SOL YANIM. öyle ağrıyor ki sol yanım sevgilerin coşkusunda yüreğim.. Ne kadar dayanır kalbim sevdiğimin yokluğuna! Elimi ararken parmaklarım, bir kalem tutunur arasına, yüreğimin sancısını dolamak ucuna...! Seviyorum yokluğunda parmaklarımı.. Anlatır zifiri karanlıkta hikayemi, ucunda öksesi yakıyor olsa da.2011 ]] Bu mesajı sil
Seni düşünüyorum! Kar mı yağmış saçlarına? ayakların nasıl da sarılmış çorabına! Şimdi ellerin eldivenle yapayalnız. Bir Ankara sevdasında herkes.. Geceleri tek başına, üşümüş düşlerimde seni düşünüyorum.. Kar mı yağdı saçlarına? Kızılay'ın ortasında bir gölge dimdik ayakta.. Anıların elinden tutmuş, çıkıyorum yokuşlardan... Cehenneme dönmüş yaşamı unutup, yüreğimde kalan eski sevdalara uçuyorum.. Ulus, Kızılay ray olmuş ayaklarımda... Seni düşünüyorum; Aklaşmış saçlarını, alnına düşen çizgileri,keskin bakışlarını, ne anlatmak istediğini düşünüyorum... Şimdi sensizim bu sokaklarda! ya sen sen? ne çok severdin kar altında yürümeyi..Burnun kızarırdı ya palyaçoya dönerdik o an, güldürürdük ikimizi... ya şimdi ya şimdi! üşüyor mu bedenin..? kar mı yağmış saçlarına? üşümüş mü ellerin? eldivenlerin geldi aklıma..dokunmuş ipliğini düşündüm bir an.. sevgilerin dokunuşunu hatırlattı ve gülümsedim sadece.. Her şey bir iplik misali eskimişti adeta unutulmuş ve bir kenara atılmış! dokunsam ağlayacak sandım ellerini, usulca elime aldım, parmakların üşümüş, sessiz kalmış eldivenin içinde.. eskiden olduğu gibi.. ellerimi uzattım sana tutunsana! tutunsana! 29.01.2011 İSTANBUL
seni dinlerken Seni dinlediğimde; şiirlerimin hecelerini unutuyorum..Ne gecenin rüzgarını ne cama düşen ayın gölgesini..sönük lambanın bıraktığı isin arkasında beliriyor tümcelerim...Seni dinlediğimde; kalem istemiyorum yazmak için..ne ayak izlerin ne ne koşmaların geliyor aklıma, bir rüzgarın uğultusunda boğuluyor gözlerim...kuytularda kalmış,solmaya yüz tutmuş bütün çiçekleri düşünüyorum sarıdan turuncuya göç eden tüm renkleri,tozlu bir bulutun içinde kaybolup gidiyor..Seni dinlediğimde; bir martının, bir kelebeğin uçuşunu unutuyorum; ne deniz dalgası ne de ıslak iskele geliyor aklıma! karşıda bekleyen biri var mı yok mu neden var neden gitti demiyorum artık...Seni dinlerken; bütün kalemleri kırıyorum ve ben ölüyorum adeta...2015 çarşamba..Geceye dair
İZ DÜŞÜMÜ 13 Şubat 2014, 12:20 iz düşümü gibiyim kendimle nereye gitsem ben varım yanımda.. Dağınık saçlarım uçuşurken rüzgarda,kelimeler dağılır uğultusunda.Bir vapur geçer ölümcül dalgalardan,martılar uçuşur arkasından.İz düşümü gibiyim suların üstünde nereye gitsem ben varım yanımda...Uzak doğunun kalabalığında kaybolmuş gibi, beni arıyorum tüm bakışlarda... Kırmızıya boyanmış bütün tenler içlerinde bir ben beyaz, birde siyah bir kadın iz düşümü bu olsa gerek...2014.. 13 Şubat sevgili günlüğüme...
