uyuduğumda mezarımı ışıklı kazın penceresi olsun gökyüzü gönlüm yaşarmış gibi coşsun kah bulutlu yağmurlu hüzünlü kah güneş yaksın içimin yanışı gibi ey can..ca can demene dayanacak kalbim kalmamış bitmişim meğer sustum gittim sessizliğe gömüldüm böyle susmak daha kolay sandım oysa ben seni nede çok sevmişim her msj ın tokat gibi acılar oturttu içime varlığın yaşam kaynağımdı yokluğunsa ölüm..ölüme beş kala bin kez ölmek sıyrılıp bu dünyadan aslıma ermek tek tesellim daha acılara seni sürüklememek unutmak mı ..küsmek..alınmakmı hayır hepsine cevap ölüm be can can son durak göz yaşından zehir içmek nedir bilirmisin aha bu sensin diye geceye sarılmak topraktan bir çarşafa sarılmak ve uçmak sensiz sessizliğe yaşama nokta koymak yanağımdan kayıp eteğimde biriken ve her zerresi can can diye haykıran göz yaşlarında gözlerin boğulması son kez resmine ta derinden bakışım elveda diyecek cesareti bulamayıp öylece sonsuzluğa çekip gitmek.. beni affetme yaşadığın sürece affedersen anlamı kalmaz seni nasıl sevdiğimin aşkımın her an nefretlede olsa beni andığının bana huzur vereceğini asla unutma.. ben seni yaşayacağım toprak anada bir çürük kemik bir başka canlı da.. Can Can..........elveda...................
Dünya senin için bir araç olmalı.Yaşam kaynağın yada yaşam nedenin olmamalı.Sana hizmet veren bir bakış açısının olağan durumları olmalı. DOĞRU VE DÜRÜST AÇIK VE NET SEVECEN VE SEVİLEN DOSTLUK İLKESİ EGOSUZ VARLIĞI VARLIĞIYLA ONURLANAN
tüm insanlar eş dost ve sırdaş olarak başımla beraberdir.
bir dünya var yaşamak için dünyada binbir çeşit var aklı cihana yetenden aklı bitmişe kadar
kadınlar erkeklere salar ağız dolusu iyi sözden nidesinde patlattığı okkalı tokata kadar
olmadık zalimlik ile olmuş zulme kadar yağmurlu havadan güneşli ana kadar
erkekler de gerimi kalır kırar döker ne varsa kusar zehrini asit olur yakar her yeri
küçülür küçültür yaşamı her alanda tüketir olmadı daha daha der bilmezki kendini zehirlediğini
oysa yaşam yaşanması gerek kadın erkek demeden insanız biz diyerek var etmeli güzellikleri sevmeli sevilmeli seviyoruz demeli
dünya ya geldim demek varlığını bilmek ve yaşamak insanca gülmek eğlenmek benimde hakkım diyebilmek.. turoy
deniz içlerinden kara içlerine ağır ağır taşınan bulutlar yürek içlerinden gönül içlerine yavaş yavaş taşınan sevgiler
boşaltın ey bulutlar sisler arasından damlacıkları büyüsün ne varsa yeryüzünde güneşin sıcaklığıyla bir
coşun ey sevgiler kalpten kalbe akarak büyüsün ne varsa insanlıkta duyguların sıcaklığıyla bir
asude akdenize yön vurup gözlerimi uzaklara takmışken bir sis bulutu çöktü beynimden düşlerime
hani azgın dalgalar kabaran beyaz köpükler şimdi nerede gönül yıkımları kahrolup susmuş iyot kokusunda
dalgalı saçları esintilerde savrulan bakanların yüreğini yerinden hoplatan bir özgürlük anıtı gibi vakurlu kadın sahili devirerek adım adım hayallerinde kaybolup gitti erkeklerin
nar çiçeği kokusu menekşe gözlü sevda coşkusu gönül dokusu varlığında tüm aşk tazeliği sessizliğin vurucu gücü kaybolup giden tüm seviler
er kişi sanır uçkun başkışlar erkeksi adımlar ve cesaretin doruğunda yerle bir olan yığınlarca dalgın bakış bravo düşlerin canlılığını yaşatan kadın. turoy kasım 17
O....
o anna anastasya şimşek gözlü masum sevdalı dağ dorukları gibi yüksek vakarlı o..anna anastasya özgün sevdalı
dost dostluk.. arkadaş arkadaşlık.. günlük yaşam yaşam biçimi.. dalgın yürek,beyin,gönül mü? sorgula kendini başkasından yanıt bekleme ele güne, ona bunası olmaz yaşam başka ellere bırakılmaz ışık saç umut saç karşılığında sevgi kazan sevgisiz kuru dal taş kaya yada yaşayan ölü olma. turoy
NEFRET et ama asla UNUTMA
uyuduğumda mezarımı ışıklı kazın
penceresi olsun gökyüzü
gönlüm yaşarmış gibi coşsun
kah bulutlu yağmurlu hüzünlü
kah güneş yaksın içimin yanışı gibi
ey can..ca can demene dayanacak
kalbim kalmamış bitmişim meğer
sustum gittim sessizliğe gömüldüm
böyle susmak daha kolay sandım
oysa ben seni nede çok sevmişim
her msj ın tokat gibi acılar oturttu içime
varlığın yaşam kaynağımdı yokluğunsa
ölüm..ölüme beş kala bin kez ölmek
sıyrılıp bu dünyadan aslıma ermek
tek tesellim daha acılara seni sürüklememek
unutmak mı ..küsmek..alınmakmı hayır
hepsine cevap ölüm be can can son durak
göz yaşından zehir içmek nedir bilirmisin
aha bu sensin diye geceye sarılmak
topraktan bir çarşafa sarılmak ve uçmak
sensiz sessizliğe yaşama nokta koymak
yanağımdan kayıp eteğimde biriken
ve her zerresi can can diye haykıran
göz yaşlarında gözlerin boğulması
son kez resmine ta derinden bakışım
elveda diyecek cesareti bulamayıp
öylece sonsuzluğa çekip gitmek..
