Han Zade Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkında ...

  • Han Zade
    Han Zade

    03.11.2008 - 12:13

    Gül Dile Geldi
    --
    Güle döktüm göz yaşımı;
    Buldum, ezel sırdaşımı! ..
    Söküp nefsin her taşını;
    Ocak ocak nâra verdim! ..
    Ney misâli yana yana;
    Kalp acısı, indi cana! ..
    Kaç kez çekildim divâna;
    Kaç kez nefsi, dâra verdim! ? ..
    Gülden aldım edep, arı;
    Candan sevdim, cümle varı.
    Çöktü nefsin dört duvarı;
    Enkâzını hâra verdim! ..
    Yâ Rab, bir can istedim ben;
    Alan da sen, veren de sen! ..
    Can yaprağım desen desen;
    Esrârını, nûra verdim! ..
    Gül büründüm, adâbından;
    Can okudum, hitâbından.
    İçim yandı hicâbından;
    Yüreğimi, ara verdim! ..
    Bu ten mülküm, talan oldu;
    Yalan dünya kime kaldı? ..
    Gönül canda, Hakkı buldu;
    Varı yoğu, yâra verdim! ..

  • Han Zade
    Han Zade

    02.11.2008 - 20:58

    -Sevdiğim-
    Kalp sevgi aynasında yansıtırken yüzünü
    Aşk ile olur tûrap gül-nikâbın sevdiğim
    Gönülde yanarken kor saklıyorsa közünü
    Böyle sevmesi sevap gül-nihâlin sevdiğim

    Sevilmek güzel ama. hüner sevmekmiş meğer
    Almadan vermekmiş aşk hasletin buna değer
    Baş eğmeyen sultan da aşka başını eğer
    Sırrına eren harap gül-ruhsârın sevdiğim

    Yedi tepe dolaşır beni sarar rüzgârın
    Yine hülyaya daldım gözümde gül-izârın
    Aşk-ı şeyda ya düştüm olamam intizârın
    Didemde oldun serap gül-izârın sevdiğim

    Çevirme didarını bir kez olsun sevdim de
    Aşkla yanan bu gönül belki olur âsude
    Kalbimin mihmanısın yerin inan nâdide
    Çaresiz kaldım bitap gül-dehânın sevdiğim

    Savrulurken yüreğim gecemi sarsa keder
    Ömrümün son demleri uğruna olsa heder
    Bu gönül yarasına bilmem tabipler ne der
    Bildim ki aşk ızdırap gül-cemâlin sevdiğim


    Leyla Gül Varoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    30.10.2008 - 19:30

    BENİM YARİM



    Yeni şiirim Benim Yarımi değerli yorumlarınıza sunarken Sevgi ve selamlarımla hayırlı günler diliyorum..

    -Benim Yarim-
    Hüzün dolu gurbet gecelerimde
    Bir gün arayıp ta sor benim yarim
    Dilimde türkümde hecelerimde
    Sen varsın diyerek sar benim yarim

    Hasret yüklü bulut üstüme çöktü
    Sevdan taşınacak nadide yüktü
    Sevdiğim özlemin boynumu büktü
    Hasretin acısı zor benim yarim

    Umudu yaşatır kalpte sezgiler
    Seni hatırlatır bütün ezgiler
    Ömür gelip geçer yüzde çizgiler
    Umuda yağdırma kar benim yarim

    Özledim sevdalı bakışlarını
    gönlünden gönlüme akışlarını
    kalbimi derinden yakışlarını
    Özlemle yaşamak zor benim yarim

    Olsada arada şu yüce dağlar
    Senin aşkın beni hayata bağlar
    Yüreğim çağlıyor gözlerim ağlar
    Sensizlik ateşten kor benim yarim


    Leyla Gül Varoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    30.10.2008 - 18:16

    Sessizliği Belki, Sensizliği Hiç Hak Etmedim.

    Habersiz, sessiz gel.
    Benliğini, özünü, sözünü ver.
    Sonra al benden ne istersen.
    Vazgeçmedim, hep seni bekledim.
    Sessizce gelişini, usulca seslenişini düşledim.
    Günahını, kabullendim.
    Gittiğin son yolculuktan sen hâlâ dönmedin.
    İçimde bitmedin..
    Sanki hiç gitmedin..
    Ben hep sevdim.
    Sen sevmedin ki, hâlâ dönmedin
    Geceler boyu haykırdım.
    Sen bir ses vermedin.
    Sessizliği belki ama,
    Sensizliği hiç hak etmedim.

