ALMORA SENFONİK ROCK ORKESTRASI ALMÔRA, 2001 YILINDA SONER CANÖZER TARAFINDAN KURULDU.
1993'DE SİVAS'DA YAKILARAK, DUMANLARA BOĞULAN 34 AYDINIMIZ İÇİN YAZILMIŞ. “GÜNEŞİN OZANLARI” GERÇEKTEN TÜYLERİ ÜRPERTEN YAPIDA BİR PARÇA OLUVERMİŞ. NASIL Kİ MOĞOLLAR'IN “Bİ ŞEY YAPMALI” SI MEYDANLARDA KİTLELERCE SÖYLENEBİLİYORSA, “GÜNEŞİN OZANLARI”NI DA DUYABİLİRİZ GİBİ GELİYOR. AMA BİR NOT DAHA DÜŞEYİM; “GÜNEŞİN OZANLARI” GRUBUN SOUNDUNDAN, ANA NİTELİĞİNDEN BİR MİLİM TAVİZ VEREN, SAPAN BİR PARÇA DEĞİL...
HOŞGELDİN KADINIM
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.
Doğumunun 106. yılında bende bir şiiriyle anmak istedim.Muhteşem şiirlerinden biriyle..Ruhunuz Şadolsun..Şiirlerinizle hala yaşıyorsunuz başka yüreklerdeki sevdalarla.....
Türkçenin canına okuyan...markadan başka hiç bir şey bilmeyen..gece gündüz gözlükle gezen..nerde ne giymesi gerektiğini bilmeden gece gündüz farklı olmak adına çok şatafatlı ve parıltılı giyinen..altına da converse giyen..genellikle taksim,bağdat cad. etilerde boş boş takılan..hayata dair hiç bir fikri olmayan..özenti...marka manyağı..namı diğer ciks olan garip yaratıklar gibi görünen kişiler...günümüz gençliği bu..Bazen orta yaşta da görülüyor bu..Gündüz vakti rugan sivri topuklu ayakkabı veya çizme giyerler orta yaş tikileri çok daha komikler..(çünkü onların nerede ne giyileceğini bilecek kadar hayat tecrübesi olmalı diye düşünüyorum) günlük yaşamda sade ve spor giyinmek yerine herkezin dikkatini toplamak için en parıltılı pullu taşlı giyinen orta yaş tikileri...bunlar genellikle yarış halinde gün arkadaşlarıyla...güpegündüz gece şık bir restauranta gider gibi giyinip komik görünürler...Ve de genellikle paralı kocalarının paralarını hoyratça harcayanlar.) İşte benim gördüğüm tiki bunlar..
Dudaktan Kalbe.....Bazen sevgi sadece dudaklardadır...Kalbe inmez..inmemişse sevda denmez...
Dizi..Hayatımda izlediğim, adeta transa geçerek (bir işe, bir olaya çok fazla kaptırarak etrafın farkında olmamak hali.) izlediğim muhteşem bir aşk hikayesi. Bir adamın pek çok kadın tarafından sevilip, onun hiç kimseyi gerçekten sevmediğini anlatan bir hikaye.. bence sevgisinin dudaktan kalbe inmemesinin nedeni geçmişte yaşadığı kötü dönemler...Aslında benim sevgim Dudaklarda kalır kalbe inmez desede, sevdiği tek kadın Lamia........Tek kelimeyle gördüğüm duyduğum en güzel sevda masalı...
' KALK PENCERENDEN BİR BAK ' dediniz.
Ve ben kalkıp baktım... :) bahçemde bu gün yeniden açmış yediveren güllerimi gördüm..Toz pembe bir gonca...mutluluk doldu içim...Bence herkez bilgisayarın başından kalkıp bu güzellikleri görmeli...pencereden öyle güzellikler görüyor ki insan görmek istediğini görüyor belki...yemyeşil taze biçilmiş çimlerin kokusunu çektim içime..çamların göğe yükselen dalları...bahçenin köşesindeki salkım söğüt...Ohh dedim yaşamak bu...Allah ne güzellikler yaratmış...iyi ki KALK PENCEREDEN BİR BAK dediniz...uzun zamandır bakıpta görmediğim güzellikleri yeniden görmemi sağladınız..
Her kötünün içinde bir iyilik..her iyinin içinde bir kötülük vardır..
