Meltem Balı Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkın ...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:35

    BENİ BU YERYÜZÜNDE



    Beni hep severler bu yeryüzünde
    Severler, tutarlar elimden beni korurlar.

    Sen başkasın aşkım, Sen onlar değilsin
    Sen büyüksün, yücelten büyüten aşkındır
    Sensin beni özgür tutan onlar değil.

    ´Ya unutursa...´ derler, ´Ya unutursa bizi´
    ´Bir unutursa bizi...´derler, yakamdan düşmezler
    Bunu yapmazlar bir türlü, beni bırakmazlar.

    An geçer bir dolu, gün geçer ay geçer
    Geçen geçer ardı sıra, bir sen geçmezsin

    Adın yok dudaklarımda, seni çağırmıyorum
    Seni yüreğimden söküp atıyorum usulca.

    Bir bakıyorum aşkın bekliyor eşikte
    Aşkın elpençe divan durmuş
    Bir bakıyorum aşkımı bekliyor

    Rabindranath Tagore

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:35

    ESKİ ŞARKILAR
    Bir gün döner gelirse
    Ona ne söylemeli?
    - Dersin ki bekleyerek,
    Kapadı gözlerini.

    Ya yine o sorarsa
    Beni hiç tanımadan?
    - Belki bir derdi vardır,
    Ona kardeşçe davran.

    Nerde diye sorarsa
    Ne cevap vereyim ben?
    - Ver altın yüzüğümü,
    Hiç birşey söylemeden.

    Ya derse ki salonda
    Neden yok hiç kimseler?
    - Açık kalmış kapıyı,
    Sönmüş lambayı göster.

    Ya o zaman derse ki
    Nasıl oldu ölü mü?
    - Belki ağlar, korkarım,
    Söylersin güldüğümü.
    Maurice Maeterlinck

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:35

    Hep yanimdaydin

    Sabirla
    Inatla
    Bir marti misali
    Bekledin sirani
    Sana gelecek bir simit parçasini
    Yakalayabilmek umuduyla

    Farkindayim derin bakişlarin
    Kalbinin sesinden duydum
    Tertemiz sevginin gürültüsünü
    Karartili günümde tebessümünü verdin
    Her gülüşün altinda
    'Ben buradayim' diye bagirdin.
    Bagişla beni
    Duyamadim
    Kulaklarimi tikadilar
    Gözlerimi bagladilar

    Kimler mi?
    Aşk melekleri

    Önümdeki sis perdesi
    Yeni dagildi
    Ve karşimda sen
    Hep yanimdaydin
    Bir fener gibi işiga çikardin.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:33

    KAPINA TÜRKÜCÜ GELDİM
    Her buyuruşunda türkü çağırmamı
    Yüreğim uçarı bir kuş gibi yüceliyor
    Gözlerim yaş içinde yüzüne bakıyorum.

    Ne varsa gelmiş geçmiş evrende
    Hepsi bir düzlükte ezgileniyor
    Kuşların deniz maviliğindeki kanat açımında
    Öyle kıvanıp göneniyorum.

    Türkünü ben çağırıyorum.Sen hoşnutsun
    Kapına türkücü geldim- biliyorum.

    Evrene uzanmış ezginin kanat ucundan
    Gelip gelip ayaklarına dokunuyorum.

    Çağırıyorum ya türkünü - hoşnut kalasın
    Ben kendim yitiyorum.
    Rabindranath Tagore

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:32

    güle güle kıyamadığım.... güle güle



    Sonu gelmez bir rüya, tükenmez sandığım bir sevdaydın
    Sen beni en cok yanıltandın.
    Güvenimdin, beni aldattın
    Şefkatimdin, başkalarının yalan sevdalarına kandın!
    Kıyamadıgımdın, kendi ellerinle beni ateşe attın...
    Oysa hiç bitmez, tükenmez sanmıştım
    Allayıp pullayıp yüreğimin derinlerine saklamıştım
    Ilkimdin, sonum oldun...
    Zamandın, zamanı tutamadım...
    Sırrımdın, ellerin diline söz oldun
    Sözümdün, sen kendi sözünü bile tutamadın ki, benim sözüm olasın.
    Çok sevmenin kurbanı ettin beni, yanıltın, şaşırttın beni...
    Ilk hayal kırıklıgım degildin, ama son umudum oldun.
    Sevdiremem kendimi belki zorla, bu aşkı hala sende yaşatamam
    Ama seni de bende yaşatamam artık...
    Kıyamadığım... artık sana kıymak zorundayım...
    Neden diye sorma sakın! Sen kendi sonunu kendi ellerinle hazırladın.
    Kendime bile inanamıyorum, ama bunu yapabiliyorum bak...
    Sen ellerimi tutmadan da ayakta durabiliyorum...
    Senin için zorsaki bir sevgililik oyunuydu bu...
    Benim için tutkuydun, yüreğimdin, sevdamdın...
    Şimdi seni bu zoraki sevgililik oyunundan kurtarıyorum...
    Seni azad ediyorum, o hep uçmaya çalıştığın başka yüreklere uçasın diye...
    güle güle kıyamadığım.... güle güle

