......
Ben, kaderi kedere yazılmış ürkek bir nâra!
Ben, boşa çıkmış bir kehanetim cemiyetin rahminde. Bütün belalar bana yazılsın.
Bütün zindanlar benim üstüme kapansın.
Bütün köpekler bana saldırsınlar dar sokaklarda.
Ben, ...
......
Ben, kaderi kedere yazılmış ürkek bir nâra!
Ben, boşa çıkmış bir kehanetim cemiyetin rahminde. Bütün belalar bana yazılsın.
Bütün zindanlar benim üstüme kapansın.
Bütün köpekler bana saldırsınlar dar sokaklarda.
Ben, ...
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Gürkal Gençay Hakkında Yazılanlar Sayfası Antoloji.com
7 Şubat 2025 Cuma - 06:18:53
26.09.2014 - 19:14
nerelerdesin, annesinin gözbebeği.......hııııııııı....
03.04.2014 - 19:06
O Bir Butimardı Denizin Gözlerinde Ölen
................................………..……………………...Gürkal Gençay Anısına…
he canım!
dar vakitlere elvedalar sığmazdı, bilirdin;
zerdüşt çığlığına ölümleri biriktire biriktire
“gitme! derdin,
giderlerdi
ölürdün…
he canım!
kimse bilmezdi de öldüğünü kedilerinden başka;
ama ben,
bilirdim.
nerden bildiğimi sorma!
bilirdim;
kanamalı coğrafyamın bilmem kaçıncı hissi
“ağlıyor! ' derdi, ağıtlar yaka yaka
inlerdim;
ve anlardım ki,
annesiz gecelerde
başına yıkılırken o dört duvar
yine ölmüştü
saçlarına konan kelebekler…
şimdi;
seninkisi de “zengin kalkışı oldu! ' desem, değil
çünkü bilirdin,
her köşe başına düşerken kırlangıç yüreğin
açlığı da,
sigarasızlığı da…
hey!
sen!
“sevda kekemesi'
sana diyorum, sana!
az bir dur,
bu ne acele?
bak!
kediler de istemiyor gitmeni
ve dahi tüm dilsiz canlılar ki, hepsi
sahipsiz kalacaklarından korkuyorlar
ve de yaralı…
kedilerin diyorum, kedilerin!
çok özleyecekler seni.
tıpkı, diğer dört ayaklılar,
ayaksızlar;
kanatlılar,
kanatsızlar;
yerdekiler, göktekiler, sudakiler
ve topraktakiler gibi…
ne!
topraktakiler mi dedim ben?
…
lütfen, hoş gör,
dil sürçmesi işte!
hem değil mi ki,
“hafıza-i beşer nisyan ile maluldür”
hem bakarsın,
ay yüzlü bir dilber de özlemeye başlar seni/ üzülme!
ya da
gözlerinde öldüğün
o vefasız, deniz…
şiirlerin;
onlar da çok özleyecekler seni
ve yağarken gökten çok güzel bir gri
konup duracak pencerene eterdik kuşlar
hey!
hâkir dérvîş!
nerdesin?
diye diye…
oysa hiç bilmeyecekler
hâkir dérvîş'in
anılarını
toprağa gömmeye gittiğini…
ve bir de,
“abicim' dediğin de çok özleyecek seni
içimde üşüyüp duran
o lâl kesmiş çocuk gibi...
çünkü biz,
vefalıyız!
/ah!
yine düştü bir şairin dalından
can yarısı şiirler!
her dize
sus pus şimdi…/
he canım!
haklısın;
kırgındın ve de yorgun.
çünkü her aşk yarım kalmıştı ve o çok sevdiklerin
ya ölmüş,
ya da bırakıp gitmişti seni bir uçurum kenarında.
ve soluk alıp-verme savaşlarında yıkılıyordun en çok
gözlerinden korkuyordun sonra, çirkinliğinden
çizerken aynalara intihar hayallerini…
oysa,
gel demezdin, gelirlerdi!
git demezdin, giderlerdi!
yaralarından habersiz
yıkarlardı koca dünyayı başına,
kanardın!
ama ben…
ama ben…
ama ben sana git demedim ki!
hem,
kim oymuş ki gözünü kendi parmağıyla!
ki;
ben de oyayım…
sen,
heyy!
yattığı gaflet uykusunun kan gölü deryasında,
inançsız korsanı oynayan çocuk!
