Gürkal Gençay Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakk ...

  • Güli Rana
    Güli Rana

    04.12.2010 - 00:55

    Firkatu hicran düştü yaktı gönül bağımı,,musallaya çevirdi şu ezadan gamımı...

  • Güli Rana
    Güli Rana

    01.12.2010 - 01:38

    PİR SULTAN ABDAL'ım derdim ziyade
    İçilirmi yârsız yad ile bade
    Yâr odur ahrette şefaat ede
    Sadık yâr insanı yola getirir.

    Pir Sultan Abdal

  • Güli Rana
    Güli Rana

    29.11.2010 - 01:57

    Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
    Felekler yandı âhımdan murâdım şem’i yanmaz mı

    (Fuzûlî)

  • Güli Rana
    Güli Rana

    28.11.2010 - 17:25

    Aşkına düşeli yandım kül oldum

    Derdimdir Muhammet dermanım Ali

    Elin tutup bir mürşide kul oldum

    Yolumdur Muhammet erkanım Ali

    Hakikat bezmine kadim şah olan

    Cümle müminlere kıblegah olan

    Tarikat elinde mihri mah olan

    Demimdir Muhammet devranım Ali

    Mümin olur kör nefisten sakınan

    Muhabbetin güllerini takınan

    Dört kitabın beş yerinde okunan

    Bağımdır Muhammet reyhanım Ali

    Bir mihnet eyledim şahlar şahına

    Düzdüm katerimi aşkın rahına

    Yüzümü sürmüşem dost dergahına

    Üstadım Muhammet burhanım Ali

    Daimi’yim gördüm hakkın yolunu

    Derdim dost bağının gonca gülünü

    Teslim olup tuttum pirin elini

    Temelim Muhammet mekanım Ali


    0 Responses to “Aşık Daimi

  • Güli Rana
    Güli Rana

    27.11.2010 - 14:00

    Ben geldim terk i varan ettiler,,,,buna ne dersin en sevgili..? seni seven beni sevmezmi? ......

  • Güli Rana
    Güli Rana

    27.11.2010 - 12:24

    TAN OLMAK

    Tan olmak
    kutsamak için tanı;
    kuş olmak
    hayran olmak için kuşa;
    çimen olmak
    yaraşmak için çimen yaşamına:
    yitmekti sevmek
    sevilende.
    Yele oldum
    (günaydın, kısrak!)
    Taşyaprağı oldum,
    (iyi akşamlar, gelincik!)
    ve şu yassı çakıl
    öteki çakılların arasında
    dalgaların çarptığı.
    Değişim,
    artık değişmek istemiyorum:
    seviyorum.
    Aşk,
    artık sevmek istemiyorum:
    değişiyorum.

  • Güli Rana
    Güli Rana

    26.11.2010 - 19:47

    Hicran vuslatın gecesi ise; vuslat firakın şafağıdır fecridir...

    Fuzuli

  • Gürkal Gençay
    Gürkal Gençay

    26.11.2010 - 10:31

    *
    'Bu vadideki karanlığı
    ve büyük soğuğu düşün...'

    -Brecht-

  • Güli Rana
    Güli Rana

    25.11.2010 - 12:29

    Ruhun mu ateşyoksa o gözler mi alevden?

    Bilmembu yanardağ ne biçim korla tutuştu?

    Pervane olan kendini gizler mi alevden?

    Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu..

    Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse;

    Ay secde edip çehreneyerlerde sürünse;

    Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan

    Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...



    Ey sen kikul ettin beni onmaz yakışınla

    Ey sen kigönüller tutuşur her bakışınla!

    Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince

    Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince



    Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;

    Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.

    Gözler kibirer parçasıdır senden İlah'ın

    Gözler kisenin en katı zulmün ve silahın



    Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;

    Sen öldürüyorken devururken de güzelsin!

    Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden

    Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...



    Hasret sana eyy yirmi yılın taze baharı

    Vaslınla da dinmez yine bağrımdaki ağrı.

