❤ Mutlu ❤ Huzurlu ❤ Bir❤ Yıl ❤ Olsun❤ ღ ღ ❤ ╚ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ೋ ღ ❤ ღ ೋ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ❤ ღ Güne iyi başla, Üzgün olma, Nefret etme, Aşkı yaşa, Yaşamı sev, Dünü unut, Işığını yansıt, Hayırlı Cumalar Ne olursa olsun gülmeyi unutma... diyerek güzel bir gün ve yeni yaşın sana sağlıklı mutlu vede sevdiklerinle birlikte neşe içinde olması dileğimle
Seni İstemek! Ateşi İstemek, Yanacağını Bile Bile Ateşe Dalmak... Çığlık Çığlığa Sana Akmak Gibi Bir Şey... Seni İstemek! Yanlış Mevsimlere Çiçek Açmak... Yalancı Bahara Aldanmak... İliklerime Kadar İşleyen Güneşe, Kışın Bastırması Gibi Bir Şey... Seni İstemek! Çalıntı Bir Anıya Sarılmak... Benim Olmayan Bir Şeyi Sahiplenmek... İniltili Rüzgarlarda Savrulmak Gibi Bir Şey... Seni İstemek! İçinde Ninni Saklı Akşamlarda Başını Göğsüme Alıp Duygudan Duyguya Sürüklenmek... Aşk Masallarında Kaybolmak Gibi Bir Şey... Seni İstemek, Hücrelerime Kadar İşlemiş Seni İstemek... Dünyaya Sığdıramadığım Seni Kalbime Sığdırmak Gibi Bir Şey...
En güzel ve muhteşem gece, gündüzü olandır.. En güçlü sevgi kaybolmayandır,, En mutlu insan hatırlanandır.. En güzel dostluk serle olandır.. Mutlu, pırıl pırıl Geceler seninle Olsunnnn.. SEVGİMDESİN.. İ Y İ K İ V A R S I N
(¯`´•.¸(¯`´•.¸ _______? ¦? _______ ¸.•´´¯) ¸.•´´¯) ¦ ¦ ¦ °°DOGUM GÜNÜN°°¦ KUTLU OLSUN ¦ ¦ (_¸.•´´(_¸.•´´_¯¯¯¯¯¯¯? ¦? ¯¯¯¯¯¯¯ `´•.¸_) `´•.¸_) ¦ Güne iyi başla, Üzgün olma, Nefret etme, Aşkı yaşa, Yaşamı sev, Dünü unut, Işığını yansıt, Ne olursa olsun gülmeyi unutma... diyerek Yeni yaşın tüm güzelliklerini sevdiklerinizle birlikte sağlıklılı mutlu yaşamanı hayırlı sabahlar ve güzel bir gün olması dileğimle ist dan Ahmet
Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu.
Çocuk babasına, 'Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun' diye sordu...
Zaten yorgun gelen adam, 'Bu senin işin değil' diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk 'Babacım lütfen, bilmek istiyorum' diye üsteledi. ... Adam 'İllâ da bilmek istiyorsan 20 milyon' diye cevap verdi.
Bunun üzerine çocuk 'Peki bana 10 milyon borç verir misin' diye sordu.
Adam iyice sinirlenip, 'Benim senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat' dedi.
Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı.
Adam sinirli sinirli 'Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder.' diye düşündü.
Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, 'Belki de gerçekten lazımdı...' Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı... Yatağında olan çocuğa, 'Uyuyor musun' diye sordu.
Çocuk 'Hayır' diye cevap verdi... 'Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm. Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim' dedi...
Çocuk sevinçle haykırdı, 'Tesekkürler babacığım...' Hemen yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkardı.
Adamın suratına baktı ve yavaşça paraları saydı.
Bunu gören adam iyice sinirlenerek, 'Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun..? Benim, senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok...' diye kızdı.
Çocuk 'Param vardı ama yeterince yoktu' dedi ve yüzünde mahcup bir gülücükle paraları babasına uzattı; 'İşte 20 milyon... Şimdi bir saatini alabilir miyim babacım..? '...!
