Han Zade Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkında ...

  • Han Zade
    Han Zade

    15.04.2010 - 19:39

    Bir Yanın Kalsın

    BİR YANIN KALSIN

    Çöl kumların da
    İmanı yeşil tutacak
    Bir damla gözyaşın kalsın

    Bir garibanın
    Üstünü örtecek
    En güzel elbisen kalsın

    Bir günahkara
    Kurtuluş olacak
    Güzel bir duan kalsın

    Seni buralarda oyalamasın
    Günahlara dolalamasın
    Bırak aklın orda kalsın

    İmanın tekrar MEKKE de doğsun
    Hicreti aklından çıkarmıyasın
    Mezarın la sultana komşu olasın
    Dönme bu diyarlara yine solarsın

    Salih Aydın 2

  • Han Zade
    Han Zade

    09.04.2010 - 15:32

    Gönül Kıran

    Kıyıya Vuran Umman Dalgaları,
    Dalga Kıran Sukûnete Erdirir,
    Kendini Aşmış Büyük Sevdaları,
    Gönül Kıran Sukûnetle devirir...

    Hannane

  • Han Zade
    Han Zade

    09.04.2010 - 10:50

    - Dile Gelir-

    Rûhum rüzgâr olup, aşk ile eser
    Gönül yâri arar söz dile gelir
    Yokluğunda gecem ayaza keser
    Mızrapla inleyen saz dile gelir

    Suskun bekleşirken yürekte elem
    Dünyada kimseyle yoktur meselem
    Kime bâki kalmış sanki bu âlem
    Tebessüm eylesek yüz dile gelir

    İstersen gecene yıldız olurum
    Sessiz ve sedâsız öyle dururum
    Gönülden gönüle bir yol bulurum
    Sözler sükût eder göz dile gelir

    Yüreğim ortada halim âşina
    Dualar karışır gözüm yaşına
    Hasretle kanatma boşu boşuna
    Hazan düşer güle güz dile gelir

    Sevgide tükenir tükenmez sanma
    İstersen adımı bir daha anma
    Şikâyet etmeyip susardım amma
    Leylâ’yım yürekte öz dile gelir

    Leyla Gül Varoğlu

  • Han Zade
    Han Zade

    07.04.2010 - 18:59

    Yalnızım Sözleri

    Ne karşımda duran olur
    Ne peşimde yoran olur
    Ne halimi soran olur
    Kapım hasret vurulmaya

    Yalnızım yapa yalnız
    Yalnızım yapa yalnız

    Gönül artık son gişede
    Ne fatma’da ne ayşe’de
    Unutuldum bir köşede
    Sorulmaya sorulmaya

    Yalnızım yapa yalnız
    Yalnızım yapa yalnız

    Söz-müzik:Mustafa Yıldızdoğan



    &&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&




    Sustum!

    'Herkes konuştuğunu yazar,bense sustuklarımı'

    Herkesin konuştuğu bir dünyada
    ben sustum!
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
    yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
    kimse duymuyor...

    Sustum!
    Bin ah sürüp dudaklarıma
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    sustu benimle deniz,
    sustu deli dalgalar, sustu martılar...
    umutlarımı sarıp rüzgarlara
    uzaklara savuruyorum her gece
    yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
    kimse görmüyor...

    Sustum!
    Tam acılarımı haykıracaktım ki,
    sustum
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    bir çığlık kanıyor demedim, en derininde yüreğimin...
    içimdeki volkanları boğarak sustum!
    açmadım kimselere yüreğimi
    hançeri sadece kendime sapladım
    sapladım ve sustum!
    hüznü yüzümde,
    acıları gözlerimde topladım sustum! ..

    Sustum!
    sustu dudağımdaki şarkı,
    gözlerimdeki şiir
    yaraları yalayan rüzgar
    sokaklarında kahrolduğum şehir
    gözlerim konuşuyor yalnız!

    Saçı ağarmış hayaller
    nemli kirpiklerle
    bulutlandığında gözlerim
    gökte şimşek olup çakıyorum
    kimse görmüyor...

    Sustum!
    tuz basıp yaralarıma!
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
    yaslanıp yalnızlığın duvarına
    gül döküp kalabalıklara her gece
    kimsesiz geziyorum gönül ülkemi
    kimse bilmiyor...

    Sustum!
    tam sevdiğimi haykıracaktım ki, sustum
    sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
    acılar konuşuyor şimdi yalnız
    yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
    tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
    atıyorum uçurumlardan
    kimse görmüyor

    Ne zaman
    dudaklarından öpmeye kalksam hayatı
    saçlarını koklasam rüzgarların
    içimde incecik bir sevgi ürperiyor
    sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
    gelmiyor beklediğim bahar
    yaralar merhem tutmuyor
    gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
    kimse silmiyor
    yağmur dinmiyor
    sevdiğim bilmiyor

    Sustum!
    sustu benimle sarı sabır,
    sustu hasret, sustu zaman
    yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
    kimse duymuyor

