Gözlerim değmesin Yüreğim çarpmasın Ne olur ki canım Kıyamet mi kopar?
Kendiyle konuşuyordu kadın Saatine baktı Durmuyordu akıyordu zaman yine Onu hatırlatan her şarkı Hüzne boğdu, özlemle doldurdu..
Geceler beni gündüzler seni anlatır Gün doğunca hele..
Saat 11 Aklıma gelirsin işte Zaman tünelinde Ben ve sen kalır o yerde Lüksümüz sade bir kahve Gülüşümüz kalınca dudak izlerimizde…
Sabrı selamet olur belki Uyanınca gün Kalkınca hüznüm ruhumdan Çocuklar gibi sevinirim Yollara vurunca kendimi Geçer belki…..
Laflar sıralanır Sözler kafiyesiz kalır Düşer nemli bakışlara.. Aklından gelir geçer Kulağında sesi Dokunuşlarını Teni özler..
Kadın yalnızlığını atar er meydanlarında Konuşur susmak istemez gibi Gevezelik yapar Unuttuğunu ispatlarcasına..
Müzayede ki en değerli antika gibi Pahalıdır düşünceleri Parayla alınmaz..
Aklından hep geçirirken Saat 11 olmak üzere
Gidemez Sabrı selamete ulaşmalı Bilir onun için en iyisi oluşunu Müzeye çevirdiği evine bakarken Bir yudum kahvesinden alır Kendiyle baş başadır artık Dalar maziye Elleri boş Gözleri yok olur Kalbinde sade bir sızı İçinde kalan son şarkı “Gitmek tüm kalanları yanında götürmekmiş Ben bilmem, sen bilirsin elbet Sen gidiyorsun..”
Boğazında kalır gözyaşları Söz vermiştir ağlamamak adına
Atar kendini dışarı Hızlı adımlarla Evden uzaklaşır..
Gözlerim değmesin
Yüreğim çarpmasın
Ne olur ki canım
Kıyamet mi kopar?
Kendiyle konuşuyordu kadın
Saatine baktı
Durmuyordu akıyordu zaman yine
Onu hatırlatan her şarkı
Hüzne boğdu, özlemle doldurdu..
Geceler beni gündüzler seni anlatır
Gün doğunca hele..
Saat 11
Aklıma gelirsin işte
Zaman tünelinde
Ben ve sen kalır o yerde
Lüksümüz sade bir kahve
Gülüşümüz kalınca dudak izlerimizde…
Sabrı selamet olur belki
Uyanınca gün
Kalkınca hüznüm ruhumdan
Çocuklar gibi sevinirim
Yollara vurunca kendimi
Geçer belki…..
Laflar sıralanır
Sözler kafiyesiz kalır
Düşer nemli bakışlara..
Aklından gelir geçer
Kulağında sesi
Dokunuşlarını
Teni özler..
Kadın yalnızlığını atar er meydanlarında
Konuşur susmak istemez gibi
Gevezelik yapar
Unuttuğunu ispatlarcasına..
Müzayede ki en değerli antika gibi
Pahalıdır düşünceleri
Parayla alınmaz..
Aklından hep geçirirken
Saat 11 olmak üzere
Gidemez
Sabrı selamete ulaşmalı
Bilir onun için en iyisi oluşunu
Müzeye çevirdiği evine bakarken
Bir yudum kahvesinden alır
Kendiyle baş başadır artık
Dalar maziye
Elleri boş
Gözleri yok olur
Kalbinde sade bir sızı
İçinde kalan son şarkı
“Gitmek tüm kalanları yanında götürmekmiş
Ben bilmem, sen bilirsin elbet
Sen gidiyorsun..”
Boğazında kalır gözyaşları
Söz vermiştir ağlamamak adına
Atar kendini dışarı
Hızlı adımlarla
Evden uzaklaşır..
24/mart/2011
Perşembe...