    Dinmez! Gönülüntapmanınaşkın sesidir bu!

    Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!



    Hasret çekerek uğruna ölmek kolaydı

    Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı..

    Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler

    Tek bendeki volkanları söndürse denizler!



    Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'

    İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil

    Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.

    Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum



    HUSEYIN NIHAL ATSIZ

  • Güli Rana
    Güli Rana

    24.11.2010 - 19:23

    Gönül kuşunun yuvası senin perişan saçlarındadır,eyyy peri gibi güzel sevdiğim gönlüm senin yanındadır,,gönül uykusuyla mest ol ve kirpiklerin birbirine değsin,çünkü senin kirpiğinin her ucunda gönlümün bin parçası vardır,,eyy tabip bana ilaç vermekten vazgeçç,,bana vereceğin asıl zehir bana aşk derdine şifa diye sunduğun dermandadır,,yokluğunda öyle büyük ölüm evvelliği varki bunca zamandır nasıl yaşıyorum hayret ediyorum! ! Fuzuli' aklımda kalan kısmı paylaşmak istedim yüreği güzel dostarla...

  • Gürkal Gençay
    Gürkal Gençay

    24.11.2010 - 14:44

    *
    Sustum;
    / bir tek, ağız doluyken konuşulmaz sanırdım
    yüreği doluyken de konuşamıyormuş insan...

    Keşke konuşabilseydim;
    şairler gibi, kâlb içre sızlayanı şi'r edebilseydim...

    Sustum...
    -

  • Güli Rana
    Güli Rana

    23.11.2010 - 13:24

    Mecaz hayvanlara,hakikat meleklere mecaz ile hakikat malik insanlara mahsustur...aşk sextir aslında aşık olmadığı biriyle sevişebilirmi hakiki insan ihanet edermi ruhuna bilmem ki?

  • Sus Emri Gibiydi Gidişin
    Sus Emri Gibiydi Gidişin

    17.11.2010 - 04:00

    *
    Mihrâba yürümeyi tercih eder kimi,
    kimi yaralanmayı...

  • Sus Emri Gibiydi Gidişin
    Sus Emri Gibiydi Gidişin

    16.11.2010 - 23:58

    *
    'Bu bağın üzümleri şaraptan yaratılmış...

    Öylesine mutlu ve esrik gölgemiz;
    yükselen göğ, kabaran bahr âşkına...'
    -

  • Gürkal Gençay
    Gürkal Gençay

    14.11.2010 - 22:56

    *
    Aşk denilen şey; seks isteğinin kristalize olmuş Hâlidir...
    Ekmeğe ulaşıldığı an biten bir şey yani / ve yalnızca insana özgü bir anomalidir...

    Ben hayvan gibi yaşayanlardanım...
    Meşki bilir ve lâkin aşkı bilmem...


    /
    (Paylaştığım Pascal konusu T.Dursun'dan alıntıdır)

  • İnci Eskicuma
    İnci Eskicuma

    14.11.2010 - 20:39

    *
    Sûfilere göre İsimler ve yollar yalnızca Haritadır. Yolculuğun kendisi değil.
    Mevlânâ ayrıca bir duvara asılı boş bir pazar sepetini bulduklarında esrik bir şekilde semâ etmeye başlayan Aç dervîşlerin
    hikayesini anlatıyor:
    Yoldan geçen birisi 'Ne Oluyor' diye bağırmış.
    'Sakin Olun. Ne de Olsa boş! '
    Dervîşler 'Kaybol' demişler.

    // ÂŞIĞIN GIDASI ÂŞKTIR //

    Biz Ekmek Âşkımızı Kutluyoruz.
    Ekmeğin Kendisini değil...



    ' Bilgilerinizle ve Engin Kültürünüzle Aydınlattınız...
    Teşekkür ediyorum Tüm Kalbimle....
    Saygılar.....

