Hasan Basri Antoloji.com

  • anti amerikancılık

    07.12.2011 - 11:47

    Yüzeysel bir bakışlabile Amerika nın nekadar Pislik bir ideolojye sahip olduğunu anlamaktır.
    Aynı zama da bişeyler yapamamanın çaresizliğidir.Müslümanları biran evvel birleşmesi dileğişle...

  • Hilafet

    13.03.2011 - 22:49

    Halk isyanlarının yaşandığı Ortadoğu ve Mağrip ülkelerindeki İslamcı grupları sınıflandırma çalışmaları başlatan Obama yönetimi, bölge ülkelerinde İslamcı hükümetlere hazırlık yapıyor. Washington Post’a göre çıtanın en üstünde AK Parti tutuluyor. Taliban ve El Kaide ise, yelpazenin ‘kötü’ ucunda.
    ABD yönetimi, Tunus’ta başlayan ve Mısır’la devam edip tüm Ortadoğu ülkelerini etkisi altına alan halk ayaklanmalarının ardından Ortadoğu ve Mağrip ülkelerinde İslamcı hükümetlere hazırlık çalışmalarına başladı. Başkan Obama’nın emriyle bölgedeki İslamcı örgütleri, tek tek inceleyen Amerikalı uzmanlar, İslamcı hareketlerin iktidara gelmeleri halinde yönetimde nasıl hareket edeceklerini, örgüt bazında değerlendiriyor. Amerikalıların ‘İslamcı’ yelpazesinin bir ucunda AK Parti bulunurken, öteki uçta ise, Taliban ve El Kaide bulunuyor.
    Washington Post Gazetesi’nin analizine göre, Tunus ve Mısır’da iktidarları değiştiren halk isyanları başta olmak üzere, bölge ülkelerindeki ayaklanmaların itici gücünü İslamcılar oluşturmuyor. Ancak halk devrimleri, demokratik seçimlerin ardından İslami kökene sahip parti ve grupların iktidara gelmelerine olanak sağlayacak. Buna örnek olarak Mısır’da askeri yönetimin kurduğu anayasa hazırlama komisyonuna Müslüman Kardeşler’in üyesi Suphi Salih’in dâhil edilmesi ve Yemen’in önde gelen din adamı Şeyh El Zindani’nin, İslamcı bir hükümet kurulması talebinde bulunması gösteriliyor.
    Siyasi İslam’dan korkmayalım
    Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı’nda özel panellerde yapılan tartışmalarda uzmanlar önce Mısır merkezli ancak Ortadoğu ülkelerinde örgütlü Müslüman Kardeşler’i yakından inceledi. Taliban ve El Kaide ile Müslüman Kardeşler’in, ‘cihat’, ‘Halifelik’, ‘ulusal sınırlar’ ve ABD’ye bakış açıları ile İslami yönetim anlayışlarını analiz eden uzmanlar, gruplar arasında çok büyük farklılıklar tespit etti. ABD Yönetimi’nden üst düzey bir yetkili, “Bu ülkelerde İslam’ın siyasette yer almasından endişe duymamalıyız. İslam ile olan ilişkileri konusunda değil, siyasi partiler ve hükümetlerin tutumu konusunda onları değerlendirmeliyiz” dedi. (Kaynak: Hürriyet)

    ABD, kendisini bu tatlı uykusundan uyaracak, yakasına şiddetle yapışacak alternatif bir ideolojik devleti yeryüzünün hiçbir bölgesinde istemiyor. Kurduğu sömürü çarkına çomak sokacak ve iliklerini kuruttuğu Müslümanların maslahatlarına sahip çıkacak, onların canları, malları ve namusları önünde kalkan olacak bir Hilâfet Devletini ise hiç mi hiç istemiyor. Böylesi bir devlete gidebilecek tüm yolları tıkamak, tüm ihtimalleri ise yok etmek istiyor.
    İslam beldelerinde başlayan kıyam hareketlerinin her an planlarının tersine bir mecraya kayabileceğinin farkında olan Amerika, bu kaymayı sağlayabilecek İslamî Hareketleri özellikle mercek altına alıyor ki, uzlaşabilecekleriyle uzlaşsın, uzlaşamayacaklarını ise yok etmenin bir yoluna baksın.
    Müslümanların İslamî bilinçle hadiseleri idrak etmesini isteyen sahih metod dâhilinde hakk talepleri dile getiren yapılanmalar olduğu gibi küfre ve zulme hizmet edercesine batıl talepleri de ortaya koyan yapılanmalar da maalesef Müslümanlar içinde mevcut. O halde Müslümanların bu iki talep içerisinden hak olanın arkasında durmaları, ona destek vermeleri hem dünya hem de Ahiret izzeti için kendilerine lazım olan şey muhakkak. Fakat su o kadar bulanık ki, Müslümanların bu sahih hareketlerin hakk taleplerini doğru bir şekilde algılamaları da maalesef zor oluyor. Zira Müslümanların önlerinde oturan, onlara yol gösterici bir mevkie sahip olan bir takım hoca, âlim sıfatlı şahısların batıl fetvaları bu zorluğun en bariz sebeplerinden.
    Fakat her ne olursa olsun, Müslümanlar doğru iz üzerinde yürümeyi başaracaklar ve sömürgeci kâfirlerin korktuklarını başlarına getireceklerdir. Zira bu şer’î nassların kendisini haykırdığı hakikattir. Hakk galip gelmeye, batıl ise yok olup gitmeye mahkûmdur.

  • hizbut tahrir

    13.03.2011 - 22:46

    HİZB-UT TAHRİR(Kurtuluş partisi)
    İdeolojisi İslâm olan siyasî bir partidir. Siyaset onun ameli ve İslâm onun ideolojisidir. Ümmet arasında ve ümmetle birlikte, ümmetin İslâm'ı kendisine dâvâ edinmesi için, Hilâfet'i ve Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyi/yönetmeyi tekrar varlık sahasına geri getirmesi maksadı ile ümmete önderlik etmek için çalışır.
    Hizb-ut Tahrir; ne ruhaniyetçi, ne ilmî, ne akademik ne de hayır işleriyle uğraşan bir kitle olmayıp siyasî bir kitledir. İslâm düşüncesi, onun cisminin ruhu, nüvesi ve hayatının sırrıdır.

Toplam 4 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR