Yine yağmur yağıyor bu şehre Yokluğun gibi düşüyor her damla sokaklara. Yine sen kokuyor her yer baştanbaşa. Yağmur yüzüme vuruyor, yüzüm hüzne. Islandıkça seni düşlüyordum. Seni düşündükçe Seninle ıslanıyorum.
Yağmur yağıyor bu şehre Bütün camlar buğulu Buğulanmış camlara Yazıl-a-mayan adın olmasa aklımdan geçen Bu kadar sen kokmazdı belki de her damla. Yağmur yağıyor bu şehre Şehir sen kokuyor yine Her damlada alev alıyor özlemin tenimde Yine yangınlar başladı içimde Bak suda yanıyormuş işte.
Ah be Bitanesi! Yokluğuna ettiğim küfürleri, Bir bir ipe dizdiğim isyan cümlelerini, Sen bilmiyorsun, bilmede zaten Oysa bilsen, Çökünce gözlerime gözlerinin hasreti Nasılda yakıp, Yıkasım geliyor bu küçük kasvetli şehri
Yağmur yağıyor bu şehre Yıldızlar uykuda. Sende uykudasın. Yağmur yağıyor bu şehre Yağmur sen kokuyor yine Yine sen kokuyorsun bu şehirde işte.
Ne GeCMiS TüKeNDi Ne YaRiNLaR.. HaYaT YeNiLeR BiZLeRi. GeCSeDe YoLuMuZ BoZKiRLaRDaN DeNiZLeRe CiKaR SoKaKLaR...... SeNiN ICiN SaYFaLaRiMDa BiR DüNYa SaKLaDiM.. HaDi..YüReGiNi EG,BaSiNi OMZuMa DeViR USuLCa UCuNDaN TuT HaYaTiN.. SaYFaYi CeViR
Yağmur yağıyor. Mutfak camındayım. Nasıl üşüdüğümü bilemezsin. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne. Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…
Şimdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki. Hep aynı cümleler; “Babamlar nasıl, ilacını aldın mı? ” Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde. Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen mutfakta dalıp giderdin yemek yaparken, tahta kaşıkla tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; daha da fena…
Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları. Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var. Gittikçe sana mı benziyorum ben, ya da “Annenin kaderi kıza” dedikleri doğru mu? “Baban eskitir her şeyi kızım” demiştin bir kez, anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim. Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.
Şimdi duysan bunları ne üzülürsün; mutsuz mu kızım diye, çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz değilim de anne, yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum.
Evimi topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor, televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum, açtığımı gören olmuyor. Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor.
Çay demleniyor, demleniyor, demleniyor…
Kederim mutfağımın her yerine yerleşiyor. Ah nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor. Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum. Bana yasakladığın bahçeler, sana da mı uzaktı hep? Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler? Ödenen bedellerin acısı geçince mi?
Merhabalar olmadan haykırılan Bir hoşçakal daha. Yarın, Sözlerime kilit vuran bilinmezliğim Sen! Sahte bir yansıma hayatımda Çöldeki serap gibi Aynadaki derin boşluğun vurgunu...
Kahpe hayatın lacivert dokunuşlarındaki soğuk Vuruyor serseri kalbimin yalnızlığına Fırtınada savrulan başıboş sandal misali ömrüm Her şarkıdan sonra boğazımı yakan Yeni bir şarap
Hayata karşı bir susuştur bu kez yaşanan…Bizi can evimizden vuran bir kayıp, yaşanan büyük bir acı, ölesiye bir çaresizliktir yaşadığımız…Söylenecek hiçbir sözümüzün adrese teslim olmayacağından emin olduğumuz, bütün sözcüklerin anlamını yitirdiği bir yerdeyizdir…Hayatın bize bir şey katamadığı ve bizim de hayata bir şey katmak için anlamımızı kaybettiğimiz bir yer…Belki de boş gözlerle, algılamadan bir seyirdir hayat o noktada ve belki de amacı ve beklentisi olmayan, bir mesaj kaygısı taşımayan ve hedefi olmayan tek susuştur yaşadığımız… Sessiz bir bekleyiş olur susmak…Ya kendimizin yada karşımızdakinin ortak değerleri yeniden gözden geçirmesine tanınmış bir fırsattır sessizliğimiz…Yada birinin bizi fark etmesi, doğru algılayabilmesi için tanınmış bir süre… Susan için endişe ve olasılık hesapları arasındaki gel git lerle biraz da huzursuz bir bekleyiştir susmak… Hassas ve kırılgan bir tepkidir…Küçücük bir hatırlatmadır belki…Fark edilmesi ve onarılması incelik ister…Ya yeniden bir kazanıştır yada aleyhte bir delil olarak kalır karşımızdaki için… Ayağımız yerden kesilmiş, bulutların üstündeyizdir ve çiçek çiçek bahardır yüreğimiz…Sevdiğimizle yan yana ve can cana yızdır…Öyle bir ruhsal bütünleşmedir ki hiçbir söz tanımlamaya yeterli gelmez hissedilenleri ve susarız…Sadece yüreklerin ve gözlerin konuştuğu yerdir suskunluğumuz…
çok şairin şiirlerinde varsın çok şiirin imgelerinde an an heceler sana açılır kelimeler dile gelir gizeminde sesin içtenliğinin derinliklerinde büyüdür uyuyan yüreklere
ipek böceği dokur dudağında kelimeler kozasını yırtar gecenin şafak gözlerim parlar yıldız yıldız kapılarım sonuna kadar açılır soğuk pınarların duru suyudur senle uyanan sabah
saklanbaç oynar yüreğim onbeş yaşındadır sevgilerim hap taze hep yenilenen bahar kırkikindi yağmurlarıyla yağan sarmaş dolaş ve her gün çoğalarak şehri cennettir vatanın
izini süren yüreklerin yoksul gönüllerinde yaşarsın can üşüme durumunda bile sen kendinden öte varsın kimbilir kaç yürekte yaşar kaç yürekte konaklarsın
kimi zaman ana, sevgili, yar kimi zaman kurtarıcı melek ve dost gönüllere ilah sevgilerin evrensel vazgeçilmez sihiri yaşamın sensin sevgi dağıtan kadın
Cemal Karsavran
sen bir kadın sen bir ana.sen bir sevgi..sen bir aşk...sen mutluluk sen barış...ve sen kadın...yaratıcımız.....
hüznün rengi, Okyanusun dibindeki küçük bir kum taneciğidir savrulan dalgalarla..... sevgili hasretliğidir siyah gecenin koynunda..... sonbahar gibi kuru ve soğuk yaprakların sarısında..... martının beyazında.....göğün masmaviliğinde.... kırgınlık ateşinde..... kızgınlığın közlerinde....... masum çocuk bakışlarındaki sonsuz grilikte... sevdanın eflatun tonlarındaki yalnızlık senfonisinde..... hüznün rengi, her yerde....
Gitmek için atılan her adım, Geriye dönüşün sebebiyse gönlünde, Gidemezsin dostum, Hem de onsuzlukla dolu hiç bir yere... Gözlerinin her kapanışında gözlerinin önündeyse, Tüm aşıkları size benzetiyorsan, İkinizin şarkısı ayrılıkla ilgiliyse, Gidemezsin dostum beni anlıyorsan... Hecelerin ilk harfi adıyla başlıyorsa her an, Ağlıyorsan habersiz kaldığın bir an, Onunla akıp giderken onsuz geçmiyorsa zaman, Gidemezsin hiç bir yere, Artık bana inan... Yenik düştüğünde hayata seninle ağlıyorsa, Durduk yere seni güldürebiliyorsa, Arada sırada sevgini sınıyorsa, Ve seni sevdiğini her boş anda söylüyorsa, Gidemezsin ölüme bile onsuz... Her gece sözler verip kendi kendine, Uykuya dalıyorsan, Her sabah onun hasretiyle uyanıyorsan, Her öğlen karnının acıktığı için değilde, Onu görebilmek için sokaklarda geziyorsan, Gidemezsin; Açlıktan ölsende, Uykusuzluktan kendini kaybetsende, Uyanmamak için yorganın altına gizlensende, Gidemezsin hiç bir yere... Bilki; Güneş sizin için doğacak her sabah, Kuşlar en güzel şarkılarını söyleyecekler dallarda, Boş olacak sizin için sokaklarda, Birlikte gideceksiniz buralardan, Bu sözleri sakın unutma... Hak verirken bana dularına kat adımı, Çünkü; Ben her gece dualarıma katıyorum sevenleri...
