Eğer sen…! Var oldu olalı evren, Gün yüzü görmemiş kapıları açabilirsen, Nemini hissettiğin duvarları kurutabilirsen, Kozasından çıkacak, canımda can olmaya… Ömrü bir gün olsa da…kelebek yüreğimin, Altın tozlar serpeceğim uçuşan kanatlarıma…
Eğer sen…! Dalımda gül,yediveren, Gözüme bakabilir, dost elimi sıkabilirsen, Kan kırmızılarını yeniden sızdırabilirsen, Durmaksızın akacak, kanımda kan olmaya… Gülü bir gün solsa da…kelebek yüreğimin, Kırmızı güller takacağım solgun yanaklarıma…
Seneler kahve renkleriyle Sokak aralarına bir bir düştüğünde bile Saramazsan geçmişini Öte kalır kâinat senden Süpürür aniden hengâmeyle nefesini… Bekleme, Her akşam çalmaz kapını dost bildiğin rüzgâr, Kucaklamaz mutlulukla, Öpmez doyasıya Şayanı hayret ile o parıltılı gülümsemelerini… Bak, Ve kulakların arkasındaki mahrem fısıltıların En samimisinde bul kendini Sensin mutluluk Yeşert yeniden hayallerini… Unutma, Tozun dumana, Dumanın buluta, Bulutun evrene saklandığı yerde Bekliyorum seni...
Yüreğini sevmesem olur mu? Yüreğin yüreğime eş Nasıl bu yürek sevdiği yüreği Karışsında bulunca kendine eş Durgun saat misali sessiz kalıp Dinlemesin sevdasını Gelincik Çiçeklerine anlatırken Yağmur saçlı kadına Sesi nasıl titremesin korkmasın Nasıl yağmur saçlı kadına olan Sevgisini anlatmaktan onca Değer vermişken sevgisine Birden kaybolur diye nasıl Sessiz durmasın Duran saat misali şiirle gelen Yağmur saçlı kadına olan Sevdasını nasıl yazsın gelincik Çiçeklerinin her tacına sevdalandım Ben bir güzel yüreğe diye Nasıl anlatsın bunca zor dizeleri Bir araya getirip yüreğine gölge yaparak Sevda şiirleri yazsın ya geldiği gibi Giderse yağmur saçlı kadın Gönül penceresini kapatıp Birden şiirler arasında yok olursa
Köpük köpük sevdam Orta yerinde duruyorum hayatın.. Özlem nehirleri geçmekte içimden.. köpük köpük sevdam.. Zaman haşin, zaman acımasız.. Ben içinde, kapıldım gidiyorum, gözlerin değiyor her bir yamacıma.. acılar-sancılar derken, sevdam tutuyor ellerimden, beni bırakmıyor, yaşıyorum..
hayalimdeki aşkım karanlık gecelerimi aydınlatan yıldızlar kalbimide böyle aydınlık verin kalbim huzur bulsun gönlüm aşkla dolsun sevgilim aşkım beni bulsun ben hayalimdeki aşkı bekledim yıllarca ne olur parlak yldızlar duyun sesimi getirin hayalimdeki bitanemi bana benimkisi hiç gercekleşmeyecek bir hayal belki bir rüya ama okadar çok isterdimki hayalleriminde masallardaki gibi mutlu sonla bitmesini.... ama benimkisi hayal işte...........
Bir sabah daha güneş doğmadan önce! Sırf kuşlar adına pencerenin önüne ekmek koymaya, Onlar daha uyanmadan kalmak isterdim.
Bir gün daha o sokaktan yürümek uzakta olsa! Mustafa Amca'nın dükkanının önünde ise biraz durmak, Bir de selam verip geçmek isterdim.
Bir bayram arefesinde çarşının en kalabalık yerinde dolaşmak! Bir kilo şeker ile biraz da lokum almak, varsa fıstıklı, Bir de yadigar cam şişeye kolonya doldurtmak isterdim.
Gelmişken annemin elini bir kez daha öpmek! Bir de babamın mezarının başına gitmek, Yanı başındaki ortancaların kurusunu almak isterdim.
Bir ömür daha verilecek olsa! Hayatı sizin güzelliğinizi bilerek böylesine yaşamak, Bir de şiir tadında bir gece daha geçirmek isterdim.
Hani Bir eli daha olsa, onunla da Bir kardeşinin daha elinden tutup da Bakkala götürmek isteyen, Okul harçlıklarından biriktirdiği bozukluklarla Parasının yettiği, yetmeyince de deftere yazdırdığı Bakkaldaki en lezzetli çikolatayı alan, Kimi zaman okul çıkışlarında alıp da eve getirdiği O küçük lezzeti kardeşleri olmaksızın yemeyen, O gün evde olmayanların hakkını ise buzdolabına koyan Biri vardı ya! İşte o sendin.
Hani Eve bir misafir geleceği zaman Misafiri en iyi şekilde ağırlamak için adetâ şaşıran, Herkes için gönülde güzel bir yer açan, Birinin başarısına sanki Kendi başarmışcasına gurur duyan Ve bir güler yüzün insandan esirgenecek Bir karşılık olmadığını öğrenen, Birileri vardı ya! İşte o bizdik.
Hani Seni sen yapan, Bizi ise biz, Kimi zaman güneşin doğmamasına, Kimi zamansa yağmurun yağmamasına Aldırmadan bu duyguların sende ve bizde Filizlenmesini ve sonra Bir çiçek olup açmasını sağlayan, Değerlerin kazanılmasından çok Korunmasının daha önemli olduğunu vurgulayan Biri vardı ya! Eşsiz biri. İşte o da annemizdi.
Hep düşünmüşümdür; Her sevmek istediğimde sevebilseydim hayatım ne kadar başka olurdu diye... Şunu sevmek istiyorum, sevdim... Buna aşık olmak istiyorum, oldum... Kolay söylenmiyor üstad ' SENİ SEVİYORUM ', olmuyor denmiyor yürekten bir çığlık gibi yükselmedikçe. Sevgi kolay değil usta... Sabahları onu özleyerek uyanmak, yanındayken bile özlemek, o güldüğünde senin içinin gülmesi, o üzüldüğünde senin için parçalanması, o ağladığında senin kahrolman kolay değil... Kontrol edilememezliktir sevgi... Sevgi kolay değil usta... Yemek yemesine sevinmek, sigara içmesine üzülmek, üşümesine dayanamamak, terlemesinden korkmak, hem bir seven yürek gibi, hem bir aile şevkati ile sarıp sarmalamak istemek kolay değil... O' nu içten düşünmek, sen O olmaktır sevgi... Sevgi kolay değil usta... Göz göze geldiğinde, yüreğine bir kor düşmesine engel olamamak, dans ederken o dakikaların hiç bitmemesi için dua etmek, O' nun tenine her sıradan temasında bile, O' nu ne kadar çok sevdiğini düşünmek ve hissetmek, avuç içlerinin ter kokusunu bile özlemek yokluğunda kolay değil... Sımsıcaklıktır sevgi... Sevgi kolay değil usta... Gece yatağına girdiğinde O' nu düşünmek, dualarına O' nu da dahil etmek, kendinden çok, O' nun için yalvarmak, dua etmek kolay değil... Dualarında O' na da yer vermektir sevgi... Sevgi kolay değil usta... Onunla sadece bakışmayı, dans etmeyi, gezmeyi, elini tutmayı, kokusunu hissetmeyi özlemek değil, yıllar sonrasınıda düşünerek, onla geçecek olan yıllara tatlı bir tebessümle bakmak, onunla beraber yaşlanmayı istemek kolay değil... Hayatını ona verebilmeyi istemektir sevgi... Bütün bunlar, kolay değil. Bir anda düşünemez, isteyemez insan.
