Nurdan Özkan - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

…”Beni dinleyin. Bunlar beni sağ komazlar. Oğlumun adını Memed koyun.”
Dışarı çıktı. Tüfeği havaya kaldırdı:
“Teslim,” diye bağırdı. “Teslim oldum, Asım Çavuş”
Asım Çavuş, iri yarı, pala bıyıklı, büyük gözlü, babacan tavırlı, kalın dudaklı, yakışıklı bir adamdı.
Memedin teslim deyişine şaştı. İnanmadı.
“Teslim mi İnce Memed? ” diye bağırdı.
Öteki ölü bir sesle:
“Teslim, teslim Çavuş,” dedi. “Muradına erdin.”
Çavuş candarmalara döndü:
“Siperlerinizden çıkmayın. Ben gideyim. Belki yalandır.”
Az sonra çavuş mağaranın kapısındaydı. Vardı Memedi elinden tuttu. Gülerek:
“Geçmiş olsun İnce Memed! ” dedi.
İnce Memed: “Sağol.”
Iraz köşede büzülmüş, küçülmüştü.
“Hala inanmyorum senin teslim oluşuna İnce Memed! ”
Memed sustu. Kelepçeye ellerini uzattı.
Iraz yerinden ok gibi fırladı.
“Çavuş, çavuş,” dedi. “Sen de İnce Memedi teslim mi aldım diyorsun? ”
Köşeye gitti. Bebeğin üstündeki kilimi çekti. Bebek ortaya çıktı. Gözleri yumuktu.
“İşte bu teslim aldı İnce Memedi. Siz de erkeğim diye övünüyorsunuz.”
Asım Çavuş bunu beklemiyordu. Bir Hatçeye, bir Iraza, bir Memede baktı. Gülümsemesi dudaklarında kaldı. Elini Memede uzattı, kelepçeyi aldı.
“İnce Memed! ” dedi, sustu.
Göz göze, öylece sustular kaldılar.
“İnce Memed! ..”
Sesi gürledi:
“İnce Memed, ben de bu durumda seni teslim alacak adam değilim.”
Belinden beş tarak fişek çıkarıp yere attı:
“Ben gidiyorum. Arkamdan ateş et,” dedi.
Kendisini, bağırarak dışarı attı.
Memed arkasından ateş ediyordu.
Arkadaşlarının yanına gelen Asım Çavuş:
“O namussuz teslim olur mu hiç? Beni vurmak için yapmış o oyunu. Kendimi yere atmasam kurşunu yiyordum. İyi ki ihtiyatlı yürüyordum. Fırtına geliyor. Aşağı inelim. Hepimiz donar ölürüz.”…