Meltem Balı Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkın ...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:55

    Acıya Ayak Uydur

    Gözyaşlarını akıtmaktan çekinme sakın
    Bırak aksın deli dicle gibi
    Dönsün gözlerin yavrusunu kaybetmiş bir anneye
    Sen acıya ayak uydur

    Yürek kanasın alabildiğince korkma sakın
    Bırak büzüşsün damarların büzüşebildiğince
    Dönüşsün aslandan kaçan ürkek bir ceylana
    Sen acıya ayak uydur

    Bir pencere aç demlice bir çay eşliğinde
    Soluklan bir ağacın dibinde
    Bütün hırpalanmış kaldırımlar senin
    Bırak yağmur yağsın yağabildiğince
    Sen acıya ayak uydur


    Hakkıyla yaşansın bütün aşklar
    Aşkın ispatı değilmidir acı
    Acı denk değilmidir gözyaşına
    Ucuzdur gözyaşı ama aşkın yanında
    Denk olmaz hiçbirzaman Leyla ile Mecnuna

    Hakkıyla yaşansın bütün aşklar
    Sen iyisi mi
    Acıya ayak uydur.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:53

    Aç Kapıyı Ben Geldim

    Korka korka değil usul usul değil
    Elim yüreğimde çarpa çarpa geldim
    Aç kapıyı bak ne diyeceğim
    Bir senin ellerinden bir senin gözlerinden
    Dişlerinden dudaklarından
    Nergisler ocak ayında açtı
    Kendimden bahsetmeyeceğim
    Yediveren güllerden duvarlardan sarkan güllerden
    Çocuklardan sabah erken okula giderlerken
    Atlardan bahsedeceğim
    Kan ter içinde atlardan
    Aç kapıyı bak ne diyeceğim
    Ne kadar küsülü çocuk varsa barıştırdım oynuyorlar
    Tam kırk çeşit sarmaşık gül buldum penceremin dibinde açacak

    Ekinleri dolu vurmadı çekirge gelmedi kurak olmadı
    Yorgunum demiyeceğim bir evimiz olsa demiyeceğim
    Yüreğim daralıyor demiyeceğim

    Bir baksan gözlerime başını çevirmeyeceksin
    Yürüyüp gitmeyeceksin elini çekmeyeceksin
    Bir baksan gözlerime
    Dağda yakılmış ateşler göreceksin
    Aç kapıyı kim geldi bak
    Bak nasıl havalandı güvercin
    Açmam diyemezsin artık
    Aç.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:52

    Papatyayla Nilüfer



    Papatyayla Nilüfer
    Mavisi yeşiline karışmış, uzun uzun ağaçların gölgelerini cömertçe sunduğu, türlü türlü böceklerin, çiçeklerin yaşadığı, insanoğlunun pek az uğradığı ormanlardan birinde güzel bir göl vardı.

    Suyu berrak mı berrak, serin mi serin... Gölün kıyısında hayat bulmuş boynu bükük papatya, yanıbaşında o eşsiz büyülü suyun içinde açmış olan, en az kendi kadar yalnız görünen nilüfer çiçeğine sevdalanmıştı.

    Onun görkemli görüntüsünü, saf, masum, asaletli halini hayranlıkla seyrediyordu hergün.

    Nilüfer çiçeği de kayıtsız değildi sevgili papatyasına karşın. Birbirlerine sevgiyle bakıyorlar, şarkılar söylüyorlardı birlikte. Yalnızlıklarını unutuyorlardı şu koskoca orman içinde...

    'Tanrım' diyordu papatya içinden kimi kez;

    'Bu güzelliğin yanında benim yerim nedir ki? O suyun içinde yaşar bense toprakta... Elimi uzatsam tutamam bile onu... Oysa öylesine istiyorum ki onun yanında olmayı... '

    'Ey güzel çiçeğim, ey benim nilüferim seviyorum seni. Lâkin öylesine çaresizim ki. Sana nasıl ulaşacağımı bile bilmiyorum. Evet, orada olduğunu bilmek, sesini duymak, güzelliğini görmek bile yetiyor bana ama istiyorum ki elini tutayım, güzelliğine dokunayım.

    Gel gör ki ben bir papatyayım, sen ise bir nilüfer. Ayrı dünyalarda yaşayan iki ayrı çiçek...'

    Nilüfer, karşılıksız bırakmadı papatyanın sözlerini:

    'Papatyaların en tatlısı, kemandan çıkan müzik aynı ama nağmeleri çıkaran teller ayrıdır. Sen başkasın, ben başkayım, sen ordasın, ben buradayım diye yerinme.

    Gönül sesine kulak ver yalnız. Birşeyi istiyorsan yürekten iste.

