Evrendeki hız kavramı, dünya ölçüleriyle karşılaştırıldığında akıl almaz boyutlardadır. Milyonlarca ton ağırlığındaki yıldızlar, gezegenler, galaksiler ve galaksi kümeleri uzay içinde müthiş bir süratle hareket ederler.
Bir otomobil düşünün. 300 km hızla gidiyor. Dünya sizce kaç km hızla uzayda ilerliyor_?
600 km hız değil
1000 km hız değil
10 000 km hız değil
20 000 yada 50 000 de değil
tam tamına 108 000 km hızla dönüyor. uzaktan insana gözüyle nasıl döndüğünü insan bir seyretmeye kalksa, takip bile edemez. Müthiş bir surat... İşte bu dönüş sebebiyle yer çekimi meydana geliyor. Aynen döndürelen bir tepsiden bardakların düşmediği gibi.
Ve dönerken oyle bir uğultu çıkarıyor ki eğer insan o sesi duysa, beyni fırlar yerinden. Ama yaratıcı, insan fransının algılayabileceği sese bir limit koymuş. İnsan duyma fraknasının üstünde olduğu için o sesi duyamıyoruz.
Aynı zamanda dünya uzayda bu dehşet hızla ilerleken kendi etradında da fırıdak gibi saatte 1670km hızla dönüyor.
Dünya hem kendi etrafında hem güneşin etrafında dönerken; bunların tamamı yani güneş ve güneş sismetindeki herşey de galaksi de 720 0000 km hızla dönüyor. Saman yolu galaksisinin kendi hızı ise saatte 950 000 km hızdır.
Durmaksızın devam eden hareket öylesine yoğundur ki, Dünya ve Güneş Sistemi her sene bir önceki sene bulunduğu yerden 500 milyon kilometre uzakta bulunur. (rakama dikkat:500 000 000 km)
Aklımıza gelen veya gelmeyen ne varsa müthiş bir suratle dönüyor. Hem birbirleri etrafında hem güneş etrafında.
Bir araba düşünün, yaptığı hız maksimum 100, 200 km hız.
Bunu kullanan bir şoförü var. Freni var. Gazı var. Direksiyonu var.Gene de kaza oluyor. Kazalar olmasın diye, trafik ışıkları, trafik polisleri yapılıyor. Gene de kaza oluyor.
Halbuki freni var, hatta bu freni kullanacak şoförü var. hatta trafiği ayarlayan ışıklar, polisler var. Gene de kaza oluyor.
Biraz evvel bahsettiğim evrenki gezegenler... Bunların freni yok,şoforü yok. Hem de arabanın hızının, akıl almayacak boyutta fazla hızları var. Bir birleri etrafında o hızla dönüp duruyorlar.
~ * ~ “Öf” dedi fare. “Dünya da günden güne daralıyor. İlkin bir genişti ki, korktum, koştum ileri, uzakta sağlı sollu duvarları görür görmez dünyalar benim oldu. Ama bu uzun duvarlar da bir çabuk birbirlerine doğru ilerliyor ki, en son odadayım işte; orada, ...kösede de kapan duruyor, gide gide kısılacağım kapana...”
Kedi: -“sen de öyleyse yönünü değiştir” dedi; ve fareyi kedi yedi.
Adam, ölümü, tekrar dirilmeyi, ahirette hesabi, cenneti ve cehennemi inkar ediyordu.
Hz. Ali'ye:
- Ya Ali, siz müslümanlar ölüme ve ölüm ötesine inaniyorsunuz; biz ise inanmiyoruz. Siz cehennemden kurtulmak, cennete girmek için bir sürü ibadet ediyor, mal harciyor, zahmete giriyorsunuz. Bu zahmet deger mi? Hem ölümden sonra tekrar dirilmenin olacagi ne malum? diye sordu.