    Sustum!
    İçimde dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
    sustum
    sustu dudağımdaki şiir
    gözlerimdeki nehir
    gönlümdeki yara
    bulutlar haykırdı isyanımı
    şimşekler haykırdı
    sadece ben duydum
    sadece ben

    Ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
    ey kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
    yaralar merhem tutmuyor
    geceler avutmuyor
    ben sustum
    acılarım konuşuyor yalnız
    yaralı gönlümün sızıları konuşuyor

    Ben sustum!
    susmuyor yüreğimi kavuran kasırga
    pencereme vuran yağmur damlaları
    susmuyor dışarda inleyen rüzgar
    yıldızlar küs
    ay üzgün
    yağmur dinmiyor
    içimde binlerce şiir kanıyor her gece
    kimse bilmiyor
    kimse duymuyor

    sustum!
    sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,
    sustu hayat, sustu zaman
    acılar konuşuyor yalnız
    acılarım konuşuyor
    kimse duymuyor...
    duymuyor...
    duymu...
    duy...

    Nuri CAN

  • Han Zade
    Han Zade

    27.03.2010 - 20:30

    HİCRAN CEHENNEMİ


    Kabemin sanemiydin saltanat döneminde
    Kalmadı gözlerimde nemin de önemin de
    Yüce Tanrım seni de bir zalime zebun etsin
    Sende benim kadar yan hicran cehenneminde

    Sen de bir gece otur başbaşa namerdinle
    Öptüğün dudaklardan kuyruklu yalan dinle
    Kıyasla öncekinle savaşa dur kendinle
    Benden eksik olmasın acın da matemin de
    Sen de benim kadar yan hicran cehenneminde

    Senden besbeteriine düşsün ki muhabbetin
    Gözlerinin önünde oynaşsın muhannetin
    Sana dersin versin en rezil ihanetin
    Sende hüsrana uğra ömrünün deminde
    Sen de benim kadar yan hicran cehenneminde

    Sen de bir anlık zevkin uğruna satıl
    Sen deryalar bağışla, bir damlaya aldatıl
    Bir iki koklan atıl,yosma güllere katıl
    Dinmesin gözlerinde elemin de, nemin de
    Sen de benim kadar yan hicran cehenneminde

    Dostlar başından bir gönül kazasısın
    Girdiğim son günahım, en ağır cezasısın
    Sebep sensin ahını aldıysam rızasısın
    Oyunusun bahtımın en kara döneminde
    Sen de benim kadar yan hicran cehenneminde

    Kırılan gururundan ödün verdiğin için
    Aşağılık gönlünden utanç duy için için
    Hep yanıl, hep aldatıl sorama ama niçin
    Oku dilleklerimi hem ağla, hem de amin de
    Sen de benim kadar yan hicran cehenneminde...

    Cemal Safi...

  • Han Zade
    Han Zade

    27.03.2010 - 15:44

    Yar Olamadın

    Güldüğün her yerden gül biter sanma
    Sen beni ilk defa yaralamadın
    Ben sana kul köle olurdum amma
    Sen bana bir günlük yar olamadın

    Bu kadar yüklenmek var mı susana
    Yerimde olupta çıldırmasana
    Ben gönül köşkümü açtmda sana
    Sen sokak kapını aralamadın

    Hançerle mavzerle yıkılmazdım da
    Süründüm aklımı senle bozdum da
    Ben sana yüzlerce roman yazdım da
    Sen bana bir satır karalamadın

    Onbinde bir kula nasip olsam da
    Kadrimi bilmedin nimet olsam da
    Ben senın bağına rahmet olsam da
    Sen benim dağıma kar olamadın

    Kalplere şifalar sunan meyvaydım
    Her keyfe kedere derde devaydım
    Ben senin bahtına gülen ayvaydım
    Sen bana ağlayan nar olamadın

    Yıllara mal oldu gözümden düşmen
    Ey şimdi aynayla kavgalı düşman
    Her zaman mahçupsan her zaman pişman
    Sen kendine yar olamadın

    Cemal Safi

  • Han Zade
    Han Zade

    24.03.2010 - 01:00

    Yeliz -sevenler olmuş
    Sildim defterimden oy oy attım içimden
    Seni bende başka lele sevenler olmuş


    sildim defterimden oy oy attım içimden
    Seni bende başka lele sevenler olmuş


    Söktüm yüregimden oy oy düştün gözümde
    Seni bende başka lele sevenler olmuş


    Seni bende başka zalım sevenler olmuş
    Seni bende başka lele saranlar olmuş

    Söktüm yüregimden oy oy düştün gözümde
    Seni bende başka lele sevenler olmuş


    Seni bende başka zalım sevenler olmuş
    Seni bende başka lele saranlar olmuş


    Kucaktan kucaga oy oy atmıslar senı
    3 5 para yaleler satmıslar senı

    İnankı ben coktan oy oy unuttum senı
    Senı benden baska lele sevenler olmuş


    Senı benden baska zalım sevenler olmus
    İnankı ben coktan oy oy unuttum senı


    Senı benden baska sevenler olmus
    Senı benden baska saranlar olmus


    Saçların tarumar oy oy gül benzin solmus
    Şimdi ne iffetin lele şerefin kalmıs


    Elden ele gezen oy oy bedenın kalmıs
    Senı benden baska lele sevenler olmus
    Senı benden baska zalım saranlar olmus

  • Han Zade
    Han Zade

    19.03.2010 - 20:45

    GÖZLERİN MAVZER OLUR VURUR BENİ

    Gözlerin mavzer olur vurur beni,
    Bakışların ateşten kurşun gibi,
    Yere düşmüş gül cemalin neden?
    Yoksa utancından mı bakamazsın bana,
    Aklına mı gelir bir zamanlar sevdiğim seni,
    Ellerin niye titriyor ayaza tutulmuşçasına,
    İstanbul görmüşlüğünden midir ki?
    Dudaklarına al düşen gururun.
    Hadi git yoluna, git başkalarınca sevil.
    Sen anlayamazsın sevdayı daha çocuksun.

    Bir kış gecesinde sokmuştu aklıma anam,
    Sevmişti seni kızı gibi, sağlammış mayan,
    Karşı durmuştum düşmana karşı duran asker gibi,
    Sen nerden düştün ızdırap gecelerime bilmedim.
    Bir anda sevmiştim seni, kıymet bilmezmişsin.
    Çok pişman oldum sana vurulduğum için,
    Ne kadar kızdım şıpsevdi gönlüme,
    Hani imkânım olsa çıkarıp atacaktım ateşe,
    Ne gereği vardı, zaten ben yanmıştım bir kere,
    Usul usul kaybettim hayalini düşlerimden,
    Harf harf sildim ismini görünce kibrini,
    An geldi bir anda vazgeçtim senden,
    Anladım ki büyümesini bilmeyeceksin sevdamla,
    Meğer sevilmeye değmezmişsin sen.
    Yapayalnız kaldın katran karası gururunla,
    Kapalı bulursun gönlümün kapısı bana dönersen.
    Üşütür seni ortasında kaldığın yokluğum.
    Sen aşkı bilemezsin asla daha çocuksun.

    Ne oldu şimdi söyle bana kendince,
    İstanbul gördün de, adam mı oldun sandın.
    İhanetler vurunca seni hoyrat gönüllerde,
    Zamanı gelir elbet kadir kıymetimi anlarsın.
    Anlarsın anlamasına da ne fayda,
    Ben senden alıp gölgemi gitmişim bir kere,
    Bırakmamışım teninde pamuksu bir dokunuş,
    Dudaklarından esirgemişim dudaklarımın ateşini,
    Hadi dik mavzer gözlerini, vur bakışlarınla,
    Utancından mı bakmıyorsun gözlerime yoksa
    Utanma sakın benden, utanacaklarınca sevil,
    Adın düşerse Allah alsın canımı, adın düşerse dudaklarıma,
    Bir ömür düşmez asla bunu da böylece bil!
    Neden bakmıyorsun gözlerime,
    Neden titriyor ellerin, ağır mı geldi sana gururun?
    Hadi git işine yolun açık olsun güzelim.
    Ateşimde yanmaya layık değilsin daha çocuksun.
    Seni ben değil, bendeki seni sen tükettin.
    Seni benim gibi seveni sanma bulursun.
    Çünkü sen sevilmeye layık değilsin.
    Çünkü sen büyümemişsin daha çocuksun.

    BAKİ EVKARALI

  • Han Zade
    Han Zade

    17.03.2010 - 00:58

    Gazali bir gazelinde sevgilisine şöyle sesleniyor: “Zülfünün bir tek telini görenlerin bahtı siyah olurmuş / Zülfünün bir tek telini göreydim de / benim de bahtım siyah olaydı” işte aşk budur, işte uzaktan sevmek, ona dokunamadan aşkını sürdürebilmek budur. Oysa günümüzde öyle mi? Herkes birbirine “seni seviyorum” u kolaylıkla hissetmeden söyleyebiliyor. Günümüzde maalesef aşklar da yozlaştı.

  • Han Zade
    Han Zade

    11.03.2010 - 11:55

    Cevdet Bağca - Kırgın

    Derdinden Verem Olsam
    Tutuşsam Kerem Olsam
    Sürmem Seni Tenime
    Yarama Merhem Olsan

    Kurumuş Yaprak Olsam
    Bir Çorak Toprak Olsam
    İçmem Bir Yudum Senden
    Kerbelada Su Olsan

  • Han Zade
    Han Zade

    08.03.2010 - 18:15

    NEYLERSİN

    Bazen acı dinmez, bazen de yağmur
    Sevgilim gülümse, her şey unutulur
    Suskunuz bu akşam üstü
    Hasrete yanmışız, neylersin

    Bir gün, bu mahzun sevdadan geriye
    Kalırsa, sadece o hüzün kalır..
    Sen de anladın ki yapa-yalnızız...
    Buluşmamız yasak,
    Görüşmemiz uzak...
    Devrilmiş kadehler gibi, dönüyor başımız,
    Neylersin...

