Bana 'Kitaplarını yollayayım mı? ' diye soruyorsun. Dostum, Tanrı aşkına onları benden uzak tut. Benim artık bir rehbere, kışkırtılmaya ve alevlenmeye ihtiyacım yok! Yüreğimin heyecanı bana yeterli. Üstelik onu uyutacak bir ninniye bile ihtiyaç duyuyorum. Bu ninniyi de Homeros'ta fazlasıyla buluyorum. Kaç kez kanım kaynayıp taşarken, onun yardımıyla söndürmüşümdür! Ah, sen bu yüreği bilmezsin! O ne denli, ne uçarıdır bilsen! Bunu sana mı soruyorum? Sen ki benim tehlikeli bir durgunluktan çoşkun bir sevince, tatlı bir hüzünden azgın bir çırpıntıya düştüğüme tanık olarak, kaç kez benim için kaygılanmış, üzülmüşsündür!
İşte bu nedenle, kalbimi hastalanmış bir çocuk gibi nazlandırıyor ve şımarmasına ses çıkarmıyorum. Sakın bunu kimseler duymasın! Çünkü öyle insanlar vardır ki, onlara göre bu büyük bir suç, bir günahtır.
Alıntı: Genç Werther'in Acıları (Johann Wolfgang von Goethe)
..
Bize vermekten bahset
'sahip olduklarınızdan verdiğinizde,
çok az şey vermiş olursunuz;
gerçek veriş, kendinizden vermektir.
çünkü sahip olduklarınız,
yarın ihtiyacınız olabilir diye saklayıp koruduğunuz şeylerden ibaret değil mi?
ve yarın,
kutsal şehre giden hacıları takip e ...
Bazen duruyorum bu kapısız odada,
yaşam denen...
Bakıyorum,
avucumdaki anahtara gülerek...
Neden?
Derya gibiyim bazen,
yalnız, uçsuz bucaksız.
Derya...... dipsiz, dalgasız,
düz ve cansız.
Rüzgar gibi kimi zaman,
her yerden geçer, hiçbir yerde kalmaz.
Rüzgar...... herşeyi görür, hiç katılmaz,
orada, ama yerinde durmaz.
Bir de bulut gibi,
yumuşak, bembeyaz.
Bulut...... aşağılardan farkın ...
Toplam 3 mesaj bulundu