Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular, rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın, senin etinden, tırnağından ayrı, senin kokundan uzak.
Şu anda hiç bir şey mümkün değil. Şu anda her şeyden ayrı, her şeyden uzak ve her şeyden mahrumum ben. Şu anda sadece yalnızlık ve kahır.
Sen benim gökyüzümdün, denizim, toprağımdın, Şimdi bir hatıra olamazsın belirsiz, uzak Biliyorsun bazı şeyler vardır elimizde olmayan İşte öyle imkansız birşey seni unutmak.
Zannetme ki herşey bitti sevdiğim; Birgün yeşerecek şu sararmış yapraklar. Ve bundan sonra kim severse dünyada; Seni ve beni hatırlayacaklar
İnan ki! Kırılmış bir ayna gibi Paramparça, kırık dökük aşkımız Çaresizliğin, ümitsizliğin türküsü Türkülerin en içlisi, en hüzünlüsü Büyük aşkımız
Unut benden kalan ne varsa Unutmak tesellidir yalnızlığın Güneşi bir kadeh şarap gibi içip Delicesine sarhoş olmak En güzel tarafı imkansızlığın
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Ne olurdu saadetlerin en büyüğü İşte ellerimde al, diyebilseydim Anlardın ve hiç gitmezdin, değil mi Bir gün olduğun gibi kal diyebilseydim.
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri En karanlıklarda bile uzanır bir el Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü Her zaman en güzel, her yerde eşsiz Sen yaprak, sen köpük, sen kuş tüyü Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük deniz
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne.
Şarkısız ve sensiz kaldığım nice akşamlar Gözlerin geçer aklımdan özlemler içinde Gözlerin bir çigan müziği güzelliğinde Kirpiklerinde keman, bebeklerinde gitar...
Bir daha dünyaya gelsem Yine seni severdim Beni üzesin diye Beni deli divane edesin diye
Seni görmediğim günler Karanlıktayım, katran gecelerdeyim Cehennem misali bir yerdeyim Bir demir nasıl paslanır, bir elma nasıl çürürse İşte öyleyim...
Gözleri namuslu namuslu parlar insanların Gökyüzü inadına mavi Yaşamak inadına güzel Bu şehirde sen varsan...
Bütün kadehlerimi hep sana adıyorum Hep senin için bu bir bir boşalan şişeler Umutsuzluğum, sarhoşluğum senin eserin Senin yüzünden bu delicesine içmeler
Ağla yüreğim... Ağla geçen yıllara, Ağla tükenen yalancı sevdalara, Yalnızlığının hapsettiği odanda, Ömrünün baharında Yüreğini donduran kara kışa ağla... Koynunda beslediğin dost yüzlü yılanlara, Hazan gülleri gibi solan hayatına, Seni senden eden vefasızlara, Ve hepsinin sonunda Yaşanmamış gençliğine de ağla... Yüzündeki çizgiler hangi acının izi, Saçındaki beyazlar kavuşamadığın yarınların resmi, Yaşadın ya sonunda geceden kara aşk ihaneti, Utanma be yüreğim budur inan hayatın gerçek rengi. Yüreklere sevgi ekmediysen eğer, Kazanamadıysan bir dost Bilemezsin gerçek dost koca bir ömre değer, Öğrenemedinmi hala? Yalnızlığın soğuk rüzgarı bomboş yüreklerde eser... Anmak istedikçe kayboluyorsa gözünde koskoca mazi, Ensende hissediyorsan ölümün soğuk nefesini, Şimdi sakla gözyaşını kaybettiğin geleceğe AĞLA...
Bu gece son bir kez göreyim seni de öyle git, Mademki kararlısın herşeyini alda git, İz bırakma ardından kalbimi sökte dönüp bakmadan git Kahrolmam desemde yalan o çok sevdiğim gözlerini benden ayırda git. Ne desem boş anlıyorum şimdi, Karanlık odama sensizliğin soğuk nefesi sindi, Hani çok güçlüydü aşkımız bilmem ki neye yenildi, Derman kalmadı bende sevgilim bana güç veren o kara gözlerindi. Neler yaşarım ardından boşver sen mutlu olda git. Gözyaşlarımı görme sakın bana acımadan git, Kor saldığın gönlüme karları yağdırda git, O karlar erirde korum alevlenir unutma da öyle git. Biliyorum bu gece çok uzun sürecek, Bitmez gibi ama biliyorum ki yarınlarda gelecek, O yarınlarda bir gün duyarsan teslim almış beni ebediyet, Mezartaşıma solmuş bir karanfil bırakta öyle git...
Sen mi yaman benmi kader? Gel paylaşalım kozlarımızı istersen, Kararlıyım... Kana kan dişe diş bu sefer, Sen mi yazarsın beni? Ben mi silerim seni? İnan denemeye değer... İşte sana hodri meydan, Git ve tüm silahlarını donan Kahpe kurşunların bana değmez... Benim siperim aşk, Dön bak aynaya aşka düşman çehrenden UTAN...
Hayatımdan çık git Razıyım beni çıkmazlara it Sensizliğe alıştım ben Hatıralar da bavulunda Taşıyabilirsen onlarıda al ve git. Yanıbaşımda durma artık git Sesini duyurma bana Yüreğimi kanatma Beni bana bırak Yokluğumla iyi geçin Yokluğumu tak koluna Nereye istersen git.
Üç günlük yalan dünya, Belli değil yarınlar kim öle kim kala, Söylesenize dostlar görülmüşmü dünya malı gidenin yanına kala... Her şey boş, Bitmez gibi bu yol koş babam koş, Nefesin tıkanırda içersen bir tas su adın olur sarhoş, Hele tükenirse dizinde derman adın konur yaralı topal kuş,,, Bu yolun yolcuları hepten farklı,kimi yayan kimi arabalı, Kimi koşuyor kimi emekliyor, Kimi binmiş birinin sırtına bulmuş ki öyle bir rahatı, Kimi de sürünmekten yorulmuş zavallı kara bahtlı... Akıl ermez feleğin işine, Söz dinletemezsin yazılmış bir kez kaderine, Ya tuz basar ya bal çalar bir lokma ekmeğine, Aman be dostum boşver üzülme,yalan dünyanın yalan gidişi böyle...