  • Han Zade
    Han Zade

    29.10.2008 - 19:08

    Aşk ve Terke Dair...
    Bazen öyle bir ilişkiye tutulursunuz ki, ne sevebilir, ne terk edebilirsiniz. Kör kütük bağlanmışsınızdır aslında... En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; iç çekişmelerinizin müsebbibi, yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur. Göz yaşlarınız da, bilinçaltınızda, kahkahanızdadır. Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak... Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz; 'Ölmek var, dönmek yok'tur.

    Lakin gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını. Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya. Şurasından, burasından eleştirmeye koyulursunuz: 'Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa...' Başkalarını örnek göstermeye, 'Bak onlar nasıl yaşıyor' demeye başlarsınız. Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını ararsınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık, yanlışını görür düzeltmek istersiniz. 'Eskiden böyle miydi ya...' diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirinin kapısı; açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından...

    Böyle süremeyeceğini bilirsiniz. Değişsin istersiniz. O, sevgisizliğinize yorar bunu... İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür. 'Ya sev böyle ya da terk et' diye gürler...Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ışıtan o rüya, bir kabusa dönüşür birden... Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size... Hoyrattır, bakmaz yüzünüze... Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar mahkum eder. Mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden... 'İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için...' dersiniz, dinletemezsiniz.

    Ayrılırsanız yaşamayacağınızı bilirsiniz, lakin böyle de sevemezsiniz. İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek, terk edersiniz... 'Madem öyle...' nin çağı başlar ondan sonra... Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir, madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde 'günah sizden gitmistir'. Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz. Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece... Daha özgür olacağınız limanlara demirlerseniz bir süre... Ne var ki unutamaz, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni... Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur. Deli kanlılar, eli kanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini... Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye...Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla... 'Bana ne...kendi seçimi' diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre...

    Ama sonra... ansızın kulağımıza çalınan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden... Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh rakı içmeyi... Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular kulağına fısıldasın diye... Dönüp 'Seni hala seviyorum' diye bağırmak geçer içinizden... Dönemezsiniz. Göremedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız. Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla olur, ne onsuz... Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, hem 'Ne olacak sonunda' kuşkusu...

    Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz.

    Sürünür gidersiniz...

    Can Dündar

  • Han Zade
    Han Zade

    29.10.2008 - 15:00

    Gel Kara Gözlüm

    Çektiğim hasreti dağlar çekemez
    Beklettiğin yeter gel kara gözlüm
    Yaktığın ateşi Nemrut yakamaz
    Ettin bedenimi kül kara gözlüm

    Güzellikte yoktur emsalin mislin
    Aşiretin nedir peri mi aslın
    Cennetten mi geldin huri mi neslin
    Seni anlatamaz dil kara gözlüm

    Tanımın tarife sığmıyor senin
    Kar, tipi bahçene yağmıyor senin
    Misk-i amber gibi o beyaz tenin
    Kokunu kıskanır gül kara gözlüm

    Sanma gönlüm yokluğuna alıştı
    Ciğerimde kızıl korlar oluştu
    Didem yaşı deryalara karıştı
    Akar boz bulanık sel kara gözlüm

    Bir gün arayıp ta sormazsan eğer
    Tenhalarda beni bulmazsan eğer
    Gelipte Celal’in olmazsan eğer
    Kahrol bir köşede öl kara gözlüm

    Celali 5 Kasım 2007 Sivas

    Celalettin Tokmak

  • Han Zade
    Han Zade

    29.10.2008 - 11:16

    && Dilim Varmıyor Yar.


    Mehtapsız gecelerin armağanı,
    Ay yüzlü.
    Sen unutulur muydun?
    Taba gözlü! ...

    Gitme vakti gelmişti,
    Nasıl olsa Akdeniz de, batacaktı güneşim.
    Bunun adı ayrılık,
    Belki küle dönecekti ateşim! ...

    Beni hoş gör,
    Meltem bu gece ılık.
    Bilirim, yaman kelimeydi,
    Kahrolası, ayrılık…

    Sen,
    Hıçkırık gibi düğümlenmiştin genize.
    Benim,
    Gücüm yetmedi yar.
    Adını yazacaktım, Akdeniz’e! ...

    Kolay olmamalıydı sevmek,
    Aşk 'Dermanların Türbesi ' olsada artık.
    Gönlünü acıların taş duvarlarına yaslamalısın,
    Sana bir kez dokunsam yar.
    Çöllere yağan yağmur gibi,
    Bana hasretle sarılmalısın! ...

    Ve haddine düşerse eğer,
    Mısralarda gülüp.
    Şiirlerimde,
    Ağlamalısın! ...

    Sen,
    Mehtapsız gecelerin kuytularında ağlardın,
    Ben.
    Seni aşamıyordum,
    Geçit vermez dağlardın…

    Yar,
    Sen karanlık gecelerin şafaklarında ağar,
    Geceler kalleş,
    Ne zaman aklıma gelsen,
    Yastığım beni boğar! ...

    Geceler kazandı, bense kepçe,
    İtirafım olsun ki,
    Sana aşıktım, mertçe…

    Ben,
    Sana şiirler yazacaktım, şaire inat,
    Yaradan şahittir ki.
    Sen bir yanaydın, diğer yanda kainat! ..

    Kimseleri sevemedim
    Çoğu gidip azı kalan ömrümde.
    Sen,
    Mevsimlerin en güzeli,
    Tıpkı bahar gibiydin, şairinin gönlünde…

    Sana sahip çıkmıştım,
    iffet gibi, ar gibi
    Aşkı zirvelerde yaşadık.
    Kardelenle kar gibi! ...

    Ne desem yar,
    Senden saklayıp durdum
    O meçhul kimliğimi,
    Anlayamazdın yar, anlayamazdın
    Sefil ve çaresizliğimi! ...

    Şimdi sensiz kalırken
    Tıpkı, fizan da avar.
    İlk kez aşık olmuştum,
    Kader utanmalıydı, yar! ..

    Boynum bükük kaldı, yetimler gibi,
    Sokaklar mekanımdı, sefiller gibi.
    Ardından öyle ağladım ki, çocuklar gibi,
    Sen,
    Gözlerinden vurgun yediğim sevgili…

    Dinle beni yar,
    Sana diyeceklerim çoktu.
    Bu, ne sitem ne de ahtı
    Çok hesap, kitap ettim,
    Bu yolun sonu yoktu! ...

    Üzülme yar,
    Kirpiklerin nemlenip
    çatık düşerken kaşımıza,
    Bunun adı veda,
    Alın yazımızdan gelirken başımıza…

    Sen ağlama, sırrımız mısralarda saklanır,
    Şair olan şair, elbet buna katlanır…

    Her aşkın bir yaşantısı var,
    Ferhat ile Şirin
    İnan ki,
    Bizi kıskanırdı yar! ...

    Dinle yar,
    Ne matem olsun nede hüzün.
    Sana ne desem azdı,
    Gecede doğan güneşti,
    O eşsiz yüzün! ...

    Göz pınarlarımda dolmalı tasın,
    Bu da gelir, bu da geçer.
    Sakın ha ağlamayasın,
    Bir güne sığmasın yasın…

    Sen gönlümdeki mevsim,
    Bahar.
    Sen gözlerimdeki resim,
    İftihar.
    Dert ortağım, son adresim,
    Adındı, son nefesim! ...

    Müsterih ol,
    Sen gönlümdeki tek, ocak,
    Hecelerde, mısralarda, şiirlerde.
    Sana sevgiler,
    Kucak, kucak! ...

    Lodos esip, yelkenimi dağıttı,
    Kulakların çınlasın.
    Dalgalar kalem, Akdeniz kağıttı,
    Bu şiir, için, için ağıttı! ...

    Hatırla yar,
    Ne yağmurlar yedi, sönmez bizim közümüz.
    Velhasıl.
    Adam gibi, adamdık,
    Ağzımızdan çıkıyordu, sözümüz! ...

    Bu rüyayı görürken,
    Sabah olmaz sanmıştım.
    O, ağlayan, ben miydim?
    Kendimden utanmıştım! ...

    Şimdi,
    Ellerimde kelepçe,
    Ayaklarımda, prangalar.
    Beni unut demek mi!
    Ar gelirdi, ar,
    Ne gönlüm razı.
    Ne de dilim varıyor yar! ...

    Ali GARBİOĞLU
    25 / Ekim / 2008

    Ali Garbioğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    28.10.2008 - 17:33

    Sevda Yeli Esiyor

    Duyarım özlemini karşım da bile dursan
    Sevda yeli esiyor şimdi benim başım da
    Adımı unuturum sevdalı adım sorsan
    Sevda yeli esiyor şimdi benim başım da
    ***
    Aşk dolu yağmurlarla ıslanır duygularım
    Yari sarmak istiyor açık kalan kollarım
    Yaşantıma renk katar sevgiyle sevdalarım
    Sevda yeli esiyor şimdi benim başım da
    ***
    Yağmur damlacığıyla adın yüreğe yazdım
    Türkülerle dilim de tellerin de ben sazdım
    Sana olan bu aşkı gönlüme mezar kazdım
    Sevda yeli esiyor şimdi benim başım da
    ***
    Dağların doruğun da puslu duman gibiyim
    Seni ben de arayan onulmaz bir seviyim
    Gözlerinin tutkunu sevginin esiriyim
    Sevda yeli esiyor şimdi benim başım da
    ***
    Ruhiyim sevdalıyım adınla yangındayım
    Umut dolu şarkınla hergün hep yanındayım
    Hilal kaşın gözüne baktıkça bakmadayım
    İşveli yel esiyor şimdi benim başım da
    28.10.2008/OLTU

    Ruhi Hatunoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    28.10.2008 - 15:41

    Mecnuna Çevirdi

    Ey hilal kaşlım ceylan bakışlım
    Bakışların buz dağımı devirdi
    Aşk ırmağı yüreğime akışlım
    Sevdan beni bir mecnuna çevirdi

    Sensizlik yürekte kırık ok gibi
    Mutlu olmak gayrı bize çok gibi
    Beklemekten başka çare yok gibi
    Sevdan beni bir mecnuna çevirdi

    Yokluğun baş rollerde varlığına figüranım
    Seninle tamamlandı sensizlik eksik yanım
    Gel artık biriciğim bekletme yeter canım
    Sevdan beni bir mecnuna çevirdi

    Atakan Korkmaz

  • Han Zade
    Han Zade

    27.10.2008 - 22:01

    -Dil Yarası-

    Hiç bir şey silemez dildeyse kara
    Çaresiz onulmaz dil yarasıdır
    Kapanır alınan en derin yara
    Dermanı bulunmaz dil yarasıdır

    İster haklı ister haksız talepten
    Yoksun kalır ise sözler edepten
    Gönül kırar isen boşa sebepten
    Özür kafi gelmez dil yarasıdır

    Sevgi saygılıysa her şeye değer
    Yanılınca insan yanarmış meğer
    Sevdiğin yaralar vurursa eğer
    İzi hiç silinnmez dil yarasıdır

    Gözyaşları inci olur dizilir
    Damla damla akar kalbe süzülür
    Gönüllerden sevgi bağı çözülür
    Yürekte kalınmaz dil yarasıdır

    Leyla Gül Varoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    27.10.2008 - 15:06

    YALNIZLAR RIHTIMINDA

    Ne martılar nede sen
    Ne dalgalar nede ben
    Ne sevdalar nede ten
    Yalnızlar rıhtımında

    Geceler bende deniz
    Kalmamış senden iz
    Yapayalnız bendeniz
    Yalnızlar rıhtımında

    Yıldızlar ve uzaklık
    Dalgalar ve karanlık
    Yine oyun bozanlık
    Yalnızlar rıhtımında

    Rüzgar deniz neşesiz
    Ellerim bak bişesiz
    Yorgun yağmur şişesiz
    Yalnızlar rıhtımında

  • Han Zade
    Han Zade

    27.10.2008 - 00:51

    Beyaz Beyaz-

    Hayalin dolaşır sessiz odamda
    Odama ışık ol dol beyaz beyaz
    Beklerim yolunu yüreğim gamda
    Gönlümden gönlüne yol beyaz beyaz

    Hıçkırıklar sessiz çığlık boğazda
    Öksüz kalmış yürek üşür ayazda
    İyiyim diyerek bir satır yazda
    Gurbet kuşlarıyla sal beyaz beyaz

    Ne gündüzüm belli ne gecem belli
    Sana mahkum olmuş gönül temelli
    Bir merhaban bana olur teselli
    Ansızın kapımı çal beyaz beyaz

    Her bir sözün bedel olsa kurşuna
    Vurup kanatsan da boşu boşuna
    Döndürsen de de beni sabır taşına
    Sen varsın gönlümde bil beyaz beyaz

    Sarabilsen yarim beni bağrına
    Bu can feda olur senin uğruna
    Bir kez cevap versen benim çağrıma
    Hazanda açacak gül beyaz beyaz

    Leyla Gül Varoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    25.10.2008 - 20:06

    YÜREK VAZGEÇMİYOR SENDEN

    Efkar demliyorum gözlerimde
    Yalnızlığı içiyorum son demine kadar
    Ve korktuğum sensizlik
    Hayaletim oluyor karanlık gecelerimin üzerine çöken
    Varlığın gibi yokluğun da dayanılmaz oluyor her geçen gün
    İçim ayrı söylüyor dilim başka telden
    Ama bil ki
    Ne kim ne söylerse söylesin
    Yürek vazgeçemiyor senden

    Hülya Sancak

  • Han Zade
    Han Zade

    25.10.2008 - 13:14

    Ömrümü hazana çevirdin benim

    Açmadı gönlümde bahar gülleri
    Dünümü hazana çevirdin benim
    Diken olur batar yarin dilleri
    Ömrümü hazana çevirdin benim