    Ah güzelim,
    İncinmiş bir sesi vardır yağmurun;
    Yanaklarına vurduğunda hissedersin.
    Ve bir veda sözcüğü, saçlarına,
    Titreyen bir öpücükle dokunduğunda;
    Bu anı dondurmaya yetmez nefesin.
    Bir film sahnesi gibi
    Akar gider ayrılık,
    Neylersin...

    Biz zaten hiçbir romanda
    Kendi hayatımıza rastlamadık.
    Bütün şarkılar bizi yanlış anlatmıştı.
    Ve bitin bulmacalar yarım bırakılmıştı.
    Tenha sokaklarda üşüyüp durdu sırtımız.
    Oysa, tuttuğumuz balıkları bile
    Yeniden denize bağışlamıştık.
    Biz, hayata dair
    Hiçbir yanlış yapmamıştık...
    Neylersin...

    Biz bu sonucu hak etmedik,
    Hayır etmedik...
    Ömrümüz bu talana lâyık değildi.

    Bazen acı vurdu, bazen de yağmur
    Hiç gülmedi yüzümüz,
    Hiç büyümedi gülümüz...
    Bizi yalnızca akşamlar kucakladı,
    Biliyorsun,
    Sabaha çıkmayan bir yoldu yürüdüğümüz...

    Bir gün, bu öykünün sonuna gelince
    Ansızın desem ki: hoşça kal canım!
    Unutursun,
    Mecburen unutursun...
    Yıldızlar söner, bu aşk da biter!
    Bazı gün hatırlayınca, sessizce ağlarız.
    Neylersin...

    Ah bebeğim, ah...
    Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının,
    Dudaklarına sızınca fark edersin.
    İçindeki vurgun aşklar mezarlığında,
    Ayrılık, ölümden üste yazılınca,
    Gideni durdurmaya yetişmez sesin...
    Bir inme gibi
    Dolanır bedeninde pişmanlıklar,
    Neylersin...

    Biz zaten hiçbir sinemaya
    Tam vaktinde yetişemedik.
    Bütün vapurlar bizden önce kalkmıştı.
    Ve bütün biletler biz gelmeden satılmıştı.
    Boşuna telaşlarda yorduk günlerimizi.
    Oysa Nuh'un gemisinde bile
    Bize yer kalmamıştı.
    Ve hiçbir mutluluğa adımız kaydolmamıştı.
    Neylersin...

    Biz bu aşkı sürdüremezdik,
    İnan, sürdüremezdik...
    Kalbimiz bu heyecana müsait değildi.

    Bize hep acılar kaldı, bize hep yağmur...
    Unutmasan bile artık
    Unutur gibi yapacaksın.
    Ve buruşturup-buruşturup attığım kağıtlarda,
    Hiç bitiremediğim
    Bir şiir olarak kalacaksın...

    Yusuf HAYALOĞLU

  • Han Zade
    Han Zade

    27.02.2010 - 22:06

    BİR GÖNÜLE AŞK GİRİNCE(fedai-lütfü gültekin)


    Bir gönüle aşk girince
    Ateşte yanmışa benzer
    Bir de hasretlik olunca
    Yanmış tutuşmuşa benzer

    Yağmura karışır yaşın
    Dünyaya sığmaz bir başın
    Sevdalıdır hayal düşün
    içmeden sarhoşa benzer

    Bedenimin canı canan
    Damarımın kanı iman
    Fedai´m dört yanımınan
    Kışa tutulmuşa benzer

  • Han Zade
    Han Zade

    25.02.2010 - 18:38

    MUHABBETİM SANMA SANA AZALMIŞ,
    GÜZÜN GELMİŞ,YAPRAKLARIN GAZELMİŞ,
    GÖRENLER DER:GENÇLİĞİNDE GÜZELMİŞ,
    BİL İŞTE BEN SENİ BÖYLE UNUTTUM....

  • Han Zade
    Han Zade

    25.02.2010 - 15:06

    Yayla çiçeğinin morunda sensin
    Şu hayat yükümün zorunda sensin
    Yanan yüreğimin korunda sensin
    Bil işte ben seni böyle unuttum.

    Bilki ne taşım ben,nede demirim
    Sensiz yana tüte zaten kömürüm
    İste:senin olsun kalan ömürüm
    Bil işte ben seni böyle unuttum



    alıntı

  • Han Zade
    Han Zade

    24.02.2010 - 20:26

    GÖNÜLLÜ DELİ

    Mutluluğun uğramadığı çıkmaz sokağım ben,
    Ne ben onu bilirim, ne de o beni,
    Onunla tanışamayan tek yabancıyım ben,
    Ne ben onu tanırım, ne de o beni,
    Sevdiğimin gözlerinde bir ömür geçirdim,
    Yaşadığım hayatımdan habersiz,
    Dudağından çıkacak,iki kelimeydi derdim,
    En kıymetli hazineler, yanında değersiz.