Hayat bazen siyah..bazen beyazdır..
Yin etken..Yang alıcı.. ben bazen yin..bazen yang hissederim kendimi.
Yang gün, yin gecedir..
Yin ve yang gök ve yer.. gündüz ve gece.. siyah ve beyaz.. eril ve dişi gibi başka örnekler de verilebilir..
Biri öteki olmadan var olamaz....
Yin evi ölüm, yang evi yaşam evidir..
Yaşam varsa..Ölüm vardır..
Bunları karakter, yani ruh, öz, omurga olarak kabul edenleri sevmek.
Mustafa Kemal'i sevmek… Fikri hür, ilmi hür, irfanı hür olanları sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek…
Yoksul, yürekli, namuslu,yalansız, riyasız, pazarlıksız…Tertemiz alnından vurulup düşen hem de daha, bir tek kurşun atmadan, o istedi diye Allah deyip şehitlik için ileri atılan dedelerimiz,dedem Hasan Çavuş, Ali Çavuş gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek …
Sevmek… Ölmeyi emreden birini, Mustafa Kemal'i sevmek… Ölenleri dün olduğu gibi bugün de anlamak:
'Benimle beraber burada muharebe eden askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım.'
Sevmek …Mustafa Kemal'i sevmek… Dün olduğu gibi bugün de bir adım geri gitmeyenleri,gitmeyecekleri sevmek…
Mustafa Kemal'i Sevmek… Ölümden kaçarken durup onu dinleyip ölüme koşmak…
Mustafa Kemal'i sevmek…
Anti emperyalizmi sever gibi, sömürgeciliğe karşı duranları sever gibi… Türkiye'nin çınarlarını, çiçeklerini,bozkırını, bataklıklarını,denizlerini, havasını, kuşunu, kurdunu sever gibi ….
Dünyanın aç ve yoksul çocuklarını sever gibi, çocuklarımızı sever gibi, insanları, doğayı sever gibi, dünyayı, iyiyi,doğruyu,güzeli sever gibi sevmek…
Ulusalcılar gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek…
Kursağından haram lokma geçmemiş çocuklar gibi sevmek…
Hazreti Ömer'i bile kıskandıracak o büyük ahlakı sevmek… Yaratıp, kazanıp, anasının ak sütü gibi helal mallarının hepsini, ölünce milletine bağışlayanı sever gibi sevmek…
O'nun kalpaklı fotoğrafı ellerinde,oğullarının al bayrağa sarılı naaşlarının önünde 'Devlet, millet sağ olsun' diyen şehit anaları gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek 'Vatan ve Namus' demek…
Kuantum Düşünce üst nitelikli bir düşünme biçimidir.
Sıradan düşünce biçimleri kendisini tekrar eden, etkisiz ve sınırlı enerjilerdir. Değiştirme ve oluşturma güçleri yoktur. Daha çok vehim, kuruntu, başıboş hayaller biçiminde akar. Oysa Kuantum Düşünce derin düzeyde, atom altı alanda etkili olabilecek tarzda bir yaratıcı düşünme biçimidir.
Özel bir bilinç düzeyine girerek, özel olarak kurgulanmış sözel ve imgesel oluşumları içerir.Bu düzeyde insan, kendi hayatının efendisi durumuna geçer.
Kuantum Düşünce daha da ilerisi ortak zeka alanında işlem yapar. Bütün evreni tekamül ettiren enerjiyle işbirliğine girildiğinde siz bir 'kişi' olmanın sınırlı olanaklarını aşar, 'bütün' ün gücüne ulaşırsınız.
O zaman da gücünüz tabii ki bütünün gücüne eşit olacaktır.
Kendimizi tanımaya, başkalarını anlamaya, evrensel sistemin işleyişini fark etmekten doğan bilgeliğe ulaştırarak beden enerjimizi de düzene sokar. Kişiler daha güçlü canlı ve güzel olurlar. Hayat misyonumuzu fark etmek ve ona adım adım ulaşmak yönündeki çabalarımızı destekler. Kendi içsel kodlamanızdaki yapmanız gereken işinizle ilgili ipuçlarını yakaladıkça adımlarınız hızlanır.