    Kar oldun başıma yıllarca yağdın
    Sen benim içimde derilmez bağdın
    Kapanan son devir açılan çağdın
    Ömrümü hazana çevirdin benim

    Sel oldun içime aktın bir zaman
    Yıktın bentlerini taştın her zaman
    Dağ bayır demeden çoştun el aman
    Örümü hazana çevirdin benim

    Şimdi saçlarımda kar taneleri
    O geride kalan zor seneleri
    Unutmak mümkünmü kor geceleri
    Ömrümü hazana çevirdin benim


    Hasan Karabay
    22.10.2008

  • Han Zade
    Han Zade

    25.10.2008 - 01:41

    Sus yüregim sus!
    gözyaslarım süzülüp dökülmesin üzerine...
    gökyüzü benimle aglarken ismini yüregine kazısanda sevdigini anlatacak gücün varmı? ..
    dudaklarım ismini söylesede, kollarım hayalini sarsada icimi acıtmaktan baska yaptıgın varmı? ..
    umutlardır insanın sarılacagı,gözlerin bakıslarıdır sevdigini anlatan...
    sözlerdir aciz kalıp sevgiyi anlatamayan..
    yanlıs anlama yüregim aglamak istemiyorum..
    icimi acıtmaktan,gözlerimi aglatmaktan baska yaptıgın varmı? ..
    her sarkıda hüzünlenip kahrolmaktan,bizim sarkımızda kahırlar dolusu aglamaktan...
    hayalleri,kanayan yaralarına sarmaktan baska yaptıgın varmı? ..
    yıldızlara benzetip ellerimi uzatıp tutamamaktan, gökkusagını saclarına tac yapamamaktan,
    rüzgarların kanatlarına sevdamı yazmaktan,
    dudaklarımdaki buseleri kırılıp yerlere dökmekten baska yaptıgın varmı?
    sus be yüregim sus! ! köz yapma yaralarımı, yaralarıma saracak sevdammı var..
    gözyaslarıma dokunacak ellermi var..
    yoksa sana sunulacak bir dilim ask mı var..
    ne olur sus yüregim! ! ! deli rüzgar olup esme, esipte canımı acıtma..
    gözlerime kanları doldurma, kefen yapma bedenime herseyi...
    sus ne olur...
    sus ne olur! .. acıtma canımı bu kadar,dayanacak gücüm yok biliyorsun...
    senide cıkarıp canlı canlı gömerim yüregim...ne olur sussss! !

  • Han Zade
    Han Zade

    24.10.2008 - 18:51

    Git işine yâr
    Git işine
    Hani sen gidince iplik iplik
    Ağlamayacaktı bulutlar
    Alacalanmayacaktı gökyüzü
    Hani melekler indirmeyecekti
    Sicim sicim yağmuru yeryüzüne
    Hani sızlamayacaktı bu kalp
    Sessiz sedasız gidişine
    Git işine yâr
    Git işine
    Halen alışamadım
    Hayallerimi ellerime verişine

    Sen gidince ağrımayacaktı solum
    Hasretin içimde Ağrı kadar
    Olmayacaktı hani
    Hani hiç rüzgâr esmeyecekti serinden
    Yaprak bile kıpırdamayacaktı hazanda
    Düşmeyecekti dalından
    Ve bir kuş bile uçmayacaktı yerinden
    Kırlangıçlar gitmeyecekti hani
    Onlar da gitti senin gidişine
    Git işine yâr
    Git işine
    Bir mana veremedim
    Selamsız sabahsız terk edişine

    Hani sonbahar gelmeyecekti hiç
    Sen gittiğinde
    Gidişin son baharım olmayacaktı benim
    Nice baharlar görecektim
    Nice yazlar
    Hiç olmayacaktı kederim
    Git işine yâr
    Git işine
    Gene yoksun hayatımda
    Sensizlikmiş gene benim kaderim

    Yıldırımlar çarpmayacaktı yüreğime
    Acıtmayacaktı hani gidişin kadar
    Kar boran olmayacaktı
    Şimşekler çakmayacaktı beynimde
    Kışa dönmeyecekti baharım
    Solmayacaktı elimde çiçeklerim
    Hani kararmayacaktı neharım
    Ve narlaşmayacaktı içimde harım
    Git işine yâr
    Git işine
    Böldün parçaladın beni
    Sen gittin senle gitti öbür yarım

    Hani aklıma gelmeyecekti yokluğun
    Bu şehir boğmayacaktı beni
    Sen gittiğinde devam edecekti hayat
    Dünümle aynı olacaktı bu günüm
    Akacaktı su misali ömrüm
    Sen gittin soldu elimde gülüm
    Git işine yâr
    Git işine
    Neyim var neyim yok götürdün
    Sen gittin bomboş kaldı gönlüm

    Bad-ı Saba


    Yusuf Demir Saba

  • Han Zade
    Han Zade

    24.10.2008 - 16:42

    ******Zor Sevda*******

    Karanlıkları ufaladık ellerimizde
    Yüreğimizde taşıdık aydınlıkları
    İntihar saydık ihanetleri
    Yemin ettik dönmemeye
    Yürüdük sahte parıltılara kanmadan
    En sarp tepelerin üzerine
    Zamanları yırtıp kucakladık özümüzü
    Tuzaklarla kuşatılmış dünyada
    Göğüs gerdik her badireye
    Sevdayı satırlardan kazıyıp
    İşledik yüreğimizin derinlerine
    Ve asla silinmeden
    Onurla gururla taşıdık
    Omuzladık cefasını kahrını
    Acılar çileler azığımız
    Sabır yol arkadaşı isyan düşmanımızdı
    Ölüm saydık bu sevdadan dönmeyi
    Ölen öldü ama bizler! ...
    Hazan vurdu gönül bahçemizi
    Sinsi ellerce kırıldı dallarımız
    Darbeler yedik hainlerden
    Cevapsız kaldı çağrılarımız
    Asla kapılmadık ümitsizliğe
    Boyun bükmedik asla
    Haksızlıklara zulme
    Bir şanlı kavga verdik zalimin karşısında
    Kınanmaktan yenilmekten korkmadık
    Her yara göğsümüzde nişandı
    İmanımızı perçinledi her zorluk
    Ve kor alevlerde bulduk huzuru
    Ne taptık ne eğildik ondan başkasına
    Yalnızdık ama sahipsiz değildik
    Sahibimiz ALLAH'tı
    Zor sevdaya taliptik

    Hasan Konç

  • Han Zade
    Han Zade

    24.10.2008 - 15:15

    Ben Burada Yanarken

    Kara gözlüm ben burada yanarken
    Sen kendi gönlüne hoş edemezsin
    Gözlerim her yerde seni ararken
    Ağlatıp gözümü yaş edemezsin

    O deli gönlünü ellere verip
    Sevmiyorum deme karşımda durup
    Vuslat yollarıma barikat kurup
    Geçtiğim yolları taş edemezsin

    Mecnundan Keremden besbeter etsen
    Üç günde bulurum kaybolup yitsen
    Fizana gidersin en fazla gitsen
    Sen benim aşkımla baş edemezsin

    Görmedim sen gibi doğrulup kalkmaz
    Görmedim sen gibi cefadan bıkmaz
    Gel sarıl boynuma Allah’tan korkmaz
    Benden başkasını eş edemezsin

    Celali 24 Eylül 2007 Sivas

    Celalettin Tokmak

  • Han Zade
    Han Zade

    24.10.2008 - 02:30

    SENİ O KADAR SEVİYORUM

    Hasretini, yokluğunu,
    sensizliği
    Bir ateş yanığı gibi
    Öyle acıyla duydum ki
    Yüreğimin etinde,
    Gitgide çoğalarak
    Gitgide derinden işleyerek
    Öyle dayanılmaz oldu ki bu
    Seni boğabilirdim
    Senden kurtulmak için
    Çünkü seni
    O kadar seviyorum.

