Hüsamettin İncirağacımı Getir Adlı Antoloji.c ...

tüh bi sürü yazmıştım pc günecellemeye girmiş yeniden başlat yaptı hepsi gitti tabi..)) zaten ya antoloji çalışmaz ya pc sorun olur yada bağlantıda ortası yok bu işin.ne demiştim bi toparlayım..günler azaldıkça sabrımızında gerildiğinden bahsediyordum..evet sevdiğim kavuşmamıza az bi süre kaldı be heyecanımız en yüksek seviyede tavan yaptı tavan hemde..akşam olunca eve gidip yalnızlığa gömülmek artık çok zor gelmeye başladı seni arıyorum yanımda olmanı istiyorum..işyerinde zaman geçiyor anlamıyorum ama sensiz akşamlar çok ağır gelmeye başladı bana gerçi senin durumunda benden beterya belli etmemeye çalışıyoruz... hoş ne yapsak bugünleri geçirmek zorundayız öyle yada böyle...bu hafta sonu gelebilecekmisin ondanda emin değilim bugün belli olcak eğrki gelirsen bi sonraki haftayı geçirebilmemiz için çok iyi olacak yada gelmesen die düşünüyorum o zamanda beni istemiyonmu diyorsun ondan değil tabiki..geldiğinde giderken kapı ardından kapanınca ev üstüme yıkılıyor daha kötü oluyorum o yüzden:(..neyse sen yine gelde nasıl olursa olsun gel yeterki...seni çok seviyorum bitanem...

Saçlarına pütür pütür yapışmış,
Gözlerinin rengi ile sıvanmış
Bir avuç kuru çiçek topladım.
Kırılıp dökülmesinler diye
Sevgiyle, özenle tek tek topladım.
Yürek fideledim zamana ve mekâna,
Hasat vakti geldi yürek topladım.
Belli ki bu yıl da vuslat gecikecek
Aşıdır, serumdur, besindir her umut,
Ey sevgili umudunu diri tut! ...
Bedenim hür değil, mühlet ver bana,
Er veya geç çıkıp geleceğim sana;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

Mevsimi geçiyormuş, geçsin varsın,
Hep böyle dönüyor zaman tekeri.
Biri gider, biri gelir mevsimlerin,
Sonsuzluğu, diri aşklarla kucaklarsın.
Acılardan damıtırsın şekeri,
Sabrı da güzel olur çeyizi hazır kızların.
En ışıltılı çağında yıldızların
Kaç bıldır öteden göz kırpar bana,
Her umut bir yoldaş, her dert âşina.
Sorma ıhlamurlar ne zaman çiçek açar? ...
Beni güneşin ortasına atsalar da
Yanarım, pişerim, gelirim sana;
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman! ...

bugün nihayet birli rakamlara ulaştık hep acaba o günleri görebilecekmiyiz die hayal kuruyorduk..ulaştık sonunda 19 günün kaldı duygularım karmakarşık sevinç hüzün özlem ne bilim hepsini yaşıyorum. geride bıraktığımız 4.5 aylık zaman diliminde sabırla bekledik birbirimizi diğer zamanlarda olduğu gibi bunuda sorunsuz atlattık önümzdeki yaşanacak beraberliğimiz için sınav olarak bunuda geçtik..okyonusları birlikte aştık boğulmadan önümüzde sığ bi dere kaldı.inanıyorumki boğulmadan onuda geçeriz yeterki büyü bozulmasın hoş hrşeyin bizim elimizde olduğunun bilincindeyiz.....yaşanacak güzel günler bizi bekliyor sevdiğim...herşeye rağmen hayat güzeldir..)

ve gün kısada olsa geldin görüştük bu arada bi kaç saat uyusanda görüşmemiz çok güzel geçti..terhis olduğun zaman uzun süre uyursun be aşkım biliyorum orda uykusuz zor günler geçiriyorsun ama az kaldı bugün 21 gün sonra hiç ayrılmadan birlikte olacağız..aşkımm bak yeni meclis var her istenileni yapacak durumda diriler yane..günlerin 36 saate çıkarmalarını gündeme getir bi önerge hazırla.)) geçmiştede 24 saat yetmiyordu bize değişen bişey yok hala 24 saat yetmiyor biliyorsun..)) iyiki seni tanımışım sevdiğimm..

merhaba aşkımmm..yarın kavuşma günümüz tüm gün birlikte bütün güzellikleri birbirimize yaşatacaz..) seninle çok mutluyum ben çokkk..biliyorumki sende benimle birlikte mutlusun bunu bilmek ayrı bi duygu herşeyden emin olmak kendine güvenmek demek..)) seni seviyorum sevdiğimmmm....