SADECE VAZGEÇMEYİ BİLDİM...Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim,Ya da asla birini severken karşılığını beklemedim.Dostluğuma değer biçmedim,sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim.Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim.Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım.Ama hata insana mahsustur dedim.Affettim, af diledim.Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.Belki de içten içe sinsice güldüler.Ama asıl unuttukları şuydu; Ben aldanmadım..! Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar.Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için,Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.Oysa ben hiç insan kaybetmedim.Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar..CAN YÜCELYürekleriyle Konuşan, Gözleriyle Gülen Kadınlar... Bir kadın tanımak... Bütün gel-gitleri, kaprisleri, küçük şımarıklıkları, korkuları, şaşkınlıkları, hercailikleri, hayal kırıklıkları, aşkları, terk edilişleri, başarıları, başarısızlıkları, kurnazlıkları, saflıkları, çocuk ağızları, şirinlikleri, küçük yalanları, büyük itirafları, kocaman yürekleri ile kendi olmaya çalışan kadınları tanımak... Bir kadını sevmekle baslar her şey ama, bir kadını tanımakla varılır hayatın sırrına. Bir kadını tanımaya soyunmak zor ama keyifli bir yolculuğa çıkmaktır. Dört mevsimi bir yürekte buluşturur, bu yüzden de sürekli şaşırtırlar. Sürprizlerin ardı arkası kesilmez. Zordur anlamak onları. Benzemek gerekir anlayabilmek için belki de! Kendi zekasını hatırlatanları sever, sevgisini göstermekten ürkmeyenleri, sürprizlere hazırlıklı olanları bir de. Muson yağmurları gibi yağarken, Sahra' da çöl fırtınası koparıp ardından güneş olup ısıtabilirler. Dedim ya bir dünyadır kadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen... Bir kadını sevmekle başlar her şey ama, bir kadını tanımakla anlaşılır, hayatın sırrına ancak aşkla varılacağına. Sevgi arsızıdır kadın. Verdiğinden daha fazlasını isteme bencilliğini gösterecek kadar sevgi arsızı... Bu yanını doyurunca şımaracağından korkanlar, birlikte çoğalacaklarını bilmeyenlerdir. Bir kadını sevmekle başlar her şey ama, bir kadını tanımakla kanat çırpılır özgürlüğün bütün maviliklerine. Kendine inananlara, aşka inananlara koşar. Hem yaman bir aşk avcısı, hem de engebeli yollarda koşmaktan bitap aşk yorgunudur kadın. Bir kadını sevmekle baslar her şey ama bir kadını tanımakla çıkılır keyifli serüvenlere. Hayatla dalga geçmesini bilir kadın, tıpkı kendiyle dalga geçmesini bildiği gibi. Ağız dolusu gülüşlere teslim olur. Bir kadını sevmekle başlar her şey ama bir kadını tanımakla tanık olunur tutkuların gücüne. Göze alandır kadın. Çekip gitmeyi, sahip olduklarından vazgeçmeyi, karşılık beklememeyi... Mücadele eder, kızar, bağırır ama hep sever. Dedim ya bir dünyadır kadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen... Yüreğini sevgiye açan ve sevmekten korkmayan bütün kadınlar gibi... Şimdi bir düşünün, kaç kadını değil bir kadını tanıyabildiniz mi bugüne değin? ? ? Yaratan, kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti, kadınlar geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar. Ahmet Altan
Küçük kız,hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı.Hemen bir not yazdı,yolladı.
Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki,her öğle yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı. Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu.Aksam eve giderken,kazandığı paranın bir parçasını her zaman köse basında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.
Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki...iki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti. Karnini ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki tek odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi
Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu.Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı.Bir yangın başlıyordu.Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki,önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı...
Anneler,babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar...
Bütün bunların hepsi,beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir tebessümün sonucuydu.
MUTLU BİR GÜLÜMSEYiŞiN YERiNi HiÇ BiR TATLI SÖZ TUTAMAZ unutmayın...
Genc bir cift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine tasinmislar. Sabah kahvalti yaparlarken, komsu da camasirlari asiyormus. Kadin kocasina ' Bak, camasirlari yeterince temiz degil, camasir yikamayi bilmiyor, belki de dogru sabunu kullanmiyor.' demis. Kocasi ona bakmis, hicbir sey soylememis, kahvaltisina devam etmis.
Kadin, komsusunun camasir astigini gordugu her sabah ayni yorumu yapmaya devam etmis.
Bir ay kadar sonra, bir sabah, komsusunun camasirlarinin tertemiz oldugunu goren kadin cok sasirmis 'Bak' demis kocasina ' Camasir yikamayi ogrendi sonunda, merak ediyorum, kim ogretti acaba? '
'Ben bu sabah biraz erken kalkip penceremizi sildim' diye cevap vermis kocasi.
Hayatta da boyle degil midir?
Baskalarini izlerken gorduklerimiz, baktigimiz pencerenin ne kadar temiz olduguna baglidir. Birini elestirmeden ve hemen yargilamadan once kendi zihin durumumuza bakmak ve 'iyi' olani gormeye hazir olup olmadigimizi farketmek guzel bir fikir olabilir
Her hayat bir romandır kader kitaplığında Hepsi bekler raflarda okunacağı anı İnsanoğlu öyküyü kendi yazar sansa da Yazılmış çok önceden, seçilmiş kahramanı
Her sevda bir şiirdir, kalpse şiir defteri.. Önce kalbe yazılır aşkların en güzeli Sonunu kader yazar; mutlak eder tecelli Ya sabrın mükafatı, ya günahın bedeli
Nice dramlar geçer hayat denen sahneden Her kul birer oyuncu, acemi yada usta Kimi roller zor elbet, ama ne gelir elden imkansız bile olsa, ödün yok bu hususta
bazı aşklar destandır, okunur da hiç bitmez hatta kimilerini yazmaya ömür yetmez tarihe geçer adı, kahramanı bilinmez belki senin hikayen belki benim; fark etmez
en büyük resim hayat, Rabb’imin nakşettiği öyle bir mucize ki, taklidi dahi olmaz binlerce renk - dokunun içinde dans ettiği bir sanattır yaşamak.. öyle boşa harcanmaz
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat! İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin...
