Han Zade Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkında ...

  • Han Zade
    Han Zade

    06.06.2009 - 17:39

    Seyit Kılıç -Ey Nebi

    Suya hasret çöllere kanlanmış asırlardan
    Zamanın en hasına gözde bir sultan düştü
    Kurtuldu kara tarih küf kokulu sırlardan
    Kirlenmiş perdelerin nakışına tan düştü

    Bulutlar gözü yaşlı yağmurlarla bekledi
    Nefret kokan bir çağa gül kokusu ekledi

    Uyuyan bir insanlık uyandı senin ile
    Güneşin şavkı çöktü gül çehreli yüzlere
    Merhamet deryasından şefkat vurdu sahile
    Seninle umut yağdı göklerden öksüzlere

    İsa’nın son müjdesi, İbrahim’in duası
    Âmine’nin rüyada gördüğü kutlu Nebi
    Ebu Kubeys dağında doğan büyük davası
    Aydınlattı Yemeni, Hadramevti, Halebi

    Yeşerdi tüm kâinat parmağında ki suyla
    Güller bir başka açtı Nebi’nin kokusuyla

    Âsuman’ın çehresi değişti senin ile
    Yıldızlar gecelerin saçlarını tarıyor
    Nasipsizler son Nebi bekliyorlar nâfile
    Bahîra bulutlarda kendini kurtarıyor

    Yeryüzünde çiçekler başka açtı bu bahar
    Kâinat bu muştuyla gülüyordu aheste
    Yönünü en nadide güne dönmüştü seher
    Bülbüller bile mesrur ötüyordu kafeste

    Mudar’ın tüm putları birer birer yıkıldı
    Utancın tarihinden Nebî ile çıkıldı

    Kırk yaşında nur doğdu Hirâ’da senin ile
    Bulutlar selamını Uhud’a dek taşıyor
    Mahrumiyet düşüyor gökten Ebu Cehil’e
    Ömer, Erkam yolunda Nebî’ye ulaşıyor

    Varaka heyecanlı Hadice’nin sesinde
    “Ah! Diyordu Ey Nebi, seni kovduğu günde
    yanında ben olsaydım kavminin ensesinde
    seninle ağlar idim, gülerdim güldüğünde”

    Vücudunu Taif’te siper eder iken Zeyd
    Musab’ın ellerinde Hudayr’ın oğlu Useyd

    Akâbe’de yazıldı bir tarih senin ile
    Yesrip bir medeniyet oldu talih kuşunda
    Hicret ile yürüdü halk, kafile kafile
    Necaşi zor sınavın en mesrur yokuşunda

    Müşrikler Sevr’e geldi örümcek ağı perde
    Süraka iz peşinde Ebu Bekir muzdarip
    Nebi’de teslimiyet, mucizeler siperde
    “Korkma ey arkadaşım Allah bırakmaz garip”

    Vedâ tepesinde gün doğar peygamber ile
    Nur’a gark ediyordu ulaştığı her yeri
    Vardı şanslı mekana Kuba’daki menzile
    Eyyub el-Ensarî’nin daha arttı değeri

    Sevdi bütün kâinat Allah sevmişti O’nu
    Mutluluk yağmurları döküyordu asuman
    Zorba krallıkların görünüyordu sonu
    O’nu bir rahmet gibi kucaklamıştı zaman

    Ey mazlumlar ağlayın, rahmet: gözün döktüğü
    Hatırlayın nasıl da inler hurma kütüğü

    Batıl zail olmuştu Hak geldi senin ile
    Bir bir yıkılıyordu Lat, Menat,Uzza; Hübel
    Merhamet deryasından, rahmet sızar cahile
    Bekliyor zaman yine Ey Nebi, bekletme gel

    Ey yiğit Sümeyye’ler, Ey İslam’ın kızları
    Kurtuldunuz kan sızan utanç duvarlarından
    Şimdi bir başka doğar ümmetin yıldızları
    Karanlığı sıyırır bir çağın esrarından

    Zemzemin suyu damlar siyah kaküllerinden
    Misk kokusu duyulur çehrende güllerinden

    Zaman seni bekliyor sünnetinle gel artık
    Kararmış umutlara nur gibi doğmaz mısın
    Tanımaz Sen’in nurun ne yar, ne engel artık
    Hüsran bulutlarını nurunla boğmaz mısın

    Seyit Kılıç

  • Han Zade
    Han Zade

    06.06.2009 - 16:37

    ne zaman geleceksin

    Bu sevda gönlümde sönüp
    Bitince mi geleceksin
    Çamurlu yollarda kalıp
    Batınca mı geleceksin

    Değdin gönül otağıma
    Sel akıttın batağıma
    Sensiz buzdan yatağıma
    Yatınca mı geleceksin

    Al kendini koy yerime
    Bir cevap ver bu deline
    Ortalığı birbirine
    Katınca mı geleceksin

    Bulandırıp nehirleri
    Viran edip şehirleri
    Şerbet diye zehirleri
    Yutunca mı geleceksin

    Ağlatırsın için için
    Sesin çıkmaz söyle niçin
    Bu yüreğim ağyar için
    Atınca mı geleceksin

    Tıpkı Celal’in dediği
    Aşamadın bir gediği
    Serimde ecel düdüğü
    Ötünce mi geleceksin

    13 Aralık 2007 Sivas

    Celalettin TOKMAK

  • Han Zade
    Han Zade

    06.06.2009 - 01:40

    SENSİZLİĞİN KALDI BENDE

    Bu kaçıncı şiirim sana
    Kaçıncı duygulanışım unuttum.
    Bir seni unutmadım,
    Unutamam şafak saçlım
    Caferağalım.