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:32

    Çocuğuz Biz

    Lacivert bulutların ardında
    saklı yıldızlar mı
    göz kırpıyor
    yoksa sedefli dalgaların
    ışıltıları mı vuruyor kumsala?
    Öylesine yürüyorum dalgın
    İşte! ...
    bu anlarda kavrar yüreğimi
    Hüzünlü duygular
    Geçmişe dalar giderim
    Eski baharlar canlanır

    Aynı renkte değildik
    Esmerdik, bazen sarışın…
    Çekik gözlerimiz
    bazen kocaman kömür karası
    Kimimizin kara olurdu teni
    beyaz olurdu
    Birilerimiz
    kızıl ya da sarı
    saçlarımız kıvırcıktı düz olduğu kadar
    Başaklara savururdu
    kimimiz sarışınlığını
    ışığı çekerdik içimize
    Güneş aynıydı yakarken tenimizi
    kahkahalarımız aynı göz yaşlarımız
    canımız yanardı düştüğümüzde
    parmak uçlarımızdan ayrılırdık
    ayrılmadığı kadar kırmızıydı kanımız
    geldi kimimiz geçti
    zamanın gizeminden
    bu kıyılarda
    hala birazımız
    hep aynı yaşama coşkusu
    içimizde

    geçmiş ve şimdiki zaman
    arasında kalan
    tarihi paylaşan onca çocuğuz biz
    içimizden biri dur
    deyinceye kadar…

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:31

    Papatyam

    Papatyalar sersem yoluna bana gelir misin?
    Teker teker toplayarak sevdiğini söyler misin?
    Sevdiğim benim yoluma sermiş diye bilir misin?
    Beni kendisinden bile çok seviyor diye düşünür müsün?

    Ne kadar çok sevildiğinin farkına varabilir misin?
    Senin uğruna can verebileceğini hissedebilir misin?
    Onunla olabilmek için sende her şeyi yapabilir misin?
    Sende ona onun seni sevdiği kadar sevdiğini söyleyebilir misin?

    Ey sevgili Senin uğruna ben dünyamdan vaz geçmişim,
    Kendi varlığıma bile seni kabullendirmişim,
    Senin aşkını,sevgini kalbime değil her yana yazmışım,
    Haykırırcasına tüm dünyaya seni sevdiğimi söylemişim.

    Ne olur gel sende yalnız bırakma beni bu ıssız yerlerde,
    Vazgeçilmezliğinin farkına var sev sende,
    Sım sıkı tut elimden sakın bırakma elimi sende,
    Sev,inan bana,ben sensiz yapamam bundan böyle.
    Seni çok seviyor ve özlüyorum bunuda yaz kalbine…...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    02.05.2007 - 11:17

    sen hiç dertleştinmi yalnızlıkla
    peki ya senin hiç sensizliğin oldumu
    ya hiç güneşi beklerken tutulduğuna şahit oldunmu
    yarını beklerken farkında olmadan saatin yarını gösterdiği oldumu
    herşeyini feda ettiğin vurdumu seni usuldan hiç
    birden etrafı izlerken gülen insanları fark ettiğinde,
    ne zamandır suratının asık olduğundan habersiz oldunmu
    göz yaşlarını farkettirmemek için yağmuru bekleyip ağladınmı hiç
    seni beklemiyorum artık gülüşün var sadece aklımda ve gözlerin
    sevgimi güneşe sardım sıcak kalması için
    umudumu yağmura yatırdım her damlada biraz daha büyümesi için
    kötü ne varsa üzerine bir avuç toprak attım yok olması için
    seni sana bıraktım herşeyden herkesten habersiz elvedasız yok oluşum
    senden
    Şimdi gülüceklerin başkasının olsun gözlerinde...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    02.05.2007 - 11:08

    Bugün günlerden SEN..Uyanır uyanmaz derin bir SEN çektim içime kendime geldim..Saat SEN'i onbeş geçiyor..Gülümsedim..
    Yüzümü yıkamak için lavaboya gittim..aynaya baktığımda gördüğüm SEN,musluğu açtım SEN akıyordun...yüzümü yıkadım..SEN kadar yumuşak havlumla sildim yüzümü..Usul usul salona geçtim radyonun SEN düğmesine dokundum..SEN söylüyordu türküler..Gülümsedim..

    Türküyü dinlerken mutfağa yürüdüm..demliği ateşe bıraktığım anda kapı zili SEN diye çalmaya başladı..Kapıyı açtığımda,kapıcının kapıya bir gazete,bir tane ekmek bıraktığını gördüm..Kapıyı kapadıktan sonra girdim içeri..Gazeteyi masaya bıraktım..ekmek taze taze SEN kokuyordu..Gülümsedim..

    Her zaman ki gibi iki kişilik hazırladım kahvaltı servisini..kendim ve SEN için..oturduk beraber kahvaltıya..Bir yudum çay içtim bardağımdan tadı biraz buruk geldi,biraz daha SEN koydum bardağa,karıştırdım..Şimdi çayımın tadı aynı SEN gibi..Gülümsedim..