Kişiler arası iletişimin enderin boyutunu sunar bize. Ortak İnsanlık alanında gerçekleşen bu iletişim, derin ve etkili bir uzlaşma sağlar. Beden dili ve sözel iletişimden daha da öte Kuantum sal İletişimle düşüncelerimizin direkt muhataba ulaştığı bir yöntem geliştiririz.
Kuantum Düşünce hayatımıza daha çok bolluk ve bereket çekmemizi de sağlar. Kendimizle ilgili derin içsel vizyonumuzu değiştirdikçe daha çok bolluk hayatımıza akmaya başlar. Genel anlamda zenginlik; sahip olduğumuz şeylerle ruhsal varlığımıza kattığımız değerler arasındaki dengeyi anlatır
Özetle Kuantum Düşünce Tekniği, yaşamın temel amacı olan sevinç duygusunu yüreğimizde hissetmemiz için bize imkanlar sunar.
' Kuantum Düşünce Tekniği ' sisteminin kurucusu ve Türkiye’deki tek uygulayıcısı R.Şanal Günseli ' nin bu konuda yazılmış kitapları ve makaleleri bulunmaktadır.
Her zaman büyük keyif alarak dinlediğim müzisyen...bütün albümlerini aldım..Komple bir sanatçı...bir çok müzik aletini çalabilen..yaptığı besteler için ülke ülke dolaşıp ilham alan ve bunları müziklerine yansıtan müthiş bir müzisyen..onun fanlarından biriyim denebilir..yıllardır takip ediyorum yaptıklarını...onun yaptığı müziği ilk duyduğumda büyülenmiştim..Müthiş etkiliyor..mutlu anlarımda da..hüzünlerimde de ruhumu okşuyor...rahatlatıyor...
MUTLULUK
AFFETMENİN ne olduğunu anladım ve affetmenin aslında yeni insanlar kazandırdığını gördüm. Bir gün geçmişime baktığımda PİŞMANLIĞIMDAN üzülmediğimi gördüm, bunları ben yaşadım çünkü..Birisini HATIRLAMANIN aslında ufak bir telefon görüşmesi kadar basit olduğunu biliyorum artık.Aslında BANA değer VEREN İNSANLARIN çok yakınımda olduğunu fakat gözlerimin hep uzaklarda olduğunu anladım.Birisini kırdıktan sonra ÖZÜR DİLEMENİN aslında beni ben yaptığını anladım.SEN BENİM İÇİN ÖNEMLİSİN kelimesinin verebilecek en büyük hediye olduğunu buldum.Bir yerden sonra KELİMELERİN mana ifade etmediğini biliyorum.Sahilde yürür ve düşünürken birinin de beni DÜŞÜNDÜĞÜ duygusu seni sevindiriyor. MUTLU OLMANIN aslında bir kedinin güzel bir anini yakalamak kadar basit olduğunu anladım. KAÇIRDIĞIM FIRSATLARIN aslında bana yeni fırsatlar yarattığını gördüm. Yıldızların benim için parladığını görmeyen gözlerimin, gün geldi. HAYATIMDAN KAYAN YILDIZLARIN gömüldüğü maziyi unutması gerektiğini anladım.GÖZLERİN kelimelerden daha önemli olduğunu ve yalan söyleyemediklerini biliyorum.Hayatımda YANIMDA GÖRMEK istediklerimi yanımda göreceğim, çünkü onların bana değer verdiklerini biliyorum.TELEFONUN tuşlarına üzüntünün, mutluluğun, yıkıntının sığdığını gördüm.
YAŞAMIN YAŞAMAYA DEĞER OLDUĞUNU VE İSTERSEM MUTLU OLACAĞIMI ÖĞRENDİM
Bu gün nekadar çılgın Türkler olduğumuzu bir kez daha anladım....şehitlerimiz için yapılan mitingde ve yürüyüşte insanlara korku salıp dağılmaları için yapılan bir hainlikle karşı karşıya kaldığızda bile kıpırdamadan yerimizde kaldık, (ses bombası olduğunu daha sonra anladığımız) şiddetli bir patlama oldu ve binlerce kişi orayı terketmedi....yürüyüş ve miting devam etti..çoluk çocuk oradaydı herkez...yani Çılgın Türkler pankartlarıyla yürümeye devam ettik......bizi hiç bir korku yıldıramaz... Ne Mutlu Türküm Diyene....