    Yüreğimin bir yerlerinde yasak Mercan
    İçinde sen.
    Sen
    Bambaşka yüklendin bu gece omuzlarıma,
    Bambaşka aktın gözlerimden

    Bu gece bütün İstanbul sustu,
    Barları, pavyonları,
    Tüm radyoları susturdu
    Derin derin nefeslerim
    içimin offları.

    Ahh
    Şimdi Mercan da olmak vardı,
    Seni dolu dolu yaşamak.
    Girip deniz dibine,
    Diyarbakır çömelmesi yapıp
    Sensizliğe ağlamak vardı tuzlu tuzlu..
    Rüzgarın ağaçlara söylettiği
    Kürdün gelinini dinlemek vardı
    Sarmak vardı gelini kollarıma
    Öpmek,
    dolusun doluya koklamak.

    Yani beğendin mi yaptığını be kadın
    Şu halime bak
    Hem Mercan yasak
    hem sen yasaksıın.

    Artık cebimin ekranında
    'miladım arıyor '
    diye bir yazı da çıkmıyor.
    Biliyor musun
    tüm zil seslerini kapattım.
    Bir tek sana mahsus yaptım'sen imkansızsın'
    sensizlik imkansız' melodisini.
    Ne sesin geliyor
    Ne melodin çalıyor artık,
    İyice imkansızlaştın.

    Bari bir yerlerden bir mesaj yaz
    Mercan yasağını kaldır.
    12 eylül muhtırası gibi
    İçime işlettin verdiğim sözü.

    Bir tek seni unutamadım.
    gamsızlığını,
    Vefasızlığını birde.
    Nasıl unutabilirim ki;
    sensizliğin kaldı bende.

    Bekir UĞURLU

  • Han Zade
    Han Zade

    05.06.2009 - 22:08

    Hüzün Şarkısı

    Bir rüzgâr gibi
    Dokundu keder yüreğime
    Elemler can verdi gözbebeklerimde
    Kızıla boyandı duygularım
    En nadide çiçekler üşüdü
    Sol yanıma cemre düşüne
    Bahar utandı
    Filizlendi hazan mevsiminde
    Hüzzam şarkıları kemanımda
    Allah’ım
    Bu nasıl andı
    Her şey yandı
    Nefesimin dokunduğu her şey!
    Beni serseri sanan
    Beni anlamayandı
    Koydu kilitledi döşüne
    Boynu bükük bir mahkûm gibi
    Hücrelerime dek işledi ayrılığın buz gibi nefesi
    Dokundu yüreğime
    Elem ve hüzün

    Yusuf Öztürk

  • Han Zade
    Han Zade

    05.06.2009 - 20:57

    Oğul...

    Davran oğul silkin hele göreyim seni
    Paslı kılıçları kından sıyırmak gerek
    Sen yay ol ben günbatıya gereyim seni
    Hak ile batılı anda ayırmak gerek

    Sen ey oğul, sen tarihle aynı yaşıtsın
    Bir ateş yak yeni baştan arzı üşütsün
    Bir ün ver ta Altaylar'dan Tuna işitsin
    Türkünü cümle cihana duyurmak gerek

    Zulme, zalime hiddetin Yavuz'ca olsun
    'Töre'nle yaşa adabın Oğuz'ca olsun
    Mazlumlara muhabbetin Yunus'ca olsun
    Açığı giydirmek, açı doyurmak gerek.

    05/06/2009

    Ümit Karataş

  • Han Zade
    Han Zade

    04.06.2009 - 17:41

    Sana Doğru

    Sana ulaşan yoldur adımladığım
    Yönüm hep sanadır yar gelişim sana
    Sensin ecelim gibi yudumladığım
    Ölüm...Başım üstüne gülüşüm sana

    Seneler çabuk geçmiş yıllanmış sevdam
    Yalım alaz içinde küllenmiş sevdam
    Eli böğrüne düşmüş dillenmiş sevdam
    Boynu bükük ve mahzun kalışım sana


    Ümit Karataş

  • Han Zade
    Han Zade

    03.06.2009 - 14:30

    [[[]]]Darağacındaki başın yalan[[[]]]

    Parlayıp parlayıp, sönüşün yalan
    Sahte aldatıcı gülüşün yalan
    Az mı aldattın bu yüreği
    Gidişin gibi dönüşün de yalan.
    Terk edişin gibi sevişin de yalan
    Kendini pişman edişinde yalan
    Yıllar yaşananlara şahit
    Var oluşun gibi bitişinde yalan.
    Yanağından dökülen gözyaşın yalan
    Baharın sahte...Kışın yalan
    Bak...bedelini ben ödüyorum
    Senin darağacındaki başın yalan.
    Kendin gibi gözlerin de yalan
    Bana verdiğin sözlerin de yalan
    Bekle sabah olacak desen de
    Sahtekar...senin gündüzlerin de yalan.
    Rüyalar acıtıcı...geceler yalan
    Uydurduğun bilmeceler yalan
    Sen dünden bahsediyorsun ama
    Bence çok daha önceler yalan.
    Dünyama dışardan bakışın yalan
    Yüreğime sevgiyle akışın yalan
    Gök gibi gürlüyorsun ama...
    Şimşek gibi çakışın yalan.

