Her sabah dünyanıza pırıl pırıl ışıl ışıl sıcacık aydınlık doğsun güneş Ömrünüzce sağlık mutluluk huzur sevinç umut olsun gönlünüze eş Yaşadıkça hayat rengarenk bir bahar gibi gülümseyip dursun size Bir gün bile hüzün düşmesin sizin o sevgi dolu duygu yüklü yüreğinize 06.08.2013 savaş gürsoy
Bu gün senin Doğum Günün Biraz şans, biraz sevgi ve sabır, birer parça zaman, başarı ve memnuniyeti de eklersek malzemelere, hepsini karıştırıp senin için uzun ve dileklerinin gerçekleştiği bir 'hayat pastası' yapabiliriz sanırım. O Zaman Nice Mutlu Yıllara ve yaşlara! Saygı ve Sevgilerimle. dღ ❤ Mutlu ❤ Huzurlu ❤ Bir❤ Hafta❤ Herkese❤ ღ
╚ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ೋ ღ ❤ ღ ೋ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ❤ ღ Güne iyi başla, Üzgün olma, Nefret etme, Aşkı yaşa, Yaşamı sev, Dünü unut, Işığını yansıt, Ne olursa olsun gülmeyi unutma... diyerek hayırlı sabahlar ve güzel bir gün olması dileğimleist dan Ahmet
Bu gece yoklugunun dökümünü yapiyorum. Aylar önce sensizlige yazdigim siiri okudum, bir de dün gece yazdigimi...
Hiç fark yok... Neden azalmiyorsun bende? Neden gidisin dün gibi?
Neden sana yazdigim her yazi, hep ayni yerde tikaniyor? Ben bugüne kadar kimseyi yoklugunda bu kadar önemsemedim Kimseyi yoklugunda bu kadar özlemedim...
ve suna emin ol; hiç kimse, yok'ken bu kadar sevilmedi...
Benim karsima 'ask' diye bu sonucu çikaran, yarim kalmis'liktan baska bir sey degil, bunun farkindayim..Ama iyi ama kötü, bitmeli her hikaye! Sen bitmedin. Bitmeyensin.. Ayriligin adini koyamadik sevgilim.
Iste bu yüzden kopamadik birbirimizden bir türlü.. Ben yarim kalan ve adi konmayan hiç birseyi unutmam... unutamam.....
içimde sizisi kalir. Ya hersey yasanacagi yere kadar yasanip sona ermeli ya da ayrilik sözkonusu oldugunda bir daha kimsenin çiti çikmamali! Biz bunu basaramadik, ayrilamadik!
Sen yasanip da bitseydin eger hatrima gelmezdin. Seni bu kadar yazilasi yapan, yarim kalmisligindir.. O gecenin sabahinda, ayriligin aklina nerden geldigini biliyorum...
Anlamistin benim soyut' a tutkun oldugumu... O yüzden gittin kim bilir...
Sevilmek için, güzel hatirlanmak için, kayiplara karismayitercih ettin... hakliydin belki de...
Olagan hiç birseyi sevemedim ben hayatim boyunca..... Herkesin,her an yasadigi hiç birseyi benimsemedim... Ben yasadigim hiçbir aski hayatin akisina birakmadim. Bunu yapanlar her zaman kaybeder...
Zaman denilen kavram düsmanidir askin... eger ortada ask denen bir sey varsa, ne yapip edip zamani durdurmali. Biz bunu basaramadik....
oysa bu o kadar zor bir sey degildi sevgili... Farkli bir dokunus,agizdan çikan ve bugüne kadar kullanilmamis bir söz yeterdi zamani durdurmaya.....
Ben, asktan söz açildiginda zamani durduramayan kimseyi sevemedim... Ondandir belki de varliginda sevemedigim insanlari, yoklugunda düslemek....
Belki de onandir, yanindaylen yüreginin gurbetine düstügüm bir sevgiliyi, silasinda özlemek.. Yoklugun hiç de adil degil... beni yok ediyor, seni var ediyor sevdigim..
Evet seviyorum seni varligina ragmen!
