Gürkal Gençay - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


Gürkal Gençay ‎......
Ben, kaderi kedere yazılmış ürkek bir nâra!
Ben, boşa çıkmış bir kehanetim cemiyetin rahminde. Bütün belalar bana yazılsın.
Bütün zindanlar benim üstüme kapansın.
Bütün köpekler bana saldırsınlar dar sokaklarda.
Ben, yaşamak kavgasında yenik düşmüş havari. Gençliğim, şizofren bir çıldırı halinde seyirtti durdu.
Ben belleği silinmiş bir yerliyim.
Ben, bir cenin.

Erken yaşta şizofreniye tutulmuş yarı depresif bir köylü. Ben, a'rafta kalmış bir yurtsuz.
Ben, beyni yıllarca acı sularla yıkanan çocuğum.
Yıllarca beynim yıkandı.
Çocuktum yıllarca, kirli bir çocuk!
Yıkanası bir çocuk.
Ben bir sakıncalıyım.
Ben bir lanetliyim.
Nevrotik bir yüzdür taşıdığım.
Ben, bu ülkenin, ben bu yığınların, ben bu toplumun nesi oluyorum?
Ben nesi oluyorum bu dünyanın?
Ben kimim soru soruyorum!
Bu ülke neresi? Burası neresi? Bu insanlar kim oluyor? Ben kimim?
Bu ülke belki de Babil!
Ben, Babil kulelerinde mi konuşuyorum yoksa?
Hayır, ben sadece kulak kesildim bu ülkeye.
Ben, gözleri kör, kulakları sağır, idrâkı bozuk bir sakıncalıyım.
.......
Ruhum elimden alınmıştır benim.
Ben kendi bedenine yük bir ölüyüm.
.....
Ben bir kaçağım.
Ben bir korkağım.
Ben bir küfürbazım.

Ben, sessiz bir çığlık!
Ben, soysuz bir parya!
Hayır! Hayır! Hayır!

Ey sanrılarım!
Ey yüreğimde büyüyen azık!
Ey gözlerimde demlenen hüzün!
Ben bir aşkıyayım!
Ben bir doğum sancısıyım!
Ben, yeşil gözlü bir kan pıhtısıyım!
Ben, ben, ben!
Evet, yani ben!

Ruhu çarmıha gerilmiş kanlı bir idrak!
Miyop bakışlarıyla soylu bir merak!

'acz'