    Kemal Yazan

  • Han Zade
    Han Zade

    01.06.2009 - 03:01

    Adını Koyamadığım
    Sen adını koyamadığım
    Sen yaşanmadan da bana sevmenin ne olduğunu anlatan
    Hiçbir zaman kimseden görmediğim
    Yakınlığı hissettirensin
    Uzun geceler boyu seninleydim
    Yanımda olmasan da seninleydim ben
    Gözlerin gözlerim de,ellerin ellerim de
    Seninleydim ben
    Sen adını koyamadığım
    Romantik bir şarkıda dans ettiğim
    Rüyalarımı süsleyen
    Hayalimde yaşattığım
    Adını koyamadığım
    Gizli sevdamsın


    Mehtap Onan

  • Han Zade
    Han Zade

    31.05.2009 - 23:14

    Gözlerin

    Belki de ben sana âşık olmazdım
    Öyle bakmasaydı eğer gözlerin
    Uğruna her şeyi göze almazdım
    Bin beter çileye değer gözlerin

    Dizlerim titrerdi gördüğüm anda
    Donup kalırdım hep ellerim yanda
    Nasıl oldu bilmem kısa zamanda
    Kanıma işlemiş meğer gözlerin

    Çalınan uykumun hırsızıdırlar
    İşte tam şuramda bir sızıdırlar
    Her gece mehtabın yıldızıdırlar
    Her sabah güneşle doğar gözlerin

    Peşinde pervane döner gezerim
    Sana göz koyanı yıkar ezerim
    Sen canımı iste,nasıl üzerim
    Korkarım sellerce yağar gözlerin

    Bir bakış bu kadar zarif mi olur
    Öyle kolay kolay tarif mi olur
    Sırrını çözen de ârif mi olur
    Beni mânâlara boğar gözlerin

    Böyle bir güzellik dile zor gelir
    Kaleme kâğıda bu iş ar gelir
    Cümleler yetersiz lûgat dar gelir
    Hangi iltifata sığar gözlerin
    Her türlü cefaya değer gözlerin

    Hasan Hüseyin Yılmaz

  • Han Zade
    Han Zade

    29.05.2009 - 23:48

    Maralım


    Bu gün güneşim özlem ufuklarından yakıyor tenimi
    Dağların nefesi ürkütüyor beni
    Gözlerime sonbahar hakim, yanaklarımda yağmurlar.
    Hasret dallarına konmuş güvercin misali
    Yelkeni parcalanmış sal gibiyim
    Kırbaclanır her gün yüreğim
    Gurbetin sessiz türküsü gırtlağıma tıkanmış
    Salkım salkım damlar hasretin içime
    Ufukların kucakladığı ay ışığına yansır gözlerin
    Gecenin bir ayazında cigara ziftlenir,dumanından okurum seni
    Çatlayan avucumun içinde resmine bulanır gözyaşlarım
    Ey benim sarı yoncadan nazlı maralım
    Nezaman yakınlaşır uzaklar
    Buralarda şehir dağ gibi düşer üstüme
    Zaman bir adım onumde
    Güz aylarına mahküm çıplak çınar ağacı gibiyim
    Dudaklarıma bulanır, gözlerimden akan sen
    Nemrut yamaçlarına yapışmış bir dal gibiyim
    Köklerim yorgun.
    Dön artık nolursun,
    nefesim seni aracasına,
    Hergün biraz daha terkediyor...

    ismail Akman


    http://www.turklove.com/ani/flash/sevgiAsk/maralim025.asp

  • Han Zade
    Han Zade

    29.05.2009 - 18:16

    öldürbeni


    Gönül yaslıdır dağında
    Diken gül kokar bağında
    Sevdası ateş bağrımda
    Öldür beni kurtulayım

    Balık özlem duyar suya
    Göçmen kuş dönmez yuvaya
    Melhem olmadın yaraya
    Öldür beni kurtulayım

    Ateşden gömlek giydiğim
    Sabır aş diye yediğim
    Bey hüda geçti gençliğim
    Öldür beni kurtulayım


    alıntı

  • Han Zade
    Han Zade

    29.05.2009 - 00:08

    (((* Defolup Gitsinler! *)))

    Bu cennet vatanı, al bayrağımı,
    Sevmeyi bilmeyen defolup gitsin!
    Zorla tutmuyoruz, zorla kimseyi,
    Kalmak istemeyen defolup gitsin!