    Gazeteyi aldım elime ilk sayfasında yine SEN..Kahvaltı masasını beraber topladıktan sonra,pencereye doğru yürüdüm,perdeyi araladım..
    Gökyüzünden şakır şakır SEN yağıyordun..Gülümsedim..

    Dışarıda havanın soğuk olduğunu tahmin ettiğim için üşümemek için SEN giyindim üzerime..ısındım..Gülümsedim..

    Sokak kapısını araladım..satıcılar var güçleriyle SEN,SEN diye bağırıyordu..Gülümsedim..

    Yürüdüğüm caddenin mağazalarının vitrinlerinde SEN varsın..
    Gelip geçen tüm insanların yüzlerinde SEN..Biliyormusun otomobillerin kornaları bile SEN çalıyor..Gülümsedim..

    Köşe başına doğru yürüdüm..Her zaman ki gibi orda duran çiçekçi kadın; sepetinden bir SEN çıkarıp uzattı..aldım kokladım SEN gibi kokuyordu..Gülümsedim..
    Önünden geçtiğim sinema salonun afişlerinde SEN vardın..uzun uzun bakındım..Gülümsedim

    Yürümeye devam ediyorum..karşıdan mahallemizin çocukları geliyor..durdurdum onları..şakalaştık biraz,kahkalarında sıcacık SEN vardın..Gülümsedim..

    Bazen tanıdıklar soruyorlar..Neden hep gülümsüyorsun diye..Gülümsüyorum..
    Bilmiyorlar..Bilseler sormazlardı..Gördüğüm her şeyde SEN,duyduğum her ses SEN..kokladığım tüm herşeyde SEN varsın..SEN'in olduğun yerde gülümsememek olurmu..
    SEN'le dolu yeni bir güne doğru yürüyorum..
    Dedim ya; herşeyde SEN varsın..Sadece SEN..birazda BEN..

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    02.05.2007 - 11:02

    Bir zamanlar üç arkadaş varmış... Aşk, Dostluk ve Güven...
    Üçü birarada oldumu harikaymış herşey... Gün gelmiş aşkın işi çıkmış...

    Eh meslek bu kolay mı? Ama dostlarından ayrılmadan önce söz vermiş onlara.

    Beni özlediğinizde gelin demiş; uzaklarda olmayacağım. Nerde gözleri arzuyla
    dolu birbirlerine bakan bir çift görürseniz ben ordayım. Ve ayrılmış
    yanlarından...

    Peki demiş Dostluk Güvene; madem öyle ben de yoluma düşeyim... Görev
    çağırır... Ama merak etme, nerde birlikte ağlayan iki insan görürsen işte
    beni orada bulursun...

    Güven ağzını açmış veda etmek için ama Dostluk ayrılmış arkadaşının yanından
    onun son sözünü dinlemeden... Ve gitmiş uzaklara...

    Güven sessizce içinden geçirmiş elinde olmadan... 'Beni kaybederseniz, bir
    daha asla bulamazsınız...'

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    02.05.2007 - 10:55

    Şarkılarda Unutma Beni...

    ----------
    çok eskidendi...


    bir şarkı bestelendi giden ve gidecek olan sevgiliye şu sözler yazılıydı bir not kağıdına... sokaklar ıssız ve soğuktu yalnızlık üşütüyordu.kaybolan adamdı...

    şarkı şöyleydi

    sigaramın dumanına sarsam saklasam seni
    yokluğuna yol yol olsa uzasa unutmam seni
    gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri
    gitme gitme el olursun sevdiğim incitir beni

    akşam vakti sardı yine hüzünler
    kalbim yangın yeri
    gel kurtar beni senden
    akşam vakti dolaştım sokaklarda
    yırtık bir afiş seni gördüm duvarda...
    gitme gitme gittiğin yollardan dönülmez geri
    gitme gitme el olursun sevdiğim incitir beni

    şarkı yazılmış gitmekte ve gidecek olan sevgiliye güftesi hazır bir şekilde emanet edildi...bir kadın geçti şimdi deniz üstünde kadının yanında ayrılıkları hiçe sayan bir adam...adamın gözleri buğulandı biliyordu ayrılıklar yazdırır adama...ve her gidiş gözyaşıydı...

    ve ben bittim o gitti...aslında kadın yanlızdı korkuyordu içini ısıtacak düşüncelerin yanında unutmadan ağlıyordu kadın...Adam iskeleye yakındı bir sahil şehriydi...yürüdü yağmurlarda ıslandı...per tezgahlarında kitaplarda onu aradı...kadın yoktu bir aşk ellerinden adamın akıp gidiyordu...zor oluyordu yaşamak oysa...kadın halini biliyordu ama ses çıkarmıyordu.adam seviyordu yani ben seviyordum o seviyordu ellerimiz birleşecekken birşeyler engel oluyordu...
    adam duvara yazı yazdı... elleri kanıyordu...o şarkıdaki gibi
    unutma beni...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    02.05.2007 - 10:50

    Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören.
    Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın. Çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin. Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. Çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelyaydın pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim. Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüsün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle... Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin. Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı. Seni severken yorulmadım. Çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    02.05.2007 - 10:43

