Olduğum gibi kim görebilir beni
Ne rengim var benim, ne nişanım
Benim de bildiğim sırlar var diyeceksin ama
Hem o sırlarım ben, hem de o sırları saklayanım
Bu gönül ne vakit durulacak bilmem
Ama şu anda hiç kımıldamadan duran ...
Olduğum gibi kim görebilir beni
Ne rengim var benim, ne nişanım
Benim de bildiğim sırlar var diyeceksin ama
Hem o sırlarım ben, hem de o sırları saklayanım
Bu gönül ne vakit durulacak bilmem
Ama şu anda hiç kımıldamadan duran ...
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Han Zade Hakkında Yazılanlar Sayfası Antoloji.com
20 Şubat 2025 Perşembe - 21:20:08
08.03.2011 - 09:21
http://www.facebook.com/video/video.php? v=129828853730053&oid=116687838350795&comments
07.03.2011 - 19:20
Hadi Sür Yangınlarını İçime
Sür yangınlarını İçime
Hadi sür yangınlarını içime,
Hadi yak,kavur kül et yüregimi...
Sonra al o yangından arta kalan küllerimi,
Savur usul usul esen rüzgara....
Belki birgün olur ya o kül zerreleri,
Döner,dolaşır bulur birgün yüreğini...
Bir an olsun düşündürür,yüreğinde ince bir sızı ile hatırlatır,
Beni sana...
Hadi sür yangınlarını içime! !
Alev alev yansın tenim,bedenim sayende...
Göz gözü görmesin içimde,
Öyle büyük bir ateşle yak ki beni,
Kalmasın bende sana dair hiç bir sey...
Yak içimde ki seni küle çevir sana dair ne varsa yansın acıma! !
Önce iliklerime işleyen ince bir duman ol,
Sonra artsın alevlerin yak,yık küle cevir bende ki seni...
Gözlerimden içime akan yağmurlar bile söndüremesin bu ateşi...
Hadi sür yangınlarını içime! ! !
Ve kalmamalısın bende hiçbir sekilde...
Ufacık bir kırıntı bile..
Yok ol bu yangınla birlikte ve ben yeniden doğmayım küllerinden...
DEHA,İMKANSIZ DENİLENDE MÜMKÜNÜ GÖREBİLENDİR. GEMİLERİN KARADA DA YÜZEBİLECEĞİNİ SEZMEK MEHMET'LERDEN BİRİNİ FATİH YAPAR.
04.03.2011 - 16:22
Kelimeler Her Şeyi Anlatır,
ama Herşeyi Yaşatmaz.
Bazen Ben Bile Yabancı Olurken Kendime,
Sana Nasıl Anlatırım ki Beni...
Neşeliyim Diyeceğim,
Belki Suratsızlığıma Denk Geleceksin,
Espriliyim Diyeceğim,
Belki Ağlamalarıma Denk Düşeceksin,
Özgürüm Diyeceğim,
Belki Tutsaklıklarımla Yakalayacaksın Beni.
Hani Yaşamadan Bilemeyeceğin Şeyler Vardır ya,
Onlardan Biriyim Belki.
Bazıları İçin Herhangi Biri,
Bazıları İçin Vazgeçilmez Biri,
Düşlediğin Kadar İnsanım,
İnsan Olduğum Kadar Hatalı,
Hatalı Olduğum Kadar da Gerçeğin Peşinde..
İŞTE BEN BUYUM..
03.03.2011 - 22:07
Aşık 'Fatih' olursa eğer...
Maşuk'un bahtına,
'ıstanbul' olmak düşer.!
03.03.2011 - 20:54
02.03.2011 - 08:57
Hiç bir geceye sığınma
Sarılma hiç bir karanlığa
Işığa açılır senin
bütün pencerelerin
Pırıl-pırıl yüreğin
Uzat ellerini
Aç yüreğini cesaretle
Aydınlık yanıbaşında
Yüreğinle bak
Görürsün...