/ki, bunu diyen ben değilim;
“Karam başlıklı şiirinde,
sendin itiraf eden Puda'ya…/
demedim mi sana,
“merhametin olduğu kalpte, Allah da vardır' diye.
yanılmamışım!
ne güzel…
ki, “Fe deâ rabbehû ennî maglûbun fentasır” diye
dua eden de sensin!
not düşerken sessiz sedasız
hayatı'm dediğin yerde…
gittin;
rebi-ül-evvel kâmer'inin on bir'inde gittin.
ki, muhtemelen
on bir'i, on iki'ye bağlayan gecede
yine dua etmiştim sana.
ki can kuşunun uçtuğundan habersiz
ve kendi günahlarıma
ağlaya ağlaya…
gittin;
“hoşça kal” demeden gittin.
oysa sana, / uzun uzadıya
anlatacaklarım vardı daha!
şiirde gizli
o, “iki gülün' hikayesini...
ama
gittin;
...
...
oysa çay içecektik daha!
S.Ün – 03.04.2014
.................................................................
Şiir, 12.01.2014 tarihinde hayata veda eden şair-yazar Gürkal Gençay anısna kaleme alınmıştır.
Bu şiir bir vefa borcudur belki. Belki de bir dostun ölümünden ancak aylar sonra haberdar olmanın verdiği pişmanlık ve vicdan azabından dolayı, bir özür borcudur...ı
ALLAH RAHMET EYLESİN ŞAİR!
Duâmla....
23.03.2014 - 01:37
Az önce öğrendim seni kaybettiğimizi:(((
Seni yaşıyor sanırken, meğer 12 Ocak 2014 tarihinde kaybetmişiz...
Affet şair! Vefasızlığımı affet...
Ama unutulmayacaksın ve hep yüreğimde, dualarımda olacaksın...
10.11.2013 - 22:33
Şair - Yazar arkadaşımız Bay Gürkal Gençay
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**
* Özgür Antoloji Gazetesi Köşe Yazarları *
10.11.2013 - 16:25
Doğum Gününüzü Can-ı Gönülden Kutlar sağlık,sıhhat, huzur ve mutluluk dolu nice nice yıllar dilerim.
Sevgi, Saygı ve Muhabbetle
20.06.2013 - 00:16
Ölüm, bazen ceza, bazen bir armağan, çoğu zaman da bir lütuftur. (Seneca)
30.11.2012 - 00:23
oğulllllll...neredesin,neler yapıyorsun sen...ses soluk yok..merak ettim annesiii......sevgilerimle...
22.05.2012 - 14:11
hişştttttttttttt oğulllllllllll! ... :))))))))
14.05.2012 - 13:43
kentlerin tüm ağırlığını taşıyan akşamların kara libasında tek göz odalı damlardan bir vebalı bakış saldırısıyla pencerelerden, /camlardan yolarına (öznenin ölümü) taşan köylerin, kuru öksürük nöbetleri, yüksek ateş, ölümcül döl, lokman ruhu, kanlı ishal, tifo ve dualar
ve ölümün gözlerinden “xwinxwar' aç bir yırtıcı gibi bakan yeraltı tanrısının üç başlı köpeği
ve hastalıklar kocakarı ilaçlarının otacılığında ve üzerliğin leheb'in ve tekvir'in yatağında
minik yüreklere ecel oldular. (Muhteşem)
13.05.2012 - 21:54
Teşekkür ederim.
24.01.2012 - 12:28
Neden ama 'yoksun':((
28.12.2011 - 13:59
(bu yalnızlık, bu kayboluş ve her akşam kızıla boyanması şehrin; dudaklarımıza hep bardağın kırık tarafının denk gelmesindendir.../ ve nektarını içtiğimiz aşkın, siyahlar giyerek saklandığımız leyl içinde, bir serçe gibi ürkek ve tedirgin yüzümüzü hep sobelemesindendir...// kayboldukça “ebe” olduğumuz bir hayat... / ne garip! ..// o hâlde, hangi müntehir şairle paylaşmalı izimizi? ..)
Günün Şiiri seçilmiş Gazel adlı eserinin başlangıcı, seçilmesi fazlasıyla hakkıdır şairin..hatta her şiirinin..
10.10.2011 - 16:38
.
Çocukluğum,
kısa pantollu dérvişan,
ölü köpek bakışlı çocukluğum;
Seni, dinlediğin bütün masallardan tenzih ediyorum...
yüzüme vur şimdi, kandırılmış gülüşümü! ..
mükemmeldi.kutlarim şairi.saygılarımla.
23.06.2011 - 17:16
bana aşkı fısılda
öyle şeyler söyle ki içim erisin dudaklarında
.......
