**gel Ya Muhammed Dünya Yanıyor sav Adlı Üyen ...

  • aşk

    16.03.2008 - 11:30

    gerçek aşk ALLAH aşkıdır

  • bilim adamı

    16.03.2008 - 11:23

    birçok bilim adamı araştırma sonucu müslüman olmuştur

    ne mutlu onlara..........

  • nihat hatipoğlu

    16.03.2008 - 11:22

    o bizim babamız hocamız bir nevi.....

    mükemmel bir insanoğlu........

    uzun ömürler diliyorum...

    hocam....

  • medine

    15.03.2008 - 12:51

    medinem en sevdiğim şehir onun şehri RESULUN ŞEHRİ

  • medine

    15.03.2008 - 12:50

    MEDİNEYE VARAMADIM GÜL KOKUSUN ALAMADIM BEN RESULE
    doyamadım

  • medine

    15.03.2008 - 12:50

    içimde herşey üşür
    rüzgar üşür
    yağmur üşür dua üşürr
    melekler üşür
    ısıtırsan birtek
    sen ısıtırsın
    medineye akan
    nur gibi ak kalbime

    eyy banu cihan yorgunum öksüzüm
    çaresizim sen çaresizlerin yardımcısısın

    seni görebilsem başka bişey istemem ya RASULALLAH

  • kabe

    15.03.2008 - 12:46

    gitmek istediğim yer ALLAH nasip ederse
    gidipte orda ölmek varsa giderim ne olursa olsun

  • Arapça

    15.03.2008 - 12:44

    mükemmel bir dil
    kendimden biliyorum bence herkesin bilmesi lazım

  • hüzün

    15.03.2008 - 12:44

    gönlüme düşen hüzün sensin sen? ? ? ? ? ? ?

  • sonsuz

    15.03.2008 - 12:43

    ölüm
    ölüm
    ölüm

  • hayrunnisa

    15.03.2008 - 12:42

    inşallah bende ismim gibi hayırlı olurum...

  • dünya

    15.03.2008 - 12:39

    yalansın ey dünya herkesi kandıransın ey dünya sonun virandır ey dünya

  • dünya

    15.03.2008 - 12:39

    yürü dünya yürü sonun virandır
    bin yılından sonra ahir zamandır

  • ilahi

    15.03.2008 - 12:37

    dinlediğim ve beni çok mutlu eden ilahi ilahi ilahi

  • üç şey

    15.03.2008 - 12:35

    ALLAH
    kuran
    peygamber

  • ömer karaoğlu

    15.03.2008 - 11:37

    ŞEHİT TÜRKÜSÜ
    Şehit tahtında Rabbe gülümser
    Ah binlerce canım olsaydı der
    Şehit tahtında Rabbe gülümser
    Canın bedeli bir sofradan yer

    Ümitsiz olmaz
    Sevdasız olmaz

    Dağları oyup zindan etseler
    Allah nurunu söndüremezler
    Dağları oyup zindan etseler
    Davamın onune geçemezler

    Yarasız olmaz
    Çilesiz olmaz
    Şehitsiz olmaz
    Kurbansız olmaz

    Şehit tahtında Rabbe gülümser
    Ah binlerce canım olsaydı der
    Şehit tahtında Rabbe gülümser
    Canın bedeli bir sofradan yer

    Karanlık ölür
    Zulumat ölür
    Gözler önünde
    Ve ölüm ölür

    Anladım artık Uhud ve Bedir
    Ve ümit,sevda,şehadet nedir
    Soludum kabri,mahser anını
    Ümidi,şehidi ve sevdayı

    Ömer Karaoğlu

  • eşref ziya

    15.03.2008 - 11:36

    başım gövdemden,etim tırnağımdan,
    kalbim bedenimden ayrılana dek...

    alamazlar,alamazlar imanımı
    perçinlemiş yaratan..
    sevdam öyle bomboş değil ki,
    baş koymuşum baştan başa...

    evimden,eşimden,şirin bebeğimden,
    işimden,aşımdan ayrılana dek,

    alamazlar,alamazlar imanımı
    perçinlemiş yaratan..
    sevdam öyle bomboş değil ki,
    baş koymuşum baştan başa...

    EŞREF ZİYA

  • eşref ziya

    15.03.2008 - 11:36

    Ağlama Karanfil

    Ağlama karanfil
    Beni de ağlatma sil gözyaşlarını
    Yeşerecek sevdan kutlu tohumlarla
    Körpe dudaklarda

    Aldırma söylenen o sözlere
    Sen dağıt etrafa mis kokunu
    Umudu sevgiyi özlemlerini
    Ve hasretleri

    Susadım karanfil
    Çöllerde kavrulan kurumuş toprak gibi
    Kelepçe vurulmuş yemyeşil gövdene
    Ben özgürlüğe hasret

  • çağımızın putları

    15.03.2008 - 11:35

    Sevdalar Aldı Beni - Ömer Karaoğlu

    Sevdalar aldı beni, bildim ben Sahibimi,
    Aydınlandı tüm dünya; sevdalar aldı beni...
    Savulun bozguncular; sevdalar aldı beni...
    Kahrolun bütün putlar; sevdalar aldı beni...

    Sevdalar aldı beni; buldum ben Rehberimi,
    Öyle bir gün duydum ki, böldü gecelerimi..
    Savulun bozguncular; sevdalar aldı beni...
    Kahrolun bütün putlar; sevdalar aldı beni..

    Sevdalar aldı beni; yaktım ben gemileri,
    Endülüs'ten Kudus'e sevdalar aldı beni..
    Savulun bozguncular; sevdalar aldı beni..
    Kahrolun bütün putlar; sevdalar aldı beni...

    Ömer Karaoğlu

  • aşk

    15.03.2008 - 11:31

    DEDIM:Cok yanlizim
    DEDIN:Benki sana cok yakinim
    DEDIM:Evet biliyorum sen bana yakinsin ama ben senden uzagim keske bende sana yakin olabilseydim
    DEDIN:Rabbini sabah aksam,yüksek olmayan bir sesle,kendi kendine, ürpertiyle,
    yalvara yalvara, icin icin zikret et.

    DEDIM: Bu da senin yardimini ister
    DEDIN: Allahin sizi bagislamasini istemezmiziniz?
    DEDIM:Tabikii ki, beni affetmeni cok isterim.

    DEDIN:öyleyse) Rabbinizden bagislanma dileyin sonra O´na Tövbe edin.Gercekten benim Rabbim esirgeyendir,sevendir.
    DEDIM: Cok Günahkarim, bu kadar günahla ben ne yaparim?
    DEDIN:Allahin kullarinin tövbesini kabul edecegini... ve Allah´in tövbeyi cok kabul eden ve pek esirgeyen oldugunu hala bilmezlermi?
    DEDIM: Defalarca tevbe edip tövbemi bozdum, artik yüzüm kalmadi.
    DEDIN:: Allah Aziz ve bilendir, günahlari bagislayan ve kullarinin tövbesini kabul edendir.
    DEDIM: Bunca günahim var hangisinini tövbesini yapayim?
    DEDIN:Allah bütün günahlari bagisliyandir.
    DEDIM:Yine gelsem yine beni bagislarmisin?
    DEDIN:Allah baska günahlari bagislayan yoktur.
    DEDIM:Ne kadar güzelsin Allahim! Bilmiyorum bu sözlrin karsisinda nicin böylesine icim icime sigmiyor ve erimeye basliyorum, Seni cok seviyorum.
    DEDIN:Süphesiz ki Allah Tövbe edenleri sever
    BIRDEN:: 'Ilahim ve Rabbim benim Sen´den baska kimim var' dedim.

    SEN DE:':'Allah kuluna yetmezmi? '
    DEDIM: Senki beni bu kadar cok seviyorsun ve bana karsi bu kadar iyiysin
    ben ne yapabilirim?

    DEDIN:Ey inananlar! Allahi cokca zikredin.Ve O´nu sabah-aksam tesbih edin. Sizi karanliklardan aydinliga cikarmak icin üzerinize rahmetini gönderen O´dur.
    Melekleride size istigfar eder. Allah müminlere karsi cok merhametlidir.

  • aşk

    15.03.2008 - 11:30

    yürek de damla damla akar mı böyle..

    gül kokusu, gül muhabbeti, yürekten damla damla süzülür mü böylesi..

    aşk, taneyi mücevher yapan,
    faniyi baki yapan..
    bir kainatı aşk ile dolduran Rabb'e aşk...
    olmazları olduran,
    kabımızı güllerle dolduran Rabb'e aşk...
    bir zerreye bile akla sığmaz kanunları sığdıran,
    nice fabrikalar işletip en güzel suretiyle bize sunan
    Suyu Rahmet, Gülü Muhabbet eyleyen Rabb'e aşk...

