Han Zade Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkında ...

  • Han Zade
    Han Zade

    15.12.2008 - 00:20

    öyle sevkı hayatına anlam katsın
    öyle sevki her gecenın sabahında
    ona kavuşmanın umuduyla uyan
    her geçen saatı ve günü
    vuslatın habercisi say
    öyle sevki eksik yönleri sende tamam olsun
    ne geçmişini sor nede geleceğini iste
    sevmekse eğer ben seni öyle sevdim işte
    *****************************************************

  • Han Zade
    Han Zade

    14.12.2008 - 01:46

    Sil Gitsin Beni

    Sızlamasın bir an vicdanın sakın
    Sen de defterinden sil gitsin beni
    Duruyor olsamda ecele yakın
    Sen de yardan yara sal gitsin beni

    Layığından fazla verirsen değer
    Ansızın kahpelik edermiş meğer
    Sevginin manası böyleyse eğer
    Sen de kötülerden bil gitsin beni

    Şöyle bir maziyi geçirsem gözden
    Parmakla sayılır sevenim özden
    Olacaksan bir gün bak vefasızdan
    Sen de terkeyleyen ol gitsin beni

    Yeşermeye dair umudum varken
    Kurudu güllerim goncaydı derken
    Erken kıracaksan dalımı erken
    Sen de solanlardan kıl gitsin beni

    Bu imiş kaderim çarketmez artık
    Yalnızlık bahtımı terketmez artık
    Ölsem de bu halde farketmez artık
    Sen de yerden yere çal gitsin beni

    İsa can çileyle oldu bak yaren
    Devayı da verir derdini veren
    Çok oldu 'kardeşçe' sinemden vuran
    Sen de vur bağrıma del gitsin beni

    İsa Kocagül

  • Han Zade
    Han Zade

    12.12.2008 - 20:50

    Gülle Sevda Atışması

    Can dedi…
    Dedim başlayayım gül ile söze
    Aklıma bir türlü gelmedi gitti
    Nazar mı değdiler geldik mi göze
    Gözlerim bir gülü görmedi gitti...

    Canan dedi…
    Gül nazıyla çeker göze perdeyi
    Aklın alır baştan siler her şeyi
    Canan der ki seni ve bir de neyi
    Aynı telde aynı dilde inletir.

    Can dedi…
    Gülün nazı çekilirse naz olur
    Kopartırsan onun ömrü az olur
    Bir söz söyler bülbülüne yaz olur
    Bülbül yaz ayını görmedi gitti

    Canan dedi…
    Gül nazına katlanması zor olur
    Her nefeste diken olur köz olur
    Yakınırsan ele dile söz olur
    Canan der ki güle sevda sabırdır.

    Can dedi…
    Bilirim sabırdır her şeyin başı
    Bülbülün tek güldür ekmeği aşı
    Hasretinden akan gözümde yaşı
    Gelip de yanıma silmedi gitti

    Can gene dedi…
    Güneş battı ay gruba yaklaştı
    Kuşlar uçtu kelebekler koklaştı
    Bülbül gülün dallarında saklaştı
    Gitmeden cevabın vermedi gitti

    Can bir kez daha söyledi…
    Bülbül söyler gül yerinde dillenir
    Kalp sızısı ta derinde dillenir
    Türkü olur saz elinde dillenir
    Vuslatın türküsün çalmadı gitti

    Bir kez daha…
    Vur mızrabı vur sazımın teline
    Siyah şalın dolamış da beline
    Kapılmışım nazlı yârin yeline
    Yel geldi de gülüm gelmedi gitti

    Canan cevap verdi…
    Aldım mızrabı vurdum sazın teline
    Dileğimi saldım o dem sabâ yeline
    Delip aşk mührünü şöyle derine
    Elleriyle vursun o yâr istedim

    Can son kez dedi…
    Mühür Süleyman’ ın ben garip yolcu
    Şu dünya bir han gül ise hancı
    Girmemek o hana içimde sancı
    Girmeye bir davet gelmedi gitti

    Canan Son sözünü söyledi…
    Canan derki sevda mührü vuruldu
    Yürek yandı gam otağı kuruldu
    Davet diyen yâre çağrı sunuldu
    Hâlâ ne bekliyor bilmek istedi

    Bad-ı Saba


    Yusuf Demir Saba

  • Han Zade
    Han Zade

    12.12.2008 - 14:37

    Dünyanın, yasanmış en güzel aşk hikayesi bu..
    Ne Leyla diyecegim size ne de Mecnun, Ferhad, Romeo vs. vs..

    En güzel aşk hikayesi Efendimiz sallALLAHu aleyhi vesellem ile
    Hatice Validemiz'in hikayesidir..

    Sanır mısınız ki Leyla ile Mecnun evlenseydi, ya da
    digerleri..Aşklar dillere destan olur, günümüze kadar ulaşırdı?

    Hayır tabii ki!

    Belki bir kaç sene sonra bitecekti.. Yaşanmadığından,
    kavuşulmadığından hep bunlar

    Ama siz bir bakın efendimizle, Hatice Validemiz'in aşkına ALLAH
    için!