İnsan demek;
kulaklarının yetmediği yerde,
gözlerin görmediği zamanda,
ellerin hissetmediği günde;
yüreğiyle duymak,
yüreğiyle görmek,
yüreğiyle hissetmektir.
huzurun mavisini,
dostluğun yeşilini görmek…
Bir kuş cıvıltısından mutlu olabilmek.
Bir çiçekten haz alabilmek…
Gözlerindeki perdeler niye?
Bırak,güneş girsin günün ilk ışıklarıyla birlikte gözlerine,
biraz umutla parlasa gözbebeklerin,ne olur?
insanları duy,cıvıltıları duy.
Yüreğinin sesini duy mesela...
01.03.2011 - 22:30
İnsan, ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayasını gözler göremez...
%%%%%%%%%%%%%%%
Kanadı kırılmış kuş misali savrulurum şu garip dünyada..
- Sevsemde Sevemem...!
Dudağımda mühür..
Kalbimde kelepçe..
Gözlerimde kanlı yaşlar..
Bitmek bilmeyen sızım..
Sevmek yasak bana...! !
Ölecek kadar sevsemde..
Ben Anadolu'yum..
Ben eski kafalıyım..!
İstediğini de..!
Ama geri dönüşü yok..
Ben sevemem Sevsemde sevemem...!
Bilki senden hep kaçacağım...
01.03.2011 - 09:01
/>
Gel..! Durma..! Gel...!
Yolcuyum şu fani dünyada
Hüzünlü yalnızlığım var mısralarımda
Değişken iklimlerdeyim
Mevsim şimdi sonbahar
Seyre dalıyorum alemi
Gönül bahçemin penceresinden
Dökülüyor bir bir umutlar
Sararıp solan gönül bahçemden
Yalnızlık damlıyor hüzün akan kalemimden
Ne hasret ne fırtınalar
Dilim sanki lal kesilmiş
Tarife sığmaz duygular
Titrek ellerim silmeye varmıyor
Kanlı gözyaşlarımı
Yönelişim Allaha! arzum ona
Affına sığınmışım
Affet Allahım..!
Merhametini ummuşum
Bağışla Allah’ım
Şimdi pişmanlık ateşlerindeyim
Yüreğimde kor alevler
Dilim yakarışta
Beni bana bırakma ey hak ne olur
Ey ruhumu okşayan dualar
Ey gözyaşlarıyla ıslanan seccadem
Ey rahmete açılan kapım
Dua için semaya kavuşan ellerim
Gitmeyin!
Gitmeyin!
Ey hayellerim
Yarından umudum olsun isterim
İlahi sevdam yarama merhem
Yansın yüreğim ilahi aşkla
Dem bu dem
Güller açsın yüreğinde hazana inat
Bülbüller şen şakrak ötsün gülşen olsun kainat
Varlığım hikmetinle dolsun arasın sahibini
Arasın mecrasında bu mülkün malikini
Ey bana asi nefsim!
Davetim sanadır gel!
Ara hakkı bulursun
Kavuşmak sanma hayal
Sıyrıl ihtiraslardan
Kır şu zincirlerini
Beklemekte hala imanım seni
Gel! durma gel!
Salih Kozan
27.02.2011 - 01:08
Fani Dünyanın padişahı değilim...
Gönül hırkalarını yamar giyerim...
Dostlarla ağlar, dostlarla gülerim...
23.02.2011 - 11:10
Her şeyin ortası makbuldür, sevginin de. Sevdiğini gereğinden fazla sevmeyesin. Sevgini de, sadece yüreğinin eline vermeyesin. En çetin imtihan “sevgi”yle olanıdır. “Kişi ne kadar bahadır olsa da, muhabbete tuş olur.” diyen atanın sözünü aklından çıkarmayasın. Böyle imtihan olmamak, istikbalde neslinden utanmamak için gecelerin bağrında, seherlerin aydınlığında duaya durasın. Senin ideallerin ve geleceğe dair hedeflerin var oğul.
