Samsun Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkında Ya ...

  • Ahmet Canbaba
    Ahmet Canbaba

    22.07.2007 - 23:42

    Merhabalar. Sanıyorum sizinde bir iki kelime yazacak birşeyiniz vardır.Ankaradan sevgilerimi iletiyorum.Ahmet canbaba.




    GÖZLERİNDE AY TUTULACAK


    Bir kere güleceksin
    İçim ısınacak baktığımda gözlerine
    Gözlerimde gezecek gözlerin
    Kendine mahkum olacak sevdan
    İçinden gelip
    Bir selam vereceksin
    İsmimi söyleyeceksin merhaba deyip
    Uzatacaksın ellerini
    Varsa öyle sıkılacak
    Dostça eller
    Varsa öyle kolay tutulacak

    Hayatımın akışını sana çevirip
    Bedensel hazda bulmalıyız sevgiyi
    Aydınlığa yürümeliyiz aydınlığa
    Kendi içimizde saklı hayatın mucizesi
    Biliyorum gene de
    Küs kalacak umutlarımız yarınlara
    Bütün dünya girecek aramıza
    Güneşler girecek güneşler
    Gözlerinde ay tutulacak

    UMUDUN GÖLGESİ

    Suda sandal
    Sandalda balıkçı ağını gerer
    Takılır ağına umudun gölgesi

    Tarlada saban
    Sabanda umudun dişi demir
    Toprağı yarar
    Topraktan çıkar emeğin sesi.
    Sorarım size ne arar,
    Tünemiş düşlerde bir bulut gibi
    Karanlığın gölgesi.

    Onlar ki gene
    Yarına kalkacaklar
    Ve onlar‘ki sonsuza uzanan
    Yola koyulacaklar
    Açlıktan kokuyorlarken nefesi
    Çıkınlarında bir tutam sevgi
    Ve akıllarında umudun gölgesi.

    TABANVAY

    O
    En zengin kulu Rabbin
    Altında uçak, yat.
    Bütün nehirler ona akar.
    Kızılırmak Dicle Fırat.
    O
    Hacı Murat.

    Süleyman’ın altında taksi
    Mehmet’inki motosiklet
    Ahmet’inki bisiklet
    Veliyi Allah düşünsün
    Tabana kuvvet

    YILDIZLARIN DİLİ

    Islak
    Yüreğimin yağmurlarından gözlerim.
    Sözlerim
    Islak ve nemli
    Bir gece yarısı içiyorum şehrin ışıklarını
    Bir bardak çay gibi
    Sıcak ve demli.

    Gene
    Rüzgarlarından tedirgin
    Yıldızlar üşüyor
    Titriyor göz kırpar gibi binlercesi yıldızların
    Kayıyor yıldızlar
    Yıldızlar düşüyor
    Yere

    Bir huşu içinde bilinmez kimler
    Mey içiyor
    Elinden
    Melek kanatlı kızların
    Ve ben diyorum ‘ki bir anlayabilsem
    Şu yıldızların dilinden

    Ve şimdi ıslak yüreğimde yıldızlar.
    Bu koskoca şehrin üzerine
    Bir tohum gibi serpilmiş.
    Ve şimdi gökyüzü yağmurlu
    Yıldızlar küskün aydınlığa
    Sitemli
    Ve ben bir gece yarısı içiyorum şehrin ışıklarını
    Bir bardak çay gibi
    Sıcak ve demli




    TUTSAK ETTİK KENDİMİZİ


    Bir sis
    Bir duman
    Güneş başını çıkarıyor dağlardan
    Işığa pusu kurmuş beyinler
    Maviler bulanık
    Maviler dertli

    Okyanusları bir çekebilsem diyorum kıyıya
    Yıkasam diyorum kirlenmişliğini karaların
    Ama olmuyor ‘ki
    Durgun maviliklerde beyaza dönmüş ölüm
    Martılar sörf yapmıyor rüzgarların kanatlarında
    Denizin yükselmiş ateşi
    Deniz hasta
    Yok ‘ki yüreğinde bir çiğ tanesi serinliği

    Açıklarda bir gemi sintinesini boşaltmış
    Dikmiş gözlerini mat ve kirli
    Bir yağ tabakasının üstündeki
    Karpuz kabuklarına, teneke kutulara.
    Bir adam bakmakta denize
    Dalgın ve düşünceli
    Allah kahretsin der gibi iki eli
    Konuşuyor kendi kendine sallayıp başını
    Adam hasta
    Yok aşklarına filiz veren sürgünler

    Rüzgarlar pişman dağ başlarından geldiğine
    Şimdi şehir kirliliğinde solukları
    Bir başka kokar
    Rüzgarlar hasta
    Bitmiş tükenmiş kıyılarda

    Dalgakıranların başına konmuş martılar
    Can çekişmekte çoğu
    Kıvrılıyor bedenlerine düşmüş
    İncecik boyunları
    Kuşlar hasta
    Sanki ölüm uykularında

    Bir ressamın fırçasından çıkmış yorgun
    İşlenmemiş sevaplara kurban doğa
    Ve şimdi her şey kendine sığıntı
    Şimdi her şey kendi kapanında tutsak
    Ve biz bunu ‘da başardık diyorum.
    Boğduk denizi kendi sularında.

Toplam 1 mesaj bulundu