    Bu, yaşanmış hem de uzun yıllar boyu yaşanmış bir aşk..

    Ahla kissat hub fil alem


    Mekke fethinin ilk günü, o karışıklık, o heyecan esnasında Efendimiz
    yaslı bir hanımla karşılasıyor, O'nun yanına gelmesini önlemek
    isteyenlere 'Bırakın' diyor gelsin..

    Sırtından abayasını çıkarıp, hanımın altına seriyor ve birlikte
    oturup 1 saat kadar sohbet ediyorlar..

    Aise Validemiz merak ediyor ve sonrasında;

    'Kimdi o? Neler konuştunuz? ' soruyor..

    Cevaba bakar mısınız;

    ' O, Hatice'nin arkadaşı idi, eski günleri yad ettik'

    Hatice Validemiz vefat etmiş, aradan yıllar geçmiş, vefayı,
    sevgiyi, özlemi görüyor musunuz?

    Ve o hengamede..

    Ve Hatice Validemiz'e bakın;

    Yaşı 55..
    Efendimiz o sıra Hira mağarasında, nübüvvetten evvel ibadette..

    Her gün O en sevgili'ye yiyecek taşıyor! Her gün gidiyor ve O'nunla
    biraz oturuyor..

    Hira Magarasını bilir misiniz siz? Ne kadar yüksektir ve çıkması ne
    kadar zordur? Bugün gençler bile çıkarken ter içinde kalırlar, çok
    yorulurlar..

    Yaşı 55 Hatice Validemizin ve her gün Habibini görmeye gidiyor!

    Yine bakınız ki o asil hanıma, Efendimiz'den daha yaşlı oldugu için
    O'na üstüne evlenmesini teklif ediyor!

    Düşünebiliyor musunuz?

    O'nu öylesine seviyor ki, sadece O'nu mutlu edeceğini düşündüğü için
    'Evlen' diyor! Ama O, reddediyor, asla O'nu incitmek istemiyor..

    Hanım'a bakın! Ve sevgisine..

    Yine ilk vahiy geldiğinde O'na nasıl destek olduğuna, yüreğini,
    malını, canını nasıl serdiğine bakın..

    Ve Efendimiz'in yüreğindeki Hatice Validemizin yerini düşünün, cok
    hadislerde geçer..

    Yine Validemiz'in vefatından çok uzun yıllar sonra kız kardesi Hale
    Efendimiz'in evine gelir ve kapıyı çalar..

    Öylesine heyecanlanır ki O, kapıya koşar, eli ayağı dolaşır..
    'Neden' derler..

    'Hatice'nin calışı bu' buyururlar..Ve 'Sanırım Hale'dir gelen'
    derler..


    En güzel Aşk hikayesi budur!

    Yasanmış ama eskimemis, yepyenidir..

    SallALLAHu aleyhi ve sellem..

    Bizlerin muhterem Validemiz'den alacağı cok dersler var..

    O'na, Onlar'a benzeyenlere selam olsun..
    WESSELAM

  • Han Zade
    Han Zade

    03.12.2008 - 16:10

    Yürek nükleer güç merkezidir.Sevdigi zaman sevdigine cennet,sevmedigi zaman nefret ettigine cehennem kesilir…

    insanın kazanılması ne denli büyük bir saadetse kaybedilmesi de o denli korkunç bir felakettir...

    Bir benimle ne çıkar demeyeceksin, baharın haberini karın altında kışa inat açan kardelenlerin verdigini unutmayacaksın...

    [b]Kim var diye sağa sola bakmayacaksın, ben varım diyecek ve yürüyeceksin...

    önce seveceksin, garazsız ve ivazsız, pazarlıksız, bedelsiz seveceksin, sevginin illeti ölümsüz olacak ki sevgin de ölümsüz olsun.

    Bir insanın yüreginin aydınlanmasına vesile olduğunda dünyanın tapusunu sana vermişler gibi sevineceksin.

    Onu kınamak yerine karanlık yüregine ışık tutacak, sevgiden oltanı gönül ummanına şefkatle atacaksın...

  • İhvani Paylaşım
    İhvani Paylaşım

    01.12.2008 - 00:22

    Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur...
    Ömür Dediğin Üç Gündür,Dün Geldi Geçti,Yarın Meçhuldür,O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür,O da Bugündür.

  • Han Zade
    Han Zade

    01.12.2008 - 00:16

    canım yanıyor

    Canım yanıyor, içimde bir sızı nedenini bilmiyorum..

    Adı sensizlik belki,

    Ya da ulaşamamak,ağlayamamak derinden,

    Kıyamdayken başka yerde, secdedeyken başka yerde olmak..

    Yönelememek sana içten bir aşkla.

    Canım yanıyor ya Rabbel Alemin!

    Bir sızı var anlayamadığım,

    Canım yanıyor Ya Erhamerrahimin!

    Adını koyamadığım,

    Bugün gitmek istedim buralardan,

    Sana yakın olmak için, uzakları yakın yapabilmek için,

    Çıktım viran şehrimden; daha fazla gidemedim nedense,

    Bir yağmur başladı sessizce, ER-RAHİM diye fısıldadı paramparça olan yüreğime,

    İrkildim Ya Rabbel Alemin, rahmetine kavuştur beni,

    Sonra yürüdüm içimde bir ses anlayamadığım,

    Bir güvercin gördüm sırılsıklam; EL-CELİL dedi içimdeki sese,

    Ne büyük, ne yücesin; yüceliğinle derman ol derdime,

    Islandım, yorgunum, bir de acı var içimde nereye baksam seni gördüm ALLAH'ım!

    Bir çocuk tebessümünde, bir yaprağın vedasında mevsime,

    MALİKÜ’L-MÜLK tecellisini gördüm kara bulutların içinden doğan güneşte,

    Sen her şeyin tek sahibi ALLAH'ım,

    İçimde bir uçurumken hayat, üstelik çıkmazdayken dar sokaklarım,

    EL-MÜHEYMİN sesi kulağımda,

    Sen aciz kullarını unutmayan hep gözeten ALLAH'ım, yardım et bu kuluna,

    Savruluyorum nereye gitsem bilmiyorum, bir dağa bakıyorum bir mahlukata,

    Hepsi rükuda, hepsi kıyamda,

    Çiçekler, otlar, toprak secdede,

    En küçük mahlukat zikirde, insanlık ise gaflette!

    YA HALIK diyor tabiat; adem ise hüsranda, azapta!

    Ey incelik, lütuf sahibi EL-LATİF!

    Ey kusurlardan münezzeh KUDDÜS!

    EY adalet sahibi EL-ADL!

    EY büyüklük sahibi EL-AZİM!

    EY merhamet sahibi ER-RAHMAN!

    Nereye baksam, nereye dönsem sen tecelli ettin,

    Bir tek insanlıkta görmedim huşu ile yakarış,

    Her şey sende yaşarken; insanlık nefsinde ölmüş!

    Her yer sende iken, insanlık her yerde viran olmuş!

    Bu viran şehirde, divane dünyada yalnız bırakma bizi,

    UTANIYORUZ RAHMETİ GENİŞ ALLAH'IM!

    Bizi bize bırakma ALLAH'ım!

    BİZİ BİZE BIRAKMA! ! !

    (amin)

  • Han Zade
    Han Zade

    30.11.2008 - 11:31

    ********Değmez Hayat Bir Aşka, Birtek Gül Yaprağına


    Meyhaneler, içkiler gençliğini çalacak
    Kır kadehi şişeyi, kıyma gençlik çağına
    Kadeh kadeh eritip, yerden yere vuracak
    Değmez hayat bir aşka, bir tek gül yaprağına

    Kadeh biter aşk bitmez, içtiğinle kalırsın
    Aşk bataklık gibidir, çırpındıkça batarsın
    Kurtulmak istedikçe, daha çok aşk yutarsın
    Değmez hayat bir aşka, bir tek gül yaprağına

    Boşver giderse gitsin, ucunda ölüm yok ya!
    İster yaşa, ister öl yine dönecek dünya
    Yırt at resimlerini, boşver takma kafaya
    Değmez hayat bir aşka, bir tek gül yaprağına

    Hep sen kovalarsın da, kaçar kelebek gibi
    Hep sen yalvarırsın da, nazlanır çiçek gibi
    Yakaladım sanırsın, kurtulur köpük gibi
    Değmez hayat bir aşka, bir tek gül yaprağına

    Kaprislerine bile severek katlanırsın
    Hayallerini süsler, onsuz yaşayamazsın
    Hafızanı kaybetsen, unutamam sanırsın
    Değmez hayat bir aşka, bir tek gül yaprağına

    Biliyorum aslanım kan ağlıyor yüreğin
    Ölmeyi istiyorsun parçalanıyor için
    Allah iyilik versin, ölünür mü aşk için
    Değmez hayat bir aşka, bir tek gül yaprağına

    Karıştırma aslanım, hayalle gerçekleri
    Ama olmaz ki böyle, haydi sil gözlerini
    Ben de yaşadım inan, senin çektiklerini
    Değmez hayat bir aşka, bir tek gül yaprağına

    Daha nice sevgiler, aşklar yaşayacaksın
    Hergün bir başka güzel, çiçek tanıyacaksın
    O zaman da başını taşlara vuracaksın
    Değmez hayat bir aşka, bir tek gül yaprağına

    Ne zaman onu ansan kan dolar gözlerine
    Sevmek hiç kolay değil, inanma sözlerine
    İnanma yemînine kapansa dizlerine
    Değmez hayat bir aşka, bir tek gül yaprağına

    Hayali olmayan hiç hayal kurabilir mi
    Kalbi olmayan biri, söyle sevebilir mi
    Seni sevmeyeni de, sevmeye hiç değer mi
    Değmez hayat bir aşka, bir tek gül yaprağına

    Ne söylesem boş şimdi, ne desem anlamazsın
    Nereye baksan o var, o bakıyor sanırsın
    Bir çiçekle yaz gelmez, bunu sonra anlarsın
    Değmez hayat bir aşka, bir tek gül yaprağına
    _____________Âlimoğlu___________



    Âlimoğlu


    Şakir Alimoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    28.11.2008 - 13:03

    Aşk Ve Para

    Aynı mahalleninin çocuklarıydık biz.
    O biraz benden uzundu
    Ve biraz daha koyuydu kumrallığı.