    Ancak aşk ile dönebilir bu dünya,
    Aşk olmazsa bir elektron dahi yörüngesinde duramaz..
    Su molekülleri biraraya gelemez..
    Yağmur yağamaz,
    Güneş doğamaz o ilahi Aşk olmasa..

    Halık-ı Kerim'in 'ol' emri olmasa..
    Ne alem olur, ne zerre, ne katre, ne güller, ne gülistanlar
    ve ne biz insanlar..

    Ama 'Ol' dedi Rabbim..
    'Gel' dedi dünyaya..
    Ve bizleri bu fani misafirhaneye misafir eyledi,
    Tüm cihazatları verdi Rabbim..
    Görmeye, Bilmeye, inanmaya, itaate, Sevgiye, Aşka ve Teslimiyete dair,
    Tüm cihazlarla donattı bizi...
    Halk eyledi, Rahmeyledi, nur eyledi..

    Alemi melekleriyle donattı, herbirini emrimize memurlar eyledi..
    Hizmetkarlarıyla doldurdu dörtbir yanımızı,
    ve 'en sevdiğini' gönderdi bizlere...
    Nelerden nelerden nasipdar eyledi...

    Mahbub-u Hakiki olan Rabbimiz, O aşk'a teveccüh ettirsin bizi
    O'na sevk etsin bizi,
    O'nunla eylesin bizi..

    Amin....

  • islam dünyası

    15.03.2008 - 11:29

    Mü'minlerin Allâh'a sevgi ve muhabbetleri pek şiddetlidir.' (el-Bakara, 165)

    Meltemlerin ve rüzgârların yüzüme değer, serinletir beni... Sarar, ferahlatır... öylesine özlüyorum ki Cemâlini, bu ferahlık bile, beni ağlatır.

    Rabbim gerçek manada beni sen sevdin... Niceleri ise sever gibi göründü... Ama daima, kendilerini sevdiler... çünkü âcizdiler, fâniydiler... Kendilerine bile yetemediler ki, bana yetseler...

    Hepsi Sana borçluydu varlığını. Hepsinin bir canı vardı... Ve onlar, kendi canları yanmadıkça, anlayamadılar acıyı... Anlayanlar da zaten, kendilerince bir mânâ çıkardı...

    Sen varsın hakkıyla bilen beni... Her şeyimle bilen, her şeyimle seven, bir tek Sen... Sevdiğini biliyorum, zira sevmemiş olsaydın, o kadar kendinle meşgul etmezdin beni. Sevmemiş olsaydın, aratmazdın böylesi... Sen sevmemiş olsaydın, sevebilir miydim ki Seni?

    Sen canımın Cânânı... Sen'in sevginde vefâyı idrak ettim ben... O eşsiz vefâna, karşılık vermekten âciz oldum her zaman... Seni, Senin beni sevdiğin gibi sevmekten âcizim... Zira Sen yaratansın, ya ben? Ben, kul olmayı bile beceremeyen...

    Yalnızca Sendeydi tatmin... Sadece Sende. Bir Sen yettin bana... Kimselerle yetinemedim...

    Acı çekmeyi sever oldum Senin izninle. Dertlerin içinde gizlenmiş nice derman buldum...

    Sevdirdiğince sevdim Seni... Buldurduğunca buldum... Bir Sen varsın Bâkî olan... Geride ne varsa fâni... Bütün varlıkların hepsi fâni... Kimi güzel, kimi çirkin, kimi vasat, ama işte her biri fâni... Dallardaki çiçekler, göklerdeki bulutlar, çöller, pınarlar hep fâni... Seraplar ve gölgeler fâni...

    çöllerde kalmayı sevdim Seninle... Yalnızdım, kalabalıklar içinde... Her şeyde Senin sanatını görmeyi sevdim ben... Herkeste Senden bir tecelli bulmayı sevdim... Yıldızlarda nûrunu, güneşte nârını, ateşte hârını bulmayı sevdim.

    Hiçbir şeye muhtaç olmayışını sevdim ben. Azîz oluşunu, Kâdir-i mutlak oluşunu sevdim. Settâr oluşunu sevdim. öylesine güzel bir sırdaştın ki Sen, kimselere bir sırrımı vermedin. Günahıma rağmen yücelttin beni. şeref ikram ettin. Ekrem-ül ekremînsin...