beni affetme yaşadığın sürece
affedersen anlamı kalmaz
seni nasıl sevdiğimin aşkımın
her an nefretlede olsa beni andığının
bana huzur vereceğini asla unutma..
ben seni yaşayacağım toprak anada
bir çürük kemik bir başka canlı da..
Can Can..........elveda...................
Dünya senin için bir araç olmalı.Yaşam kaynağın yada yaşam nedenin olmamalı.Sana hizmet veren bir bakış açısının olağan durumları olmalı.
DOĞRU VE DÜRÜST
AÇIK VE NET
SEVECEN VE SEVİLEN
DOSTLUK İLKESİ
EGOSUZ
VARLIĞI VARLIĞIYLA ONURLANAN
tüm insanlar eş dost ve sırdaş olarak başımla beraberdir.
bir dünya var yaşamak için
dünyada binbir çeşit var
aklı cihana yetenden
aklı bitmişe kadar
kadınlar erkeklere salar
ağız dolusu iyi sözden
nidesinde patlattığı
okkalı tokata kadar
olmadık zalimlik ile
olmuş zulme kadar
yağmurlu havadan
güneşli ana kadar
erkekler de gerimi kalır
kırar döker ne varsa
kusar zehrini asit olur
yakar her yeri
küçülür küçültür yaşamı
her alanda tüketir
olmadı daha daha der
bilmezki kendini zehirlediğini
oysa yaşam yaşanması gerek
kadın erkek demeden insanız biz
diyerek var etmeli güzellikleri
sevmeli sevilmeli seviyoruz demeli
dünya ya geldim demek
varlığını bilmek ve yaşamak
insanca gülmek eğlenmek
benimde hakkım diyebilmek..
turoy
deniz içlerinden kara içlerine
ağır ağır taşınan bulutlar
yürek içlerinden gönül içlerine
yavaş yavaş taşınan sevgiler
boşaltın ey bulutlar
sisler arasından damlacıkları
büyüsün ne varsa yeryüzünde
güneşin sıcaklığıyla bir
coşun ey sevgiler
kalpten kalbe akarak
büyüsün ne varsa insanlıkta
duyguların sıcaklığıyla bir
buluşan sevgiler aşklar
hisler duygular
yaşasın gönüllerde
yoğrularak güzelliklerle
turoy
gözlerimi uzaklara takmışken
bir sis bulutu çöktü
beynimden düşlerime
hani azgın dalgalar
kabaran beyaz köpükler
şimdi nerede gönül yıkımları
kahrolup susmuş iyot kokusunda
dalgalı saçları esintilerde savrulan
bakanların yüreğini yerinden hoplatan
bir özgürlük anıtı gibi vakurlu kadın
sahili devirerek adım adım
hayallerinde kaybolup gitti erkeklerin
nar çiçeği kokusu menekşe gözlü
sevda coşkusu gönül dokusu
varlığında tüm aşk tazeliği
sessizliğin vurucu gücü
kaybolup giden tüm seviler
er kişi sanır uçkun başkışlar
erkeksi adımlar ve cesaretin doruğunda
yerle bir olan yığınlarca dalgın bakış
bravo düşlerin canlılığını yaşatan kadın.
turoy kasım 17
o anna anastasya
şimşek gözlü masum sevdalı
dağ dorukları gibi yüksek vakarlı
o..anna anastasya özgün sevdalı
yangınlar sarmış yüreğini
kimseler bükemez bileğini
düşlerin manevi prensesi
o..anna anastasya
bakışı esir tutar gözleri
kutlu ve özdür sözleri
anmak anılmak ezeli
o..anna ansatasya
şimşek gözleri benimdir
canı candası eldedir
sevdaya eğilmek dildedir
o..anna anastasya
turoy..111108
yaşam ne sizce?
dost
dostluk..
arkadaş
arkadaşlık..
günlük yaşam
yaşam biçimi..
dalgın yürek,beyin,gönül
mü? sorgula kendini
başkasından yanıt bekleme
ele güne, ona bunası olmaz
yaşam başka ellere bırakılmaz
ışık saç
umut saç
karşılığında sevgi kazan
sevgisiz
kuru dal
taş kaya
yada yaşayan ölü olma.
turoy