İsmail BAYRAK, 13.08.1975 Berlin / Almanya doğumludur.
İlkokul öğrenimini Ülkü İlkokulu’nda yaptıktan sonra, köpek taşlamayı seven bir karakter olduğundan eğitim hayatını tamamlamış ve pazarlarda naylon poşet satmaya başlamıştır. Bunun yanı sıra, çöplerden kağıt toplama, köprü altında kavun-karpuz yükleme, askıcılık, komşuya bakkaldan ekmek alma işleri ile haşır neşir olan Bayrak, abisinin “-Kardeşim bırak bu işleri okuluna dön” sözlerine pek aldırış etmemiştir.
Nuribey Çiftliğinin tanınmış karakteri olan Bayrak, 10 yaşında, derede akıntıya karşı kurbalama sitili ile yüzen ilk denyodur. Bir başkasının bu denli çabası henüz ispatlanamamıştır. Sülük hayvanlarını ve yılanlara karşı aşırı sempatisi olan Bayrak’ın sülüksü hareketleri buradan gelmektedir. Yılandan ala ala, sürüngenlikten başka bir özellik alamamıştır. Bu güne kadar 33 köpek yavrusu dahil olmak üzere 50’nin üzerinde köpek beslemiştir. Kedilere karşı ise aşırı kıllık yapar. Kedilerin bıyıklarını kopartarak toprağa gömer, armut ağacı çıkacak diye komşu çocuklarını kandırır.
Abisi Murat Bayrak ile birlikte Bağlar Caddesinin ve Eskişehirspor’un önemli karakterlerinden olan namı değer Köfteci Şükrü’nün yanında 5 sene çalışmıştır. Bulaşıkçılığın ağır geldiğini düşünen; abisi ve ulvi karakter Köfteci Şükrü’nün bastırıcı konuşmalarına dayanamayan Bayrak, annesinin aldığı takım elbise ve bir çift cilalı ayakkabı ile Ortaokul’a kaydını yaptırır.
Ortaokul yıllarında, sınıfında tek Teşekkür Belgesi alan kişidir. Özellikle Türkçe derslerine kafası basar. Matematik ve Fen alanındaki derin boşlukları hala tamamlayabilmiş değildir. O nedenledir ki, web sayfasında yanlış matematiksel döngüler koyduğundan, bazı sayfaları saçma sapan çalışmaktadır. Bir dönem kapı komşusu ve aynı zamanda Matematik öğretmeni’ni olan zatı muhteremden beleş Matematik dersi almıştır. “Nato Kafa, Varşova Mermer” tabirli karakterimiz Bayrak, çektiği kopyalar ve ezberci bir eğitim anlayışıyla sınıfını anca geçebilmiştir.
Mahalle sakini, rahmetli Habil abisinden aldığı topraklı adaptör, eskiciden bulduğu dandik bir radyo, arkadaşı Seçkin Şen’den sağladığı bir buçuk metrelik anten ile radyo yayını yapmaya karar vermiştir. Bayrak ile birlikte üç arkadaşın bu konuda gösterdiği yoğun ve yorucu çalışmada anlaşılmıştır ki; radyo vericisi eksik. Radyo vericisi almak umuduyla köprü altında fazla mesai ile kavun-karpuz yükleyen 3 kafadar, sonunda emellerine ulaşmıştır. O günün parası ile 25 Milyon TL’ye aldıkları FM radyo vericisi ile yayın hayatına atıldılar. İlk istasyonları olan 91,5 Muhabbet FM’i kuran 3 kafadar, yayıncılığı ve yapımcılık genel müdürü olarak İsmail Bayrak’ı önermişler ve oybirliği ile kabul etmişlerdir. Ortalama 2500 m alana sesini duyuran Muhabbet FM, 2 aylık bir yayın hayatından sonra, vericinin ve adaptörün yanmasıyla sesi kesilmiştir. Kış sezonuna girilmiş olması ve kavun-karpuz işlerinin bitmesi nedeniyle yeni verici ve adaptör hayalleri de suya gömülmüştür.