Kişi sevdiğiyle olmak ister! . Sevdiğinin hâliyle hâllenir… Sevgisi kadar, onunla yaşar! . Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için, çoğunlukla, “beğeni” ile “sevgi”yi birbirine karıştırırız.
“Beğeni” yanında “sahip olma” arzusuyla açığa çıkar! .Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın… Bu tüm mahlukatta çok yaygın bir duygudur! . Kimi, beğendiğini cebine sokar; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister; kimi yakalayıp inine sürükler… Her mahlûk yaradılış fıtratına göre, beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister.
“Sevmek” ise bundan çok farklıdır…
Sevince, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin! . Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana, onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin! … Yakınlık bile uzak gelir sana! … Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde! .. Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya başlarsın! . Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur! .
Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin! … Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin! .
Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni; ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, “sen o olmuşun” derler!
Beğenen sahip olmak ister…
Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna! .
Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; “aşığım” sanır! . Ama sevdiği uğruna, fedakarlık etmeye gelince sıra, o koku siliniverir üzerinden “kopamama” sabunuyla! . Parasından kopamaz… Mevkiinden kopamaz… Yakınlarından kopamaz… İçinde yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz… “Etraf”tan kopamaz! . Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının üzerinde… Eksiklikler görmeye başlar, yetersizlikler görmeye başlar… Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini; uzaktan acıyarak seyretmeye başlar… Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi sandığı duyguları! . Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında sevgi programı yoktur! .. Beğeniyi, sevgi sanmıştır! ..
Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse, bu defa “nefret”e döner “beğeni”; ondan intikam alma duygusu gelişir içinde; ve vicdanla intikam dalgaları arasında bir o yana bir bu yana sürüklenir durur; terkedilmişliğin, uzaklaşmanın, layık olmadığını yaşamanın sanısı içinde! ..
Oysa yalnızca, fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını yaşamaktadır! . Cüzdanı için, güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine hoş gelen huyları için, mevkii-koltuğu için, ilmi için beğenmiştir; sevdiğini sanmış; sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş; yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir…
Seven ise göze almıştır kopmayı… Dışlanmayı… Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı…
Fıtratından gelir sevgi! . Kulluğu sevmek üzeredir! . Onunla, sevmeyi yaşamak istediği için yaratmıştır onu Yaratan… O yüzden kopar anadan-babadan; dünyadan paradan!
Seven, karşılıksız sever! …
Beğenen karşılığını ister! .
Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma, der beğenen! .. Onun zaten fıtratında yoktur sevgi, bilmez aşkın ne olduğunu! .. Ne üzere yaratılmışsa, odur tüm meşgalesi… Karınca gibi çalışır; maymun gibi çiftleşir; aslan gibi yavrularına sahip çıkar… Ama pervane gibi sevemez! . atamaz kendini ateşe! .
Sevgi sonunda yanmayı getirir! .. Beğeni ise sonunda kaçmayı! .
Beğenen mahlûkat çoğunluğuna göre, “sevgi” delilikten bir türdür! .. Anlamazlar onlar, sevdiği uğruna, etraf ne derse desin deyip, her şarta katlanmayı! Ve “delillik bu” derler…
Beğenme bir tür “hobi”dir! … Bazen ömür boyu sürer, bazen birkaç yıl, bazen bir kaç ay! ..
Sevgi bir ömür boyudur! … Bitmez, tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama hiç gerilemez! . Çoğunlukla karşısındakinden yüzünü göstermesinden gelir sevgi insana! .. Bazen de özünden gösterir yüzünü O! … O zaman onlar için derler ki, “Allah”a aşık oldu! ..
“Kendine seçtikleri”dir sevenleri bir çehreden! … Özünden sevgiyi yaşayanlardır, “mukarreb”leri! …
Hünerlerini sergilemek için yaratmıştır herşeyi…
Sevmek için yaratmıştır sevilenleri! .
Gözlerinde seyretmek için gözleri olarak yaratmıştır “aşk”ı yaşattıklarını! ..
Avam anlamaz ve bilmez bu aşkı! . Bunun aşk olduğunu! ..
Oysa gerçek “aşk” O’nun ateşine pervane gibi atılıp; varlığını O’nda yitirip; O’nun “Baki”liğini yaşattıklarıdır gerçek “aşık”lar! ..
Özel bir fıtratla gelmişlerdir onlar, “aşık” olmak için! .. Yaşamları boyunca bir değer taşımamıştır dünya ve içindekiler! ..