Üç mevsim degisti bu sehirde ama ben varliginla-yoklugunun tezatini çözemedim... seni yasamak istemiyorum! ....
öyle bir sen yarattim ki sen yokken, yasanildigi an yitirir anlamini... sen yokken yarattigim sen, yasakladi sana dokunmami...
Sana düsman bir sen var içimde.... seni senle savastiryorum, olan bana oluyor...
Tam olarak hatirlamiyorum ama uzun zaman önce bir yerden duymustum bu sözü, 'HANI RUHLARIMIZ ÖPÜSÜR YA? BASKASINDAYKEN AGZIMIZ...
' su an varliginla yoklugunun tezatini bu sekilde tanimliyorum, seni senle savastirirken maglup olan yüregime...
Birkaç ay geçtikten sonra, daha anlasilir bir tanim bulabilirim elbet ama simdi gerçek olan bu; RUHLARIMIZ ÖPÜSÜYOR SEVGILIM...
Gidisin beni yaralamadi, aksine daha bir sevilir hale geldin... Varligindaki seni, yoklugundaki sen kadar sevemezdim... 'Keske sen yanimda oslaydin,keske bir seyler yapip da seninle zamani durdursaydik' diye hayiflanmiyorum artik.....
Her ne kadar adi konmasa da bir kopusun, her ne kadar vazgeçmeyi beceremesek de, ayrilik ihtiyaçtandi bu hikayede....
Yazik! son sözü zaman söyleyecek... Yazik! bu sefer hayatin acimasiz akisina biraktik aski...
Ben senden kalan ayriliga bile yas tutamiyorum adam gibi! Bunu engelleyen senin varligin...
ben bunca zaman yoklugundaki senle hayati paylassaydim ve böyle bir senle ayriligi yasasaydim, hiçbir siir kolay kolay hayata döndüremezdi beni...
iste bu kadar güzeldir senin yoklugun... iste bu kadar ayrilgina üzülmemi engelliyor varligin.....
VARLIGININ CANI CEHENNEME, YOKLUGUNU ALMA BARI.....
eyyy sevgili.... dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgi.......... O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İns...an bir başka ışığa teslim olur... Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan... Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır. Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır... Bazen denizler, kıyılar çeker insanı. İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu. Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara... Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...
İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler, kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...
Birazdan sabah olacak... Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular başlayacak... Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...
Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış. Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını, cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...
Ateşi gözlerinden almıştım....................Hangi dağın volkanıydın.....İçime erirken üşürdüm....... Şimdi yaktığından arta kalandır yüreğim......Yokluğunun dumanı tüter gözlerimde......Yalnızım.......Yüreğimin cesetini taşıyorum......Göğüs taftamda......Sigara gibi söndürüyorum.......Dilimdeki ateşi......Ve en uzak...yıldızlar gibi Susuyorum.....Bağ bozumuyum.......Kuşlarca kirpiklerime tüner.......Yüzümün gurbet yollarına dökülür......Gözyaşlarım......Susarsam......Gece ormanlarınca ürperirim.....İçim acır bilmez misin? .....Acırsam sürülmüş tarlalarca derinden......İçim acır.......Yangın başlar yaralarımda.....Eylül senle birlikte yağmurları da götürdü......Küle dönerim......Gözlerin zülfün telinden bir tuzaktı......Kınından çıkmış pusuda bir bıçaktı........Ellerinin suskun soğukluğunda........Bozkır çalıları gibi kararıp kaldım ara yerde......Tutunduğum dağla sustum.....Dağ gibi sustum......Artık tamamlanmıştır yalnızlığım......Düşlerimin uçuruma sürüklendiği yerdeyim.......Şimdi yanımda olsan......Ellerin gezinseydi alnımın sürgün çizgilerinde......Acılarım böyle koymazdı bana.....Sevinç şarkıları terketmezdi......Keder denizinde boğulmazdım......Kalbim; buz dağı.....Sen yanımda olsaydın üşümezdim......Yüreğimin gün gören yerinde gül büyüteceğim......Bir gülümsemeyle yüzüme taşıyacağım.....İki damlacık kirpiklerime tırmanacak sevinçten......Ne iyi etmişim diyeceğim......Doğacak günü beklemekle.......Ne iyi.......Gök gözlerinde halaya dursun diye kırlangıçlar.....Kederi ve kahrı bir su iştahıyla yenerek......Yeşertsin diye bu yürek..........Güneşli bir günde bekleyeceğim gelişini......Güneşli bir günde…………..
06.08.2013 - 21:14
Sevgili antoloji arkadaşım;
Doğum gününüzü en içten dileklerimle kutlar, yaşam boyu başarı ve mutluluklar dilerim.
Hayat sevgi kadar güzel aşk gibi güçlü olsun..
Doğum gününüzün anısına ** RÜYA ** gibi şiirimin şarkısını aşağıdaki linkten dinlemek ister misiniz?
http://www.ibrahimyilmaz-siirleri.com/bestelenen-1.html
** RÜYA GİBİ **
Rüya gibi uçup bitti
O güzelim mutlu anlar
Bir hayaldi geçip gitti
O sevecen tatlı yıllar.
Mazideki o yıllara
Şöyle dönüp bir baksana
Sarhoş eden duygu gibi
Alır bizi kollarına.
Solmaz denen güzellikler
Hep yalanmış yalan meğer
Hayat denen tüm gerçekler
Bir anlık rüyaymış meğer.
Nerde şimdi nerde kaldı
Yalan olan çocukluğum
Bir yıldızdı kaydı gitti
Aşka kanan o gençliğim.
Kutlu olsun doğum günün
Mutlu olsun melek yüzün
Aşkla gülsün bütün ömrün
Sevip sarsın petek gönlün.
İbrahim Yılmaz
Güfte: İbrahim Yılmaz
Beste:Ersin Kayışlı - Mustafa Açıkgöz
Okuyan: Mustafa Açıkgöz
Not:bu şarkının yasal telif hakları mevcuttur.
Bestekar saygıdeğer Ersin Kayışlı hocama ve şarkıyı okuyan saygıdeğer Mustafa Açıkgöz kardeşime sonsuz teşekkürlerimi sunarım...
Ayrıca ANTOLOJİ sayfamdaki şiirlerimi okuyup yorum yaparsanız çok mutlu olurum.
Tekrar nice mutlu yıllar diler. Akçaydan selam ve sevgilerimi iletiyorum.
İbrahim Yılmaz
06.08.2013 - 14:16
Her sabah dünyanıza pırıl pırıl ışıl ışıl sıcacık aydınlık doğsun güneş
Ömrünüzce sağlık mutluluk huzur sevinç umut olsun gönlünüze eş
Yaşadıkça hayat rengarenk bir bahar gibi gülümseyip dursun size
Bir gün bile hüzün düşmesin sizin o sevgi dolu duygu yüklü yüreğinize
06.08.2013
savaş gürsoy
06.08.2013 - 12:01
Bu gün senin Doğum Günün Biraz şans, biraz sevgi ve sabır, birer parça zaman, başarı ve memnuniyeti de eklersek malzemelere, hepsini karıştırıp senin için uzun ve dileklerinin gerçekleştiği bir 'hayat pastası' yapabiliriz sanırım. O Zaman Nice Mutlu Yıllara ve yaşlara! Saygı ve Sevgilerimle. dღ ❤ Mutlu ❤ Huzurlu ❤ Bir❤ Hafta❤ Herkese❤ ღ
╚ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ೋ ღ ❤ ღ ೋ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ❤ ღ
Güne iyi başla,
Üzgün olma,
Nefret etme,
Aşkı yaşa,
Yaşamı sev,
Dünü unut,
Işığını yansıt,
Ne olursa olsun gülmeyi unutma... diyerek hayırlı sabahlar ve güzel bir gün olması dileğimleist dan Ahmet
06.08.2013 - 10:59
Doğum Gününüzü Kutlar sağlık,sıhhat, huzur ve mutluluk dolu nice nice yıllar dilerim.