    Hüküm giydim, yasaklı gözlerine bir kez bakmak suçum,
    Cezam ağır, gözlerinin darağacında asılacak bu mahkum,
    Sevdamın ellerine vurdun kelepçe,
    Söylesene bana, ne zamandan beri hapis oldu,
    Güllerin açtığı,gözlerindeki bahçe,
    Yoksa tek kişilik mi, o seçilmiş kurban da ben miyim,
    Bu arada Gardiyan,merak etme ben burada iyiyim,
    Sorun var mı diye gelme,
    Burada çıtın bile çıkmaz sesi,
    Çünkü bura yarimin gözlerinin hapsi,
    Ben de bu hapsin, ebediyen gönüllü delisi.



    GÖZLERİNDEKİ MAHKUM’DAN...


    aykut karagülmez

  • Han Zade
    Han Zade

    15.02.2010 - 15:58

    Aşkı Kaybedenler…
    Elimizde ne varsa kırıp geçirelim. Kolay yolu seçelim. Tüketip, harcayalım. İlişki dediğin her yerde bulunur nasılsa! Gideni boş ver, gelene bak, değil mi?




    Aşkı Kaybedenler…
    Aşk dediğin üç harf ama yaşaması da yazması kadar kolay mı? Kalbi kandırmak, sevda satmak bu kadar ucuzladı mı? Her çeşit sevgi, pazara kurulan tezgah gibi seriliyor mu? Karşılığında ne veriyoruz bu aşkların, sadece bedenimizi mi?

    Kendi içinde kaybolmak bu, varlığını ispat etmeye uğraşırken üstelik! Kadınlık ve erkekliği geçtim, insanlığın erdemini kaybediyoruz. Birileri nasılsa bize inanıyor, hala saf kalmış yürekler var diye, dibine kadar kullanıyoruz. Egomuzun sınırı yok mu?

    Aşkın içine en yakışmayan şey bencilliktir. Özgüvenimiz tavan yapmış, kalbin seviyesi nerede belli değil. Kedinin fareyle oynadığı gibi, bize yürek açanlarla gönül eğlendiriyoruz. Amacımız kalmamış!

    Gecelik yatak maceralarımızı yatırıyoruz içki masalarına, kahve sohbetlerine. Yaşadığımız her renksiz sevişmenin, bizi koyu bir karanlığa doğru ittiğini anlamıyoruz. Başkalarını kirlettiğimizi sanarak, aslında ne kadar karaya çalıyor ruhumuz, göremiyoruz.

    Ne aradığımızı bilmeden savruluyoruz. Cefa, vefa, vicdan gibi kelimeler sözlüğümüzden çıkmış, hatta bunların adı geçince geri kafalı sayılıyoruz.

    Çok cesaretliymiş gibi duruyoruz oysa korkularımızdan duvarlarla örülü kalplerimiz. Eski acılarımızın, geçmiş yaralarımızın intikamını başkalarından çıkarıyoruz. Lafa gelince mangal gibi yüreğimiz var ama içine koyacak kömürü bulamıyoruz.

    Aşkın o büyülü dünyasını unuttuk. Aşk için neler yapardık, sevdanın kanadına takılıp uçmak neydi, hiçbirini hatırlamıyoruz. Kırgınız! Doyasıya yaşayamadıklarımıza, yıkılan hayallerimize, ümitlerimizin kaybolmasına kızgınız.

    Kendimizden fazla sevemiyoruz kimseyi, gerçi kendimizi ne kadar sevdiğimiz de tartışılır. Kendine değer veren insanın işi mi, yalan aşkların peşinde sürüklenmek? Kendi gerçeğimizle yüzleşmekten öyle ürküyoruz ki, yok sayıyoruz.

    Üstümüze giydiğimiz kıyafetler, yüzümüze taktığımız maskeler, dilimize yerleşmiş yalanlarla geçiriyoruz günleri. Sözümüz çok ama içinde anlam yok. Herkes bir şey arıyor ama ne aradığını bilmediği için bulan yok. Bulduğunu anlayacak kadar zaman veren de yok. Hal böyle olunca, bize gerçek aşk da yok! Hepimizin bir tarafı yaralı, acıyor ruhumuz. Yalnızız ve aşka tutunmadıkça yalnız kalmaya mahkumuz…
    ALINTI

  • Han Zade
    Han Zade

    14.02.2010 - 03:54

    bir elmanın iki yarısı(mı) yız.