    Sevgi, aşk, ne büründüğün kıyafeti, ne makamı, ne mesafeleri ne de başka bir şeyi dinler. Onun fermanı okunmaya başladı mı herşey susar. Herşey çaresiz kalır.

    Sevgi söz konusu olduğunda kişi kendi dışındaki güçlerin insafına kalmaz. Çünkü; kendisi de güçlü bir varlık haline gelir. Ruhunun derinliklerinden gelen bu ezgi güçlenmeye başladıkça kayıtsız kalamaz buna tüm evren.

    Sen ki benim güzelliğime, aşkınla güzellik katmakta, yalnızlığımı örtbas etmektesin. Benim ve kendinin varolduğumu ispatlamaktasın dünyaya.

    Şimdi kapat gözlerini sımsıkı...
    Sıyrıl tüm düşüncelerinden...
    Yalnızca ama yalnızca beni düşle...
    Yanımda olduğunu, gölün sularında elimi tuttuğunu hayal et. İste beni...
    Göreceksin ki sevginin aşamayacağı engel yoktur! ..'

    Papatya, nilüferin dediğini yaptı. Yalnızca ama yalnızca onun hayalini doldurdu tüm benliğine.
    Kendini güzeller güzeli çiçeğinin yanında farzetti. İstedi... İstedi...

    'Aç gözlerini! ' dedi nilüfer.
    Papatya şaşkınlık içindeydi gözlerini açtığında.
    Sevgili çiçeğinin yanında, gölün suları içinde bir nilüfer çiçeğiydi artık o da...

    Sevmek...
    İstemek...
    Hayaletmek...
    İnanmak...

    Olmayacak şey yoktur!
    Eğer ki; bu duygulara sahipseniz...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:52

    Deniz kızı,

    Gecenin mavi derinlikleri ve beyaz yıldızlar,
    Düşer parıltıları okyanusun sisli sessizliğine,
    Köpürmeye başlar azgın okyanus dalgaları,
    Dans etmeye başlamıştır bile yunuslar
    Azgın okyanus dalgaları üzerinde,
    Onları izliyor sanki; okyanusun altında bir sessizlik,
    Derinlerde yalnız olmadığını anlıyor,
    Sanki bir melek uzaktan gelmişcesine
    Okyanusu o koruyor derler,gelen sessizlik içinden,
    Efsane olmuştur deniz kaşifleri arasında,onların birer parçası,
    Kalbi,
    Hayat ışığı,
    Bir limana gelen yolcu gibi karşıladı; deniz feneri,
    Işık tuttu sisli okyanus dalgaları arasında,
    Aşklara hikaye oldu efsaneleşti,
    O bir deniz perisi ışığında yalnızlığı tercih etti,
    Onun dünyası okyanusların derinlikleri derinlikleri derinlikleri oldu..
    Herkes ona aşıktı,
    Ama o evet o
    Okyanuslara,
    Çıktı bazen sessizliğin üstüne,
    Dayanamadı derinlerden uzak kalmaya,
    Yavaş yavaş derinlere doğru çizdi rotasını,
    Onun yuvası derinlerdi
    Aşkları derinlerdeydi,
    Dünyası orası,
    O bir deniz kızı'dır.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:51

    İZİN VERİRMİSİN HAYAT! ! ! !

    Kısa bir mola vermek istiyorum, izin verir misin hayat...

    Acıyan yerlerimle kelimelere sığınma vakti şimdi,
    Uzak şehirler arıyorum yüreğimin yabancı olduğu.
    Keşfetmediğim, görmediğim, bilmediğim bir yer olmalı...
    Hatırlatmamalı seni bana...

    Demek ki deniz olmamalı....

    Vedalaşmamalıyız seninle,
    Sana bu iyiliği yapmamalıyım!


    İlk kez nefretin eşiğindeyim, ama...

    Senden vazgeçemem... Bilir herkes...


    Acıyan yerlerimle düşlere sığınma vakti şimdi,
    ne olur yakmayın ışıkları, ben herşeyi çizerim düşlerimle...
    Neden yine yabancılaştım?
    Bu senin suçun...

    Herkes kendi ipini çeker,
    Herkes kendi akıtır gözyaşını,
    Ama...

    Sen ben yok aramızda... Bilir herkes...

    Senden ricalarımı anlatmam zor sana...
    Ne olur çok görme bana hayatı. Ne olur dokunma...
    Acıtma...
    Gülümsememi sever sevdiğim en çok, bari ağlatma...


    Kısa bir mola vermek istiyorum, izin verir misin hayat...
    Gerçekler sancı yapıyor, az bir düş alıp döneceğim!