    Bazen Aşk Biter...
    Ve hayat da gider onun peşinden... Terk edildiğin yerde öylece kala
    kalırsın... Bir sabah uyanırsın ki gözünü açtığın ömür senin ömrün
    değildir... Aynada tek parça görünen bedenin, aslında lime limedir..
    Nefes diye içine çektiğin ciğerlerinde parçalanmış aşkının cam
    kırıklarıdır... Her sabah ölmeyip neden uyandığına lanet edersin...
    Kulağın hiç çalmayacak olan telefondadır... Zaman dursun saatler hiç
    geçmesin istersin...
    'Tanrım ne olur gerçek olmasın, ne olur güneş doğmadan geri dönsün,
    teninde bir başka tenin kokusunu getirse bile dönsün yeter ki..
    Bir gecede değişir ömrün... O bir türlü inanmak istemediğin kader
    seninle alay eder gibidir... Ömrünü adadığın, yıllarını önüne
    serdiğin aşkın bir gecede bir başka hayata karışmıştır işte... Bir
    gecede bir başkasının aşkı olmuştur...
    İNANAMAZSIN! .

    Sen hiç o yüreğine sığdıramadığın aşkını bir başka sevda için
    ağlarken gördün mü? ...Ben gördüm! ...
    Kör oldu gözlerim onunla sevdasına ağlamaktan... Bir alev topu gibi
    onun için çığlık çığlık yanarken siz hiç aşkınızın önünde diz çöküp 'Bu
    kadar çok seviyorsan bırakma onu, sana kıyamam ne olur git' diye
    yalvardın mı? ...

    Onu bir başkasının kollarında düşünürken sen hiç geceler boyu
    aklını kaçırmamak için kendi kendine bağırdın mı?
    'Unut onu, unut onu, unut onu ya da ÖL! ...
    ' İçindeki o durmak bilmeyen yangının acısını dindirsin diye
    kanatıncaya kadar bileklerini ısırdın mı? ...
    Göz yaşları içinde yastığına gömülüp her Tanrı´ya sığınmak
    istediğinde, artık başka bir yüreğe sevdalı olan aşkını ondan
    geri istemekten utanıp, dua etmekten vazgeçtiğin oldu mu hiç? ...
    Sen hiç yana yana sevdiğin bir sevgilinin yoluna gençliğini
    serip, 'güle güle' başka bir aşka uğurladın mı? ...

    Ama ölüm gelmez bir türlü... Ne yapsanız öfke duyamazsın, giderken
    bir kibrit aleviyle ateşe verdiği ömrünün alevleri içinde eriyip
    giden yüzünüze silinip giden kokunuza, kül olan yüreğinize dönüp bir
    kez bile bakmayan o sevdanıza... Anlarsınız aşktır bu, öfkeyi bir türlü
    yurduna kabul etmeyen... Vefasız bir unutuşa kurban olsa da solup
    yitmeyen... Hayattan soğutup SANA ÖLÜMÜ ÖZLETEN...... Ölü bir bedende
    canlı kalmakta direnen... ANLARSIN AŞKTIR BU...

    Günler geçer ardından ve aylar... Bazen de yıllar...
    Bebekler büyür,
    insanlar yaşlanır,
    insanlar ölür,
    eşyalar eskir,
    evler yıkılır,
    kurur ağaçlar...
    Sokakların adı değişir...
    Acılar belleğin acımasızlığına teslim olur...
    SEVİLEN UNUTUR,SEVEN YANAR...
    Bazen aşk gider...
    Ya da sen gittiğini sanırsın...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    02.05.2007 - 10:31

    SEN BİLSEN YETERDİ

    bir bilseniz..

    gözyaşlarını saklamanın zorluğunu bilir misiniz? ya da içten içe kopmaları,yanmaları? kalbe nehir gibi akan gözyaşlarına ne demeli? siz sizden gidenleri nasıl seyredersiniz? acının damlalarına ıslandınız mı hiç?

    bir bilseniz...

    sevdiğiniz insanın sizden,bir daha size geri dönmemecesine uzaklaşamasını seyretmek ve her adımda sizden biraz daha uzaklaştığını görmek,her anın bir ölüm olduğunu içinizde hissetmek nasıl bir duygudur?

    bir bilseniz...

    sizi sizden alıp götüren,bir yarınız kabul ettiğiniz parçalarınızın zamanla avuçlarınızın arasından kayıp gittiğini görmek nasıl dayanılmaz bir haldir? ve nasıl düşersiniz boşluklara,nasıl dönersiniz bahar ortasında sararmış kurumuş sonbaharlara?

    bir bilseniz...

    hayatın anlamını yitirdiğini,rengin hızla bulandığını,sesin sustuğunu,sigaranın dumandan öte sevgili olduğunu nasıl da öğrenirsiniz? aynalar dönmeyen yüzünüzü nasıl saklarsınız kendinizden? onunla bulduğunuz gerçekliklerden nasıl da kaçarsınız?

    bir bilseniz...