    bilmiyorum daha güzel bir fotoğraf olabilir miydi bu saçmalık adına. biraz kendimi buldum bunda, ne kadar çabaladığımı gösteren bir kanıt belki de. sana uymayan birşeyi aslında o kadar çok istiyorsundur ki, sana uyması için herşeyi yaparsın, hatta onun sana uyduğuna inanmak da buna dahildir. çünkü işte tıpkı bu elmada olduğu gibi, dışardan bakmıyorsundur. o yanında, bağlarınız sağlam (!) dır. halbuki bir saniyeliğine dışardan baksan, tamamen farklı renklerde, farklı şekillerde olan bedenlerinizin bir arada durabilmesi için ne kadar yapmacık ve acı veren bağlara ihtiyaç duyduğunu göreiblirsin. delikler açarsın böyle vücudunda, o ipleri geçirebilmek için. tabii onun da vücudunda delikler açarsın çünkü sizi bağlayan ipler ona da sımsıkı geçirilmelidir ucundan kayıp gitmesin diye. işte böyle bir işkenceyi hem kendine hem karşındakine yaparken hatanın ne kadar büyük olduğunun farkında bile değilsindir. kendini ait hissedersin çünkü, elinde değildir. sanırsın ki o senin öbür yarın ama işte o öbür yarı aslında sana değil, bir başkasına aittir. tıpkı senin bir başkasına ait olduğun gibi. kim bilir, o kırmızı elmanın diğer yarısı nerdedir, ama sen düşünmezsin ki bunu yeşil elma, sen yalnızca körü körüne tutunursun kırmızıya. belki de bu kadar uyumsuz parçaları serbest bırakmak, ne kadar acı verirse versin onu ait olduğu yere göndermek boynunun borcudur. yarın zannettiğin ya da yarın olmasını umduğun, yarın olması için didindiğin parça senden koptuğunda, acının yanında tanımlayamadığın bir his bulursun içinde. adını koyamazsın, konduramazsın yara sıcakken. ama zamanla, o hissi kabullenmek gerekir, rahatlama hissi. evet rahatlarsın içten içe, çünkü sen de acı çekiyorsundur o zoraki birliktelikte. ne kadar onunla kalmak istersen iste, bir kez dışardan gördün mü ayrılığınızı, buna göz yummanın bir yolu yoktur artık. belki daha sıkı tutunursun yarın sandığına, ama istediğin kadar sıkı bağla o ipleri, hiç bir ipin ömrü sonsuz değildir ki. ait olduğunla seni bir arada tutmak için can yakan iplere ihtiyaç yoktur zaten. bir bütünün iki parçasıysanız siz zaten uğraşmanıza gerek kalmadan bir arada kalacaksınızdır. bir elmanın iki yarısı yanyana geldiğinde onları ayırmak için işte çok büyük güç gerekir ki bu her iki yarıyı da yemekten geçer. çünkü onları sonsuza kadar ayrı tutmak için tek şansınız onları yok etmektir. hatta kim bilir, onlar yok oluşta bile birleşirler belki. ama kesinlikle bu fotoğraftakiler değil. onların birleşmesine imkan yoktur malesef. çaba, emek, yalan, inanç, istek, zorlama, aşk, sevgi, dostluk vs. hiç bir şey bu iplerin kopmasını engelleyemez. er ya da geç, kopacaktır o ipler. ne yazık, belki de gerçekten yeşil elma için yaratıldığına inanmıştır kırmızı elma ya da o kırmızı elma yeşil elmayla 'birleştiğinde' tam hissetmiştir kendini bir anlık, ama nafile. hepsinin kocaman bir aldatmaca olduğunu, hislerin yanıldığını, ya da uzun sürmediğini, elmalardan iyi anlarız biz. kalplerimiz hisseder. ya da hayır, akıllarımız hisseder. hassas kalplerimiz karşı koymaya çalışır belki ama, aklımızı yenemez. (umarım asla kimsenin kalbi aklını yenemez) uyumsuz elmalar, diğer yarılarını bir süre daha aramak zorundalardır.. ve birbirlerini serbest bırakmak zorundadırlar aynı zamanda.

  • Han Zade
    Han Zade

    14.02.2010 - 01:48

    Birgün Seni Sevdiğimi Anlarsın


    Uykuların kaçar geceleri
    Bir türlü sabah olmayı bilmez
    Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
    Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
    Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
    Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
    Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın
    Onun unutamadığın hayali
    Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine
    Sevmek neymiş birgün anlarsın

    Birgün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu
    Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin
    Gün gelir de sesini bir kerecik duymak için
    Vurursun başını soğuk taş duvarlara
    Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
    Duyarsın ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın
    Sevmek neymiş birgün anlarsın

    Birgün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
    Niçin yaratıldığını
    Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
    Uzun uzun seyredersin de aynalarda güzelliğini
    Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın
    Dolar gözlerin için burkulur
    Sevmek neymiş birgün anlarsın

    Birgün anlarsın sevilen dudakların
    Sevilen gözlerin erişilmezliğini
    O hiç beklenmeyen saat geldi mi
    Düşer saçların önüne ama bembeyaz
    Uzanır gökyüzüne ellerin
    Ama çaresiz, ama yorgun, ama bitkin
    Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
    Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
    Sevmek neymiş birgün anlarsın

    Birgün anlarsın hayal kurmayı
    Beklemeyi
    Ümit etmeyi
    Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
    Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
    Lanet edersin yaşadığına
    Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
    Zaman bir çiçek gibi büyür kabrimde kendiliğinden
    Bir gün seni sevdiğimi anlarsın
    Ümit Yaşar Oğuzcan

  • Han Zade
    Han Zade

    10.02.2010 - 00:37

    kum gibi dağılıp,kaya gibi sert olmak....

  • Han Zade
    Han Zade

    09.02.2010 - 08:37

    yaşanamadan tükettin yarınları,çek silahı vur bitir acıları...