Aşkta sınır yoktur.Aşk için ölünür,aşk için yaşanır ama aşksız asla yaşanmaz, aşk bazen çaresizliktir bazen,hüzün bazen çılgınlık; aşk ekstremdir, aşk için herşey yapılır, yeterki gerçek olsun..sonsuz olsun..sınırsız olsun..
YÜREĞİME SAKLADIM SENİkimse aramasın boşu boşuna yüreğime sakladım seni gözlerime hapsettim bedenini başkaları da görüp de sevmesin sana aşık olmasın diye göstermem asla hiç kimseye senin o güzel gözlerini şimdi ruhum huzur içinde bulamazlar artık se ...
almora
19.01.2008 - 09:24ALMORA SENFONİK ROCK ORKESTRASI ALMÔRA, 2001 YILINDA SONER CANÖZER TARAFINDAN KURULDU.
1993'DE SİVAS'DA YAKILARAK, DUMANLARA BOĞULAN 34 AYDINIMIZ İÇİN YAZILMIŞ. “GÜNEŞİN OZANLARI” GERÇEKTEN TÜYLERİ ÜRPERTEN YAPIDA BİR PARÇA OLUVERMİŞ. NASIL Kİ MOĞOLLAR'IN “Bİ ŞEY YAPMALI” SI MEYDANLARDA KİTLELERCE SÖYLENEBİLİYORSA, “GÜNEŞİN OZANLARI”NI DA DUYABİLİRİZ GİBİ GELİYOR. AMA BİR NOT DAHA DÜŞEYİM; “GÜNEŞİN OZANLARI” GRUBUN SOUNDUNDAN, ANA NİTELİĞİNDEN BİR MİLİM TAVİZ VEREN, SAPAN BİR PARÇA DEĞİL...
Kaynak: APTULİKA.COM
nazım hikmet
16.01.2008 - 15:05HOŞGELDİN KADINIM
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.
Doğumunun 106. yılında bende bir şiiriyle anmak istedim.Muhteşem şiirlerinden biriyle..Ruhunuz Şadolsun..Şiirlerinizle hala yaşıyorsunuz başka yüreklerdeki sevdalarla.....
tiki
12.01.2008 - 09:25Türkçenin canına okuyan...markadan başka hiç bir şey bilmeyen..gece gündüz gözlükle gezen..nerde ne giymesi gerektiğini bilmeden gece gündüz farklı olmak adına çok şatafatlı ve parıltılı giyinen..altına da converse giyen..genellikle taksim,bağdat cad. etilerde boş boş takılan..hayata dair hiç bir fikri olmayan..özenti...marka manyağı..namı diğer ciks olan garip yaratıklar gibi görünen kişiler...günümüz gençliği bu..Bazen orta yaşta da görülüyor bu..Gündüz vakti rugan sivri topuklu ayakkabı veya çizme giyerler orta yaş tikileri çok daha komikler..(çünkü onların nerede ne giyileceğini bilecek kadar hayat tecrübesi olmalı diye düşünüyorum) günlük yaşamda sade ve spor giyinmek yerine herkezin dikkatini toplamak için en parıltılı pullu taşlı giyinen orta yaş tikileri...bunlar genellikle yarış halinde gün arkadaşlarıyla...güpegündüz gece şık bir restauranta gider gibi giyinip komik görünürler...Ve de genellikle paralı kocalarının paralarını hoyratça harcayanlar.) İşte benim gördüğüm tiki bunlar..
dudaktan kalbe
02.01.2008 - 14:41Dudaktan Kalbe.....Bazen sevgi sadece dudaklardadır...Kalbe inmez..inmemişse sevda denmez...
Dizi..Hayatımda izlediğim, adeta transa geçerek (bir işe, bir olaya çok fazla kaptırarak etrafın farkında olmamak hali.) izlediğim muhteşem bir aşk hikayesi. Bir adamın pek çok kadın tarafından sevilip, onun hiç kimseyi gerçekten sevmediğini anlatan bir hikaye.. bence sevgisinin dudaktan kalbe inmemesinin nedeni geçmişte yaşadığı kötü dönemler...Aslında benim sevgim Dudaklarda kalır kalbe inmez desede, sevdiği tek kadın Lamia........Tek kelimeyle gördüğüm duyduğum en güzel sevda masalı...
komünist
08.12.2007 - 01:06Üretim araçlarinin mülkiyetinin olmadığı veya bir başka deyişle tüm topluma ait olduğu toplum düzeni isteyen kişi.......