SEN BİLMEDEN 20 Eylül 2013, 16:14 Diken uçlarına sarılmış bir el, gülü ararken seni bulmuş. Kara gözlerine çiğdem dökmüş, bahar açmış yüreğine sen bilmeden....Sen bilmeden gülümsemiş yaprağı çiğdemin..Sen bilmeden esmiş rüzgar, düşürmüş yanağına gülün yaprağını..Sen bilmeden yanmış kavrulmuş ,güneşi henüz doğmadan...Sen bilmeden ıslanmış gözleri gizli gecelerde.. sen bilmeden içmiş aşkın suyunu, kurumuş yüreğine akmış ılık ılık; ama sen bilmeden seni yaşamış o bedende. ..19.09.2013
Bugün yağmur yağıyordu bu şehre yeşil gözlerinden Hasret kokuyordu bütün sokaklar Bütün caddelere kokun sinmişti Parke taşlarında duruyordu ayak izlerin
Bugün yağmur yağıyordu bu şehre yeşil gözlerinden Bir nehir akıyordu yüzünün deltasında Ve ben bütün caddelere kokun sinmişken Parke taşlarında dururken ayak izlerin Hasret kokarken bütün sokaklar Seni düşündüm yine... Pamuk dedim, ellerimi tuttu ellerin Buğday dedim, tel tel döküldü saçların omuzlarına Güneş dedim, ışık ışık yüzüme vurdu güzelliğin Hayat dedim, karşımda belirdi tabiat kadar gerçekligin Sevda dedim, kalbini açtın bana Aşk dedim, alevinde yaktin beni Deniz dedim, gözlerime baktı gözlerin Ve ben! Gözlerine denizleri sığdırdım...
Yine yağmur yağmakta bu şehre deniz gözlerinden Yine tuzlu sular akmakta yüzünün deltasında Yine dalga dalga kabarmakta gözlerin Ve gözlerim bir dalgakıran gibi Gözlerim hala gözlerine bakmakta Ellerim ellerini tutmakta hala Ve ben seni sevmekteyim Sevda açmakta bütün sokaklarda Sevda satılmakta bütün çiçekçilerde Sevda kokmakta bütün güller Ve adın, adın sevdayla anılmakta Yine yağmur yağmakta bu şehre yeşil gözlerinden...
Bugün yağmur yağıyordu bu şehre yeşil gözlerinden Ve sen yeşil yeşil bakıyordun buğulu pencerenden Dalgalar adını yazıyordu sahilde rıhtım taşlarına Deniz gözlerin kumsalları yıkıyordu...
Bugün yağmur yağıyordu bu şehre yeşil gözlerinden Bir çocuk “yağdır mevlam su” şarkısını söylüyordu Ve sen Yeşil yeşil bakarken bugulu pencerenden Dalgalar adını yazarken sahilde rıhtım taşlarına Deniz gözlerin kumsalları yıkarken Seni düşündüm yine... Güneş dedim, ışık ışık yüzüme vurdu güzelligin Sevda dedim, kalbini açtın bana Aşk dedim, alevinde yaktın beni Gül dedim, içi güldü gözlerinin Ve ben Gözlerine denizleri sığdırdım...
İşte bak! ... Yine yağmur yağıyor bu şehre deniz gözlerinden Deniz gözlerin dolduruyor yaşamın her köşesini Deniz gözlerin can veriyor doğaya Ağaçlar gözlerinden alıyor yeşilliğini... Yine yağmur yağıyor bu şehre deniz gözlerinden Ve ben Deniz gözlerin doldururken yaşamin her köşesini Doğaya can verirken Ve ağaçlar gözlerinden alırken yeşilliğini Seni düşündüm yine... Bahar dedim, hayalin doldu gözlerime Sarı dedim, döküldü saçların omuzlarına Yeşil dedim, yeşil yeşil baktı gözlerin Ve ben Gözlerine denizleri sığdırdım... Gözlerine denizleri sığdırdım...
