İbrahim Karanfil Adlı Üyenin Nedir Yazıları - ...

  • jigolo

    20.03.2011 - 20:28

    Paranın değerli olduğu bir yerde erkekler satılığa çıkartılıyor işte. Daha doğrusu erkek kendini satılığa çıkartıyor. Ne biçim bir zevk alırlar, nasıl yaparlar, yukarıda Allah var hiç mi korkmazlar bilmiyorum ki...

  • ithalat

    20.03.2011 - 20:22

    Dış ülkelerden alınan mallardır...

  • hürrem sultan

    20.03.2011 - 20:21

    Güzelliğiyle dillere destan, filmlere konu olan yükselme devrinin son padişahı olan Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi...

  • gönül yolu

    19.03.2011 - 14:29

    Kalpten kalbe giden tek şeritli ve çok engebeli bir yoldur...

  • sevmek

    19.03.2011 - 02:11

    Karşılıksız olarak bir kişinin başka bir kişi için beslemiş olduğu en güzel duygular bütünüdür...

  • En güzel Kürtçe şarkı

    17.03.2011 - 23:33

    Diyar -Keçe Dine

  • 17 Mart

    17.03.2011 - 23:31

    18 Mart 1915 Çanakkale Zaferin'nden bir gün öncesi :)

  • dilberay

    17.03.2011 - 23:30

    Eserlerini dinlemekten çok zevk aldığım sanatçılardan biri...

  • dejavu

    17.03.2011 - 18:42

    Bilinçlilik durumunun ve gerçeği algılamanın bozulduğu, ilk kez görülen bir yerin sanki daha önce görülmüş gibi ya da ilk kez yaşanan bir olayın sanki daha önce yaşanmış gibi algılandığı patolojik durum.

    Dejavu, yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusudur. Ânı daha önceden yaşamışlık halidir. Fransızca; déjà (daha önceden) ve voir (görmek) fiilinin geçmiş zamanda çekimi olan vu’nun birleşiminden türemiştir.

    Beynin, yorgunluk veya başka sebeplerden dolayı bir görüntü, ses, vb. herhangi bir girdiyi, giriş anı sırasında algılayamamasından kaynaklanabilir. Beyin bu girdiyi algıladığında kişi bu olayı daha önce yaşadığı hissine kapılabilir. Ayrıca, beynin sağ lobu ile sol lobunun milisaniyeden daha küçük bir zaman farkı ile çalışmasından da kaynaklanabilir. Bir taraf diğer taraftan önce algıladığı için, geç algılayan taraf bu olayın daha önce yaşanmış olduğu yanılsamasına kapılır. Bu durum sinir aksonlarındaki küçük bir sapmadan kaynaklanır.

    Dejavu’nun zıttı jamais-vu dur. Bu durumda insanlar, tanıdığı bir çevrede yabancılık çekebilirler. Dejavu ya benzer sebeplerle ortaya çıkar. Araştırmalara göre insanların %50 den fazlası hayatlarında en az bir kere dejavu durumunu yaşamıştır. İnsanların çoğu bir süre sonra, en son ne zaman dejavu yaşadığını unutur.

    Déjâ vu, Fransızca kökenli bir terim ve “daha önce görülmüş” anlamına geliyor. günlük hayat boyunca sıkça yaşanan bu görüngü, bir anın daha önceden yaşanmış olduğu hissini veriyor. veya ilk defa gittiğimiz bir yerde sanki daha önceden de bulunmuş olduğumuzu hissedebiliyoruz. kendi kendimize açıklamakta güçlük çektiğimiz bu durum, hafızada meydana gelen ufak karışıklıkların bir sonucu olarak açıklanıyor.tabii ki daha farklı yaklaşımlar da mevcut, örneğin daha önceden hafızaya alınmış olan bir görüntünün veya olayın, belirli bir anda yeniden yarı gerçekçi bir imaj halinde zihne yansıması (flashback) olarak da tanımlanıyor. arthur funkhoser, farklı inirsel uyarılara bağlı olarak gelişen 3 tip “déjâ vu” fenomeni olduğunu ileri sürüyor ve bunları şöyle sınıflandırıyor: “déjâ vecu” (önceden tecrübe edilmiş) , “déjâ senti” (önceden hissedilmiş) ve “déjâ visité” (önceden gidilmiş) . önceden yaşanmışlık hissine getirilen en güncel açıklamalardan birisi de, beyindeki kısa ve uzun dönem hafıza mekanizmalarında kısa süreli bir tutukluk meydana geliyor olması. algılanan bilgilerin (veya duyumların) kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya geçişi esnasında, normal yoldan saparak bir anlamda “yolunu kısaltması” sonucunda o anki algı, kişi tarafından uzun dönem hafızadan gelmesi nedeniyle “geçmişte yaşanmış” olarak nitelendiriliyor. Normalde algı ve tepki arasında geçen ve aslında bizim farkında olmadığımız gecikme süresini, kısaldığı zaman fark ediyoruz ve bunun sonucunda huzursuzluk hissine kapılıyoruz. ayrıca, çeşitli sinirsel hastalıklarda, örneğin sara nöbetleri öncesinde, çoğunlukla “déjâ vu” hissi daha sık yaşanıyor.