    Yurdumuz Türkiye, bayrak simgemiz,
    İslam’dır dinimiz, Türkçe dilimiz,
    Vatan, millet bizim kutsal sevgimiz,
    Saygı göstermeyen defolup gitsin!

    Misak-ı Milli’yle çizilmiş sınır,
    Türk, Kürt birbirini çok iyi tanır,
    Kız alır, kız verir, ekmek paylaşır,
    Paylaşmak bilmeyen defolup gitsin!

    Çıkar için üç beş para babası,
    Yaptılar ülkemi terör yuvası.
    Ağladı otuz bin canın anası,
    Ağlatan köpekler defolup gitsin!

    AB sofrasına çöküp oturan,
    Bizim sırtımıza bıçak saplayan,
    Otonomi diye hop hop hoplayan,
    Ayrılıkçı itler defolup gitsin!

    Aslan kesilmesin bitler, pireler
    Uyanır uykudan, öldürür eller,
    Varsa Türkiye’mden çok rahat yerler,
    Asalak pireler defolup gitsin!

    Var mıdır doğunun, batıdan farkı?
    İşi zorlaştıran, iklimin çarkı,
    Ayrım yapmadık biz, bölmedik ırkı,
    Kardeşlik bilmeyen defolup gitsin!

    İsmail’im gezdim Çölemerik'de,
    Gördüm, Çanakkale daha geride,
    İbadet ederiz aynı camide,
    Dinsizlik isteyen defolup gitsin!
    ...................................İSMAİL SAĞIR

  • Han Zade
    Han Zade

    28.05.2009 - 13:10

    NİÇİN AĞLIYORSUN?


    Küçük bir erkek çocuk, annesine sordu: 'Niçin ağlıyorsun? '

    'Çünkü ben kadınım.' Diye cevapladı annesi.

    'Anlamadım! ' dedi çocuk. Annesi, çocuğu kucaklayıp

    'Hiç bir zaman anlayamayacaksın! ' dedi.

    Babasına 'Baba, annem niçin ağlıyor? ' diye sordu.

    Babanın cevabı: 'Bütün kadınlar

    sebepsiz ağlayabilen yapıdadır' oldu.

    Küçük çocuk büyüdü, yetişkin adam oldu, halâ

    kadınların niçin ağladıklarını keşfedemedi.

    Nihayet öldükten sonra cennete gittiğinde Allah'a sordu.

    'Allahım! ' dedi: 'Kadınlar

    niçin bu kadar kolay ağlayabiliyorlar? '

    Allah:'Ben kadınları özel yarattım! Tüm yaşamın

    ağırlığını taşıyabilecek kuvvette olmasına rağmen

    başkalarına teselli verecek kadar yumuşak omuzlar,

    doğumun acısına olduğu kadar doğurdukları evlatlarının

    nankörlüğüne dayanabilecek iç kuvvetini verdim.

    Başkalarının kuvvetinin kalmadığında;

    devam edecek azmi,

    ailesinin hastalığında; yorgunluğa

    pabuç bıraktırmayacak kudreti verdim.

    Her türlü şart altında,

    hatta kendilerini çok kötü incitseler de,

    çocuklarını sevmek duygusallığını verdim.

    Bu duygusallık her yaştaki çocuklarının

    yaralarını sarmalarına, sorunlarını dinleyip

    paylaşmalarına yardım ediyor.

    Kocalarını tüm kusurlarıyla sevmek kuvvetini verdim.

    Onlara iyi bir kocanın eşini asla incitmeyeceğini fakat

    bazen destek ve kuvvetini deneyecek davranışlarda

    bulunacağını anlayacak duyarlı bir zeka verdim.

    Tek zayıflık olarak kadınlara bir gözyaşı verdim...

    Tamamen kendilerinin sahip oldukları,

    ihtiyaçları olduğunda kullanmak üzere.

    İnsanlık için bir gözyaşı...' diye cevapladı...

    Kadını güzel yapan şey ne saçı, ne vücudu,

    ne de kendini ne şekilde taşıdığıdır.

    Kadını esas güzel yapan sevgisini paylaşabilmesi,

    fedakarlığı, sorumluluğu, anlayışı, sadece bilgiye

    değil aynı zamanda kalbe de yönelik aklıdır.




    Alıntı

  • Han Zade
    Han Zade

    28.05.2009 - 01:09

    gücüm yok elveda demeye

    ve gidiyorsun işte
    onca yaşanmışlıklar bir ayrılığın derinliklerinde kayboluyor.
    çaresiz susmalar kalıyor yine bana.
    inimde derin çığlıklar,
    gözlerin dalga dalda boğuyor beni...

    biliyorum tesellsi yok ayrılıkların giden bir daha dönmeyecekse,hiç bir söz bişey ifade edemez yürek hayata sağırdır artık.

    giden gider ve sen mayınlı bir hasretin yolunda dağılır kalırsın.

    ve gidiyorsun işte,gücüm yok elveda demeye...