mine bir saksı fazla gelir; küçücük bir umut bile olsa yeşertmek istesin onu büyütmek emek ister bir saksıda bile olsa Kimine Bir Saksı Fazla Gelir,Kimine Ormanları Vaad Etsen Nafile... Hani bir umut vardır ya O umutla aydınlanır her günün O umutla yaşama bağlanırsın ama o kendi hüznüne o kadar dalmıştır ki görmez senin yeşertmek istediğin fidanları Verdiğin değeri anlayamaz kalbi Ya hiç bu kadar sevilmemiştir ya da sevgini büyüklüğü korkutmuştur onu Halbuki senin yaptığın sadece onu sevmektir Sadece sevmek İçten sıcak yüreğini ortaya koyarak sevmek
Kimine de ormanları vaad etsen nafile Hep daha fazlasını ister şımarıkça Yüreğinin büyüklüğünü görmeden ummanlar ister senden Halbuki sen kalbini sermişsindir yollarına ama o tek bir daldaki sevdayı hor görüp hep yalancı baharlar arar kendine Seni kaybettiği gün anlayacaktır ama nafile
Dedim ya sevmek zor iş sevdadan anlayanı bulmak daha da zor ' Kimine bir saksı fazla gelir kimine ormanları vaad etsen nafile '
Hayatı Şarj Etmeyi Biliyor musunuz? Zaman öyle hızlı akıp gitmekte, yıllar öyle çabuk geçmekte ki payımıza düşen yaşam dilimini olabildiğince dolu dolu yaşamaya çalışmak zorundayız. Acısıyla ve tatlısıyla.... Hiçbir şeyi ertelemeden, yarına bırakmada ...
09.05.2017 - 22:01
Site arkadaşımız Bayan Gül Eren
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**
- Ayrıca sizi sitemizdeki bu gruplarımızda görmek dileklerimle esen kalın...
* Gizler Dünyası *
* Pen-Pal Club *
* Antoloji Sitesi Üyeler Birliği *
09.05.2016 - 20:02
* Arkadaş Grubumdan * Site arkadaşımız Bayan Gül Eren
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**
Dr.Jivago - Işık German Ersoy
09.05.2014 - 11:52
❤ Mutlu ❤ Huzurlu ❤ Bir❤ Yıl ❤ Olsun❤ ღ
ღ ❤ ╚ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ೋ ღ ❤ ღ ೋ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ❤ ღ
Güne iyi başla,
Üzgün olma,
Nefret etme,
Aşkı yaşa,
Yaşamı sev,
Dünü unut,
Işığını yansıt,
Hayırlı Cumalar
Ne olursa olsun gülmeyi unutma... diyerek güzel bir gün ve yeni yaşın sana sağlıklı mutlu vede sevdiklerinle birlikte neşe içinde olması dileğimle
24.07.2013 - 18:48
Seni İstemek!
Ateşi İstemek, Yanacağını Bile Bile Ateşe Dalmak...
Çığlık Çığlığa Sana Akmak Gibi Bir Şey...
Seni İstemek!
Yanlış Mevsimlere Çiçek Açmak...
Yalancı Bahara Aldanmak...
İliklerime Kadar İşleyen Güneşe, Kışın Bastırması Gibi Bir Şey...
Seni İstemek!
Çalıntı Bir Anıya Sarılmak...
Benim Olmayan Bir Şeyi Sahiplenmek...
İniltili Rüzgarlarda Savrulmak Gibi Bir Şey...
Seni İstemek!
İçinde Ninni Saklı Akşamlarda Başını Göğsüme Alıp Duygudan Duyguya Sürüklenmek...
Aşk Masallarında Kaybolmak Gibi Bir Şey...
Seni İstemek,
Hücrelerime Kadar İşlemiş Seni İstemek...
Dünyaya Sığdıramadığım Seni Kalbime Sığdırmak Gibi Bir Şey...
05.07.2013 - 00:36
En güzel ve muhteşem gece, gündüzü olandır..
En güçlü sevgi kaybolmayandır,,
En mutlu insan hatırlanandır..
En güzel dostluk serle olandır..
Mutlu, pırıl pırıl Geceler seninle Olsunnnn..
SEVGİMDESİN.. İ Y İ K İ V A R S I N
09.05.2013 - 13:48
Sevgili antoloji arkadaşım;
Doğum gününüzü en içten dileklerimle kutlar, yaşam boyu başarı ve mutluluklar dilerim.
Hayat sevgi kadar güzel aşk gibi güçlü olsun..
Doğum gününüzün anısına ** RÜYA ** gibi şiirimin şarkısını aşağıdaki linkten dinlemek ister misiniz?
http://www.ibrahimyilmaz-siirleri.com/bestelenen-1.html
** RÜYA GİBİ **
Rüya gibi uçup bitti
O güzelim mutlu anlar
Bir hayaldi geçip gitti
O sevecen tatlı yıllar.
Mazideki o yıllara
Şöyle dönüp bir baksana
Sarhoş eden duygu gibi
Alır bizi kollarına.
Solmaz denen güzellikler
Hep yalanmış yalan meğer
Hayat denen tüm gerçekler
Bir anlık rüyaymış meğer.
Nerde şimdi nerde kaldı
Yalan olan çocukluğum
Bir yıldızdı kaydı gitti
Aşka kanan o gençliğim.
Kutlu olsun doğum günün
Mutlu olsun melek yüzün
Aşkla gülsün bütün ömrün
Sevip sarsın petek gönlün.
İbrahim Yılmaz
Güfte: İbrahim Yılmaz
Beste:Ersin Kayışlı - Mustafa Açıkgöz
Okuyan: Mustafa Açıkgöz
Not:bu şarkının yasal telif hakları mevcuttur.