Ben bunları düşünüyor, hissediyor ve istiyorsam ve ben BUYSAM. Bu kadar kolay değil diyerek, sevgime küfür etme arkadaş... Tabii ki kolay değil. Kolay şeyler yakışmaz sevebilen insanlara zaten. Geceye mahkum olan, gündüz önünü göremez misali, ben sevgime mahkum olmuşum. Sevgim benim mabedim. Dokunmayın mabedime...
Satırlarımı son kez yüreğine eğip sana yazıyorum. Yoksun işte. Cümlelerim bile değişti sensizliğin vurgun saatlerinde. Herşey anlamsız, herşey kapkaranlık. Seninle gülümseyen satırlarım bak şimdi yokluğunda karamsarılığa büründü \'Hayatımın hiç bir karesinde sevgi olmamıştı. Sevgi zannetmiştim yalanları, umut zannetmiştim karanlıkları. Hep severken terkedildim, hep gülümserken acıya yenildim. Belki de sevilmeyi haketmedim ben. Belki de hiçbir zaman sevginin sofrasında gülüşlerimle nefes alamayacağım.\'
Sensizliğin vurduğu dalgaların arasında ılık nefesini bekliyorum. Telefonlarım hala sessiz, yüreğim ise sensiz. Bıraktığın yerdeyim. Çok mu senden istediklerim? Çok mu seni uzaklarda bekleyip bir yudum nefesini beklemelerim çok mu? Haklısın. Ben sevgiyi hiç haketmedim..Hiçbir zaman da haketmeyeceğim.
Şimdi bu yazıyı okuyupta çok karamsarsın deme bana. Sensizlikte çektiğim acıları bilemezsin. Sanma senin yokluğundan kanayan yaralarımın sancı değil çektiklerim. Dört duvar yalnızlığı arasında nefes alan yüreğimin çığlıklarıdır hissediklerim. Hani senin düşlerinde gökyüzüne kanatlanmayı öğretecektin bana? Hani gözlerimin renginden gökyüzünü \' mutluluğa \' boyamayı öğretecektin? Şimdi yalnızlığa demlenmiş yokluğunla başbaşayım. Sevgiyi haketmeyen yüreğimle sesinden gelecek ılık rüzgarları bekliyorum odamda. Yokluğun kanıyor içimde, yetimliğin ağlıyor gözbebeklerimde....
Birkaç gün sonra doğum günüm. Haklısın dünyanın en mutlu insanı benim. Yanılıyorsun, dört duvar yalnızlığında üşüyorum. Artık dışarıya bile çıkmıyor. Herşey seni hatırlatıyor. Dört duvar yalnızlığında yokluğunu soluyorum. Çok mu istediklerim senden? Çok mu sana dair beklentilerim....?
Düşlerinde ellerini tutmaktan öte ne istedim senden. Karanlıklarıma bir avuç güneşinle gelmeni, gecenin avuçlarında uyumaktansa avuç içlerinin arasına kıvrılıp bir cocuk gibi senin yanında gülümsemeyi istedim hep. Gelmeyeceğini bile bile bir yudum sevgini diledim. Çok mu istediklerim? Artık kelimeler anlamsız, çaresizliğim ise yapayalnız. Şimdi beni bıraktığın yerde hala seni bekliyorum. Çok şey istemiyorum senden. Yüreğime yüreğinle dokunmak, ılık nefesinden düşüp gülüşlerinden avuçlarına yuvarlanmak..Sadece gözlerinde demlenmiş umutları sesinden duymak, kirpiklerinde ıslanmış gözyaşlarınla kanayan yokluğunu yıkamak. Söyle hadi senden istediklerim çok mu sevgili?
Senden hiçbir zaman yollarıma serilecek bir ömür istemedim. Ya da duygularıma sunulacak bir beden diledim senden. Asla senin yüreğinde bir yudum sevgi damlası istedim. Dilinde ıslanan bir kelime, iki dudağından havaya kanatlanmış bir nefes olmayı diledim ben. Biliyorum hiçbir zaman ellerimiz birbirini tutmayacak. Yüreklerimiz hep hasretin avuçlarında \' imkansızlığı \' yaşayacak. Lakin karanlıkların içindeyim. Ne olur nefesinden bir yudum \' hayat \'yolla. Seni soluyayım havayı solur gibi. Zifiri gecenin içinde kaybolmak üzereyim. Yokluğun kanarken ne olur bir avuç güneşinle karanlıklarıma gel. Karanlıkların içinde sonbaharda solan bir yaprak gibi düşmek istemiyorum kuru toprağa. Anla sevgili; gözlerinde saklı aydınlığına ihtiyacım var benim..
Eğer gelmeyeceksen sevgili; bırak tövbeleri yarım kalmış günahlarını ser bedenime. Sevgiyi haketmeyen kalbim bari bir işe yarayıp küllerimden yalnızlık gülleri yeşersin yalnızlığın gölgelerinde. Bir yudum sevginle düşlerime gelmeyeceksen; bırak ta sensizliğin içinde avuç içlerinden kanatlanayım sonsuzluğun satırlarına. Bir avuç güneşinle karanlıklarımı ezmeyeceksen; bırak dilinde ıslanacak son dua, gözbebeklerinde akan son damla olup toprağa ben sarılayım. Ben ellerimi uzattım yüreğine; nefesinden ya yokluğunu yolla yalnızlığa sarılayım ya da gözlerini yolla delice yüreğine soluyayım..
\' Karanlıklarıma yokluğunun hançerinin düşmesine izin verme; gözlerinde saklı bir avuç güneşle gel yalnızlığın gölgelerine. \'
Ey sevgili,bana seni seviyorumlarla geldin amalarla gidiyorsun bana bahaneler üretme gidiyorsan git ama amalar etme hayatıma girmek için çok savaştın bende seni hayatıma sokmamak için çok çabaladım ama sen galip geldin ne vaatlerle geldin neler verdin bana içinde olmayan duyguların varmış gibi neden söz ettin bana saf bir kızdım çabuçak inandım çabucak aldandım sana yada aptalmışım nerden bielebilirdimki maskeli olduğunu nerden bilebilirdimki ama tek şey bildim ben oda seni sevdiğimi beni bırakıp gidecektin neden hayatıma girdin hayatımı alt üst etttin beni düşünmeden arkana bakmadan çekip gittin git ey sevgili git yaşama umudumuda aldın elimden kimsin sen söylesene sen başlatıyorsun sen bitiriyorsun hakkın yok buna sana nekadarda baglandım nekadarda sevdim çok iyi bir oyuncusun aslında sen rolünü çok iyi yapıyorsun bravo sana ben ise bu dünyada yaşamak istemiyorum bu devrin insanı değilim ben ALLAH kahretsin rol yapamıyorum ben maskeli olamıyorum ben neysem oyum ben şimdi vicdanın nasıl belkide kendi kendine gülüyorsun birini kandırdım birile oynadım hemen aldandı bana diye ama seni ALLAH a havale ediyorum gi hadi git gitde sen bende kalasın sen yatağında sabahlara kadar kıvranmak nedir bilirmisin sen gözyaşının ne demek oldugunu bilirmisin çok yorgunum sol yanım çok agrıyor ya beni bana bırak yada içimdeki seni al götür benden çünkü ben yaşıyamıyorum ey sevgili sen varken içimde