    ' Bugün gözlerini kapattın umudun karanlığına,
    sabret elbet açacaksın gözlerini başka bir umudun sabahına.'

    hüzünlü bir gece,şimdi
    uyku tutmuyor yokluğunda
    oturuyorum,karşımda
    ışıl ışıl geceliğiyle ankara...

    anıları demleyip
    koyu bir sensizlik içiyorum şimdi...


    alıntı

  • Han Zade
    Han Zade

    26.05.2009 - 15:52

    GÖZLERİNDE HÜZÜN
    YÜREĞİNDE SEVDA ATEŞİ VAR
    AĞLAMA ÇOCUK SENİ ANLAYANDA ÇIKAR
    BELKİ KIZIYORSUN KENDİNE
    NEDEN O, NEDEN DİYE
    ANLAMAK İÇİN UĞRAŞMA ÇOCUK ANLAYAMASIN

    İÇİMDE ESEN ŞU FIRTINA BİTSİN DİYORSUN
    AĞLAYAN GÖZLERİM DİNSİN DİYORSUN
    ŞU KANAYAN YARAMA MELHEM OLSUN DİYORSUN
    OLDUMU! ÇOCUK OLDU MU? SÖYLE
    İÇİNDE ESEN FIRTINA DURDU MU?
    YA GÖZLERİNDEKİ PINAR SUSTU MU?
    YA KANAYAN YARAN BAŞ TUTTU MU?

    KÖRÜ KÖRÜNE BAĞLANMA ÇOÇUK
    GÖZLERİNİ AÇ ETRAFINA BAK
    YALAN YANLIŞMIŞ SEVDA DENEN ŞEY DERSİN
    NERDEN DÜŞTÜM BU YANGINA DERSİN
    DERTLERE ÇARE BULUNMUYOR DERSİN
    YOL YAKINKEN DÖN ÇOCUK
    DÖNNNNNNNN……

    BIRAK KANASIN YARAN, BELKİ İYİLEŞİR ZAMANLA
    DERTLER BİTER, BELKİ DURULUR ZAMANLA
    YÜREĞİNİN ATEŞİ, BELKİ KÜL OLUR ZAMANLA
    AYAKTA DURMAYA ÇALIŞ ÇOCUK DURMAYA ÇALIŞŞŞ

    GÖZLERİN AÇILINCA BİR DAHA YANILMAM DİYORSUN
    İKİ TATLI SÖZE KANIP TEKRAR YANILIYORSUN
    YETER ARTIK KÜÇÜK ÇOCUK BÜYÜ ARTIK BÜYÜ
    ETRAFINA BAK DA UYAN ARTIK AÇ GÖZLERİNİ

    İNSANOĞLU ZALİMDİR, VEFASIZDIR
    ANLA HAYATIN OYUNLARINI ANLA ARTIK
    ZAMANIN DOLDU BÜYÜ ÇOCUK BÜYÜ
    BÜYÜDE HAYATIN CİLVESİNE KARŞI DİMDİK DUR ÇOCUK


    17. 01. 2004 A.EREN




    YİNE YALNIZIM
    TEK BAŞIMA DOLAŞIYORUM KARANLIK SOKAKLARI
    KAYBOLMUŞ GİBİYİM SENSİZ
    BAZEN DİYORUM
    BIRAK GEÇMİŞ GÜNLERİ SADECE GÖNLÜM HATIRLASIN DİYE

    AMA DAYANILMAZ BİR ACI BU İÇİMDEKİ
    AŞK ADINA ALDIĞIN SOLUKLAR
    BOĞAZIMDA DÜĞÜMLENİYORDU
    BANA İNAT YİNE YĞMUR YAĞIYOR
    BÜTÜN SEVGİLERİ İÇİMDEN ATIP
    YOK OLMAK GELDİ AKLIMA

    YİNE YALNIZIM BU ŞEHİRDE
    UYKULAR HARAM BANA
    BAK GEÇİYORUM MEVSİM GİBİ KAPINDAN
    BENİ FARKETMESEN BİLE
    BEN SENİ HAYALİMDE TEK ÇİZGİ OLARAK ÇİZDİM
    SEN BİLMESEN BİLE
    İŞTE BEN SENİ ÖLESİYE SEVDİM

    YİNE YALNIZIM, ÇARESİZİM
    SENSİZLİK KADAR KÖTÜ BİŞEY YOKMUŞ
    İÇİMDEKİ HASRET HERŞEYE BEDELMİŞ
    SEN ‘’SENİ SEVDİĞİMİ BİLMESEN BİLE’’
    İŞTE BENDEKKİ ÖYLE BİR TUTKUYDU Kİ SANA KARŞI

    SÖKÜP ATAMADIĞIM KİMSELERE SATAMADIĞIM
    SEN İŞTE ÖYLESİNE İÇİMDEYDİN Kİ
    SENSİZ BİLE SENİ YAŞIYORDUM
    BİLİYORUM SEN BENİM YAĞMURLARIMDA GEZEMEZSİN ÜŞÜRSÜN
    AMA BİLİYORMUSUN
    BEN SENİN ESTİRSİĞİN FIRTINADA BİLE DİMDİK AYAKTA DURDUM
    BEN İŞTE SENİ ÖYLE SEVDİM
    SEN SEVİLDİĞİNİ BİLMESEN BİLE

