“İnsan annesine, babasına, kardeşlerine karşı, onlara olan sevgi ve birliktelik bağlarından dolayı yabancılık hissi duymaz. Yaş ve akılca kemâle eren kişi, birgün evini terk ettiğinde karşısında illaki bir yabancı bulacak ve genelde de ona alışmak için yeteri kadar zamanı olmayacaktır. Bu yabancıya alışma devresi erkek için zor, kız için daha zor olacak; kız, el evine giderken doğduğu, büyüdüğü, daha doğrusu “alıştığı” evinden ayrılık vakti gelip çattığında hem kendisinin “yabancı olmayanlarından” hem de kendi gözlerinden ayrılık yaşları dökülecektir. Bu “bir yabancıyla” evlilik fikri ve ona alışma evresi ilk günler rahatsız edicidir. Bu rahatsızlık, ancak zamanın getirdiği “alışma” ile eşleri terk eder. Bu yabancılığı, daha evlenmeden sona erdiren en mühim şey ise “aşk”tır. Böylece aşk; bir yabancıdan, artık onun sesinden başkasına sağır, ona konuşmak dışında lâl, ondan gayrısına kör, onun canından başkasına ölü olunan bir maşuk, bir “tanıdık” yaratmıştır. Bu tanıdık olma, artık o dereceye varmıştır ki, “ayrılık” denilen şeyin kendisi istenmeyen bir yabancı hâlini almıştır. Bu, doğa kanununa, insan fıtratına uyarak birleşen iki yabancının haletinin ötesinde bir şeydir. Gerçekte düşünce, davranış, karakter, hatta milliyet farklılığıyla ve bütün bir varlığıyla yabancı olan kişi, evlendikten sonra değil, çok daha öncesinde bizzat aşk ile tanıdık olmuştur. Bu tanıdığa en yakın zıt ise, “acı”dır. Ancak bu acı, aşktan veya ayrılıktan değil, işte bu “tanıdık ve alışıldık” olandan uzak kalışın acısıdır. Oysa ki, tanınmış ve alışılmış olmayan hiç kimseden hiçbir ayrılış acı getirmez.”
_____________
Zayıf değildi, balıketi de değil, kilosuna orantılı idi boyu; omuz hizamdan biraz yukarıda. Esmerdi teni; çöl ortasında yuvalanmış zehirli su birikintisinin renginden kar beyazına doğru uzadıkça hafifleyen bir esmerlikti; ama koyu değil, tatlı bir ağu idi kıvamı. Gözleri cehennemden kurtulmuş da cennetin kapısından girmek üzere olan bir perinin ışıltısına sahipti. Hudutları bekleyen hilalin nazlanışı vardı gözlerinde. Uzun ve zarif boynu, yeryüzünün en sevilmeye değer cemalini, bu hilalin altın alemini taşıyordu üzerinde. Boynundan omuzlarına doğru dökülen saçları bir sancağın dalgalanışı, yağmurun arza doğru dizilişi, bir kartalın süzülüşü idi; siyaha yakın kahvenin tonları, kızıllığını atmış da az sonra inecek şeb-i yeldayı müjdelerdi. Konuşurken kekelemeden, sözlerini lekelemeden konuşurdu; sözleri bir mitralyözün yangın ağzından değil, gül yaprakları saklı incilerin arasından dökülürdü.
_____________
Birgün ölüm meleğinin kanatları ruhuna dokunduğunda, yanında bu acıya talip bir yürek olduğunu hatırla ve mesrur ol. Oysa inan ki, her sabah uyanırken gördüğüm bir rüyayı hayata taşıyıp da sağ elimi elini tutmak için uzattığım vakit, bunun gerçek olmadığını anladığım kadar acı olmayacaktır yine de. Ölüm beni korkutmazdı; ebedi bir vuslata rağmen fani bir ayrılıktı yine de yüreğimi acıtan. Artık o da beni incitmiyor; çünkü ayrılık zaten başımda dönen bir duman.
..
-
esra
14.11.2007 - 14:40Hafız-ı Şirazi demiş ki; 'Yüzü bir cilve yaptı, meleğin aşka sahip olmadığını gördü. Bu gayretten tıpkı ateş oldu ve Meryem, Adem'i çarptı.'
İşte bugün (14.11.2007) 2904'üncü gün, yarın 2905, ertesi gün 2906... Bu, mahşere kadar böylece sürüp gidecek.
Döndürülsem de zemheri Kasım’da hayal ahitlerin kapısından,
Ve çalınsan da balçıklar tarafından murassa bir hançer iken koynumdan,
İki milyonun içinde mahpus biricik ihtimal korkuturken beni,
Akların, karaların içinde adalet, isminden yakalayacak.
Sadrımdan simana yansıyan nur kefilinse bugün,
Göğüs kafesindeki zangoç işte o gün yargılanacak.Esra'nın bir anlamı da var ki; ben biliyorum ve yazmayı dilediğim kitabıma isim olarak bunu koymak istiyorum. O yüzden herkesin bildiği anlamlarından en özel olanı bende kalacak.