    Nazım Hikmet RAN

    Aşk Bazen Vazgeçmektir
    Aşkı dinledim bir martıdan..dediki; aşk bazen vazgeçmektir usta..aşk bazen vazgeçmektir.
    Gönüller bir olunca samanlık seyran olurda, bir kibrit çöpü yeter dedi her şeyi bir anda yakıp yıkmaya..samanlığın seyranlığı kısa sürer usta..
    Aklıma sen geldin birden….hatırlar mısın ne samanlıklar yaktık seninle..? samanlıklarda yandığımızda oldu bazı günlerde..ama en nihayetinde; anladık ki sevgi yetmiyor her şeye..
    Nasılda ağlardın omuzlarımda…gözyaşların tenime düşerdi…sıcacık nefesin yüzümde..sarılmışız,sanki dünya sadece o odanın içinde..ağlardın…. sen en güzel ağlayandın…Burnun tıkanırdı hani..Yanakların pembe..Yeşil gözlerinden düşen damlalardı hayatımın anlamı..Nasıl sevdim seni be! Hiç susuz yangınlar olur ya…Aynen öyle.. Ve o ne gidişti be! Hani bir şimşek gelirde tam üstüne düşer ya… aynen öyle..
    Gidişinin üstünden çok zaman geçti..Çoook..Şimdi neredesin? Kiminlesin.? .Yada kimi terk etmektesin bilmiyorum..Her gece yaprak düşüyor,martı gidiyor,kayıklar sallanıyor ve ben
    ağlıyorum… Vazgeçtim çalıyor radyoda…Hava soğuk oluyor deniz kenarında..Ve hiç martı olmuyor bu gecenin berbat karanlığında..
    Aşkı dinledim bir martıdan..dediki; aşk bazen vazgeçmektir usta..gönüller bir olunca samanlık seyran olurda..bir kibrit çöpü yeter dedi her şeyi bir anda yakıp yıkmaya..samanlığın seyranlığı kısa sürer usta..
    Eyvallah! ! Aşıklara en çok şahit olan sensin..Aşkı en iyi sen bilirsin.Ne desen inanırımda… Bir sözde ben söylemeliyim sana…Aşk zaten vazgeçmektir usta..Aşk zaten vazgeçmektir…Gönüller bir olmaz..Samanlıkta seyran…Kibrit çöpleri de en etkisiz eleman bu masalda..Ne ben? Ne de o kız? Bu masalda tek gerçek sensin aslında….



    IstanbuL ve AyrıLık Hakkında..
    10 Saat Önce 15:47 Daisy-BT tarafından yazıldı
    Sen bitirim naralarım gibi keskin
    Bebek yüzüne teğet sevgim ince ince
    Narin fiyakalarım
    Zemheride ayaz olmuş
    Ben afilli delikanlı
    Arada sana cakalanmışım
    Ben geceler boyu bıçkın.
    Aşkına hafif yorgunluğum.
    İstanbul şen, ben yaslı sana
    Hasretlerim var yufka yufka.
    Severek...
    Gün güzel sen güzel
    Hasret vurgun yemiş bana doğru.
    Sevmelerim çoğalmış.
    Aşk yedim aşk içtim
    Bade bade sevdaya.
    Ey yüreğim neredesin
    Ben hazan sen çoşku,
    Toz duman, toprak çamur kurumuş,
    Sen ellerin parlak yüzün gül kokulu hasret yarim.
    Sen ömrüme dem tutulan çayın katran rengi
    İstanbula harçlıksız kalışım
    Gelemeyişime kahredişim.
    Bir başka bahara kalsa da aşklar
    Yemin edeceğim senin resmin kalacak başucumda ağlayışlarıma.
    Anarken tebessüm azalacak
    Ayyaşlığın heykeli dikilecek ruhumun ortasında
    Sen bende bıçkın delikanlı.
    Ömrüme geçen düşüncelerim hepten bahar geç kaldı.
    Yağmur sen istersen yağ.
    Bir bulut yaratacağım bana yağacak yağmurları olacak.
    Sonuna kadar ıslanacağım
    Sırılsıklam.
    Bu saatten sonra ayık kalmayacağım
    Her köşe başında içişlerime çentik atıp
    Ertesi gün ayıklığıma sayacağım.
    Arada yaşamdan vazgeçebildiğime karar verip ölüme
    Adım adım yürüyeceğim.
    Ve İstanbul sana gelemediğime bir kez daha yanıp
    Şimdiki gibi ağlayacağım
    Çok kızıp
    Seni haritadan silmenin bir çaresine bakacağım.
    Ve ben sana İstanbul..
    Yeminler olsun İstanbul seni silemezsem
    Yeniden fethedeceğim.
    İstanbul sen beni bitirmedin mi?
    Cebimde param yok
    Usuldan usuldan
    Sana yolculuğun hayalini yapmadığımı mı zannettin?
    Gelemediğimde geceler boyu sana yolculuk yaptım
    Gittim gittim geldim İstanbul
    Sen allı pullu
    Sevgilimi koparan endamların.
    Kimbilir ateşi salarken aheste içime
    Ayrılığın şarkısı sen söylecektin
    Ve bunu biliyordun
    Ben cahil, ben vurgun ben yenik
    Kırılmış mızrağım. Evim uzak
    Ben deli, ben biçare
    İçimin renkleri gözyaşlarımı boyamış
    Ben yorgun ben bitkin
    Rüzgarlarım savrulmuş ta ötelere
    Ve İstanbul ve ayrılık
    Ve sen gözyaşı pınarlarım
    Ağlamaklı oluşlarıma demir atıp güneşi ellerimle kapatacağım
    Vedalaşmadan
    Sevdaya da mendil sallasaydım.
    Ben bitkin ben yılgın
    Yeniden dirilmek için efkarlı bir cigara içeceğim

  • Han Zade
    Han Zade

    24.10.2008 - 01:29

    -Gel Bir An Önce

    Sabrımı sınama gel bir an önce
    Kanattığın yerde kaldı izlerin
    Yokluğun ruhuma her gün işkence
    Tükenmiş bedende yıldı dizlerim.