GEÇMİŞE AĞIT 8 Kasım 2011 Salı En güzel yıllardı geride kalan; sek sek oynar ip atlardık,akşam olduğunun farkına varmadan.Sora bir ses uzanırdı kulağımıza delip geçerdi yüreğimizi, keşkelere bırakırdık hevesimizi.. Karanlık çökmese derdik biraz daha çizik taşı, biraz daha köşe kapmaca, yakar top oynasak deyip, akşama inat açlığa boyun bükerdik...
Kan kusuyor soğuk toprak..Üşüdü diyorlar bahane arıyorlar.Hırka yok diyorlar doğru söylüyorlar..kan kusuyor soğuk toprak..Üşüyor ay güneşte doğru diyorlar.. Bulutları getirmişler önüne güneşi suçluyorlar yalan diyorlar..kan kusuyor soğuk toprak bir kalksan bir baksan sen de hak vereceksin toprağa...Güneş ne yapsın kara bulutlar varken.! Güneş ne yapsın! 15.01.2012 Havva ATASOY
Bir vapur sesi duyulur uzaktan, peşine takılmış martılar..İçlerinde sevdiğim yar.. Bekledim sabaha kadar..Kırık bir iskele önümde uzanan,yosun tutmuş gölgesi vuruyor taşlara,üzerinde ben param parça.. Üsküdar sarıl bana, denizi de al yanına, kucaklaş.. İnsin yakamozlar üstüne..İşte akşam işte ben....Gittikçe küçülüyor Üsküdar..Ne martı sesi ne de bir vapur sesi..Hüznüme gömüyorum koca denizi ve ben eski iskelede seni beklerken ölüyorum..
İstanbul'u özledim bu sabah. Kıyıya vurdukça köpüklü dalgası, çoğalıyordu iniltileri durmadan...Bir martı uçuyordu bu sabah, tek başına, umursamadan güneşi..Bir sevgili bakıyordu ardından düşlerine boğulmuş ve bırakıyordu kendini derin azgın sulara.. Martılar çoğalıyordu durmadan.bir vapur sesi boğuyor çığlığı ve sevgili ölüyordu derin sularda...
Hayata koşuyorum İşleri umursamadan... Çok önemli mi diyorum ve ben buraya koşuyorum..Hangisi sendin? bütün yüzler yabancı şimdi..Gülüşünü anımsadım sadece..Gözlerimi sıkıca yummuş,uykuma dalmadan düşlerime yerleştirdim bakışını nasıldı bakışların? ..sonra ak düşmüş saçların kaybolur gibi silikleşti rüzgarda.. Pervasızca dağılmış yıldızlar altında gölge oluyordun uykumda...işte ben seni öyle sevdim ve öyle özledim,05.l1.2011 sabahı..
Sessizlik çökerken geceye,ışıklar puslanırken nemden ben resmederim yarını..Yarım kalmış çizgileri boyarım kalemimle...Hayatı yerleştirmek ne zor tuvalime... Kızıla boyarım saçlarını sonra siyah çekerim kaşlarına...Tuvalim ağlar şimdiden unutulmuş bir kalbi koyamadan yaş gelir gözlerinden...Anlarım ki gözlerimi istiyor ve döküyorum göz bebeklerimi tuvale..Seyrediyorum geceyi puslu akşamlarda...Ağlamak niye derken bir ateş düşüyor tuvalime, beliriyor rengi kalbimin,düşüyor tuval üstüne beyazlığı...karşıdan baksam onu hasta sanırım..öyle boyamadım tuvali aslında, fırçanın azizliğine uğramıştı besbelli...İşte bir resim yapma efsanesi böyle başladı bende 22.11.2011
Gülümü gülüme verdim ağladı.. Elimi eline verdim bağlandı, Gözüne gözümü verdim, durdu ve baktı sadece baktı.. anladım ki o,başka başka bahçelerde ölüyordu... EYLÜL2010 Havva ATASOY
Yazan: Havva Uzunal · 26 Eylül 2011 Pazartesi SOL YANIM. öyle ağrıyor ki sol yanım! sevgilerin coşusunda yüreğim.. ne kadar dayanır yürek, sevdiğimin yokluğuna! elimi ararken parmaklarım, bir kalem tutası gelir arasına, yüreğimin sağrısını dolamak ucuna... seviyorum yokluğunda parmaklarımı anlatır zifiri karanlığımda hikayemi, ucunda ökse si yakıyor olsada.
çocukluğa dair...En güzel yıllardı geride kalan; sek sek oynardık ip atlardık, akşam olduğunu farkına varmadan.Sora bir ses uzanırdı kulağımıza delip geçerdi yüreğimizi, keşkelere bırakırdık hevesimizi.. Karanlık çökmese derdik biraz daha çizik taşı biraz daha köşe kapmaca yakar top oynasak deyip, akşama inat açlığa boyun eğerdik..HAVVA ATASOY 31 ekim..
Çocukları sevdim kış akşamlarında, buz tutmuş ellerini! Bir mana arardım bakışlarında, sev beni diyordu yeşil gözleri... Ben çocukları sevdim; eteklerinde çamur izleri, yürümüyor okullarına! Saçları örgülü,ucunda kurdela, kolası unutulmuş,bağları çözük.. Ben çocukları sevdim kış akşamlarında.. Bahara gelmeden solan yüzleri, ellerine almamışken karnelerini, bir töre uğruna göçüyordu buradan.. Ben çocukları sevdim, camlarda buzlanmış gölgeleri, yapışmış burun izleri, düşen karları sayıyor yeşil gözleri.. Zilan nerede? .nerede Yaşar? Bu soruyu soramadan, düşüyor toprağa toy bedenleri... Ben çocukları sevdim kış akşamlarında, Sevdim çok sevdim... Ağaç dallarından topladığım yeşil yaprakları, yorgan yaptım, nakış nakış işledim örtü yaptın soğumuş bedenlere, işte baharınız geldi çocuklar; atın ölümleri bir bir! Yavaşça kalkın soğuk topraktan Dirilin,dirilin!
Mektuplarımı ağaç kabuğundan yapılmış bir sandığa koyup sakladım...Ben öldüğümde açıp okunsunlar istedim..Küf tutmuş göz yaşlarımı ve soğuyan parmak uçlarımı koydum yanına...Ne çok yazı yazmış desinler istedim hiç anlatamadıklarımı dile getirdim ve ben mektubumla eriyip gittim bir mum misali....Şimdi kenarda tozlanan sepeti aklama peşindeyim pişmanlık ve keşkelerim çoğalıyor gittikçe.. Ve ben şimdi eriyorum,gittikçe küçülüyorum gün ışığında..5.11.2012..HAVVA ATASOY
Her şey yeniden başlar benim bahçemde, Çiçekler yeniden,sevdalar yeniden açar.. Her şey yeniden solar gün batımıyla.. Rüzgar yeniden uğuldar, yağmur yeniden yağar saçlarıma, yeniden üşürüm yokluğunda.... Her şey yeniden başlar.. ....5 ekim 2010
Sözden başka ne kaldı ki geride. Aşka dair ne varsa ölüm eşiğinde!Gece, korkularını sürüklerken peşinden, Rüzgar iniltilerini taşırken kıyıya,sen gözlerini kapamış hülyalardasın..Ne kaldı ki geride, İki sevda sözünden başka?Yağmur damlaları süzülürke ...
27.09.2016 - 00:14
SOL YANIM.
öyle ağrıyor ki sol yanım
sevgilerin coşkusunda yüreğim..
Ne kadar dayanır kalbim sevdiğimin yokluğuna!
Elimi ararken parmaklarım,
bir kalem tutunur arasına,
yüreğimin sancısını dolamak ucuna...!
Seviyorum yokluğunda parmaklarımı..