-
kurtlar vadisi terör
16.02.2007 - 10:34Aziz Türk Milleti!
Ahlakı hiçe sayan magazin programları ve dizilerle uyumaya devam edin. Gözümüz aydın; Kurtlar Vadisi yayından kaldırıldı. Çünkü Pana Film yapımcıları, bu ülkede terör olmadığı hâlde varmış gibi bizi yanıltmaya kalktı. “Sihirli Anne”nizi gönül rahatlığıyla izleyip “Selena” ile uçun artık, nereye hizmet ettiği malum “Kod Adı”nızı öğrenirsiniz belki.
Sağ olasın RTÜK! İlk defa izleyici tepkilerine olumlu yanıt verdin ve Kurtlar Vadisi yayından kaldırılsın diye seni arayan 13.900 hizmetlinin taleplerini yerine getirdin. Seni, zamanında bu sayıdan çok daha fazlası rahatsız etmişti BBG evleri vb maneviyatsız programlar için; ama her ne hikmetse bu kez sessiz kalmadın. Acaba harekete geçmene neden olan etken, halkın talebi değil de, başka kirli parmaklar olabilir mi, sorusuna da cevap verir misin? Allah aşkına RTÜK; PKK’nın kendi sempatizanlarına “bu dizi yayından kaldırılsın diye RTÜK’ü arayın” şeklinde talimat verdiği istihbaratı sana ulaşmadı mı? 13.900 kişinin yaptığı şey, dağda terör yapanlara mı teröre kurban verenlere mi yarar acaba, diye kurulunuzda soru soran olmadı mı? RTÜK, bildik bileli halkın tepkilerine bu kadar sıcak ve bu kadar hızlı tepki veren bir mekanizma ve hassasiyete sahip olmadı hiçbir zaman. Diziden rahatsız olan bir tek vatan evladı yok iken, sizi yatağınızda kıvrandıran nedir, sorusuna yanıt vermeyecek misiniz? RTÜK, verdiği kararda ne kadar inisiyatif kullanmıştır, sorusunu da yanıtsız mı bırakacaksınız? Yaşar Öz’ün adamları takır takır ve gerçekten adam vururken, tamamen gerçek olan görüntülerin Kanal D’nin haber programında Mehmet Ali Birand’ın gülücükleriyle yayınlanmasına neden tepki göstermediniz?
Gerçi bu konudaki kararınız; Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in veya Merhum Başvekil Adnan Menderes’in asılma kararlarının daha yargılanmadan verilmiş olması kadar kesindi. RTÜK olarak; “Dizi yayınlanmadan kaldırılması için bir işlem yapamayız,” açıklaması, “yayınlanmış olması bize yeterli bahaneyi verecektir,” düşüncesinin başka bir tezahürü olmuştur. Biz Türk Milleti olarak evlatlarımızın yargısız ve insafsızca harcanmasına hep tanık olduk. Helal size ki, literatüre bir de TV dizisi eklediniz.
Körpe zihinlerini (!) Kurtlar Vadisi’nden korumak isteyen vatanperver (!) şikayetçiler! Kurtlar Vadisi yayından kaldırıldı; gözünüz aydın. Artık haber programlarında trafik kazasında ölenler gösterilmeyince bu ülkede trafik kazası olmadığını sanmaya devam edersiniz; gönlünüz hoş olsun. Artık terör yok! Çünkü Kurtlar Vadisi yok.
Sayın şikayetçiler, buyurun size bir teklif; etkili mesajlarınızı yeniden kullanın ve RTÜK’ü arayın; dağda terörle mücadele eden Mehmet’imizin şehit haberlerini de yayından kaldırtın. Çocuklarınız kan görünce kötü etkileniyorlardır.
Evlatlarınızın yetişmesinde madem çok hassas davranıyorsunuz, arayın RTÜK’ü; Kuzey Irak’ta bizi arkamızdan vuran, dün bize, bugün başkalarına kapı köpekliği yapanları da kapattırın.
Arayın RTÜK’ü; parsel parsel vatan toprağının satılmasını da engelleyin.
Arayın RTÜK’ü; PKK’nın dizilerde kalmayıp vatanın sokaklarında çatır çatır polisle kavgasını da kaldırtın.
Arayın RTÜK’ü; bir cep telefonu, 7,5 YTL gibi küçücük şeyler için insan öldüren ve “ne çalıyorsak yarısını PKK’ya gönderiyoruz” diyen hırsızlık piyasasını kapattırın.
Haydi durmayın! Vatan sizden hizmet bekliyor.
Toplam 7 mesaj bulundu
Bir genç kızın elinde kırmızı bir gül gördüm,
Bülbülde ettiğini bulmuş meğer...
Hatırladınmı arkadaşım. :)
Hep yanındayım.
Tanımaktan büyük onur duyduğum sevgili hemşerim.
Heyyy Adana nasılsın :))
Toplam 2 mesaj bulundu