Alışırım zannettiğim yokluğunda acılanmam Vazgeçmek zor senin o büyülü tuhaf sıcağından Dön demeye utanırım zavallı korkularımla Arkasına saklandığım gururumdan
Geri dön geri dön Ne olur geri dön Uzanıp tutuver elimi bir gün Utanır diyemem ne olur geri dön
Ah olur da bir gün sen de özlersen Olur da bir gün gözlerimle buluşmayı istersen Uzanıp tutuver elimi bir gün Utanır diyemem ne olur geri dön
Her şey bana seni hatırlatır unutmak isterken Utanırım hep o acılı şarkılarla ağlarken Bazen bir dost ya da bir çiçekle evime gelirsin Her şey seni hatırlatır da yeniden...
Seni düşündüm yine bu akşam üstü Gelmedin mor salkımlar sana küstü Umutsuz bekledim sabaha kadar O çok sevdiğin yağmurlar bile küstü
Mor salkımlı o sokakta ellerimi tut Okşa yine saçımı dizinde uyut Ne çok severmişim gidince anladım Serseri gecelerde sana ağladım
Bu akşamda sensizliği anılara sarıp içtim Kaybettikten sonra anlıyor insan Meğerse hiçkimseyi senin kadar sevmemişim Bi dönsen en güzel yerinde biten o rüya
Yeniden yaşanır istesen Yıldızları sermezmiyim ayaklarına Geldiğin yollara toz olmazmıyım Yine şafak söküyor
Uykulerın unuttuğu gözlerim yine tavanda Ne vardı diyorum ah bi dönseydin son anda Şarjörüne hasret sürdüm sazımın Şimdi hüzün işgalinde yüreğim Ve ben hala mor salkımlı o sokakta bıraktığın yerdeyim...
Selam olsun yüreğine aşkım Yüreğime hoşgeldin Seni buldum yaradana kurban Kalmadı hiç derdim
Bu zamanda hani kara sevda Hadisene yok derdim Seni gördüm yaradana kurban Mecnuna hak verdim
Başıdostum ateşine düştüm Dudağından gül suyu içtim Karasevda ötesine geçtim Kanat açtım yüreğine uçtum Senden önce bin kere suçtum Seni sevdim aşk ile coştum
Dünya bir yana sen bir yana Acımam kıyarım sana göz koyana Sevdam biline sevdam duyula Ferman yazılı aşkım adına...
Günler oldu göremedim o kadar ihmale gelemedim seni bana düşkün bilirdim duygusal krizdeyim şaşıyorum bu ben miyim kaderimi seveyim gel o güzel günleri getir bana dünleri yakarız bugünleri gel çay demledim gel içelim evdekileri sepetledim oltaya gelebilirim ağına düşebilirim idare edebilirim oohhh sensiz çuvallarım ruh gibi dolaşırım yataklara yapışırım gel bu kadar kasma kendini dertlere kiracı etme beni dinle ricamı lütfenimi duygusal krizdeyim şaşıyorum bu ben miyim kaderimi seveyim gel o güzel günleri getir bana dünleri yakarız bugünleri gel yaz gununde kış gibiyim sen iyisen bnde iyiyim oltaya gelebilirim ağına düşebilirim idare edebilirim sensiz çuvallarım uh gibi dolaşırım yataklara yapışırım gel
09.07.2008 - 12:47
CANIM BİRTANEM HER GÖZÜMÜ AÇIŞIMDA KARŞIMDASIN HAYALDE OLSA ÇOK GÜZELLLLL
GEL AMA GELLL
31.01.2008 - 21:32
Yine yağmur yağıyor bu şehre
Yokluğun gibi düşüyor her damla sokaklara.