CAGIR BENI BULMAK ISTEDIKLERINE

Ah seni andigim her an
Ask eskimis bir oyun
Aciz kalmis bir arzu eskisi
Cagir beni sevgili
Evrenin hatirina cagir beni
Yasanamamis her askin
Kavusmayi bekleyen her sevgilinin hatirina cagir beni
Herkese umut olan ilahi bir cagri gibi
Kaderin kacinilmaz oldugunu anlatan masal gibi
En azili inancsizi imana cagiracak tutkuda
Cagir beni topraklarina
Geleyim de askin ne olmadigini anlatayim sana
Bir kadinin guzelliginde
Ki gulumsemen isiktir… guzelligin bilinmeyen tanimidir
Senin guzelliginde askin adinin kalmadigini cizeyim tenine
Askin tanimini ne olmadigindan bulalim sevgili
Sevismek ne degersiz bir oyun
Ve dusler… ve hayaller
Ve sevmeye dair ne varsa ne kadar yalanci
Cagir beni kadin
Felsefelerin ne kadar bos
Tarihin ne kadar yalanci
Ve kahramanlarin ne kadar korkak oldugunu bulalim
Reddedip var olan herseyi
Ama evrenin dogusunu da
Ve seytanin kotulugunu de
Meleklerin kusursuzlugunu da
Siyirip golgesinden sevgiyi
Ki kalmayacak geriye hic bir sey
Yasanan her ne varsa o an icin
Ve sadece benle sen arasinda olan oldugunu anlatayim
Bak ne soyleyecegim sana
yaratan yukarinda izliyor bizi
bak dudaklarindaki gulumsemeye
ilk yaratilisin sehvetini cicek misali takmis gulumsemesine
ki gulumsemesi anlamlarin en iman dolu olanidir
yine de sevdani yeglemisim evrenin anlamina
cagir beni bulmak istediklerine
her an ve her sevismede
kac evren ve kac yildiz yaratilirmis
solugunun her hecesine isleyeyim gizem tadinda
ve yaratani reddislerde bile nasil mutlu eder
boylesine tutkuyu gizinde saklamis bir sevda...

Gassan SATAR

Söndürmedim gönlümdeki çırayı
Bakarsın bir akşam yar çıkagelir
Sarmak için bağrımdaki yarayı
Bakarsın bir akşam yar çıkagelir

Rüzgarlar atını yorduğu zaman
Azrail adımı sorduğu zaman
Bademler çiçeğe durduğu zaman
Bakarsın bir akşam yar çıkagelir

Hilallerin dolun olma vaktinde
Mevsimlerin yalın olma vaktinde
Gelinciğin gelin olma vaktinde
Bakarsın bir akşam yar çıkagelir

Sevda-umut,vuslat-düş'tü diyerek
Hayal-bahar,hayat-kış'tı diyerek
Geçiyordum yolum düştü diyerek
Bakarsın bir akşam yar çıkagelir.

Yusuf Özcan

BUZ VE ATEŞ
..
nereden bileceksin, beklemenin
seni yaşamak olduğunu. bağırsam duyuramam
yol eskidi, uzak düştü
ve ben durup dururken çaresiz, bıkkın
tutup seni seviyorum. dilsiz bir tutku bu
durmadan düşmek gibi bir şey
çığlık çığlığa bir sessizlik ya da.

kendimi anlatamadım. seninle,
serpilecek gövdemi. ne desem boş,
saçların yüzüme devrilmiyor
uzanıp önüme bırakıyorsun ne söylemişsem.

ama bu ne aldatmaca. nasıl bir ikilem?
demek ki buz ve ateş! bir yalanız ikimiz
unutulmuş o uzay masalından.

bir sen vardın oysa
bir senin gözlerin kalmıştı
okyanustan iki damla.
şimdi masmavi iki ayrılık onlar.

sahi, renginde aşk olan bir çiçek nasıl solar?


veysel çolak

seni seviyorum.... yarın yine buluşacağız büyük gün bizim için...)) iyiki varsın ve bendesin hep öyle kalalım sevdiğim.....

