
karısı kan ağlıyor viran şehrinde
bugün yetim bir bebe doğurmuş
anası ağıt yakıyor bir dağ köyünde
kardeşi ' abim nerde! diye soruyormuş
yorgun uykusunda bir militan
biraz önce uyumuş
arkadaşı az ilerde
o, ondan önce vurulmuş...
Son Defa
yaşamayı denedim ölmeyi hiç denemedim
sensizken o ölümsüz acıları yenmedim
yorgun kalbim dünden beri ondan kırık
boynumda ip boğazımda bir hıçkırık
ölmeyi denedim ama hayatı yenemedim
korkularımla yüzleşmeyi hiç denemedim
sensizim o günden beri kalbim kırık
boynumda ip boğazımda bir hıçıkırık
bir şans tanı bana öldürmek istersen beni
bir şans verdim işte sana vur gözlerinle beni
son günlerde kafam büsbütün karıştı
çünkü işini bilmeyen herkes işime karıştı
bir gün bir kitap alır okursun belki beni
ama bil ki hiç bir kitap anlatamaz seni
bir gün olsun... ansızın karşıma çık...
istersen o gün tut kafama kurşun sık
sadece göreyim seni istersen bakma bana
vur git sonra bakmaya doyamadan sana!
bunu çok görme bana son defa göreyim seni
kör olup geleyim sana görmek istersen beni! ...
Kemikli Eller
kaç sigara bu kemikli ellerde küle dönmüştür
kaçaktır bir kaçı vaktinden önce sönmüştür
bu eller ömür boyu boy boy mezarlar kazmıştır
ve dizeler boyu ölüm kalım şiirleri yazmıştır
ele avuca sığmazlar verince halkla el ele...
dolaşırken esrar dolu cigara elden ele..
kenetlenir bir birbirine birden bire beş parmak
bilek gibi bilek ister onları birbirinden koparmak
el ayak çekildikten sonra bir el tatikte bekler
uyurken el kadar çocuklar ve çam beşikte bebekler
evlat hakkını elde etmek için el açarsa el oğluna! ...
baba hakkını helal etmez öz oğluna...
kemikli ellere düşer zulmun açtığı yaraları sarmak..
yenilmişliğin zaferine işaret ederse iki parmak! ...
İnsanlara Hasretim
çeperi kanlı bir kurşunun gölgesindeyim
kör bir kurşun gibi asidir nefretim
ben başı dumanlı dağların bestesiyim
şimdi biliyor musun nerdeyim? ...
uyuklayan bir çakalın inindeyim
korkmuyorum, korkma kendimde değilim
azrailin kucağında ölümün pençesindeyim
yaşıyorum korkma, ama yaralı gibiyim
ıssız bir eylül sabahının gecesindeyim
çakal açtır birazdan kalkar doğrulur
dostum yok ki elinden tuta gideyim
kimbilir, belkide karnını benimle doyurur
bizi bizden ayıran o ince çizgideyim
duyarsan bir gün öldüğümü
bil ki o çakalın midesindeyim
duyarsan bir gün bu dağlardan göçtüğümü
bil ki kanlar içerinde cesedim
daha soracak olursan böyledir ahvalim
bildiğin gibi İNSANLARA HASRETİM!
12.04.2007 - 21:03
artık geceleri yaşar oldum sayende
hani demiştin ya tek bir damlana kıyamam...
hani sevmiştin ya acıtmıycak şekilde
benim kanayan yaralarımın tek kanatanı oldun...
bilmem ihanet edermisin sevgimize
bilmem kıyarmısın kalbimdeki saflığıma
sevgi istedin aşkı serdim ayaklarına
çocuk kalbimin inadına
ama sen duymadın
ufak tefek ve çılgınca çığlıklarımı
duymadın çünkü beni bir zaman dinlemedin
bana korkak yürekler değil
cesaret dolu sevdalar lazım
Senden vazgeçiyorum
Yolun açık olsun...
Güneşin sofrasında
umarım yanmazsın... :)))
12.04.2007 - 21:02
Sevgiyi Hakedecek İnsanı Bulmak
-
Kadın her sabah olduğu gibi o günde beyaz değnegi ve el yordamı ile otobüse binmisti. Soför:-Soldan üçüncü sira bos hanimefendi, dedi.Kadın 32 yaşında güzel bir bayandı ve eşi oldukça yakışıklı bir kara subayı idi. Bundan bir kaç ay önce yanlış bir teşhis sonucu gerçekleştirilen ameliyatla gözlerini kaybetmisti genç kadın ve asla göremeyecekti.Kocası ameliyattan sonra aci gerçegi ögrenince yıkılmış ve kendi kendine bir söz vermisti. Asla karısını yalnız
bırakmayacak,ona sonuna kadar destek olacak, kendi ayakları üzerinde durana kadar cesaret verecekti.Günler geçiyordu. Kadin her geçen gün kendini daha kötü hissediyor,çok sevdigi kocasina yük oldugunu düşünüyordu.Eşinin bu içine kapanık, karamsar hali kocayı çok
üzüyordu.Bir an önce bir seyler yapmasi gerekiyordu, karısı günden
güne kendi içine kapanık dünyasında kayboluyordu.Bütün gün düşündü
koca, nasıl yardım edebilirim güzeller güzeli eşime diye.Birden aklına eşinin eski işi geldi. Geri dönmesini isteyecekti.Ama bunu ona nasıl söyleyecekti, çünkü artık çok kırılgan
ve neşesizdi.Bütün cesaretini toplayarak akşam karısına konuyu açti. Karısı dehşetle gözlerini açtı; -Ben bunu nasıl yaparım ben körüm, diye bağırdı.Kocası onadestek olacağını, her sabah kendisinin işe bırakacağını ve akşamları da iş çıkışında alacağını ve ona çok güvendiğini söyledi. Çünkü eşini tanıyordu ve bunu başarabileceğini biliyordu.Kadın büyük
bir umutsuzlukla kabul etti çünkü eşini çok seviyordu ve onu kırmak istemiyordu.Her sabah eşini isine bırakıyor ve akşamları da alıyordu fedakar koca.Günler böyle ilerledi, karısı eskisinden biraz daha iyiydi. Fakat kocasi daha fazlasini istiyordu, kendisine söz
vermişti sonuna kadar gidecekti.Aksam karısına: - Artik işe kendin gidip gelmelisin,
dedi.Kadın şaşırmıştı. Bunu asla yapamayacağını söyledi. Kocası ısrar edince onu yine kıramadı ve bütün cesaretini topladi. Bunu kendisi de istiyordu ama o kadar güveni yoktu. Sabahları kadın artık otobüs durağına kendisi gidiyor, otobüsüne biniyor ve otobüsten inerek
işine gidebiliyordu.Günler günleri kovaladi, hiç bir problem yoktu. Yine bir gün otobüse binerken,şoför: -Sizi kıskanıyorum, Hanımefendi dedi.Kadın kendisine söylenip söylenmedigini anlayamadan, neden diye sordu.Soför: -Çünkü her sabah sizin arkanızdan bir kara
subayı genç adam otobüse biniyor ve bütün yol boyunca sevgi ile size
bakıyor, otobüsten indikten sonra yeşil ışıkta yolun karşısına geçmenizi bekliyor siz binaya
girdikten sonra arkanızdan öpücük yollayıp size her gün sevgiyle el
sallıyor, dedi.
HERKESIN BU KADAR SEVMESI VE SEVILMESI, HEPSINDEN DE ÖNEMLISI BÖYLE BIR SEVGIYI HAK EDECEK İNSANI BULMASI DILEGIYLE....
Toplam 1039 mesaj bulundu