    Geceleri birlikte çıkardık
    Onikiden sonra içer,eve geç döner,
    Sabahta okula sarhoş giderdik.

    Sınıfımız,sıramız aynıydı.
    İkimize de bayılırdı kızlar;
    Ama yüz vermezdik...

    Çünkü;
    Onun; ayyaş bedeni,ayyaş beyni,
    Benim; vazgeçemediğim bebeğim vardı.
    Anlıyacağınız; boş değildik ama boş gezerdik.

    Aynı mahallenin çocuklarıydık biz.
    Birlikte dışarı çıkar,
    Karşılıklı dertleşir,
    Sonra da ağlardık.

    Zaman gelip çattığında,
    O şehrin en iyi okuluna gitti,
    Ben ise dağlara çıktım,
    Vatan namustur diye.

    Emanet ettim ben ona;
    Vazgeçemediğimi,bitanemi,herşeyimi...

    Dedim ya,
    Aynı mahallenin çocuklarıydık biz.
    Aynı mahallede doğduk,
    Aynı mahallede büyüdük,
    Aynı mahallede sarhoş olup,sopa yedik.

    Canımızı verirdik birbirimiz için.
    Emanete ihanet mi?
    Asla!

    Erkek adam olmak yeterliydi zaten,
    Dost olmak gerekmezdi
    'Senin namusun benim namusumdu'

    Fazlada uzatmayım...

    Askerlik onbeş aya inmişti şansımıza,
    sayılı onbeş ay da geçmişti.

    Dönüyordum!
    Elimde hatıra fotoğraflarım,
    Yüreğimde hasretin son demleri...

    Dönüyordum!
    Hayal ediyordum,
    Sımsıkı sarmayı,nefesim bitene kadar koklamayı sevdiğimi.

    Gelmiştim!
    Mahalle çok sessizdi.
    Bir cenazeme çıkacaktı bir evden,
    Sela mı okunacaktı acaba.

    Çünkü; sadece bir vefat olursa,
    Düşerdi mahallemize sessizlik.

    Eve geldim!
    Anacığım ağladı,babam alnımdan öptü,
    Dostum yoktu ortalıkta.

    Sordum anama;
    'Ana; dostum,kan arkadaşım,namusumun bekçisi nerde? '

    Anam;
    'Gitti,okulu bırakıp,evlenip gitti! '

    Babam girdi araya;

    'Hayırsız sevdiğinle gitti! ' dedi...

    Put kesildi beynim,yüreğim.
    Gerçektende cenaze çıkacakmış mahallemizden.
    Hem de bizim evden!
    Sessizce,kimsesiz gömülecekmiş aşkım.

    Sokağa çıkmıştım,
    Dümdüz gidiyordum,
    Ne yaptığımı,nereye niçin gittiğimi bilmiyordum,

    Söyleniyordum;

    Ahh be dostum!
    Biz aynı mahallenin çocuklarıydık;
    Cigaramız bir,içkimiz bir,paramız bir;
    Kavgamız bir,davamız birdi.

    Ulan 'şerefi beş para etmez sevdiğimizde mi bir di? '

    Ahh be gülüm!
    Sen nasıl yaptın?
    Az mı sabahladık pencerenin altında?
    Az mı sopa yedik uğruna?
    Az mıydı arcadığım yıllar sana?

    Birbirimize benzerdik;
    O biraz daha koyu kumraldı benden.
    Ama en önemlisi onun bir arabası vardı,
    Babasının malı mülkü.

    Ahh be gülüm!
    Sen bu farka vuruldun belli!

    Ben sana doğum gününde,
    Okul bahçesinden çiçek koparırdım,
    Sonra dikenlerini soyardım,
    Yara bere ellerimle uzatırdım sana,
    Sevinirdin!

    'O' ne yaptı?
    Babasının servetini sana akıttı
    Sende sevindin!

    Bu sana son sözlerim;
    'Dostuma iyi bak'
    'Parasıyla mutlu ol'
    Ama;
    Sen,o şerefsiz bedeninle,
    Dostumun koynundayken;
    Ben namusumla seni bekleyeceğim! ! !

    Ömer Yıldız Tekirdağ

  • Han Zade
    Han Zade

    26.11.2008 - 00:02

    MÜKAFAT

    Ay geceden ürkmedigi, karanliklardan kacmadigi icindirki, nurlandi...
    Isik sacmaya basladi, Gül o güzel kokuyu diken ile hos gecindigi icin. Kazandi...
    Bu hakikati gülden de isit.
    Bak o ne diyor; Ben dikenle beraber bulundugum icin neden gama düseyim... Neden kendimi kedere salayim...
    Benki gülmeyi, o kötü huylu dikenin beraberligine katlandigim icin elde ettim, onun vesilesiyle aleme güzellikler ve hos kokular dagitma imkanina kavustum...

    Hz Mevlana-Kuddise sirruh.

  • Han Zade
    Han Zade

    25.11.2008 - 08:59

    - ♥ Biz Efsaneydik! ..


    Yudum yudum içilen aşk tasımızda meydik! ..
    Aşk-ı memnu sezilen hazlarda içli neydik! ..
    Aşk gömlegi biçilen kutlu bir efsaneydik! ..
    Bir zamanlar mazide mutlu bir sevgiliydik...

    Aşka hüzün düşüyor cigerim pare pare! ..
    Alev mumda üşüyor çok geç artık ne çare! ..

    Leyla mecnunduk aşkta çözülemez şifreydik! ..
    Zaman çarkında dönen sevdalı pervaneydik! ..
    Rüyalarda meftune aşkta bir efsuneydik! ..
    Bir zamanlar mazide mutlu bir sevgiliydik...

    Aşka viran düşüyor cigerim pare pare! ..
    Alev mumda üşüyor çok geç artık ne çare! ..

    Hayat sürüp giderken sevgide divaneydik
    Sevdamızda coşarken soluksuz şahaneydik
    Ölüm anda akarken aşka sunulmuş peydik
    Bir zamanlar mazide mutlu bir sevgiliydik...

    Aşka ziyan düşüyor cigerim pare pare! ..
    Alev mumda üşüyor çok geç artık ne çare! ..

    31.10.2008 03:23
    Şiirlerim noter tastiklidir.


    Fatimâ Hümeyrâ Kavak

  • Han Zade
    Han Zade

    25.11.2008 - 00:08

    Dost Olmadık



    Kalbimi kırdın yüreğimi kor ettin.
    Zulumkar oldun beni candan bezdirdin.
    Ben seni sevdikce sen hep naz ettin.
    Dost olamadık neden dostca biz ikimiz..

    Aramadın bir kez olsun hatrım sormadın.
    Ne bir name yazdın nede selam yolladın.
    Seni çok sevmekle hata ettiğim anladım,
    Dost olamadık neden dostca biz ikimiz...

    Dostluk sevmektir hatayı hoş görmektir.
    Sevinci elemi kederi ikiye bölmektir.
    Bir fincan acı kahve kırk yıl demektir.
    Dost olamadık neden dostca biz ikimiz..

    İnsan insana böyle zulum buğuz edermi?
    Bir hiç yüzünden koskoca maziyi silermi?
    Sevgiden kaçmakla başın göğe değermi?
    Dost olamadık neden dostca biz ikimiz..

    Vahşi doğada bilem dostluklar kurulur.
    Yaban çiçekleri sarmaşık güllere sarılır.
    Sanmaki üç günlük bu viran sana kalır.
    Dost olamadık neden dostca biz ikimiz.


    ERDAL CANBULAT

  • Han Zade
    Han Zade

    24.11.2008 - 19:08

    -Gurbet Yarası-

    Yollarım bağlanmış gurbet burası
    Yaralarım kanar katran karası
    Ne kurşundur ne de hançer yarası
    Gayrı dayanacak halde değilim
    Yaşarken ölmüşüm salda değilim

    Çile kervanında bu ömür soldu
    Yaşlarım çağlayıp ummana doldu
    Gözlerim kurudu kör kuyu oldu
    Gayrı dayanacak halde değilim
    Yaşarken ölmüşüm salda değilim

    Gurbette geçirdik sevda çağını
    Koparma aradan gönül bağını
    Gönlüme kurmuşum yar otağını
    Gayrı dayanacak halde değilim
    Yaşarken ölmüşüm salda değilim

    Ara sıra olsun bir kez ara yar
    Bu ayrılık yaktı beni nara yar
    Uzaklarda gönül düşmüş dara yar
    Gayrı dayanacak halde değilim
    Yaşarken ölmüşüm salda değilim

    Leyla Gül Varoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    21.11.2008 - 20:31

    Ararsın Beni

    Kimler geldi ğeçti gönül telinden
    Neler çekti gönül senin elinden
    Acı sözlerini duydum dilinden
    Bu kadar hor görme ararsın beni
    Seherde bülbüle sorarsın beni

    Mecnunu değilsen say Leyla ölü
    Dokunup tenine incitme çölü
    Hazan mevsiminin kar beyaz gülü
    Bu kadar hor görme ararsın beni
    Seherde bülbüle sorarsın beni

    Siyah saçlarıma ak teller doldu
    Döküldü yaprağım güllerim soldu
    Bu ömrüm içinde gam acı boldu
    Bu kadar hor görme ararsın beni
    Seherde bülbüle sorarsın beni

    Sevda yollarında düştüm doğruldum
    Acıyla kederle piştim yoğruldum
    Geçtim de dünyadan dosta çağrıldım
    Bu kadar hor görme ararsın beni
    Seherde bülbüle sorarsın beni

    Leyla Gül Varoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    20.11.2008 - 23:59