    sevginin,zamanın,hayatın,gerçekliğin ihanetini nasıl kaldırır yüreğiniz? tükenişin resminin,adının,anlamının kendiniz olduğunu ve kendinizin solduğunu öğrenmeniz dayanılır bir şey midir? tesellinin küfür olduğunu bilir misiniz?

    bir bilseniz...

    bir bilseniz gidişlerin içinizde başlattığı savaşları...bilseniz gidişin yıkımını...bilseniz kalanın harabeliğini...rüzgarın soluksuzluğunu,sesin susuşunu...bilseniz her adımda uzaklaşmanın boşluğunu ve bilseniz boşluklara buz gibi uyanan,sarılan ve sonra damla damla adınızı yanaklara yazanları...bilseniz gidenin bıraktığı kalanı...bilseydiniz ardınızdaki yıkımı,gider miydiniz? bir bilseniz...

    bir bilsen sevgili...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    02.05.2007 - 10:26

    Bu gönül gün gelir ağlamayı unutur, gün gelir gülmeyi unutur, gün gelir
    sevmeyi unutur ama bu gönül asla sevdiklerini unutmaz.

    Fedakar olan insan gönülden sevendir, yürekli olan insan kendini bilendir,
    umutlu olan insan yaşamı sevendir, unutmayan insan bir ömre bedeldir.

    Gönül hırkalarını yamar giyeriz. Dostlarla ağlar dostlarla güleriz fani
    dünyanın padişahı değiliz bizi sevenleri biz candan severiz.

    Hayat bir sudur, önünde durulmaz! Mavi bir renktir, arkası görülmez!
    Arkadaşlık bir sırdır, anahtarı verilmez! Dostluk ebedidir, asla kalpten
    silinmez.

    Dostluk yanlış yerde beklesende soğuktan donsanda sonunda buluşup sıcak bir
    bardak çay içmektir.

    Kalbinize yakın bulduklarınızı çantada keklik sanmayın. Sıkıca asılın
    onlara, tıpkı hayata asıldığınız gibi... Çünkü onlarsız hayat da
    anlamsızdır.

    HATIRLANMAK GÖNÜL DAĞINDAKİ GÜL KADAR GÜZEL İSE
    UNUTULMAK HUZUN DAĞINDAKİ DİKEN KADAR ACIDIR.
    ÖLMEK UNUTULMAK DEĞİL, UNUTULMAK ÖLMEKTİR.

    Arkadaşlık güzeldir selam vermesini bilene, dostluklar güzeldir paylaşmasını
    bilene, sevmek güzeldir değerini bilene, hepside güzeldir tek birleşene,

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    02.05.2007 - 10:25

    Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim. Kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna, ağlasaydım doya doya... Geçerdi üşümesi yüreğimin, geçerdi üşümesi içimin, kirpiklerimde yağmurlar dumanlanmazdı biliyorum...

    Seninle suları yeşil bir ırmağın kıyısında buluşmak, saçlarının kokusundan öpmek, içime çekmek ve serin soluğundan içmek, sana sarılmak, kucaklamak, uçmak isterdim…

    Ama nafile, aramızdaki bütün yollar kapalı... Bütün dallar kesik... Yokluğun buz gibi soğuk... Üşüyorum... Yüreğim de donmuş sanki. Gözlerimde...
    Ateşler içinde bedenim... Öyle bir üşüme ki, hiç bir şey ısıtmıyor artık. Bütün uzuvlarım uyuşmuş. Ezip geçiyor ruhumu acılar...

    Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi. Kirpikleri kırılan bir zamanın teninde, ağrılı şiirler topluyorum gecelere şimdi...
    Bilirim, sevmek ve özlemek bir ateşe dokunmaktır; yakmaktır yüreğini yangınlarda. Ama ben üşüyorum. Yokluğun buz gibi soğuk. Yakacak bir şeyimde yok…
    Ağlıyorum, buza dönüşüyor gözyaşlarım… Ağlıyorum, akıp gidiyor gözyaşlarım çağlayanlara… Bakakalıyorum ardından çaresiz…

    Ah! bir el olsan dokunsan alnıma, okşasan saçlarımı bir anne şefkatiyle.. Geçerdi ağrısı başımın, geçerdi biliyorum... Bir gül olsaydın bahçemde, koklasaydım nefes nefes, çekseydim içime derin derin... Bir göz olup baksaydın gözlerime, çekip alsaydın içindeki hüznü... Ah! bir bilsen nasıl sevinirdi yüreğim, nasıl sevinirdi dudağımdaki gelincik, kapımdaki akasya...

    Susuyorum artık derin derin... Ve sessizce soluyorum bir hazan yaprağı gibi... Oysa ne kadar çok hasretim konuşmaya, anlatmaya anlaşılmaya... Oysa ne çok istiyorum, tüm bedenimden söküp almanı yalnızlığımı, hicranımı bir tılsımla...
    Yüreğim kanrevan, dikenler acımasız, ayaklarım kırık koşamıyorum artık doruklara, menzil uzak...

