Hacı Alim - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

Sâki Nam

Doğumda benzim soluk, tüyüm sarıymış
"Hele bir emsin kararır, büyür." demişler.

Ayaklanınca yürümeden koşuvermişim,
"Biraz koşsun düşünce, durur." demişler.

Bir ablam varmış, bir de gardaşım olmuş kıskanmışım,
“Bu çocuğa dikkat gardaşını, boğar.” Demişler.

Haylaz değilmişim birazcık korkakmışım,
"Dayağı yeyiverince öğrenir, vurur." demişler.

Biraz nekesmişim sevmezmişim vermeyi,
“Tadını bilince paylaşmayı, verir.” demişler.

İki yıl erkenden göndermişler mektebe,
“Boyu uzun bir şey olmaz, gider” demişler.

Yaşım dörtmüş Ulan! Bulamıyormuşum yolu,
“Gide gele alışır, bulur.” demişler.

İlkokul dörtte hep görmek isterken bir kızı,
“Aşk onun neyine büyüyünce, olur.” Demişler.

Ortaokulda hikâye yazmaya başlamıştım,
“Şimdi okul okusun ilerde, yazar” demişler.


Hikâyemi elimden almışlar bende şiir yazmışım,
“Öğretmenler odalarında bu çocuk, şair.” demişler.

Epey bir zaman yazamadan beklemişim,
“Biraz zaman geçsin kendini, bulur.” demişler.

Üniversiteye gittiğimde yaşım on altıymış,
“Başlasın bir bakalım illa ki, biter.” demişler.

Vakti gelince Bedo*’yu rahmete uğurlamışız,
“Yaşlılar sıra sıra gençler ara sıra, gider.” demişler.

Dört yıllık üniversiteyi sekiz sene de bitirmişim,
“ ilk dördü, ikinci dörtten beter.” demişler.

Uğruna şiir yazarak tavladığım hatun ile
“Bunlar bir olur evlenir, kalır.” demişler.

Narlıdere’ye muhafız birliğine teslim olunca,
“Senden iyi saygı nöbetçisi olur.” demişler.

Askerliği bitirip hemen bankacı başlamışım,
“Bu emekli olana kadar bankacı kalır.” demişler.

Adım Hacı soyadım Âlim benim,
“Onu bilen “Sâki” diye, bilir.” demişler.

Şimdi iki evlat ve eşimle ile Ankara’da meskenim,
“İki dünyada bahtiyar, olur.” Desinler.