Bestekar saygıdeğer Ersin Kayışlı hocama ve şarkıyı okuyan saygıdeğer Mustafa Açıkgöz kardeşime sonsuz teşekkürlerimi sunarım...
Ayrıca ANTOLOJİ sayfamdaki şiirlerimi okuyup yorum yaparsanız çok mutlu olurum.
Tekrar nice mutlu yıllar diler. Akçaydan selam ve sevgilerimi iletiyorum.
İbrahim Yılmaz
09.05.2013 - 08:18
(¯`´•.¸(¯`´•.¸ _______? ¦? _______ ¸.•´´¯) ¸.•´´¯) ¦ ¦ ¦ °°DOGUM GÜNÜN°°¦ KUTLU OLSUN ¦ ¦ (_¸.•´´(_¸.•´´_¯¯¯¯¯¯¯? ¦? ¯¯¯¯¯¯¯ `´•.¸_) `´•.¸_) ¦ Güne iyi başla, Üzgün olma, Nefret etme, Aşkı yaşa, Yaşamı sev, Dünü unut, Işığını yansıt, Ne olursa olsun gülmeyi unutma... diyerek Yeni yaşın tüm güzelliklerini sevdiklerinizle birlikte sağlıklılı mutlu yaşamanı hayırlı sabahlar ve güzel bir gün olması dileğimle ist dan Ahmet
21.09.2011 - 19:40
Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu.
Çocuk babasına, 'Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun' diye sordu...
Zaten yorgun gelen adam, 'Bu senin işin değil' diye cevap verdi. Bunun üzerine çocuk 'Babacım lütfen, bilmek istiyorum' diye üsteledi.
...
Adam 'İllâ da bilmek istiyorsan 20 milyon' diye cevap verdi.
Bunun üzerine çocuk 'Peki bana 10 milyon borç verir misin' diye sordu.
Adam iyice sinirlenip, 'Benim senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat' dedi.
Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı.
Adam sinirli sinirli 'Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder.' diye düşündü.
Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, 'Belki de gerçekten lazımdı...' Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı... Yatağında olan çocuğa, 'Uyuyor musun' diye sordu.
Çocuk 'Hayır' diye cevap verdi... 'Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm. Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim' dedi...
Çocuk sevinçle haykırdı, 'Tesekkürler babacığım...' Hemen yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkardı.
Adamın suratına baktı ve yavaşça paraları saydı.
Bunu gören adam iyice sinirlenerek, 'Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun..? Benim, senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok...' diye kızdı.
Çocuk 'Param vardı ama yeterince yoktu' dedi ve yüzünde mahcup bir gülücükle paraları babasına uzattı; 'İşte 20 milyon... Şimdi bir saatini alabilir miyim babacım..? '...!
11.09.2011 - 23:18
SADECE VAZGEÇMEYİ BİLDİM...Asla sevmediğim birine seni seviyorum demedim,Ya da asla birini severken karşılığını beklemedim.Dostluğuma değer biçmedim,sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim.Sevdiysem sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim.Bazen çok kırıldım, bazen belki de kırdım.Ama hata insana mahsustur dedim.Affettim, af diledim.Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yinede affettim.Onlar belki beni saflıkla yargıladılar.Belki de içten içe sinsice güldüler.Ama asıl unuttukları şuydu; Ben aldanmadım..! Aldanan her zaman kendileri oldular ama bunu anlayamadılar.Bir insan kaybının ne olduğu bilemedikleri için,Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği için.Oysa ben hiç insan kaybetmedim.Sadece zamanı geldiğinde vazgeçmeyi bildim o kadar..CAN YÜCELYürekleriyle Konuşan, Gözleriyle Gülen Kadınlar... Bir kadın tanımak... Bütün gel-gitleri, kaprisleri, küçük şımarıklıkları, korkuları, şaşkınlıkları, hercailikleri, hayal kırıklıkları, aşkları, terk edilişleri, başarıları, başarısızlıkları, kurnazlıkları, saflıkları, çocuk ağızları, şirinlikleri, küçük yalanları, büyük itirafları, kocaman yürekleri ile kendi olmaya çalışan kadınları tanımak... Bir kadını sevmekle baslar her şey ama, bir kadını tanımakla varılır hayatın sırrına. Bir kadını tanımaya soyunmak zor ama keyifli bir yolculuğa çıkmaktır. Dört mevsimi bir yürekte buluşturur, bu yüzden de sürekli şaşırtırlar. Sürprizlerin ardı arkası kesilmez. Zordur anlamak onları. Benzemek gerekir anlayabilmek için belki de! Kendi zekasını hatırlatanları sever, sevgisini göstermekten ürkmeyenleri, sürprizlere hazırlıklı olanları bir de. Muson yağmurları gibi yağarken, Sahra' da çöl fırtınası koparıp ardından güneş olup ısıtabilirler. Dedim ya bir dünyadır kadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen... Bir kadını sevmekle başlar her şey ama, bir kadını tanımakla anlaşılır, hayatın sırrına ancak aşkla varılacağına. Sevgi arsızıdır kadın. Verdiğinden daha fazlasını isteme bencilliğini gösterecek kadar sevgi arsızı... Bu yanını doyurunca şımaracağından korkanlar, birlikte çoğalacaklarını bilmeyenlerdir. Bir kadını sevmekle başlar her şey ama, bir kadını tanımakla kanat çırpılır özgürlüğün bütün maviliklerine. Kendine inananlara, aşka inananlara koşar. Hem yaman bir aşk avcısı, hem de engebeli yollarda koşmaktan bitap aşk yorgunudur kadın. Bir kadını sevmekle baslar her şey ama bir kadını tanımakla çıkılır keyifli serüvenlere. Hayatla dalga geçmesini bilir kadın, tıpkı kendiyle dalga geçmesini bildiği gibi. Ağız dolusu gülüşlere teslim olur. Bir kadını sevmekle başlar her şey ama bir kadını tanımakla tanık olunur tutkuların gücüne. Göze alandır kadın. Çekip gitmeyi, sahip olduklarından vazgeçmeyi, karşılık beklememeyi... Mücadele eder, kızar, bağırır ama hep sever. Dedim ya bir dünyadır kadınlar, yürekleriyle konuşan, gözleriyle gülen... Yüreğini sevgiye açan ve sevmekten korkmayan bütün kadınlar gibi... Şimdi bir düşünün, kaç kadını değil bir kadını tanıyabildiniz mi bugüne değin? ? ? Yaratan, kadınlara geçmişi ve geleceği, erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti, kadınlar geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz, erkekler daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız olurlar. Ahmet Altan
09.07.2011 - 16:48
SAHi; SEN 'AŞK'A İNANIR MISIN?
Sen rüyalara inanır mısın?
Anlatabilir misin hiç gitmediğin ormanı?
Uyku tutmayan gecelerde hayal kurar mısın?
Sonra o hayallerin peşinden koşar mısın?
Karanlığı yada aydınlığı tarif edebilir misin?
Hatırlayabilir misin her gözyaşının sebebini?
Nedensizce sevdiğini arayıp 'canımsın' dermisin?
Kimsesizliğe katlanabilir misin?
Yağmurda ıslanır mısın umarsızca?
Ve...
Ve inanırmısın her yağmurdan sonraki gökkuşağına?
Bilir misin unutmayı?
Yada
Hiç aklında yokken hatırlamayı...
SAHi; SEN 'AŞK'A İNANIR MISIN?
27.06.2011 - 01:59
BiR TEBESSÜM HiKAYESi
Küçük kız,hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın
kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın
geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini
hatırladı.Hemen bir not yazdı,yolladı.
Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki,her öğle yemek yediği
lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı. Garson kız ilk defa
böyle bir bahşiş alıyordu.Aksam eve giderken,kazandığı paranın bir
parçasını her zaman köse basında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.
Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki...iki gündür boğazından aşağı
lokma geçmemişti. Karnini ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman
bodrumundaki tek odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi
ki, bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi
Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada
sabaha kadar koşuşturdu.Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar
sardı.Bir yangın başlıyordu.Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya
başladı ki,önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı...
Anneler,babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp,
ölümden kurtardılar...
Bütün bunların hepsi,beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir
tebessümün sonucuydu.
MUTLU BİR GÜLÜMSEYiŞiN YERiNi HiÇ BiR TATLI SÖZ TUTAMAZ unutmayın...
26.06.2011 - 10:14
GÖNÜL SARAYI
Şiir dünyasında nice grup var.
Kimisinde hizip, kiminde harp var.
Bakarsın ev sahibi ve garip var.
GÖNÜL SARAYI bizimdir, bil dostum.
Amaç çokluk değil, az ve öz olmak.
Tüm arkadaşları gören göz olmak.
Polemikler değil, güzel söz olmak.
Dostluk istiyorsan sen de gel dostum….
GÖNÜL SARAYI isimli grubumuza beklediğimi ifade ederken saygılar gönderiyorum..
Mustafa EROL
Link: http://gruplar.antoloji.com/gonul-sarayi/
25.06.2011 - 22:14
Eleştiri Penceremiz Ne Kadar Temiz?
Genc bir cift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine tasinmislar. Sabah kahvalti yaparlarken, komsu da camasirlari asiyormus. Kadin kocasina ' Bak, camasirlari yeterince temiz degil, camasir yikamayi bilmiyor, belki de dogru sabunu kullanmiyor.' demis. Kocasi ona bakmis, hicbir sey soylememis, kahvaltisina devam etmis.
Kadin, komsusunun camasir astigini gordugu her sabah ayni yorumu yapmaya devam etmis.
Bir ay kadar sonra, bir sabah, komsusunun camasirlarinin tertemiz oldugunu goren kadin cok sasirmis 'Bak' demis kocasina ' Camasir yikamayi ogrendi sonunda, merak ediyorum, kim ogretti acaba? '
'Ben bu sabah biraz erken kalkip penceremizi sildim' diye cevap vermis kocasi.
Hayatta da boyle degil midir?