    En çok neyi özledim biliyor musun sevgili



    Ansızın çikmistin karşima zamansız,mekansız apansız...hiç bu kadar sevebileceğim gelmezdi aklıma,bu kadar bağlanıp,tutulup kalacağım.içimi acıtamazdı kolay kolay hiç bir şey giden giderdi hayatta; dünya dönmeye, zaman akıp gitmeye devam ederdi.
    Aşk bu ya içini kemirir insanın,uykularını kaçırır,yemeden içmeden kesilir insan.dünya dönmüş,güneş batmış ne çare anlamını aşkla kazanırmış her şey meğer ki aşkla yeni doğan gün ısıtırmış soğuk ve umutsuz yürekleri.lakin bütün bunları yaşayabileceğim aklıma gelmezdi 'aşk mı? unutulur elbet bir gün' ama öyle olmadığını çok sonraları anladım ne yazık ki...sevdayla başlayan yürek ateşi alev alev tutuştuğu zaman aşk olurmuş meğer.günbegün büyüyordu içimde bu ateş farkında olmadan.atmışım ateşe kendimi..
    Sensiz gecelerin içimi bu kadar acıtacağını bilmezdim hiç...şimdi öyle çok özlüyorum ki çocuksu gülümseyişini,sıcacık ellerini o ela gözlerini sesinin içime doluşunu kokunun hücrelerimde ki sevincini çok özledim sevgilim her halini...ama şimdi yoksun yanımda yalnız bıraktın beni bu hayatın çikmaz yollarında.beklemek kelimesi seninle anlamını buldu içimde seninle tattım var olmadığı halde hissedebilmeyi uzaktayken bile sevgini içimde taşiyabilmeyi sadakatimin duvarlarını örebilmeyi,özleyebilmeyi teninin kokusunu varlığının her zerresini.
    En çok neyi özledim biliyor musun sevgili cadde-i İstanbul da seninle sarmaş dolaş gezmeyi gecenin karanlığında kaybolmayı çocuklar gibi haykırmayı seni sevdiğimi.ve hepsinden önemlisi 'bebeğim' diyen o tatlı sesini o içten söyleyişi...
    Senden sonra kimseye yakıştıramadım bebeğim kelimesini kimseye layık görmedim ellerimi sevdamı ve benliğimi.her telefon çalisinda kalbimin çarpisini özledim yerinden fırlarcasına.amma ve lakin şimdilerde sadece Ahmet kaya'nın 'kum gibi' si özletiyor en çok seni o şarkıyı gözlerimin içine bakarak söylediğin günleri anımsatıyor yani senli günleri,aşkın o sıcak ateşinde kavrulduğum günleri.
    İşte böyle sevgili...
    Şimdiyse ne bir sen var nede sende olan ben..hep özlemle geçecek hayatım seninse sahte mutluluklarla.bir yerlerde hep özlendigini bil sevgili ve sakın ama sakın unutma...! ! !


    alıntı

  • Han Zade
    Han Zade

    20.11.2008 - 13:20

    ***Bırakıyorum

    Ayrılık yamanmış yarin sözünden
    Istırap göründü aşkın izinden
    Bıraksan gelmezsen elle gezersen
    Canan senden beni bırakıyorum

    Yalan riya varmış senin sözünde
    Hayalmiş rüyaymış senin gözünde
    Sevda bu değilmiş senin özünde
    Gözün aydın seni bırakıyorum

    22.01.2008 19:43:34

    Dilşade Güngör

  • Han Zade
    Han Zade

    18.11.2008 - 20:52

    HER HAYALE GİDEN BİR YOL VARDIR



    Bir dağın tepesinde yere düşmek üzere olan bir yaprak içindeki hayalini haykırmış.'Ben denizlere ulaşmak istiyorum.Bir gün denize ulaşacağım ve hayalimi yaşayacağım.'Yaprağın üzerinde bulunduğu ağacın hemen dibinde yatıveren bir kütük boğuk bir sesle; ’’ben de ' demiş.Ben de denize ulaşmak istiyorum.Fakat yaprak ona küçümseyen ve alaycı bir ifade ile'Sen asla denize ulaşamazsın.Çünkü beni denize ulaştıracak rüzgar şimdi çıkar gelir. Bir çırpıda orada olurum. Ancak sen ağır ve hantalsın.Sonsuza dek burada kalacaksın.'demiş.Gerçekten de bir rüzgar çıkmış.Kuzeyden güneye doğru esen rüzgar bir süre sonra güneyden batıya doğru esmiş.Tam doğru istikamette iken birden güneyde olan denizin tersine doğru havalanmış.Bir tepeden diğer tepeye, bir vadiden diğer vadiye sürüklenip durmuş.En son bir çamura saplanıp kalmış yaprak.Kütük ise yakınındaki akarsuyun denize gittiğini biliyormuş.Kendini suların kollarına bırakmış ve gitmiş.Akarsuyun kenarında bir çamura saplanıp kalmış yaprağı görünce ona şunu demiş; 'Unutma sevgili yaprak HER HAYALE GİDEN BİR YOL VARDIR. Gelip geçici rüzgârlarla hayale gidilmez. Ancak sürekli akan sularla gidilir.'