    Kulunu sevmeni sevdim. Ey Rabbim! Ben unuttum, unutmadın. Ben, adını anmadım, yine de bırakmadın. Yüceler yücesi aşkına karşılık vermek varken, Seni bırakıp başkalarına yandım... Yine de vazgeçmedin benden.

    Sevdin beni, oysa, ben Sana kul bile olamadım. Nankörlük ettim. Yine de nimetlerini esirgemedin.
    şikayet eden, sızlanan, dert yanan hep ben oldum. Sen, sabrettin. Sen sevdin beni... Bense vefâsız bir sevgiliydim. Kıymetini bilemedim.

    şimdi, cemâlinin hasretiyle yanıyorum. Ve Senin muhabbetin fâni hazları benden yok etti. O kadar ki, güneşin kavurucu sıcağında da, serinleten rüzgarda da, Senin hasretin içindeyim.

    Senin sadece sanatını seyretmek yetmiyor artık! şahdamarımdan daha yakın olmanı sevdim. Ama bu bile yetmedi bana. Korkuyorum perdeler arkasında kalmaktan. Korkuyorum, başkalarına görünüp de beni mahrum koymandan. Cemâlin... Tüm derdim bu ey Rabbim!

    Cemâlin tüm derdim bu ey Rabbim.

    Dayanamam Mevlâm! Ne olur Sensiz bırakma beni! Biliyorum ki, ne yaparsam yapayım, cemâlini hak edecek bir sermaye biriktiremem.

    Seni hak edecek gücüm yok benim. Seni hak edecek amelim yok. Hiçbir şeyim yok ey en Güzel! Ellerim bomboş. üstelik günah kirleriyle lekeliyim. Bembeyaz gelemiyorum Sana... Yarattığın gibi tertemiz değilim. Dünya kirletti beni, nefsim aldattı. şeytana kandım. Müflisim. Vallahi hiçbir şeyim yok!
    Duyduğum iştiyakın sebebi, yine Sensin. Sensin her yanımda... Sensin varlığım... Zenginliğim Sensin... Tüm sefilliğime rağmen yine de Seni isteyişim, sırlarındandır.

    Bilmiyorum, bilen Sensin. Ve eğer, murâdıma, maksûduma, matlûbuma, yani Sana, yani Senin Cemaline kavuşursam bir gün, bu da sadece Senin merhametin.

    Sermayem yok Sevgili! Tüm sermayem, rahmetin... Lokmanın bile derman olamayacağı derdimin, dermanısın Sen!
    Yârsın!
    Cansın!
    şifâsın!
    Lokmanda değil ey Yâr, Sendedir benim devâm!
    Sana kavuşmadıkça, huzur da bana haram!
    Sermayem rahmetin, ilâcım Cemâlindir,

  • islam dünyası

    15.03.2008 - 11:28

    'VAR'SIN YOK DESiNLER!

    VAR’A ‘yok’ demekle, nesi değişir ki ‘var’ın? Varsın Allah’ım varsın! Diller yok diyorsa yalan, kalplerde senin adın yazılı... Canlar Seninle yaşıyor... Eller, sen istersen tutabilir, dizler de öyle...

    Alâim-i Semâ senin.

    Gökkuşağında renkler Seni gösteriyor, ‘ressam’ yok dese dert midir? şarkılarda ismin geçmese ne gam? Sesler seni söylüyor. Senin besteni şakıyor bülbüller!

    Gül gülümsüyorsa senin güzelliğinden...

    Rahmetinin katresidir yağmur, bahçeler hep senin.

    En şefkatli sensin Allah’ım. çünki sensin anneleri yaratan...

    En kudretli sensin Allah’ım çünki sensin dağları dik tutan...

    çocukların pamukçacık ellerinde, çimenlerin yeşermelerinde, sevdâlıların sıcacık yüreklerinde ‘apaçık’ sen ‘saklısın’...

    Sana ‘yok’ diyeni ‘yok’tan ‘var’ eden de sensin.

    Bolluklar mükâfatın, kıtlıklar ikazın... Ferahlıklar, sıkıntılarımıza teselli, üzüntüler seni hatırlamamız için...
    O kadar varsın ki...

    Varlığının heybeti karşısında başımız dönüyor, tıpkı dünya gibi...
    Sensiz yaşanmıyor...