Ayrıca dünyada yokolmaya yüz tutan bir düzen anlayışı..sovyetler birliği en güzel örnek..
Sosyalizm ve komünizmi karıştıranlar var..sosyalizm hala var olan bir düzen kavramı bence..ya da varolması istenen..
Bir komünist aynı zamanda sosyalisttir. Yani bütün komünistler sosyalisttir ama bütün SOSYALİSTLER KOMÜNİST DEĞİLDİR...
taklit
25.11.2007 - 23:43Taklitleri her zaman aslını yaşatır........birileri tarafından taklit edilmek güzel de abartılınca komik duruyor......
Kalk pencerenden bir bak
19.11.2007 - 14:49' KALK PENCERENDEN BİR BAK ' dediniz.
Ve ben kalkıp baktım... :) bahçemde bu gün yeniden açmış yediveren güllerimi gördüm..Toz pembe bir gonca...mutluluk doldu içim...Bence herkez bilgisayarın başından kalkıp bu güzellikleri görmeli...pencereden öyle güzellikler görüyor ki insan görmek istediğini görüyor belki...yemyeşil taze biçilmiş çimlerin kokusunu çektim içime..çamların göğe yükselen dalları...bahçenin köşesindeki salkım söğüt...Ohh dedim yaşamak bu...Allah ne güzellikler yaratmış...iyi ki KALK PENCEREDEN BİR BAK dediniz...uzun zamandır bakıpta görmediğim güzellikleri yeniden görmemi sağladınız..
yin yang
12.11.2007 - 22:28Hayat felsefem..boynumda taşıdığım kolyem..
Her kötünün içinde bir iyilik..her iyinin içinde bir kötülük vardır..
Hayat bazen siyah..bazen beyazdır..
Yin etken..Yang alıcı.. ben bazen yin..bazen yang hissederim kendimi.
Yang gün, yin gecedir..
Yin ve yang gök ve yer.. gündüz ve gece.. siyah ve beyaz.. eril ve dişi gibi başka örnekler de verilebilir..
Biri öteki olmadan var olamaz....
Yin evi ölüm, yang evi yaşam evidir..
Yaşam varsa..Ölüm vardır..
masa tenisi (ping pong)
12.11.2007 - 22:17Yaşam bazen ping pong topu gibidir. Oynayanlara bağlıdır sonuçları...iyi oynayan kazanır..
aşk
12.11.2007 - 08:48AŞK aylar geçsede unutamamaktır...Vazgeçtim sansanda vaz geçemediğini anlamak...nefret etmemektir kızsanda...gurur yoktur...ayrılıklarda bile ateşin sönmemiş olduğunu anlamak...belkide affedebilmektir..her şeye rağmek beklentisiz sevmek....çıkarsız..riyasız.....AŞK öyle kutsaldır ki...kirletmeden sevmektir...arsız otlar sarsada her yanı..hep masum ve özenli kalabilmektir...onurlu olabilmektir...AŞK sonsuz ve sınırsızdır.....
mustafa kemal atatürk
10.11.2007 - 11:40Mustafa Kemal'i sevmek…
Özgürlüğü ve bağımsızlığı sevmek…
Bunları karakter, yani ruh, öz, omurga olarak kabul edenleri sevmek.
Mustafa Kemal'i sevmek… Fikri hür, ilmi hür, irfanı hür olanları sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek…
Yoksul, yürekli, namuslu,yalansız, riyasız, pazarlıksız…Tertemiz alnından vurulup düşen hem de daha, bir tek kurşun atmadan, o istedi diye Allah deyip şehitlik için ileri atılan dedelerimiz,dedem Hasan Çavuş, Ali Çavuş gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek …
Sevmek… Ölmeyi emreden birini, Mustafa Kemal'i sevmek… Ölenleri dün olduğu gibi bugün de anlamak:
'Benimle beraber burada muharebe eden askerler kesin olarak bilmelidir ki, bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım.'