Sensizlikle ben.
Neden çekip almıyorsun beni..
Biraz da sende boğulayım..
Biraz da sen yak beni..
Sen gül gözlerimde
Ve sen öp biraz da
Ay ışığı yerine beni.
Özledim
İnan çok özledim seni

Ne Vakit Açar

-Bahaeddin Karakoç'un 'Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman' adlı şiirine ithafen kaleme alınmıştır-

'Geleceğim' dersin, geleceksin de
Bu ne gece üstâd, yıldızlar kaçar.
Ha doğmuş, ha batmış, gün neyler rinde?
Sabah-akşam üstâd, hüzünler saçar.
Sahi, ıhlamurlar ne vakit açar?

Karardı yarınlar, umutlar esir;
Eskimiş dikişler söküldü bir bir,
En acı tütünler derman değildir.
Bu kaçıncı üstâd, hangi sonbahar;
Sahi, ıhlamurlar ne vakit açar?

Zümrüd-û Ankalar, boşadı andı,
Utangaç hazanın, sözüne kandı,
Yıkıldı limanlar, gemiler yandı.
Kaç vakittir üstâd, güller sitemkâr;
Sahi, ıhlamurlar ne vakit açar?

Uğraştadır zaman, ağayla, beyle
Çarşı-pazar hasret, şehirle, köyle
Ne olur hudut çiz, bir takvim söyle
Gök bulut giyindi üstâd, dağlar kar;
Sahi, ıhlamurlar ne vakit açar?

Kapılar kapandı, çağrım ardınca;
Sorgusuz büründü, güneş bir hınca...
Ay, şafağa yakın, aklım kaçınca
Dost ellerin üstâd, elimden firâr;
Sahi, ıhlamurlar ne vakit açar?

Uzadım usulca, olgundan hamdan,
Sırmalı keseler, delindi gamdan;
Gök kuruş mu kaldı, vuslata râmdan?
Hoş gör üstâd beni, anlayışım dar;
Sahi, ıhlamurlar ne vakit açar?

Çıkarım heceden, mehtâp dolumu;
Yürürüm meçhûle, şiir yolumu...
Kesin bir takvim ver, açtım kolumu
Sağım yaz, solum kış; çiçeklendi nar;
Sahi, ıhlamurlar ne vakit açar?

Bağırdım, kimseler almadı kâle;
Bozuldu mevsimler, baksana hâle...
Ne papatya kaldı, ne de bir lâle;
Görmez misin üstâd, simâlar sansar?
Sahi, ıhlamurlar ne vakit açar?

Bilsen, turnaların değişti seyri,
Sevdâ duvarları, yalandır gayrı;
Bundan böyle olmaz, tılsımın hayrı...
Sûrlar düştü üstâd, devrildi hisâr;
Sahi, ıhlamurlar ne vakit açar?

Yetmiyor, yetmez ki, kavle sadakât;
Nice sözü ezdi, beyhude hayat...
İnsan ömrü denen kısadır, heyhat!
Bu ne hâldir üstâd, tedirgin mezar;
Sahi, ıhlamurlar ne vakit açar?