Hz. Ali (r.a) adami sükunetle dinledi, sonra ona su cevabi verdi:
'Evet, ölümden sonra dirilmek, hesaba çekilmek, cennete veya cehenneme girmek, ya senin dedigin gibi yoktur; ya da bizim dedigimiz vardir. Önce senin dediginin dogru oldugunu düsünelim. Ölümden sonra ahiret hayati yoksa, seninle biz ayni durumdayiz. Sana da yok bize de yok. Bu arada bizim Yüce Allah için kildigimiz namazlarin, yaptigimiz ibadetlerin, hayir ve iyiliklerin, güzel ahlakin, verdigimiz zekat ve sadakalarin bize bir zarari olmaz. Ama, ya ahiret varsa, bizim dedigimiz dogru çikarsa, senin hâlin nice olur? diye sordu.
Adam, biraz durdu, düsündü ve sonra:
' Vallahi, her iki durumda da siz kârdasiniz, ahiret varsa vay bizim hâlimize! Yolunu ögret, ben de müslüman olacagim,' dedi ve müslüman oldu..
Butün bu cılgıldaklar Pencerenin ağzına asılı Bütün bu fırıldaklar Bütün bu pervaneler Bütün bu değirmenler Bütün bu uçurtmalar ve uçaklar Poyrazın doğrultusunda... Gülibrişim, mimoza ve manolya, kavak Yaprakları dahil Bütün bu kıpır kıpır insanlar Elleri kolları ve kulaklarıyla Ve erken öten bir horozun sesiyle Kaçmışlar öbür dünyaya şimdiden Seslerini bırakmışlar geriye Bu ölümlü dünyaya yadigar...
Dünyanın ekvatorundaki bir noktanın dönüş hızı saniyede 467 metredir yani bu noktada koltuğunda oturan biri zaten bu hızla hareket etmektedir. Dünyamız Güneş'in etrafında daireye yakın eliptik bir yörüngede dönerken hızı saniyede 30 kilometredir.
----------------------
Güneş sistemimiz Samanyolu galaksisinde merkezden 25 bin ışık yılı uzaklığında, ortalarda bir yerdedir. Sistemimiz bu merkez etrafında, galaksideki diğer yıldızlarla birlikte saniyede 220 kilometre hızla döner. Her bir turunu 240 milyon yılda tamamlar.
-----------------
İnsanların duyu organları hız ve yöne değil, bunlardaki değişimlere hassastırlar. Dünya ile birlikte yaptığımız yolculukta hareketlerin hepsi sabit hızdadırlar. Yörüngeler düz olmasalar da mesafeler o kadar büyüktürler ki düz kabul edilebilirler.
Ses hızı saniyede 330 metre, ışık hızı 300 bin kilometre iken siz pazar günü oturduğunuz koltuğunuzda saniyede yaklaşık 400 kilometre hızla gidiyorsunuz. Bu hızla bir yere çarpmadan gidebilmek büyük şans doğrusu.
Dalgaları karşılayan gemiler gibi, gövdemizle karanlıkları yara yara çıktık, rüzgarları en serin uçurumları en derin havaları en ışıklı sıra dağlara. Arkamızda bir düşman gözü gibi karanlığın yolu. Önümüzde bakır taslar güneş dolu. Dostların arasındayız! Güneşin sofrasındayız! Dağlarda gölgeniz göklere vursun, göz göze yan yana durun çocuklar. Taşları birbirine vurun çocuklar. Doldurun çocuklar, doldurun doldurun doldur içelim. Başları göklere atalım serden geçelim.. Heeey, nerden geçelim? Yalnayak koşarak devlerin geçtiği yerden geçelim. Heeey hop Heeey hep birden geçelim. Doldurun çocuklar, doldurun doldurun, doldur içelim. Dostların arasındayız! Güneşin sofrasındayız! .
Şarkılarımız varoşlarda sokaklara çıkmalıdır. Şarkılarımız evlerimizin önünde durmalı camlara vurmalı kapıların ellerini sıkmalıdır, sıkmalıdır acıtana kadar, kapılar bağlı kollarını açana kadar...