Baskalarini izlerken gorduklerimiz, baktigimiz pencerenin ne kadar temiz olduguna baglidir. Birini elestirmeden ve hemen yargilamadan once kendi zihin durumumuza bakmak ve 'iyi' olani gormeye hazir olup olmadigimizi farketmek guzel bir fikir olabilir
20.06.2011 - 21:18
Hayat Bir Sanat-
Her hayat bir romandır kader kitaplığında
Hepsi bekler raflarda okunacağı anı
İnsanoğlu öyküyü kendi yazar sansa da
Yazılmış çok önceden, seçilmiş kahramanı
Her sevda bir şiirdir, kalpse şiir defteri..
Önce kalbe yazılır aşkların en güzeli
Sonunu kader yazar; mutlak eder tecelli
Ya sabrın mükafatı, ya günahın bedeli
Nice dramlar geçer hayat denen sahneden
Her kul birer oyuncu, acemi yada usta
Kimi roller zor elbet, ama ne gelir elden
imkansız bile olsa, ödün yok bu hususta
bazı aşklar destandır, okunur da hiç bitmez
hatta kimilerini yazmaya ömür yetmez
tarihe geçer adı, kahramanı bilinmez
belki senin hikayen belki benim; fark etmez
en büyük resim hayat, Rabb’imin nakşettiği
öyle bir mucize ki, taklidi dahi olmaz
binlerce renk - dokunun içinde dans ettiği
bir sanattır yaşamak.. öyle boşa harcanmaz
Özlem Geray
18.06.2010 - 22:46
HERŞEY SENDE GİZLİ
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
CAN YÜCEL
08.06.2010 - 00:48
Sevgi Nedir
Kişi sevdiğiyle olmak ister! . Sevdiğinin hâliyle hâllenir… Sevgisi kadar, onunla yaşar! . Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için, çoğunlukla, “beğeni” ile “sevgi”yi birbirine karıştırırız.
“Beğeni” yanında “sahip olma” arzusuyla açığa çıkar! .Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın… Bu tüm mahlukatta çok yaygın bir duygudur! . Kimi, beğendiğini cebine sokar; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister; kimi yakalayıp inine sürükler… Her mahlûk yaradılış fıtratına göre, beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister.
“Sevmek” ise bundan çok farklıdır…
Sevince, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin! . Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana, onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin! … Yakınlık bile uzak gelir sana! … Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde! .. Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya başlarsın! . Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur! .
Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin! … Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin! .
Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni; ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, “sen o olmuşun” derler!
Beğenen sahip olmak ister…
Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna! .
Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; “aşığım” sanır! . Ama sevdiği uğruna, fedakarlık etmeye gelince sıra, o koku siliniverir üzerinden “kopamama” sabunuyla! . Parasından kopamaz… Mevkiinden kopamaz… Yakınlarından kopamaz… İçinde yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz… “Etraf”tan kopamaz! . Derken kusurlar belirmeye başlar sevdiğini sandığının üzerinde… Eksiklikler görmeye başlar, yetersizlikler görmeye başlar… Bunlar önce acıma duygusuna dönüştürür sevgisini; uzaktan acıyarak seyretmeye başlar… Sonra tatlı bir anıya dönüşür, sevgi sandığı duyguları! . Bu tecrübe gösterir ki, onun fıtratında sevgi programı yoktur! .. Beğeniyi, sevgi sanmıştır! ..
Uzaklaşma ondan gelmemiş de, karşısındakinden gelmişse, bu defa “nefret”e döner “beğeni”; ondan intikam alma duygusu gelişir içinde; ve vicdanla intikam dalgaları arasında bir o yana bir bu yana sürüklenir durur; terkedilmişliğin, uzaklaşmanın, layık olmadığını yaşamanın sanısı içinde! ..
Oysa yalnızca, fıtratında olmayan gerçek sevginin sonuçlarını yaşamaktadır! . Cüzdanı için, güzelliği-yakışıklılığı için, kendisine hoş gelen huyları için, mevkii-koltuğu için, ilmi için beğenmiştir; sevdiğini sanmış; sahip olamayınca da arzusuna erişememenin düş kırıklığı içinde kopmuş; yalnızca çıkarları doğrultusunda yaşamayı tercih etmiştir…
Seven ise göze almıştır kopmayı… Dışlanmayı… Paradan-puldan, namdan nişandan, dosttan akrabadan uzak kalmayı…
Fıtratından gelir sevgi! . Kulluğu sevmek üzeredir! . Onunla, sevmeyi yaşamak istediği için yaratmıştır onu Yaratan… O yüzden kopar anadan-babadan; dünyadan paradan!
Seven, karşılıksız sever! …
Beğenen karşılığını ister! .
Benim istediğim gibi yaşarsan seni boğarım sahip olduklarıma, der beğenen! .. Onun zaten fıtratında yoktur sevgi, bilmez aşkın ne olduğunu! .. Ne üzere yaratılmışsa, odur tüm meşgalesi… Karınca gibi çalışır; maymun gibi çiftleşir; aslan gibi yavrularına sahip çıkar… Ama pervane gibi sevemez! . atamaz kendini ateşe! .
Sevgi sonunda yanmayı getirir! .. Beğeni ise sonunda kaçmayı! .