Bir Yürekte Cann olabilir misiniz? O yüreğe Can Katabilir misiniz? Bir Cannn'ımmm kelimesine o yürekte bin anlam katabilir misiniz? Gözlerde ışıltılar, pırıltılar görebilir misiniz? Çalınmış Zamanları renk renk yaşayabilir misiniz? Ellerin, gözlerdeki ışıltıların o yüreğin sıcaklığını birebir yansıttığını algılayabilir/algılatabilir misiniz? Ya yüzlerce, binlerce renklerin dışında renkler bilir misiniz? Can sesini duyduğunuzda yüreğinizde; ürperti ve titreşimlerin getirdiği telaşın midenize vuruşunu bilir misiniz? İmge'lerin tadını bilir misiniz? Ya kelimelerin, mimiklerin, ifadelerin yetersiz kaldığını bilir misiniz? Dizlerinizin, omuzunuzun, göğsünüzün can ateşini arayışını bilir misiniz? Avuçlarınızın; Can Çiçeğinin ellerini,saçlarını, yüzünü özümleyişini bilir misiniz? Saçlarına, gözlerine, burnuna, dudaklarına ve tenine dokunuşun hazını bilebilir misiniz? Kalabalıklarda sessizlik şarkıları söylemeyi bilir misiniz? Ya ellerin dansını bilebilir misiniz? Sıkıca sarmanın, yüreğe katmanın tadının haza dönüşümünü, Onun dizlerinde, omuzlarında, sonsuza kadar kalmayı hatta yok olmayı isteyebilir misiniz? Yani dostluğu+yüreği+ruhu+mantığı ve bedeni tek tek sırayla yaşamayı, yudum yudum yüreğe katmayı bilebilir misiniz? Kim bilebilir! kim bilebilir ki! .. kim yaşamış ve yaşatmıştır, kim algılatmış ve algılamıştır ki, kimin gözleri acımıştır, kimin yüreği kanamıştır, kim deli yürek olmuştur, kimin yüreğine yağmurlar yağmıştır/yağdırılmıştır ve kim bu 'misiniz' leri ve'kim'leri birebir yaşamsalına katmıştır ki İşte bütün bunları sadece ama sadece CANA CAN KATANLAR bilir yani biz BİLİRİZ ve ben biliyorum
Sen benim aşkım olduğun günden beri Ben hayatımı sana endekslemişim Sen vazgeçilmez tutkum olduğun günden beri Yaşam gâyesini sana bağlamışım Kaptırdım kendimi fenâ bir şekilde İçimdeki coşkuların, duyguların esiri olmuşum Seni düşünmek mi diyorsun? Güldürme! .. Acaba aklımdan çıkarıyor muyum? Dalıyorum öyle derinlere Şaşkınlık denilen kelimeyle arkadaş olmuşum Sükûnet, yaa işte o sükûnet Varlığınla erişebileceğim bir hal olsa gerek... Kalbe önlenemez çarpıntı veren, hasret ve özlem Bir de yüzümdeki acı tebessüm Mırıldanıyorum sessizce İki dudağımdan dökülen iki kelime Seni seviyorum... Çoğu zaman haykırmak istiyorum bunu Lâkin olmuyor... Duyuramıyorum kimselere Gülüm, nâzenin yârim... Çünki sen yoksun yanımda Ama olsun En azından içimde kopan fırtınalara Fâsıla bulmayan şiddetli kasırgalara Kucak açıp, yüklenen kâğıdım var önümde Bir de sırdaşım, özümün tercümânı kalemim Âh bir bilsen; Sensiz geçen dakikalarda, saatlerde, günlerde Neler yazıyoruz kalemimle... Ne hayaller kuruyoruz kavuşmak uğruna Tabi sen bunların hepsinden habersizsin Yalnız şu var ki; Bence kalemimi dâhi kıskanır dereceye getiriyor bu duygu yükü Bazen de üzüyor kanaatimce Ve her şeye rağmen, o şaşmaz gerçek çıkıyor ortaya Gönlümün sultânı, biliyor musun? Ben var ya ben, Seni çok seviyorum be gülüm...
Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları aşk ile sevmek bir güzelliği ve dövüşebilmek o güzellik uğruna. işte yüzünde badem çiçekleri saçlarında gülen toprak ve ilkbahar. sen misin seni sevdiğim o kavga, sen o kavganın güzelliği misin yoksa...
Bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bin kez budadılar körpe dallarımızı bin kez kırdılar. yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz bin kez korkuya boğdular zamanı bin kez ölümlediler yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri suyun ayakları olmuştur ayaklarımız ellerimiz, taşın ve toprağın elleri. yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık törenlerle dikilirdik burçlarınıza. türküler söylerdik hep aynı telden aynı sesten, aynı yürekten dağlara biz verirdik morluğunu, henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne ne tan atışı doğumların sevincine ey bir elinde mezarcılar yaratan, bir elinde ebeler koşturan doğa bu seslenişimiz yalnızca sana yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker kan susar birgün zulüm biter. menekşelerde açılır üstümüzde leylaklarda güler. bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır bir de yarınlar için direnenler...
Şiirler doğacak kıvamda yine duygular yeniden yağacak kıvamda. ve yürek, imgelerin en ulaşılmaz doruğunda. ey herşey bitti diyenler korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler. ne kırlarda direnen çiçekler ne kentlerde devleşen öfkeler henüz elveda demediler. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Zoruma gideni icime attim Bitmesin diye bu büyü... yüzüne vurmadim hatalarini Seni bagrima bastim..kopamadim Bile..Bile! Icime sinmeden Ayrilamadim..! Biz Kirlendik.. Sana da, banada eller dokundu Azar..azar kaybettik birbirimizi Gitmelerin korkutmuyor artik beni Kokunu sök duvarlardan! Bütün esyalarini topla! Kapiyi hizli carp kararli olsun! Yalin ayak kaldi bir sevdam daha Kederim bana ders olsun..!
Bu nasil ayrilik..? Bu nasil veda..? Gözlerin kal diyor...dudaklarin git Bakisin anahtar..sözlerin kilit Ellerin ac diyor..dudaklarin git
Gidersen.. bir daha dönmeyecegim Kalirsan.. kalbime yenilecegim Cözemedim seni cözemedim..delirecegim Gözlerin kal diyor..dudaklarin git
Ayrilik dönüsü olmayan bir nehir Yalnizlik yikilmis bombos bir sehir Kac sevda..kac sevda kül oldu böyle kim bilir Gözyasin kal diyor..dudaklarin git
Duvardan insin mi resimlerimiz..? Yabanci olsun mu isimlerimiz..? Ya o dopdolu gecelerimiz..? Anilar kal diyor..dudaklarin git
Bu romanda biter belki birazdan Ne asklar yikildi gururdan..nazdan Agliyor besteler yine hicazdan Sarkilar kal diyor..dudaklarin git
Yine yokusa sürüyorsun herseyi... Yine kandiriyorsun beni... Ama unutma bu son sansimiz... Seni unutmak icin son defa özlüyorum..!
Hüzün tam kalbinden kırılırken ‘’sana bir hikaye anlatayım’’ dedi yabancı. Cevap verdi genç kız ‘’dur ben sana anlatayım’’ adam şaşırdı sustu tam konuşacaktı ki genç kız konuşmaya başladı ve anlattı.
Genç kız: Hani hikayelerin başı var ya işte bunun sonu da böyle…
Genç adam: nasıl yani
Genç kız: bir zamanlar oldu her şey. Artık tekrarı mümkün değil.
Genç adam: tamam öyleyse bana hikayeyi anlat.
Genç kız: sen bunu dedikten sonra hikayenin sonu geliyor. Yaşadıklarını anımsa sadece.
Genç adam sustu kız kalktı ve gitti hikaye bitti. Hiç birisi bir birlerine dur diyemedi. Genç kız kalkarken adam eline bir paket sıkıştırmıştı. Kız iyice ilerledikten sonra paketi açtı paketten çıkan şeye çok şaşırdı afalladı. Bir tane bademli kurabiye çıkmıştı. Yedi ve bütün hikayeyi unuttu sadece anı bölümüne yazdı. ‘’Dün yediğim bademli kurabiye’’
Özlediğim o kadar çok şey var ki.. Kalabalığı özledim..Güzel bir aşk filmini özledim..Annemi ve babamı özledim..Arkadaşlarımı özledim..Sevgilimin bakışlarını özledim..İçten ve duygu yüklü bir sarılışı özledim..Keyifli ve umursamaz olmayı özledim..Relax olmayı özledim..Doyasıya ve hıçkırarak ağlamayı ama sonrasında huzurlu olmayı ve rahatlamayı özledim..Güzel bir karnıyarığı özledim..Denizi özledim..Uzun bir araba yolculuğunu özledim..En sevdiğim şarkının tam da istediğim zamanda beni bulmasını özledim..İyi bir kitap okumayı ve işte tam da aradığım buydu demeyi özledim..Güzel bir dokunuşu özledim..Heyecanı özledim..Hiçbirşeyi düşünmeden ve kafa yormadan yaşamayı özledim..İçimden geldiği gibi rahat olmayı özledim..İsteklerimi korkusuzca söylemeyi özledim..Başarıyı özledim..Şık ve güzel olmayı özledim..Alışveriş yapmayı özledim.. Sinemaya gitmeyi özledim.. Özlediğim o kadar çok şey var ki...
Bir kelebek olsaydım yağmur rüzgar demeden kanatlarımı çırparak yanına uçardım omzuna konup doyasıya sana bakardım hiç hissettirmeden seni öper koklar ve çekip giderdim ve bu bana yeterdi
Kendine iyi bak” bir veda degil elveda cümlesidir çogu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde...
Kendine iyi bak” bir veda degil elveda cümlesidir çogu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde...
'Kendine iyi bak.' Çünkü bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim. Istesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“
“Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim. Kendine iyi bak ve beni düsünme. Çünkü ben de seni düsünmeyecegim artik. Arama sakin beni, yazma, çünkü ben yazmayacagim. Sil beni yüreginden, çünkü ben silecegim. Fakat, yasanilan, paylasilan güzel seyler hatirina sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.”
'Kendine iyi bak. Aramizda geçen herseye ragmen benden sonra iyi oldugunu bilmeyi tercih ederim. Aslinda bilmem çok önemli degil, iyi oldugunu varsayacagim ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle basbasa, yapayalniz birakiyorum ben. Biliyorum kendini birakacaksin benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslina bakarsan, çok da fazla umursamiyorum.'
'Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onlari ayirmak, eti tirnaktan ayirmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok aci vericidir, yürek parçaliyicidir. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine Iyi Bak” gözleriyle ayrilirlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizligine bürününceye kadar…'
Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine Iyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tirnaktan ayirmak yerine ölümü yeglerler. Onlar bu aciyi bir kezden fazla kaldiramayacaklarini bilirler.
'Kendine iyi bak' derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet degil midir aslinda seni seveni, ihtiyaci olani yüzüstü birakip gitmek. 'Kendine iyi bak' derler ve giderler. Seni suskunluga mahkum edip giderler. Seni parçalara ayirip, en büyük parçayi yanlarina alip giderler. Seni senden alip giderler.
Daha kötüsü suçlayamazsin onlari tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardir elbet. Suçlatmaz kendini. Savasmadiklari için kizarsin ama suçlayamazsin. Savasmislarsa, yenildikleri için kizarsin ama suçlayamazsin. Yenildigin için kizarsin ama suçlayamazsin… Ayriligin kaçinilmazligina inandirir seni, kendine iyi bak derler ve giderler. Elinden umutlarini, düslerini, sevgilerini alip giderler. Bir tek anilari birakirlar geride, bir de hatirladikça gözyaslarina bogulasin diye unutulmayan nagmeler.
Arkalarina bakmadan çekip giderler eger yalniz kalmissan, çünkü insafsizliklarini görmek istemezler. Hersey o saniye orada bitsin, kapansin bu sayfa isterler. Bitti diyemedikleri için, kendine iyi bak derler. Kirildim ve affedemiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak; derler. Seni istemiyorum artik, hayatimdan çikaracagim ama bil ki hiç unutmayacagim; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Biliyorum çok kanayacaksin ama daha iyisini yapamiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Vicdanlarini rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktir ve o yara asla kapanmayacaktir, bilirler.
'Kendine iyi bak' bir noktadir çogu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansin isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki isik, dudagimdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatima renk katan, sen yüregimdeki çarpinti, sen hayatimdaki nesesin. Sen yolumu aydinlatan, sen dert ortagim, sen gönül yoldasim, sen bir tanesin. Kendine iyi bak deme bana. Nokta koyma.
Keske böyle yasanmasaydi bazi seyler, keske affedebilsen beni, keske ben de affedebilsem… Keske döndürebilsek zamani geriye. Keske bugünkü aklimizla yasasak herseyi bastan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi? Sen eksikken, ben nasil tam olurum? Senden kalan boslugu kimlerle doldururum? Savassak, aramiza giren seytanla olmaz mi? Hani büyük asklar her türlü engeli asardi, hani gerçek dostluklar her sinavi geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanirdi? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek degerler vardi? Hani en büyük zaferler, en kanli savaslarin ardindan kazanilirdi? Bunlarin hepsi yalan mi? Sahiden..., gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi? ……….
Peki o zaman... Senin istedigin gibi olsun... Öyleyse...Sen de Kendine Iyi Bak.
'Kendine iyi bak' derler, kursunu kafana sikip giderler......
27.04.2007 - 17:28
Kelebek Yüreğim, Kan ve Gül…
Eğer sen…!
Var oldu olalı evren,
Gün yüzü görmemiş kapıları açabilirsen,
Nemini hissettiğin duvarları kurutabilirsen,
Kozasından çıkacak, canımda can olmaya…
Ömrü bir gün olsa da…kelebek yüreğimin,
Altın tozlar serpeceğim uçuşan kanatlarıma…
Eğer sen…!
Dalımda gül,yediveren,
Gözüme bakabilir, dost elimi sıkabilirsen,
Kan kırmızılarını yeniden sızdırabilirsen,
Durmaksızın akacak, kanımda kan olmaya…
Gülü bir gün solsa da…kelebek yüreğimin,
Kırmızı güller takacağım solgun yanaklarıma…
27.04.2007 - 17:08
Adsız Sevgili
Yüzümdeki acı
Buruk tebessüm,
İçimdeki yalnızlığım
Özlemlerim, umutlarım
Yakacak, kavuracak
Yıllar yılı
Seni,
Ve seni bekleyen
Adsız sevgiliyi...
27.04.2007 - 17:07
Benim Ol....
Yaşadığım sürece yaşamımda
doğan her gün güneşim,
gelen her gece yıldızım,
tükenmeyen ışığım ol...
Sıcaktan bunaldığımda
nazlı nazlı esen yelim,
soğuktan titrediğimde
içimi yakan ateşim,
İçtiğim suyum,
aldığım nefesim,
umudum ol,
geleceğim ol...
Yüreğinle, sesinle, sevginle
Sadece benim, benim ol...
27.04.2007 - 17:07
Bekliyorum seni
Seneler kahve renkleriyle
Sokak aralarına bir bir düştüğünde bile
Saramazsan geçmişini
Öte kalır kâinat senden
Süpürür aniden hengâmeyle nefesini…
Bekleme,
Her akşam çalmaz kapını dost bildiğin rüzgâr,
Kucaklamaz mutlulukla,
Öpmez doyasıya
Şayanı hayret ile o parıltılı gülümsemelerini…
Bak,
Ve kulakların arkasındaki mahrem fısıltıların
En samimisinde bul kendini
Sensin mutluluk
Yeşert yeniden hayallerini…
Unutma,
Tozun dumana,
Dumanın buluta,
Bulutun evrene saklandığı yerde
Bekliyorum seni...