Biz anlamayız tek ağzın türküsünü. Her matem gecesi her bayram günü, şarkılarımız bir gaz sandığını yere yıkarak sandığın üstüne çıkarak kocaman elleriyle tempo tutmalıdır. Şarkılarımız çam ormanlarında rüzgar gibi bize kendini hep bir ağızdan okutmalıdır! ! .
Şarkılarımız ön safta en önde saldırmalıdır düşmana. Bizden önce boyanmalıdır şarkılarımızın yüzü kana..
Şarkılarımız varoşlarda sokaklara çıkmalıdır! Şarkılarımız bir tek yüreğin perdeleri inik kapısı kilitli evinde oturamaz! . Şarkılarımız rüzgara çıkmalıdır...
Güz sabahı üzüm bağında Sıra sıra büklüm büklüm Kütüklerin tekrarı. Kütüklerde salkımların, Salkımlarda tanelerin, Tanelerde aydınlığın.
Geceleyin çok büyük çok beyaz evde, Herbirinde ayrı ışık, Pencerelerin tekrarı.
Yağan bütün yağmurların tekrarı Toprağa, ağaca, denize, Elime, yüzüme, gözüme Ve camda ezilen damlalar.
Günlerimin tekrarı Birbirine benzeyen, Benzemeyen günlerimin.
Örülen örgüdeki tekrar, Yıldızlı gökyüzündeki tekrar Ve bütün dillerde 'seviyorum'un tekrarı Ve yapraklarda ağacın tekrarı. Ve her ölüm döşeğinde acısı tez biten yaşamanın.
Çocuklar koşuyor avluda. Avluda koşuyor çocuklar. İhtiyar bir kadın geçiyor sokaktan. Sokaktan ihtiyar bir kadın geçiyor. Geçiyor sokaktan ihtiyar bir kadın.
Geceleyin çok büyük, çok beyaz evde Herbirinde ayrı ışık, Pencerelerin tekrarı.
Yaşamı anlamlı kılmak bizim bu yolda attığımız adımlara bağlıdır.Laf olsun diye yazı yazmaya gerek yok.Yolumuzu bilim aydınlatır.Her düşündüğünü söyleme seni kimse sevmez diye bir söz vardır ya, doğru ve güzel olan sözler satırlarımıza ışık tutar.Kitap okumayı,yazı yazmayı severim.Kitap okumayı boş vakitlerimi geçirmek için değil yaşamımda ki boşlukları doldurmak için okurum.Selamlar..
neden insanlar düşünceleriyle değilde hakaretleriyle buradalar? ? Yoksa dağarcıkları sadece hakaret mi dolu? ? ? Bu kadar sığ bu kadar basitler mi? ? ?
allahu teala bu insana ilim bilim vermiş ama neyazikki AKIL VERMEMİŞ İYİKİDE VERMEMİŞ BİDE AKIL VERSE BU HAYYVANSI İNSAN KAFAYI İYİCENE SIYIRIR ORTALIĞADA AŞIRI ZARAR VE AYRİYETEN RUH HASTALIKLASRI HASTANESİNE BORÇ YAPARDI
insanlara hakaret etmek ateistliğin gereğimidir hakan bey.ayrıca siz babanız gibi yiyor babanız gibi dışkılıyor ve dedeniz gibide toprağa gireceksiniz sizin ilim ve fenniniz bir çare bulamadımı? ilim ilimde neyinize derman oldu sizin ölüsüzleştirebildimi sizi yaşlanmayın ozaman,insanlığın ilk yaradılışıdaki temel ihtiyaçlar ne ise şu anda aynı ölüm kapısını kapatamayan ilimi ne yapayım.
asıl inananların robot oldugunu, sadece hayatları boyunca kendilerine yüklenenlerin peşinde gittiklerini, akıllarını kullanamadıklarını ve kullanmalarının bile yasssaakkk olduğunu ne zaman anlayacaksınız? ? ?
bu nasıl keskin bir zekadır..gerçekten çok etkilendim.herkese de cevabını çok güzel,bilimsel gerçekliklerle vermişsiniz..iyiki sizin gibi savaşçılar var..artık yeryüzü gölgesinden korkanların mekanı oldu ne de olsa.. biliyorum kimse yinede öğrenemeyecek başka görüşlere saygı göstermeyi saldırmadan hakaret etmeden kabullenmeyi..bu toplumda öteki olmak zor gerçekten ama daha güçlü oluyorsunz öteki olduğunuzda..en azından sürüden olmuyorsunuz..bu yürekli duruşunuzu kutluyorum bu duruşun boş lafazanlık olmadığını görmekte beni mutlu etti ayrıca..bilgi güçtür..sevgiler.