27 Ekim 2003 Hakan İlhan Kurt

Bir elmanın yarısı biz
yarısı bu koskoca dünya.
Bir elmanın yarısı biz
yarısı insanlarımız.
Bir elmanın yarısı sen
yarısı ben
ikimiz...

hiç birşey için büyük konuşmyacaksın demişler boşuna değil..ne zaman bi konu üzerinde kendimle inatlaşsam başıma geliyor..asker yolu asla beklemem derdim herzaman kendime :)) çok saçma gelirdi gözüm almaz büyürdü böle bişey ama başa gelince onuda yaşıyor insan..şimdi bakıyorumda onunda zevki başkaymış diyecem ama bence tek ilacı sevginin bukadar büyük olması gibi çünkü seni okadar çok seviyorumki bilsemki son nefesimde kavuşacaz yine o nefese kadar bekleyebilirim seni.çünkü buna gerçekten değersin.

sen yanımda olduğun sürece gelen ve gelecek bütün sorunların altından kalkabiliyorum. ne diyeyim şükürden başka (dünkü fırtınadan sonra) bugünkü sukunetimi yine sana borçluyum teşekkürler aşkımm..temel sağlam olunca yıkılmadığının ispatıydı bence.)) seni seviyorum..diğer yarım herşeyim....

merhaba aşkım dün yazmamışım sana hem çok yoğundum hemde iyi değildim pazar günü uykusuz geçen gecenin yüzünden bugün çok iyi hissediyorum kendimi günleri saatleri sayarak geçiriyoruz bugünler aklımıza gelince ne günlerdi diyecez birlikte.ilk pazar ziyaretim aklımıza gelince nasıl eğleniyorsak bugünler içinde öyle olacak tam 41 günün kaldı kocaeli yani.))

haftalık şafağımız yarın sona eriyor. karışık duygular yaşıyorum sevinç mutluluk ve gidişinle gelen özlem ve hüzün yarın bütün bu duyguları yaşayacağım.olsun ama bi sonraki haftanın gelmesi ve büyük kavuşmaya azalan günlerin belirtisi olarak beklemekte ayrı bi haz veriyor bana..

Güneşte
denizin sonunda mavi bir duman gibi
gözümde tütüyorsun.
Yeşil bir erik dalı yüreğim
sen altın tüylü bir yemiş
sallanıyorsun.
Fakat ben seni böyle bir yemiş
ve bir duman gibi görmenin yerine
sahiden görmek istiyorum çıplak ayaklarını
sahiden dokunmak istiyorum uzun parmaklı ellerine! ...

Nazım Hikmet Ran

hava durumu gibi ruhsal anlarımı yazıyorum burda.)) olsun ama karşımdaymışsın gibi hissediyorum kendimi seninle konuşuyormuşum gibi oluyorum.ki sabah 6.30 da telde konuştuk oysa her an aklımdasın buda yetmiyoır burayı okuyorum bu nasıl sevda bu nasıl bir aşk sürekli özlüyorum seni neyse pazar günü geleceksin özlemim biraz olsun doyuma ulaşır dicem giderken kapı kapanmadan özlüyorum çaresi yok bu özlemlerimin bütün umudum kesin kavuşmamızda görüyorum bakalım o zaman ne olacak.) seninle herşeyin harika oacağına inanıyorum.bugünde seni dünden çok seviyorum....

bugün içimde bi sıkıntı var sana olan özlemimdenmi neden bilemiyorum.bugün seni herzamankinden çok yanımda olmanı istiyorum. iyiki hayatıma girdin ve renklerini bıraktın. umutlarımı havalandıran maviyi bana giydirdiğin için teşekkürler bitanem.seni seviyorum....