Yalan aşklara aldanıpta kandırma kendini, Kaybettiğin zaman yeter,arada bul sende bir dengini, Her baharda savrulupta yorma o hercai yüreğini, Baharlar seni terkederde bulamazsın taşıyacak bir kalp sevgini... Sahte renkler geçicidir gözboyar anlayamadın mı hala, Doyamadın o vefasız renklere koştun bir daha bir daha, O yüreksiz renkler dayanırmı sanıyorsun zamana, Birer birer solup seni siyahlara mahkum ederde, Uğrarsın sende vakitsiz bir hüsrana...
Kayıp zamanlarım oldu benim Kayıp sevinçlerim Bi tek yalnızlığımı yitirmedim Yalnızlığımı takıp koluma Elele bi kefen biçtik yüreğimi sızlatan anılara. Büyük fıtınalarım oldu benim Sessiz sessiz yürek depremlerim İçimi parçaladı da zehir rengi hüzünlerim Ne aynalar bildi acımı nede sevdiklerim. Büyük savaşlarım oldu benim Bana düşman herşeyi yüreğimle ezip geçtim Ne düşmana yenildim ne kadere O kaderimide ellerimle çizdim. Sahipsiz mektuplarım da oldu benim Kime yazdığımı asla bilmediğim Belki tanrıya yakarışlarımdı Belki vefasızlara haykırışlarım. Büyük zaferlerim oldu benim Hayata gülen bendim en büyük zaferim Ne sızı kaldı yüreğimde Ne bir iz kaldı maziden bugünümde. Ve ben bugün Odamı maviye boyadım Mavi umutlarım mavi sevinçlerimle güne başladım Geceye gömüp kayıp zamanlarımı Bu sabah yüklendim sevda bulutlarını.
Ahh İstanbul yedi tepeli cennetim, İsteyip de yaptıklarım,isteyip de yapamadıklarım gibisin, Sen görüp bildiğim,sen yaşayıp göremediklerimsin, Umutlarımın şehri,duygularımın konak yeri,tarihimin en büyük zaferisin.
Ahh İstanbul mavi boncuklu cennetim, Enginlerinde havalanan martıların kanatlarında saklı benim hürriyetim Bir vapur sesiyle son bulacak bilirim çığlık çığlığa özlemlerim, Düşlerim,düşlerimdeki sevgilim,sevgiliye hasretim,hasretlerime ilac’olan memleketim.
Ahh istanbul şiir kokan cennetim, Buram buram kokar şairlerin mısralarında aşk gibi,vuslat gibi,kabaran göğsüm gibi Boğaziçim Kız kulesi karşısında,İstanbulun manasında,duyguların kuşatmasında dillenir suskun yüreğim, Bir meltem esintisinde,sessizliğin hüzünlü sesinde,herşeyin de ötesinde yüreğimi coşturan memleketim.
Ahh İstanbul bayrağım gibi şanlı cennetim Dalgasında onurunu tarihimin,dalgasında şerefli askerimin anısını taşıyan memleketim, Dalgalandıkça yüreğimi coşturan,dalgalandıkça namerdi susturan, Dalgalandıkça sesime ses olan,sesimi Alem-i cihana duyuran dünyadaki cennetim.
Başı olan bir yola çıktım Sonsuz bir yola… Yarı yolda sensiz kaldım Dermanım ayaklarıma… Seni ışık yapmıştım yollarıma, Seni taç yapmıştım başıma, Canımı adamıştım yollarına, Yaya kaldım bu sonsuz yolda… Nefesimi tutardın, Gözlerimi okşardın bakışlarınla, Sözlerinle yakardın beni ah…. Sensiz kaldım sonsuzlukta Seni sevdim, çok sevdim… Bıraktım git diye, O kadar sevdim… İçimi kapladı sensizlik Yarıldı, çatladı yüreğim Sustum… Seni susacak kadar çok sevdim….
Yüreğimde acısı ayrılıkların Ne yargısı var, ne de sorgusu Paramparça olmuş beden Orta yerinden Her tarafta kan Her tarafta barut kokusu... Nerde parlayan güneş Nerde yıldızlar Mevsimler nerede Nerede bahar Bana bıraktığın ruhumda biran Kendini görsen korkasın gelir.. Hangi söz teselli verir bu cana Hangi ilaç çare olur dil yarasına Ben benden geçtim dost karasına Gördükçe kendimi yanasım gelir....
Hayaller Öksüz Kalınca Gözyaşları Yüreğime Akar Isssız Gecelerimde
Sen giderken bana bıraktığın hüzün bakışlarınla dolaştım şehrin çıkmaz sokaklarında
Yoluma çıkan çocuklar karanlıktan korkuyordu ben onlardan daha çok... Kii birde sensizlik vardı yüreğime saplanmış ağarlığıyla beni korkutan
sensizliğe alışmak sessizliğini kabullenmektende zor olacaktı ömrümün yollarında kaybolduğum hayallermizle kalmak zor değildi aslında
Kareden eksilmiş bir adam vardı sadece Gelecekte elele verip kocaman acılara göğüs gereceğimiz Göz yaşlarımı sileceğine söz veren Babasız kalmış ve hiç büyüyememiş küçük bir kız büyütecek bir adam eksilmişti sadece....
Acıların kapıyı çaldığı zamanlarda susuz kalınca umutlar yağmurlu bir sevda olacak adamdı eksilen kareden
______hayaller öksüz kalınca gözyaşları yüreğime akar ısssız gecelerimde _________geceler ki zindandır gelmeyecekleri bekleyene _____________beklemek aşktandır demişti şair _________________yokluğun ölümüm oldu diyorum ben de! ! !
Bir ışık gibi çıktın karşıma, Kendimi attığım uzun derinlikten sonra. Bu ışık, yeni bir günün doğuşu mu, Yoksa gözlerimi korumam gereken yaz güneşi mi?
Yaz güneşi yakar, Kaçarım derinliğime...
Yeni gün, yeni umut getirir, Çıkarım yüzeye, Süzülürüm gökyüzünde bir kuşun kanadına takılıp, O kuş beni bir ağaç dalına götürene kadar, Uzun yapraklı huzur, güven, sevgi ağacına... Gönlümün umuduna...
Yaşamayı bilmek demek Yaşamak bir ömür boyu mutlulukla Yaşamda sevgi üzerine ne varsa Yaşarken hayatı Yaşa hem sevgiyi.hem aşkı Yaşıyorsa kalbin özgürce Yaşıyorsa umutların delice Yaşıyorsun demektir sende Yaşadıkların bir martı gibi Yaşanılan mutluluk gibi Yaşayan bir çiçek gibi Yaşarken dök gözyaşı yalnız sevinç için
Sevda Oluşunca/ Eylem Kuram Boşluklarının/ İnsan Doğa/ İnsan Yaşam İlişkilerinin/ ve Bir Ankara Akşamüstüsünün Düşündürdükleri.