    Gel. Yüreğim ol seher gülüm, her ölümümde bana yeniden hayat ver. Elim ol, ayağım ol, canım ol... Gecem - gündüzüm ol... Ağlayan gözlerim ol her damlada yeniden doğur beni, yeniden doğur umudumu. Her öldüğümde yeniden yarat ki, seni ne kadar özlediğimi anlatayım yeryüzündeki bütün canlı cansız varlıklara, ne kadar çok sevdiğimi...

    Önce sen gel sevgilim solmadan resimler, şiirler sislenmeden... İslenmeden geceler... Sonra ölüm gelsin...

    Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    02.05.2007 - 10:22

    Suskun gecelerin bir ömre denk düşmeye başlamasıyla dağılan bütün umutlarım, çok uzaklardan şarkılar söylüyorlar sanki yalnızlık şehrine. Ki o şarkılar acımasız ağlatıyor yalnızlığı, sonsuza kadar sürecekmiş gibi sanki. İnsan kendinden korkmaya başlıyor.

    Kırılmış kalplerin toplamından çıkan karanlık bir bulut çöküyor hergece bu şehrin üstüne kapkara bir lanet gibi. Pencereler kapanıyor, caddeler terk ediliyor gün doğumuna kadar büyük bir telaşla. Herkes onlardan korkuyor. Herkes kendinden korkuyor. Yüzleşmelerin bir anlamı olsa da korkunun telaşına yenilip onlarda kayboluyor yeryüzünden. Uzun uzadıya konuşmaların uzaklaştıracağı zannediliyor yalnızlığın lanetini, kalplerin yakınından. Ama olmuyor, giydikleri yaşamlar aşağıya çekmeye başlıyor ruhları büyük bir nefretle. Maskeler kırılıyor ve gözyaşlarıyla boğuluyor sağnak bir yağışın altında kalan, ölüme tutsak yolcular. Kapılar kapanıyor.

    Atılan her adımın ardından, yok olmaya başlayan gölgelerin içinde, bir ölüm haberi daha gelmeye başladı şimdi o şehirden. Yağmurlar kesildi, hıçkırıklara dönüştü. Gün ışığı yendiden kendini gösterdi. Ama korkaklar bu geceden sonra bir daha hiç bu şehirde görünmedi...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    02.05.2007 - 10:21

    ben hep içimden sewdim seni sen hiç bilmedin...

    ben dışarda ki baharı görmezdim seni sewerken..

    çiçeklerin bu kadar güzel,gökyüzünün bu kadar mavi olduğunu bilmezdim...

    ama sewerdim seni..nedenini de bilmezdim...

    yıldızlar kayardı gözyüzünden..sen dilek tut derdin..bilmezdin ki sendin benim dileğim...

    hep dua ederdim onu koru Allah'ım derdim..aslında bilmezdin..
    senin... koruyucu meleğin bendim...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    02.05.2007 - 10:19

    Günaydın yağmur...


    sadece baktın..Yıldırım düşen kocaman bir ova geldi aklıma, tek ağacı bile olmayan...

    Tüylerimin ürperdiğini hissettim. Nasıl, ne diyeceğimi bilmeden sadece seyrettim.

    Bir söz söylesen sanki yağmur dinecekmiş gibiydi.. Ama söylemedin. Sadece baktın.

    İliklerime kadar ıslandım. Gözlerine öyle daldım ki esen rüzgarda yağan yağmurda buz tutan tenimi hissedemedim hiç...

    Olabildiğince özgürdüm gözlerinde. Renginin hiçbir önemi yoktu. Sadece bakışlarında ki o ifadeydi beni o fırtınada bekleten.

    geçen zamanın bile farkında değildim. umrumdada değildi. sadece baktın ve yüreğime aktın...

    yıllar boyu kalın kapılarla koruduğum sert ifadelerle sakladığım benliğime bakarken buldum seni....

    geleceğini haber vermemiştin. Beklenmiyordun..ama sen herseyin yerini biliyordun.

    ben ne kadar yok desem de sen baktın. söylediğin sözleri gözlerinden okur gibiydim.Seni özledim....

    aynı gökyüzü altında bakakaldım sadece sana. konusmuyordun ama yağmurun sesi dudaklarına uyuyordu.

    Tek bir adım dahi atamadım sana.tek bir satır yazamadım. tek bir cümle gelmedi aklıma.

    Sadece baktın..sadece baktım. hiç konuşmadan. sonra farkettim ki iliklerime kadar işleyen yağmur gözlerindi..

    gözlerindi dünyama yağan...O ifadeydi... seni özledim... aldığım toprak kokusunun keskinliği ise hayatın gercekleriydi....

    O yağdı.Toprak beni benden aldı..her damlada saklı olan ayrı bi gizem vardı. Sadece baktın. ömrüme aktın.