Radyo işinden midesi bulanan Bayrak; bu dönemlerde seyrettiği Michael Jackson’un Moonwalker ve Rocky film serileri ile Boks sporuna merak salmıştır. Ortaokul 2nci sınıfa geçen Bayrak aynı zamanda İl Bölge’de Boks yapmaya başlamıştır. Zaten üstten parçalı olan iki kesici dişini de bu sporda tamamen kaybetmiş ve gedikgeme kalmıştır. 1995 yılında yapılan İl Boks Birinciliğinde 51 – 54 kilolarda (Sinek ve Tüy Siklet) Eskişehir İl Birinciliği’ne sahip olmuştur. Dişlerinin ve burnunun kırılması ve okula mor mor gözlerle gitmekten sıkılan Bayrak, bu sporu da bırakmıştır.
Yine bu dönemlerde Meşhur İnegöl Köftecisi, Urfalı 7 Kardeşler ve Ünvermiş lokantalarında bulaşıkçı olarak çalışmıştır. Okuldan artan zamanların da mesleğini icra eden Bayrak’ın “5 dakika 360 parça tabak yıkama” adlı eserini bu dönemde yazmıştır (hade leyn) . Söz çalışmaktan açılmışken Capella Bar’dan bahsetmemekte olmaz değil mi. Capella Bar’da da, Komi olarak görev yapan Bayrak, 14:00-02:00 saatlerindeki çalışma performansının okul hayatını aşırı derecede etkilediğini düşünerek, bu işe de noktayı koymuştur.
Ortaokuldan Liseye geçiş döneminde, eğitim hayatından tekrar ayrılma kararı alan Bayrak, rehber öğretmeni Recep Aşkın’ın aşırı ısrarları ve sevgisi nedeniyle, öğretmeni tarafından Liseye kaydı yapılmıştır. Lise 1nci sınıftaki tüm masraflarını karşılayan Recep Aşkın öğretmenine hala bir çiçek alıp, elini öpmeye gitmeyen Bayrak, bu konuda hala eziklik duymaktadır. Belki günün birinde karşısına çıkacak umuduyla, tüm çiçekçi ve çikolata dükkanlarını hafızasına kazımıştır. Öğretmeni sayesinde rahat bir Lise öğrenimi gördükten sonra, aynı dönem içinde sevdiği meslek olan Radyo yayıncılığı yapma kararı almıştır. Eskişehir’in yerel radyo istasyonlarını bir bir dolaşan Bayrak, gerek fiziği gerekse yeteneksiz konuşma kabiliyeti nedeniyle iş bulamamıştır.
1995 yılının Sonbahar döneminde, Eskişehir ART kurumunda haber kameramanı olarak (nasıl olduysa) işe başlamıştır. Bu mesleğin gerekliliği olarak, kendi çapında konuşma ve yazma yeteneğini geliştirmeye çalışmıştır. Bir akşam vakti, Radyo bölümünde yayın yapan Hüseyin abisinin yanına giden Bayrak, Hüseyin abisinin uzattığı mikrofona anca “-Alo” diyebilmiştir. Onca hayalin sonucu olarak, bir “-Alo” sözü son olmamalıdır telakkisi ile yola çıkmıştır. Yine bu gibi akşamların birinde, radyo kapısını açık bulan Bayrak, gizlice stüdyoya dalmıştır. Otomatiğe takılı olan kaseti çıkartıp, kendi sevdiği parçaları radyoda çalmaya başlamıştır. E, bu kadar riskten sonra mikrofonu da açmanın sakıncası olmaz diyerek, istek parça almak üzere telefon numarası anons etmeye başlamıştır. Sonunda telefonlar kilitlenmiştir. Halk çıldırmıştır. Her yerden İsmail, İsmail diye sesler yükselmektedir (biraz abarttım ama idare edin gari) .