    YİNE YALNIZIM ÖLÜMÜN SOĞUKLUĞUNDA
    SANA GEL DİYEMEZDİM
    ÇÜNKÜ SEN SIMSICAKTIN
    UNUTAMIYORDUM O AN BİLE AKLIMDAN ÇIKMIYORDUN
    DELİ GİBİ SEVMİŞİM SENİ
    BEN BİLE BU KADARINI UMMAZDIM KENDİMDEN
    YOKLUĞUN ÖLÜMMÜŞ MEĞER ANLAYAMAMIŞIM
    TAKİ ÖLÜMÜN SESSİZLİĞİNİ İÇİMDE HİSSEDENE KADAR
    BEN İŞTE SENİ ÖYLE SEVVDİM
    BEN MUTLULUĞU BİLE SENSİZLİKTE ARAMIŞTIM
    SEN MUTLU OL DİYE
    ÇÜNKÜ BEN SENİ ÖLESİYE SEVDİM…..



    23. 01. 2004 A. EREN



    AVUNTU

    BİR GÜN DAHA BİTTİ İŞTE YİNE SENSİZ
    İÇİMDE ESEN FIRTINADAN HABERSİZCE
    GEÇİP GİTTİN YİNE HAYATIMDAN
    TAM BULDUM DERKEN YOK OLDUN SESSİZCE
    ARTIK AĞLAMIYORUM BİLİYORMUSUN SENSİZİM DİYE
    HAYATTA YÜZLEŞMEYİ ÖĞRENDİM
    SEN GİTTİKTEN SONRA
    YENİ BİR DÜNYA KURDUM KENDİME
    YAPAYALNNIZ TEK BAŞIMA
    SENİ GÖRÜNCE DÜNYAM YIKILDI
    MEĞERKİ HERŞEY SADECE AVUNTUYMUŞ


    19. 03. 2004 A. EREN

  • Han Zade
    Han Zade

    26.05.2009 - 13:42

    Mühür Gözlerine Bakmadan Önce

    Ben aşkı sevdayı duymamıştım hiç
    Mühür gözlerine bakmadan önce
    Ağyarı gönlüme koymamıştım hiç
    Mühür gözlerine bakmadan önce

    Bunca gam yükünü yüklenmiyordum
    Dal budak verip de köklenmiyordum
    Kadere, talihe diklenmiyordum
    Mühür gözlerine bakmadan önce

    Ayağın altında hasır değildim
    Kâle alınmayan, küsur değildim
    Bu garip sevdaya esir değildim
    Mühür gözlerine bakmadan önce

    Sevdanın nehrinde bulanırmıydım
    Aşkın eğesinde bilenirmiydim
    Böyle deli gibi dolanırmıydım
    Mühür gözlerine bakmadan önce

    Sevgi neydi, yürek nasıl yanardı
    Koç yiğitler etrafımda dönerdi
    Görenler Zal oğlu Rüstem sanardı
    Mühür gözlerine bakmadan önce

    Celâle bakanlar hele derlerdi
    Güzeller uğruna öle derlerdi
    Top, tüfek işlemez kale derlerdi
    Mühür gözlerine bakmadan önce

    Celalettin Tokmak (Mevrik)

  • Han Zade
    Han Zade

    25.05.2009 - 18:17

    Ey Oğul

    Ey oğul, insan, suratın asmaz,
    Tevazûya kafa, yoranlardan ol…
    Yerdeki yüze, kimseler basmaz,
    Yüzünü yerlere, sürenlerden ol…

    İlimin irfanın, önemi mâlûm,
    Kör kalma, onunla, eyle de talim,
    Gün gelip kemâlde, olursan âlim,
    Cehalet zincirin, kıranlardan ol…


    Kulun kalbi, günde kırk kez, yoklanır,
    Kibirden ıraklar, yunur paklanır,
    “Yiğit gölgesinde, yiğit saklanır.”
    Düşküne kol kanat, gerenlerden ol…

    İyiye iyilik, “her” kulun işi,
    Kötüye iyilik, “er” kulun işi,
    Her iki cihanda, yer bulur kişi,
    Sen bunun sırrına, erenlerden ol…

    İnsan ne yaparsa, kendine yapar! ,
    Ele tuzak kursan, ilk seni kapar,
    Nefsine uyanlar, yolundan sapar,
    Gururuna bir gem, vuranlardan ol…

    Adamı küçülten, yalanla riya,
    Yücelten dürüstlük, vakarla haya,
    İnsanlık denilen, engin deryaya,
    Üşenip çekinme, girenlerden ol…

    Baban bile olsa, çekme sözünü,
    Budaksa da, esirgeme, gözünü,
    Daima Hakk’a, tam tut özünü,
    Doğruyu arayan, soranlardan ol…

    Mevlâ yerden, gökten, verir cömerde.
    Sakın ha, sırrını açma, nâmerde
    Korkma, gövdeni bas, merdoğlu merde,
    Azmış yaraları, saranlardan ol…