    Sen Gittiğinden beri
    bir bağımlılık tadında hayat..
    bırakmak istiyorum..
    bırakamıyorum!
    her sigara yaktığımda
    kendimi de yakmak geçiyor içimden
    yakamıyorum!


    Ah dayan...

    Bırak yollar girsin aramıza
    'söz sana'
    Başka bir ten giremez koynuma
    Geçer zaman durmaz akar kör kuyuya
    'ben beklerim'
    Yenik düşmem ucuz oyunlara

    Dayan...üzülme...


    Yalnızlık;
    Çakmak taşı kadar sert,
    Elmas kadar keskin.
    Ne yana dönsen,bi tarafın kesilir...
    Fena kan kaybedersin......

    Kapatamadık maziden kalan yaraları
    Bundan böyle HASRET olsun en güzel DÜş’ÜN
    Benle yasadıklarını 'unut'
    YASAYAMADIKLARINI DÜSÜN! ! ...




    her karesi
    siyaha boyanmış bir bulmacayım.
    çözmeye çalıştıkça, içimde kaybolursun...

    Biliyorum bir yerlerde ağlıyorsun….
    ben de ağlıyorum…
    kadere inat hala sana! ...
    derinlerimden can alan canıma ağlıyorum…
    nasıl unutabilirim ki seni! ...
    unutamam…
    unutamam yas tutmuş yüreğimi! ...

    hala benim ezberimsin
    deliler gibi seni özlüyorum
    gözlerim sende kaldı sevdalım
    hiç kimseleri görmüyorum...




    Geniş zamanlar kullanmıyorum
    Daralttım bütün zamanlarımı
    Kırık bir aşkın gece notlarına
    Düşüyorum
    Şimdilerde
    Kalbimide alıp
    Büyük Konuşuyorum!
    Ve
    Gidiyorum
    Bırak beni...



    Şimdi Sen Yoksun Ya
    Öyle Garip Öyle YetimKi Yüreğim
    Yaşamaktan Geçtim,Nefes Alamaz Oldum
    Ah Bir Görebilsem Seni
    Ah Bir Bakabilsem Gözlerine
    Yüreğine Dokunabilsem...

    Şimdi Sen Yoksun Ya
    Sana dair sakladığım gülüşlerim soldu,
    Sadece seninle dolu olan yüreğim kanadı
    Senden Başkasını Görmeyen Gözlerim Ağladı...


    Hala Küçük Bir Kız Çocuğuyum
    Hala Yüksek Sese Kırılır,
    Hala Kolumu Sertçe Tutarsan Ağlarım...
    Bana Pahalı Şeyler Alma Elma Şekerine Bayılırım...
    Ne Olur Tut Ellerimi...Yalnızlıktan Korkarım
    Çok Canım Acıyor Söyle Geçer Mi?
    Ne Kadar Büyümeliyim,
    Uyusam Biter Mi?
    Bu Gözyaşları Balıklara Yeter Mi?
    Küçük Dünyam Bu Sarsıntıya Direnir Mi?




    Hatalar ard arda birbirini kovalar
    Sarılmaz bir türlü ah kanayan yaralar
    Tükenir yürekler bitmek bilmez acılar...
    Unutma Her Aşkın Sonunda Ayrılık Var!


    alıntı

  • Han Zade
    Han Zade

    08.02.2010 - 23:04

    Yiğit ol! Gerekirse yiğitçe azarla, çekinme!
    Lâf değil, icraat beklerim senden!
    Öyle bak ki, hislerini görebileyim...
    Öyle hisset ki, güvenle bakabileyim...
    Sevmem, ölenin ardından ağıt yakmayı!
    Dil dönerken söylenmeli her şey...
    Kulak duyarken anlatılmalı...
    Göz bakarken bakmalıyım sana...
    Can sağ iken sarılmalı...
    Keşkelere meydan vermemeli hayatım,
    Pişmanlıklarla yoğrulmamalı....
    Böylesine Dost denmezde ne denir Cümlemize Böyle Dost dilerim Dost bulmak Zordur buldugunuzun Degerini bilin yoksa Kaybetmek o kadar kolayki.......


    alıntı

  • Han Zade
    Han Zade

    08.02.2010 - 02:43

    Sustum!

    'Herkes konuştuğunu yazar,bense sustuklarımı'

    Herkesin konuştuğu bir dünyada
    ben sustum!
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    kendimle konuşuyorum şimdi yalnız...
    yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime
    kimse duymuyor...

    Sustum!
    Bin ah sürüp dudaklarıma
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    sustu benimle deniz,
    sustu deli dalgalar, sustu martılar...
    umutlarımı sarıp rüzgarlara
    uzaklara savuruyorum her gece
    yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne
    kimse görmüyor...

    Sustum!
    Tam acılarımı haykıracaktım ki,
    sustum
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    bir çığlık kanıyor demedim, en derininde yüreğimin...
    içimdeki volkanları boğarak sustum!
    açmadım kimselere yüreğimi
    hançeri sadece kendime sapladım
    sapladım ve sustum!
    hüznü yüzümde,
    acıları gözlerimde topladım sustum! ..