Selam ben Hakan.Özgeçmişim bana ait kalmakla beraber, hobilerim; dalgıçlık, kaptanlık, fotoğrafçılık, serbest paraşüt,yamaşüt, yelken kanat, paramotor, saksafon, bisiklet, buz pateni, tekerlekli paten, Latin Dansları (Salsa, chacha,swing,bachata,mere ...
29.09.2014 - 11:57
Akıl; Allahın varlığını inkar etmez;
Dünyamızın evrendeki hızını düşünün...
Ne kadar hızla dönerek gidiyoruz?
Evrendeki hız kavramı, dünya ölçüleriyle karşılaştırıldığında akıl almaz boyutlardadır. Milyonlarca ton ağırlığındaki yıldızlar, gezegenler, galaksiler ve galaksi kümeleri uzay içinde müthiş bir süratle hareket ederler.
Bir otomobil düşünün. 300 km hızla gidiyor. Dünya sizce kaç km hızla uzayda ilerliyor_?
600 km hız değil
1000 km hız değil
10 000 km hız değil
20 000 yada 50 000 de değil
tam tamına 108 000 km hızla dönüyor. uzaktan insana gözüyle nasıl döndüğünü insan bir seyretmeye kalksa, takip bile edemez. Müthiş bir surat... İşte bu dönüş sebebiyle yer çekimi meydana geliyor. Aynen döndürelen bir tepsiden bardakların düşmediği gibi.
Ve dönerken oyle bir uğultu çıkarıyor ki eğer insan o sesi duysa, beyni fırlar yerinden. Ama yaratıcı, insan fransının algılayabileceği sese bir limit koymuş. İnsan duyma fraknasının üstünde olduğu için o sesi duyamıyoruz.
Aynı zamanda dünya uzayda bu dehşet hızla ilerleken kendi etradında da fırıdak gibi saatte 1670km hızla dönüyor.
Dünya hem kendi etrafında hem güneşin etrafında dönerken; bunların tamamı yani güneş ve güneş sismetindeki herşey de galaksi de 720 0000 km hızla dönüyor. Saman yolu galaksisinin kendi hızı ise saatte 950 000 km hızdır.
Durmaksızın devam eden hareket öylesine yoğundur ki, Dünya ve Güneş Sistemi her sene bir önceki sene bulunduğu yerden 500 milyon kilometre uzakta bulunur. (rakama dikkat:500 000 000 km)
Aklımıza gelen veya gelmeyen ne varsa müthiş bir suratle dönüyor. Hem birbirleri etrafında hem güneş etrafında.
Bir araba düşünün, yaptığı hız maksimum 100, 200 km hız.
Bunu kullanan bir şoförü var. Freni var. Gazı var. Direksiyonu var.Gene de kaza oluyor. Kazalar olmasın diye, trafik ışıkları, trafik polisleri yapılıyor. Gene de kaza oluyor.
Halbuki freni var, hatta bu freni kullanacak şoförü var. hatta trafiği ayarlayan ışıklar, polisler var. Gene de kaza oluyor.
Biraz evvel bahsettiğim evrenki gezegenler... Bunların freni yok,şoforü yok. Hem de arabanın hızının, akıl almayacak boyutta fazla hızları var. Bir birleri etrafında o hızla dönüp duruyorlar.
Kaza olmuyor,çarpışma olmuyor.
Olsa bile...
Hayat Devam Ediyor...