    Umarsız haykırmak zor gelir bana
    Yokluğun ateşten kor gelir bana
    Bulutsuz semâdan kar gelir bana
    Her soğuk nefeste soldu sözlerim.

    Hasret türküsünü yaktırmadan gel
    Telli turnalara baktırmadan gel
    Yüreğime hüznü aktırmadan gel
    Suskun hicranlarda doldu gözlerim.

    Çorak topraklarda çiçeğim açmaz
    Kırılmış kanadım yârine uçmaz
    Kararmış yıldızım şavkını saçmaz
    Kendi dünyasına daldı gizlerim.

    Özlem zincirini kırıver artık
    Onulmaz yaramı sarıver artık
    Aşkın mevsimine giriver artık
    Mutluluğu benden çaldı güzlerim.

    Ahmet Kısa

  • Han Zade
    Han Zade

    23.10.2008 - 14:37

    DÖNMEM GERIYE

    Sonsuz hürmetim var, senin gibilerine…
    Bitmez askim var, sevdiklerime…
    Yalniz birtek kirciceklerine
    Darildim birtanem
    Dönmem geriye…

    Rüzgarda savrulsada,kokusu
    Yagmurda büksede,boynunu
    Karda eriyip kaybolsada, soyu
    Darildim birtanem
    Dönmem geriye…

    Bir lale icin, boyun bükmüsüz
    Papatyaya gönül vermisiz
    Biz ne idik, nere gelmisiz
    Darildim birtanem
    Dönmem geriye…


    GÜLCAN GÜMÜS
    01.11.1992

  • Han Zade
    Han Zade

    23.10.2008 - 11:41

    Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
    'O olmazsa yaşayamam.' demeyeceksin.
    Demeyeceksin işte.
    Yaşarsın çünkü.
    Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
    Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.

    Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
    Senin onu sevdiğinden.
    Çok sevmezsen, çok acımazsın.
    Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
    Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
    Senin değillermiş gibi davranacaksın.
    Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
    korkmazsın.
    Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
    Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
    Paldır küldür yürüyebileceksin.
    İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
    Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
    Gökyüzünü sahipleneceksin,
    Güneşi, ayı, yıldızları...
    Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
    'O benim.' diyeceksin.
    Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
    Mesela gökkuşağı senin olacak.
    İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
    olacaksın.
    Mesela turuncuya, yada pembeye.
    Ya da cennete ait olacaksın.
    Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
    Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
    de hep senin kalacakmış gibi hayat.
    İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

    CAN YÜCEL

  • Han Zade
    Han Zade

    23.10.2008 - 02:33

    Bahtım'ın Armağını..
    Aşk-ı Sevdam
    Yağmurun sesi anlatıyor bize herşeyi
    Yüzümde bir tebessüm dinliyorum...
    Bu acılar elbet biter
    Hayat yine devam eder
    Bekliyorum...

  • Han Zade
    Han Zade

    21.10.2008 - 21:46

    Bu A cı Taşınır mı / Kurşunlar Yağsın Bana

    Güzel bir hayalin ardından,
    Bir kurşun sana, binlerce kurşun bana olsun..
    Ten, beden lime lime, parçalara bölünse,
    Kor ateşlerde yansa,alev olup, güneşi karartsa,
    Bu acı anlatılır mı …
    Bu utanç taşınır mı,
    Yaşanır mıııııı? .
    Ölüm hiç bu kadar çağırmadı beni,
    Pişmanlığım böylesine kazmadı mezarımı,
    Kendime nefretim, düşündükçe dağlaşıyor,
    Yüreğimde domdom kurşunları,
    Öldürse de, ölmekte,ölmekte yetmiyor..
    Acım hafiflemiyor,
    Bu yara,, bu can parça parça…
    Sonsuzluk sıcak bir davet çırpınışlarında,
    Yaşar mıyım bundan böyle.
    Yaşayabilir miyim en saf duygularımla,
    Kurşunlar yağsın canıma…
    Sana değil,
    Kendime bütün hıncım…
    Varsa onurun bir nebze,
    Seni de utancın, kor ateşlere atsın..
    Sen nefretim bile olmayacaksın..

    20 / 10 / 2008

    Gülçin Demirci

Toplam 776 mesaj bulundu