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:49

    sen bana yalnızlıkların penceresineyken geldin..



    sen bana yalnızlıkların penceresineyken geldin..
    seni hiç görmesemde...
    gözlerine hiç bakmasamda...
    biliyorum ki sende beni benim seni düşündüğüm kadar düşünüyorsun...
    sen öğrettin bana,aradaki mesafelerin
    gerçek dostluklarda öneminin olmadığını,
    sen öğrettin bana,üzüntülerin paylaşıldıkça azaldığını,sevinçlerin ise
    arttığını
    sen öğrettin bana,hayata karşı mücadeleci olmayı
    ve sen öğrettin bana herşeye rağmen hayatın
    güzelliklerle dolu olduğunu ve yaşanması gerektiğini...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:48

    Yapayalnız bir papatyayım ben



    Kar altında soğuktan üşüyen,
    Yapayalnız bir papatyayım ben
    Güneşe hasret bekliyorum
    Yaprağımı hiç dökmeden
    Üzülmüyorum,
    Beni de bir bekleyen var biliyorum
    Bahar gelir, karlar erir
    Ve ben;
    Çığ altından sağ çıkan bir yiğit edasıyla
    Yeni doğan güne dönerim yüzümü
    Sabır ekerim toprağa,
    Umut alırım
    Ve bir sabah;
    Hayallerin renkli şavkı vurur gözlerime
    Yaralarımı sararım
    Kar altında soğuktan üşüyen,
    Yapayalnız bir papatyayım ben
    Bunu da atlatırım! ......

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:46

    AH BİR SANA SARILSAM. AMA SANA SADECE
    Sana geliyorum umut tarlalarına ' sevdamızın ' güneşini ekerek. Vuslat kelimelerini tozlu raflardan indirip sana geliyorum. Biliyorum, avuçlarında hasretin alazları yanıyor.. Külleniyor vuslatın kelimeleri yüreğinde.. Bekle beni, avuç içlerindeki kör olası yangınları ıslak kirpiklerimle söndürmeye geliyorum. Yürüyorum zifiri uçurumları aşarak. Gözlerin ' gelecek diye ' perdelerin arasında gözyaşıyla ıslanmasın. Ben karanfillerin gülümsediği kuşluk vaktinde saçlarına süzüleceğim. Haydi, saat çoktan gece yarısını geçmiş olmalı oralarda..Uyutamasan da hasreti, ne olur gözlerini kapa yıldızlara.. Ben gelirken, yüzündeki hüzün bulutlarını topla göğünden ve uykuya dalmış ' vuslat ' türkülerini kaldır kirpiklerinden..

    Umut fakiri sevdamla kana kana gülüşlerini avuçlarından içmeye geliyorum. Uykular haram sana kavuşana kadar. Geldiğimde bir tutsam ellerini, bir öpsem yüreğini goncalar tebessüm edecek toprağın altından..Güller dökülecek yıldızların avuçlarından..Ah bir sarılsam sana..Rüzgar bile kıskanırdı kavuşmamızı..Sana geliyorum. Leyla'sına ağlamaklı Mecnun yoldaşım, Aslı' sına kavuşması prangalı Ferhat ise arkadaşım oldu bu yolculukta. Biliyorum zaman akmıyor takvimlerin belinden..Saatler gece yarısını çoktan geçse de uzanamıyorsun yatağına..Hissediyorum bana kavuşmadan yatağına sanki çiviler serpiştirilmiş..Haydi, kapat perdelerini..Süzülmesin gözlerinden yanağına doğru ıslak nehirlerin..Mahpusa düşmesin sevda kokan kelimelerin..Bekle beni, geldiğimde cebinde biriktirdiğin gözyaşlarını yüreğimde kurutacağım. Doya doya sarılıp gözlerinde baharları soluyacağım.

    Sana geliiyorum yetim cocukların düşlerini sırtıma yüklenerek. Aşındırıyorum vuslat kaldırımlarını..Karanlığı eze eze sana koşuyorum. Aldırma ellerimin titremesine. Kolay mı gözlerindeki solduğum ' hayali ' Cenneti nefesinde hissetmek? Kolay mı ellerine sürülmüş bahar kokusunu doyasıya içime çekmek? Kolay değil elbet..Kelimeler anlatamıyor içimde büyüyen heyecanı..Of dizlerim titriyor yine.. Ter basıyor alnımı..Yıllar haince güneşini vursalar da, gülen yüzünü soldursa da acılar ne olur ağlama ne olur..Sabır elbisesini giyin üzerine..Umutlarını kanatlandır karanlık gökyüzüne..Ben senin icin yollardayım..Azığım gülüşün, katığım acıların olmuşken biraz daha dayan gül yüreklim..Geldiğimde ' vuslat ' ateşiyle küllendireceğim arsız sancılarını..Ben sökeceğim takvimlerde asılı kalmış gözyaşlarını..Ne olur taş kundaklarda uyut hasretini..Ne olur silme ıslak kirpiklerini..Ben o ıslak yüreğini ' sıcak umutlarımla' sileceğim..