    Sustum!
    sustu dudağımdaki şarkı,
    gözlerimdeki şiir
    yaraları yalayan rüzgar
    sokaklarında kahrolduğum şehir
    gözlerim konuşuyor yalnız!

    Saçı ağarmış hayaller
    nemli kirpiklerle
    bulutlandığında gözlerim
    gökte şimşek olup çakıyorum
    kimse görmüyor...

    Sustum!
    tuz basıp yaralarıma!
    ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
    içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
    yaslanıp yalnızlığın duvarına
    gül döküp kalabalıklara her gece
    kimsesiz geziyorum gönül ülkemi
    kimse bilmiyor...

    Sustum!
    tam sevdiğimi haykıracaktım ki, sustum
    sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
    acılar konuşuyor şimdi yalnız
    yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
    tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
    atıyorum uçurumlardan
    kimse görmüyor

    Ne zaman
    dudaklarından öpmeye kalksam hayatı
    saçlarını koklasam rüzgarların
    içimde incecik bir sevgi ürperiyor
    sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme
    gelmiyor beklediğim bahar
    yaralar merhem tutmuyor
    gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara
    kimse silmiyor
    yağmur dinmiyor
    sevdiğim bilmiyor

    Sustum!
    sustu benimle sarı sabır,
    sustu hasret, sustu zaman
    yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata
    kimse duymuyor

    Sustum!
    İçimde dalgalar kabardıkça volkanlar gibi
    sustum
    sustu dudağımdaki şiir
    gözlerimdeki nehir
    gönlümdeki yara
    bulutlar haykırdı isyanımı
    şimşekler haykırdı
    sadece ben duydum
    sadece ben

    Ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat
    ey kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi
    yaralar merhem tutmuyor
    geceler avutmuyor
    ben sustum
    acılarım konuşuyor yalnız
    yaralı gönlümün sızıları konuşuyor

    Ben sustum!
    susmuyor yüreğimi kavuran kasırga
    pencereme vuran yağmur damlaları
    susmuyor dışarda inleyen rüzgar
    yıldızlar küs
    ay üzgün
    yağmur dinmiyor
    içimde binlerce şiir kanıyor her gece
    kimse bilmiyor
    kimse duymuyor

    sustum!
    sustu benimle sarı sabır, sustu hasret,
    sustu hayat, sustu zaman
    acılar konuşuyor yalnız
    acılarım konuşuyor
    kimse duymuyor...
    duymuyor...
    duymu...
    duy...

    Nuri CAN

  • Han Zade
    Han Zade

    05.02.2010 - 00:51

    Kul Ettin

    gökten yağan kara yerde kurt düşer
    beyazdır diyerek kara bağlanma
    hem şaşırtır hem de kendisi şaşar
    bakar gözlü sanıp köre bağlanma

    oy beni beni kul ettin beni
    düşürdün yerlere çul ettin beni

    aşıklar dolanmış bir dost aramış
    sık dokumuş ince ince taramış
    hoşlar hoşa şerler şere yaramış
    yolun sarpa düşer şere bağlanma

    oy beni beni kul ettin beni
    düşürdün yerlere çul ettin beni

    ehil ile cahil bir beden taşır
    aşkı okuyanın duygusu ışır
    ey sefil selimi sen seni pişir
    ham ocağa çiğli kora bağlanma

    oy beni beni kul ettin beni
    düşürdün yerlere çul ettin beni


    Söz: Sefil Selimi
    Müzik: Adem ASLANDOĞAN

  • Han Zade
    Han Zade

    02.02.2010 - 10:47

    Uşşak makamında eser.
    Söz-Müzik: Ş. Ayhan Özışık

    Gün gelir de beni unutursun demiştin
    Kalbimdeki bu hicranı uyutursun demiştin
    Ne ben seni unutabildim
    Ne bu gönlümü avutabildim
    Ne bu derdimi uyutabildim
    Unutamam seni
    Unutamam seni
    Unutamam seni
    Unutamam
    Aşkını çekerim geleceksin diyerek
    Belki gözyaşımı sileceksin diyerek
    Ne ben seni unutabildim
    Ne bu gönlümü avutabildim
    Ne bu derdimi uyutabildim
    Unutamam seni
    Unutamam seni
    Unutamam seni
    Unutamam

    &&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

    Sende Kaldı Yüreğim Sözleri

    Sesin gelmez haber gonder nerdesin
    Donemedin ulasilmaz yerdesin
    Ben aklimi senle bozdum sevdigim
    Sende kaldi yuregim
    Sende soldu yuregim

    Bilmem kime bakar gozlerin
    Bilmem kimi sarar ellerin
    Bilmem kimi soyler dillerin
    Sende kaldi yuregim
    Sende soldu yuregim

    Ayagina sedim yar umutlari
    Yasanmadan tukettin yarinlari
    Cek silahi vur bitir acilari
    Sende kaldi yuregim sende soldu yergim

    Bilmem kime bakar gozlerin
    Bilmem kimi sarar ellerin
    Bilmem kimi soyler dillerin
    Sende kaldi yuregim
    Sende soldu yuregim

Toplam 776 mesaj bulundu