    Ve ben bir sigara daha yaktım hayata.....ışık aşık gene kendini karanlığa bırakmakta

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    27.04.2007 - 18:22

    sen bana yalnızlıkların penceresineyken geldin..



    sen bana yalnızlıkların penceresineyken geldin..
    seni hiç görmesemde...
    gözlerine hiç bakmasamda...
    biliyorum ki sende beni benim seni düşündüğüm kadar düşünüyorsun...
    sen öğrettin bana,aradaki mesafelerin
    gerçek dostluklarda öneminin olmadığını,
    sen öğrettin bana,üzüntülerin paylaşıldıkça azaldığını,sevinçlerin ise
    arttığını
    sen öğrettin bana,hayata karşı mücadeleci olmayı
    ve sen öğrettin bana herşeye rağmen hayatın
    güzelliklerle dolu olduğunu ve yaşanması gerektiğini...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    27.04.2007 - 18:21

    Avuçlarında ben, burnunda benim kokum.. Ben seni çoktan unuttum..



    En sonunda Bitti...

    En sonunda bitti.. Bittiğine üzülmüyorum ve seni özlemiyorum..

    İlk defa ayrılığı seviyorum.. Senin söylediğin gibi.. En azından içindeki
    ben
    kirlenmeyecek.. İşte bu yüzden bu ayrılığı seviyorum.. Bu yüzden akşamları
    yastığıma sarılıp ağlamıyorum.. Bu yüzden sabahları uyanınca gözlerim
    gözlerini
    aramıyor! ! ! ! Bu yüzden senden vazgeçmek daha kolay.. İçindeki yani
    hayalindeki
    ben gerçek ben ile kirlenmeyecek....

    Bazen kendime nasıl bu hale geldik diye soruyorum; ilişkide neden nasıl gibi
    soruların sorulmaması gerektiğini bilmeme rağmen.. İlişkinin muhasebesi
    yapılır
    mı? Ben ilk defa yaptım.. Ne verdim ne aldım diye düşündüm.. Çok şey almışım
    ama
    hiçbirşey verememişim.. Bu da benim eksikliğim.. Gerçek benin eksikliği..
    Senin
    hayal ettiğin olduğunu düşündüğün insanın değil.. Benim eksikliğim..

    Gece ilerliyor.. Diğer eksikliklerim aklıma geliyor.. Sevdiğimin hayatındaki
    sorunlara ortak dahi olamayan beni düşünüyorum.. Bak gördün mü bu bile
    sendeki
    benden farklı.. Ama diyorum ya ben buyum, ben böyleyim.. Beni tanı..

    Neredeyse sabah oluyor.. Bu seferde en büyük eksikliğim aklıma geliyor..
    Seni
    düşünüyorum..

    Şimdi git.. İçindeki ben daha fazla kirlenmesin..

    Not: Avuçlarında ben, burnunda benim kokum.. Ben seni çoktan unuttum.. Sen
    beni
    unutamayacaksın..

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    27.04.2007 - 18:20

    Keşke bana beni bir kez sevdiğini söyleseydi




    10. Sınıf

    İngilizce dersinde yanımda bir kız oturuyordu onun için 'benim en iyi
    arkadaşım' diyordum... ama ben onun ipek gibi saçlarına bakıp onun benim
    olmasını istiyordum... Ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu
    biliyordum, dersten sonra kalktı ve geçen gün sınıfta olmadığı için o günün
    notlarını istedi ona notları verirken bana teşekkür etti ve yanağımdan öptü.
    Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok
    seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum...

    11. Sınıf

    Telefonum çaldı, arayan oydu ve ağlıyordu bana aşkın nasıl kalbini kırdığını
    anlattı, beni evine çağırdı, yalnız kalmak istemediğini söyledi, bende
    tabiki gittim, koltuğa, onun yanına oturdum, güzel gözlerine bakmaya
    başladım ve onun benim olmasını diledim, 2 saat sonra Drew Barrymore'un bir
    filmi başladı ve onu izledik filmi izledikten sonra uyumaya karar verdi,
    bana her şey için teşekkür etti ve yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş
    olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama
    söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum...

    Son Sınıf

    Mezuniyet balosundan bir gün önce yanıma geldi ve 'çıktığım çocuk hasta ve
    partiye gelemeyecek' dedi, benimde çıktığım biri yoktu ve 7. sınıfta
    birbirimize söz vermiştik eğer çıktığımız biri olmazsa partilere birlikte
    gidecektik, 'en iyi arkadaş' olarak. Ve partiye birlikte gittik, o akşam çok
    güzeldi, her şey yolunda gitti, partiden sonra onu evine kapısının önüne
    kadar bıraktım, kapının önünde ona baktım o da bana o güzel gözleriyle
    gülümseyerek baktı. Onun benim olmasını istiyordum... Ama o bana benim ona
    baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum, bana 'hayatımın en güzel zamanını
    geçirdiğini' söyledi ve yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak
    istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum
    nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum...

    Günler, haftalar, aylar geçti ve mezuniyet günü geldi çattı...

    Sürekli onu izledim onun mükemmel vücudunu seyrettim. Diplomasini almak için
    sahneye çıkarken sanki havada süzülen bir melek gibiydi. Onun benim olmasını
    istiyordum... Ama o bana benim ona baktığım gözle bakmıyordu bunu
    biliyordum. Herkes evine gitmeden önce yanıma geldi ve ağlayarak bana
    sarıldı sonra başını omzuma koydu ve 'sen benim en iyi arkadaşımsın,
    teşekkürler' deyip yanağımdan öptü. Onu sadece arkadaş olarak istemediğimi
    bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum nedenini
    bilmiyorum ama çok utanıyordum...