    Yürüyorum karlı dağları birer birer aşarak. Yorulsam bir an, buğulu bakışlarında ' sağır akşamları ' senin yanında karşılamanın huzuruyla dinleniyorum..Of serçe edalı bulutların koynunda yürür gibi sana koşuyorum. Bazen yolunu kaybetmiş yağmur yüklü bulutlar ' vuslatın ' kentini soruyor bana..Bende peşimden gelmelerini söylüyorum..Gögünü yitirmiş kuşları peşime takıp hep birlikte sana geliyoruz..

    Sana geliyorken yokluğunu küllendirdim aldığım her nefeste..Hayalimde gözlerini kaç kez öptüm..Kaç kez gül bahçelerinden cicekleri çaldım....Sana geliyorum utangaç ve mahçup bir cocugun düşlerini yüregine sermek için. Gelirken, kaç kez pusulara düştüm. Hor görüldüm karanlıklarda...Öyle zifiri idi öyle katransıydı ki geceler, bastığım her adımda Yusuf ' un kör kuyuları sandım. Lokma lokma acılarını sundular boğazıma..Ne olur üzülme sen.. Gecelerde yakılsa da bedenim ne olur ağlama sen.. Küllerimden saçlarına gülleri motifleyeceğim.Denizlerin dibindeki incileri yüreğine dizeceğim..Biraz daha sabret uykusuzluga ve bu vuslat kokan yalnızlığa.

    Uçurum kenarında toprağa kökleriyle delice tutunmuş 'umut çiceklerini ' yüreğimle toplamaya geliyorum. Başını dayayıp bir çocuk gibi utanmadan ağlayabileceğin ' omuz ' olmaya geliyorum.Dilimde Şehrayin türkülerini yakıp kaldırımları aşıyorum..Bil ki, bu yolculuk ' vuslata ' gebe.. Bu yolculuğun sonunda ya karanlıklarına yıldızları dizeceğim ya da saçlarına baharları işleyeceğim..Bu mapusluk, bu hasret bitecek elbet..Kangren gecelerin yoklugumda islenmeden, ak alınlı günlerin karanlığa bürünmeden kelebeklerin sırtından avuçlarına düşeceğim bir çiğ tanesi gibi..


    ' Sana geliyorum gül yüreklim
    Vuslatı senin gözlerinde yaşamak için.
    Uçurumları aşıyorum
    Gözlerinde ' hayali ' Cenneti solumak için.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:46

    Şu ânıma hediyesin

    Nefes almak istiyorum. Adin hep boğazımı düğümlüyor. Konuşamıyorum, oysa çok ihtiyacım var karşıma alıp seninle konuşmaya... Ya da hıçkırasıya ağlasam karşında. Hepsi ihtiyaç bunların. Oysa yoksun artik, ne özlemek kaldı senden geriye, ne de acındırmaya gerek kaldı ağlamaklı tavırlarla. Yoksun artik, neden ağlamıyorsam, bilmiyorum ama çözüm üretiyorum hep ağlamamak için. Fotoğraflarına bakıyorum,
    konuşmalarımızı okuyorum, vay be demek için.

    Affet ama artik aşkın varlığından söz etmek beni çaresizliklere ve soru işaretlerine sürüklüyor. Aska inanmamak beyhudeliklerde bir kurtuluş ve inanmak istemiyorum şimdilik. Bitiriyorsan, bir cümleyle bitir bu acımı, beklemesi olmasın, çırpındırma beni can çekişen kelebekler gibi. Kendimde dayanma gücü bulamıyorum eskisi gibi. Sensizlik içinde belaya sokuyorum bu başımı. Acımasızca hırpalıyor anılar. Gel dersem nankörlük yaparım kendime, geleceksen her şeye razı olurum eskisi gibi.

    Gece gece çöküşündü beni sürükleyen biçareliğime. Kim sevecekti seni benim kadar? Kim bakabilecekti kahverengi gözlerine? Kim eriyecek o bakışlarda? Kim ağlayacaktı sensizliğe benim kadar? Kim olacaktı yanında en yalnız zamanlarında? Kim özleyecekti seni yanındayken dahi? Off deli kız... Şimdi, bu saatlerde, bu günlerde birlikte olmayı planlamıştık biz... Hatta... Burayı söyleyemiyorum hep dilim kapaklanıyor kursağımda. Çöktün yine hislerime gecenin bir vakti sebepsizce. Hep yalnızlığımı geçiştirmeye çalışıyorum, oysa her anıma damga vurmuşken sen, hep başarısız kalıyorum böyle durumda. Ne yapabilirimleriminde hep sen hedef oluyorsun. Çok şey yapabilirdik belki de... Ne demeli burda? Susmalıyım yine...