Sevda Oluşunca/ Eylem Kuram Boşluklarının/ İnsan Doğa/ İnsan Yaşam İlişkilerinin/ ve Bir Ankara Akşamüstüsünün Düşündürdükleri.
Sevda oluştu, Yaz yıllarında yaprakları yakmıyor güneş. Ay bir zembil gibi gönlüme asılı. Elektronik bir Pir Sultan sazını çalıyor usum. Kulaklarım suskunluğa hassas terazilerde tartıyor, Duygunun yoğunluğunu. Sevdalı sapların samanları, zamanlarda basılı.
Sevda oluştu. İşlemesi zor bundan böyle mantık. Kadeh ne zaman boşsa, kalkabilir trenler. Sonsuz devinimleriyle istasyon güvercinleri artık, Yaz yumurtaları yumurtlayabilir. Çok zor değil, Sararıp solmayı anlamak. Tren hangi mevsimde kalksa da önemli değil; Gecenin gündüze boğması, güneşin doğması. Varılacaksa varılır, istasyon aydınlık.
Sevda omuştu. Sergilerde; Kızıl Çin Halkının elişi sap işlemeleri. Ne güzel dokunmuş, sülünleri, nergisleri. Tai Gölünü görmedim ama, sabahını gördüm. Li ırmağı üzerinde ilk bahar yağmurunu. Ve miniminnacık bir heykelcikte uzak doğu memeleri.
Sevda oluştu. Yürekte sonsuz bir köz iyice pişmek için. Bulvarlarda yoksam varım. İnsanları telaşlı, kuşları tutsak. Sonbahar yağmuru bekliyor, ağaçlardan düşmek için. Gündüzleri parçalı bulutlu, Gece şiirler yarım.
Sevda oluştu. Sonrası önemli değil. Güneş sarartır yaz yapraklarını. Tren de varır son istasyona. Kaçınılmaz olası değil, işler süreç. Sevdinse, sevdiğin andır. Sevmedinse yok hüznün yeri. Tren her zaman ilk istasyonundadır.
Sen yokken elim çalışmıyor, kalemim yazmıyor… Çalışmıyor kafam, hükmetmiyor beğnim bana Nasıl oldu, ne oldu bana..Ne yaptın… Neler yaptın aptal gönlüme, beyinsiz başıma. Ne hallere koydun beni. Düşmanım olamazssın biliyorum ama! ! ! Bana ne oldu. Ne oldu damarımdaki kanıma? Gittiğinde devre dışı kaldı. Kaldı bütün duygularım, kaldı yüreğim sahipsiz… Beni böyle tek başıma bıraktın yapa yalnız… Sadece seni sevmekti benim emelim Sadece sana anlatmaktı sevgimi, Sadece beni anlamktı yüreğine düşen. Sen kapıları kapattın ve gittin Gittin… Karanlık odada ışığa muhtaç ettin. Muhtaç ettin sevgine ve hasretine Ağlattın yüreğimi…Ağlattın Bir daha susmamak üzere… Ama ben seni öyle çok sevmişdim ki… Öyle çok sevdim ki ölürcesine… Ve…Ve hala seviyorum seni, SEVİYORUM Delicesine… Ölümüne…Ölümüne seveceğim seni Benim tek ÜÇGÜLÜM…
en kısa ömür hızıyla sevmek ister, elemine ilk ve yalnız son defa ölümüne sevmek, kaderin kıyısında savaşan bir korsan gibi. düşlediği hayali kumsalda zamansız aşkı biter ve ölmek ister... ölümü bile göze alan aşık bir kadın gibi.
en kısa ömür hızıyla sevmek ister, elemine ilk ve yalnız son defa ölümüne sevmek, kaderin kıyısında savaşan bir korsan gibi. düşlediği hayali kumsalda zamansız aşkı biter ve ölmek ister... ölümü bile göze alan aşık bir kadın gibi.
Hasretine inat seni sevmek, Bir İstanbul şiiridir seni sevmek, Öylesi ahenk dolu mısralara işlenmiş Bir Sarayburnu esintisidir seni sevmek. Boğazdan gelen şiirimsi dalgalara hayat veren Bir sevdadır, Hasretine inat…
Deniz gözlerini hatırlarsa bu yürek, Taşan ırmaktır seni sevmek. Öylesi hırçın sulara dökülmüş Salınıp gelen işvedir seni sevmek.
Anılara yelken açan gönülde Bir goncadır seni sevmek Sakin limana sığınmak isterken Enginlere demirlemektir Hasretine inat… Sevmek, ölümüne sevmek…
Ardına bakmadan giden biri var Gözyaşları karanlıklara sessizce akıyor şimdi Kimse bilmeyecek seni, beni de Ağladığımı, Güldüğüm ise sahte Sen bile bilmeyeceksin, yaşların anlamını Gelen geçen yoldan bakacak gözlerimin içine Gözlerime ise senden başka göz değmeyecek Sonsuza dek kalbim sana adanacak Sesimi duyamazsın sevgili Yüzümü göremezsin Yüküm çok ağır artık giden gemilerdeyim Ardına bakmadan şehre küser silerim Acıları akıtırım yüreğime Kimse bilmeyecek seni,beni de Hırçın, fırtınalar ruhu esir alan Aşkın sensiz benimle sair hayatlarda Sen kendinle yalan sevdalarda Gam, keder, tasa senden uzak olsun Gülümserim ben, sen üzülmeyesin diye Sevdayı atmak istesem ne çare O bende mühürlü kaldıktan sonra Bir tek gülüş anımsarım işte senden geriye Ayrılıktır bize kalan şimdilerde...
Ardına bakmadan giden biri var Gözyaşları karanlıklara sessizce akıyor şimdi Kimse bilmeyecek seni, beni de Ağladığımı, Güldüğüm ise sahte Sen bile bilmeyeceksin, yaşların anlamını Gelen geçen yoldan bakacak gözlerimin içine Gözlerime ise senden başka göz değmeyecek Sonsuza dek kalbim sana adanacak Sesimi duyamazsın sevgili Yüzümü göremezsin Yüküm çok ağır artık giden gemilerdeyim Ardına bakmadan şehre küser silerim Acıları akıtırım yüreğime Kimse bilmeyecek seni,beni de Hırçın, fırtınalar ruhu esir alan Aşkın sensiz benimle sair hayatlarda Sen kendinle yalan sevdalarda Gam, keder, tasa senden uzak olsun Gülümserim ben, sen üzülmeyesin diye Sevdayı atmak istesem ne çare O bende mühürlü kaldıktan sonra Bir tek gülüş anımsarım işte senden geriye Ayrılıktır bize kalan şimdilerde...