Sevmek …Mustafa Kemal'i sevmek… Dün olduğu gibi bugün de bir adım geri gitmeyenleri,gitmeyecekleri sevmek…
Mustafa Kemal'i Sevmek… Ölümden kaçarken durup onu dinleyip ölüme koşmak…
Mustafa Kemal'i sevmek…
Anti emperyalizmi sever gibi, sömürgeciliğe karşı duranları sever gibi… Türkiye'nin çınarlarını, çiçeklerini,bozkırını, bataklıklarını,denizlerini, havasını, kuşunu, kurdunu sever gibi ….
Dünyanın aç ve yoksul çocuklarını sever gibi, çocuklarımızı sever gibi, insanları, doğayı sever gibi, dünyayı, iyiyi,doğruyu,güzeli sever gibi sevmek…
Ulusalcılar gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek…
Kursağından haram lokma geçmemiş çocuklar gibi sevmek…
Hazreti Ömer'i bile kıskandıracak o büyük ahlakı sevmek… Yaratıp, kazanıp, anasının ak sütü gibi helal mallarının hepsini, ölünce milletine bağışlayanı sever gibi sevmek…
O'nun kalpaklı fotoğrafı ellerinde,oğullarının al bayrağa sarılı naaşlarının önünde 'Devlet, millet sağ olsun' diyen şehit anaları gibi sevmek…
Mustafa Kemal'i sevmek… Mustafa Kemal'i sevmek 'Vatan ve Namus' demek…
Başka da hiçbir şey demek değil..
Kaynak: Tuncay Özkan
İstasyonda Başladı Hayat
06.11.2007 - 09:08Bir tren getirdi mutluluğu...ve şiirlere yolculuk başladı...ve bir gün yolculuk bitti...Şimdi o son istasyondan geçmiyor bile yol...
kuantum düşünce tekniği
05.11.2007 - 09:13Kuantum Düşünce üst nitelikli bir düşünme biçimidir.
Sıradan düşünce biçimleri kendisini tekrar eden, etkisiz ve sınırlı enerjilerdir. Değiştirme ve oluşturma güçleri yoktur. Daha çok vehim, kuruntu, başıboş hayaller biçiminde akar. Oysa Kuantum Düşünce derin düzeyde, atom altı alanda etkili olabilecek tarzda bir yaratıcı düşünme biçimidir.
Özel bir bilinç düzeyine girerek, özel olarak kurgulanmış sözel ve imgesel oluşumları içerir.Bu düzeyde insan, kendi hayatının efendisi durumuna geçer.
Kuantum Düşünce daha da ilerisi ortak zeka alanında işlem yapar. Bütün evreni tekamül ettiren enerjiyle işbirliğine girildiğinde siz bir 'kişi' olmanın sınırlı olanaklarını aşar, 'bütün' ün gücüne ulaşırsınız.
O zaman da gücünüz tabii ki bütünün gücüne eşit olacaktır.
Kendimizi tanımaya, başkalarını anlamaya, evrensel sistemin işleyişini fark etmekten doğan bilgeliğe ulaştırarak beden enerjimizi de düzene sokar. Kişiler daha güçlü canlı ve güzel olurlar. Hayat misyonumuzu fark etmek ve ona adım adım ulaşmak yönündeki çabalarımızı destekler. Kendi içsel kodlamanızdaki yapmanız gereken işinizle ilgili ipuçlarını yakaladıkça adımlarınız hızlanır.
Kişiler arası iletişimin enderin boyutunu sunar bize. Ortak İnsanlık alanında gerçekleşen bu iletişim, derin ve etkili bir uzlaşma sağlar. Beden dili ve sözel iletişimden daha da öte Kuantum sal İletişimle düşüncelerimizin direkt muhataba ulaştığı bir yöntem geliştiririz.
Kuantum Düşünce hayatımıza daha çok bolluk ve bereket çekmemizi de sağlar. Kendimizle ilgili derin içsel vizyonumuzu değiştirdikçe daha çok bolluk hayatımıza akmaya başlar. Genel anlamda zenginlik; sahip olduğumuz şeylerle ruhsal varlığımıza kattığımız değerler arasındaki dengeyi anlatır
Özetle Kuantum Düşünce Tekniği, yaşamın temel amacı olan sevinç duygusunu yüreğimizde hissetmemiz için bize imkanlar sunar.