Yine sen kokuyor her yer baştanbaşa.
Yağmur yüzüme vuruyor, yüzüm hüzne.
Islandıkça seni düşlüyordum.
Seni düşündükçe
Seninle ıslanıyorum.
Yağmur yağıyor bu şehre
Bütün camlar buğulu
Buğulanmış camlara
Yazıl-a-mayan adın olmasa aklımdan geçen
Bu kadar sen kokmazdı belki de her damla.
Yağmur yağıyor bu şehre
Şehir sen kokuyor yine
Her damlada alev alıyor özlemin tenimde
Yine yangınlar başladı içimde
Bak suda yanıyormuş işte.
Ah be Bitanesi!
Yokluğuna ettiğim küfürleri,
Bir bir ipe dizdiğim isyan cümlelerini,
Sen bilmiyorsun, bilmede zaten
Oysa bilsen,
Çökünce gözlerime gözlerinin hasreti
Nasılda yakıp,
Yıkasım geliyor bu küçük kasvetli şehri
Yağmur yağıyor bu şehre
Yıldızlar uykuda.
Sende uykudasın.
Yağmur yağıyor bu şehre
Yağmur sen kokuyor yine
Yine sen kokuyorsun bu şehirde işte.
31.01.2008 - 21:17
Ne GeCMiS TüKeNDi Ne YaRiNLaR.. HaYaT YeNiLeR BiZLeRi. GeCSeDe YoLuMuZ BoZKiRLaRDaN DeNiZLeRe CiKaR SoKaKLaR...... SeNiN ICiN SaYFaLaRiMDa BiR DüNYa SaKLaDiM.. HaDi..YüReGiNi EG,BaSiNi OMZuMa DeViR USuLCa UCuNDaN TuT HaYaTiN.. SaYFaYi CeViR
31.01.2008 - 21:08
Yağmur yağıyor. Mutfak camındayım. Nasıl üşüdüğümü
bilemezsin. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne.
Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…
Şimdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki.
Hep aynı cümleler; “Babamlar nasıl, ilacını aldın mı? ”
Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde.
Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen mutfakta
dalıp giderdin yemek yaparken, tahta kaşıkla
tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; daha da fena…
Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları.
Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.
Gittikçe sana mı benziyorum ben, ya da
“Annenin kaderi kıza” dedikleri doğru mu?
“Baban eskitir her şeyi kızım” demiştin bir kez,
anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim.
Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.
Şimdi duysan bunları ne üzülürsün; mutsuz mu kızım diye,
çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz değilim de anne,
yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum.
Evimi topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor,
televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum,
açtığımı gören olmuyor.
Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor.
Çay demleniyor, demleniyor, demleniyor…
Kederim mutfağımın her yerine yerleşiyor.
Ah nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor.
Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum.
Bana yasakladığın bahçeler, sana da mı uzaktı hep?
Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler?
Ödenen bedellerin acısı geçince mi?
31.01.2008 - 20:45
MeRHaBaLaR OLMaDaN HaYKıRıLaN BiR HoŞÇaKaL DaHa
31.01.2008 - 20:43
KeNDiNi KoZaSiNa KaPaTMiS ORaDa YaSaMaYa CaLiSaN BiR TiRTiLiM BeN
31.01.2008 - 20:41
Hayatın yalan oyununda
Yaralı oyuncu
Yalnızca ben
Koşuyorum
Koşuyorum
Nefes nefese
Boşluklar
Kaçıyorum...
31.01.2008 - 20:39
Merhabalar olmadan haykırılan
Bir hoşçakal daha.
Yarın,
Sözlerime kilit vuran bilinmezliğim
Sen!
Sahte bir yansıma hayatımda
Çöldeki serap gibi
Aynadaki derin boşluğun vurgunu...
31.01.2008 - 20:39
Suskun dilimde feryat figan kelimeler
Sarhoş saatlerde yalpalayan bir ayyaş
Dünlerime yaktığım ağıtların külleri
Bugüne bırakılan bomboş sayfalardaki silik izler
Yanıyorum...
Yaşıyorum...