Uzaklarda bir yerde uçan küçük serçe Yarimi gördüğün yerde selam et O zalim aldı götürdü kalbi ebediyen Bir daha gülmez bu gönül Gülemez…
Sensizliğe inat seni yaşarım her günümde Beni terk ederken nedensiz Yaralar bağlattın yarim Sensiz bu gönül neylesin şenliği Neylesin sevdayı Sevemez…
Nasıl da güzel sözlerin vardı Yalan olduğuna inanmak ne acı Küçük serçe, yok mu yardan bir haber Şu garibe bir merhem Ağlamak ister Ağlayamaz…
Haykırmak istesem, boğazımda bir düğüm Nefessiz kalırım da, yine adını söyleyemem Ah yarim, nasıl bıraktın beni biçare Ah küçük serçe, yok mu yardan bir haber Gitme kal dese, gülen gözlerini görsem Ölüm, nerdesin?
Bir nefeslik ölüm ister bu garip Yarim, sevdana taşı beni Ya da alıp götürsün bu canı Azrail Sevdiğinin yoluna ölmek ister Ölemez…
Uzaklarda bir yerde uçan küçük serçe Yarimi gördüğün yerde selam et O zalim aldı götürdü kalbi ebediyen Bir daha gülmez bu gönül Gülemez…
Sensizliğe inat seni yaşarım her günümde Beni terk ederken nedensiz Yaralar bağlattın yarim Sensiz bu gönül neylesin şenliği Neylesin sevdayı Sevemez…
Nasıl da güzel sözlerin vardı Yalan olduğuna inanmak ne acı Küçük serçe, yok mu yardan bir haber Şu garibe bir merhem Ağlamak ister Ağlayamaz…
Haykırmak istesem, boğazımda bir düğüm Nefessiz kalırım da, yine adını söyleyemem Ah yarim, nasıl bıraktın beni biçare Ah küçük serçe, yok mu yardan bir haber Gitme kal dese, gülen gözlerini görsem Ölüm, nerdesin?
Bir nefeslik ölüm ister bu garip Yarim, sevdana taşı beni Ya da alıp götürsün bu canı Azrail Sevdiğinin yoluna ölmek ister Ölemez…
27.04.2007 - 17:50
senden uzakta
Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular,
rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın,
senin etinden, tırnağından ayrı,
senin kokundan uzak.
Şu anda hiç bir şey mümkün değil.
Şu anda her şeyden ayrı, her şeyden uzak
ve her şeyden mahrumum ben.
Şu anda sadece yalnızlık ve kahır.
Sen benim gökyüzümdün, denizim, toprağımdın,
Şimdi bir hatıra olamazsın belirsiz, uzak
Biliyorsun bazı şeyler vardır elimizde olmayan
İşte öyle imkansız birşey seni unutmak.
Zannetme ki herşey bitti sevdiğim;
Birgün yeşerecek şu sararmış yapraklar.
Ve bundan sonra kim severse dünyada;
Seni ve beni hatırlayacaklar
İnan ki! Kırılmış bir ayna gibi
Paramparça, kırık dökük aşkımız
Çaresizliğin, ümitsizliğin türküsü
Türkülerin en içlisi, en hüzünlüsü
Büyük aşkımız
Unut benden kalan ne varsa
Unutmak tesellidir yalnızlığın
Güneşi bir kadeh şarap gibi içip
Delicesine sarhoş olmak
En güzel tarafı imkansızlığın
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin...
Ne olurdu saadetlerin en büyüğü
İşte ellerimde al, diyebilseydim
Anlardın ve hiç gitmezdin, değil mi
Bir gün olduğun gibi kal diyebilseydim.
Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel
Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri
En karanlıklarda bile uzanır bir el
Kendiliğinden açar sabaha perdeleri
Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü
Her zaman en güzel, her yerde eşsiz
Sen yaprak, sen köpük, sen kuş tüyü
Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük deniz
Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı
Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne
O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz
O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne.
Şarkısız ve sensiz kaldığım nice akşamlar
Gözlerin geçer aklımdan özlemler içinde
Gözlerin bir çigan müziği güzelliğinde
Kirpiklerinde keman, bebeklerinde gitar...
Bir daha dünyaya gelsem
Yine seni severdim
Beni üzesin diye
Beni deli divane edesin diye
Seni görmediğim günler
Karanlıktayım, katran gecelerdeyim
Cehennem misali bir yerdeyim
Bir demir nasıl paslanır, bir elma nasıl çürürse
İşte öyleyim...
Gözleri namuslu namuslu parlar insanların
Gökyüzü inadına mavi
Yaşamak inadına güzel
Bu şehirde sen varsan...
Bütün kadehlerimi hep sana adıyorum
Hep senin için bu bir bir boşalan şişeler
Umutsuzluğum, sarhoşluğum senin eserin
Senin yüzünden bu delicesine içmeler
27.04.2007 - 17:49
Ağla yüreğim....
Ağla yüreğim...
Ağla geçen yıllara,
Ağla tükenen yalancı sevdalara,
Yalnızlığının hapsettiği odanda,
Ömrünün baharında
Yüreğini donduran kara kışa ağla...
Koynunda beslediğin dost yüzlü yılanlara,
Hazan gülleri gibi solan hayatına,
Seni senden eden vefasızlara,
Ve hepsinin sonunda
Yaşanmamış gençliğine de ağla...
Yüzündeki çizgiler hangi acının izi,
Saçındaki beyazlar kavuşamadığın yarınların resmi,
Yaşadın ya sonunda geceden kara aşk ihaneti,
Utanma be yüreğim budur inan hayatın gerçek rengi.
Yüreklere sevgi ekmediysen eğer,
Kazanamadıysan bir dost
Bilemezsin gerçek dost koca bir ömre değer,
Öğrenemedinmi hala?
Yalnızlığın soğuk rüzgarı bomboş yüreklerde eser...
Anmak istedikçe kayboluyorsa gözünde koskoca mazi,
Ensende hissediyorsan ölümün soğuk nefesini,
Şimdi sakla gözyaşını kaybettiğin geleceğe AĞLA...
27.04.2007 - 17:49
Git.Git...