' Kuantum Düşünce Tekniği ' sisteminin kurucusu ve Türkiye’deki tek uygulayıcısı R.Şanal Günseli ' nin bu konuda yazılmış kitapları ve makaleleri bulunmaktadır.
Loreena Mc Kennitt
05.11.2007 - 08:47Her zaman büyük keyif alarak dinlediğim müzisyen...bütün albümlerini aldım..Komple bir sanatçı...bir çok müzik aletini çalabilen..yaptığı besteler için ülke ülke dolaşıp ilham alan ve bunları müziklerine yansıtan müthiş bir müzisyen..onun fanlarından biriyim denebilir..yıllardır takip ediyorum yaptıklarını...onun yaptığı müziği ilk duyduğumda büyülenmiştim..Müthiş etkiliyor..mutlu anlarımda da..hüzünlerimde de ruhumu okşuyor...rahatlatıyor...
mutluluk
03.11.2007 - 12:37MUTLULUK
AFFETMENİN ne olduğunu anladım ve affetmenin aslında yeni insanlar kazandırdığını gördüm. Bir gün geçmişime baktığımda PİŞMANLIĞIMDAN üzülmediğimi gördüm, bunları ben yaşadım çünkü..Birisini HATIRLAMANIN aslında ufak bir telefon görüşmesi kadar basit olduğunu biliyorum artık.Aslında BANA değer VEREN İNSANLARIN çok yakınımda olduğunu fakat gözlerimin hep uzaklarda olduğunu anladım.Birisini kırdıktan sonra ÖZÜR DİLEMENİN aslında beni ben yaptığını anladım.SEN BENİM İÇİN ÖNEMLİSİN kelimesinin verebilecek en büyük hediye olduğunu buldum.Bir yerden sonra KELİMELERİN mana ifade etmediğini biliyorum.Sahilde yürür ve düşünürken birinin de beni DÜŞÜNDÜĞÜ duygusu seni sevindiriyor. MUTLU OLMANIN aslında bir kedinin güzel bir anini yakalamak kadar basit olduğunu anladım. KAÇIRDIĞIM FIRSATLARIN aslında bana yeni fırsatlar yarattığını gördüm. Yıldızların benim için parladığını görmeyen gözlerimin, gün geldi. HAYATIMDAN KAYAN YILDIZLARIN gömüldüğü maziyi unutması gerektiğini anladım.GÖZLERİN kelimelerden daha önemli olduğunu ve yalan söyleyemediklerini biliyorum.Hayatımda YANIMDA GÖRMEK istediklerimi yanımda göreceğim, çünkü onların bana değer verdiklerini biliyorum.TELEFONUN tuşlarına üzüntünün, mutluluğun, yıkıntının sığdığını gördüm.
YAŞAMIN YAŞAMAYA DEĞER OLDUĞUNU VE İSTERSEM MUTLU OLACAĞIMI ÖĞRENDİM
Şu Çılgın Türkler
29.10.2007 - 12:39Bu gün nekadar çılgın Türkler olduğumuzu bir kez daha anladım....şehitlerimiz için yapılan mitingde ve yürüyüşte insanlara korku salıp dağılmaları için yapılan bir hainlikle karşı karşıya kaldığızda bile kıpırdamadan yerimizde kaldık, (ses bombası olduğunu daha sonra anladığımız) şiddetli bir patlama oldu ve binlerce kişi orayı terketmedi....yürüyüş ve miting devam etti..çoluk çocuk oradaydı herkez...yani Çılgın Türkler pankartlarıyla yürümeye devam ettik......bizi hiç bir korku yıldıramaz... Ne Mutlu Türküm Diyene....
aşkta herşey mümkün
12.12.2005 - 00:54Aşkta sınır yoktur.Aşk için ölünür,aşk için yaşanır ama aşksız asla yaşanmaz, aşk bazen çaresizliktir bazen,hüzün bazen çılgınlık; aşk ekstremdir, aşk için herşey yapılır, yeterki gerçek olsun..sonsuz olsun..sınırsız olsun..
mustafa kemal atatürk
12.12.2005 - 00:44kurtarıcı demek.muhteşem insan,bir deha,ve çok etkileyici bir kimlik,vatan demek, özgürlük demek herşey demek M.Kemal Aatatürk
Toplam 18 mesaj bulundu