Anlatır zifiri karanlıkta hikayemi,
ucunda öksesi yakıyor olsa da.2011
]] Bu mesajı sil
25.02.2015 - 13:39
SENİ DÜŞÜNÜYORUM
Seni düşünüyorum! Kar mı yağmış saçlarına? ayakların nasıl da sarılmış çorabına! Şimdi ellerin eldivenle yapayalnız. Bir Ankara sevdasında herkes.. Geceleri tek başına, üşümüş düşlerimde seni düşünüyorum.. Kar mı yağdı saçlarına? Kızılay'ın ortasında bir gölge dimdik ayakta.. Anıların elinden tutmuş, çıkıyorum yokuşlardan... Cehenneme dönmüş yaşamı unutup, yüreğimde kalan eski sevdalara uçuyorum.. Ulus, Kızılay ray olmuş ayaklarımda... Seni düşünüyorum; Aklaşmış saçlarını, alnına düşen çizgileri,keskin bakışlarını, ne anlatmak istediğini düşünüyorum... Şimdi sensizim bu sokaklarda! ya sen sen? ne çok severdin kar altında yürümeyi..Burnun kızarırdı ya palyaçoya dönerdik o an, güldürürdük ikimizi... ya şimdi ya şimdi! üşüyor mu bedenin..? kar mı yağmış saçlarına? üşümüş mü ellerin? eldivenlerin geldi aklıma..dokunmuş ipliğini düşündüm bir an.. sevgilerin dokunuşunu hatırlattı ve gülümsedim sadece.. Her şey bir iplik misali eskimişti adeta unutulmuş ve bir kenara atılmış! dokunsam ağlayacak sandım ellerini, usulca elime aldım, parmakların üşümüş, sessiz kalmış eldivenin içinde.. eskiden olduğu gibi.. ellerimi uzattım sana tutunsana! tutunsana! 29.01.2011 İSTANBUL
12.02.2015 - 08:33
seni dinlerken
Seni dinlediğimde; şiirlerimin hecelerini unutuyorum..Ne gecenin rüzgarını ne cama düşen ayın gölgesini..sönük lambanın bıraktığı isin arkasında beliriyor tümcelerim...Seni dinlediğimde; kalem istemiyorum yazmak için..ne ayak izlerin ne ne koşmaların geliyor aklıma, bir rüzgarın uğultusunda boğuluyor gözlerim...kuytularda kalmış,solmaya yüz tutmuş bütün çiçekleri düşünüyorum sarıdan turuncuya göç eden tüm renkleri,tozlu bir bulutun içinde kaybolup gidiyor..Seni dinlediğimde; bir martının, bir kelebeğin uçuşunu unutuyorum; ne deniz dalgası ne de ıslak iskele geliyor aklıma! karşıda bekleyen biri var mı yok mu neden var neden gitti demiyorum artık...Seni dinlerken; bütün kalemleri kırıyorum ve ben ölüyorum adeta...2015 çarşamba..Geceye dair
28.03.2014 - 00:22
İZ DÜŞÜMÜ
13 Şubat 2014, 12:20
iz düşümü gibiyim kendimle nereye gitsem ben varım yanımda.. Dağınık saçlarım uçuşurken rüzgarda,kelimeler dağılır uğultusunda.Bir vapur geçer ölümcül dalgalardan,martılar uçuşur arkasından.İz düşümü gibiyim suların üstünde nereye gitsem ben varım yanımda...Uzak doğunun kalabalığında kaybolmuş gibi, beni arıyorum tüm bakışlarda... Kırmızıya boyanmış bütün tenler içlerinde bir ben beyaz, birde siyah bir kadın iz düşümü bu olsa gerek...2014.. 13 Şubat sevgili günlüğüme...