27.04.2007 - 17:06
Biliyor musun?
kanatlarım var benim
biliyor musun?
geceleri rüyamda
yanına uçmak için kullandığım
bir sürü güneş parçam var benim
biliyor musun?
seni ısıtmak,
geceni gündüz etmek için sana doğrulttuğum
çeşit çeşit taşlarım var benim
biliyor musun?
bana ‘seni sevmiyorum’ dediğinde
bağrıma bastığım
gökyüzünde yıldızlarım var benim
biliyor musun?
hani bir an efkarlanıp yıldızları izlemeye dalarsın da
belki onlar beni sana hatırlatır diye
bulutlarım var benim
biliyor musun?
böyle bir yatıp üstlerine
her şeyi unutmak için beklettiğim
bir dünyam var benim
biliyor musun?
içinde ikimizin birlikte
yaşaması için uğraştığım
bir kalbim var benim
biliyor musun?
sırf senin için beni yaşatan
içinde seni sakladığım...
27.04.2007 - 17:06
YÜREĞİNİ SEVMESEM OLUR MU?
Yüreğini sevmesem olur mu?
Yüreğin yüreğime eş
Nasıl bu yürek sevdiği yüreği
Karışsında bulunca kendine eş
Durgun saat misali sessiz kalıp
Dinlemesin sevdasını
Gelincik Çiçeklerine anlatırken
Yağmur saçlı kadına
Sesi nasıl titremesin korkmasın
Nasıl yağmur saçlı kadına olan
Sevgisini anlatmaktan onca
Değer vermişken sevgisine
Birden kaybolur diye nasıl
Sessiz durmasın
Duran saat misali şiirle gelen
Yağmur saçlı kadına olan
Sevdasını nasıl yazsın gelincik
Çiçeklerinin her tacına sevdalandım
Ben bir güzel yüreğe diye
Nasıl anlatsın bunca zor dizeleri
Bir araya getirip yüreğine gölge yaparak
Sevda şiirleri yazsın ya geldiği gibi
Giderse yağmur saçlı kadın
Gönül penceresini kapatıp
Birden şiirler arasında yok olursa
27.04.2007 - 17:05
Köpük köpük sevdam
Köpük köpük sevdam
Orta yerinde duruyorum hayatın..
Özlem nehirleri geçmekte içimden..
köpük köpük sevdam..
Zaman haşin,
zaman acımasız..
Ben içinde, kapıldım gidiyorum,
gözlerin değiyor her bir yamacıma..
acılar-sancılar derken,
sevdam tutuyor ellerimden,
beni bırakmıyor,
yaşıyorum..
27.04.2007 - 17:04
SEVGİYE HASRET
Bir yavru çöp bidona bırakılmış
Ağlıyor ana kucağın da değil
Ana kokusunu almıyor ağlıyor
O da kimsesizlerden olacak
Yapa, yalnız anasız babasız
Sıcak kucağa hasret büyücek
İçinde özlemler kimse din, diremicek
Dünyanın yükünü sırtlanacak
Sevgisiz büyümeye mahkûm
Niye hep böyle istenmiyor
Çocukların günahları ne
Onlarında hakları var
BIRAKILMASINLAR
SEVGİYE HASRET
BÜYÜMESİNLER
SOKAKLARDA
SEVGİSİZ OLMASIN
ÇOCUKLARIMIZ
27.04.2007 - 17:03
hayalimdeki aşkım
hayalimdeki aşkım
karanlık gecelerimi aydınlatan yıldızlar
kalbimide böyle aydınlık verin
kalbim huzur bulsun
gönlüm aşkla dolsun
sevgilim aşkım beni bulsun
ben hayalimdeki aşkı
bekledim yıllarca
ne olur parlak yldızlar
duyun sesimi getirin
hayalimdeki bitanemi bana
benimkisi hiç gercekleşmeyecek
bir hayal belki bir rüya
ama okadar çok isterdimki
hayalleriminde masallardaki gibi
mutlu sonla bitmesini....
ama benimkisi hayal işte...........
27.04.2007 - 17:02
KUŞ MİSALİ
Önce bir bakan olduk eşsiz semalara!
Küçük bir yavru kuşun ümitle bakması gibi...
Sonra bir uçan, o güzellikler üstünde!
Uçmayı yeni öğrenmenin verdiği ilk haz gibi...
Öylesine uzaklara gittik ki bir merakla!
Giderken farkında olmadan yitirdiğimiz değerler gibi...
Ve derken bir an bir dala konup bekledik!
Yılların verdiği yorgunluğu sayar gibi...
Sonunda...
Hem kendisine bakılacak
Hem de uçulacak
Bir de!
Gittikçe güzelleşecek semaların
Değerini koruyan olduk.
Bir anne kuş misali gibi...
27.04.2007 - 17:01
ŞİİR TADINDA BİR GECE DAHA
Bir sabah daha güneş doğmadan önce!
Sırf kuşlar adına pencerenin önüne ekmek koymaya,
Onlar daha uyanmadan kalmak isterdim.
Bir gün daha o sokaktan yürümek uzakta olsa!
Mustafa Amca'nın dükkanının önünde ise biraz durmak,
Bir de selam verip geçmek isterdim.
Bir bayram arefesinde çarşının en kalabalık yerinde dolaşmak!
Bir kilo şeker ile biraz da lokum almak, varsa fıstıklı,
Bir de yadigar cam şişeye kolonya doldurtmak isterdim.
Gelmişken annemin elini bir kez daha öpmek!
Bir de babamın mezarının başına gitmek,
Yanı başındaki ortancaların kurusunu almak isterdim.
Bir ömür daha verilecek olsa!
Hayatı sizin güzelliğinizi bilerek böylesine yaşamak,
Bir de şiir tadında bir gece daha geçirmek isterdim.
27.04.2007 - 17:00
Hani biri vardı ya!
Hani
Bir eli daha olsa, onunla da
Bir kardeşinin daha elinden tutup da
Bakkala götürmek isteyen,
Okul harçlıklarından biriktirdiği bozukluklarla
Parasının yettiği, yetmeyince de deftere yazdırdığı
Bakkaldaki en lezzetli çikolatayı alan,
Kimi zaman okul çıkışlarında alıp da eve getirdiği
O küçük lezzeti kardeşleri olmaksızın yemeyen,
O gün evde olmayanların hakkını ise buzdolabına koyan
Biri vardı ya!
İşte o sendin.
Hani
Eve bir misafir geleceği zaman
Misafiri en iyi şekilde ağırlamak için adetâ şaşıran,
Herkes için gönülde güzel bir yer açan,
Birinin başarısına sanki
Kendi başarmışcasına gurur duyan
Ve bir güler yüzün insandan esirgenecek
Bir karşılık olmadığını öğrenen,
Birileri vardı ya!
İşte o bizdik.
Hani
Seni sen yapan,
Bizi ise biz,
Kimi zaman güneşin doğmamasına,
Kimi zamansa yağmurun yağmamasına
Aldırmadan bu duyguların sende ve bizde
Filizlenmesini ve sonra
Bir çiçek olup açmasını sağlayan,
Değerlerin kazanılmasından çok
Korunmasının daha önemli olduğunu vurgulayan
Biri vardı ya!
Eşsiz biri.
İşte o da annemizdi.
27.04.2007 - 16:54
Sevmek Kolay Değil
Hep düşünmüşümdür;
Her sevmek istediğimde sevebilseydim hayatım ne kadar başka olurdu diye... Şunu sevmek istiyorum, sevdim... Buna aşık olmak istiyorum, oldum... Kolay söylenmiyor üstad ' SENİ SEVİYORUM ', olmuyor denmiyor yürekten bir çığlık gibi yükselmedikçe.
Sevgi kolay değil usta... Sabahları onu özleyerek uyanmak, yanındayken bile özlemek, o güldüğünde senin içinin gülmesi, o üzüldüğünde senin için parçalanması, o ağladığında senin kahrolman kolay değil... Kontrol edilememezliktir sevgi...
Sevgi kolay değil usta... Yemek yemesine sevinmek, sigara içmesine üzülmek, üşümesine dayanamamak, terlemesinden korkmak, hem bir seven yürek gibi, hem bir aile şevkati ile sarıp sarmalamak istemek kolay değil... O' nu içten düşünmek, sen O olmaktır sevgi...
Sevgi kolay değil usta... Göz göze geldiğinde, yüreğine bir kor düşmesine engel olamamak, dans ederken o dakikaların hiç bitmemesi için dua etmek, O' nun tenine her sıradan temasında bile, O' nu ne kadar çok sevdiğini düşünmek ve hissetmek, avuç içlerinin ter kokusunu bile özlemek yokluğunda kolay değil... Sımsıcaklıktır sevgi...
Sevgi kolay değil usta... Gece yatağına girdiğinde O' nu düşünmek, dualarına O' nu da dahil etmek, kendinden çok, O' nun için yalvarmak, dua etmek kolay değil... Dualarında O' na da yer vermektir sevgi...
Sevgi kolay değil usta... Onunla sadece bakışmayı, dans etmeyi, gezmeyi, elini tutmayı, kokusunu hissetmeyi özlemek değil, yıllar sonrasınıda düşünerek, onla geçecek olan yıllara tatlı bir tebessümle bakmak, onunla beraber yaşlanmayı istemek kolay değil... Hayatını ona verebilmeyi istemektir sevgi...
Bütün bunlar, kolay değil. Bir anda düşünemez, isteyemez insan.
Ben bunları düşünüyor, hissediyor ve istiyorsam ve ben BUYSAM. Bu kadar kolay değil diyerek, sevgime küfür etme arkadaş... Tabii ki kolay değil. Kolay şeyler yakışmaz sevebilen insanlara zaten. Geceye mahkum olan, gündüz önünü göremez misali, ben sevgime mahkum olmuşum. Sevgim benim mabedim. Dokunmayın mabedime...
27.04.2007 - 16:53
Satırlarımı son kez yüreğine eğip sana yazıyorum.
Satırlarımı son kez yüreğine eğip sana yazıyorum. Yoksun işte. Cümlelerim bile değişti sensizliğin vurgun saatlerinde. Herşey anlamsız, herşey kapkaranlık. Seninle gülümseyen satırlarım bak şimdi yokluğunda karamsarılığa büründü \'Hayatımın hiç bir karesinde sevgi olmamıştı. Sevgi zannetmiştim yalanları, umut zannetmiştim karanlıkları. Hep severken terkedildim, hep gülümserken acıya yenildim. Belki de sevilmeyi haketmedim ben. Belki de hiçbir zaman sevginin sofrasında gülüşlerimle nefes alamayacağım.\'
Sensizliğin vurduğu dalgaların arasında ılık nefesini bekliyorum. Telefonlarım hala sessiz, yüreğim ise sensiz. Bıraktığın yerdeyim. Çok mu senden istediklerim? Çok mu seni uzaklarda bekleyip bir yudum nefesini beklemelerim çok mu? Haklısın. Ben sevgiyi hiç haketmedim..Hiçbir zaman da haketmeyeceğim.
Şimdi bu yazıyı okuyupta çok karamsarsın deme bana. Sensizlikte çektiğim acıları bilemezsin. Sanma senin yokluğundan kanayan yaralarımın sancı değil çektiklerim. Dört duvar yalnızlığı arasında nefes alan yüreğimin çığlıklarıdır hissediklerim. Hani senin düşlerinde gökyüzüne kanatlanmayı öğretecektin bana? Hani gözlerimin renginden gökyüzünü \' mutluluğa \' boyamayı öğretecektin? Şimdi yalnızlığa demlenmiş yokluğunla başbaşayım. Sevgiyi haketmeyen yüreğimle sesinden gelecek ılık rüzgarları bekliyorum odamda. Yokluğun kanıyor içimde, yetimliğin ağlıyor gözbebeklerimde....
Birkaç gün sonra doğum günüm. Haklısın dünyanın en mutlu insanı benim. Yanılıyorsun, dört duvar yalnızlığında üşüyorum. Artık dışarıya bile çıkmıyor. Herşey seni hatırlatıyor. Dört duvar yalnızlığında yokluğunu soluyorum. Çok mu istediklerim senden? Çok mu sana dair beklentilerim....?
Düşlerinde ellerini tutmaktan öte ne istedim senden. Karanlıklarıma bir avuç güneşinle gelmeni, gecenin avuçlarında uyumaktansa avuç içlerinin arasına kıvrılıp bir cocuk gibi senin yanında gülümsemeyi istedim hep. Gelmeyeceğini bile bile bir yudum sevgini diledim. Çok mu istediklerim? Artık kelimeler anlamsız, çaresizliğim ise yapayalnız. Şimdi beni bıraktığın yerde hala seni bekliyorum. Çok şey istemiyorum senden. Yüreğime yüreğinle dokunmak, ılık nefesinden düşüp gülüşlerinden avuçlarına yuvarlanmak..Sadece gözlerinde demlenmiş umutları sesinden duymak, kirpiklerinde ıslanmış gözyaşlarınla kanayan yokluğunu yıkamak. Söyle hadi senden istediklerim çok mu sevgili?
Senden hiçbir zaman yollarıma serilecek bir ömür istemedim. Ya da duygularıma sunulacak bir beden diledim senden. Asla senin yüreğinde bir yudum sevgi damlası istedim. Dilinde ıslanan bir kelime, iki dudağından havaya kanatlanmış bir nefes olmayı diledim ben. Biliyorum hiçbir zaman ellerimiz birbirini tutmayacak. Yüreklerimiz hep hasretin avuçlarında \' imkansızlığı \' yaşayacak. Lakin karanlıkların içindeyim. Ne olur nefesinden bir yudum \' hayat \'yolla. Seni soluyayım havayı solur gibi. Zifiri gecenin içinde kaybolmak üzereyim. Yokluğun kanarken ne olur bir avuç güneşinle karanlıklarıma gel. Karanlıkların içinde sonbaharda solan bir yaprak gibi düşmek istemiyorum kuru toprağa. Anla sevgili; gözlerinde saklı aydınlığına ihtiyacım var benim..
Eğer gelmeyeceksen sevgili; bırak tövbeleri yarım kalmış günahlarını ser bedenime. Sevgiyi haketmeyen kalbim bari bir işe yarayıp küllerimden yalnızlık gülleri yeşersin yalnızlığın gölgelerinde. Bir yudum sevginle düşlerime gelmeyeceksen; bırak ta sensizliğin içinde avuç içlerinden kanatlanayım sonsuzluğun satırlarına. Bir avuç güneşinle karanlıklarımı ezmeyeceksen; bırak dilinde ıslanacak son dua, gözbebeklerinde akan son damla olup toprağa ben sarılayım. Ben ellerimi uzattım yüreğine; nefesinden ya yokluğunu yolla yalnızlığa sarılayım ya da gözlerini yolla delice yüreğine soluyayım..