31.01.2008 - 20:38
Kahpe hayatın lacivert dokunuşlarındaki soğuk
Vuruyor serseri kalbimin yalnızlığına
Fırtınada savrulan başıboş sandal misali ömrüm
Her şarkıdan sonra boğazımı yakan
Yeni bir şarap
13.01.2008 - 10:35
BİLEMEZSİN
Bilemezsin neden düğümlenir
kelimeler boğazında
dilin niye tutulur..
anlayamazsın;
işittiğin sözleri neden.
Arkası gelmeyen hayallerin peşinden
koşmanın nedenini sorarsın gözlerine
cevap;
sadece, aynadaki resminde,
iki damla gözyaşı ıslanan yanağında
bilemezsin neden tuzlu gözyaşın
ve niye kapanmaz gözlerin geceye...
12.01.2008 - 23:55
Hayata karşı bir susuştur bu kez yaşanan…Bizi can evimizden vuran bir kayıp, yaşanan büyük bir acı, ölesiye bir çaresizliktir yaşadığımız…Söylenecek hiçbir sözümüzün adrese teslim olmayacağından emin olduğumuz, bütün sözcüklerin anlamını yitirdiği bir yerdeyizdir…Hayatın bize bir şey katamadığı ve bizim de hayata bir şey katmak için anlamımızı kaybettiğimiz bir yer…Belki de boş gözlerle, algılamadan bir seyirdir hayat o noktada ve belki de amacı ve beklentisi olmayan, bir mesaj kaygısı taşımayan ve hedefi olmayan tek susuştur yaşadığımız…
Sessiz bir bekleyiş olur susmak…Ya kendimizin yada karşımızdakinin ortak değerleri yeniden gözden geçirmesine tanınmış bir fırsattır sessizliğimiz…Yada birinin bizi fark etmesi, doğru algılayabilmesi için tanınmış bir süre… Susan için endişe ve olasılık hesapları arasındaki gel git lerle biraz da huzursuz bir bekleyiştir susmak…
Hassas ve kırılgan bir tepkidir…Küçücük bir hatırlatmadır belki…Fark edilmesi ve onarılması incelik ister…Ya yeniden bir kazanıştır yada aleyhte bir delil olarak kalır karşımızdaki için…
Ayağımız yerden kesilmiş, bulutların üstündeyizdir ve çiçek çiçek bahardır yüreğimiz…Sevdiğimizle yan yana ve can cana yızdır…Öyle bir ruhsal bütünleşmedir ki hiçbir söz tanımlamaya yeterli gelmez hissedilenleri ve susarız…Sadece yüreklerin ve gözlerin konuştuğu yerdir suskunluğumuz…
11.01.2008 - 00:42
Sensin Sevgi Dağıtan Kadın
çok şairin şiirlerinde varsın
çok şiirin imgelerinde
an an heceler sana açılır
kelimeler dile gelir gizeminde
sesin içtenliğinin derinliklerinde
büyüdür uyuyan yüreklere
ipek böceği dokur dudağında kelimeler
kozasını yırtar gecenin şafak
gözlerim parlar yıldız yıldız
kapılarım sonuna kadar açılır
soğuk pınarların duru suyudur
senle uyanan sabah
saklanbaç oynar yüreğim
onbeş yaşındadır sevgilerim
hap taze hep yenilenen bahar
kırkikindi yağmurlarıyla yağan
sarmaş dolaş ve her gün çoğalarak
şehri cennettir vatanın
izini süren yüreklerin
yoksul gönüllerinde yaşarsın
can üşüme durumunda bile
sen kendinden öte varsın
kimbilir kaç yürekte yaşar
kaç yürekte konaklarsın
kimi zaman ana, sevgili, yar
kimi zaman kurtarıcı melek
ve dost gönüllere ilah
sevgilerin evrensel
vazgeçilmez sihiri yaşamın
sensin sevgi dağıtan kadın
Cemal Karsavran
sen bir kadın sen bir ana.sen bir sevgi..sen bir aşk...sen mutluluk sen barış...ve sen kadın...yaratıcımız.....