09.11.2013 - 23:22
SEN BİLMEDEN
20 Eylül 2013, 16:14
Diken uçlarına sarılmış bir el, gülü ararken seni bulmuş. Kara gözlerine çiğdem dökmüş, bahar açmış yüreğine sen bilmeden....Sen bilmeden gülümsemiş yaprağı çiğdemin..Sen bilmeden esmiş rüzgar, düşürmüş yanağına gülün yaprağını..Sen bilmeden yanmış kavrulmuş ,güneşi henüz doğmadan...Sen bilmeden ıslanmış gözleri gizli gecelerde.. sen bilmeden içmiş aşkın suyunu, kurumuş yüreğine akmış ılık ılık; ama sen bilmeden seni yaşamış o bedende. ..19.09.2013
31.10.2012 - 11:27
Gözlerine Denizleri Sığdırdım
Bugün yağmur yağıyordu bu şehre yeşil gözlerinden
Hasret kokuyordu bütün sokaklar
Bütün caddelere kokun sinmişti
Parke taşlarında duruyordu ayak izlerin
Bugün yağmur yağıyordu bu şehre yeşil gözlerinden
Bir nehir akıyordu yüzünün deltasında
Ve ben bütün caddelere kokun sinmişken
Parke taşlarında dururken ayak izlerin
Hasret kokarken bütün sokaklar
Seni düşündüm yine...
Pamuk dedim, ellerimi tuttu ellerin
Buğday dedim, tel tel döküldü saçların omuzlarına
Güneş dedim, ışık ışık yüzüme vurdu güzelliğin
Hayat dedim, karşımda belirdi tabiat kadar gerçekligin
Sevda dedim, kalbini açtın bana
Aşk dedim, alevinde yaktin beni
Deniz dedim, gözlerime baktı gözlerin
Ve ben!
Gözlerine denizleri sığdırdım...
Yine yağmur yağmakta bu şehre deniz gözlerinden
Yine tuzlu sular akmakta yüzünün deltasında
Yine dalga dalga kabarmakta gözlerin
Ve gözlerim bir dalgakıran gibi
Gözlerim hala gözlerine bakmakta
Ellerim ellerini tutmakta hala
Ve ben seni sevmekteyim
Sevda açmakta bütün sokaklarda
Sevda satılmakta bütün çiçekçilerde
Sevda kokmakta bütün güller
Ve adın, adın sevdayla anılmakta
Yine yağmur yağmakta bu şehre yeşil gözlerinden...
Bugün yağmur yağıyordu bu şehre yeşil gözlerinden
Ve sen yeşil yeşil bakıyordun buğulu pencerenden
Dalgalar adını yazıyordu sahilde rıhtım taşlarına
Deniz gözlerin kumsalları yıkıyordu...
Bugün yağmur yağıyordu bu şehre yeşil gözlerinden
Bir çocuk “yağdır mevlam su” şarkısını söylüyordu
Ve sen
Yeşil yeşil bakarken bugulu pencerenden
Dalgalar adını yazarken sahilde rıhtım taşlarına
Deniz gözlerin kumsalları yıkarken
Seni düşündüm yine...
Güneş dedim, ışık ışık yüzüme vurdu güzelligin
Sevda dedim, kalbini açtın bana
Aşk dedim, alevinde yaktın beni
Gül dedim, içi güldü gözlerinin
Ve ben
Gözlerine denizleri sığdırdım...
İşte bak! ...
Yine yağmur yağıyor bu şehre deniz gözlerinden
Deniz gözlerin dolduruyor yaşamın her köşesini
Deniz gözlerin can veriyor doğaya
Ağaçlar gözlerinden alıyor yeşilliğini...
Yine yağmur yağıyor bu şehre deniz gözlerinden
Ve ben
Deniz gözlerin doldururken yaşamin her köşesini
Doğaya can verirken
Ve ağaçlar gözlerinden alırken yeşilliğini
Seni düşündüm yine...
Bahar dedim, hayalin doldu gözlerime
Sarı dedim, döküldü saçların omuzlarına
Yeşil dedim, yeşil yeşil baktı gözlerin
Ve ben
Gözlerine denizleri sığdırdım...
Gözlerine denizleri sığdırdım...
Cevdet Ayvaz
16.07.2012 - 14:22
GEÇMİŞE AĞIT
8 Kasım 2011 Salı
En güzel yıllardı geride kalan; sek sek oynar ip atlardık,akşam olduğunun farkına varmadan.Sora bir ses uzanırdı kulağımıza delip geçerdi yüreğimizi, keşkelere bırakırdık hevesimizi.. Karanlık çökmese derdik biraz daha çizik taşı, biraz daha köşe kapmaca, yakar top oynasak deyip, akşama inat açlığa boyun bükerdik...
15.01.2012 - 18:56
Kan kusuyor soğuk toprak..Üşüdü diyorlar bahane arıyorlar.Hırka yok diyorlar doğru söylüyorlar..kan kusuyor soğuk toprak..Üşüyor ay güneşte doğru diyorlar.. Bulutları getirmişler önüne güneşi suçluyorlar yalan diyorlar..kan kusuyor soğuk toprak bir kalksan bir baksan sen de hak vereceksin toprağa...Güneş ne yapsın kara bulutlar varken.! Güneş ne yapsın! 15.01.2012 Havva ATASOY
12.01.2012 - 19:46
Bir vapur sesi duyulur uzaktan, peşine takılmış martılar..İçlerinde sevdiğim yar.. Bekledim sabaha kadar..Kırık bir iskele önümde uzanan,yosun tutmuş gölgesi vuruyor taşlara,üzerinde ben param parça.. Üsküdar sarıl bana, denizi de al yanına, kucaklaş.. İnsin yakamozlar üstüne..İşte akşam işte ben....Gittikçe küçülüyor Üsküdar..Ne martı sesi ne de bir vapur sesi..Hüznüme gömüyorum koca denizi ve ben eski iskelede seni beklerken ölüyorum..
21.12.2011 - 01:24
atasoy mutlulukların en güzeli seninle yaşasın
16.12.2011 - 12:35
İstanbul'u özledim bu sabah. Kıyıya vurdukça köpüklü dalgası, çoğalıyordu iniltileri durmadan...Bir martı uçuyordu bu sabah, tek başına, umursamadan güneşi..Bir sevgili bakıyordu ardından düşlerine boğulmuş ve bırakıyordu kendini derin azgın sulara.. Martılar çoğalıyordu durmadan.bir vapur sesi boğuyor çığlığı ve sevgili ölüyordu derin sularda...
05.12.2011 - 18:45
Hayata koşuyorum İşleri umursamadan... Çok önemli mi diyorum ve ben buraya koşuyorum..Hangisi sendin? bütün yüzler yabancı şimdi..Gülüşünü anımsadım sadece..Gözlerimi sıkıca yummuş,uykuma dalmadan düşlerime yerleştirdim bakışını nasıldı bakışların? ..sonra ak düşmüş saçların kaybolur gibi silikleşti rüzgarda.. Pervasızca dağılmış yıldızlar altında gölge oluyordun uykumda...işte ben seni öyle sevdim ve öyle özledim,05.l1.2011 sabahı..
22.11.2011 - 01:10
Sessizlik çökerken geceye,ışıklar puslanırken nemden ben resmederim yarını..Yarım kalmış çizgileri boyarım kalemimle...Hayatı yerleştirmek ne zor tuvalime... Kızıla boyarım saçlarını sonra siyah çekerim kaşlarına...Tuvalim ağlar şimdiden unutulmuş bir kalbi koyamadan yaş gelir gözlerinden...Anlarım ki gözlerimi istiyor ve döküyorum göz bebeklerimi tuvale..Seyrediyorum geceyi puslu akşamlarda...Ağlamak niye derken bir ateş düşüyor tuvalime, beliriyor rengi kalbimin,düşüyor tuval üstüne beyazlığı...karşıdan baksam onu hasta sanırım..öyle boyamadım tuvali aslında, fırçanın azizliğine uğramıştı besbelli...İşte bir resim yapma efsanesi böyle başladı bende 22.11.2011
09.11.2011 - 10:07
Gülümü gülüme verdim ağladı..
Elimi eline verdim bağlandı,
Gözüne gözümü verdim, durdu ve baktı
sadece baktı..
anladım ki o,başka başka bahçelerde ölüyordu...
EYLÜL2010 Havva ATASOY
08.11.2011 - 21:04
Yazan: Havva Uzunal · 26 Eylül 2011 Pazartesi
SOL YANIM.
öyle ağrıyor ki sol yanım!
sevgilerin coşusunda yüreğim..
ne kadar dayanır yürek, sevdiğimin yokluğuna!
elimi ararken parmaklarım,
bir kalem tutası gelir arasına,
yüreğimin sağrısını dolamak ucuna...
seviyorum yokluğunda parmaklarımı
anlatır zifiri karanlığımda hikayemi,
ucunda ökse si yakıyor olsada.
08.11.2011 - 18:56
çocukluğa dair...En güzel yıllardı geride kalan; sek sek oynardık ip atlardık, akşam olduğunu farkına varmadan.Sora bir ses uzanırdı kulağımıza delip geçerdi yüreğimizi, keşkelere bırakırdık hevesimizi.. Karanlık çökmese derdik biraz daha çizik taşı biraz daha köşe kapmaca yakar top oynasak deyip, akşama inat açlığa boyun eğerdik..HAVVA ATASOY 31 ekim..
07.11.2011 - 08:56
Çocukları sevdim kış akşamlarında,
buz tutmuş ellerini!
Bir mana arardım bakışlarında,
sev beni diyordu
yeşil gözleri...
Ben çocukları sevdim;
eteklerinde çamur izleri,
yürümüyor okullarına!
Saçları örgülü,ucunda kurdela,
kolası unutulmuş,bağları çözük..
Ben çocukları sevdim kış akşamlarında..
Bahara gelmeden solan yüzleri,
ellerine almamışken karnelerini,
bir töre uğruna göçüyordu buradan..
Ben çocukları sevdim,
camlarda buzlanmış gölgeleri,
yapışmış burun izleri,
düşen karları sayıyor yeşil gözleri..
Zilan nerede? .nerede Yaşar?
Bu soruyu soramadan,
düşüyor toprağa toy bedenleri...
Ben çocukları sevdim kış akşamlarında,
Sevdim çok sevdim...
Ağaç dallarından topladığım
yeşil yaprakları,
yorgan yaptım, nakış nakış işledim
örtü yaptın soğumuş bedenlere,
işte baharınız geldi çocuklar;
atın ölümleri bir bir!
Yavaşça kalkın soğuk topraktan
Dirilin,dirilin!
05.11.2011 - 11:14
Mektuplarımı ağaç kabuğundan yapılmış bir sandığa koyup sakladım...Ben öldüğümde açıp okunsunlar istedim..Küf tutmuş göz yaşlarımı ve soğuyan parmak uçlarımı koydum yanına...Ne çok yazı yazmış desinler istedim hiç anlatamadıklarımı dile getirdim ve ben mektubumla eriyip gittim bir mum misali....Şimdi kenarda tozlanan sepeti aklama peşindeyim pişmanlık ve keşkelerim çoğalıyor gittikçe.. Ve ben şimdi eriyorum,gittikçe küçülüyorum gün ışığında..5.11.2012..HAVVA ATASOY
01.11.2011 - 08:24
Her şey yeniden başlar benim bahçemde,
Çiçekler yeniden,sevdalar yeniden açar..
Her şey yeniden solar gün batımıyla..
Rüzgar yeniden uğuldar,
yağmur yeniden yağar saçlarıma,
yeniden üşürüm yokluğunda....
Her şey yeniden başlar..
....5 ekim 2010
Toplam 19 mesaj bulundu