Ne kadar yol varsa içimde gidilebilecekbentler koyup etrafına kapadım yollarıne kadar söylenecek söz varsa lügâtımdan çıkartarak sustum...Kanadı kırık kuşun acıları içindeher yanı yara bere kanrevan içinde boynuna ağır yüklerin halkasını takarak sustum...Bir ölünün susabileceği kadar içimde biriken ne varsa kusarak sustum...Acılara inat yokluğumu kabullenecek kadar alışılmışın dışında söylenebilecek kaç söz kaç kelam varsa unutarak sustum...Kaybolmuşluğun dehlizinde uçurumların köşelerinde kaç heba edilecek anı varsa her sözün bitişinde ne kadar susulacaksa o kadar sustum...Volkanların haykırışlarına eş yüreğimin yangınlarına eş ateşin koruna eş alevler içinde yanarken sustum...Viran eylemiş gülün suya hasret solarkenbülbüle söyleyebileceği sitem dolu kelimeleriboğazımda düğüm düğüm yutkunarak sustum...Vakit varken ecele hayat içinde binbir çile yokluğun müebbetine gebe kalarakSUSTUM...
Ne kadar yol varsa içimde gidilebilecek
bentler koyup etrafına kapadım yolları
ne kadar söylenecek söz varsa
lügâtımdan çıkartarak sustum...
Kanadı kırık kuşun acıları içinde
her yanı yara bere kanrevan içinde
boynuna ağır yüklerin halkasını takarak sustum...
Bir ölünün susabileceği kadar
içimde biriken ne varsa kusarak sustum...
Acılara inat yokluğumu kabullenecek kadar
alışılmışın dışında söylenebilecek kaç söz
kaç kelam varsa unutarak sustum...
Kaybolmuşluğun dehlizinde
uçurumların köşelerinde
kaç heba edilecek anı varsa
her sözün bitişinde
ne kadar susulacaksa o kadar sustum...
Volkanların haykırışlarına eş
yüreğimin yangınlarına eş
ateşin koruna eş
alevler içinde yanarken sustum...
Viran eylemiş gülün suya hasret solarken
bülbüle söyleyebileceği sitem dolu kelimeleri
boğazımda düğüm düğüm yutkunarak sustum...
Vakit varken ecele
hayat içinde binbir çile
yokluğun müebbetine gebe kalarak
SUSTUM...