    Son bir şey... Belki kızacaklar bana! Ben seni hala çok......... Giriş, gelişme ve sonuç, bir aşkın anatomisine altın harflerle yazılmış.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:45

    BAKMA



    Gülüşüne dudaklarımın
    Bakma kar yağmamış
    Simsiyah saçlarıma
    Gülen gözlerime
    Neşeli halime
    Hiç bakma
    Öylesine hüzünle dolu
    Öylesine umutsuz ki dünyam
    BEN
    ya var,
    Yada yokum
    Dolaşıp duran cismime bakma.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:45

    Doğum Günü Ölüm Günü

    ne çok gelir aklıma, hem ne çok
    güneşlisinde, bulutlusunda
    ekmek buğusunda bir aç, bir tok
    yokluğun masum umutlusunda
    elimde var ise gözümde yok

    geldikçe aklıma, yok kimseler
    ve öyle varlar ki; denizde kum
    perdede anaforu resmeder
    baktığım aynada yüzsüz vakkum
    ağladıkça ben, ruhum serinler

    gidenler gelmez, kalmaz kalanlar
    şimdi kara sırrıyım aynanın
    sağ gözüm güler, sol gözüm ağlar
    haydi dizlerim, haydi dayanın
    bir sadık yarin göğsünde mezar

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:44

    YANLIŞ ANLAMA



    Amacım seni üzmek değildi
    sakın beni yanlış anlama
    pişman olmanı isteyemem senden
    yada senin ağlamanı yanlış anlama

    sadece beni dinlemeni isterim
    birazcık kabullenmeni fikirlerimi
    yada ne bileyim yanlış anlama
    kendi doğrularını değilde
    birazda benimkileri düşünmeni isted

    sevmeni istedim benim sevdiklerimi
    ama senim gibi deil,benim gibi
    görmeni istedim güneşi yanlış anlama
    tıpkı benim gördüğüm gibi......

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:44

    YÜREK ÇİZGİM



    Yangınını döktü içim,
    Kalemin keskin yanıyla,
    Kazıdım karanlığı.

    Her kıvrımında,
    Bir volkan misali alev aldı,
    Hüzne boğuldu çizgiler,
    Siyaha kı.

    Belki;
    Sevdaya yelken açtı.

    Belki de;
    Ayın yeniden doğuşunu anlattı.

    Kimi zaman;
    Doldu umutla,
    İçimdeki yaşanmışlıklara battı.

    Kalemin
    Her kıvrılışında,
    Yüreğimin sızısı arttı.

    Her dokunuşunda,
    Ayrı bir yön çizdi,
    Boynu bükük kıvrımlarda.

    Kimi zaman;
    Anlatamadı olan biteni,
    Sessizce yol aldı kalem ucunda,
    Süzüldü inceden inceye.

    Derin manalı,
    Bir o kadar da edalı,
    Suskunluğumu yaşadı,
    Beni anlattı,
    Ağlattı.

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:43

    mutluluk



    Mutluluktur insanları bir arada tutan
    Kimileri bulan,kimileri bulamayan
    Güzel olan her şeyi durmadan arayan
    Ağlarken gülen,gülerken ağlatan

    Esirgenmez bir fedakarlıktır o
    Metreyle satılmaz, kiloyla alınmaz
    Değerini hiçbir sarraf bilemez
    Gönüllere taht kurmuştur o

    Rahatlatan bir duygudur rüzgar gibi,
    Dalgalanır gönüllerde bayrak gibi
    Kanat çırpar özgürlüğe uçan kuş gibi,
    Zincire vurulmaz bir esirdir o

    Ağlarken ayrılmaz yanı başından,
    Bir dirhem almıştır göz yaşından
    Hatırlarsın onu genç yaşından,
    En güzel arkadaştır o

    Laleler ve güller hepsi senin olsun,
    En güzel mutluluklar seni bulsun
    Bu dünyada hep yüzün gülsün
    Çektiğin acıların çaresidir o
    Mavi

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:42

    KIŞIM BAHARA DÖNDÜ GÜLÜM



    Ansızın doğan güneşimdin
    Işıklarında kamaştı gözlerim
    Yediveren gülleri açıverdi
    Hüznün o sisli bulvarında
    Kalabalık insan selini gördüm
    Kendimle hesaplaştım acımasız
    Yanlışlarımı, doğrularımı
    Vicdan terazisinde tartım
    Döndüm aynaya baktım
    Yıllara meydan okurcasına
    Karanfil kokulu sevdalara daldım
    Ahde vefada hep seni gördüm
    Kışım bahara döndü gülüm…
    Umutlarımı yazdım her gece
    Tükenmeyen yaşama sevincimi
    Paylaştım her dost meclisinde
    Sahte bakışlara kanmadan
    Yalanlara sırt çevirdim yüreklice
    Onuru başıma taç yapmak için
    Kırıldım ama hiç eğilmedim
    Özünde mert seni gördüm
    Kışım bahara döndü gülüm…

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:42

    sana



    Olmuyor demiş şair dizelerinde,
    Olmuyor alışmışım ben seni her gün görmeye,
    O güzel kokunu içime çekemeyeceksem her gün,
    Göremeyeceksem gülyüzlümü her gün,
    Hiçbir şey yapmak gelmiyor içimden anla beni...

    Sana açamadım belki sevdamı ama sevmediğimden değil,
    İçimde sevgini yaşamak delice, ama kendime bile söylemeden
    Bu mutlu etti hayata bağladı beni
    Ama yoksun yanımda şimdi,
    Bulamayınca birtanem yerinde seni,
    Tükeniyorum... Tükeniyorum...
    Anlatamıyorum kimselere seni sevdiğimi

    Anlatamam, anlatmam çünki yaşatmazlar bana sevgimi...

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:41

    dostum



    Umutlarımın tükendiği anda çıktın karşıma
    Kocaman yüreğini açtın sen bana dostum
    Kapkara gecelerde düşerken tuttun ellerimi
    Kalbimin son sahibi artık sen oldun dostum,

    Aşk nedir diye sorsalardı kalbimi gösterirdim
    Dostluk nedir diye sorsalardı seni gösterirdim
    Hüzünlü anları sorsalardı sensizliği gösterirdim
    Mutluluk nedir diye sorsalardı bizi gösterirdim

    Sımsıcak dostluğunla yeşerdi tüm dünyam
    Seninle gülerek bakıyorum hayata dostum.
    Hayırlı olsun sonumuz inançlıyız ne hoş
    Bu yüce sevgimiz bulmasın son dostum

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:40

    BENİ BAĞIŞLA, SENİ SEVİYORUM
    Beni bağışla aşkım, aşkımı hoşgör artık
    Beni hoşgör, beni bağışla, seni seviyorum.

    Yolsuz yordamsız bir kuş gibi öksendeyim
    Yüreğim tir tir, örtüsünden kurtulmuş
    Şimdi yoksul, şimdi çırılçıplak, şimdi soyunuk
    Acını esirgeme benden, ko sarınsın yüreğim
    Ko giyinsin, ko kuşansın, ko örtünsün. Sonra
    Beni bağışla aşkım, beni hoş gör, seni seviyorum.

    Eğer bir lokmacık bile sevemezsen beni,
    Hiç mi hiç sevemezsen eğer
    Acımı bağışla, beni hoşgör, seni seviyorum.

    Bana öyle eğri bakma, ırak durma ellerden
    De, kuytuma çekilirim, de karanlığa kavuşurum
    Sımsıkı tutarım ellerimle utancımı
    Sarıp sarmalarım, dürüp bükerim
    O an yüzün eğ benden aşkım, kaçır benden
    Beni hoşgör, beni bağışla, seni seviyorum

    Gün gelir, hayalin erişir karanlık yiter
    Meyil verirsin bana, gün gelir
    Şimdi çaresizim, yalnızım, kolum kanadım kırık
    Beni bağışla aşkım, beni hoşgör, seni seviyorum

    Seni seviyorum, yüreğim mutluluk selinde
    Kapıp koyveriyor kendini gurbetlere varıyor
    Gülme bu korkulu gidişime, gülme bağışla aşkım
    Beni bağışla, beni hoşgör, seni seviyorum.
    Rabindranath Tagore

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:40

    Sana Hasretti Güller

    Dalindaydi belki gül
    Güzeldi, canliydi
    Sevda yüklüydü bütün yapraklari
    Koparmaya kiyilamazdi
    Sende sevda yüklüydün
    Sende de ask vardi
    Senin ellerine degince gül
    Bir baska anlama kazanirdi
    Senin elerinde sevgi dolu aglarlardi
    Bütün güller sende hayat kazandi
    Bahar geldigi zaman
    Dalinda kopmak için sana bakarlardi
    Hayati sende bulmak isterlerdi
    Yapraklarini sende açmak
    Günesini, isigini ve suyunu
    Senden almak isterlerdi
    Senindi artik bütün güller
    Güllerin bir sevdasi vardi
    Oda sendin
    Hep senin ismindi onlarin gözyaslari
    Sana aglardi güller
    Güller senin eline o kadar çok yakisiyordu ki
    Ve güller seni o kadar çok sevdi ki
    Senden baskasini bir sevgi dali bilmediler