Sevgi, Saygı ve Muhabbetle
11.06.2010 - 19:05
Bana Seni Yazdiran Yarim Kalmisligindir
Bu gece yoklugunun dökümünü yapiyorum.
Aylar önce sensizlige yazdigim siiri okudum,
bir de dün gece yazdigimi...
Hiç fark yok... Neden azalmiyorsun bende?
Neden gidisin dün gibi?
Neden sana yazdigim her yazi, hep ayni yerde tikaniyor?
Ben bugüne kadar kimseyi yoklugunda
bu kadar önemsemedim
Kimseyi yoklugunda bu kadar özlemedim...
ve suna emin ol; hiç
kimse, yok'ken bu kadar sevilmedi...
Benim karsima 'ask' diye bu sonucu
çikaran, yarim kalmis'liktan baska bir sey degil,
bunun farkindayim..Ama iyi
ama kötü, bitmeli her hikaye! Sen bitmedin.
Bitmeyensin..
Ayriligin adini koyamadik sevgilim.
Iste bu yüzden kopamadik birbirimizden bir türlü..
Ben yarim kalan ve adi konmayan hiç birseyi unutmam...
unutamam.....
içimde sizisi kalir. Ya hersey yasanacagi yere
kadar yasanip sona ermeli ya da
ayrilik sözkonusu oldugunda bir daha
kimsenin çiti çikmamali!
Biz bunu basaramadik, ayrilamadik!
Sen yasanip da bitseydin eger
hatrima gelmezdin. Seni bu kadar yazilasi yapan,
yarim kalmisligindir..
O gecenin sabahinda, ayriligin aklina
nerden geldigini biliyorum...
Anlamistin
benim soyut' a tutkun oldugumu...
O yüzden gittin kim bilir...
Sevilmek için, güzel hatirlanmak için,
kayiplara karismayitercih ettin...
hakliydin belki de...
Olagan hiç birseyi sevemedim ben hayatim boyunca.....
Herkesin,her an yasadigi hiç birseyi benimsemedim...
Ben yasadigim hiçbir
aski hayatin akisina birakmadim.
Bunu yapanlar her zaman kaybeder...
Zaman denilen kavram düsmanidir askin...
eger ortada ask denen bir sey varsa,
ne yapip edip zamani durdurmali.
Biz bunu basaramadik....
oysa bu o kadar zor bir sey degildi sevgili...
Farkli bir dokunus,agizdan çikan ve bugüne kadar
kullanilmamis bir söz yeterdi
zamani durdurmaya.....
Ben, asktan söz açildiginda zamani durduramayan
kimseyi sevemedim... Ondandir belki de varliginda
sevemedigim insanlari,
yoklugunda düslemek....
Belki de onandir, yanindaylen yüreginin gurbetine
düstügüm bir sevgiliyi, silasinda özlemek..
Yoklugun hiç de adil degil...
beni yok ediyor, seni var ediyor
sevdigim..
Evet seviyorum seni varligina ragmen!
Üç mevsim degisti bu sehirde
ama ben varliginla-yoklugunun tezatini çözemedim...
seni yasamak istemiyorum! ....
öyle bir sen yarattim ki sen yokken,
yasanildigi an yitirir anlamini...
sen yokken yarattigim sen,
yasakladi sana dokunmami...
Sana düsman bir sen
var içimde.... seni senle savastiryorum,
olan bana oluyor...
Tam olarak hatirlamiyorum ama uzun zaman
önce bir yerden
duymustum bu sözü,
'HANI RUHLARIMIZ ÖPÜSÜR YA?
BASKASINDAYKEN AGZIMIZ...
' su an varliginla
yoklugunun tezatini bu sekilde tanimliyorum,
seni senle savastirirken maglup
olan yüregime...
Birkaç ay geçtikten sonra,
daha anlasilir bir tanim
bulabilirim elbet ama simdi gerçek olan bu;
RUHLARIMIZ ÖPÜSÜYOR
SEVGILIM...
Gidisin beni yaralamadi,
aksine daha bir sevilir hale geldin...