Bu gece son bir kez göreyim seni de öyle git,
Mademki kararlısın herşeyini alda git,
İz bırakma ardından kalbimi sökte dönüp bakmadan git
Kahrolmam desemde yalan o çok sevdiğim gözlerini benden ayırda git.
Ne desem boş anlıyorum şimdi,
Karanlık odama sensizliğin soğuk nefesi sindi,
Hani çok güçlüydü aşkımız bilmem ki neye yenildi,
Derman kalmadı bende sevgilim bana güç veren o kara gözlerindi.
Neler yaşarım ardından boşver sen mutlu olda git.
Gözyaşlarımı görme sakın bana acımadan git,
Kor saldığın gönlüme karları yağdırda git,
O karlar erirde korum alevlenir unutma da öyle git.
Biliyorum bu gece çok uzun sürecek,
Bitmez gibi ama biliyorum ki yarınlarda gelecek,
O yarınlarda bir gün duyarsan teslim almış beni ebediyet,
Mezartaşıma solmuş bir karanfil bırakta öyle git...
27.04.2007 - 17:48
Kader...
Sen mi yaman benmi kader?
Gel paylaşalım kozlarımızı istersen,
Kararlıyım...
Kana kan dişe diş bu sefer,
Sen mi yazarsın beni?
Ben mi silerim seni?
İnan denemeye değer...
İşte sana hodri meydan,
Git ve tüm silahlarını donan
Kahpe kurşunların bana değmez...
Benim siperim aşk,
Dön bak aynaya aşka düşman çehrenden UTAN...
27.04.2007 - 17:47
Yokluğumla iyi geçin...
Hayatımdan çık git
Razıyım beni çıkmazlara it
Sensizliğe alıştım ben
Hatıralar da bavulunda
Taşıyabilirsen onlarıda al ve git.
Yanıbaşımda durma artık git
Sesini duyurma bana
Yüreğimi kanatma
Beni bana bırak
Yokluğumla iyi geçin
Yokluğumu tak koluna
Nereye istersen git.
27.04.2007 - 17:47
Yalan Dünya...
Üç günlük yalan dünya,
Belli değil yarınlar kim öle kim kala,
Söylesenize dostlar görülmüşmü dünya malı gidenin yanına kala...
Her şey boş,
Bitmez gibi bu yol koş babam koş,
Nefesin tıkanırda içersen bir tas su adın olur sarhoş,
Hele tükenirse dizinde derman adın konur yaralı topal kuş,,,
Bu yolun yolcuları hepten farklı,kimi yayan kimi arabalı,
Kimi koşuyor kimi emekliyor,
Kimi binmiş birinin sırtına bulmuş ki öyle bir rahatı,
Kimi de sürünmekten yorulmuş zavallı kara bahtlı...
Akıl ermez feleğin işine,
Söz dinletemezsin yazılmış bir kez kaderine,
Ya tuz basar ya bal çalar bir lokma ekmeğine,
Aman be dostum boşver üzülme,yalan dünyanın yalan gidişi böyle...
27.04.2007 - 17:46
Öğüt...
Yalan aşklara aldanıpta kandırma kendini,
Kaybettiğin zaman yeter,arada bul sende bir dengini,
Her baharda savrulupta yorma o hercai yüreğini,
Baharlar seni terkederde bulamazsın taşıyacak bir kalp sevgini...
Sahte renkler geçicidir gözboyar anlayamadın mı hala,
Doyamadın o vefasız renklere koştun bir daha bir daha,
O yüreksiz renkler dayanırmı sanıyorsun zamana,
Birer birer solup seni siyahlara mahkum ederde,
Uğrarsın sende vakitsiz bir hüsrana...
27.04.2007 - 17:46
Kayıp zamanlar...
Kayıp zamanlarım oldu benim
Kayıp sevinçlerim
Bi tek yalnızlığımı yitirmedim
Yalnızlığımı takıp koluma
Elele bi kefen biçtik yüreğimi sızlatan anılara.
Büyük fıtınalarım oldu benim
Sessiz sessiz yürek depremlerim
İçimi parçaladı da zehir rengi hüzünlerim
Ne aynalar bildi acımı nede sevdiklerim.
Büyük savaşlarım oldu benim
Bana düşman herşeyi yüreğimle ezip geçtim
Ne düşmana yenildim ne kadere
O kaderimide ellerimle çizdim.
Sahipsiz mektuplarım da oldu benim
Kime yazdığımı asla bilmediğim
Belki tanrıya yakarışlarımdı
Belki vefasızlara haykırışlarım.
Büyük zaferlerim oldu benim
Hayata gülen bendim en büyük zaferim
Ne sızı kaldı yüreğimde
Ne bir iz kaldı maziden bugünümde.
Ve ben bugün
Odamı maviye boyadım
Mavi umutlarım mavi sevinçlerimle güne başladım
Geceye gömüp kayıp zamanlarımı
Bu sabah yüklendim sevda bulutlarını.
27.04.2007 - 17:43
İstanbul'da Duygu Seli
Ahh İstanbul yedi tepeli cennetim,
İsteyip de yaptıklarım,isteyip de yapamadıklarım gibisin,
Sen görüp bildiğim,sen yaşayıp göremediklerimsin,
Umutlarımın şehri,duygularımın konak yeri,tarihimin en büyük zaferisin.
Ahh İstanbul mavi boncuklu cennetim,
Enginlerinde havalanan martıların kanatlarında saklı benim hürriyetim
Bir vapur sesiyle son bulacak bilirim çığlık çığlığa özlemlerim,
Düşlerim,düşlerimdeki sevgilim,sevgiliye hasretim,hasretlerime ilac’olan memleketim.
Ahh istanbul şiir kokan cennetim,
Buram buram kokar şairlerin mısralarında aşk gibi,vuslat gibi,kabaran göğsüm gibi Boğaziçim
Kız kulesi karşısında,İstanbulun manasında,duyguların kuşatmasında dillenir suskun yüreğim,
Bir meltem esintisinde,sessizliğin hüzünlü sesinde,herşeyin de ötesinde yüreğimi coşturan memleketim.
Ahh İstanbul bayrağım gibi şanlı cennetim
Dalgasında onurunu tarihimin,dalgasında şerefli askerimin anısını taşıyan memleketim,
Dalgalandıkça yüreğimi coşturan,dalgalandıkça namerdi susturan,
Dalgalandıkça sesime ses olan,sesimi Alem-i cihana duyuran dünyadaki cennetim.
27.04.2007 - 17:42
Seni Susacak Kadar Çok Sevdim...