08.01.2008 - 01:14
hüznün rengi,
Okyanusun dibindeki küçük bir kum taneciğidir savrulan dalgalarla.....
sevgili hasretliğidir siyah gecenin koynunda.....
sonbahar gibi kuru ve soğuk yaprakların sarısında.....
martının beyazında.....göğün masmaviliğinde....
kırgınlık ateşinde.....
kızgınlığın közlerinde.......
masum çocuk bakışlarındaki sonsuz grilikte...
sevdanın eflatun tonlarındaki yalnızlık senfonisinde.....
hüznün rengi,
her yerde....
08.01.2008 - 00:11
Gidemezsin ;))
Gitmek için atılan her adım,
Geriye dönüşün sebebiyse gönlünde,
Gidemezsin dostum,
Hem de onsuzlukla dolu hiç bir yere...
Gözlerinin her kapanışında gözlerinin önündeyse,
Tüm aşıkları size benzetiyorsan,
İkinizin şarkısı ayrılıkla ilgiliyse,
Gidemezsin dostum beni anlıyorsan...
Hecelerin ilk harfi adıyla başlıyorsa her an,
Ağlıyorsan habersiz kaldığın bir an,
Onunla akıp giderken onsuz geçmiyorsa zaman,
Gidemezsin hiç bir yere,
Artık bana inan...
Yenik düştüğünde hayata seninle ağlıyorsa,
Durduk yere seni güldürebiliyorsa,
Arada sırada sevgini sınıyorsa,
Ve seni sevdiğini her boş anda söylüyorsa,
Gidemezsin ölüme bile onsuz...
Her gece sözler verip kendi kendine,
Uykuya dalıyorsan,
Her sabah onun hasretiyle uyanıyorsan,
Her öğlen karnının acıktığı için değilde,
Onu görebilmek için sokaklarda geziyorsan,
Gidemezsin;
Açlıktan ölsende,
Uykusuzluktan kendini kaybetsende,
Uyanmamak için yorganın altına gizlensende,
Gidemezsin hiç bir yere...
Bilki;
Güneş sizin için doğacak her sabah,
Kuşlar en güzel şarkılarını söyleyecekler dallarda,
Boş olacak sizin için sokaklarda,
Birlikte gideceksiniz buralardan,
Bu sözleri sakın unutma...
Hak verirken bana dularına kat adımı,
Çünkü;
Ben her gece dualarıma katıyorum sevenleri...
Özcan Ayyıldız
08.01.2008 - 00:06
Sen uçurumsun tutunamam
Tutsak düşer çığlıklarım
Gözlerinin akşamında
Oturur sana ağlarım
Üşüyorum ödünç ver ellerini
Üşüyorum üstüme ser yüreğini
Sağ yanım dertli
Sol yanım ayaz
Savur gönlüme yangının küllerini
08.01.2008 - 00:06
Alışırım zannettiğim yokluğunda acılanmam
Vazgeçmek zor senin o büyülü tuhaf sıcağından
Dön demeye utanırım zavallı korkularımla
Arkasına saklandığım gururumdan
Geri dön geri dön
Ne olur geri dön
Uzanıp tutuver elimi bir gün
Utanır diyemem ne olur geri dön
Ah olur da bir gün sen de özlersen
Olur da bir gün gözlerimle buluşmayı istersen
Uzanıp tutuver elimi bir gün
Utanır diyemem ne olur geri dön
Her şey bana seni hatırlatır unutmak isterken
Utanırım hep o acılı şarkılarla ağlarken
Bazen bir dost ya da bir çiçekle evime gelirsin
Her şey seni hatırlatır da yeniden...
08.01.2008 - 00:02
Özledim bak kokun geçmez sarılsam yeniden
Tadın kaldı dudağımda dokunduğum tenden...