18.06.2010 - 17:25
~ * ~
“Öf” dedi fare.
“Dünya da günden güne daralıyor. İlkin bir genişti ki, korktum, koştum ileri, uzakta sağlı sollu duvarları görür görmez dünyalar benim oldu. Ama bu uzun duvarlar da bir çabuk birbirlerine doğru ilerliyor ki, en son odadayım işte; orada,
...kösede de kapan duruyor, gide gide kısılacağım kapana...”
Kedi:
-“sen de öyleyse yönünü değiştir” dedi;
ve fareyi kedi yedi.
—Kafka—
''Bir selâm bırakmak istedim yalnızca...''
-
17.03.2010 - 23:18
Hz. Ali'ye (r.a) , birisi geldi.
Adam, ölümü, tekrar dirilmeyi, ahirette hesabi, cenneti ve cehennemi inkar ediyordu.
Hz. Ali'ye:
- Ya Ali, siz müslümanlar ölüme ve ölüm ötesine inaniyorsunuz; biz ise inanmiyoruz. Siz cehennemden kurtulmak, cennete girmek için bir sürü ibadet ediyor, mal harciyor, zahmete giriyorsunuz. Bu zahmet deger mi? Hem ölümden sonra tekrar dirilmenin olacagi ne malum? diye sordu.
Hz. Ali (r.a) adami sükunetle dinledi, sonra ona su cevabi verdi:
'Evet, ölümden sonra dirilmek, hesaba çekilmek, cennete veya cehenneme girmek, ya senin dedigin gibi yoktur; ya da bizim dedigimiz vardir. Önce senin dediginin dogru oldugunu düsünelim. Ölümden sonra ahiret hayati yoksa, seninle biz ayni durumdayiz. Sana da yok bize de yok. Bu arada bizim Yüce Allah için kildigimiz namazlarin, yaptigimiz ibadetlerin, hayir ve iyiliklerin, güzel ahlakin, verdigimiz zekat ve sadakalarin bize bir zarari olmaz. Ama, ya ahiret varsa, bizim dedigimiz dogru çikarsa, senin hâlin nice olur? diye sordu.
Adam, biraz durdu, düsündü ve sonra:
' Vallahi, her iki durumda da siz kârdasiniz, ahiret varsa vay bizim hâlimize! Yolunu ögret, ben de müslüman olacagim,' dedi ve müslüman oldu..
06.12.2009 - 15:46
KARLI KAYIN ORMANINDA
Karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım,
elini ver, nerde elin?
Ayışığı renginde kar,
keçe çizmelerim ağır.
İçimde çalınan ıslık
beni nereye çağırır?
Memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
Kayınların arasında
bir pencere, sarı sıcak.
Ben ordan geçerken biri:
'Amca, dese, gir içeri.'
Girip yerden selâmlasam
hane içindekileri.
Eski takvim hesabıyle
bu sabah başadı bahar.
Geri geldi Memed'ime
yolladığım oyuncaklar.
Kurulmamış zembereği
küskün duruyor kamyonet,
yüzdüremedi leğende
beyaz kotrasını Memet.
Kar tertemiz, kar kabarık,
yürüyorum yumuşacık.
Dün gece on bir buçukta
ölmüş Berut, tanışırdık.
Bende boz bir halısı var
bir de kitabı, imzalı.
Elden ele geçer kitap,
daha yüz yıl yaşar halı.
Yedi tepeli şehrimde
bıraktım gonca gülümü.
Ne ölümden korkmak ayıp,
ne de düşünmek ölümü.
En acayip gücümüzdür,
kahramanlıktır yaşamak:
Öleceğimizi bilip,
öleceğimizi mutlak.
Memleket mi, daha uzak,
gençliğim mi, yıldızlar mı?
Bayramoğlu, Bayramoğlu,
ölümden öte köy var mı?
Geceleyin, karlı kayın
ormanında yürüyorum.
Karanlıkta etrafımı
gündüz gibi görüyorum.
Şimdi şurdan saptım mıydı,
şose, tirenyolu, ova.