her buluşmamız şölen havasında geçiyor. bu hafta uzun süreli izin aldın cuma akşamından beri birlikteyiz.c.tesi günü yarım gün çalışıp eve dönüşümde uzun süren yolum olduğundan darlanıp sürekli arayıp nerdesin hadi çabuk gel demelerin bi kaç saatlik ayrılıklara bile tahamülümüz olmadığını fark ettim çünkü cuma akşamı senin 3 saat trafiğe takılıp geç gelmen beni deli etmişti.)) yollara çıkıp aramayı düşündüm biliyosun ya işte öle bişey yolcu beklemek heleki sevdiğin birisi olunca dahada ağırlaşıyor.güzel bi c.tesi günü yaşadık pazar sabahı geç kalkıp birlikte kahvaltı yapıp önce maltepeye daha sonra kadıköye geçtik güya boğaz turu yapacaktık geç kalmışız yetişemedik olsun bi sürü gezek yerler var deyip ilk gemiye bindik nereye gitmesi önemli değildi nasıl olsa eminönüne kalkıyormuş ve eminönüne inip galata köprüsünde akşam güneşinin batışının muheteşem manzarasını turistlerle birlikte izledik.galata kulesine gitmeye karar verdik o dik yokuşu çıkıpta ziyaret saatinin bittiğini söylemelerine çok güldük herşeyi kaçırıyorduk olsun önemli değildi önümüzde uzun bir zaman vardı ortaköye gitmeye karar verdik.otobüse bindik beşiktaş ordanda ortaköy oranın havası süper bütün aşıkların buluşma mekanı sanki cıvıl cıvıl biraz dolaşıp bi cafeye oturup tavla oynadık ben 5/2 yenildim iddayı herzamanki gibi kaybettim olsun alışkınım nasıl olsa sana yenilmeye bu arada hile yapıyormuşum öyle dedin iyide ben ne oynadığımın farkındamıyım sen yanımdayken.)) hadi böle kıvırayım inan bilerek değil tavlayı pek bilmem sayıları ayarlayamıyorum bazen uyarıyordun eve gelincede uyarmadıklarında olduğunu söleyince pek bi mahcup oldum.)) oyundan sonra bi bara gittik şarkı dinleyip birer bira içip geceyi noktalamaktı niyetimiz.bir yer seçip girdik güzeldi ama müzisyen biz girdikten 5 dk sonra mola vermesi kötüydü biralrımız bitince kalkıp ortaköyden beşiktaşa kadar yürüdük trafik allak bullak yürüyerek daha çabuk vardık yane...ha bu arada çırağan sarayının önünden geçerken sana gösterdim kafanı çevirdin görünce işine gelmiyo dimi çırağanda düğün yapmak onu faarkettim..)) dönüşte göstermedim sende geçtikten sonra bana sordun çırağanı geçtikmi die neyse ben yutmuş davranayım kıyamam sana çünkü hayali bile yeter bana.beşiktaşa gece yarısı varmıştık karşıya araba bulamayız endişesi taşırken şansımıza hemen bi otobüs geldi kadıköye binip evimize geldik güzel unutulmaz bir zaman geçirmiştik..pazar günü sabah uyandığımızda ikimizide hüzün kapladı tatilimiz bitiyordu bir haftalık ayrılığımız başlıyacaktı çok zor ikimiz içinde olsun ama sonunda kavuşmak olunca insdan sabrediyor..seni çok seviyorum iyi hayatımdasın sonsuza kadar orda kal hiç bir yere gitme dayanamam yokluğuna biliyorsun.))

gunes batti batacak
biz yuruyelim yine de
adimlarimiz doymadi sevismelere
biraz daha
sessiz
dusler buyutelim

dunya sustu mu ne
nefesler kesildi mi
bir senin adim sesin var icimde
bir senin nefes alisin

gunes batiyor
isigi gulumsemene emanet birakarak
evimize gidelim haydi
suskunlugumuzda sehvet patlayacak
sokaklar sevisecek yoksa
bedensiz ruhlariyla
sehir dokunuslara rehin kalacak yoksa
hayat duracak belki
belki deniz kocaman bir carsaf
martinin cigliklarinda tasinacak
arzunun o yakan tadi

istersen kanepeye uzan biraz
kapida ben
gozlerim dikilmis endamina
seyredeyim seni biraz
sokaklardaki adim izlerimizden
tasiyalim sehveti bakislarimiza

sen kocaman kadin
kucuk cocuk bakisli kadin
ruhu taze nane kokulu
nefesinden savur bana
dag cicegi cilgin fisiltilarini
sicak bir corba tadinda
sohbet edelim biraz da
sohbet edelim sevisir gibi
ya da seviselim sohbet eder gibi

bir kahve yapayim sana
kulplu bardakta dokmeden
kahve fallarina salalim umutlarimizi
o arzularimizdan besledigimiz
bir kac vakte kadar gorunsun bulusmalarimiz
daha ayrilmadik ya
birak ozlemin sanindan olsun
kavusmalari duslememiz

bir kac sarap damlasi kalmis hatirimda
hic hatirlamadigim sevismelerimizden
dudaklarinda duruyor mu hala
uzat o zaman cennetinin kapilarini
sarhoslugumuza katilsin
sarap da sarhos olsun biraz
sarap da buharlassin teninden
buharlassin cicekten bala donusurcesine

