Hayriye Aygül Antoloji.com

Tanitim yazisi

1948 Ocak ayında Tunceli Nazımiye Çevrecik Köyü'nde doğmuşum.Altı kardeşin en küçüğüğüm.
1956-57 yıllarında doğduğum köyde ilkokula başladım.1958'de Nazımiye Yatılı Bölge Okulu'na gönderildim.1962-63 öğretim yılında ilkokulu bitirerek Mardin Kız İlköğretmen Okulu'nu 3.cü olarak kazandım.1968-69 öğretim yılında okulumu iyi dereceyle bitirerek kendi köyümde öğretmenliğe başladım.1969-1971 Ağustos ayına kadar öğretmen olarak çalıştım.
Sonra evlilik yoluyla Almanya'ya gittim.Ağustos 1975'te
Alman Milli eğitimi'nde Anadilde Türkçe ve Kültür Dersleri Öğretmenliği'ne başladım. 3 Mart 2013 tarihinde yaştan emekli oldum.

..

Devamını Oku

Toplam 814 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR
  • öğretmen

    05.03.2020 - 21:23

    Öğretmen topluma yön verendir,bilgiye bilgi ekleyendir.Yorulmadan okuyan,araştıran,gözlemleyen neyi neden ve niçini sorgulayandır.Tüm yönleriyle topluma örnek kişidir.

  • fahişe

    14.02.2020 - 23:32

    ''eskiden, seksin tanrı(ça) adına yapılan bir ibadet sayıldığı ve üremeyi, bereketi betimlediği, kadının mutlak önem ve değerini kaybetmediği günlerde kutsal mabed fahişeleri vardı. tanrıça nın rahibeleri yani...''

    ''Günümüzde dünyanın kimi bölgelerinde tabu ve yasadışı, kimilerinde ise denetime tabi ve yasal. Peki fahişelik nasıl ortaya çıktı ve tarih boyunca nasıl bir dönüşüm yaşadı?

    ''İnsanlığın, kültürün olduğu her dönemde ve her medeniyette fuhuş izlerine rastlanıyor. Fuhuşun, bilinen ilk izlerine Mezopotamya'da rastlanıyor. Şaşırdık mı? Eh, insanlık tarihine dair iyi ve kötü kabul edilen ne varsa neredeyse tamamına yakını Mezopotamya'dan çıktığı için pek şaşırmadık herhalde. İşin ilginç kısmı, Mezopotamya'nın bilinen ilk büyük uygarlığı Sümerler'de fuhuş, dini bir pratik olarak ortaya çıkıyor. Sümer toplumunda fuhuşun, Göğün Fahişesi şeklinde de adlandırılan Aşk ve Savaş Tanrıçası Inanna (o zamanlar tabii “savaşma seviş” yok, “savaş ve seviş” varmış)'ya adanan ve Cennet Evleri denilen tapınaklarda başladığı öne sürülüyor. Inanna aynı zamanda bereket tanrıçası olduğu için bu tapınakların büyük bölümü Fırat ve Dicle nehirleri arasında bulunuyor. Bunu da tarihin ilk bilinen tarihçisi Herodot'tan öğreniyoruz. Bu tapınaklarda barınan ve tanrıçaya hizmet eden fahişeler aynı zamanda Inanna rahibeleriydi. Inanna'nın hizmetkarlarının ziyaretçileri ise genellikle çiftçilerdi. Çiftçiler rahibelerle belli bir bedel karşılığında, rahibelerin kutsal bedenlerinin sahip olduğu güçle Inanna'yla doğrudan iletişime geçerek onun bereketinden faydalanmak istiyorlardı. Yani para karşılığı rahibelerle sevişiyorlardı.

    Fakat bu pratikler zamanla tapınakların doğum, doğum kontrol ve cinsellikle ilgili önemli eğitim merkezleri olmasını sağladı. Rahibeler cinsellikle ilgili uzman hemşire ve seks terapisti işlevi görüyordu. Bunun yanında hasat ve ekim zamanları, tanrıçanın bereketini kutsamak için kralların baş rahibelerle seviştiği ritüeller de düzenleniyordu. Bir anlamda örgütlenmiş cinsellik toplumsal hayatın her yerindeydi ve toplum düzenini sağlamanın faydalı bir aracıydı.

    Antik dönemde fahişeliğin izine Gılgamış Destanı gibi edebi eserlerde de rastlamak mümkün. Destanda bahsi geçen harimtular hem tapınaklarda hem de sokaklarda çalışan alt-sınıf fahişelerdi. Ayrıca destanda Gılgamış'ın hasmı Enkidu'yu alt etmesinde de önemli rol oynarlar.
    Fakat harimtunun Enkidu'yu aşk ve bedeni hakkında eğiterek alt-etmesi, tabiri caizse, gerçekten destansıdır. Bazı tarihçiler, vahşi Enkidu'yu ehlilleştiren harimtuyu medeniyetin bir sembolü şeklinde yorumlar.

    Ortadoğu'da durum böyleyken Batı medeniyetinin beşiği Antik Yunan'da da benzer pratiklere rastlanıyordu. Herodot, Fırat ve Dicle arasındaki Cennet Evleri'ni ne kadar garipsediğini not tutmuş olsa da aynı dönemde Yunanistan'daki Afrodit tapınaklarında hieroduli adı verilen kutsal köleler bulunuyordu. Antik Yunan medeniyetinde fahişeliğin ve fuhuşun devlet tarafından örgütlenmesi ise Solon ile başladı. Atina'da fahişelerin artmasıyla şehirde düzenli bir ordu kuracak ekonomik gelir, fuhuş sektörüne -bilindiği kadarıyla- tarihte ilk kez vergi koyan Solon sayesinde sağlandı.''

    Ben biraz araştırdım ,fahişelik sadece zamanımıza ait bir kavram değildir.Tarihi varoluşa kadar uzanır.

  • ateist

    14.02.2020 - 22:37

    Almanya'da Martin Lüter Ortaçağ'da 30 metre karelik bir odada hiç dışarı çıkmadan kutsal kitabı İncil'i Latince'den Almanca'ya çeviriyor.Böylece Alman halkı kutsal kitabını okuyarak aradaki hurafecileri kaldırıyor.Üzerinde tartışılır,fakat bugün Avrupa lideri bir ülkedir.

Toplam 11 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR