Gül Güzeli Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkınd ...

  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy

    10.10.2015 - 19:16

    Site arkadaşımız Bayan * Gül Güzeli *

    ** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**

    Işık German Ersoy

  • Bayram Yelen
    Bayram Yelen

    10.10.2015 - 02:11

    Doğum günün kutlu olsun. Sağlıklı sıhhatli başarılı ve mutlu uzun ömürler. Selamlar, sevgiler.

  • Celal Dost
    Celal Dost

    12.04.2015 - 17:24

    gün geldi hayata küstüm
    büyük bir boşluğa düştüm
    neredeyse kafayı üşüttüm
    bu dünya böyle yaşanır mı?

    sevdim ama kavuşamadım
    kahırdan perişan oldum
    dünyadan da ahiretten de vazgeçtim
    bu dünya böyle yaşanır mı?

    baktım olmuyor vazgeçtim
    yeniden sevdim,yeniden güldüm
    hayatı ve kendimi buldum
    meğer bu hayat böyle yaşanırmış...


    c.t. 12/04/2105 15.20

  • Baturalp Bozkurt
    Baturalp Bozkurt

    10.12.2014 - 12:10

    Merhaba Sevgili Dost! ... Mutlu ve güzel bir gün geçirmenizi diliyorum sevdiklerinizle...

  • Alonewolf Flowenola
    Alonewolf Flowenola

    10.12.2014 - 10:57

    Aradığın şey o kitaplarda değil, aradığın şeyi okuyarak bulamazsın.

    Sende eksik olan şeyi gözlerinle tamamlayamazsın.

    Aradığın şeyi Dünya’da arayacaksın, aradığın şeyi yüreğinle bulacaksın.

    Dünya’da ki tüm kitaplar, tüm hesaplar, akıl oyunları, sayfalarca laflar, sevginin yerini tutmaz.

    Okuyarak öğreneceksin ama severek anlayacaksın. ” (Şems-i Tebrizi

    HER ŞEYİ SENİN İÇİN VAR ETTİM DİYEN RABB'İNE;
    HER ŞEYİ SENİN İÇİN TERK ETTİM DİYEBİLMEKTİR

  • Mehmet Kutsi
    Mehmet Kutsi

    10.12.2014 - 09:32

    SEVMEK Kişi sevdiğiyle olmak ister! . Sevdiğinin hâliyle hâllenir… Sevgisi kadarıyla, onunla yaşar! . Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için, çoğunlukla, “beğeni” ile “sevgi”yi birbirine karıştırırız.. “Beğeni” yanında “sahip olma” arzusuyla açığa çıkar! . Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın… Bu tüm mahlukatta çok yaygın bir duygudur! . Kimi, beğendiğini cebine sokar; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister; kimi yakalayıp inine sürükler… Her mahlûk yaradılış fıtratına göre, beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister. “Sevmek” ise bundan çok farklıdır… Sevince, yanlızca sevdiğin için yaşamak istersin! . Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana, onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin! … Yakınlık bile uzak gelir sana! … Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde! .. Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya başlarsın! . Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur! . Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin! … Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin! . Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni; ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, “sen o olmuşun” derler! Beğenen sahip olmak ister… Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna! . Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; “aşığım” sanır! . Ama sevdiği uğruna, fedakarlık etmeye gelince sıra, o koku siliniverir üzerinden “kopamama” sabunuyla! . Parasından kopamaz… Mevkiinden kopamaz… Yakınlarından kopamaz… İçinde yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz… “Etraf”tan kopamaz! . Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının üzerinde… Eksiklikler görmeye başlar başlar, yetersizlikler görmeye başlar… Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini; uzaktan acıyarak seyretmeye başlar… Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi sandığı duyguları! . Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında sevgi programı yoktur! .. Beğeniyi, sevgi sanmıştır! .. Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse, bu defa “nefret”e döner “beğeni”; ondan intikam alma duygusu gelişir içinde; ve vicdanla intikam dalgaları arasında bir o yana bir bu yana sürüklenir durur; terkedilmişliğin, uzaklaşmanın, layık olmadığını yaşamanın sanısı içinde! .. Oysa yanlızca, fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını yaşamaktadır! . Cüzdanı için, güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine hoş gelen huyları için, mevkii-koltuğu için, ilmi için beğenmiştir; sevdiğini sanmış; sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş; yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir… Seven ise göze almıştır kopmayı… Dışlanmayı… Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı… Fıtratından gelir sevgi! . Kulluğu sevmek üzeredir! . Onunla, sevmeyi yaşamak istediği için yaratmıştır onu Yaratan… O yüzden kopar anadan-babadan; dünyadan paradan! Seven, karşılıksız sever! … Beğenen karşılığını ister! . Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma, der beğenen! .. Onun zaten fıtratında yoktur sevgi, bilmez aşkın ne olduğunu! .. Ne üzere yaratılmışsa, odur tüm meşgalesi… Karınca gibi çalışır; maymun gibi çiftleşir; aslan gibi yavrularına sahip çıkar… Ama pervane gibi sevemez! . Atamaz kendini ateşe! . Sevgi sonunda yanmayı getirir! .. Beğeni ise sonunda kaçmayı! . Beğenen mahlûkat çoğunluğuna göre, “sevgi” delilikten bir türdür! .. Anlamazlar onlar, sevdiği uğruna, etraf ne derse desin deyip,her şarta katlanmayı! Ve “delillik bu” derler… Beğenme bir tür “hobi”dir! … Bazen ömür boyu sürer, bazen bir kaçyıl, bazen bir kaç ay! .. Sevgi bir ömür boyudur! … Bitmez, tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama hiç gerilemez! .

  • İbrahim Soyalar
    İbrahim Soyalar

    26.11.2014 - 10:28

    Merhaba Sevgili Dost! ... Mutlu ve güzel bir gün geçirmenizi diliyorum sevdiklerinizle... Şiir tadında mutluluklar size... Saygı ve sevgilerimle...

    KIRIK KALP

    Kırıktı…
    Gölgelerin üzerine kapanan
    Pencerenin bir kanadı,
    Aradan geçen rüzgâr
    Islık çalıyordu derinden…

    Gökkuşağının;
    Yedi rengine bölünen
    Hüznüm saklıydı kalbimde,
    Hızlıca nefes alışımın
    Çırpınışı vardı göğsümde…

    Uzun bir gecenin;
    Kısa notlarını tutuyordum
    Titreyen ellerimde,
    Sanki karanlık geceye
    Sözümü geçirebilircesine…

    Kırık bir düş idim;
    Gecenin gülleri solan
    Hüzün saklı bahçesinde,
    Anne yüreği pırıltısına
    Saplanıp kalırdı gözlerim…

    İbrahim SOYALAR

  • Hanifi Kara
    Hanifi Kara

    26.11.2014 - 07:28

    YALNIZLIK

    İtilmiş/kakılmışlık, onların yazgısı mı?
    Topluluklar içinde, yalnız yaşamak çok zor.
    Öyle anlar olur ki, adam gibi adama
    Yalnızken yalnızlık ne, yalnıza yalnızlık kor.

    Kimsesize kimse ol, gözet öksüzü/dulu
    Kolay kolay sezdirmez, evde yoksa da çulu
    Aklından hiç çıkarma, onlar da Hakk’ın kulu
    Garip ve gurabâyı, ne olursun görme hor.

    İçinde yiğit yatar, kepeneğin/abanın
    Sesine kulak verin, her an n’olur tabanın
    Sesi/sedâsı çıkmaz, yalnızın/garibanın
    Mevsimi bile farklı, ağustosda yağar kar.

    Kâinatta öyle ki, her şey dengini bulur
    Her canlı farklı yaşar, herkes kendince solur
    Bir kez olsun hatırla, Allah için ne olur!
    Yaşıyor mu, ölü mü, birde onun hâlin sor?

    Câhilâne ne olur, Hakk’a/haklıya çatma
    “Helâl keyfe kâfidir”, helâle haram katma
    “Kâlû belâ” demiştin, bu sözünü unutma
    Nereden/niçin geldin, biraz olsun kafa yor…? !

    Hanifi KARA

Toplam 8 mesaj bulundu