gel uzan yanima
carsaflari degistirmedim
dunku sen kokan tadinda hala
yarim mi kalmisti sevismelerimiz
ya da hic baslamamisti belki

saclarinin izi duruyor bak
bir de ensendeki opuslerimin urpertisi
sakin bir denizde yol almistik
dingin sevismelerde
hep sohbet eder gibi
hep cilginca kelimelere kosan

uzan yanima haydi durma
kapatma gozlerini ama
birak gozlerin
sevismelerimizin isigi olsun

sahi sabaha ne kaldi
koynunda gun doguyor durmadan
durmadan gunesler yukseliyor
ben hangi sabahtayim
kac gece bitti nefesinde
bilmeden yol aliyorum ufuklara

sayikliyorsun sen
dun ki gibi
belki yarinda olacagi gibi
bitmesin diyorsun bu ruya
saclarinda dolasiyor ellerim
usulca fisildiyorum
bitmeyecek bizim sevgimiz
caldik aski biz duslerimizden
uykularimizi renksiz birakma pahasina
koynumuzda besliyoruz simdi
her sevismemizde esen yeni baharlarla


24/06/2007 pazar günü geldin..))

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir ümit türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış örtüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerlerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum,geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gökkuruşum sırmalı kesende
Gecesi çok süren karlar buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa seni bana
Geleceğim diyorum,takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarımı aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtmem, ne olur takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri saracağım ben
Yeter ki bir çağır çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalarda geleceğim sana
On iki ayın birisinde,kesin takvim sorma bana
ıhlamurlar çiçek açtığı zaman

Bak işte notalar karıştı,ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmur arsız
Ey benim yeni alfabemdeki kadim elif
Ne güzellik,ne tad var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum biraz mühlet tanı bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman

Ihlamur çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sadığım,sadığım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman

Ihlamurlar çiçek Açtığı Zaman - Bahattin Karakoç

karanlık gecede bütün yıldızlar saklanmış
yeryüzüne küsmüş gibiler
geceye, bulutlara inat
tek bir yıldız varki
ışığını yansıtıyor var gücüyle
o ışıktan güç alarak yaşayan!
karanlıkta kalamasını istemediği
mavisi için bütün çabası
biliyorki bir gün o ışık sönerse
mavisi ölür...........
işte o zaman gökyüzünden bir yıldız kayar
bilinsinki o yıldız mavinin ardından
sonsuzluğa kaymıştır.......

durulmuştu deniz...
karanlık ve sis kalkmıştı tepelerden...
uçurum yoktu,
derinliği kaybolmuştu içinden...

kadın anlattı uzun uzun...
adamın şımarıklığını,
kızgınlığını,
deniz köpüğünden dayanıksız
aşka yenik öfkesini...

kavuşma anlarını...
önce kim anlatacak...
gözlerinde buldukları telaş...
dün arabamla bir kadına çarğıyordum,
gece arkadaş çok horladı...
bunlar öylesineydi...
aslında dudaklar değilde,
sadece gözleri kavuşuyordu...
ellerini tutuyordu kadının...
gökyüzünden derin,
gökyüzünden sıcak
ve ipek kozasından yumuşak ellerini...
adam ellerini kaybetmek istiyordu
kadının ellerinde...

gözlerine düşürmek istiyordu bakışlarını...
orda kalmak, orda kör olmak istiyordu...
bu öyle bir kavuşmaktı...

bir kuştu onlar...
aynı kuş...
bir kanadı kadın,
diğeri erkek...
biri olmadan
havalanmıyordu hayat...

ve kadın anlattı masalcısına...
tanrım bizi ayır dedim!
ağlayarak yalvardım...
ama tanrı ayrımadı...
tanrı da ondan
ve aşktan yanaydı...

göğünü onlara verdi
uçsunlar diye...

dedi fatmani...

MAVİ VE HÜSAM İÇİN....

sevgiler toprağıma...
hayırlı teskereler...
şafak 120...)
dostların seninle gurur duyuyor...)