\' Karanlıklarıma yokluğunun hançerinin düşmesine izin verme; gözlerinde saklı bir avuç güneşle gel yalnızlığın gölgelerine. \'
27.04.2007 - 16:50
Gözyaşım
Ey sevgili,bana seni seviyorumlarla geldin amalarla gidiyorsun bana bahaneler üretme gidiyorsan git ama amalar etme hayatıma girmek için çok savaştın bende seni hayatıma sokmamak için çok çabaladım ama sen galip geldin ne vaatlerle geldin neler verdin bana içinde olmayan duyguların varmış gibi neden söz ettin bana saf bir kızdım çabuçak inandım çabucak aldandım sana yada aptalmışım nerden bielebilirdimki maskeli olduğunu nerden bilebilirdimki ama tek şey bildim ben oda seni sevdiğimi beni bırakıp gidecektin neden hayatıma girdin hayatımı alt üst etttin beni düşünmeden arkana bakmadan çekip gittin git ey sevgili git yaşama umudumuda aldın elimden kimsin sen söylesene sen başlatıyorsun sen bitiriyorsun hakkın yok buna sana nekadarda baglandım nekadarda sevdim çok iyi bir oyuncusun aslında sen rolünü çok iyi yapıyorsun bravo sana ben ise bu dünyada yaşamak istemiyorum bu devrin insanı değilim ben ALLAH kahretsin rol yapamıyorum ben maskeli olamıyorum ben neysem oyum ben şimdi vicdanın nasıl belkide kendi kendine gülüyorsun birini kandırdım birile oynadım hemen aldandı bana diye ama seni ALLAH a havale ediyorum gi hadi git gitde sen bende kalasın sen yatağında sabahlara kadar kıvranmak nedir bilirmisin sen gözyaşının ne demek oldugunu bilirmisin çok yorgunum sol yanım çok agrıyor ya beni bana bırak yada içimdeki seni al götür benden çünkü ben yaşıyamıyorum ey sevgili sen varken içimde
27.04.2007 - 16:49
CANA CAN KATANLAR
Bir Yürekte Cann olabilir misiniz? O yüreğe Can Katabilir
misiniz? Bir Cannn'ımmm kelimesine o yürekte bin anlam katabilir
misiniz? Gözlerde ışıltılar, pırıltılar görebilir misiniz?
Çalınmış Zamanları renk renk yaşayabilir misiniz? Ellerin,
gözlerdeki ışıltıların o yüreğin sıcaklığını birebir
yansıttığını algılayabilir/algılatabilir misiniz? Ya yüzlerce,
binlerce renklerin dışında renkler bilir misiniz? Can sesini
duyduğunuzda yüreğinizde; ürperti ve titreşimlerin getirdiği
telaşın midenize vuruşunu bilir misiniz? İmge'lerin tadını bilir
misiniz? Ya kelimelerin, mimiklerin, ifadelerin yetersiz
kaldığını bilir misiniz? Dizlerinizin, omuzunuzun, göğsünüzün
can ateşini arayışını bilir misiniz? Avuçlarınızın; Can
Çiçeğinin ellerini,saçlarını, yüzünü özümleyişini bilir misiniz?
Saçlarına, gözlerine, burnuna, dudaklarına ve tenine dokunuşun
hazını bilebilir misiniz? Kalabalıklarda sessizlik şarkıları
söylemeyi bilir misiniz? Ya ellerin dansını bilebilir misiniz?
Sıkıca sarmanın, yüreğe katmanın tadının haza dönüşümünü, Onun
dizlerinde, omuzlarında, sonsuza kadar kalmayı hatta yok olmayı
isteyebilir misiniz? Yani dostluğu+yüreği+ruhu+mantığı ve bedeni
tek tek sırayla yaşamayı, yudum yudum yüreğe katmayı bilebilir
misiniz? Kim bilebilir! kim bilebilir ki! .. kim yaşamış ve
yaşatmıştır, kim algılatmış ve algılamıştır ki, kimin gözleri
acımıştır, kimin yüreği kanamıştır, kim deli yürek olmuştur,
kimin yüreğine yağmurlar yağmıştır/yağdırılmıştır ve kim bu
'misiniz' leri ve'kim'leri birebir yaşamsalına katmıştır ki
İşte bütün bunları sadece ama sadece CANA CAN KATANLAR bilir
yani biz BİLİRİZ ve ben biliyorum
Peki siz BİLİR MİSİNİZ?
26.04.2007 - 18:01
Seni çok seviyorum be gülüm........
Sen benim aşkım olduğun günden beri
Ben hayatımı sana endekslemişim
Sen vazgeçilmez tutkum olduğun günden beri
Yaşam gâyesini sana bağlamışım
Kaptırdım kendimi fenâ bir şekilde
İçimdeki coşkuların, duyguların esiri olmuşum
Seni düşünmek mi diyorsun?
Güldürme! ..
Acaba aklımdan çıkarıyor muyum?
Dalıyorum öyle derinlere
Şaşkınlık denilen kelimeyle arkadaş olmuşum
Sükûnet, yaa işte o sükûnet
Varlığınla erişebileceğim bir hal olsa gerek...
Kalbe önlenemez çarpıntı veren, hasret ve özlem
Bir de yüzümdeki acı tebessüm
Mırıldanıyorum sessizce
İki dudağımdan dökülen iki kelime
Seni seviyorum...
Çoğu zaman haykırmak istiyorum bunu
Lâkin olmuyor...
Duyuramıyorum kimselere
Gülüm, nâzenin yârim...
Çünki sen yoksun yanımda
Ama olsun
En azından içimde kopan fırtınalara
Fâsıla bulmayan şiddetli kasırgalara
Kucak açıp, yüklenen kâğıdım var önümde
Bir de sırdaşım, özümün tercümânı kalemim
Âh bir bilsen;
Sensiz geçen dakikalarda, saatlerde, günlerde
Neler yazıyoruz kalemimle...
Ne hayaller kuruyoruz kavuşmak uğruna
Tabi sen bunların hepsinden habersizsin
Yalnız şu var ki;
Bence kalemimi dâhi kıskanır dereceye getiriyor bu duygu yükü
Bazen de üzüyor kanaatimce
Ve her şeye rağmen, o şaşmaz gerçek çıkıyor ortaya
Gönlümün sultânı, biliyor musun?
Ben var ya ben,
Seni çok seviyorum be gülüm...
26.04.2007 - 13:35
Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek
Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa...
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar birgün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey herşey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
26.04.2007 - 13:34
Gözlerin Kal Diyor Dudaklarin Git
Zoruma gideni icime attim
Bitmesin diye bu büyü...
yüzüne vurmadim hatalarini
Seni bagrima bastim..kopamadim
Bile..Bile! Icime sinmeden
Ayrilamadim..!
Biz Kirlendik..
Sana da, banada eller dokundu
Azar..azar kaybettik birbirimizi
Gitmelerin korkutmuyor artik beni
Kokunu sök duvarlardan!
Bütün esyalarini topla!
Kapiyi hizli carp kararli olsun!
Yalin ayak kaldi bir sevdam daha
Kederim bana ders olsun..!
Bu nasil ayrilik..?
Bu nasil veda..?
Gözlerin kal diyor...dudaklarin git
Bakisin anahtar..sözlerin kilit
Ellerin ac diyor..dudaklarin git
Gidersen.. bir daha dönmeyecegim
Kalirsan.. kalbime yenilecegim
Cözemedim seni cözemedim..delirecegim
Gözlerin kal diyor..dudaklarin git
Ayrilik dönüsü olmayan bir nehir
Yalnizlik yikilmis bombos bir sehir
Kac sevda..kac sevda kül oldu böyle kim bilir
Gözyasin kal diyor..dudaklarin git
Duvardan insin mi resimlerimiz..?
Yabanci olsun mu isimlerimiz..?
Ya o dopdolu gecelerimiz..?
Anilar kal diyor..dudaklarin git
Bu romanda biter belki birazdan
Ne asklar yikildi gururdan..nazdan
Agliyor besteler yine hicazdan
Sarkilar kal diyor..dudaklarin git
Yine yokusa sürüyorsun herseyi...
Yine kandiriyorsun beni...
Ama unutma bu son sansimiz...
Seni unutmak icin son defa özlüyorum..!
26.04.2007 - 13:33
sonsuz bi hikaye
Hüzün tam kalbinden kırılırken ‘’sana bir hikaye anlatayım’’ dedi yabancı. Cevap verdi genç kız ‘’dur ben sana anlatayım’’ adam şaşırdı sustu tam konuşacaktı ki genç kız konuşmaya başladı ve anlattı.