  • Gürkal Gençay
    Gürkal Gençay

    14.11.2010 - 19:38

    *
    Blais Pascal, Tanrıya inanmanın, inanmamaktan daha iyi bir bahis olduğunu ileri sürmüştü.
    Pascal’ın bahsi veya Pascal’ın gambiti olarak bilinen bu sav, Pascal’ın Karar Teorisini Tanrı inancına uygulamasıdır. Bu bahis, Pascal’ın Hıristiyan doktrinlerini savunmak üzere yazdığı Pensees adlı kitabında bulunur. Pascal burada Tanrıya inanmanın, inanmamaya göre her zaman daha iyi bir bahse girme olacağını, zira 1. durumdaki beklentiden elde edilecek kazancın 2. durumdaki beklenti sonucu kazançdan her zaman daha büyük olduğunu ileri sürer. Bu, Tanrının varlığı hakkında bir tartışma değil, Tanrıya inanma hakkında bir tartışmadır. Pascal bu savını özellikle geleneksel Tanrı mevcudiyeti tartışmalarında ikna olmayanlara yöneltmiş ve bu bahis şeklinde tartışma ile Tanrıya inanmanın, inanmamadan daha avantajlı olduğunu göstererek daha önceki tartışmaları yadsıyanların döneceğini ummuştur. Benzeri uygulamalar diğer din felsefelerinde, örneğin Hinduizm ve özellikle Budizm’de de vardır. İslamiyet’te de Hz. Ali’nin benzeri söz söylediği belirtilmektedir.

    Pensees’de Pascal’ın açıklaması şöyledir:
    Tanrı vardır, veya yoktur. Hangi tarafa meyledelim? Mantık burada karar veremez. Bizi ayıran sonsuz bir karmaşa var. Bu sonsuz uzaklığın sınırında yazı turayla sonuçlanacak bir oyun oynanmaktadır.O halde hangisini seçeceksiniz? Bakalım. Seçmek zorunda olduğunuza göre, hangisi sizi daha az ilgilendiriyor, görelim. Kaybedeceğiniz iki şeyiniz var; doğru ve iyi, ve ortaya koyacağınız da iki şey var, mantık ve bilinciniz ile bilgi ve mutluluğunuz.Doğanızın ise kaçınacağı iki şey var, hata ve acı. Seçmeye zorunlu olduğunuza göre, aklınız birini diğerine yeğlemekle artık şoka girmeyecektir.Bu nokta halloldu. Peki mutluluğunuz? Tanrının var olduğuna bahse girerek kazanç ve kayıpları tartalım. Bu iki olasılığı hesaplayalım.: Kazanırsanız her şeyi kazanırsınız, kaybederseniz hiç bir şey kaybetmezsiniz. O halde hiç duraksamadan Tanrının var olduğuna bahse girin.

    Pascal’a göre Tanrı, Hıristiyan Tanrısıydı. İncil ise Tanrının varlığına ait kanıt değil sadece bilgi veriyordu. *Dolayısıyla İncil’I okuyan bir insan şu seçeneklerle karşı karşıya idi:

    *Tanrıya inanabilir, ve Tanrı varsa, cennete gider, kazanç sonsuzdur.
    *Tanrıya inanabilir, ve Tanrı yoksa, kayıp sınırlıdır, dolayısıyla önemsizdir.
    *Tanrıya inanmayabilir, ve Tanrı yoksa, kayıp sınırlıdır dolayısıyla önemsizdir.
    *Tanrıya inanmayabilir, ve Tanrı varsa, cehenneme gider, kayıp sonsuzdur.

    Pascal bu olasılıklar ve istatistik prensipler yoluyla Tanrıya şartsız inanmanın daha iyi olacağı sonucunu çıkarmıştı. Bu, seçenekleri ve sonuçları ayrıntılı yazmak üzere bir oyun teorisi uygulaması olup kendi hipotezleri içinde geçerlidir.