İsmail BAYRAK, 13.08.1975 Berlin / Almanya doğumludur.
İlkokul öğrenimini Ülkü İlkokulu’nda yaptıktan sonra, köpek taşlamayı seven bir karakter olduğundan eğitim hayatını tamamlamış ve pazarlarda naylon poşet satmaya başlamıştır. Bunun yanı sıra, çöplerden kağıt toplama, köprü altında kavun-karpuz yükleme, askıcılık, komşuya bakkaldan ekmek alma işleri ile haşır neşir olan Bayrak, abisinin “-Kardeşim bırak bu işleri okuluna dön” sözlerine pek aldırış etmemiştir.
Nuribey Çiftliğinin tanınmış karakteri olan Bayrak, 10 yaşında, derede akıntıya karşı kurbalama sitili ile yüzen ilk denyodur. Bir başkasının bu denli çabası henüz ispatlanamamıştır. Sülük hayvanlarını ve yılanlara karşı aşırı sempatisi olan Bayrak’ın sülüksü hareketleri buradan gelmektedir. Yılandan ala ala, sürüngenlikten başka bir özellik alamamıştır. Bu güne kadar 33 köpek yavrusu dahil olmak üzere 50’nin üzerinde köpek beslemiştir. Kedilere karşı ise aşırı kıllık yapar. Kedilerin bıyıklarını kopartarak toprağa gömer, armut ağacı çıkacak diye komşu çocuklarını kandırır.
Abisi Murat Bayrak ile birlikte Bağlar Caddesinin ve Eskişehirspor’un önemli karakterlerinden olan namı değer Köfteci Şükrü’nün yanında 5 sene çalışmıştır. Bulaşıkçılığın ağır geldiğini düşünen; abisi ve ulvi karakter Köfteci Şükrü’nün bastırıcı konuşmalarına dayanamayan Bayrak, annesinin aldığı takım elbise ve bir çift cilalı ayakkabı ile Ortaokul’a kaydını yaptırır.
Ortaokul yıllarında, sınıfında tek Teşekkür Belgesi alan kişidir. Özellikle Türkçe derslerine kafası basar. Matematik ve Fen alanındaki derin boşlukları hala tamamlayabilmiş değildir. O nedenledir ki, web sayfasında yanlış matematiksel döngüler koyduğundan, bazı sayfaları saçma sapan çalışmaktadır. Bir dönem kapı komşusu ve aynı zamanda Matematik öğretmeni’ni olan zatı muhteremden beleş Matematik dersi almıştır. “Nato Kafa, Varşova Mermer” tabirli karakterimiz Bayrak, çektiği kopyalar ve ezberci bir eğitim anlayışıyla sınıfını anca geçebilmiştir.
Mahalle sakini, rahmetli Habil abisinden aldığı topraklı adaptör, eskiciden bulduğu dandik bir radyo, arkadaşı Seçkin Şen’den sağladığı bir buçuk metrelik anten ile radyo yayını yapmaya karar vermiştir. Bayrak ile birlikte üç arkadaşın bu konuda gösterdiği yoğun ve yorucu çalışmada anlaşılmıştır ki; radyo vericisi eksik. Radyo vericisi almak umuduyla köprü altında fazla mesai ile kavun-karpuz yükleyen 3 kafadar, sonunda emellerine ulaşmıştır. O günün parası ile 25 Milyon TL’ye aldıkları FM radyo vericisi ile yayın hayatına atıldılar. İlk istasyonları olan 91,5 Muhabbet FM’i kuran 3 kafadar, yayıncılığı ve yapımcılık genel müdürü olarak İsmail Bayrak’ı önermişler ve oybirliği ile kabul etmişlerdir. Ortalama 2500 m alana sesini duyuran Muhabbet FM, 2 aylık bir yayın hayatından sonra, vericinin ve adaptörün yanmasıyla sesi kesilmiştir. Kış sezonuna girilmiş olması ve kavun-karpuz işlerinin bitmesi nedeniyle yeni verici ve adaptör hayalleri de suya gömülmüştür.