    Dejavu olayının sık yaşanması, bir tür sara hastalığının,belirtisidir. Çocuklukta ve ergenlikte eğer çocuklarımız bize bir olayı sıkça yaşadıklarını söylüyorlarsa mutlaka bir doktora başvurup sara yani epilepsi olup olmadıklarını kontrol ettirmeleri gerekir. Daha ileri yaşlarda ise bu durumun sıkça yaşanması beyinde bir bozukluğun olduğunu gösterir.

  • şu an ne dinliyorum

    17.03.2011 - 18:31

    Şiir:

    Ben sende bütün aşklarımı temize çekmiştim
    Bembeyaz bir sayfaydı yerin, kirlettin
    Bunun için bu sözler sana yazıldı
    beni yaktığın için
    İpek gibi saçların birer birer dökülsün
    Öksürdükçe ciğerlerin sökülsün
    Ah'larla vah'larda ömrün çürüsün
    Damarların kurusun, beni yaktığın için
    Kara bulutlar sarsın evinizin damını
    Azrail beklesin almak için canını
    Ben değil, benim aşkım emsin senin kanını
    Damarların kurusun, beni yaktığın için
    En güzel elbisen tabutuna sarılsın
    Yılan akrep yuvasına mezarın kazılsın
    Mezar taşına veremlidir yazılsın
    Okuyan olmasın, okuyan olmasın
    BENİ YAKTIĞIN İÇİN!

    Şarkı:

    Gitti canımın cananı
    ay le canım vay le canım oy canım
    Bıraktı beni yaralı
    ay le canım vay le canım oy canım

    Doktor gelse tabip gelse
    ay le canım vay le canım oy canım
    Bulunmaz derdime çare
    ay le canım vay le canım oy canım

    Bülent Serttaş

  • SAKARYA FIRAT

    17.03.2011 - 18:14

    Güzel bir dizi bence. Her ne kadar ismi Sakarya-Fırat olup, dizi çekimleri Isparta'da yapılmış olsa bile izlemeye değer :)

  • Çoban Çeşmesi

    17.03.2011 - 18:08

    Faruk Nafiz ÇAMLIBEL'in kaleme aldığı mükemmel ötesi bir şiir

  • faruk nafiz çamlıbel

    17.03.2011 - 02:52

    En çok sevdiğim şairlerden biridir. Ve hayatımda okuduğum en muhteşem şiiri yazan kişidir 'Han Duvarları' Baktım ki bu şiiri paylaşan arkadaşlarım olmuş. Bende başka bir şiirini sizlerle paylaşmak istedim.

    Yolcu İle Arabacı

    — Gurbet ademden kara, hasret ölümden acı.
    Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı?
    — Henüz bana 'Yolunun sonu budur! ' denmedi,
    Ben ömrümü harcadım, bu yollar tükenmedi.

    — Atları hızlı sür ki köye pek geç varmasın,
    Nişanlımın gözleri yollarda kararmasın.
    — Düştüğüm yollar gibi sonsuzdur benim tasam,
    Bekliyenim olsa da razıyım kavuşmasam...

    — Bir kere görse gözüm köyün aydınlığını
    Kül bağlar içerimde bu kızıl kor yığını.
    — Senin de yolun biter, diner gözünde yaşlar,
    Benim uğursuz yolum bittiği yerden başlar!

    Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

  • Cahit ARF

    17.03.2011 - 02:03

    Yüksek Öğrenimi:

    Yüksek öğrenimini Fransa'da Ecole Normale Superieure'de 1932'de tamamladı. Bir süre Galatasaray Lisesi'nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde doçent adayı olarak çalıştı. Doktorasını yapmak için Almanya'ya gitti. 1938 yılında Götingen Üniversitesi'nde doktorasını bitirdi.