Gönül adamı ömrünü boşa harcamaz, yüreğini ucuza satmaz, edep tacını başından almaz. Gönül erinin her zaman yüzü yerde, gönlü göktedir. Haklı olduğunda kavga vermesini bilir. Kavgayı sadece bileğiyle değil, ilmiyle ve yüreğiyle yapmasını bilir.
İyiliğe kötülük, şer kişinin kârı,
İyiliğe iyilik her kişinin kârı
Kötülüğe iyilik de, er kişinin kârıymış oğul.
Sen bizim rüyamız, sen bizim devâmız, sen bizim duamızsın oğul. Daima başın dik, alnın ak, gönlün pak olsun.
Zümrüt-ü Anka’nı iyi seç ki Kaf Dağı sana yakın olsun. Yolun ebediyete kadar açık olsun.
23.02.2011 - 09:03
Aşk mecazi(beşeri) olsun yine incidir.. zira inci kırılıp ezilse de gözlere sürme olur....
Hiçbirşey için 'BENİMDİR' deme:
sadece de ki; 'YANIMDADIR'
Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne hayat, ne ölüm, ne huzur, ne de keder...
'DAİMA SENİNLE KALMAZ'
22.02.2011 - 09:45
insanın sözü hikmet...
bakışı ibret...
susması ders olmalıdır..!
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Güç ve kontrol sahibi olmak için, dikkat etmeniz gereken en önemli nokta oyunu kuralına göre oynamaktır. Sabırlı olmanız halinde üstesinden gelemeyeceğiniz hiçbir sorun kalmaz. Bu yolda ilerlerken büyük bir gücün arkanızda olduğunu unutmayınız. Bu güç sıkıştığınız tüm konularda size rehberdir...
21.02.2011 - 13:54
20.02.2011 - 03:37
keşke güzel hannanem,
o kadar basit olsaydı...
keşke örselenmeseydi yüreklerimiz...
ve birileri...
kırılma esnekliğini ölçmek için,
çabalamasaydı bu kadar...
ama melekte sensin kaderde...
kendi kalemin elinde...
ister kır gitsin güzel dostum...
vur sivri ucunu yüreğine..
ister güzel boyalarla resimler yap...
şöyle gökkuşakları içinde...
19.02.2011 - 13:13
Misafirsn bu hanede ey qönül!
Umduqunla diil, bulduqunla qül..
Hane sahibi ne derse o olur.
Ne kimseye sitem eyle, ne de üzül! ...
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Gül Yağını Eller Sürünür Çatlasa Bülbül
senden bilirim yok bana bir fâide ey gül
gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
etsem de abesdir sitem-i hâre tahammül
gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül!
ellerle o zevk etdi ben âteşlere yandım
çektim o kadar cevr ü cefâsın ki usandım
derlerdi kabûl etmez idim, şimdi inandım
gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül!
senden güzelim çare bana kat'-ı emeldir
etsen dahi ülfet diyemem ellerle haleldir
ağyâr ile gezsen de gücenmem ki meseldir
gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül!
gördüm açılırken bu seher goncayı hâre
sordum n'ola bu cevr ü cefâ bülbül-i zâre
bir âh çekip hasret ile dedi ne çâre
gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül!
bîgâne-edadır bilir ol âfeti herkes
ümmîd-i visâl eyleme andan emelin kes
beyhûde yere âh u figân eyleme nevres
gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül...