    Şakülü kendine, tut elden önce,
    Tartıda hassas ol, ölçüde ince,
    Zalime eğilip, bükülme bence,
    Mazluma el pençe, duranlardan ol…

    Rezil, rüsva olma, ele, âleme,
    Kötüyle dost olup, gönül eyleme
    Aman, el kızına, pek bel bağlama…(!)
    O hassas dengeyi,kuranlardan ol…

    İnsanın başına, gelmedik olmaz,
    Dünyada geçmedik, kara gün kalmaz,
    Hak yolun yolcusu, asla yorulmaz,
    Gerekirse canın, verenlerden ol…

    KURTOĞLU’m söyler de, kendisi tutmaz! ,
    Amelsiz nasihat, beş para etmez,
    Şundan ötesine, pek aklım yetmez,
    İnsanı insanca, görenlerden ol…

    Rifat Kurtoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    24.05.2009 - 15:15

    BÖYLE SEVDİM İŞTE

    Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni
    gören.
    Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka
    yerde
    olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,
    orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu
    kadar
    kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden
    ne
    ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

    Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım
    seninle. çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin
    renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin
    pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın
    bir
    ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize
    tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

    Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar
    gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En
    kızgın,
    en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
    İçimdeki
    sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi
    ve
    ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
    olduğunu anladım seninle...

    Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
    yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden
    tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
    Menzil
    sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok
    edebilirdim.
    Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana
    ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
    girebilirdin.

    Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,
    gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
    olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.
    Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni
    ve o
    doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu
    zaman.
    Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
    yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

    Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün
    yenilendim.
    Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
    Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

    Sevdim işte ötesi yok...

    alıntı

  • Han Zade
    Han Zade

    24.05.2009 - 12:19

    BAHARIN GÜNLERİ

    Bana nisbet için eyliyor eda
    Halinle işittim bende bir nida
    Felek şu halimle kılmadı cüda
    Baharın günleri kara geliyor.

    Gelirim bir anda ver bana ara
    Geçiyor günlerim karadır kara
    Mevla emreyledi açıldı yara
    Baharın günleri kara geliyor.

    Şu hayatım attı, attı şu nara
    Kaldım şu cihanda bende avara
    Koyma yüce Mevla koymaya zara
    Baharın günleri kara geliyor.

    Bir keklik ötüyor karşı kayada
    Kanadım kırıldı kaldım burada
    Naçarı biçare oldum arada
    Baharın günleri kara geliyor.

    FAZLI ne söylersin neyin var burda
    Mevla bırakmasın kulunu darda
    Kısmet eder ise dönersin yurda
    Baharın günleri kara geliyor.

    Fazlı YILMAZ

  • Han Zade
    Han Zade

    23.05.2009 - 16:32

    Canımı da Alsaydın...

    Sendin umutlarımın en azılı katili
    Öldürdün yüreğimi, canımı da alsaydın
    Akıtsaydın yerlere dökseydin al kanımı
    İçimde sevgin kalan yanımı da alsaydın

    Sensiz yaşamaktansa ölmek bana revadır
    Ne gözümde para, pul ne şöhret aşkı vardır
    Sevdansız dünya bana inan ki dört duvardır
    Harcadın dünlerimi yarını da alsaydın...

    (17 Mart 2009 Pınarbaşı/kayseri)

    Doğan Yıldız

  • Han Zade
    Han Zade

    23.05.2009 - 12:30

    ACIYAN YANIM YALNIZLIK..!

    Biliyorum yorgunsun.
    Acıyan yanım da yorgun.
    Acıyan yanım kış.
    Acıyan yanım hasret.
    Acıyan yanım yalnızlık.
    Acıyan yanım sensin.
    Sen neredesin..?

    Nerede üşüyor yüreğin.?
    Saçlarıma dokunan ellerin
    Boşlukları mı sarıyor.?
    Biliyorum aramızda yatan
    Uzaklığa gülümsüyorsun.
    Acıya gülmektir bu.
    Acıya gülmek bizim dilimizde
    Sevdadan geçmektir..

    Biliyorum yorgunsun.!
    Gidişler böyle yorgun mu bırakır insanı.?
    Geride kalanı böyle yalnız mı.?
    Hüzün kokuyor yalnızlığım.
    Ağlayışlarımı yutkunuyorum
    Hüzünlü bir melodinin geçiminde..!

    YALNIZLIĞIM...
    YANIMDA KİMSE OLMADAĞINDAN DEĞİL...
    SEN OLMADIĞINDANDIR...! ! !

  • Han Zade
    Han Zade

    23.05.2009 - 00:50

    Gittin Vefasız

    Kökünden kopardın, kanatlarımı,
    Niye böyle, çekip gittin, vefasız? ...
    Dağlar kadar yüce, umutlarımı,
    Birer, birer yıkıp gittin, vefasız

    Hasretinle kaldım, vatansız, elsiz,
    Viran gönül bağım, bülbülsüz, gülsüz,
    Bağrım kavruluyor, dumansız, külsüz,
    Cayır, cayır, yakıp gittin, vefasız…

    Zından oldu dünyam, erken mi erken,
    Reva mı bu zulüm, yaşamak varken?
    “Ömrüm boyunca hep, seninim.” Derken,
    Ne de çabuk, bıkıp gittin, vefasız…

    Rifat Kurtoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    22.05.2009 - 14:17

    MEKTUP

    Ya işte böyle gözüm, bakıyorum da şunlara, şaşıyorum.
    Canım sıkılıyor, Allah canımı alsın.
    Zengin babaları sayesinde, lüks arabalarla, gündelik sevgili değiştiren,
    aşkı ve sevdayı iki öpücük zannedenlere kızıyorum.
    Kızdığım gibi de acıyorum. Bana ne diyemiyorum işte.
    Takıyorum kafama. Bölüyorum uykularımı.
    Çünkü bu gençlik bizim bizim..
    Anlat anlat diyorsun ya ikide bir,
    yaralı yüreğimle yaralamak istemezdim seni.
    Ama sevda ne demek, ama gönül ne demek, vefa ne demek
    ve ben seni nasıl sevmişim vay vay ki vay.
    Ben, insanların toprakla haşır neşir olduğu,
    çocuklarına helal lokma için terlerini toprağa akıtan,
    eli nasırlı mı nasırlı, yüzü güneş yanığı, gönlü ezelden yanık,
    güneşin toprakla öpüştüğü, buram buram dert, buram buram hasret,
    buram buram sevda kokan, hürriyet sevdalısı milyonlarca gençten biriyim.
    Anam, abdestsiz göğsünü vermemiş bana,ola ki Allah'a ola ki Vatana,
    ve ola ki sevdiklerine ihanet eder diye.
    Anamın ak ve helal sütünden midir nedir?
    Vefasızlığın v' si yoktur kitabımızda.
    Hele güzelim sevdiğini yarı yolda bırakmak
    nankörlüğün ve namertliğin en adisi budur işte.
    Gönül dersen gönül, yürek dersen yürek, aşk dersen aşk,
    bırak duygularımı yüreğimde.
    Yüreğimde bul kendini.
    Gel gör ki nasıl sevmişim seni, vah vah.
    18'inde deli taylara benzer kızlarımız,
    geçit vermez yüce dağ gibi heybetli,
    şahin bakışlarında mertlik ama yufkadır yürekleri.
    Onlar ki sevdiklerine toprak kadar vefalı onlar ki sevdiklerine gün gibi,
    güneş gibi sadık, kardelen çiçekleri kadar sabırlı, ki onlarda iffet, ki onlarda edep.
    Onlar sevdiler mi başka severler güzelim.
    21.asırda ne Karacaoğlan' ı ne Köroğlu' nu ne de Ferhat'ı aratır yiğitlerimiz.
    Gönül, bu ya hep ulaşılmaz, erişilmez dallara bağlanır.
    Çile ise çile dert ise dert, pes etmek mi asla.
    Ve yiğitliğin kitabı yazılmaz gülüm.
    Yiğitlik yürekte gönülde gizlidir.
    Yiğitlik sadece bilekte değil.
    Bizi biz eden bizi farklı kılan bu düşüncemiz bu gönlümüz.
    Çünkü biz sevdiğimizi iki öpücük niyetine değil,
    Allah'ın bir emanet kuşu bilip,
    bir ömür boyu aynı yastıkta bir ömür sürmek için severiz.
    Ben sevdiğime gel dediğim vakit dağları yırtıp gelen,
    git dediğim vakit kaşlarını çatmadan, arkasına bakmadan gidendir.
    Zannetme ki korkudan, edepten, gönülden, sevgiden.
    İşte güzelim, diyorum ya iki de bir, gönül dersem gönül,
    yürek dersem yürek, aşk dersem aşk,
    bırak duygularımı yüreğimde, yüreğimde bul kendini.
    Gel gör ki nasıl sevmişim seni vah vah.

    Söz - Müzik: Mustafa Yıldızdoğan

  • Han Zade
    Han Zade

    21.05.2009 - 01:04

    Saclarindan bir tel aldim,
    Haberin var mi yar yar.
    Ben gönlümü sana verdim,
    Haberin var mi yar yar.
    Gözden uzak dilden irak,
    Ben seni sevmisim eyvah
    Haberin var mi yar yar,
    Haberin var mi haber var mi.




    Gözler Kalbin aynasidir,
    Yalan söylermi yar yar.
    Aldatan gözleri gördüm oda sende mi yar yar
    Gözden uzakdilden irak,
    Beni seni sevmisim eyvah
    Haberin var mi yar yar
    Haberin var mi yar yar haberin var mi.



    Son hatiran kaldi bende onuda alsana yar yar
    Yaptiginla mutlumusun söyle sen bana.
    Gözden uzak dilden irak,
    Ben seni sevmisim eyvah
    Haberin varmi yar yar,
    Haberin varmi yar yar haberin varmi.


    http://www.sensizolmuyor.org/turku/89295-haberin-var-mi-yar-yar.html

Toplam 776 mesaj bulundu