    Mehmet Akif Akay

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:40

    SON İLKBAHAR



    Gün sona ermeden önce
    Benim bu arzumu yerine getirmelisin
    Yalnız bir defa için,
    Bahar çiçeklerini
    Beraberce toplamağa gidelim.
    Senin bahçene
    İlkbahar ayları
    Tekrar tekrar gelecekler.
    Yalnız seninle eğlenmek için
    Dua ediyorum.
    Günlerim! ...
    Boşuna geçip gittiler
    Onları ihmal ettim.
    Ansızın bugün
    İkindi aydınlığında
    Gözlerimin
    Seninkilerle buluştukları anda
    Daha fazla zamanın
    Olmadığını anladım.
    Bunun içindir ki
    Bir hasis gibi
    Belki de,
    En son baharımın günlerini
    Büyük bir sabırsızlıkla
    Saymaktayım.
    Ey sevgili! ...
    Korkma!
    Senin çiçekli bahçelerinde
    Uzun zaman duracak değilim
    Ve
    Ne bugünün sonunda
    Ne de veda anında
    Ardıma dönüp bakacağım.
    Onlarda gözyaşı görmeği bekliyecek
    Gözlerimi seninkilere çevirip
    Bakmıyacağım
    Gül sevdiceğim! ...
    Tatlı kahkahalarla gül....
    Ve sonra
    Sincabın ardından
    Onu korkutmak için koş.
    Kulaklarına
    Unutulmuş hatıraları
    Fısıldamayacağım
    Ve seni
    Acele yolunda
    Durdurmayacağım.

    Rabindranath Tagore

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:39

    BENİM GÖLÜME GEL TESTİNİ DOLDURACAK



    Ben hep ayaktayım seni bekliyorum
    Benim gölüme gel testini dolduracaksan
    Göreceksin sularım ayaklarını öpecek
    Aşkımı anlatacak, göreceksin
    Bu gölgesi kumlara vuran yağmur bulutudur.
    Siyah zülfün üstüne kaşın, gözün üstüne
    Bu bir tutamlık yağmur bulutudur vuran
    Ben hep ayaktayım seni gözlüyorum
    Benim gölüme gel testini dolduracaksan
    Tüm bayırı yaban çiçekleri sardı
    Taze çime otur, yüzüne peçeni vurma
    Sularım seni bekliyor bakıp düşe dalacaksan
    Ben hep ayaktayım seni bekliyorum

    Rabindranath Tagore

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:38

    SENİ, YALNIZ SENİ



    Seni-yalnız seni der yüregim
    Yalnız seni-yalnız seni-yalnız seni
    Günümde gecemde nice tutkularım
    Seni der yalnız seni-yalnız seni-yalnız seni
    Bir ışık dileği şavklanır karanlıklarda
    Derininden derininden seslenir bilincin
    Seni der-yalnız seni-yalnız seni
    Nasıl çarparsa vargücüyle karayel
    Durgunluğa suskunluğu son diye
    Öyle carpar aşkına başkaldırışım
    Öyle çarpar-öyle ses verir acılı:
    Yalnız seni der-yalnız seni yalnız seni
    Yalnız..

    Rabindranath Tagore

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:36

    Ateş böcekleri



    Hayallerim,
    Canlı ışık lekecikleri,
    Karanlıkta gözkırpıştıran
    Ateş böcekleridir.

    O dikkati çekmeyen,
    Sesleri, yol kıyısı hercailerinin
    Mırıldanır bu gelişigüzel çizgilerde.

    Zihnin uykulu karanlık mağaraları içinde,
    Rüyalar
    Günün kervanından dökülen parçalarla,
    Yuvalarını yaparlar.

    Bahar, geleceğin meyveleri için değil
    Fakat bir anın kaprisi için
    Çiçeklerin petallerini saçar.

    Neş´e kımıltısız yerin zincirinden kurtulmuş
    Sayısız yapraklara doğru
    Koşar ve dans eder
    Bir gün için havada.

    Hiçbir önem taşımayan kelimelerim
    Zamanın dalgaları üstünde hafifçe dans edebilirler,
    Mana ile ağırlaştıkları zaman dibe çökerler.