Osman Nevres
18.02.2011 - 11:28
/>
Kurbanım
Yar adıyla başlayayım sözüme
Gülsüz bağda bülbül ötmez kurbanım
Sözü önce söyleyeyim özüme
Yoksa kalpten kalbe gitmez kurbanım
Sen senin olmazsan tüm dertler biter
Varını yokunu mürşidine ver
Ustanın elinde kütük ol yeter
Teslim olan zarar etmez kurbanım
Güvenme kendine ben oldum diye
Pişenler hamım der, bir düşün niye
Tövbe lazım ettiğimiz tövbeye
Bir tövbeyle bu iş bitmez kurbanım
İltifat beklemek kırılmak nedir
O kapıdan kovsa sen bacadan gir
Ha sevmiş ha dövmüş ikisi de bir
Sevmese kaşını çatmaz kurbanım
Çalış nasibini al dünyadan yana
Ama sanma dünya yar olur sana
Ahiret parası lazım insana
Güneş hep batıdan batmaz kurbanım
Hizmet yoksa himmet olmaz bu kesin
Hem hizmet nimettir böyle bilesin
Gayret et gönle gir “benimdir” desin
Sultan kölesini atmaz kurbanım
Yap dediğini yap emrine göre
Bu iş bensiz olmaz deme boş yere
O eli tutmuşsa insan bir kere
Nefsini hesaba katmaz kurbanım
Cahiller ağzını açınca ben der
Ben deyip yol alan var mı hiç göster
Eli hep güzel gör kendini hep yer
Tezek su dibine batmaz kurbanım
Günahtı sevaptı bunlar boş hesap
Her neyi yaparsan ALLAH için yap
Avamın işidir bu hesap kitap
Aşıklar kar zarar gütmez kurbanım
Dua kabul, niye sıddıkın ahı
Ne dedi hızıra nakşibend şahı
Hatırla idrak et anla bu rahı
Ben sadıkım demek yetmez kurbanım
Sadakat ne derse doğru demekmiş
Onsuz doğrulara eğri demekmiş
Sadakat sıddıkın bağrı demekmiş
Ciğer yanar duman tütmez kurbanım
Er olmak isteyen serinden geçer
Bir saki elinden badeyi içer
Seç deseler yarin zehrini seçer
Ağyarın balını tatmaz kurbanım
Sözün özü derdi minnet bil cana
Yare can ver ki can yar olsun sana
Serdar isen serini koy meydana
Kurbanlara bıçak tutmaz kurbanım
Serdar Tuncer
16.02.2011 - 16:46
http://www.dailymotion.com/video/xfgigq_murat-korkmaz-feryat-ettim-duymazmysyn-2010_music
16.02.2011 - 10:11
PERİŞAN
Sevda dedikleri ateşten gömlek,
Giymeyen bilemez, giyen perişan.
Feryadı nağmedir, çığlığı ahenk,
Duymayan bilemez, duyan perişan.
Aşk kıvılcım olur tutuşur sine,
Akıl ermez aşıkların haline,
Bir kalem çekerek istikbaline,
Kıymayan bilemez, kıyan perişan.
İdrak durur telakki ne, ölçü ne?
Bu esrara mantık denen elçi ne?
Hükmüne ram olup gönlün emrine,
Uymayan bilemez, uyan perişan.
Boğulmak var süzüldükçe derine,
Kurtuluş yok sığınmadan birine,
Öz canını cananının yerine,
Koymayan bilemez,koyan perişan....
Uğur Işılak
16.02.2011 - 01:29
Ferhat'ın sevgilisine kavuşmak için deldiği dağ,
benim devirmek borcunda olduğum nefsimin yanında bir kum tanesi...
Necip Fazıl Kısakürek
15.02.2011 - 15:14
Uğruna fedakârlık yapmadığın sevgiyi, yüreğinde taşıyıpta kendine yük etme,! [Mevlânâ]
14.02.2011 - 02:23
BİLİR MİSİN?
Bilir misin yalnızlık ne demek? Bilir misin
gökyüzündeki yıldızlardan medet ummayı?
Uzattın mı elini bir yıldız boyunca,
belki, tutarım diye farkında olmadan?
Uykusuz kalmayı bilir misin sabaha kadar?
Hiç küstün mü hayata?
Aslında kendinsindir küstüğün küçüğüm?
Kapatıp gözünü
hayaller kurduğun oldu mu geleceğe dair?