    Kariyeri:

    Türkiye'ye döndüğünde İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde profesör ve ordinaryus profesörlüğe yükseldi ve 1962 yılına kadar çalıştı. Daha sonra Robert Kolej'de matematik dersleri vermeye başladı. 1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bilim kolu başkanı oldu.

    Daha sonra gittiği Amerika Birleşik Devletleri'nde araştırma ve incelemelerde bulundu; Kaliforniya Üniversitesi'nde konuk öğretim üyesi olarak görev yaptı. 1967 yılında Türkiye'ye dönüşünde Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine getirildi. 1980 yılında emekli oldu. Emekliye ayrıldıktan sonra TÜBİTAK'a bağlı Gebze Araştırma Merkezi'nde görev aldı. 1983 ve 1989 yılları arasında Türk Matematik Derneği başkanlığını yaptı.

    Arf, İnönü Armağanı'nı (1943) ve TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazandı. (1974) Onuruna yapılan cebir ve sayılar teorisi üzerine uluslararası bir sempozyum, 1990'da 3-7 Eylül tarihleri arasında Silivri'de gerçekleştirilmiştir. Halkalar ve geometri üzerine ilk konferanslar da 1984'te İstanbul'da yapılmıştır. Arf, matematikte geometri kavramı üzerine bir makale sunmuştur. Cahit Arf, 1997 yılının Aralık ayında bir kalp rahatsızlığı nedeniyle aramızdan ayrıldı.

    Çalışmaları:

    Arf, cebir konusundaki çalışmalarıyla dünyaca ün kazanmıştır. Sentetik geometri problemlerinin cetvel ve pergel yardımıyla çözülebilirliği konusunda yaptığı çalışmalar, cisimlerin kuadratik formlarının sınıflandırılmasında ortaya çıkan değişmezlere ilişkin Arf değişmezi ve Arf halkaları gibi literatürde adıyla anılan çalışmaların yanı sıra 'Hasse-Arf Teoremi' adı ile anılan teoremi matematik bilimine kazandırmıştır.

    Cahit Arf, matematiği bir meslek dalı olarak değil, bir yaşam tarzı olarak görmüştür. Öğrencilerine sürekli 'Matematiği ezberlemeyin, kendiniz yapın ve anlayın' demiştir.

    Cahit Arf, 'Matematik esas olarak sabır olayıdır. Belleyerek (ezberleyerek) değil keşfederek anlamak gerekir' demiştir.

    'Matematik de resim, müzik ve heykel gibi bir sanattır' diyerek matematiğin sanatsal yönünü vurgulamıştır.

  • abant izzet baysal üniversitesi

    17.03.2011 - 01:56

    Şuana kadar mezun olan öğrenciler baz alınarak yapılan istatistiklere göre 4 yıllık İşletme bölümünden mezun olma yılı 5 buçuk yıl olan bir üniversite :)

  • dalyan

    17.03.2011 - 01:52

    Lise yıllarındaki lakabımdı :)

  • ömer çelakıl

    17.03.2011 - 01:40

    Dünyada yaşanmış ve yaşanacak olayların Kuran'daki ayetlerler bağlantılarını yer yüzüne çıkarıp bizlerle paylaşan çok büyük bir üstad.

  • deccal

    17.03.2011 - 01:33

    Deccal; Kıyametin kopmasına yakın bir zamanda yer yüzüne gelerek insanları islamiyetten, müslümanlıktan çıkarmak için bir çok hileye başvurarak, onların kötü yola çevirecek olan biridir. İnsanların kendisine inanması için mucizelerim var diyerek, herkesin gözü önünde bir kişiyi öldürüp, tekrar geri diriltecek. Ve bunu görenler de ona itaat edecek. Deccal'ın arkasından iki nehir akacak; biri su, diğeri ise ateş. Ama aslında tam tersi olacak. Yani su olarak görünen nehir ateşten, ateş olarak görünen nehir ise sudandır. Deccal; Su olarak görünen nehirde kurtuluş olduğunu söyleyecek ve insanların o nehire atlamasını sağlayacak. Atlayan insanlar da, Deccal'a inanıp, dinden çıkmış olacakları için cehenneme girecekler. Deccal'ın sağ gözü kördür. Mesela Deccal'ın geldiğini duyup da, pencereden başını çıkarıp da ona bakan bir insanın başında boynuzlar çıkacak ve başını içeriye sokamayacak. Deccal böyle bir çok kişiyi kandırıp, onları dinden çıkaracak. Yer yüzündeki işi bittikten sonra da, Hz. İsa tarafından öldürülecek...

Toplam 18 mesaj bulundu