Beğenen mahlûkat çoğunluğuna göre, “sevgi” delilikten bir türdür! .. Anlamazlar onlar, sevdiği uğruna, etraf ne derse desin deyip, her şarta katlanmayı! Ve “delillik bu” derler…
Beğenme bir tür “hobi”dir! … Bazen ömür boyu sürer, bazen birkaç yıl, bazen bir kaç ay! ..
Sevgi bir ömür boyudur! … Bitmez, tükenmez, bazen durulur, bazen coşar ama hiç gerilemez! . Çoğunlukla karşısındakinden yüzünü göstermesinden gelir sevgi insana! .. Bazen de özünden gösterir yüzünü O! … O zaman onlar için derler ki, “Allah”a aşık oldu! ..
“Kendine seçtikleri”dir sevenleri bir çehreden! … Özünden sevgiyi yaşayanlardır, “mukarreb”leri! …
Hünerlerini sergilemek için yaratmıştır herşeyi…
Sevmek için yaratmıştır sevilenleri! .
Gözlerinde seyretmek için gözleri olarak yaratmıştır “aşk”ı yaşattıklarını! ..
Avam anlamaz ve bilmez bu aşkı! . Bunun aşk olduğunu! ..
Oysa gerçek “aşk” O’nun ateşine pervane gibi atılıp; varlığını O’nda yitirip; O’nun “Baki”liğini yaşattıklarıdır gerçek “aşık”lar! ..
Özel bir fıtratla gelmişlerdir onlar, “aşık” olmak için! .. Yaşamları boyunca bir değer taşımamıştır dünya ve içindekiler! ..
06.06.2010 - 14:34
mine bir saksı fazla gelir; küçücük bir umut bile olsa yeşertmek istesin onu büyütmek emek ister bir saksıda bile olsa
Kimine Bir Saksı Fazla Gelir,Kimine Ormanları Vaad Etsen Nafile... Hani bir umut vardır ya
O umutla aydınlanır her günün
O umutla yaşama bağlanırsın ama o kendi hüznüne o kadar dalmıştır ki görmez senin yeşertmek istediğin fidanları
Verdiğin değeri anlayamaz kalbi
Ya hiç bu kadar sevilmemiştir ya da sevgini büyüklüğü korkutmuştur onu
Halbuki senin yaptığın sadece onu sevmektir
Sadece sevmek
İçten sıcak yüreğini ortaya koyarak sevmek
Kimine de ormanları vaad etsen nafile
Hep daha fazlasını ister şımarıkça
Yüreğinin büyüklüğünü görmeden ummanlar ister senden
Halbuki sen kalbini sermişsindir yollarına ama o tek bir daldaki sevdayı hor görüp hep yalancı baharlar arar kendine
Seni kaybettiği gün anlayacaktır ama nafile
Dedim ya sevmek zor iş sevdadan anlayanı bulmak daha da zor
' Kimine bir saksı fazla gelir kimine ormanları vaad etsen nafile '
05.06.2010 - 00:57
Hayatta Önemli İki Şey
İKİ ŞEY
İki şey 'Kalitesiz İnsan'ın özelliğidir:
1- Şikayetçilik
2- Dedikodu
İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer:
1- Bakış açısını değiştirmek
2- Karşındakinin yerine kendini koyabilmek
İki şey yanlış yapmanı engeller:
1- Şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgeçinden geçirmek
2- Hak yememek
İki şey kişiyi gözden düşürür:
1- Demagoji (Laf kalabalığı)
2- Kendini ağıra satmak (övmek, vazgeçilmez göstermek)
İki şey insanı 'Nitelikli İnsan' yapar:
1- İradeye hakim Olmak
2- Uyumlu Olmak
İki şey 'Ekstra Değer' katar:
1- Hitabet ve diksiyon eğitimi almak
2- Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek
İki şey geri bırakır:
1- Kararsızlık
2- Cesaretsizlik
İki şey kaşif yapar:
1- Nitelikli çevre
2- Biraz delilik
İki şey ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar:
1- Baskın yeteneği bulmak
2- Sevdiğin işi yapmak
İki şey başarının sırrıdır:
1- Ustalardan ustalığı öğrenmek
2- Kendini güncellemek
İki şey başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır:
1- Niyetin saf olması
2- Ruhsal farkındalık
İki şey milyonlarca insandan ayırır:
1- Sorunun değil, çözümün parçası olmak
2- Hayata ve her şeye yeni (özgün, orijinal, farklı) bakış açısıyla
yaklaşabilmek
İki şey gelişmeyi engeller:
1- Aşırılık (mübalağa, abartı, ifrat)
2- Felakete odaklanmış olmak
İki şey çözüm getirir:
1- Tebessüm (gülümseme)
2- Sükut (susmak)
İki şeyin değeri kaybedilince anlaşılır:
1- Anne
2- Baba
İki şey geri alınmaz:
1- Geçen zaman
2- Söylenen söz
İki şey ulaşmaya değerdir:
1- Sevgi
2- Bilgi
İki şey 'hayatta önemli olan her şey' içindir:
1- Nefes alabilmek
2- Nefes verebilmek
Toplam 18 mesaj bulundu