Bazen küçük bir masumiyet belirir
tebessümünde,
bazen gözünde hırçın bakışlar.
Kızdın mı kaderine günlerce?
Kendini tanıyamadığın oldu mu hiç?
Bazen cesaret edemeyen konuşmaya
ve bazen de hiç susmayan sen.
Sevdin mi birini?
Her yağmur yağışında saatlerce
bekledin mi sevdiğini pencerenin önünde?
Bir yudum sevgi dilendiğin
oldu mu sert bakışlardan?
Yaslanacak bir omuz aramadın mı?
Birden güldüğün oldu mu sebepsiz?
Her şiirde kendinden
bir şeyler bulmadın mı hiç?
Rüyalarda yaşadığın oldu mu hayatını,
istemediğin oldu mu uyanmayı?
Baktığın ama göremediğin oldu mu etrafı?
Ufak bir sorunu büyütüp
ölmeyi de mi istemedin hiç?
Sebebini bilmediğin bir ağırlık
çökmedi mi üstüne?
Büyüdüğünü fark edip
zamana düşman oldun mu?
Hecelerin az geldiği,
kelimelerin yetmediği
oldu mu duygularını anlatmaya?
Ağladığın oldu mu sebepsizce sabaha kadar?
Belki, sen, ağlamayı bilmiyorsundur,
sevmeyi bilmediğin gibi.
İki damla yaş değildir ağlamak...
Önce hüzünlenmek,
sonra düşünmek, hayal etmek..
Anıları yaşamak, büyük bir özlem içinde
o küçük oyuncak bebeğe sarılmak.
İşte budur ağlamak ve yeniden yaşamak...
ALİ GALİP KARAKAŞ
14.02.2011 - 01:18
Hoşgeldin, Ey Sevgili...
14-Şubat-2011
Mevlit Kandiliniz, Mübarek Olsun...
Ben; Ne Mekke'deyim, hüzüne ortak.
...Ne de Medine'deyim sevdana tutsak.
Ben; 14 asır ötede, kendini senin aşkınla avutan, garip bir ümmetim.
Yâ Rasulallah...
13.02.2011 - 22:53
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Zarar Başka Kar Başka
Canevinden aşk oduna yananda
Alev başka...ateş başka...kor başka
Arayıpta Mevlasını bulanda
Güzel başka...maşuk başka...yar başka
Yaralarim sızılıyor diyende
Yamalıklı elbiseler giyende
Bir senede ancak birkez yiyende
Elma başka...Ayva başka...Nar başka
Bahar güzel gonca açan güllerde
Şiir güzel ağızlarda dillerde
Avrupayı taklit eden dilberde
Ahlak başka...haya başka...ar başka
Oniki ay kırdan çiçek derende
Sıcak hava, sıcak güneş görende
Zemheride soğuk suya girende
Tipi başka...soğuk başka...kar başka
Yaradana minnettarlık duyanda
Terazide adaletli olanda
Helal rızkı kanaatte bulanda
Kazanç başka...zarar başka...kar başka
Gece gündüz kafelere gidende
Çoluk çocuk eve mahkum edende
Mesleğini kumarbazlık bilende
Oyun başka...tavla başka...zar başka
Murat KARABABA
13.02.2011 - 15:26
--
Ne böyle senle ne de sensiz
Yazık yaşanmıyor çaresiz
Ne bir arada ne de ayrı
Olmak imkansız hiç sebepsiz
Ne hayallerle ne ümitlerle
Mutlu olmaktı dileğimiz
Suçlu ne sensin ne de benim
Şimdi sensizim sen de bensiz
Bir an gelip te küllenince
Yüreklerimiz dinlenince
Başka sevgilerde teselli bulunca
İşte biz o Gün düşüneceğiz
Etrafımızı sarıverecek
Bir boşluk ki asla bitmeyecek
Her şey bir anda anlamsız gelecek
İşte biz o gün tükeneceğiz..
alıntı
Toplam 776 mesaj bulundu