Yirmi beş kilometreden
NAZIM HİKMET
01.12.2009 - 21:33
SUSSS-MA
Butün bu cılgıldaklar
Pencerenin ağzına asılı
Bütün bu fırıldaklar
Bütün bu pervaneler
Bütün bu değirmenler
Bütün bu uçurtmalar ve uçaklar
Poyrazın doğrultusunda...
Gülibrişim, mimoza ve manolya, kavak
Yaprakları dahil
Bütün bu kıpır kıpır insanlar
Elleri kolları ve kulaklarıyla
Ve erken öten bir horozun sesiyle
Kaçmışlar öbür dünyaya şimdiden
Seslerini bırakmışlar geriye
Bu ölümlü dünyaya yadigar...
CAN YÜCEL
14.07.2009 - 20:46
Felsefemdir Kitab-ı İmanım
Felsefemdir kitab-ı imanım,
Taparım kendi ruhumun sesine,
Secde eyler hakikatimher an,
Kalbimin ateş-i mukaddesine.
Neyzen Tevfik
06.07.2009 - 03:39
gerçi anlamazsın emmevelakin....
Dünyanın ekvatorundaki bir noktanın dönüş hızı saniyede 467 metredir yani bu noktada koltuğunda oturan biri zaten bu hızla hareket etmektedir. Dünyamız Güneş'in etrafında daireye yakın eliptik bir yörüngede dönerken hızı saniyede 30 kilometredir.
----------------------
Güneş sistemimiz Samanyolu galaksisinde merkezden 25 bin ışık yılı uzaklığında, ortalarda bir yerdedir. Sistemimiz bu merkez etrafında, galaksideki diğer yıldızlarla birlikte saniyede 220 kilometre hızla döner. Her bir turunu 240 milyon yılda tamamlar.
-----------------
İnsanların duyu organları hız ve yöne değil, bunlardaki değişimlere hassastırlar. Dünya ile birlikte yaptığımız yolculukta hareketlerin hepsi sabit hızdadırlar. Yörüngeler düz olmasalar da mesafeler o kadar büyüktürler ki düz kabul edilebilirler.
Ses hızı saniyede 330 metre, ışık hızı 300 bin kilometre iken siz pazar günü oturduğunuz koltuğunuzda saniyede yaklaşık 400 kilometre hızla gidiyorsunuz. Bu hızla bir yere çarpmadan gidebilmek büyük şans doğrusu.
oku bakalım...moruk.....
oku...ve....düşün...
06.06.2009 - 23:06
GÜNEŞİN SOFRASINDA SÖYLENEN TÜRKÜ
Dalgaları karşılayan gemiler gibi,
gövdemizle karanlıkları yara yara
çıktık, rüzgarları en serin
uçurumları en derin
havaları en ışıklı sıra dağlara.
Arkamızda bir düşman gözü gibi karanlığın yolu.
Önümüzde bakır taslar güneş dolu.
Dostların arasındayız!
Güneşin sofrasındayız!
Dağlarda gölgeniz göklere vursun,
göz göze
yan yana
durun çocuklar.
Taşları birbirine vurun çocuklar.
Doldurun çocuklar,
doldurun
doldurun
doldur içelim.
Başları
göklere
atalım
serden geçelim..
Heeey, nerden geçelim?
Yalnayak
koşarak
devlerin
geçtiği
yerden geçelim.
Heeey
hop
Heeey
hep
birden geçelim.
Doldurun çocuklar,
doldurun
doldurun,
doldur içelim.
Dostların arasındayız!
Güneşin sofrasındayız! .
Nazım Hikmet Ran
06.06.2009 - 15:44
ŞARKILARIMIZ
Şarkılarımız
varoşlarda sokaklara çıkmalıdır.
Şarkılarımız
evlerimizin önünde durmalı
camlara vurmalı
kapıların ellerini sıkmalıdır,
sıkmalıdır
acıtana kadar,
kapılar
bağlı kollarını açana kadar...
Biz anlamayız
tek ağzın türküsünü.