Başı olan bir yola çıktım
Sonsuz bir yola…
Yarı yolda sensiz kaldım
Dermanım ayaklarıma…
Seni ışık yapmıştım yollarıma,
Seni taç yapmıştım başıma,
Canımı adamıştım yollarına,
Yaya kaldım bu sonsuz yolda…
Nefesimi tutardın,
Gözlerimi okşardın bakışlarınla,
Sözlerinle yakardın beni ah….
Sensiz kaldım sonsuzlukta
Seni sevdim, çok sevdim…
Bıraktım git diye,
O kadar sevdim…
İçimi kapladı sensizlik
Yarıldı, çatladı yüreğim
Sustum…
Seni susacak kadar çok sevdim….
27.04.2007 - 17:42
Ömrünün Tek Hatırası
Her türlü kargaşasına rağmen
Kuş kanadından inince yere
Bir başka gözüktü dünya
Yılların özlemiyle...
Biraz korkak ama umutlu
Ruhunu bırakıp sevgiliye
Bir başka aleme daldı
Notaların oynaşan ritmleriyle...
Biran uzaklaştığını sandı
Sevda ışığının
Dalıp derinlerine cevap aradı
Sonra şaşkın kalktı yerinden
İçi yanıyordu ama ağlayamadı...
Çağırdı denizin yosun kokusu
Rengine inat kışkırtıcı gecede ay
Beyaz kanatlarını indirmiş suya
Dalgalarla dans ediyordu...
Saldı kendini derin sulara
Serinliğinde çözüldü gergin bedeni
Hüznü dönüşünce kahkahalara
Bir kez daha anladı sevildiğini...
Yorulup bedeni vurunca kumsala
Yıldızlardan bir perdeye döndü gökyüzü
Her anında bin ömür yaşandı
suskun gecenin tez sabahında...
Varmıydı artık karada ölüm
Sonunda ayrılık kader olsada
Bu hayat kısa üzülme gülüm
Değmezmi ömrünün tek hatırasına...
27.04.2007 - 17:40
Dil yarası
Yüreğimde acısı ayrılıkların
Ne yargısı var, ne de sorgusu
Paramparça olmuş beden
Orta yerinden
Her tarafta kan
Her tarafta barut kokusu...
Nerde parlayan güneş
Nerde yıldızlar
Mevsimler nerede
Nerede bahar
Bana bıraktığın ruhumda biran
Kendini görsen korkasın gelir..
Hangi söz teselli verir bu cana
Hangi ilaç çare olur dil yarasına
Ben benden geçtim dost karasına
Gördükçe kendimi yanasım gelir....
27.04.2007 - 17:39
Baharın çiçekleri
Sensizliğin yükünü
Nasıl taşır
Yüreğime sordunmu hiç...
Kupkuru bir merhabaya
Umut bağlamış
Bir günün oldumu hiç...
Eğer sevmediysen beni
Neden tuttun ellerimi.
Öylesine mühürlüyken
Niçin açtın yüreğimi...
Şimdi git
Git çok uzaklara
Hiç bir şey yaşanmamışcasına...
Kimbilir belki
Alaycı bir gülüş
Kalırım dudağında...
Ama dur dinle beni...
Ömür denilen süreci
Tüketseydi bir tek sevgi
Açarmıydı bir daha
Baharın çiçekleri..
.
Sensizliğin yükünü
Nasıl taşır
Yüreğime sordunmu hiç...
Kupkuru bir merhabaya
Umut bağlamış
Bir günün oldumu hiç...
Eğer sevmediysen beni
Neden tuttun ellerimi.
Öylesine mühürlüyken
Niçin açtın yüreğimi...
Şimdi git
Git çok uzaklara
Hiç bir şey yaşanmamışcasına...
Kimbilir belki
Alaycı bir gülüş
Kalırım dudağında...
Ama dur dinle beni...
Ömür denilen süreci
Tüketseydi bir tek sevgi
Açarmıydı bir daha
Baharın çiçekleri..
.
Sensizliğin yükünü
Nasıl taşır
Yüreğime sordunmu hiç...
Kupkuru bir merhabaya
Umut bağlamış
Bir günün oldumu hiç...
Eğer sevmediysen beni
Neden tuttun ellerimi.
Öylesine mühürlüyken
Niçin açtın yüreğimi...
Şimdi git
Git çok uzaklara
Hiç bir şey yaşanmamışcasına...
Kimbilir belki
Alaycı bir gülüş
Kalırım dudağında...
Ama dur dinle beni...
Ömür denilen süreci
Tüketseydi bir tek sevgi
Açarmıydı bir daha
Baharın çiçekleri..
.
27.04.2007 - 17:37
Hayaller Öksüz Kalınca Gözyaşları Yüreğime Akar Isssız Gecelerimde
Sen giderken bana bıraktığın
hüzün bakışlarınla dolaştım
şehrin çıkmaz sokaklarında
Yoluma çıkan çocuklar karanlıktan korkuyordu
ben onlardan daha çok...
Kii birde sensizlik vardı yüreğime
saplanmış ağarlığıyla beni korkutan
sensizliğe alışmak sessizliğini kabullenmektende
zor olacaktı
ömrümün yollarında kaybolduğum hayallermizle kalmak
zor değildi aslında
Kareden eksilmiş bir adam vardı sadece
Gelecekte elele verip kocaman acılara göğüs gereceğimiz
Göz yaşlarımı sileceğine söz veren
Babasız kalmış ve hiç büyüyememiş küçük bir kız büyütecek bir
adam eksilmişti sadece....
Acıların kapıyı çaldığı zamanlarda
susuz kalınca umutlar
yağmurlu bir sevda olacak adamdı eksilen kareden
______hayaller öksüz kalınca gözyaşları yüreğime akar ısssız gecelerimde
_________geceler ki zindandır gelmeyecekleri bekleyene
_____________beklemek aşktandır demişti şair
_________________yokluğun ölümüm oldu diyorum ben de! ! !
27.04.2007 - 17:36
Kırmızıda
kırmızıya
bürünmüştü gece...
kırmızı gül
kırmızı şarap
kırmızı dudaklarla...
bakışları
ay ışığında
parlayan iki ışık...
saçlarında
gecenin siyah mavisi...
sesinde
hüzünlü bir türkü...
mırıldanıyor...
arada bir
bana bakıyor...
tatlı gülümseyişiyle...
işte o zaman
bir garip oluyorum...
şaraptan mı
geceden mi
biraz şehlamı bakışları...
bilemiyorum...