Varligindaki seni, yoklugundaki sen kadar sevemezdim...
'Keske sen yanimda
oslaydin,keske bir seyler yapip da seninle
zamani durdursaydik' diye
hayiflanmiyorum artik.....
Her ne kadar adi konmasa da
bir kopusun, her ne
kadar vazgeçmeyi beceremesek de,
ayrilik ihtiyaçtandi bu hikayede....
Yazik! son sözü zaman söyleyecek...
Yazik!
bu sefer hayatin acimasiz
akisina biraktik aski...
Ben senden kalan ayriliga bile yas
tutamiyorum adam gibi! Bunu
engelleyen senin varligin...
ben bunca zaman yoklugundaki senle hayati
paylassaydim ve böyle bir senle ayriligi yasasaydim,
hiçbir siir kolay kolay hayata
döndüremezdi beni...
iste bu kadar güzeldir senin yoklugun...
iste bu kadar
ayrilgina üzülmemi engelliyor varligin.....
VARLIGININ CANI CEHENNEME,
YOKLUGUNU ALMA BARI.....
15.04.2010 - 20:26
eyyy sevgili....
dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgi..........
O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır.
Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.
Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar.
Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular yoktur.
Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.
İns...an bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil,
içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir.
Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur.
Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın
hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de...
Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının
çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir
sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,
kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı
hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.
Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda,
gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri,
o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim.
Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili.
Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer.
Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...
Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer.
Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,
hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.
Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır...
Bazen denizler, kıyılar çeker insanı.
İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde
yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...
İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda
umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler,
kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının
korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...
Birazdan sabah olacak...
Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular başlayacak...
Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve
hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...
Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış.
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını,
cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri
alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...
Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...
Aşkta yarın yoktur sevgili......
30.03.2010 - 00:28
İÇİME ERİRKEN ÜŞÜRDÜM! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !
Ateşi gözlerinden almıştım....................Hangi dağın volkanıydın.....İçime erirken üşürdüm....... Şimdi yaktığından arta kalandır yüreğim......Yokluğunun dumanı tüter gözlerimde......Yalnızım.......Yüreğimin cesetini taşıyorum......Göğüs taftamda......Sigara gibi söndürüyorum.......Dilimdeki ateşi......Ve en uzak...yıldızlar gibi Susuyorum.....Bağ bozumuyum.......Kuşlarca kirpiklerime tüner.......Yüzümün gurbet yollarına dökülür......Gözyaşlarım......Susarsam......Gece ormanlarınca ürperirim.....İçim acır bilmez misin? .....Acırsam sürülmüş tarlalarca derinden......İçim acır.......Yangın başlar yaralarımda.....Eylül senle birlikte yağmurları da götürdü......Küle dönerim......Gözlerin zülfün telinden bir tuzaktı......Kınından çıkmış pusuda bir bıçaktı........Ellerinin suskun soğukluğunda........Bozkır çalıları gibi kararıp kaldım ara yerde......Tutunduğum dağla sustum.....Dağ gibi sustum......Artık tamamlanmıştır yalnızlığım......Düşlerimin uçuruma sürüklendiği yerdeyim.......Şimdi yanımda olsan......Ellerin gezinseydi alnımın sürgün çizgilerinde......Acılarım böyle koymazdı bana.....Sevinç şarkıları terketmezdi......Keder denizinde boğulmazdım......Kalbim; buz dağı.....Sen yanımda olsaydın üşümezdim......Yüreğimin gün gören yerinde gül büyüteceğim......Bir gülümsemeyle yüzüme taşıyacağım.....İki damlacık kirpiklerime tırmanacak sevinçten......Ne iyi etmişim diyeceğim......Doğacak günü beklemekle.......Ne iyi.......Gök gözlerinde halaya dursun diye kırlangıçlar.....Kederi ve kahrı bir su iştahıyla yenerek......Yeşertsin diye bu yürek..........Güneşli bir günde bekleyeceğim gelişini......Güneşli bir günde…………..
Toplam 7 mesaj bulundu