  • Han Zade
    Han Zade

    18.11.2008 - 11:10

    Mezartaşı



    bakmayın siz benim böyle yosun tutmuş
    eğri büğrü duran mezartaşıma
    sizin yaşadığınız dünyada bende yaşadım
    benim de az şeymi geldi sanki başıma

    bende aşık oldum şiir yazdım bende ağladım
    beni de güldürmedi hiç bir zaman kader
    acılarımı hep içimde bende sakladım
    beni de yedi bitirdi yalnızlıklar hep keder

    bende çok işsiz dolaştım cadde boylarında
    hep korktum bende korkak yaşadım
    bende saz çaldım türkü söyledim ara sıra
    tutunacak bir dal bende bulamadım

    beni de mahvetti altüst etti hayat
    beni de tüketti yordu
    hiç bitmeyecek sandığım şarkılarım
    artık mezar taşımda bile kayboldu

    Fikret Kemal Aslan

  • Han Zade
    Han Zade

    18.11.2008 - 00:00

    -Gitme Dedi-

    Bülül olup selam verdim bir güle
    Gönlümün sultanı ol gitme dedi
    Mecnun edip beni salarke çöle
    Başımın belası gel gitme dedi

    İnce bir sızı var gönül telinde
    Bir türkü dolanır badem dilinde
    Gül dediğim kaç güzelin elinde
    Yüzüme bakarak gül gitme dedi

    Eğer gideceksen bura son durak
    Nedir bu naz niyaz inadı bırak
    Sevda denilen şey bana çok ırak
    Muradın vuslatsa kal gitme dedi

    Sessizce dinledim gezdirdi beni
    Kaç olur olmaza ezdirdi beni
    Sonunda canımdan bezdirdi beni
    Bu gönül hercai bil gitme dedi

    Kal dersin kalamam yollarım uzak
    Bilirim bu gönül kuruyor tuzak
    Darğın değilim yar gözlerime bak
    Küsüp gideceksen gel gitme dedi

    Leyla Gül Varoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    15.11.2008 - 12:52

    Gitme Güzel

    Dedim ki;
    Ceylan gibi salınarak yürüyor
    Gitme güzel sevdiğime benzersin
    Boyun, posun çok tanıdık geliyor
    Gitme güzel sevdiğime benzersin

    Dedi ki;
    İlk kez gördüm senin gibi birini
    Var git aşık aradığın değilim
    Bilir misin adresimi yerimi
    Var git aşık aradığın değilim

    Dedim ki;
    Senin de gözlerin derinden bakar
    Kiraz dudağından şerbetler akar
    O kara gözlerin kalbimi yakar
    Gitme güzel sevdiğime benzersin

    Dedi ki;
    Uğraşma boşuna dökme dilini
    Çabalama deremezsin gülümü
    Çok işim var kesme benim yolumu
    Var git aşık aradığın değilim


    Dedim ki;
    Benim gibi gönül dağın kar mıdır
    Ne gezersin aradığın yar mıdır
    Kimsin? Nesin? Bir sahibin var mıdır
    Gitme güzel sevdiğime benzersin

    Dedi ki;
    Kar eridi dağım ayva, nar benim
    Umanıma erişmesi zor benim
    Git başımdan bir sahibim var benim
    Var git aşık aradığın değilim

    Dedim ki;
    Sevdalıyım yar yar dönerim
    Bazı alevlenir, bazı sönerim
    Al yanaktan bir öpmezsem yanarım
    Gitme güzel sevdiğime benzersin

    Dedi ki;
    Uzak dur sokulma benim yanıma
    Öptüremem bu güzeli kınama
    İş yok bende, iş var diye sınama
    Var git aşık aradığın değilim

    Dedim ki;
    Hadi git galiba yolun uzundur
    Her sevdanın sonu mutlak hazindir
    Celaliyim aradığım hüzündür
    Var git güzel, sen sevdiğim değilsin

    Celali 30 Nisan 2008 Sivas

    Celalettin Tokmak

  • Han Zade
    Han Zade

    14.11.2008 - 08:50

    Gidiyordum-

    Gözlerimde hüzün yüreğimde bir telaş
    Bir yolun istemsiz yolcusuydum
    İnmem gereken bildiğim ilk duraktı
    Ama bütün duraklar bana uzaktı
    Yolculuk biletsiz malum kaçaktı
    Durup inecektim gönül korkaktı
    Varılan son durak ayrılık olacaktı
    Hazanda bir gül düşmüştü yüreğime,
    Ellerinin sıcaklığını koyarak ellerime
    Değerken nefesi yanan tenime
    Gidiyordum, hüzün yükleyip gözlerime

    31/10/2008

    Leyla Gül Varoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    13.11.2008 - 18:33