03.04.2011 - 01:11
garip ömrün garipliğinde yaşıyoruz aynı iklimde aynı yolda.
23.03.2011 - 16:09
* Ömrümün güzellik ağacı Nasılsın? Sarı Pisicik...
16.01.2011 - 01:01
Gazel
(bu yalnızlık, bu kayboluş ve her akşam kızıla boyanması şehrin; dudaklarımıza hep bardağın kırık tarafının denk gelmesindendir.../ ve nektarını içtiğimiz aşkın, siyahlar giyerek saklandığımız leyl içinde, bir serçe gibi ürkek ve tedirgin yüzümüzü hep sobelemesindendir...// kayboldukça “ebe” olduğumuz bir hayat... / ne garip! ..// o hâlde, hangi müntehir şairle paylaşmalı izimizi? ..)
bir melek müjdesi uçurursun
gökyüzüne
içinin cam kulelerinden.
kırılgan,
nahif.
kanadında yağmurlar taşıyan
bir leylek fırtınası geçer,
gözlerinin hüzün mevsiminden.
tutar yollara vurursun kendini
tüm şaşkınlığın üstünde,
tüm acemiliğin,
yağmurda çiçeklere su verirsin;
acılar biriktirdiğin kentin
nehirlerinden.
giderek başkalaşırsın
tutulduğun ayandonda.
ismini unutursun çiçeklerin,
sokakların adını,
bildiğin bütün şarkıları,
unutursun.
durup hayata bakarsın
içine çekildiğin nihilist kuyunun derinliğinden.
her köşebaşında bu şehrin,
gölgen karşılar seni.
her sokakta yankılanır ayak sesin,
senin değildir aynada gördüğün yüz,
tutunduğun herşey
inkar eder parmaklarının izini,
kaçamazsın;
kuşatmacı yakarıların hiçliğinden.
artık yabancısındır
yunus gülüşüne içirdiğin sevincine;
kuşlara su vermeyi unutursun,
kirletilmemiş bir şey kalmaz,
anlatılan hikâyelerin öznesinde.
pıhtısında,
çaresizlik birikir yaralarının
kanar kanadıkça,
saramazsın.
artık kendine sorduğun tüm sorular
yanıtsızdır.
çırpındıkça kanatlarından
bir tüy daha dökülür.
bir çıkmaz sokak telaşında,
ateş ile sınanır sabrın.
içindeki turkuaz adada
kendine çıkan yollar,
seni soluksuz koyan sevdalar,
kaybolduğun her semtte
bir soru işareti gibi yakana yapışır
ve artık bilirsin ki;
ölülerin yasası;
ardında kalanı,
yarım bırakmaktır...
Gürkal Gençay
13.Haziran.2006.Çarşamba
Deniz Köşkleri / İstanbul
(Gökyüzüne müjdelenen tüm meleklere)
bu şiiriniz günün şiiri olmuş gürkal gençay bey..fakat şiir yorum puana herşeye kapalı..sizin bu duygularınızdan kalkarak,şiirin bende yarattığı duygu titreşimlerini ben de size geçirmek isterdim..deniz köşklerinde böyle güzel yazılıyor anlaşılan..kutlarım..
19.12.2010 - 21:19
Yemin ederim ki ölümümün gözlerinin önünde olmasını isterdim. Gör ki aşk için ölmek ne demekmiş.”
(Şems-i Tebrizi'den Mevlana'ya bırakılmış son not)
18.12.2010 - 00:37
Ruhuna gönlüne hayran olduğum,gece gündüz suretine büründüğüm
gülümsemek ayyüzüne melekler gibi...
15.12.2010 - 22:35
*
*
'Bu bağın üzümleri şaraptan yaratılmış...
Öylesine mutlu ve esrik gölgemiz;
yükselen göğ, kabaran bahr âşkına...'
-.....
15.12.2010 - 03:01
'Dostların en güzeli' tek anlayanım,
güzel yüreğine aşina sevdiyarın...
14.12.2010 - 15:40
Beni sen den gayrı aşık anlamaz göremez Muradiyem..
06.12.2010 - 12:40
Firkatü hicran düştü, söyleyinde bileyim, Düştüğün yollarından, yar ardından geleyim. Perişanım gönlümde, gölgene kul köleyim, Söyle canım tabib’im, yarama ney süreyim Gül-i rana
04.12.2010 - 15:47
Dostlukmuş vefaymış hı ' eyy kainat benim dervişim nerde? ? bunun hesabını soracağım,, onu on dan alan herşeye,,,,,,,,,,,,! ! !
Toplam 151 mesaj bulundu