öylesine rahat ki
kızıyorum halime...
kadehi tutamayan
elime...
seviyorum diyemiyen
dilime...
gülüyorum...
kabahat bende değil.
ya onda
ya da kırmızı da...
27.04.2007 - 17:35
Gönlümün Umudu
Bir ışık gibi çıktın karşıma,
Kendimi attığım uzun derinlikten sonra.
Bu ışık, yeni bir günün doğuşu mu,
Yoksa gözlerimi korumam gereken yaz güneşi mi?
Yaz güneşi yakar,
Kaçarım derinliğime...
Yeni gün, yeni umut getirir,
Çıkarım yüzeye,
Süzülürüm gökyüzünde bir kuşun kanadına takılıp,
O kuş beni bir ağaç dalına götürene kadar,
Uzun yapraklı huzur, güven, sevgi ağacına...
Gönlümün umuduna...
27.04.2007 - 17:34
Sevgiyle Yaşamak
Yaşamayı bilmek demek
Yaşamak bir ömür boyu mutlulukla
Yaşamda sevgi üzerine ne varsa
Yaşarken hayatı
Yaşa hem sevgiyi.hem aşkı
Yaşıyorsa kalbin özgürce
Yaşıyorsa umutların delice
Yaşıyorsun demektir sende
Yaşadıkların bir martı gibi
Yaşanılan mutluluk gibi
Yaşayan bir çiçek gibi
Yaşarken dök gözyaşı yalnız
sevinç için
27.04.2007 - 17:34
Sevda Oluşunca/ Eylem Kuram Boşluklarının/ İnsan Doğa/ İnsan Yaşam İlişkilerinin/ ve Bir Ankara Akşamüstüsünün Düşündürdükleri.
Sevda Oluşunca/ Eylem Kuram Boşluklarının/ İnsan Doğa/ İnsan Yaşam İlişkilerinin/ ve Bir Ankara Akşamüstüsünün Düşündürdükleri.
Sevda oluştu,
Yaz yıllarında yaprakları yakmıyor güneş.
Ay bir zembil gibi gönlüme asılı.
Elektronik bir Pir Sultan sazını çalıyor usum.
Kulaklarım suskunluğa hassas terazilerde tartıyor,
Duygunun yoğunluğunu.
Sevdalı sapların samanları, zamanlarda basılı.
Sevda oluştu.
İşlemesi zor bundan böyle mantık.
Kadeh ne zaman boşsa, kalkabilir trenler.
Sonsuz devinimleriyle istasyon güvercinleri artık,
Yaz yumurtaları yumurtlayabilir.
Çok zor değil,
Sararıp solmayı anlamak.
Tren hangi mevsimde kalksa da önemli değil;
Gecenin gündüze boğması, güneşin doğması.
Varılacaksa varılır, istasyon aydınlık.
Sevda omuştu.
Sergilerde;
Kızıl Çin Halkının elişi sap işlemeleri.
Ne güzel dokunmuş, sülünleri, nergisleri.
Tai Gölünü görmedim ama, sabahını gördüm.
Li ırmağı üzerinde ilk bahar yağmurunu.
Ve miniminnacık bir heykelcikte uzak doğu memeleri.
Sevda oluştu.
Yürekte sonsuz bir köz iyice pişmek için.
Bulvarlarda yoksam varım.
İnsanları telaşlı, kuşları tutsak.
Sonbahar yağmuru bekliyor, ağaçlardan düşmek için.
Gündüzleri parçalı bulutlu,
Gece şiirler yarım.
Sevda oluştu.
Sonrası önemli değil.
Güneş sarartır yaz yapraklarını.
Tren de varır son istasyona.
Kaçınılmaz olası değil, işler süreç.
Sevdinse, sevdiğin andır.
Sevmedinse yok hüznün yeri.
Tren her zaman ilk istasyonundadır.
27.04.2007 - 17:33
Susturma Beni Nolur
Sen yokken elim çalışmıyor, kalemim yazmıyor…
Çalışmıyor kafam, hükmetmiyor beğnim bana
Nasıl oldu, ne oldu bana..Ne yaptın…
Neler yaptın aptal gönlüme, beyinsiz başıma.
Ne hallere koydun beni.
Düşmanım olamazssın biliyorum ama! ! !
Bana ne oldu. Ne oldu damarımdaki kanıma?
Gittiğinde devre dışı kaldı.
Kaldı bütün duygularım, kaldı yüreğim sahipsiz…
Beni böyle tek başıma bıraktın yapa yalnız…
Sadece seni sevmekti benim emelim
Sadece sana anlatmaktı sevgimi,
Sadece beni anlamktı yüreğine düşen.
Sen kapıları kapattın ve gittin
Gittin… Karanlık odada ışığa muhtaç ettin.
Muhtaç ettin sevgine ve hasretine
Ağlattın yüreğimi…Ağlattın
Bir daha susmamak üzere…
Ama ben seni öyle çok sevmişdim ki…
Öyle çok sevdim ki ölürcesine…
Ve…Ve hala seviyorum seni,
SEVİYORUM Delicesine…
Ölümüne…Ölümüne seveceğim seni
Benim tek ÜÇGÜLÜM…
27.04.2007 - 17:32
Aş(ı) k
kalbini söker hıncında
parçalanırken umutlarında
direnci.
dayanılmaz o acı...
yükselirken yangınlar
................yaralı yüreğinde,
hasret yakar içini,
sevgisizliğedir isyanı
yalnız kalmanın acayip biçimi.
en kısa ömür hızıyla sevmek ister,
elemine ilk ve yalnız son defa
ölümüne sevmek,
kaderin kıyısında savaşan
bir korsan gibi.
düşlediği hayali kumsalda
zamansız aşkı biter
ve ölmek ister...
ölümü bile göze alan
aşık bir kadın gibi.
kalbini söker hıncında
parçalanırken umutlarında
direnci.
dayanılmaz o acı...
yükselirken yangınlar
................yaralı yüreğinde,
hasret yakar içini,
sevgisizliğedir isyanı
yalnız kalmanın acayip biçimi.
en kısa ömür hızıyla sevmek ister,
elemine ilk ve yalnız son defa
ölümüne sevmek,
kaderin kıyısında savaşan
bir korsan gibi.
düşlediği hayali kumsalda
zamansız aşkı biter
ve ölmek ister...
ölümü bile göze alan
aşık bir kadın gibi.
27.04.2007 - 17:32
Hasretine İnat
Hasretine inat seni sevmek,
Bir İstanbul şiiridir seni sevmek,
Öylesi ahenk dolu mısralara işlenmiş
Bir Sarayburnu esintisidir seni sevmek.