Radyo işinden midesi bulanan Bayrak; bu dönemlerde seyrettiği Michael Jackson’un Moonwalker ve Rocky film serileri ile Boks sporuna merak salmıştır. Ortaokul 2nci sınıfa geçen Bayrak aynı zamanda İl Bölge’de Boks yapmaya başlamıştır. Zaten üstten parçalı olan iki kesici dişini de bu sporda tamamen kaybetmiş ve gedikgeme kalmıştır. 1995 yılında yapılan İl Boks Birinciliğinde 51 – 54 kilolarda (Sinek ve Tüy Siklet) Eskişehir İl Birinciliği’ne sahip olmuştur. Dişlerinin ve burnunun kırılması ve okula mor mor gözlerle gitmekten sıkılan Bayrak, bu sporu da bırakmıştır.
Yine bu dönemlerde Meşhur İnegöl Köftecisi, Urfalı 7 Kardeşler ve Ünvermiş lokantalarında bulaşıkçı olarak çalışmıştır. Okuldan artan zamanların da mesleğini icra eden Bayrak’ın “5 dakika 360 parça tabak yıkama” adlı eserini bu dönemde yazmıştır (hade leyn) . Söz çalışmaktan açılmışken Capella Bar’dan bahsetmemekte olmaz değil mi. Capella Bar’da da, Komi olarak görev yapan Bayrak, 14:00-02:00 saatlerindeki çalışma performansının okul hayatını aşırı derecede etkilediğini düşünerek, bu işe de noktayı koymuştur.
Ortaokuldan Liseye geçiş döneminde, eğitim hayatından tekrar ayrılma kararı alan Bayrak, rehber öğretmeni Recep Aşkın’ın aşırı ısrarları ve sevgisi nedeniyle, öğretmeni tarafından Liseye kaydı yapılmıştır. Lise 1nci sınıftaki tüm masraflarını karşılayan Recep Aşkın öğretmenine hala bir çiçek alıp, elini öpmeye gitmeyen Bayrak, bu konuda hala eziklik duymaktadır. Belki günün birinde karşısına çıkacak umuduyla, tüm çiçekçi ve çikolata dükkanlarını hafızasına kazımıştır. Öğretmeni sayesinde rahat bir Lise öğrenimi gördükten sonra, aynı dönem içinde sevdiği meslek olan Radyo yayıncılığı yapma kararı almıştır. Eskişehir’in yerel radyo istasyonlarını bir bir dolaşan Bayrak, gerek fiziği gerekse yeteneksiz konuşma kabiliyeti nedeniyle iş bulamamıştır.
1995 yılının Sonbahar döneminde, Eskişehir ART kurumunda haber kameramanı olarak (nasıl olduysa) işe başlamıştır. Bu mesleğin gerekliliği olarak, kendi çapında konuşma ve yazma yeteneğini geliştirmeye çalışmıştır. Bir akşam vakti, Radyo bölümünde yayın yapan Hüseyin abisinin yanına giden Bayrak, Hüseyin abisinin uzattığı mikrofona anca “-Alo” diyebilmiştir. Onca hayalin sonucu olarak, bir “-Alo” sözü son olmamalıdır telakkisi ile yola çıkmıştır. Yine bu gibi akşamların birinde, radyo kapısını açık bulan Bayrak, gizlice stüdyoya dalmıştır. Otomatiğe takılı olan kaseti çıkartıp, kendi sevdiği parçaları radyoda çalmaya başlamıştır. E, bu kadar riskten sonra mikrofonu da açmanın sakıncası olmaz diyerek, istek parça almak üzere telefon numarası anons etmeye başlamıştır. Sonunda telefonlar kilitlenmiştir. Halk çıldırmıştır. Her yerden İsmail, İsmail diye sesler yükselmektedir (biraz abarttım ama idare edin gari) .