Genç kız: Hani hikayelerin başı var ya işte bunun sonu da böyle…
Genç adam: nasıl yani
Genç kız: bir zamanlar oldu her şey. Artık tekrarı mümkün değil.
Genç adam: tamam öyleyse bana hikayeyi anlat.
Genç kız: sen bunu dedikten sonra hikayenin sonu geliyor. Yaşadıklarını anımsa sadece.
Genç adam sustu kız kalktı ve gitti hikaye bitti. Hiç birisi bir birlerine dur diyemedi. Genç kız kalkarken adam eline bir paket sıkıştırmıştı. Kız iyice ilerledikten sonra paketi açtı paketten çıkan şeye çok şaşırdı afalladı. Bir tane bademli kurabiye çıkmıştı. Yedi ve bütün hikayeyi unuttu sadece anı bölümüne yazdı. ‘’Dün yediğim bademli kurabiye’’
Hüzün tam kalbinden kırılırken
Bir yabancı geldi yanına
Oturdu bir hikaye anlat dedi bana
İrkilmeyen bir acıyla
Kalktı yerinden
Bir hikaye anlat bana hadi
Kız tamam dedi
Sadece yaşadıklarını anımsa
Sustular hikaye bitti
Son yerine elveda yazdı
26.04.2007 - 13:33
Ayrılık Günü
Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce
Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı
Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm
Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı
Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakaklarımda
Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar
Derinden ses verir içimde bir tel
Sonra, birdenbire kırılır, kopar
Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın
Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü
Durmadan çalınır kulaklarımda
Şarkıların en hüzünlüsü
Seni alıp uzaklara giden otobüs
Benim üzerimden geçer hışımla
Devrilir, bakakalırım ardından
Bir sel gibi akan gözyaşımda...
Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız
Karanlık gitgide en derinlere çeker beni
Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin
Böyle perişan beklerim dönmeni
Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım
Ellerimi koyacak bir yer bulamam
Nereye gitsem, en koyusu acıların
Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam
İstemem ben bu ömrü, bu talihi istemem
Böyle durup durup senden ayrılmak varsa
Orada bir mezar kazılır benim için
Ayrılığın nerede başlarsa.
26.04.2007 - 13:32
Özlediğim o kadar çok şey var ki..
Özlediğim o kadar çok şey var ki..
Özlediğim o kadar çok şey var ki..
Kalabalığı özledim..Güzel bir aşk filmini özledim..Annemi ve babamı
özledim..Arkadaşlarımı özledim..Sevgilimin bakışlarını özledim..İçten ve
duygu yüklü bir sarılışı özledim..Keyifli ve umursamaz olmayı özledim..Relax
olmayı özledim..Doyasıya ve hıçkırarak ağlamayı ama sonrasında huzurlu
olmayı ve rahatlamayı özledim..Güzel bir karnıyarığı özledim..Denizi
özledim..Uzun bir araba yolculuğunu özledim..En sevdiğim şarkının tam da
istediğim zamanda beni bulmasını özledim..İyi bir kitap okumayı ve işte tam
da aradığım buydu demeyi özledim..Güzel bir dokunuşu özledim..Heyecanı
özledim..Hiçbirşeyi düşünmeden ve kafa yormadan yaşamayı özledim..İçimden
geldiği gibi rahat olmayı özledim..İsteklerimi korkusuzca söylemeyi
özledim..Başarıyı özledim..Şık ve güzel olmayı özledim..Alışveriş yapmayı
özledim.. Sinemaya gitmeyi özledim..
Özlediğim o kadar çok şey var ki...
26.04.2007 - 13:31
Kelebek
Bir kelebek olsaydım yağmur rüzgar demeden kanatlarımı çırparak yanına uçardım
omzuna konup doyasıya sana bakardım hiç hissettirmeden seni öper koklar ve çekip giderdim
ve bu bana yeterdi
26.04.2007 - 13:30
Kendine iyi bak” bir veda degil elveda cümlesidir çogu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde...
Kendine iyi bak” bir veda degil elveda cümlesidir çogu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde...
'Kendine iyi bak.' Çünkü bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim. Istesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“
“Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim. Kendine iyi bak ve beni düsünme. Çünkü ben de seni düsünmeyecegim artik. Arama sakin beni, yazma, çünkü ben yazmayacagim. Sil beni yüreginden, çünkü ben silecegim. Fakat, yasanilan, paylasilan güzel seyler hatirina sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.”
'Kendine iyi bak. Aramizda geçen herseye ragmen benden sonra iyi oldugunu bilmeyi tercih ederim. Aslinda bilmem çok önemli degil, iyi oldugunu varsayacagim ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle basbasa, yapayalniz birakiyorum ben. Biliyorum kendini birakacaksin benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslina bakarsan, çok da fazla umursamiyorum.'
'Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onlari ayirmak, eti tirnaktan ayirmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok aci vericidir, yürek parçaliyicidir. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine Iyi Bak” gözleriyle ayrilirlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizligine bürününceye kadar…'
Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine Iyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tirnaktan ayirmak yerine ölümü yeglerler. Onlar bu aciyi bir kezden fazla kaldiramayacaklarini bilirler.
'Kendine iyi bak' derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet degil midir aslinda seni seveni, ihtiyaci olani yüzüstü birakip gitmek. 'Kendine iyi bak' derler ve giderler. Seni suskunluga mahkum edip giderler. Seni parçalara ayirip, en büyük parçayi yanlarina alip giderler. Seni senden alip giderler.
Daha kötüsü suçlayamazsin onlari tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardir elbet. Suçlatmaz kendini. Savasmadiklari için kizarsin ama suçlayamazsin. Savasmislarsa, yenildikleri için kizarsin ama suçlayamazsin. Yenildigin için kizarsin ama suçlayamazsin… Ayriligin kaçinilmazligina inandirir seni, kendine iyi bak derler ve giderler. Elinden umutlarini, düslerini, sevgilerini alip giderler. Bir tek anilari birakirlar geride, bir de hatirladikça gözyaslarina bogulasin diye unutulmayan nagmeler.
Arkalarina bakmadan çekip giderler eger yalniz kalmissan, çünkü insafsizliklarini görmek istemezler. Hersey o saniye orada bitsin, kapansin bu sayfa isterler. Bitti diyemedikleri için, kendine iyi bak derler. Kirildim ve affedemiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak; derler. Seni istemiyorum artik, hayatimdan çikaracagim ama bil ki hiç unutmayacagim; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Biliyorum çok kanayacaksin ama daha iyisini yapamiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Vicdanlarini rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktir ve o yara asla kapanmayacaktir, bilirler.
'Kendine iyi bak' bir noktadir çogu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansin isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki isik, dudagimdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatima renk katan, sen yüregimdeki çarpinti, sen hayatimdaki nesesin. Sen yolumu aydinlatan, sen dert ortagim, sen gönül yoldasim, sen bir tanesin. Kendine iyi bak deme bana. Nokta koyma.
Keske böyle yasanmasaydi bazi seyler, keske affedebilsen beni, keske ben de affedebilsem… Keske döndürebilsek zamani geriye. Keske bugünkü aklimizla yasasak herseyi bastan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi? Sen eksikken, ben nasil tam olurum? Senden kalan boslugu kimlerle doldururum? Savassak, aramiza giren seytanla olmaz mi? Hani büyük asklar her türlü engeli asardi, hani gerçek dostluklar her sinavi geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanirdi? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek degerler vardi? Hani en büyük zaferler, en kanli savaslarin ardindan kazanilirdi? Bunlarin hepsi yalan mi? Sahiden..., gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi? ……….
Peki o zaman... Senin istedigin gibi olsun... Öyleyse...Sen de Kendine Iyi Bak.
'Kendine iyi bak' derler, kursunu kafana sikip giderler......
Toplam 1039 mesaj bulundu