    Ancak Pascal’ın bahsi, sahte ikilemli bir mantık hatasından dolayı bozuktur. Bu iki kıstas şudur: *1 - Tanrının var olduğu ve Hıristiyan teolojisindeki gibi cezalandırıp, ödüllendirdiği ile 2 - Var olmadığı. Görüldüğü gibi bir tanrı veya tanrılar olup olmadığı; bunların kuşkulanmayı ödüllendirip, körükörüne inancı cezalandırabileceği, veya dürüst akıl yürütmeyi ödüllendirip, sahte imanı cezalandıracağını, veya inanç ve inançsızlığı hiç cezalandırmayacağı gibi olasılıklar hiç hesaba katılmamış. Tabii kıstaslar daha da artar. Aslında bahis tamamen Hıristiyan tanrısına göre düzenlenmiştir. Ya tanrı veya tanrılar Hıristiyan değilse ve Hıristiyan inanırları cezalandıracak(lar) sa? Ya da güçlü bir varlık bir tanrıya inananları cezalandırıp, inanmayanları ödüllendirecekse? Yani, iki kıstası istediğin gibi seç, sonra da kendine uyan sonucu bul. *

    Ayrıca tanrının mümkün olduğu farzediliyor, yani varlığının sıfır olmayan ihtimali… Ama bu her zaman çalışmaz. Olasılık kavramında her biri 0 ihtimali olan sayısız olasılık da mümkün. Olasılık, bahsi olduğu şekliyle haklı çıkarmak için de kullanılamaz, çünkü tanrının mümkün olması tanrının mevcudiyetinin pozitif olasılığı olduğu anlamına da gelmez. *
    *
    Bir yandan da bu inanç şeklini sorgulayabiliriz. Bu ne biçim inançtır ki, doğru veya iyi olan yerine temeli ödül olabilir? Ya da ceza korkusuna dayanabilir? (Burada İslamiyetteki her fırsatta ‘inanmayanı yakarım, ne azaplar vardır’ cinsi tümceleri anımsanmaz olur mu?)
    Bunun bir ötesi de bahsi kabul edenin yaşamı boyunca dindar davranabilmesi halinde bile seçme seçeneğinin olmaması durumu. Çünkü örneğin İslamiyette olduğu gibi insanlar ne yaparsa yapsın o karar tanrıdan gelmiştir.

  • İnci Eskicuma
    İnci Eskicuma

    14.11.2010 - 16:56

    *
    Yahudiler İsa'yı Tanımaz.
    Protestanlar, Papa'yı Tanımaz.
    Baptisler İçki dükkanında birbirini Tanımaz...
    En İyisi // Pascal'ın Bahsi // değil mi? ? ... :))

  • Kudra Erleichda
    Kudra Erleichda

    11.11.2010 - 16:09

    Benim kalbim dumanlı odalarda büyüdü madam.
    Yalan yok! yalan asla olmayacak....

  • Naime Özeren
    Naime Özeren

    18.10.2010 - 23:51

    Miço yok artık.Cano öksüz kaldı.O' nun sevgi dolu bir yüreğe ihtiyacı var.


    MİÇO- ADAM ve CANO

    Adam dalgın, yürüyordu
    Daha gözleri bile açılmamış yavru
    Hain bir tekmeyle sertçe sokağa savruldu
    Cılız ama acı bir inilti duyuldu
    Suçluydu, hem de çok suçluydu yavru (!)
    Hiç lüks villanın İtalyan mermerlerine
    Pislemek olur muydu?
    Kalbi hızla çarpıyor, patileri titriyordu
    Adam aldı minik bedeni avcuna,
    Okşayıp başını, başladı tatlı tatlı konuşmaya
    Anne köpek olay yerine geldi apansız
    Yerdeki pisliği yalayıp yuttu çaresiz
    Sonra hışımla yavrusunun peşinden koştu
    Anladı, tehlike yoktu
    “Ah! Tanrı bu olmalı” dedi köpek, bebeğimi korudu
    Gel, dedi adam,
    Sen benim Miço’m ol, bu da senin Cano’ n
    Miço, adam ve Cano iyi bir üçlü oldu
    Adam bir gün atladı tekneden denize
    Miço da attı kendini, canı fedaydı sahibine
    O dönmeden uyku girmezdi gözüne
    Islak burnuyla koklardı havayı
    Huzur dolardı dönüşüyle içine