    Zihnin derinliklerinde güveler
    İnce kanatlarını büyütürler;
    Ve veda ederek uçuşurlar,
    Gün batımı göğünde.

    Kelebek ayları değil, fakat an´ları sayar
    ve yeter zamana sahiptir.

    Benim düşüncelerim, kıvılcımlar gibi, kanatlanmış
    Sürprizler üzerinde giderler,
    Tek bir gülüş taşıyarak.
    Agaç sevgi ile bakar kendi güzel gölgesine
    Buna rağmen onu hiçbir vakit kucaklıyamaz.

    İzin ver, güneş ışığı gibi, aşkım seni sarsın
    Ve yine de aydınlık özgürlügü versin sana.

    Renklendirilmiş kabarcıklardır günler,
    Dipsiz gecenin yüzüne çıkan,

    Hatırlamanı istemek için armağanlarım çok küçüktür;
    Ve bunun için
    Onları sen hatırlamalısın.

    Çıkart, at ismimi armağandan;
    Bir yük olacaksa,
    Ancak şarkım kalsın.

    Nisan, bir çocuk gibi,
    Çiçeklerle tozlar üzerine hiyogralifler yazıyor.
    Onları siliyor ve unutuyor.

    Hatıra, rahibe, hali öldürüyor,
    Ve onun kalbini ölü geçmişin türbesine sunuyor.

    Mabedin kasvetli heybetinden
    Çocuklar tozda oynamak için dışarı koşuyorlar,
    Tanrı onların oyununu seyre dalıyor,
    Ve rahibi unutuyor.

    Zihnim, düşüncelerinin akışında
    Birdenbire yanan bir ışık gibi çalışmaya başlar,
    Asla tekrarlanmıyan akıcı notasıyle bir küçük ırmak gibi.

    Dağda, sessizlik kendi yüksekliğini bulmak için
    kabarmaktadır,
    Gölde, hareket kendi derinliğini tahayyül etmek için
    hareketsizleşir.

    Veda eden gecenin
    Sabahın kapalı gözlerine kondurduğu öpücük
    Şafak yıldızında parlıyor.

    Ey bakire, senin güzelliğin bir meyve gibidir,
    Henüz olgunlasmamış ve açılmamış bir sırla dopdolu.

    Onun anısını yitiren acı
    Kuş seslerinden uzak,
    Fakat yalnız ağustosböceğinin ıslığının duyulduğu sessiz karanlık saatler gibidir.

    Gerilik onun öldüren bir pençe ile gerçeği elinde güvenle
    tutmaya çalışır.
    Zayıf bir lambayı canlandırmayı arzulayarak uzun gece
    bütün yıldızlarını ışıklandırır.

    Hernekadar O
    Dünyayı
    -Gelini-
    Kollarında tutuyorsa da,
    Gök,
    Sonsuzluğa kadar
    Uzaktadır.

    Tanrı, dostlar arar ve sevgi diler,
    Şeytan, eserler arar ve itaat ister.

    Toprak hizmetine karşılık
    Ağacı kendisine bağlar,
    Gök ise hiçbir şey istemez
    Ve onu özgür kılar.

    Çocuk, tarihin tozu ile aydınlanmış
    Yaşı bilinmiyen zamanın gizliliği içersinde
    Edebi olarak oturmaktadır.

    Uzakta olan O,
    sabahleyin bana geldi,
    Işık tarafından alınıp götürüldüğünde daha da yakınlaştı.

    Beyaz ve pembe zakkumlar buluştular
    Ve, ayrı lehçelerde neş´e ile eğlendiler.

    Sessizlik
    Kendi kirlerini
    Süpürüp yürüyünce
    Fırtına olur.

    Rabindranath Tagore

  • Meltem Balı
    Meltem Balı

    09.05.2007 - 21:36

    KOLUNDA SEPETÇİK,YOLUN NERE?



    Pazar dağılmış- akşam dağlardan iniyor
    Kolunda sepetin- nereye koşuyorsun
    Dönen döndü yollar ıssızlaştı
    Ay vurdu köyde ağaçların üstüne
    Yaban ördekleri bataklığa çekildiler
    Dindi kayıkları çağıran seslerin yankıları
    Akşam dağlardan indi- pazar dağıldı
    Uyku bulutlarla yeryüzünü sarıyor
    Tek ses yok bambu yapraklarında
    Kara kargalar yuvalarında sinik
    Irgatlar döneli hani oldu tarlalardan
    Büyük avluda döşeklerini yayıyorlar.

    Akşam dağlardan indi- pazar dağıldı
    Kolunda sepetçik- yolun nere

    Rabindranath Tagore

Toplam 1039 mesaj bulundu