07.01.2008 - 23:58
Seni düşündüm yine bu akşam üstü
Gelmedin mor salkımlar sana küstü
Umutsuz bekledim sabaha kadar
O çok sevdiğin yağmurlar bile küstü
Mor salkımlı o sokakta ellerimi tut
Okşa yine saçımı dizinde uyut
Ne çok severmişim gidince anladım
Serseri gecelerde sana ağladım
Bu akşamda sensizliği anılara sarıp içtim
Kaybettikten sonra anlıyor insan
Meğerse hiçkimseyi senin kadar sevmemişim
Bi dönsen en güzel yerinde biten o rüya
Yeniden yaşanır istesen
Yıldızları sermezmiyim ayaklarına
Geldiğin yollara toz olmazmıyım
Yine şafak söküyor
Uykulerın unuttuğu gözlerim yine tavanda
Ne vardı diyorum ah bi dönseydin son anda
Şarjörüne hasret sürdüm sazımın
Şimdi hüzün işgalinde yüreğim
Ve ben hala mor salkımlı o sokakta bıraktığın yerdeyim...
07.01.2008 - 23:55
Şarjörüne hasret sürdüm sazımın!
Şimdi hüzün işgalinde yüreğim!
07.01.2008 - 23:54
Saçlarına yıldızlardan taçlarda yapsam
Bu dünyayı yakıp kül edip yolunada sersem sana değer
Çünkü bu dünyadaki herşey sana değer
Yar geceler akşamdan sabaha
İçimde korkuların var çocukluktan kalma
Sözüm var sana
Cayarım sanma
Duymasanda yemin ettim aşkıma
Sana değer dünyayı yaksam uğruna
Sana değer ömrümü kül etsem yollarında
Bize keder olmasın solmasın bu dünya
Sana değer bir tanem sana değer
07.01.2008 - 23:52
Selam olsun yüreğine aşkım
Yüreğime hoşgeldin
Seni buldum yaradana kurban
Kalmadı hiç derdim
Bu zamanda hani kara sevda
Hadisene yok derdim
Seni gördüm yaradana kurban
Mecnuna hak verdim
Başıdostum ateşine düştüm
Dudağından gül suyu içtim
Karasevda ötesine geçtim
Kanat açtım yüreğine uçtum
Senden önce bin kere suçtum
Seni sevdim aşk ile coştum
Dünya bir yana sen bir yana
Acımam kıyarım sana göz koyana
Sevdam biline sevdam duyula
Ferman yazılı aşkım adına...
07.01.2008 - 23:44
Sana olan aşkım hep akan bir su
Sadece benim gibi misin söyle
Aklımda senden başka
Hiçbir şey yok bu günlerde
Sadece senin aşkın avutur beni
Unutturur bana bütün dertlerimi
Şefkatli kollarınla sar beni bu gece
İstediğim aslında çok değil
Sadece senin olmak istedim bu dünyada
Sadece sana ait olmak
Aşk denen duyguyu yeniden keşfettim
Sadece senin olmak istedim
Sadece senin olmak istedim
Sadece senin aşkın avutur beni
Unutturur bana bütün dertlerimi
Şefkatli kollarınla sar beni bu gece
İstediğim aslında çok değil
Aklında olmak yetmez bana bu gece
Yanı başında olmak isterim
Rüyalarında olmak yetmez bana bu gece
Yatağında olmak isterim...!
07.01.2008 - 23:42
Günler oldu göremedim
o kadar ihmale gelemedim
seni bana düşkün bilirdim
duygusal krizdeyim
şaşıyorum bu ben miyim
kaderimi seveyim gel
o güzel günleri getir bana
dünleri yakarız bugünleri gel
çay demledim gel içelim
evdekileri sepetledim
oltaya gelebilirim
ağına düşebilirim
idare edebilirim
oohhh sensiz çuvallarım
ruh gibi dolaşırım
yataklara yapışırım gel
bu kadar kasma kendini
dertlere kiracı etme beni
dinle ricamı lütfenimi
duygusal krizdeyim
şaşıyorum bu ben miyim
kaderimi seveyim gel
o güzel günleri getir bana
dünleri yakarız bugünleri gel
yaz gununde kış gibiyim
sen iyisen bnde iyiyim
oltaya gelebilirim
ağına düşebilirim
idare edebilirim
sensiz çuvallarım
uh gibi dolaşırım yataklara yapışırım gel
Toplam 1039 mesaj bulundu