    Milyonlarca yıldır, milyarlarca hayat ve her hayat sahibine her an taptaze nefesler veren nasıl ‘yok’ olur, nasıl ‘yaşamaz’?

    Hayatı veren sensin. Hayat da, hayatım da senin. Kendini bilmeyen seni tanımamış; kim neylesin?

    Anlamayı, bir adıma karşılık bin adımla koşuşturan sensin.

    ‘inanılan’ da sensin ‘inandıran’ da...

    ‘Var’ daha ‘yok’ iken ‘var’ olan da sensin.

    Her zaman her yerde ‘var’ olan da!

    Sevgin zerre eksilse üzerimizden ve bir an çevrilse bakışların, tutuşur yanarız...

    Asırlar bir ince perde, mekân bildiğimiz, ayak bastığımız, paylaşamadığımız dünya bir durak...

    Bir hak verdin... Akıl, duygu, dudak verdin, söyleyeceğiz...

    Kaderimizi kendimize ‘yazdıran’ da sensin.

    Yarattın, yaşatıyorsun, dirilişimiz vaadin...

    Sen vaadinden dönmeyensin, senindir sonsuzluk!

    ‘Küçükler’ Senden uzaklaştıkça küçüldüler, ‘büyükler’ sana yaklaştıkça büyüdüler.
    Yûnus balığın karnında, Yûsuf zindanda senin kölendi. Hürriyet sendeydi, sen Rabbimizsin...

    Serinlik Sendendi, ibrahim’i ateşin yakışından kurtaran... Mûsa’yı Firavun’un sarayında büyüten sendin.

    Sendin hem yetim, hem öksüz Muhammed’i (asm) Mirâc’a çıkaran...

    Yûsuf Züleyha’yı senin için reddetti...
    O, her şeyi!

    Allahım:

    Rüzgârdan, ışıktan, lisandan, insandan deliller gönderdin.. Her oluş, her tükeniş işâretindi!

    Peygamberlerin, nizâmını anlatan yazının satırbaşlarıydı, kelimelerindi velilerin: dostların, senin imla işaretlerin...

    Geylânî seni söyledi, Rabbanî seni, Mevlânâ sana çağırdı, Gazâlî sana. Bediüzzaman’ın “çağına ve sonrasına” seni anlatan sözü binlerce sayfa sürdü...

    “Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur” dedi Necip Fazıl, Sen çileyi mutluluk yapansın.

    Varsın Allah’ım varsın...

    Hilekârsa bilim, edepsizse edebiyat, sahteyse san’at,gerçeğini; amacını kaybetmişse ‘yok’ diyorsa desin!

    Küçük kitaplar ‘yok’ yazsa?

    Kâinat ‘var’ yazan koca kitap!

    Yazan sensin, okutan sensin.

    Selâm sana sevgili.

    “Bir nakışta bin nakşı nakşeden nakkaş...”

    Atomundan galaksisine, zerresinden küresine, yarattığın ne varsa, hepsi içimde dönüyor... Dalgalanıyor denizlerin damarlarımda, buğulanıyor gökyüzü gözlerimde, rüyalar içindeyim, çiçekler içinde, güneşler açıyorum... Bir küçük kâinatım!

    insanım ve inanıyorum sana.

    Kundaktan kefene, beşikten musallaya ve oradan ‘asıl hayata’ uzanan rahmetine... şelâlelerde çağıldayan, mercanlarda parıldayan güzelliğine... Toprak kokan mahsuller, kovanlar, peteklerce ikram ikram üstüne bereketine... Kan kırmızı karanfillerden, gözbebeklerine kadar, binbir çeşit ve rengârenk sanatına inanıyorum...

    ‘Yok’a inanmak ‘yok! ’

    şüphesiz inanılacak yalnız sensin.

    Sebepler! Size söylüyorum, sizi sebep gösterenlerde suç, Sevgilim ‘ol’der ve ‘olur’...

    Allahım...

    Bir sevdâdır sana inanmak...

    Gurbette âniden kavuşmaktır!

    Her şeyimi sen verdin, her şeyim senin.

    Seni sana lâyık anlatamadım affet! Kelimem yetmedi! işte Allah’ım bu kulunun bütün söyleyebildiği bu kadar.

    Ben bu kadarım...

    şükür ki sen bu kadar değilsin!

  • galatasaray

    15.03.2008 - 11:27

    heytttttttt beeeeee yürüü kim tutar seni aslanımmmmmm

Toplam 88 mesaj bulundu