    Aradan yıllar geçti...

    Bir kilisedeyim ve o kızın nikahını izliyorum... evet artık evleniyordu,
    onun 'evet, kabul ediyorum' demesini, yeni hayatına girmesini izledim, başka
    bir adamla evli olarak. Onun benim olmasını istiyordum... Ama o bana benim
    ona baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum. Yeni hayatına girmeden önce
    yanıma geldi ve 'nikahıma geldin teşekkürler' deyip yanağımdan öptü. Onu
    sadece arkadaş olarak istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum
    ama söyleyemiyordum nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum...

    Yıllar çok çabuk geçti...

    Şu an benim bir zamanlar en iyi arkadaşım olan kızın tabutuna bakıyorum,
    eşyaları toplanırken lise yıllarında yazdığı günlüğü ortaya çıktı... Hemen
    günlüğünü aldım ve günlükte okuduğum satırlar şöyleydi...

    'Onun gözlerine bakarak onun benim olmasını diledim... Ama o bana benim ona
    baktığım gözle bakmıyordu bunu biliyordum. Onu sadece arkadaş olarak
    istemediğimi bilmesini istiyordum, onu çok seviyordum ama söyleyemiyordum
    nedenini bilmiyorum ama çok utanıyordum... Keşke bana beni bir kez sevdiğini
    söyleseydi... julian 1977 venedik

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    27.04.2007 - 18:14

    Avuçlarında ben, burnunda benim kokum.. Ben seni çoktan unuttum..



    En sonunda Bitti...

    En sonunda bitti.. Bittiğine üzülmüyorum ve seni özlemiyorum..

    İlk defa ayrılığı seviyorum.. Senin söylediğin gibi.. En azından içindeki
    ben
    kirlenmeyecek.. İşte bu yüzden bu ayrılığı seviyorum.. Bu yüzden akşamları
    yastığıma sarılıp ağlamıyorum.. Bu yüzden sabahları uyanınca gözlerim
    gözlerini
    aramıyor! ! ! ! Bu yüzden senden vazgeçmek daha kolay.. İçindeki yani
    hayalindeki
    ben gerçek ben ile kirlenmeyecek....

    Bazen kendime nasıl bu hale geldik diye soruyorum; ilişkide neden nasıl gibi
    soruların sorulmaması gerektiğini bilmeme rağmen.. İlişkinin muhasebesi
    yapılır
    mı? Ben ilk defa yaptım.. Ne verdim ne aldım diye düşündüm.. Çok şey almışım
    ama
    hiçbirşey verememişim.. Bu da benim eksikliğim.. Gerçek benin eksikliği..
    Senin
    hayal ettiğin olduğunu düşündüğün insanın değil.. Benim eksikliğim..

    Gece ilerliyor.. Diğer eksikliklerim aklıma geliyor.. Sevdiğimin hayatındaki
    sorunlara ortak dahi olamayan beni düşünüyorum.. Bak gördün mü bu bile
    sendeki
    benden farklı.. Ama diyorum ya ben buyum, ben böyleyim.. Beni tanı..

    Neredeyse sabah oluyor.. Bu seferde en büyük eksikliğim aklıma geliyor..
    Seni
    düşünüyorum..

    Şimdi git.. İçindeki ben daha fazla kirlenmesin..

    Not: Avuçlarında ben, burnunda benim kokum.. Ben seni çoktan unuttum.. Sen
    beni
    unutamayacaksın..

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    27.04.2007 - 18:07

    birbirini ilk defa gören ama sanki yıllardır tanıyormuş gibi hasretle kucaklaşan




    serin bir ankara sonbaharıydı biz ilk buluştuğumuzda...
    birbirini ilk defa gören ama sanki yıllardır tanıyormuş gibi hasretle
    kucaklaşan iki insan...
    mavi soğuk renklerdendir..
    ve maviydim ben onun için...
    rengim mavi...
    mevsim sonbahar...
    içimizi ısıtacak sıcak bir çay içtik beraber..
    hayatımda içtiğim en lezzetli çaydı belki...
    çay..
    sıcak..
    soğuk..
    sigara..
    ve kokusu başımı döndürmüştü...ve buluştuk biz...
    mevsim kışa döndü...
    biz buluştuk...
    lapa lapa yağan
    kara ve ankaranın ayazına aldırmadan onu bekliyordum.. nasılsa sıcak
    birçayla içimizi ısıtırız diye..
    ısındı da.. öyle ısındı ki...
    tutkuyadönüştü benim için.. bu son buluşmamız dediğim her seferinde onu
    görebilmek için yeniden bekliyordum...
    beklemek.....
    kış bitti... karlar eridi...
    ve eriyen karlar gibi o da hayatımdan usulca çekip gitti...
    dedim ya..
    maviydim onun için ben...
    gece yerde mavi mavi parlayan karlar gibi......

Toplam 1039 mesaj bulundu