    Duymadın Yarim

    Kapına gelipte ağladım durdum
    Feryadı figanım duymadın yarim
    Hal hatır bahane ben seni sordum
    Feryatla ahımı duymadın yarim
    ***
    Sevgimi gizledim dile düşmedin
    Sağalmaz yaramı birgün deşmedin
    Susayan kalbimdi sen de çeşmeydin
    Feryatla yandığım duymadın yarim
    ***
    Yücelerden yüce oldun dilim de
    Tahtını kurmuştum yorgun kalbim de
    Nefesim olurdun benim sevgim de
    Feryatla kahrımı duymadın yarim
    ***
    Deliye dönerdim seni görünce
    Seninle dolardı ben de düşünce
    Melekem varırdı senle bilince
    Feryatla mahvımı duymadın yarim
    ***
    Ruhi sitemlerin duyunca ağlar
    Umarsız kalmıştır bağrını dağlar
    Hasretle umudu yüreğe bağlar
    İsyanla ahvalim duymadın yarim.
    09.11.2008/OLTU

    Ruhi Hatunoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    08.11.2008 - 15:02

    Pervane Böceği Susuzluğu (Deneme)

    Birilerinin şaşırtma isteği var bu günlerde. Bir yol bitimi son kez kararlar verilir. Son kez ellerin dokunuşundaki coşku, bir yemenideki oya kadar yakışan bir hüznü göstermeme çabası, bir avuç içindeki çizgi gibi yaşananlar, emanetlere eklenenler, bir ağır yol ayrımında sakin, dimdik durmaya çabalayan bir ruh. Birkaç yağmur damlası ve sonrası, ters yönlere adımlanan yol…

    Bu sevdaya yakışmıyor ayrılık, hakkını helal et değil bu başlangıcın sonu. Unut beni ne güzel bir kelime, unut da nasıl?
    Ortalığa dayanaksız salını verilen kelimeler. Nasıllar cevapsız kalır. Hüzün bastırılmalıdır, bu sevdanın en yakışanı bastırılmalı, gözden, gönülden ırak bırakılmalıdır. Sözler tutulmalı, hakikate varmalı, bir bir susulmalıdır gerçekler.
    Bu başlangıcın sonu… Yaşanmalı… Gerçekler…
    Asırlık çınar ağacı gibi mağrur, bedene açılan onca yaraya, bereye rağmen dimdik ayakta kalmaya ant içmiş çınar kadar ruh terk etse de yaşanmalı…
    Vuku bulan hakikat sarmalamalı bedeni, gerçeğe varmalı, susulmalı, susulmalı susamışlığı.

    Merhamet, çoktan raflardan indirilmiş leblebi tozu, terk edeli çok oldu insanlığı. Şimdilerde merhamet aranmıyor sevdada. Bizimse ilk akla gelenimiz. Eski dünyanın yaşayanları merhamet nice bir kelime? Merhamet, şefkat beklemiyor sevgili. Seninse elinde kalan bu eski dünya kırıntılarından başka neyin var yârine verecek.

    Gitmeli, mendile hapsedip yağmuru, bu dünya bize çok anlamsız…

    De nasıl?
    Gitmeli de nasıl?

    Yitik zamanın çocuğuyuz. Terklerin sonsuzluğunda geldik dünyaya. Onca terk ediliş ve biz, yürek dayanmıyor artık, yorgunlukların çocuğuyuz.

    Çok terk edildik ama terk etmeyi öğrenemedik onca yara berede.
    Nasıl nasıl kazanılır o yeti?
    Nasıl bırakılır gidilir sevilen?
    Nasıl gidilmeli?

    Birilerinin şaşırma isteği var bu günlerde…
    Kapı çalınsa istiyor.
    Hiç beklenmedik anda, sedaya uyansa bu yorgun beden…
    Sarf edilen sözler asılı kalmasa havada, sana en yakışan gelse, sevda sözlerine boğsan sevdalını.
    Sarmalasan merhametli kollarınla, korusan beden titreten soğuktan…
    Ruhun, yüreğin, zeytin karası gözlerine vurulduğun, iki damla gözyaşın geliverse.

    Rabbine açıldığın duaların gerçekleşse, görse sende saklı mutluluğu sevdan,
    Ömrünü adamışlığını fark etse, fark etse bu eski çağ dinozorunun ebedi sevdasını.
    Şaşırma isteğimiz var bu günlerde, sanırım şaşırtılmaya ihtiyacımız var.

    Hayrullah Kocasakal

    http://www.Antoloji.Com/hayrullah_kocasakal

  • Han Zade
    Han Zade

    06.11.2008 - 01:14

    Kıskanırdım!


    Gönül mahzende bade, aşkım yıllanmış şarap.
    Gündüzlerimde umman, gecelerimde serap.
    Sensiz tarumar oldum, bil ki virane harap
    Suçum günahım neydi? Âşık olmuştum ya Rab...
    Gündüzlerim müebbet, gecelerimse ağıt.
    Ben aşkı yazacaktım, reddediyordu kâğıt...

    Bendeki seni bilsen, sende böyle severdin.
    Aldığım nefeste gam, verdiğimde kederdin.
    Ecel ol, canımı al, bunu da reddederdin!
    Sana ne desem azdı, sen bir ömre bedeldin...
    Ezeli, ebediydin, sanma ki usanırdım.
    Yağan kar, esen yelden, kendimden kıskanırdım...

    Ali Garbioğlu

Toplam 776 mesaj bulundu