Boğazdan gelen şiirimsi dalgalara hayat veren
Bir sevdadır,
Hasretine inat…
Deniz gözlerini hatırlarsa bu yürek,
Taşan ırmaktır seni sevmek.
Öylesi hırçın sulara dökülmüş
Salınıp gelen işvedir seni sevmek.
Anılara yelken açan gönülde
Bir goncadır seni sevmek
Sakin limana sığınmak isterken
Enginlere demirlemektir
Hasretine inat…
Sevmek, ölümüne sevmek…
27.04.2007 - 17:30
Ayrılıktır Bize Kalan
Ardına bakmadan giden biri var
Gözyaşları karanlıklara sessizce akıyor şimdi
Kimse bilmeyecek seni, beni de
Ağladığımı,
Güldüğüm ise sahte
Sen bile bilmeyeceksin, yaşların anlamını
Gelen geçen yoldan bakacak gözlerimin içine
Gözlerime ise senden başka göz değmeyecek
Sonsuza dek kalbim sana adanacak
Sesimi duyamazsın sevgili
Yüzümü göremezsin
Yüküm çok ağır artık giden gemilerdeyim
Ardına bakmadan şehre küser silerim
Acıları akıtırım yüreğime
Kimse bilmeyecek seni,beni de
Hırçın, fırtınalar ruhu esir alan
Aşkın sensiz benimle sair hayatlarda
Sen kendinle yalan sevdalarda
Gam, keder, tasa senden uzak olsun
Gülümserim ben, sen üzülmeyesin diye
Sevdayı atmak istesem ne çare
O bende mühürlü kaldıktan sonra
Bir tek gülüş anımsarım işte senden geriye
Ayrılıktır bize kalan şimdilerde...
Ardına bakmadan giden biri var
Gözyaşları karanlıklara sessizce akıyor şimdi
Kimse bilmeyecek seni, beni de
Ağladığımı,
Güldüğüm ise sahte
Sen bile bilmeyeceksin, yaşların anlamını
Gelen geçen yoldan bakacak gözlerimin içine
Gözlerime ise senden başka göz değmeyecek
Sonsuza dek kalbim sana adanacak
Sesimi duyamazsın sevgili
Yüzümü göremezsin
Yüküm çok ağır artık giden gemilerdeyim
Ardına bakmadan şehre küser silerim
Acıları akıtırım yüreğime
Kimse bilmeyecek seni,beni de
Hırçın, fırtınalar ruhu esir alan
Aşkın sensiz benimle sair hayatlarda
Sen kendinle yalan sevdalarda
Gam, keder, tasa senden uzak olsun
Gülümserim ben, sen üzülmeyesin diye
Sevdayı atmak istesem ne çare
O bende mühürlü kaldıktan sonra
Bir tek gülüş anımsarım işte senden geriye
Ayrılıktır bize kalan şimdilerde...
27.04.2007 - 17:30
Bir Nefeslik Sevda
Uzaklarda bir yerde uçan küçük serçe
Yarimi gördüğün yerde selam et
O zalim aldı götürdü kalbi ebediyen
Bir daha gülmez bu gönül
Gülemez…
Sensizliğe inat seni yaşarım her günümde
Beni terk ederken nedensiz
Yaralar bağlattın yarim
Sensiz bu gönül neylesin şenliği
Neylesin sevdayı
Sevemez…
Nasıl da güzel sözlerin vardı
Yalan olduğuna inanmak ne acı
Küçük serçe, yok mu yardan bir haber
Şu garibe bir merhem
Ağlamak ister
Ağlayamaz…
Haykırmak istesem, boğazımda bir düğüm
Nefessiz kalırım da, yine adını söyleyemem
Ah yarim, nasıl bıraktın beni biçare
Ah küçük serçe, yok mu yardan bir haber
Gitme kal dese, gülen gözlerini görsem
Ölüm, nerdesin?
Bir nefeslik ölüm ister bu garip
Yarim, sevdana taşı beni
Ya da alıp götürsün bu canı Azrail
Sevdiğinin yoluna ölmek ister
Ölemez…
Uzaklarda bir yerde uçan küçük serçe
Yarimi gördüğün yerde selam et
O zalim aldı götürdü kalbi ebediyen
Bir daha gülmez bu gönül
Gülemez…
Sensizliğe inat seni yaşarım her günümde
Beni terk ederken nedensiz
Yaralar bağlattın yarim
Sensiz bu gönül neylesin şenliği
Neylesin sevdayı
Sevemez…
Nasıl da güzel sözlerin vardı
Yalan olduğuna inanmak ne acı
Küçük serçe, yok mu yardan bir haber
Şu garibe bir merhem
Ağlamak ister
Ağlayamaz…
Haykırmak istesem, boğazımda bir düğüm
Nefessiz kalırım da, yine adını söyleyemem
Ah yarim, nasıl bıraktın beni biçare
Ah küçük serçe, yok mu yardan bir haber
Gitme kal dese, gülen gözlerini görsem
Ölüm, nerdesin?
Bir nefeslik ölüm ister bu garip
Yarim, sevdana taşı beni
Ya da alıp götürsün bu canı Azrail
Sevdiğinin yoluna ölmek ister
Ölemez…
27.04.2007 - 17:29
Yoksun
Daha dün benimdin sevdiğim
Bugün yoksun
Ellere kaptırmışsın gönlünü
Yad ellerde harap düşmüşsün
Oysa ki daha dün benimdin
Bugün yoksun
Gözlerin canlanınca hayalimde
İçimden bir şeyler kopuyor
Benim deli gönlüm
Sen sevmesen de olmasan da
Sana akıyor
Oysa ki sen
Bugün yoksun
Kara gözlüm aldırma sen
Saçlarıma düşen kar tanelerine
Gözlerime düşen hüzne
Belki bir umut sabah ile
Oysa ki gecede
Sen yoksun
Daha dün benimdin sevdiğim
Bugün yoksun
Ellere kaptırmışsın gönlünü
Yad ellerde harap düşmüşsün
Oysa ki daha dün benimdin
Bugün yoksun
Gözlerin canlanınca hayalimde
İçimden bir şeyler kopuyor
Benim deli gönlüm
Sen sevmesen de olmasan da
Sana akıyor
Oysa ki sen
Bugün yoksun
Kara gözlüm aldırma sen
Saçlarıma düşen kar tanelerine
Gözlerime düşen hüzne
Belki bir umut sabah ile
Oysa ki gecede
Sen yoksun
Toplam 1039 mesaj bulundu