    Ilık rüzgârlar yön değiştirdi, sertleşti
    Sararıp soldu güz bahçeleri
    Sanki gökyüzünün dibi delindi
    Sımsıkı kapandı yazlık evin kepenkleri
    Adam bir günbatımı gitti ve dönmedi
    Miço yemeden içmeden kesildi
    Tüyleri döküldü, söndü sürmeli gözlerinin feri
    Gelmedi bir türlü beklediği sevgili
    Tam ümidin bittiği yerde
    Cano’ suna son kez baktı dönüp geriye
    Atıverdi kendini hızla gelen motosikletin önüne
    Terk edilmek ağır gelmişti vefalı yüreğine
    Köpeklerin de duyguları olduğunu bilmeyenler
    Sahil yolunda bir köpek ölmüş, deyip geçtiler
    Miço’ nun intihar ettiğini asla bilemediler…

    Naime ÖZEREN / Ekim 2010

  • Aşk Perisi
    Aşk Perisi

    18.10.2010 - 14:11

    Tutunurum.......Ruhumun Aşk Perisine....
    Gölgesiyle Sevişir O an; Aşkla açılmış kucakta
    Ürkek Ceylanlar....

  • İnci Eskicuma
    İnci Eskicuma

    17.10.2010 - 03:01

    *
    BENCE MÂLUMDUR

    dikenin
    kalbime battığı bir sonbahar günüdür
    sen elini bulutların içinde gezdirirsin
    bulutlar senin gözlerinin üstünde yürürler
    içini kurtlar kemirir
    bence malumdur
    buğulanmış camların arkasında masmavi yüzün
    senin ateşler içinde olduğun
    bence malumdur
    ellerin muhakkak çocuk elleridir
    hep kimsenin bilmediği türküler düşünürsün
    onlar neden daima okul türküleridir
    süleymancıktan bahseder
    kara toprakta açık yeşil bir yıldız gibi akıp giden
    süleymancıktan
    ve karınca yuvalarından bahseder
    ışıksız kömürsüz karınca yuvalarından
    gökyüzünde kızıl bir hilalin kaydığını görürsün
    sen ansızın gökyüzünde görünürsün
    gözlerinin rengi
    bence malumdur
    elinde değildir akşam serinliğinde üşüsün
    eylül'den itibaren geceler hazindir uzundur
    sokaklar yorulur uykuya varıp gelirler
    sokakların üstüne bulutlar gelirler
    bulutların üstüne yıldızların gözleri gelir
    bir yıldız bir yıldızın ardınca gider
    yıldızların kaybolduklari yer
    bence malumdur
    karanlıkta bir şeyler kopar dağılır
    uzaktan yabancı sesler duyulur
    sen elini bulutların içinde gezdirirsin
    elin hayallerimi dağıtır
    bilirsin
    sen elini bulutların içinde gezdirirsin

    ATTİLA İLHAN

  • İnci Eskicuma
    İnci Eskicuma

    16.10.2010 - 20:07

    *
    Derler ki; bazı hayatlar zaman içinde bağlıdır birbirine...
    Çağlar içinde yankı bulan eski bir çağrıyla zincirlidir ötekine....
    kader.... Âşkın çizdiği Yol..... Saygı ve Sevgilerimle....

  • Şafaknur Yalçın
    Şafaknur Yalçın

    15.10.2010 - 17:00

    sayfamı ziyaretiniz için teşekkürler efendim.saygılarımla.

Toplam 151 mesaj bulundu