Her matem gecesi
her bayram günü,
şarkılarımız
bir gaz sandığını yere yıkarak
sandığın üstüne çıkarak
kocaman elleriyle tempo tutmalıdır.
Şarkılarımız
çam ormanlarında rüzgar gibi bize kendini
hep bir ağızdan okutmalıdır! ! .
Şarkılarımız
ön safta en önde saldırmalıdır düşmana.
Bizden önce boyanmalıdır
şarkılarımızın yüzü kana..
Şarkılarımız
varoşlarda sokaklara çıkmalıdır!
Şarkılarımız
bir tek yüreğin
perdeleri inik
kapısı kilitli evinde oturamaz! .
Şarkılarımız
rüzgara çıkmalıdır...
01.06.2009 - 22:52
SEBASTIAN BACH (20792 Hit)
Güz sabahı üzüm bağında
Sıra sıra büklüm büklüm
Kütüklerin tekrarı.
Kütüklerde salkımların,
Salkımlarda tanelerin,
Tanelerde aydınlığın.
Geceleyin çok büyük çok beyaz evde,
Herbirinde ayrı ışık,
Pencerelerin tekrarı.
Yağan bütün yağmurların tekrarı
Toprağa, ağaca, denize,
Elime, yüzüme, gözüme
Ve camda ezilen damlalar.
Günlerimin tekrarı
Birbirine benzeyen,
Benzemeyen günlerimin.
Örülen örgüdeki tekrar,
Yıldızlı gökyüzündeki tekrar
Ve bütün dillerde 'seviyorum'un tekrarı
Ve yapraklarda ağacın tekrarı.
Ve her ölüm döşeğinde acısı tez biten yaşamanın.
Yağan kardaki tekrar,
İncecikten yağan karda,
Lapa lapa yağan karda,
Buram buram yağan karda
Esen tipide savrularak
Ve yolumu kesen kardaki tekrar.
Çocuklar koşuyor avluda.
Avluda koşuyor çocuklar.
İhtiyar bir kadın geçiyor sokaktan.
Sokaktan ihtiyar bir kadın geçiyor.
Geçiyor sokaktan ihtiyar bir kadın.
Geceleyin çok büyük, çok beyaz evde
Herbirinde ayrı ışık,
Pencerelerin tekrarı.
Salkımlarda tanelerin,
Tanelerde aydınlığın.
Yürümek iyiye, haklıya, doğruya
Dövüşmek yolunda iyinin, haklının, doğrunun
Zaptetmek iyiyi, haklıyı, doğruyu.
Sessiz gözyaşın ve gülümsemen gülüm,
Hıçkırıkların ve kahkahan gülüm.
Pırıl pırıl bembeyaz dişli kahkahanın tekrarı.
Güz sabahı üzüm bağında
Sıra sıra, büklüm büklüm
Kütüklerin tekrarı.
Kütüklerde salkımların,
Salkımlarda tanelerin,
Tanelerde aydınlığın,
Aydınlıkta yüreğimin.
Tekrardaki mucize gülüm,
Tekrarın tekrarsızlığı!
NAZIM HİKMET
16.05.2009 - 10:40
kitap önerilerim:
Richard Dawkins - Tanrı Yanılgısı
Charles M. Wynn-Arthur W.Wiggis - Yanlış Yönde Kuantum Sıçramalar
Erdoğan Aydın - Nasıl Müslüman Olduk?
Berrant Russel - Sorgulayan Denemeler
İlhan Arsel - Aydın ve 'Aydın'
14.05.2009 - 14:50
Yaşamı anlamlı kılmak bizim bu yolda attığımız adımlara bağlıdır.Laf olsun diye yazı yazmaya gerek yok.Yolumuzu bilim aydınlatır.Her düşündüğünü söyleme seni kimse sevmez diye bir söz vardır ya, doğru ve güzel olan sözler satırlarımıza ışık tutar.Kitap okumayı,yazı yazmayı severim.Kitap okumayı boş vakitlerimi geçirmek için değil yaşamımda ki boşlukları doldurmak için okurum.Selamlar..
11.05.2009 - 01:22
Teşekkürler ATE-NA güzel bir yanıt
10.05.2009 - 10:55
AKILLI OLAN İNSANLAR,AKILLARIYLA KIŞLARLAR VE O AKILLAR Kİ...ANCAK ALKIŞ ALIRLAR...
06.05.2009 - 23:28
Ağustos böceğinin halini hatırladım sadece...Bu baharın birde kışı var...göreceğiz nerede kışlayacaksınız...
03.05.2009 - 01:51
neden insanlar düşünceleriyle değilde hakaretleriyle buradalar? ? Yoksa dağarcıkları sadece hakaret mi dolu? ? ? Bu kadar sığ bu kadar basitler mi? ? ?
01.05.2009 - 22:48
allahu teala bu insana ilim bilim vermiş ama neyazikki AKIL VERMEMİŞ İYİKİDE VERMEMİŞ BİDE AKIL VERSE BU HAYYVANSI İNSAN KAFAYI İYİCENE SIYIRIR ORTALIĞADA AŞIRI ZARAR VE AYRİYETEN RUH HASTALIKLASRI HASTANESİNE BORÇ YAPARDI
30.03.2009 - 22:23
insanlara hakaret etmek ateistliğin gereğimidir hakan bey.ayrıca siz babanız gibi yiyor babanız gibi dışkılıyor ve dedeniz gibide toprağa gireceksiniz sizin ilim ve fenniniz bir çare bulamadımı? ilim ilimde neyinize derman oldu sizin ölüsüzleştirebildimi sizi yaşlanmayın ozaman,insanlığın ilk yaradılışıdaki temel ihtiyaçlar ne ise şu anda aynı ölüm kapısını kapatamayan ilimi ne yapayım.
20.02.2009 - 19:57
SESİMİZ (35958 Hit)
Çeneni avuçlarının içine alıp,
duvara dalıp
kalma! .
Çeneni avuçlarının içine alma! .
Kalk!
Pencereye gel!
Bak!
Dışarda gece bir cenup denizi gibi güzel,
çarpıyor pencerene dalgaları..
Gel!
Dinle havaları:
havalar seslerin yoludur,
havalar seslerle doludur:
toprağın, suyun, yıldızların
ve bizim seslerimizle...
Pencereye gel!
Havaları dinle bir:
Sesimiz yanındadır,
sesimiz seninledir...
NAZIM HİKMET
16.02.2009 - 23:42
asıl inananların robot oldugunu, sadece hayatları boyunca kendilerine yüklenenlerin peşinde gittiklerini, akıllarını kullanamadıklarını ve kullanmalarının bile yasssaakkk olduğunu ne zaman anlayacaksınız? ? ?
15.02.2009 - 18:09
... Ve robotların, oyuncakların dini olmaz; onlar Allaha inanmakla mükellef değillerdir.
14.02.2009 - 09:31
tanrı uludur uludur
afganistan ın
ırak ın
filistin in
bebeklerini
soldurur
07.02.2009 - 21:42
Tanrı uludur uludur
Senin gibileri böyle
ULUTUR.....
19.01.2009 - 00:31
bu nasıl keskin bir zekadır..gerçekten çok etkilendim.herkese de cevabını çok güzel,bilimsel gerçekliklerle vermişsiniz..iyiki sizin gibi savaşçılar var..artık yeryüzü gölgesinden korkanların mekanı oldu ne de olsa.. biliyorum kimse yinede öğrenemeyecek başka görüşlere saygı göstermeyi saldırmadan hakaret etmeden kabullenmeyi..bu toplumda öteki olmak zor gerçekten ama daha güçlü oluyorsunz öteki olduğunuzda..en azından sürüden olmuyorsunuz..bu yürekli duruşunuzu kutluyorum bu duruşun boş lafazanlık olmadığını görmekte beni mutlu etti ayrıca..bilgi güçtür..sevgiler.
Toplam 121 mesaj bulundu